28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 2003 PAZARTESİ + CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASIN îstanbul'da yıllardır iç içe yaşayan yerli halk ve yabancılar terör tehdidinin günlük yaşamı etkilemesini reddediyor îstanbul ikinciRiyadolamaz• îstanbul, yabancıların iki üç yıllığına ülkedeki yabancı sermayeye hizmet etmek için geldiği ve toplumdan soyutlanmış şekilde yaşadığı bir ikinci Riyad değil. Bizans döneminden beri Riyad'ın tersine işleyen bir kent olmuştur. Bundan sonra da böyle kalacak. Kent kötü ve tehlikeli günler geçiriyor. Ancak, böyle önemli mirasa sahip bir kenti savaşmadan bırakmayacağız. MAUREENFREELY îstanbul'un eski kent merkezi olan Galata'daki sinagogun kapısında 10 gün önce bomba patladı- ğında erkek kardeşim Brendan, Neve Şalom'un köşesindeki apartmanda bulunan dairesinde otu- rayordu. tngiliz Konsolosluğu'nun önündeki bom- ba patladığında da konsolosluğun karşısında bu- lunan balık pazannın yakınındaki sık sık alışve- riş ettiği kasaba tavuk almaya gidiyordu. Belki 15 dakika daha erken yola çıkmış olsaydı şimdi ara- mızda olmayacaktı. Annem-babam ise o gün ye- ni bir buzdolabı almak üzere diğer saldınnın ya- pıldığı HSBC'nin karşı sırasındaki alışveriş mer- kezine doğru yola çıkmışlardı o saatlerde. Eğer onlar da 10 dakika daha erken yola çıkmış olsalardı bombayı taşıyan kamyonetin yanında ya da arkasında, trafıkte bekliyor olabilirlerdi. Arka- daşım Nakiye HSBCyakınlanndaki Renault bina- sında bir iş toplantısına gidecekti. Tam yola çıkar- ken toplanhnın yanm saat ileri ahndığını bildiren bir telefon geldi. Haber veremeseler o da patlama anında bankanın çok yakınında olabilirdi. HSBC'nin hemen yanında bir metro istasyonu var. Babamın iş arkadaşı Vannis bomba patladı- ğında istasyondan çıkıyordu. Bunlann hepsi ilginç rastlantılar olarak nitelendirilebilir. Ancak öyle değiller. tstanbul'da patlayan tüm bombalar ken- tin çok kalabalık, günde binlerce kışinin gelip protesto... LeventtekiHSBCGend Müdüriüğü önündepatlayan bomba 70 V aşlan binada hasara yol açtt Ancak, hiç şüphesiz tüm Türki)'e için en büyük kayıp burada ve 15 dakika sonra İngiliz Konsolosiuğu önünde düzenlenen saldınlarda ölenlerdL 20 Kasun 'daM patlamanın ardından dış cephesi harap olan HSBC binasının önünegelen, çoğunluğunu bankacüann oluşturduğu çok sayıda tstanbuUu eüerindeki çiçekleri buraya bırakü. Yere çiçek bırakmak ölenleri anmanınyanı sıra saldırüan suskun bir şekildeprotesto etmek ve birgün önce kaıta bulanan yerlerdeki izleri biraz olsun silebilmekti. (AA) geçtiği merkezlerinde patladı. Çoğunluğunu Mus- lüman Türkler oluşturuyor, ancak Îstanbul her za- man farklı din ve kültürleri banndıran bir kent ol- muştur. Ülkenin gayrimüslimlerinin büyük bölü- mü, Türkiye'de yaşayan yabancılar ve yabancı sermaye içeren işyerleri ağırlıklı olarak aynı böl- gelerdedir. Geçmlşten kopan parçalar ingiliz Konsolosluğu'nun bulunduğu bölgede bir- çok başka konsolosluk var. Birkaç yüz metrelik alanda üç kilise ve bir cami var. Bu kalabalık so- kaklarda Türkleri hedef almadan yabancılan he- def almak olası değil. Tabii onlan korumak da müm- kün değil. Herhalde Dışişleri Bakanlığı bu ne- denle tüm yurttaşlanna Türkiye'ye gelmeme uya- nsı yaptı. Ve bu nedenle Türkiye'ye uçacağımı öğ- renen herkes îngiltere'de bana deli muamelesi yaptı. Ama ben mutluyum çünkü bir kez daha te- levizyonda gördügüme inanmamam gerektiğini öğ- rendim. Ailem ben sekiz yaşındayken IstanbuJ'a yerleşti. Hâlâ orada yaşıyor. Bu nedenle geçen günlerde televizyonda gördüğüm her enkaz par- çası geçmişimden kopan bir parçaydı sanki. Orada domuz pastırması ve tereyağımızı aldı- ğımız sahibi Yunanlı olan dükkân var. Orada en yakın arkadaşımın vaftiz edildiği kilise var. Ora- da babamın kalça amelıyatını olduğu hastane var. Şimdi ise Bush, terörle savaşındaki yeni cephe diye adlandınyor bu mekânlan. Ben kendimi fi- ziken hasta gibi hissettim. Ve her seferinde biri- leri ailemin iyi olup olmadığını sorduklannda da- ha da kötü hissettim. "Onlara bir şey ohnadıysa iyi o zaman" diyorlar. Ve ben de "Hayır iyi değil, hem de hiç iyi değiL Onlann sağ-sağhklı olmasıye- terü değU" demeye çalışıyorum her seferinde. Krlz görüntüsü yok Radyo 4 ve gazetelerdeki karamsar yorumlar- dan birinde Batı'yla Doğu arasındaki köprünün tahrip olduğu yorumu yapılıyordu. Batı'nın ta- mamen çekilmesi an meselesiydi bu ülkeden... Ancak îstanbul'da havalimanından aynldığım- da, herhangi bir kriz görüntüsü hâkim değildi. Yollarda her zamanki gibi trafik vardı. Insanlar baş- layan bayram tatili öncesinde alışveriş yapıyordu. Boğaz balık tutanlarla doluydu... Kardeşimin oturduğu bir hafta öncesine kadar cam kınklanyla dolu olan bölgede yeni camlar ta- kılmış, ortahk toparlanmıştı. Bölgedeki esnaf ve orada yaşayanlar ne pahasına olursa olsun normal yaşamlanna dönmek konusunda kararlılar. Bu îstanbul'un 11 Eylülü'ydü. Şimdi özellikle patlamalann olduğu bölgelerde yaşayanlar, yara- lananlar ve ölenlerin yakınlan ayakta kalma mü- cadelesi veriyor. Ve bunu yaparken tehlikenin ve terör tehdidinin günlük yaşamlannı etkilemesini kesinlikle reddediyorlar. Teslim olmayacaflız tngiltere'de, olan bıten çok farklı yansıtılıyor. Çocukluk arkadaşım Becky'nin dediği gibi "On- lar işin özünü anlamryoriar" Çünkü îstanbul, ya- bancılann iki üç yıllığına ülkedeki yabancı ser- mayeye hizmet etmek için geldiği ve toplumdan soyutlanmış şekilde yaşadığı bir ikinci Riyad de- ğil. Bizans döneminden beri Riyad'ın aksine iş- leyen bir kent. Babamın hâlâ ders verdiği Boğa- ziçi Üniversitesi 1970'lerden beri bir Türk kuru- mu, o güne kadar bir yüzyıl boyunca Türkler için Amerikan kolejiydi. 43 yıl önce Istanbul'a yerle- şen benim ailem ve birçok başka yabancı aile hiç- bir zaman izolasyon içinde yaşamadı. Kentin bir parçası olduk, hâlâ da öyleyiz. îstanbul her zaman olduğundan daha da kozmopolitan. Geçen on yıl- da îstanbul'un ne Doğulu ne de Batılı olduğunu, aynı zamanda ikisi de olduğunu gözlemledim. Hâlâ da öyle bence, ama ne kadar öyle kalacak? ingiliz Konsolosluğu'nun köşesindeki kahveha- nede kahvelerimizi yudumlarken kardeşim önü- müzden geçen ve bir tonluk bomba taşıyabilecek olan bir kamyonetten gözünü ayıramıyor. 0 ve ken- tin farklı yerlerinde olan tüm îstanbullular bana aynı şeyi söylüyorlar. Kent şu anda kötü ve tehli- keli günler geçiriyor. Sanki köktenci iki ordunun arasına sıkışmış gibi. Ancak anımsadığımız bir şey daha var, o da böyle önemli mirasa sahip bir ken- ti savaşmadan bırakmayacağız. (The Guardian, İngütere, 25.11) IsraüveABD dünya banşını tehdit ediyorRAMİG.HURİ Avrupa Birligi'nin yaptığı ve sonuçlan ay başında açıklanan bir kamuoyu araşnrmasında Av- rupalılannyüzde 59'unun Isra- il'i banşa yönelik en büyük teh- dit olarak göstermesi şaşırtıcı bir sonuç değil. Banş önünde- ki engeller listesinde ikinci sı- rayı yüzde 53'le îran ve Kuzey Kore'nin paylaşması da sürpriz sonuç değil. Ancak, dikkat çe- kici olan ABD'nin tran ve Ku- zey Kore'yle aynı yüzdeyi pay- laşarak aynı sırada yer alması. Buradan yola çıkarak günü- müzdeki küresel politika tren- di analiz edilebilir. Benim Av- rupalılar, Amerikalılar, Paris ve Londra'daki Ortadoğulularla yaptığım tartışmalardan edin- diğim izlenim, anketin sonuçla- nnın konuyla il- gili herkes için bir uyanma çağ- rumun göstergesi. Mesaj çok açık. Dünya Amerikan değer yargılanna ve içişlerindeki tu- tumuna saygı duyuyor. Ancak ABD'nin gücünü dünyada kul- lamş biçiminden hoşlanmıyor. Aynı şey, Israil için de geçerli. Uluslararası kamuoyu Israil'in bir ulus yaratma, ekonomik üret- kenliği ve refah seviyesine hay- ran ancak bu ülkenin genellik- le ırkçı, koloni yanhsı Füistin po- litikalannı şiddetle reddediyor. Dayatma yapıyorlar ABD ve tsrailli liderler dün- yaya sürekli "birimlesinizyada karşımızdasınız,Yahudileri çok seversiniz ya da nefret edersi- niz" gibi dayatmalar yapıyor. Bu, dünyada işlerin nasıî olup bittiğinin ve düzgün insanlann Israil, ABD yada • AB nin herhangi bir ülke BİR ÇİKIŞ STRATEJİ5İ İ5TİY0RUM 0REMER. YOKSA DÖNMEMEK ÜZERE GÖREV YERİNDEN ÇIKACAKSIN (Paul Bremer ABD 'nin Irak 'taki sivil yöneticisi) VladimirPutin sözünün eri değilDevlet Başkanı Vtadimir Putin'in geçen hafta Batılı ve Rus yatınm bankalannın temsilcileriyle görüşerek "hasar tespiti" konusunda yaptığı egzersiz, son birkaç gündür yapılan yorumlara ve piyasadaki olumlu reaksiyona bakılırsa bir başan gibi görünüyor. Putin, hiç şüphesiz mesajını dinleyici kitlesine uyacak şekilde verme konusunda iyi bir uzman. Bankacılarla görüşmesi sırasında şırketlerde azınlık hisselerine sahip olanlann haklannı korumanın önemine dikkat çeken bir tavır takınarak iyi not aldı. Bir de bankacüara Gazprom şirketinin hisseleri konusundaki engelin yıllar değil aylar içinde kalkacağına dair söz verdi. Ve belki de en önemlisi, yönetim kurulu başkanı tutuklanan petrol şirketi Yukos'a ve şirketine yapılan saldınnın diğer şirketlere sıçramayacağı, özelleştirmelerde genel bir revizyona gidilmeyeceği konusunda onlan ikna etti. Ancak, durum böyleyken sözleri ve yadsınamayacak espri kabiliyetinin ardında Putin'in sözünün ardında durma yüzdesi nedir? Gazprom'u ele alalım. 2001 Nisanı'nda Putin hükümete Gazprom'un "üd aşamah" hisse sisteminin ortadan kaldınlmasının zamanının geldiğine yönelik bir konuşma yaptı. Piyasa olumlu yanıt verdi bu sözleri karşısında ve Gazprom'un hisse fiyatlan arttı. Ancak sonuçta hiçbir şey yapılmadı. Aradan geçen iki yılda adım atıhnamış olmasına ilişkin ikna edici bir açıklama bile yapılmadı. 2001 yılmda NTV'de çalışan gazetecilerle görüştüğünde bağımsız medyadan yana olduğunu ve özellikle de NTV'nin devlete bağlı olmayan Kremlin'i eleştirme konusunda bağımsız bir kanal olarak yayın hayatını sürdürmesinden yana olduğunu söyledi. Ancak, Putin yönetiminin bu görüşme sonrasında yaptıklan pek de bu sözlere uyar nitelikte değildi. Uzun lafın kısası, Putin'in söyledikleriyle icraatı pek birbirini tutmuyor. Yukos konusunun bir şirkete has bir mesele olduğuna yönelik sözlerine de inanmak zor. (Mosanv Tîmes, Rusya, 4.11) düzenlediği ankette konusundanehis- nsı oiduğudur. ı s r a ü dünya barışını s e t t i ^ i n ı n *°Ş? Bıze, Avrupalı- . ' , J ..„ , tanımı değil. lann, kendileri- tehdit eden Uİkeler Umuyorumanke- arasında birinci sırada yer alıyor. ABD ise îran ve Kuzey Kore'yle ikinci sırayı paylaşıyor. ni demokrasi, ba- nş verefahınön- cüsü olarak gö- ren bu iki ülkeyi dünya barışını tehdit eden 1 ve 2 numaralar ha- linde görmeleri- ne neden olan kutuplaşma konusunda açıkla- ma yapmalılar. Bence bu ne bir istaristiki toplama hatası, ne an- ti-Semitizm ne de geçmişten ge- len nefretlerin yansıması. AB dönem başkanı. hemen anketi "yanlışyönlendirici" olarak ni- teledi. Ve Los Angeles'taki Si- mon Wiesentahl Merkezi, Av- rupa'da çok derin bir anti-Se- mitizm duygusunun v'ar olduğu- nu iddia etti. Tarihten gelen anti-Semitizm ve modern çağın anti-Amerika- nizmi bu sonuçlara belirli ölçü- de, bsmen yanıt olabilir. Sade- ce kısmen! Ancak gerçek açık- lama, her dış siyaset adımının eşit ölçütte bir reaksiyonu oi- duğudur. A\Tupa Birligi'nin an- keti sadece başka ülkelerde dü- zenlenen anketlerle de onayla- nan geniş çaplı küresel bir du- tin sonuçları, ABD ve îsraü'de Avrupa'da oldu- ğundan daha ras- yonal yanıt bula- cakbiryansımaya neden olur. Ancak, aym za- manda sonuçlann Arap ve Islam dünyasında da ciddiye alınacağını umuyorum. Çünkü bu kamuoyu araştırma- sının sonuçlan bizler için de bir uyanış çağnsı içeriyor. Çünkü ABD ve Israil dışında Avrupa- lılann dünya banşına tehdit oluş- turdugunu düşündürdüğü 14 ül- kenin sekizi Arap ve Islam dün- yasından -îran, Irak, Afganistan, Pakistan, Suriye, Libya, Suudi Arabistan, Somali. Açıkça söy- lemek gerek ki, ABD ve Israil, dünya için gerçekten büyük bir sorun oluşturuyor ancak bu, bir- çok Arap toplumu ve tslam ül- kesi için de geçerli. Konuşma- nın zamanı geldi arkadaşlar! Mümkünse yabancı askerler ve içimizden yetişmiş vahşi dikta- törler olmadan! (Jordan Tunes, Ürdün, 5.11) Gürcistan'daki yeni yönetimin ABD, Türkiye ve diğer Batılı toplumlann yardımına gereksinimi var Rusya, komşusundan elini çekmeliSSCB'nin dağılmasının banşçıl yöntem- lerle ohnası için elinden geleni yapan dev- let adamı Eduard Şevardnadze'nin cumhur- başkanı olduğu Gürcistan'daki kariyeri bir ayaklanmayla son buldu. Tarihi bir siyasi kışilik için acı bir son bu. Seçimi Şevardnadze yanlısı partiler ka- zandı ve muhalif partiler yolsuzluk yaptığı iddiasıyla cumhurbaşkanını istifaya zorladı. Şevardnadze sonunda büyük ve şiddetli pro- testo gösterilerini de dikkate alarak görevi bırakmak zorunda kaldı. Küçük ama önem- li olan bu Kafkas ülkesinde geçen hafta so- nu olanlan "gülkrin devrimi" olarak nite- leyenler bunun Gürcistan ve aralannda Bush yönetiminin de bulunduğu Batılı destekçi- leri içüı iyi bir gelişme olduğu yorumunu yap- tılar. Ülkeyi yeni bir seçim bekliyor. Şevardnadze banşçıl bir şekilde gitti. Ber- lin Duvan'nm yıkıhnasında da katkısı olan eski So\yet Bakanrnm yaptığı son iyilikti bu ülkesine. Ülkesınin sokaklannda şiddet içeren görüntülere rastlanmadı. Seçim son- rasmda yeni hükümet Batı yanlısı demok- ratlardan kuruldu. Seçimlerde yapılan yol- suzluklann büyük bölümünde başı, Şevard- nadze'yi bir siyasi koalisyonun içinde bu- lunma konusunda ikna eden Rusya'yla çok yakın ilişkileri olan bir yerel lider başı çek- • Bush yönetimi Vladimir Putin'e, komşusu Gürcistan'daki bağımsızlık ve demokrasiyi kabul etmesi gerektiği konusunda baskı yapmalı. En azından Moskova'nın avukathğını yapanların ülkedeki demokrasiyi sürekli bozmaya çalışmalannı durdurmah. lerin izleyebileceği bir seçim protokolü ha- zırlamaya ikna etti. Seçim sonrasında ise ABD yönetimi yolsuzluk söylentilerini gör- mezden geldi ve Şevardnadze'yle arasına mesafe koydu. Rusya Devlet Başkanı Vla- dimir Putin ise Bush yönetiminin aksine yardımcılan, Moskova'nın yandaşı olan Gür- ti. Demokrasi kültürünü geliştirme konu- sundaki bağlılığını her fırsatta dile getiren Bush yönetiminin bu söylemini Gürcistan ko- nusunda da sürdürme şansı var. Yönetim şimdiye kadar Gürcistan'da demokrasiyi desteklemek için çok çaba sarf etti. Geçen yaz Şevardnadze'yi uluslararası gözlemci- vJidişini kutiadüar Muhaiefetyanhlan, 23 Kasım 'da isüfa eden Şevardnadze 'nin görevden ayrdmasınt eski (sağda) veyeni Gürcistan bayraklannı başkent Tıflis'in sokaklannda dalgalandırarak kutladu (REUTERS) cü yerel lider, kaçakçı ve oy hırsızı Asian Aba- şidze'yle kol kolayken bile sık sık Şevard- nadze'yi aradı ve bilgi aldı! Putin dün Şe- vardnadze'nin yoğun baskı alhnda görevi- ni terk ettiğini söyledi. Tabii Rusya'nın kom- şusunu ekonomik ve askeri anlamda sıkış- tırdığını anımsatmaya gerek yok. Gürcis- tan'ın yeni liderleri şimdi adil ve bağımsız seçim ortamı yaratmak ve Abaşidze'nin di- renişini kontrol altına ahnak zorunda. Putln demokraslyl kabullenmell Başanlı olmak için ABD'nin, Türkiye'nin ve diğer Batılı toplumlann yardımına gerek- sinimleri olacak. Bush yönetimi gözlemci- ler konusundaki desteğini yineleyebilir, Gür- cistan halkına adil düzende seçibniş bir hü- kümetin NATO ve Avrupa Birliği gibi Ba- tılı kurumlarla daha iyi ilişkiler içinde ohna şansını yakalayacağına dair garanti verebi- lir. Her şeyden önemlisi de Vladimir Putin'e komşusundaki bağunsızlık ve demokrasiyi kabul etmesi gerektiği konusunda baskı ya- pabilir. En azmdan Moskova'nın avukath- ğını yapanlann sürekli ülkedeki demokra- siyi bozmaya çalışmalannı durdurabilir. (Washington PosL ABD, 25.11) .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle