Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SSAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
Tayyip Erdoğan'ın son dönemde yerel seçimler sonrasına dönük mesajlan dikkat çekiyor
AKP'nin '28Mart' planıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tay-
yip Erdoğan'ın son dö-
nemlerde "Derin demok-
rasiyi güçlendireceğiz,
daha sağlam bir sistem
kuracağız, Önümüzdeki
seçimde parnıak ısırtacak ba-
şarımız, derin demokrasi bi-
lincine karşı her tür-
~ lü provokasyonu da
akim bırakacakûr"
sözleri, AKP'nin ye-
rel seçimler sonrasına dönük
planlannı açığa vuruyor. Yüz-
de 40-45 oranında oy hesabı ya-
nan AKP'nin. bu hedefe ulaşıl-
ması durumunda geri adım
• Yüzde 40-45 oranında oy hesabı yapan AKP'nin, bu hedefe ulaşılması durumunda
geri adım atmak zorunda kaldığı imam hatip, türban ve Kuran kurslan gibi laik rejimle
çatışmaya dönük konulan daha ısrarcı biçimde gündeme getirmesi bekleniyor.
atmak zorunda kaldığı imam hatip, türban ve
Kuran kurslan gibi laik rejimle çatışmaya dö-
nük konulan daha ısrarcı biçimde gündeme ge-
tirmesi bekleniyor.
Erdoğan'ın son dönemde yerel seçimler son-
rasına dönük mesajlan dikkat çekiyor. Erdoğan.
"Rejimi değil sistemi değiştirerek derin demok-
rasiyi güçlendirmek istediklerini" belirtirken
bunun için 28 Mart seçımındeki sonucun önem-
li olacağını söyledi. Anayasal rejim üzerinde hiç-
bir tartışma olmadığını savunan Erdoğan, "Se-
çimde parnıak ısırtacak başanmız, demokratik
cumhuriyete ve derin demokrasi bilincine kar-
şı her türlii provokasyonu da akim (başansız) bı-
rakacakbr,buböylebDme''dedi. Erdoğan'ın bu
sözleri, 28 Mart seçimlerinde en az yüzde 40-
45 oy hedefleyen AKP'nin planlan konusunda
ilk ipuçlannı veriyor. AKP'nin bu hedefin tut-
turulması durumunda yerel seçimler sonrasın-
da bugüne kadar büyük tepki çekeceği gerek-
çesiyle gündeme getiremediği ya da geri adım
atmak zorunda kaldığı pek çok anayasal ve ya-
sal değişikliği gündeme taşıması bekJeniyor.
Bu konular arasuıda üniversitelerde türban ser-
bestliği, imam hatip lisesi öğrencilerüıe tüm
üniversitelerin açılması, Kuran kurslarmın ser-
best hale getirilmesi, orman arazilerinin satışı
için anayasa değişikliği yer alıyor. AKP'nin, ye-
rel seçimlerden güçlü çıkması durumunda baş-
kanlık sistemini de tartışmaya açacağına dik-
kat çekilirken, bu girişimlerine yönelik tepki-
leri ise "Halk bizim projelerimia destekJediği
için yüzde40-45 oranında oyverdi* gerekçesiy-
le görmezden geleceği belirtiliyor.
'Demokrasinin derlni, yüzeyseli olmaz'
Erdoğan'ın "derin demokrakrasi, şifre ve
kod" gibi sözcüklerle süslediği konuşmasına par-
ti içinden de tepkı geldı. Ankara Millervekili Er-
sönmezYarbay. "Demokrasi demokrasidir,de-
mokrasinin derini ya da yüzeyseli ohnaz. Fğer
yerel seçimlerde adaylan ön seçimle değil de
merkez yoklamasıyla belirierseniz o zaman de-
mokrasi sözde kahr" dedı. Yarbay, "şifrt ve
kod"lu konuşmalar yerine yalın ve anlaşılabi-
lir açıklamalar yapılması gerektiğıni söyledi.
YSK kararı
SHP ile
DTP seçime
katılamıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek
Seçim Kurulu (YSK)" 28 Mart 2004
tarihinde yapılacak yerel seçimlere
katılabilecek partileri belirledi. Yüksek
Seçim Kurulu. 21 partinin katılacağı
seçimlere, SHP ile DTP'nın
katılamayacağına hükmetti. Her iki parti de
YSK'nin karanna itiraz edeceğini bildirdi.
Yüksek Seçim Kurulu'nun belirlemelerine
göre, seçimlere katılacak 21 parti şöyle:
"AKP, AINAP, ATP, BTP, BBP, CHP, DP,
DEHAP, DSP, DYP, EMEP, GP, İP, LDP, MP,
MHP, ÖTP, ÖDP, SP, TKP ve YTET
Teşkilatlanma koşulunu yerine getirdiği,
ancak büyük kongresini seçimden 6 ay önce
yapmış olma şartını taşımadığı belırlenen
AKP. TBMM'de grubu olduğu için seçimlere
katılabilecek.
CHP ise teşkilatlanma, büyük kongresini
• Yerel secime 21
y a p m a v e
w lereı seçime z ı TBMM"de grubu
partinin katılacağmı bulunma
açıklayan Yüksek koşullannın
Seçim Kurulu'nun tümünü taşıdığı
listesinde SHP ve 'Ç
i n
seçimlere
DTPyeralmıyor. katılacak. Dığer
o , ,
J
partıler ise oy
Genel kongre ve v e r m e g ö n 6 a d e a
teşkilatlanma
koşullannı yerine
getirmediği için
seçime girecek
listeler partisine
alınmayan SHP ve
DTP karara itiraz
edecek.
IU'lü öğrencilereyemek desteği
en az 6 ay önce
genel
kongrelerini
yaptıklan ve
gereklı
teşkilatlanma
koşulunu yerine
getirdikleri için
seçime
katılabilecekler.
YSK, Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP)
ve Demokrat Türkiye Partisi nin (DTP) genel
kongre veya teşkilatlanma koşulunu yerine
getirmediği gerekçesiyle seçimlere
katılamayacağına karar verdi. Bu partilerin,
kurulun karanna itiraz hakkı bulunuyor.
SHPveDTPtepkili
SHP lideri Murat Karayalçın, partili
arkadaşlannın konuyla ilgili olarak bilgi
aldıkJannı ve bunun ardından YSK'nin
karanna itiraz edeceklerini belirtti.
Karayalçın, YSK'nin karannın şaşırtıcı
olduğunu savunarak, bu duruma üzüldüğünü
söyledi. DTP Genel Başkanvekili Önder
Günay da, karann haksız olduğunu ve itiraz
edeceklerini söyledi. Günay, partinin
kongre ve teşkilatlanmasında bir sıkıntı
olmadığını savundu.
Istanbul İ nrversitesi (1Ü) Rektörü Prof. Dr. Kemal
AlemdaroğhTnun tezinin çahnu olduğuna dair
iddialaıia ilgili basın açıklaması yapüklan ve 19
Arahk Hayata Döniiş OperasyonıTnun
yddönümünde düzenlenen bir etkinliğe kankhklan
için haklannda soruşnırma açılan 42 öğrenci tdare
Mahkemesi'ne itiraz başMirusu yapn. Soruşnırma
boyunca okula girmeleri ihnyati tedbir karan ile
yasaidanan öğrenciler dün önce İÜ İkbsat Fakühesi
önünde toplanarak merkez kampusun araç girişine
kadar yürüdüler. Öğrenciler burada okula
ahnmayan arkadaşlanna yemekhaneden getirdikleri
tabldot yenıekleri verdfler. Arkadaşlanna destek
vermek için açıklama yapan öğrenciler, "Gayri
meşru bir biçimde haklan gasp edflen
arkadaşlanmızı destekbyonız. Onlan okula
almayan. üniversiteyi şirkeüeştirmeye çahşan nhniyrt
parçalanana kadar her türhl soruşturma terörüne ve
baskıya karşuı mücadelemiz devam edecektir"
dediler. Hep birükte halay çeken öğrenciler «Eğitim
hakkmuz engellenemez"', "Soruşturmalar,
tuhıklamalar, baskılar bizi yıkhramaz",
"Soruşnırmalar geri ahnsnT sloganlan attılar.
Oğrencüer daha sonra ihtiyati tedbir karannın iptali
için Yenibosna'daki İdare Mahkemesi'ne itiraz
başvurusunda buhındular. (ALPER TURGUT)
Seçim yasasma veto
Cumhurbaşkanı
hesabı bozdu
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, 340 beldeyi köy haline
getiren ve Denizli'de bazı beledi-
ye ve köyleri merkeze bağlayan iki
yasayı "seçim yasası değişikliği ni-
teliğuıde" olduğu gerekçesiyle
TBMM'ye iade etti.
Sezer'in Bazı Belediyelerin Kal-
dınlması Hakkında Yasa'nın iade
ettiği geçici 1. maddesi, nüfusu 2
binin altında olan belediyelerin tü-
zeUdşiliklerinin, 27 Mart 2004 gü-
nünde kalkması, bu yerlerin aynı
adla köye dönüşmesi ve buralar-
da belediye yerine köy tüzelkişi-
liği organlannın seçihnesini öngö-
rüyordu. Sezer. iade gerekçesinde
anayasanın 67. maddesinin, seçim
yasalannda yapılan değişiklıkle-
rin, yürürlüğe girdıği günden baş-
layarak 1 yıl içinde yapılacak se-
çimlerde uygulanmayacağını ku-
rala bağladığını anımsattı. Sezer şu
görüşleri dıle getirdı: "Seçimlerie
doğrudan ilgili olan düzenleme-
nin,3 aysonra yapılacak seçimler-
de uygulanması olanakh kıhnmış-
ör. Bu içeriğiyle, yasanın geçici 1.
maddesinin seçimİerledoğrudanil-
gili olduğu veseçim yasası değişik-
liği niteliginde buhınduğu görül-
mektedn-." Sezer, 5026 sayılı Ba-
zı Belediye ve Köylerin Denizli Be-
ledıyesı'ne Kahlmasına tlışkin Ya-
sa'nın geçici 3. maddesinı de ay-
nı gerekçeyle iade etti.
DSİ Müdürü Eroğlu îstanbul, Petkim Müdürü Mutlu ise Gaziantep'ten aday adayı
AKPTi adaylar isfifaya başladı
HaberMerkezi-DSl Genel Mü-
dürü Veysel Eroğlu, AKP'den Îs-
tanbul Büyükşehir belediye başkan
aday adayı olduğunu açıkladı. Îstan-
bul Büyükşehir Belediyesi Şehir
Tiyatrolan Müdürü Muharrem Er-
gül de, 28 Mart yerel seçimlerinde
AKP'den Beykoz Belediye Baş-
kanlığı'na aday olacağını belirterek
görevınden istifa etti. Petkim Ge-
nel Müdürü Mustafa Mutlu da
AKP'den Gaziantep Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'na aday ol-
mak için görevinden istifa etti.
DSİ Genel Müdürlüğü'nde dü-
zenlediği basın toplantısında Baş-
bakan RecepTayyip Erdoğan'abir-
çok kez teşekkür eden Eroğlu, Îs-
tanbul sevdalısı olarak hizmette
bulunmak için görevinden istifa et-
tiğını belirtti. Eroğlu, "1994'teki
şevide tstanbul'a bizmetetmekiçin
îstanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanhğı'na AKP'den aday okhığu-
mu ilan ediyorum. Mevladan dile-
ğim, son nefesime kadar özeflfldets-
tanbul ve Türkiye'ye hizmet nasip
etsin" dedi. Istanbul'da AKP'nin
ilk resmi aday adayı olan Eroğ-
lu'nun, başka ilden de aday göste-
rilebileceği belirtiliyor.
Belediye başkan adayı olmak is-
teyen Erğül ise Îstanbul Büyükşe-
hir Belediyesi ŞehirTiyatrolan'nda
1996-1998; 2000-2002 ve 2002-
2004 yıllannda üç dönem müdür-
lükyaptı. Ergül'ündöneminde Şe-
hir Tiyatrolan, Ümraniye Sahnesi
açıldı. Muammer Karaca Tiyatro-
su, Şehir Tiyatrolan'nın sahneleri
arasına katıldı. Atakent'te açılacak
bir sahnenin çalışmalan başlatıldı.
Şehir Tiyatrolan, bilet satışından
rezervasyonuna ve oyunlarhakkın-
da internet üzerinden bilgi erişimi-
ne kadar birçok alanda teknolojik
olanaklarla buluştu.
14 mülki amir aynldı
tçişleri Bakanlığı'ndan alınan
bilgiye göre, Merkez Valileri Be-
hiç Çelik, Ertuğrul Dokuzoğlu.
Personel Genel Müdürlüğü Daıre
Başkanı HasanTürkoğhı, Mahal-
li Idareler Genel Müdürlüğü Da-
ire Başkanı Veysel Tiryaki, Mül-
kiye Başmüfettişi MehmetÇetin,
Hukuk Müşavıri MesutSankaya,
Karacabey Kaymakamı Mevlüt
Kurban. Gediz Kaymakamı AB
Nazım Bakıoğlu, Bursa Valı Yar-
dımcısı Mehmet Demir. Konya
Vali Yardımcısı Nadi Kıhnçars-
lanj Çankın Vali Yardımcısı Kad-
ri Oner^ Denizli Vali Yardımcısı
Orhan Oztürk, îstanbul Vali Yar-
dımcısı Celal Dinçer, Adana Vali
Yardımcısı Ramazan MangaloğJu
da 28 Mart 2004 tarihınde yapıla-
cak mahalli idareler genel seçi-
minde aday olmak üzere görevle-
rinden istifa ettiler.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Erzurum'da HIV virüsü taşıyan
Ukraynalı kadını teşhir eden Er-
zurum Valisi Mustafa Malay yap-
tıklan için şunlan söylüyor: "Suç-
luyu teşhir etmek heryerde var.
Bu kadın zaten fahişeliği meslek
edinmiş. Ülkesinden kalkmış gel-
miş, buralarda fuhuş yapıyor. In-
sanlar, biz açıklamasaydık nasıl
tedbiralacaklardı?" Erzurum Em-
niyet Müdürü Tahsin Demir ise
gelen tepkiler üzerine şu açıkla-
mayı yapıyor: "O arkadaşlann bir
gafleti. Böyle bir talimat verme-
dik. Ayakta durması diye bir du-
rum olmaması gerek. Arkadaş-
lann unutkanlıklan. Kasıtlı birdu-
rumyok. Bu türkadınlaıia müca-
deleye devam edeceğiz."
Vali Mustafa Malay'la, Emniyet
Müdürü Tahsin Demir'in açıklama-
lan birbirini tutmuyor. Vali, "Kadı-
nı biz teşhir ettirdik" diyor ve bu-
nun doğru olduğunu savunuyor.
Emniyet Müdürü ise, anlaşılan
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden
gelen uyanlar üzerine geri adım
atıp yanlış bir iş yapıldığını belirt-
'Bu Kadm Zaten Fahişe...'
mek ihtiyacını hissediyor.
Bu arada Ukraynalı kadınla iliş-
kiye giren ve test yaptıran erkek-
lerin fotoğraflan ise gözleri kapa-
tılarak, isimleri gizlenerekyayım-
lanıyor. Bir kadının AIDS hastalı-
ğı nedeniyle teşhir edilmesi tar-
tışması, Hürriyet gazetesinin yap-
tığı habercilik yoluyla kamuoyu-
na mal oldu, iyi de oldu. Bu ko-
nu etik açısından, toplum sağlığı
açısından tartışılmalı, bu tür ko-
nularda ne gibi önlemler alınma-
sı gerektiği konunun uzmanlann-
ca bir sonuca ulaştınlmalı.
Buraya kadar söylenecek bir
şey yok. Asıl tartışılması gereken
valinin sözlerinde ifadesini bulan
yönetim anlayışı. Ne diyor: "Suç-
luyu teşhir etmek heryerde var."
Neresinden tutsan sakat bir an-
layış. Mustafa Malay acaba han-
gi okul mezunu? Siyasal Bilgiler
Fakültesi mi, Hukuk Fakültesi mi?
Her iki okulda da okutulan en te-
mel hukuk anlayışlanndan birisi,
herhangi bir olay nedeniyle yaka-
lanan kişiye, mahkeme tarafın-
dan kesin hüküm verilene kadar
sanık denir. Suçlu ise hükmü ke-
sinleşen kişidir.
Ikinci olarak, "Sanıkteşhiredi-
lir" anlayışı, Türkiye'deki emni-
yet sisteminde çok uygulanan bir
yöntemdir ve çağdışı olduğu için
terk edilmiştir. Hatırlarsınız, eski-
den "komünistler", "bölücüler",
"teröristler" yakalandı diye basın
toplantılan yapılırdı. Suç unsuru
olarak da sanıklann yanına kitap-
lar konundu. Bu uygulamadan hu-
kuk dışı olduğu için vazgeçildi.
Çünkü yakalanan kişilerle ilgili
polisin mahkemeyi etkileyecek
böyle birgirişimde bulunması hu-
kuka aykırıydı.
Tabii vali ve emniyet müdürü
bu sözünü ettiğimiz gelenekler-
den geliyorlar. Hatta onlann an-
layışına göre; onlar suçlulan ya-
kalıyor, mahkemeler serbest bı-
rakıyordu. Halbuki, hukukagöre
yakalanan kişiler suçlu değil sa-
nıkb. Onlar böyle bir aynmı bile bil-
meyecek, ya da kabul etmeyecek
kadar kendi hükümlerini kendile-
ri vermek istiyorlardı. Onlann is-
tediklerinin yapıldığı yer hukuk
devleti değil polis devletiydi.
O kadın fahişeyse, onunla iliş-
ki kuran erkekler acaba hangi ka-
tegoriye giriyordu? Erkek ege-
men anlayışa göre, böyle ilişkiler-
de suç ve günah kadına aitti, er-
kekler ise normal erkeklik fonk-
siyonlarını yerine getirmiş sayılı-
yorlardı. Evli bir erkeğin bir baş-
ka kadınla para vererek ilişki kur-
masında eğer bir suç varsa, bu
yalnızca kadının suçu mudur?
"Ülkesinden kalkmış gelmiş,
buralarda fuhuş yapıyor" sözü-
nün arkasında kaba bir erkek an-
layışı yatmıyor mu? Bu kadın
uzayda mı bu işi yapıyor? Herkes
bilirki, paraylacinsel ilişki erkek-
lerin tercihlerinden birisidir. Er-
keklerin, erkekliklerini gösterdi-
ğini düşündükleri bu tercihler, er-
kek egemen bu dünyada son de-
rece normal kabul edilir. Birçok
yerde himaye görür, bazı erkek-
ler de bu işlerden para kazanır. Pa-
ranın bir kısmı kadına giderse bir
kısmı örgütleyen erkeğe ve buna
göz yuman yetkililere gider. Ka-
dın pazariamak, belli koruma ve
çıkarilişkileri içinde yürütülen bir
ticari faaliyettir. Bu faaliyerte her-
kes, kadından bir şey elde etme-
ye bakar.
"Fahişe" sözcüğü bile, yüzyıl-
lann erkek egemen anlayışının
yarattığı bir aşağılamayı içinde
banndınyor. Halbuki bu ilişkinin bir
tarafı da erkektir. O ise böyle bir
ilişkiden aşağılanmak bir yana
övünç duyuyor.
Bu anlayış böyle sürdüğü sü-
rece, dünyanın yansı olan kadın-
lar üzerindeki cinsel baskı orta-
dan kalkmayacaktır.
GLOBALpOLtTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Annus Horribilis
ABD'de büyüme hızı üçüncü üç aylık dönemde
yüzde 8.7'ye vurdu. Yıl boyunca toplam yüzde
24'ten fazla yükselen borsada "ayılar" kış uyku-
suna yattı. "Teröre karşı savaşta" da önemli ba-
şanlar var Irak işgal edildi, Saddam yakalandı. ABD
güçlerine yönelik saldırılar günde ortalama 30'dan
15'e geriledi. Bunlara bakarak 2003'ün Bush için
iyi geçtiği söylenebilir. Beyaz Saray ve muhafaza-
kâr yayın organlan bu izlenimi yaymaya çalışıyor-
lar. Halbuki 2003, sunulmayaçalışılanın aksine bir
annus horribilis (çok kötü bir yıl) oldu!
Ekonomik toparlanma (mı?)
Bush yönetimi iktidara geldikten sonra elinde pat-
layan ekonomiye, resesyonun fazlalıklan temizle-
mesine, dünya ekonomisindeki ABD talebine bağ-
lı dengesizligin biraz olsun düzelmesine yardımcı
olacak bir soğukkanlılıkla yaklaşamadı. Aksine,
paniğe kapıldı. Büyük çaplı vergi indirimleriyle, as-
keri harcamalarla resesyonu yanda kesti. Böyle-
ce 1990'larda oluşan en önemli çarpıklıklar, kapa-
sitefazlası sorunu, hane halkı ve şirket borçlan bü-
yümeye devam etmekle kalmadı, kamu borçlan da
hızla arttı.
Ayrıca, özel tüketimi finanse eden gayrimenkul
piyasası köpüğüyle, cari açık büyümeye devam
ederken, buna bir de bütçe açığı eklendi. Ikinci,
ABD'ye yönelik, özel yabancı sermaye hareketle-
ri (borçlar) duraklayarak yerini, Çin, Japonya gibi
devletlerin doları desteklemek için yaptıklan ope-
rasyonlarda verdikleri kredilere bıraktı. Ama dolar
yine de 2003'te ortalama yüzde 16 geriledi, cefe-
risparibus, 2004'te de gerilemeye devam edecek
gibi görünüyor.
Bu yüzden, 2003'ün en önemli tartışma konu-
lan, ABD'de ekonomik toparianmanınsürmesiha-
linde daha da bozulmaya devam edecek denge-
lerin, büyüyecek sorunlann yanı sıra, Asya'nın,
özellikle Çin'in dünya ekonomisinde önemli bir lo-
komotif olarak yükselmeye başlamasına, dolar dö-
neminin kapanmakta olup olmadığına ilişkindi. Yıl
sonuna doğru birçok ekonomist iki soruya özel-
likle dikkat çekmeye başladılar: Iç kaynaklara da-
yanmayan bir ekonomik büyüme daha ne kadar
finanse edilebilir? Bu büyüme ilerledikçe kaçınıl-
maz olarak genişleyecek cari açık ve bütçe açığı
karşısında dolann çöküşü engellenebilir mi?
özellikle siyasi sonuçlan açısından çok önemli
bir sorun daha var: ABD'de ekonomik büyüme
yeni iş yaratamıyor; ileri teknoloji alanında, ABD şir-
ketleri özellikle vasıflı işlerde, ucuz iş gücü alanla-
nna göç ediyortar, böylece işsizlik, "beyaz yakalı-
lar"arasındaartmayadevam ediyor. L.A. Tlmes'ın
aktardığına göre iş aramayanlar (tutuklular hariç)
ve eksik istihdam edilenler de katıldığında işsizlik
oranı rahatlıkla yüzde 10'a yaklaşıyor. Amerikan sos-
yal güvenlik sisteminin ve polis örgütünün mali
kaynaklan böyle bir işsizlik oranının getirdiği top-
lumsal sorunlarta baş edebılecek bir konumdan çok
uzak. Bu, geçen aylarda güçlenen, ordunun iç gü-
venlik sorunlanna bulaştırılması egilimini de açık-
lar sanırım.
Imparatorluk köpüğü
Bush yönetiminin 2003 yılındaki dış politika ba-
şarılarıysa George Soros'a göre adeta bir borsa
köpüğüne benziyor f'Tne Bubble of American
supremacy", Atlantic Monthly, Arahk). Soros, Ne-
ocon'lan çıldırtan (örneğin: "George Soros maybe
a nut case, but he's still dangerous" Wall Street
Journal, 29/12) yorumunda, dış politikanın, bir bor-
sa köpüğü gibi illüzyona dayanarak şiştiğini, Irak'ta
bir başannın bu köpüğü daha da şişireceğini, da-
ha büyük bir felakete yol açmaması için, köpüğün
acilen söndürülmesi gerektığini savunuyordu.
Soros haklı: ABD 1950'den bu yana ilk kez dün-
ya kamuoyu önünde bu kadar yalnız, müttefikle-
riyle arası bu kadar açık. Irak'ta Saddam yakalan-
dıktan sonra Tikrit bölgesinde direnişte bir durak-
lama olsa bile geçen haftasonu çok kanlı geçti.
Işgalin, faşist Latin Amerika diktatörlerinin yöntem-
lerini benimseye başlamış olmasıysa aynca ibret
verici: Irak'ta direnişi bastırmak için, sivil halka
yönelik şiddetin arttırılması bir yana, artık "ölüm
mangalannın" da kullanılmaya başladığını göste-
ren kanıtlar var. Bir süredir Irak haberlerinde, so-
kaklarda kafası siyah kar başlıklı, üniforması rüt-
besiz, silahlı adamlar göruyoruz. The Indepen-
dent'dan Robert Fisk de bu adamların eski Ba-
asPartililehinfazettiğiniyazıyor, "Bunlarkim"di-
ye soruyordu. 2003 ABD'nin hegemonyasının za-
yıflamaya, bunu restore etme çabasının ise her-
kese çok pahalıya mal olmaya devam ettiğini ka-
nıtlayan bir yıl oldu.
Korsakoff hastaları
için gösteri
EzOenlerin Sosj-aBst Patformu (ESP) iheleri, ölüm
orucu eviemi >aparken VVernicke Korsakoff
hastalığına yakalandddan için tahliye edilen tutuklu ve
hükümlüJerin. sağlam raponi)la tekrar cezaev lerine
konulnıasını protesto etti. F tipi cezaevterindeki tecrit
uygulamalannı protesto etmek için başlaraklan ölüm
orucunda hafizalannj \itiren tutuklu ve hükünüülerin
AdH Tıp Kurumu'nun raporuyla serbest bırakıldığını
anımsatan ESP üyesi Hüİ>a Gerçek, "AKP
hükümetinin değiştirdiği Adli Tıp Kurumu kadrolan
arnk hasta insanlara sağlam raponi vermeye başladı.
Bu 19 Arahk'tan sonra ikinci cezaevi kıyımi olacakor.
Aynı dönemde D tipi cezaevJerinin açılması tesadüf
değildir" dedi. 90 gimlük ölüm orucu e\ lemi sonrası
VVernicke Korsakoff'a yakalanan Başak Otiu da
" Yaşadıklannun büyök bölümünü haürtayamıyorum.
Bedenen ve fıziken wr koşullar altında yaşıyoruz"
diye konuştu. Cerrahpaşa"daki Adii Tıp Kurumu
önünde gerçekleştirien eylem, alınan geniş gflvenlik
önlemleri arasınüa sona erdi. ( HlLAL KÖSEV