05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYfl tNCELEME AHUK ARANIYOR TURHAN SELÇUK DÜHÜST fABİATLl ÎSTANBUL EFBÎDİSİ ABDÜLCAMBAZ HAKÎİOJLADE $A R-HOŞ1 K Ğru M DA N Dl M/ AKP Irak'a askergönderilmesine ilişkin tezkere konusunda başansız oldu. Peki ya diğerleri? İnandıncılığın gerekleri... rürk SilahJı Kuvvetleri'nin (TSK) Irak'agönderilmesi- ne dair hükümet tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda gizli oturumda göriişüldü. TBMM, hükümet tezkeresını kabul ede- rek TSK'nin Irak'a gönderilmesi konu- sunda hükümete bir görüşe göre yetki, bir başka görüşe göre izin verdı. Bu ko- nuyailişkin 782 sayılı TBMMkaran, Res- rru Gazete'nin 8 Ekim 2003 tarihli 25253 sayılı mükerrer sayısında yayımJandı. Toplam iki sayfadan oluşan kararın son paragrafı dışındakı böiümlerinde hükü- met tezkeresinde yer alan hükümet ge- rekçesı yazılmış olup. son paragrafta TBMM'nin karan yer almaktadır. Karar şöyledir: "Budüşüncelerlegereği, kapsamı, sı- nırı ve zamanı hükümet tarafmdan be- lirlenecekşekilde Türk Silahlı Kuvvet- leri unsurlannın Irak 'tagüvenlik ve is- tıkrara katkı yapmak amacıyla Irak 'a gönderilmesine ve bu htvvetlerin gö- rev vekullanılmasına ilişkingereklidü- zenlemelerin hükümet tarafindanyapıl- masına, anayasamn 92 'nci maddesi uyannca biryıl süreyle izin verilmesi, fürki\-eBüyükMilletMeclisi GenelKu- rulu'nun 7.10.2003 tarihli 3. birleşi- minde kararlaştınlmıştır." TSK'nin yabancı ülkelere gönderil- mesine ilişkin yakın geçmişteki TBMM kararlan; dönemin muhalefet partileri tarafindanAnayasa Mahkemesi'nin önü- ne getirilmiş ve bu kararlann iptali iste- nılmişrir. Anayasa Mahkemesi "ne baş- vurularda. bu kararlann hükümete yet- fa devn nıteliğinde olduğu, TBMM'ye ai izin verme yetkisinin hükümete dev- redilemeyeceği gerekçelerine dayanıl- mştır Yapılan bu başvurularla ilgili ola- rakAaayasa Mahkemesi'nin verdiği ka- rarlar mcelendiğınde ikı önemli saptama yapılabilır. Anayasa Mahkemesinln rotü Birbcısi, iptal başvurulannın usul yö- nindea (TBMM kararlannın Anayasa Nkhkemesi'nce incelenemeyeceğı gerek- çesiyk) reddedilmiş olmasıdır. îkinci- si se retkararlanrun oyçokluğu ile (7'ye ka-şı ^)\enldığidır. TBMM'nin Irak'a askergönderilme- siıe dar son kararının daha iyi anlaşıla- bimes. hükümetm, muhalefetin ve Cum- hırbaskanı'nın bu süreçteki tutum ve da/ranşlannın inandıncılığı ve içtenli- ğııın prûlebilmesi için. Anayasa Mah- kenes ninönceki kararlanna ilişkin yu- kaıda lapüğımız saptamanın bazı önem- li .ynmlanna değınmek yeterli olacak- tv îll olarak 1990 Körfez krizi nede- ni le, lülcümete yetki ve/veya izin ve- reı TTMM'nin 107 ve 108 sayılı karar- lamınıptali için dönemin ana muhale- fepansi olan SHP'nin başvurusu üze- "ie Aıayasa Mahkemesi'nin verdiği caara JeğineJim. Anayasa Mahkemesi iior b; bir yasama işleminin kanun n. kaarname mi, ıçtüzük mü, TBMM ;aan nı oîduğuna. o işleme yasamanrn r ediğı srae bakarak kararverilmez. Ya- HJJI iiemin niteliğine de bakarak ka- avehır. 'anijıryasama işlemine "TBMMka- aT daıldıği için, bu işlem mahkeme- i dentımj dışında denilerek başvuru îdecfanez. TBMM, adına ne derse de- u eğc işlem örneğin içtüzük değişik- | ya a kanun niteliğındeyse. bu du- ada apıian işlem, mahkemenin de- nn aanı ıçine girer. falrtörü ^ Mahkemesi bu saptamayı nkta sonra SHP'nin ıptalini istedi- 07 ? 108 sayılı TBMM kararlannı, ^iırjlarjı dışındagörerek usuJden red- ; kzar \eriyor. Ancak, bu karara terenın 7 üyesi karjlırkea 4 üyemu- Fkavo; Karara muhalıfolan vekar- ürk ordusunun Irak'a gönderilmesine dair hükümet tezkeresi ciddi tartışmalar yarartı. Bir yanda 10 yıl önce ne düşünüyorsa bugün de aynı tavrını sürdüren bir cumhurbaşkanı, diğer yanda daha iki yıl önce söylediklerini iktidara gelince unutan, bir anda savaş/işgal yanlısı olan hükümet üyeleri... Tezkerenin TBMM'ye gelişi ve görüşülmesi sürecinde Irak'a asker gönderilmesine muhalefet eden CHP ise sessizliğini koruyor... Bugünlerde herkes inandıncılık sınavından geçiyor. şı oyveren üyelerden birisi de bugünün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. TBMM'nin Irak'a asker göndenlme- sine dair 7 Ekim 2003 tarihJi karannın iptali için Anayasa Mahkemesi*ne baş- vuru hakkı olanlardan birisi de Sayın Cumhurbaşkanı'dır. Bu nedenle yüksek mahkeme üyeligi dönemindeki karşı oy gerekçesinden kısa bir alıntı yapmamız anJamlı olacaktır kamsındayız. Bu alın- tı aynı zamanda, Sayın Cumhurbaşka- nı'nm bu süreçte izlediği, bızce tutarlı ve doğru tavnn algılanmasına da yar- dımcı olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı. yüksek mahkeme üyeligi döneminde yazdıgı karşı o>' yazısında şöyle diyor: ...TBMM'yeyetki veren böyle ayrın- tı/ı bir düzenleme getirilmesinde Os- manlı împaratorluğu'nun 1. Dünya Savaşı 'na yetkililerin çoğunun bilgisi dışında yalmzca birkaç kişinin karan ile sürüklenerek kendisini bir oldubit- ti içinde bulması ve 1950 yılında da Kore'ye asker gönderme kararının TBMM toplantıya çağnlmaksızın, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Savunma Bakam 'nca verilmesi gibi olaylar etken olmuştur.(...) Cumhuri- yet anayasalarımızın tümünde, savaş ilanı ve Silahlı Kuvvetler 'in kullanıl- masına karar vermeyetkisi TBMM'ye verilmiştir. 1924 Anayasası da 26. maddesinde savaş ilanını TBMM'nin 'bizzat kendi ifa ettıği' görevler ara- sında saymıştır. (...jAnayasanın bu hükmüne göre savaş hali ilanına TBMMyetkilidır. Ancak, anayasa bu yetkinin kullanılmasını "Milletlerara- sı hukukun meşru saydığı" haller için öngörmüştür. (...) 5.9.1'990gün ve 108sayılı TBMMka- ran ise Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin va- bancı ülkelere gönderilmesi veyaban- cı silahlı kmvetlerin Türkiye de bulun- masına karar verme konusunda anaya- samn 92. maddesi l.fıkrasının TBMM' ye verdiğiyetkiyi hükümete devretmek- tedir. Karar içeriğinegöre, TSK'ninya- bancı ülkelere gönderilmesine ve ya- bancı silahlı kuvvetlenn Türkiye de bu- lunmasının "lüzum, hudutve şümulü" hükümetçe takdir ve tayin olunacaktır. Böyleceortadasomutbir olaybulun- maksızın Meclis 'e aitbiryetki çokuzun ve belirsiz bir süre için hükümete veril- mektedir. 108 No lu kararın bu biçimi ile, Meclis tatilde veya ara vermecje ol- madığı durumlarda da hükümetbuyet- kiyidoğrudan doğruya kullanabilecek- tir. Oysa 92. maddenin 2. fikrası silah- lı kuvvet kullanılmasına TBMM dışın- da kimin, hangi koşullarda karar vere- bileceğini saptamıştır. 2.fıkrada öngö- rülen durum ve koşullar dışında karar kesinlikle TBMMtarafmdan verilecek- tir. Silahlı ku\ret kullamlmasımn "lü- zum, hudut veşümulü "nühükümete bı- rakan bir Meclis işleminin anayasamn 92. maddesinin öngördüğünitelikte bir karar olarak anlamak olanaksızdır. Çünkü TSKülkedışınagönderilecek- se. hangi ülkeye ne miktarda ve ne ka- darbirsüre içingönderileceğiya da \v- bancı silahlı kuvvetlerin Türkivede bu- mektedir. Bu durumda, son TBMM ka- rannın Cumhurbaşkanlığı tarafından Anayasa Mahkemesi'nin önüne götü- rülmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Hatta da- ha da ileri giderek. bunun Türkiye'nin işgale ortak olmamasınj isteyenlerin Sa- yın Cumhurbaşkanı'ndan haklı bir bek- lenrisi olduğu da söylenebilir. Geçmlyte ne dedller? tkinci olarak. Anayasa Mahkemesi'nin 2 yıl Önceki karanna bakalım. Mahke- menin bu karan. ABD'nın Afganistan'a yönelik operasyonunakatılmak amacıy- la askergönderilmesi için hükümete izin Anayasa bu yetkinin kuHarulmasuu "miüedcrarası hukukun meşru saydığı" haller için öngörmüştür. lunmasınagerekgörülüyorsa hangiül- keden ne kadar kuvvetin, ne kadar bir süre için geleceğini TBMM'nin bilme- si ve kararım bu somut verilere göre vermesi gerekir. Kararda nitelik veya miktaryönünden bir sımrlandırmaya- pılmamıştır.Bu sınırsızlıkonun 92. mad- deye uygun bir karar olmaktan çıkarıp anayasamnyalmzca TBMM'ye tanıdı- ğı biryetkinin BakanlarKurulu na dev- rine olanak veren bıryasa olarakkabu- lünü zorunlu kılmaktadır Sayın Cumhurbaşkanı'nm, son Irak savaşı öncesi ve sonrasındaki açıklama- lan ve tavn, karşı oy yazısındaki görüş- lerle tam bir uyum ve tutarhlık göster- verilmesüıe ilişkin TBMM karannın ip- tali istemiyle ilgilidir. Hükümete izin ve- rilmesinedair 10.10.2001 günlü ve 722 sayılı TBMM karanna ilişkin olarak mahkeme karannageçmeden önce, ara- lannda bugünkü Dışişleri Bakanı, Baş- bakan yardımcüan vebazı bakanlann da bulunduğu milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi'ne yaprığı başvurudan kimi alıntılaryapalım.: "(...) Bu izin vermeyetkisi, sadece ve sadece TBMM'yeaitolan 'münhasır 'bir yetkidir. 722 sayılı karara göre ise TSK nin yabancı ülkelere gönderilme- si veya yabancı kuvvetlerin Türkiye de konuşlandmtması yetkisi, belirsiz bir süre için, bütünüyle Bakanlar Kuru- lu na devredilmiştir. Bu devir tam an- lamıyla bir yetki devridir. (...) Öteyan- dan hükümetlerçeşitli sebeplerden do- layı örneğin iktisadi, mali, ideolojik ve- vaaskerisebeplerleyabancıgüçlerin et- kisindekalabilir; onlann kontrolünede girebilir. Ve hatta bir kısım yöneticiler, kişısel çıkarlarını ulusal menfaatlann üzerindegörerekdüşmanla işbirliğida- hiyapabilir. Nitekim tarihte bunun ör- nekleride çokgörülmüştür. însanlıkta- rihinin yaşadığı bu acı tecrübelerden dolayıdır ki, Cumhuriyet anayasaları- mızın tümünde, savaş ilanı ve Silahlı Kuvvetler 'in kullanılmasına karar ver- me yetkisi TBMM'ye verilmiştir. (...) Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin yurtdışma gönderilmesi yetkisiyle donatılan hü- kümetfler) çeşitli baskı ve nedenlerle Türkiye'yı, bir 'oldubitti ile savaşada- hi sokabilir. (...) Savaşan devletlerden birininyanındayeralarak, cepheye as- kergöndermek'fiilensavaşilan etmek' demektir." Yenl tiyeler ne yapacalc? Ne dersiniz, fazla söze gerek var rru? Bir yanda 10 yıl önce ne düşünüyor- sa bugün de aynı tavnru sürdüren, ilke- lerinden vehukukJa temellendirdığı gö- rüşlerinden taviz vermeyen birCumhur- başkanı; diğer yanda daha ıkı yıl önce söylediklenni iktidara gelince unutan, bir anda savaş/işgal yanlısı olan. "dün dündür, bugünse bugün" anlayışındaki hükümet üyeleri... Peki ya Anayasa Mahkemesi Afga- nistan'a asker gönderilmesiyle ilgili bu başvuruya ilişkin ne karar vermiş? Hemen söyleyelim. 1990yılında ne ka- rar vermişse aynısıru. Cstelik mahke- menin çoğu üyeleri değişmiş olmasına karşın. yıne oyçokluğu ile ve yine 7'ye karşı 4 oyla. Şimdi gelelim can alıcı noktaya!.. Yüksek mahkemenin 2001 yılında verdiği karara katılan üyelerden 9'u ha- len görevını sürdüriiyor. iki üye ise de- ğişmiş durumda. Asıl ılgi çekici olan,gö- rev süresi sona eren iki üyenın karara olumlu oy veren. diğer bir deyışle baş- vurunun reddi görüşünde olan üyeler ol- masıdır. 10 Ekim 2001 günlü ve 721 sa- yılı TBMM karannın iptal edilmesi is- temini reddeden yedi üyeden beş tanesi bir yanda, mahkemenin karanna muha- lif kalan dörtüye diğeryanda (ki bu dört üye mahkeme başkanından sonra gelen en kıdemii üyelerdir). GÖrüldüğü gibi yüksek mahkeme üyeliğine Cumhurbaş- kanı tarafindan atanan ikı yeni üyenin (Mehmet Erten ve Av. Prof. Dr. Faal Sağlamı alacağı rutum, konuya bakışı önemlıdır. Eğer, bu iki yenı üye daha önce karara muhalif kalan üyelerle (ta- bıi buüyelenn degörüşlerini değiştirme- nuş olmalan koşuluyla) aynı yönde oy JcuJlanırsa, TBMN1karan Anayasa Mah- kemesi'nce denetlenecek ve büyük ola- sılılda da iptal edilecektir. Bukadarönemli birolayda, üstelik yük- sek mahkemenin TBMM karannı iptal ermesinin muhtemel olduğu da düşü- nüldüğunde, Cumhurbaşkanlığı'nın dı- şında konuyu Anayasa Mahkemesi'nin önünegötürebilecek yegâne kurum olan anamuhalefet partisi CHP'nin ta\nnı sorgulamaya ne dersiniz? Tezkerenin TBMM'ye gelişi ve görü- şülmesi sürecinde Irak'a askergönderil- mesine karşı olan, muhalefet eden CHP'den, Anayasa Mahkemesi'ne baş- vurmasını beklemek pek mi yadırgana- cak bir yaklaşım olur? TBMM karan yayımlanalı 20 günden fazla oldu. CHP'den başvuru yapıp yapmayacağı- na dair tek bir açıklama > r ok. Sessizlik sürüyor. Yoksa. CHP de Irak'a Türk askerinin gönderihnesinden yana da, sırf muhalefet yapıyormuş gi- bi mi göründü? Evet. bugünherkes ınan- dıncılık sınavından geçiyor. AKP hükümen, bu sınavdan başansız çıktı. Peki ya diğerleri? DUZYAZI ORHAN BİRGİT Gündemdeki Tasarı Erdoğan hükümetinin birinci yılını doldururken, TBMM'ye sunmaya hazırlandığı "Kamu Yöneti- mi Temel Yasa Tasansı", 80 yıllık biryapıyı altüst edecek boyutlar raşıyor. Sorunu, "üniter devlet yapısına duyariı bir ör- gütlenme"den vazgeçilme biçiminde niteleyen- ler de var. Bu tür eleştirilerin kuruntu o/acağını söy- leyenler de. Tasan, komisyonlarda ve parlamento genel ku- rulunda soğukkanlılıkla ele alınabilir ve içtüzük yön- temleri ile oldubittiye getirilmeden görüşülürse, elbette aklın yollan açığa çıkanlabilir. Ne var ki, önceki gün AKP'nin bu reform de- ğerinde gördüğü tasarıyı bir basın toplantısı ile kamuoyuna tanıtmaya çalışan Başbakan Yar- dımcısı Şahin'in, tasannın hazırfanışı sırasındagö- rüşüne başvurulduğunu söylediği kurumlar, top- lumun tüm katmanlannın temsilcileri değildir. Ya da başka bir deyiş ile, toplumun temsilcili- ğini yapan STV'ler, bu üç oluşumdan ibaret de- ğildir. Hükümet, bir üniversite ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TÜSİAD ve TESEV'den görüş al- dığını söylerken, bu ülkede işçi sendikalannı tem- sil eden en az üç yerieşmiş konfederasyon oldu- ğunu özellikle görmezden geldiğini itiraf etmiyor mu? Yine Esnaf ve Sanatkâr biriiklerinin çatısı al- tında toplanmış mi/yonlarca insanımızın yok sa- yılması, vakıflar adı altında salt TESEV'in adres olarak seçilmiş olması, acaba kimi gerçeklerte yüz yüze gelmeme gibi bir planın ürünü müdür? Parlamentoda yeterli alternatifi bulunmayan biriktidaroluşumunun, STV'ler konusunda, baş- ka hükümetlere göre, bu konu üzerinde daha dikkatli ve duyarlı olması beklenebilirdi. Neredeyse ülkedeki tüm kamu teftiş kurumla- nnı budayan, önemli bir bölümünü yok sayan bir zihniyetin, aslında 3 Kasım 2002 öncesinde özel- likle fstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bağlı ku- ruluşlardaki kimi yolsuzluk iddiaları karşısında mesela mülkiye müfettişi kavramından ne çekti- ğini anımsayınca, 23 bin 104 müfettiş ve denet- men, hesap uzmanı ve kontrolün görevine "son verilmesi"nin yaratacağı çağnşım, daha ilk adım- da bu iktidar hesabına tek kelime ile kuşku ola- rak anlatılabilir. Denilecektir ki, "Biz teftiş kuruluşlannı kaldırır- ken, onlann görevleriniSayıştay'a devrediyorvz". Tamam öyle yapıyorsunuz ama, görevi "genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve gider- leri ile mallannı TBMM adına denetlemek ve so- rumlulann hesap ve işlemlerinikesin hükme bağ- lamak ve kanunlaha verilen inceleme, denetle- me ve hükme bağlamak" olarak anayasada yer alan Sayıştay'ı, merkezde ya da taşradaki tüm özel idareier ve be/ediyelerin de büyümüş tasar- ruflannı kapsayacak bir denetçiler kadrosu haii- ne getirince ortaya çıkacak o kocaman yeni ca- navarı kim nasıl denetleyecek? Dahası, Sayış- tay'ın asıl işlevi, bu denetim karmaşası arasında zaman zaman ikinci sırada mı kalacak? Bunla- nn yanıtını tasarıya koymamışsınız. Öğrenim Birliği ilkesine tırpan mı? O arada Yüksek Denetleme Kurulu'nu da kal- dırryorsunuz. özellikle Milli Eğitim müfettişleri- nin, görevlerinin salt akça/ı işlerle sınıriı olmadı- ğını, onlara verilen asıl sorumluluğun öğrenim Bir- liği Yasası'na uygun olmayan eylemleri belirleyip, sorumlularından hesap sormaya kadar uzandı- ğını, yanlışlıkla mı unutuyorsunuz? Yoksa, "o ara- da bu belayı da defettik" düşüncesiyle mi yola çıkıyorsunuz? Yine Milli Eğitim Bakanlığı'nın tüm personel kadrolannın ve yetkilerinin taşrada yerel yönetim- lere geçmesinin, öğrenim Biriiği yani Tevhidi Ted- risat Yasası ile çelişen durumlar yaratma duru- munda, soruna nasıl el konulacağını bu tasanda göstermiyorsunuz. Ülkenin bir ilindeki yerel yönetim oluşumunun "ak" diye nitelendirdiğine, bir başka yerindeki eğitim birimi "kara" olarak bakarsa. kimilerinin dediği biçimde ulus-devlet yerine ulus-devlet- çiklere geçişin göstergeleri ortaya çıkmaz mı? Kamu yönetiminin bir reform istediği.hantal ya- pının "a"dan "z"ye illaki başkentten yönetilece- ğinin değişmeyecek bir kural olmadığı ortadadır. Tasarının özellikle yurtdışında her önüne gelen bakanlığın birertemsilciliği olmak gibi, sadece is- rafı kamçılayan hükümlere geçit vermeyecek bir düzenleme getiren hükümler gibi kimi yeni yapı- lanmalar elbette olumlu sayılmalıdır. Ama sadece bir köşe yazısına sığacak biçim- de belirttiğjm satır başlannın ortaya koyduğu sa- kıncalar bile, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasa- nsı'nın TBMM'ye gönderilmeden önce, oluştu- rulacak forumlarda tartışıimasının zorunluluğunu çarıştırıyor. Umanm, sağduyu acele edilrnemesi konusun- da çoğunluk grubuna egemen olur. Ve CHP bu fırsatı iyice değerlendirerek yasa tasansını hallaç pamuğuna çevirecek bir denetleme işlevi ser- giler. Faks: 0212- 677 07 62 obirgtt(<7 e-kolay.net EMRE DENİZ ÜN (14 Hazfran 1981 - 5 Kasm Sevgili EMRE DENlZ'imiz... Dört yıl önce sonjmsuz bir trafik canavan seni bizden ayırdı. Yokluğun içimizde her gün daha fazla büyüyor... 5 Kasım Çarşamba günü Bilecik'te tüm sevenlerinle biriikte yine başucunda olacağız. Daima bizimlesin, kalbimizdesin... Seni çok özlüyoruz... Hep özleyeceğiz... Seyfi Yiğit - Meral - Tayfur ÜN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle