22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 2003 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Baklalap YAVAŞ YAVAŞ çıkanyorlar baklalan ağızlarından. Genellikle, "Kıbns'taçözûm, tam üyelikgörüşme- lerine başlamanın koşullan arasında değildirama..." denirdi; şimdi, hep birağızdan, "2004 Mayısı'na ka- dar çözüm olmazsa görüşme tarihi vermek güçle- şir" demekteler. "Genişlemeden sorumlu" Herr Verheugen ise, her zaman daha fazlasını söylemiş ve Almanya'daki çoğunluğun Türkiye konusundaki isteksızligini çok da- ha kesin sözlerle dile getirrniştir. Zaten, "Mevzuat değişikliği yetmez uygulamaya bakmalıyız"lormüiü bütün ağızlardadır. Başka aday- lar için uygulamalar tam üyelik müzakereleri devam ederken değerlendirilirken, sıra Türkiye'ye gelince uygulamaların tatmin edici olması, müzakereye baş- lamanın bıle değıl, ancak müzakere tarihi vermenin koşulu sayılmıştır. "L/ygu/ama"dan ne kastedildiği de belli değildir. örneğin, Milli Güvenlik Kurulu Yasa- sı'nın değişmesinden sonra, o Kurul ulusal güvenlik alanında ülke çıkarlanna uygun, ama AB'nin hoşuna gitmeyen bir karar alır ve hükümet de buna uyarsa, uygulama tatmin edici bulunmayacak mıdır? Bu arada, Ankara'ya gelip giden AB'Iİ devletlerin sorumlu politikacılan da hep ikili kalan amaçla- r\ peşinde koşmaya devam etmektedirler. Taktik şu oluyor: Bir yandan tam üyelik konusun- da takdir edici ve umut verici, ama özde "oyalayıcı" mesaj verilecek, bir yandan da ekonomik ilişkilerde kendi çıkarlanna uygun ödünler kopanlmaya çalışı- lacaktır. Istekler karşılanırsa, müzakere tarihi konu- sunda "destekleyici" davranılacağı hıssettirilerek. Bu sayede, örneğin Berlusconi Italya'sı Aycell- Aria birieşmesinde kendıne düşen yatırımları yap- madan Türk Telekom'un altyapısından zahmetsiz ya- rarianma yolunu bulmuşa benziyor. Belçika Başba- kanı'nın da AB konusundaki sözleriyle ekonomik is- tekleri arasında bunu andınr bağlantılar kurmak hiç zor olmasa gerek. Ne var ki, Brüksel'deki AB bürokratları, böyle oyunlara bıle başvurmaya gerek duymadan, Yu- nan baskısına boyun eğerek, "ilerleme raporu"na diplomatık dilde "Türk tarafı Kıbns 'ta çözümeyanaş- mazsa tarih bile alamaz" anlamına gelen bir tümce- yi koyuvermişlerdir. Incelikle kabalık arasında gidip gelen bu taktikler karşısında Ankara şu tavn olanca açıklığıyla ortaya koyma cesaretini kendinde bulmalıdır Türk tamfı Kıb- ns'ta çözüm için görüşmeye herzaman hazırdır, an- cak bilinmelidir ki, AB çerçevesine sokulacak her- hangi bir çözüm, 1959 ve 1960 metinleh gereği, Türkiye 'nin tam üyeliği kesinleşmeden yürüriüğe gi- remez." Böyle bir tutum, Türkiye'nin üyeliği konusunda AB'nin içtenliğini ölçmenin detekyoludur. Başka tür- lüsü, arkadan çorap söküğü gibi gelecek başka ödünlerle, Türk diplomasi tarihinin en büyük fıyas- kosu olur. Askerlerin Sivillere Müdahalesi... Türk halkının yüzde 75 gibi büyük bir çoğunluğu, siyasal partilere güven beslemek şöyle dursun, olumsuz gözle bakmakta, buna karşılık Cumhurbaşkanlığı'ru ve TSK'yi "dürüstlük", "erdemlilik" ve "vatanseverlik" bakımından en güvenilir kuruluşlar saymaktadır. Prof. Dr. Ühan ARSEL A B Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jorg Kretschmer, gazeteci- lere verdiği bir deme- cinde, TSK ve hükü- met arasında beliren imam hatıp li- seleriyle ilgüi gerginliğe değinerek şöyle diyor: "._ AB'de böyle bir şey hayal bile edikmez... Butipbir ger- ginlik,AB'de olamazdL_"(Bkz. Mil- liyet gazetesi, 18 Ekim 2003). Pek güzel ama kendisine sormak gerekmez mi: "AB ülkelerinin her- hangj birinde, laiklik ilkesini ve ktşi özgürlükkrini yok ederek demokra- si\i temeUnden çökertecek ve toplu- mu ortaçağa sürükleyecek türden birtebüke(örneğin 'şeriattehbkesi') söz konusu olmuş olsa ve bu tehtike- yi askerlerden başka önleyebflecek hiçbir güç bulunmasa, bö> te bir du- rumda ne vapardınız? Demokrasmin yok olmasını mı, yoksa askerlerin si- vfllere müdahalesini mi yeğferdiniz?" Evet bütün sorun bu noktada dü- ğümleniyor. AB ülkelerinde asker- lerin sivillere müdahalesi hayal bi- le edilemez, çünkü toplum, demok- rasinin ancak ve ancak "laikhV ve "kişi özgüriüklerinin varhğT ile ya- şayabilecegi gerçeğinı algılamış (id- rak etmiş) bireylerden oluşmuştur. Ve aynca da, demokrasiyi güvence (teminat) altında tutabilecek yeter- likte ve güçte bir aydın kesim var- dır ki, askerlerin "demokratikyap- nnm" yoluna yönetmelerine gerek- sinim yaratmaz. Oysa şeriat tehli- kesiyle her an karşı karşıya bulunan Türkiye gibi bir ülke için durum böyle değıl. Çünkü bir kere toplu- mun büyük çoğunluğu, şeriatçılar ta- rafından laıkliguı "dinsizlik" oldu- ğu yalanlanna inandınlmıştır. Öte yandan aydın sınıf, Türkiye'yı de- mokrasi rayında tutabilecek güçte ve yeterlikte değildir. Aydın kesimin yapması gerekip de yapmadığı şe- yi ancak ordu yapabilmektedir ve Türkiye bugün ancak bu sayede şe- riat felaketine karşı direnip demok- rasi yolunda yürüyebilmektedır. Bu gerçeği bilmezlikten gelerek ordu- yu, şu ya da bu gerekçelerle felce uğratırsanız. Türkiye'yi ikinci bir tran olarak karşuıızda bulursunuz. Şeriatçılanmız "Darbe obnaz; or- du Batı kamuoyundan çekinir, ikti- dara el koymaz" rahathğı içerisin- de Türkiye'yi, sınsi adunlarla şeri- at bataklığma sürüklemektedirler. Kadrolaşma ve benzeri çabalar ya- nında, laık eğitimi baltalamak, üni- versiteyi boyunduruk altına almak, TSK'nin ve Cumhurbaşkanının yet- kilerini kısıtlamak yanında. şimdi bir de "Diyanet Akademüeri" kurup "Kurmay imam ve yöneticiler ye- tiştirmek"(l) ve bu arada on beş bin kişilik bir imam kadrosu hazır- lamak gibi eylemlere girişmişler- dir. Bu tür ginşimlerin, Iran'daki mollalar yönetimine benzer bir dü- zeni getirmek gibi sonuçlar doğu- racağım düşünmek doğaldır. Bu böyle gidecek olursa, sonunda Tür- kiye'yi TSK bile kurtaramayacak- tır. Bu vesileyle şunu eklemem ge- rekiyor: TSK ile sürtüşme yaratmayı siya- sal kumazhk sayan baa partilerimiz, her vesileyle "miDetin sinesindetT çıktıklannı, halkrn güvenine sahip bulunduklannı öne sürerler. Bu ge- rekçe onlara. hukukun dışında ve her türlü eleştiriden uzak kalma olası- lığını sağlar. Hele Cumhurbaşkan- lığı ya da Genelkurmay Başkanlığı gibi seçim dışı tutulan. (yani "atan- mış" nitelikteki) anayasal kuruluş- lardan gelme uyanlara hiç taham- mülleri yoktur. Şunu bilmezlikten ge- ürler la. bu atanmış kuruluşlann ç o ğu, kendilerinden çok daha fazla olmak üzere milletin güvenine ve sevgisine sahiptir. Örneğin, Türk halkının yüzde 75 gibi büyük bir çoğunluğu, siyasal partilere güven beslemek şöyle dursun, olumsuz gözle bakmakta, buna karşıbk Cum- hurbaşkanlığı'nı ve TSK'yi "dü- rüsuuk", "erdemfflik" ve "\atanse- vertik" bakımından en güvenilir kuruluşlar saymaktadır. Bugün Tür- kiye'de bir seçim yapılsa ve seçim- lere, siyasal partiler yanında bu "atanmış" kuruluşlar katıhnış ol- sa, sonuç bunlann lehine tecelli ede- cektir. Eğer siyasal partiler. halkın güvenıni, iktıdara "meşnuyet" sağ- layan bir nesne olarak kabul ediyor ıseler, bu takdirde kendilerinı bu güvenceye layık kerteye getirmeli- dirler, tersi durumda. halk tarafın- dan çok daha fazla güvenceye sa- hip Cumhurbaşkanlığı ya da TSK gibi kuruluşlardan gelme "firçala- ma w lardan kurtulamayacaklardır. Ve o umulan gün gelene kadar: "As- ketier srvil yönetime kanşmaz" bı- çiminde konuşma hakkına sahip olamayacaklardır. Kuşkusuz ki aklı başında hiç kim- Hasan-Âli Yücerie Görele'de... Mehmet Farac KOTULER MAHALLESİ "Kanlı topraklarda bir Urfa destam..." Tüm kitapçılarda GUnizi Vayıncılıh 0.212 5121172 Giresun'un Görele ilçesinde büyük bir ba>Tam ya- şandı. Görele Belediyesi'nin düzenledıği şenlik 30 Ağustos Zafer BayTamı'yla Hasan- ÂK Yöcel'i buluş- turmuştu. Bu buluşma; her şeyin hızla kirletildiği bir dünyada yaşamanuı sancılannı yaşarken, tüm değer- leriyle birlikte insan ve insanlık kirletihrken, bazı de- ğerlerin savunulmasırun kaçuulmaz bir insanlık ve yurtseverlik görevı olduğunu bir kez daha ögretti Görelede a Hasan-ABYücel,AydHilanınaveKöy Ens- titüleri" konulubir toplantıya Mefamet Başaran'la bir- hkte kanlmam istendiğinde mutlu olmuştum. Göre- le" nin bağrmdan yetişen bir büyük insanı sahiplenme isteğine omuz vermemek olmazdı elbette Bu ayduı- lanma şenliğirun 30-31 Ağustos günlennde gerçekleş- urilecekolmasınınaynbiranlamıv'ardı Karadenizyol- lanıun Samsun'dan ötesinin "yolçabşnudarr nedeniy- le insanı daha da yorduğu 16 saatlik bir otobüs yolcu- luğundan ve neredeyse adım başı önümüze çıkan ca- mileri ve cami inşaatlannı gördükten sonra 29 Ağus- tos gunünün akşamüstünde Görele'ye ulaştım. Şerdik, 30 Ağustos sabahı Zafer Bayramı'nın kut- lama törenleriyle birükte başladı ve Görele'nin Kara- deniz'i seyredenparklanndayerel yemeklerin ikramıy- la devam etti. Öğleden sonra "Hasan-Aü Yücd Kûl- tür Merkea" adı verilmiş olan salonda Görele'nin ay- dınlık yüzlü insanlanyla buluşmanın keyfini yaşadım. Başaran gelememıştı. ama kasete alınan söyleşisiyle, sesıyle, vüzüyle ve pınl pnl düşünceleriyle aramızday- dı. ' Hasan-Âli Yücel'in niçin Mustafa KetnaJ ve Nâzım Hikmet'le birlikte Cumhuriyetimıze ve kültürümüze en önemli katkılarda bulunan bir büyük insan oldu- ğunu anlattığun konferansunda. sürekli de\Tİm olan ve kültür temelinde yükselen Cumhuriyet devrimleri- nin en yürekli savunuculanndan ve önderlennden olan Hasan-Âli Yücel'in, Mustafa Kemal'i en iyi anlayan bir aydm olarak, 7 yü, 7 ay. 7 gün süren Milli Eğitim Bakanhğı görevindeyken gerçekleştirdiği devrimleri anlattım. 1940'lann ortalanndan bugünlere kadar iz- lenen politikalann ülkemizi onursuzluklara sürükle- diğini, ülkeyı yönetenlerin sürekli devrimlerin önde- ri olan Mustafa Kemal'e ihanet ettiklerini örnekleriy- le sundum. Paramızın değerinin düşüriUmesınden ka- rayolu politikasuıa, deprem bölgelenndeki yerleşme- lerden tanm politikasuıa, dış borç tuzağından ikili an- laşmalarla süren bağınüıhk politikasına kadar yaşamı- mızın çeşitli alanlanndan ömekler vererek büyük bir aydınlanma hareketi olan Cumhuriyet devrimimizin getirildiği noktayı bir kez daha gözler önüne sçrdim. Görele'de anlamlı birCumhunyet'i ve Hasan-Âli Yü- cel'i sahiplenme şenhği yaşandî. Her yerde gereksin- memiz olan bu şenhği Cumhuriyet okürlanyla paylaş- mak istedim. Öner YAĞO senin zihninden "asker gelsin! Ikti- dara çöreklensüı'' diye bir temenni geçmez. Hele yıllar boyu öğrenci- lerine demokrasi ilkelerini aşılayan ve özgürlük kavTamına çılgınca bağ- h bulunan benım gibi bir Anayasa Hukuku profesörünün düşüneceği şey değildir bul Ama şeriat batak- bğına gömülüp yok oJma tehlikesi karşısında kurtancı olarak sadece bir tek güç var ise ne yaparsınız? Bazı yazarlanmıza kanıp; "Partiler ne kadar kötû, Bderler ne kadar vasıf- SE olursa olsun. TürkİTC'nin bağ- nndan çıkmış kuruluşlardır" diye- rek ülkenin yazgısını siyasilerin ce- haletineve üıanetinemi kurban eder- siniz? Bazı yazarlanmız. "Darbe shiDerin işidir-" diyor. Evet ama bu işi sivıller beceremez ve aklunız da başımıza erişemez ise ne olacak? Yine bazı köşe yazarlanmız sor- maktalar: ".- Hiç değişmi>or ki! 1950'ler de öyleydi Tûrkije iyi ida- reedümiyordu. 27 Mayıs oldu,asker gekti. İyi mi oldu?_" Belli ki bu so- ruyu soran yazar, 27 Mayıs thtila- li'ne sebebiyet veren Demokrat Par- ti'nin. Türkıye'yi nasü biruçuruma sürükledığınden habersizdir. Şunu bilmelidir ki, 27 Mayıs ohnasaydı, bu ülke bugün "Humeyni zihniyet- li" mollalann fetvalan altında inim inim inlemekteydı. Unırtmayahm^. Öte yandan unutmayalım ki as- kerler, 27 Mayıs Devrimi'ni, mille- tin güvenınden yoksun olarak yap- madılar; aksine bu güvenin varlığı- nı sezdikleri için yaptılar. Nitekım 27 Mayıs'ın gerçekleştiği an, yüz binlerce yurttaş sokaklara taşmış, tüm üUce olarak devrimi büyük bir coşkunlukla onaylamış ve orduya sevgi gösterilerinde bulunmuştur. Eğer askerler ıstemiş olsalardı. o zaman pekâlâ iktidarda kalabilir- lerdi; ama kahnadılar. De\Tİmın he- men ertesi günü üniversite profesör- lerine yeni bir anayasa hazırlattılar ve iktidan sivillere bıraktılar. Dün- ya milletleri tarihinde, askerlerin böylesine demokratik ve idealist bir davranışla hareket edişine örnek bulmak güçtür. Bunun böyle oluşu- nun nedeni. ordunun Atarürk ilke- leriyle yoğrulmuş olmasıdır. Şunu da asla unutmayahm ki Tür- kiye'nin AB'ye girmesini engelle- yen şey, ordunun her an için darbe yapabilir kanısuıı yaratması değil, laiİdiği yıkmaya azimh şeriatçı teh- Ukenin giderek azgınlaşmasıdır. AB, laiklikten yoksun bir Türkiye'yi kendı bünyesine ahnaz ama, laikli- ği ordu tarafından garantiye bağ- lanmış bu- üUce olarak ahnakta sa- kınca buknaz. Çünkü Avrupa Bir- liği, şeriat yönetiminin uygar dün- ya için ne büyük bir tehlike oldu- ğundan ve en canlı bir örnek olarak Irak'ın, Saddam'ın gidişinden son- ra nasıl bu- molla devleti ohnaya ha- zu- bulunduğundan haberdardır. (1) Divanet tşleri Başkanı 'nin de- meci için bkz. 10 Ekim 2003 tarih- li Milliyet gazetesi. Fatsalı Halim Efendi 48 Yaşında. Kurtuluş Savaşı'nın kahraman telgrafçılanndan. Haber almak, haber ulaştırmak için, hayatmı seve seve ortaya koydu. Ulusal Gönüllüsü Olun, Türkiye'nin Geleceğinde Hisseniz Olsun!Ulusal Gönüllüleri hareketi yurdumuzun dörtbiryanından ve yurtdışından binlerce yurttaşımızın katılımıyla sürüyor. Binleron binlere, yüz binlere elveriyor... Türkiye'nin onuriu geleceği için bugünün Fatsalı Hallm'leri biraraya geliyor. Siz de Ulusal Gönüllülerine katılın, hem Türkiye'nin geleceğinde hisseniz olsun hem de Ulusal Gönüllülerine sunulan pek çok hizmetten yararlanın. ULUSAL Getln, gOcümûzü gücumûzt kıtatım, Ulu$al Kanal'ı Tûrtcty'nln bir numarah kanalı yapattm Siz de Kolayca Ulusal Kredl Kartı Olmayanlar Gönüllüsü Olabilirsiniz için Seçenekler... Hangı bankadan olursa olsun Kredi kartmız varsa, yandaki Kredi Kartı ile Şipariş / Aidat Formunu doldurup, Istiklal Cad. Oeya Çıkmazı no:7/7 Beyoğlu 80070 istanbul adresine iletniz. Ya da www.ulusalkanal.com.tr adfesindeki başvuruformunudoldurarak internet üzerinde Gönüllü olabilirsinız. Ödeneçek mıktar en az ayda 10 milyon TL'dir Ustsınır ise Gönüllü tarafından belirtenir GönüllO. ditediâi zaman Ulusal Kanal Muhasebe ServisTne yazılı olarak başvurarak üyelikten çıkabiflr Yurtdışındaki Gönülllüler de Kredi Kartı ile Sipariş /Aidat Formu'nu Türkçe olarak ve odeyec«Men miktann Türk Lırası karştlığ.nı yazarakUlusal Gönüllüsü oıabılırter Bu Meme karşılığında bankaya herhangı bir ücret ödemeyeceklerdır İş Bankası'nda hesabı olanlar bankadan alaoaklan Otomatik Havale ödeme Talımat Formu'nun "surelı talımat" bölünnönü doldurarak Gönüllü olabıtir Alıcının hesap nurparası bölûmüne, 1042- 619317 ve İş Bankası Parmakkapı Şubesi yazmız. Başka bankada hesabı olan Gönüllüter de çok az mıktarda hava'e ucretı Sdeyerek aynı hesaba düzenlı olarak ödeme yaparak Gönüllü olabilirler. pilerseniz Posta Çeki iie de GönültO ödemesını yapabılırsıniz. Basyuru Formu'nu dotdunjp Görtûnü ödemesı'ni Lflusal Kanafın 1051229 numarali Posta Çekı hesabına yapınız. Faturalama nasıl yapılır? Bu odemelere Ka^şı Lllusal Kanal'ın ılgili şırketı, hizrrtet faturası kesıp Gönüllülenn adresienne yoüayacaktır. O^er&en^ ou tormti ookktfarak diersena GocuSu HaOn arayarak yadadogrudsnüKJsalKanaiagfttereh Ulusal Gönüllüsü'nün yararlandığı hizmetlerden bazılan Gönüllü, anlaşmalı yayınevlerinın ve dergilsnni indirimlı edinir. Anlaşı tiyatro ve stiemaiarda indi^mli bilet alr, Anlaşmalı ya da Ulusal Gonüllüsü lokanta, sinema, kitabevi, alışvenş merkezleıi.hjnstiktesislervb kuaıluşlann mal ve hizmetlennden indınnli yararianr Ulusal Kanal rekiarr htzmetlerinde, Gönüllü indınmı sağlanır. ULUSAL GÖNÜLLÜLERİ KREDİ KARTI İLE AİDAT/SİPARİŞ FORMU Mı/Soyadı Adtosi. Te/^on Aidat I Sipariş bedeli olarak. aşağıdaki tutan kredi kartı hesabıma borç kaydediniz. Ra/tamte Ytayfe. KREDİ KARTI BİLGİLERİ Visa J JMasferea/ri [ j KartNo Son Kullanım Tarihi •D Yukapcta befitttiğim tutann J.....J. tanhini izleyen aydan Hibaren. her ay, kmdı kartı hesabıma borç kaydedüemk, şirketinızın Türkiye iş Bankası AŞ Parmakkapı Şubesi nezdındeki İİgili hesaplanna, Şirketıniz ile Türkiye İş Bankası AŞ arasında belııienen koşullar çerçevesinde alacak kaydedümemi kabul ediyor ve bu konuda Türiaye İş Bankası AŞyi yetkıli kılıyorum. ..J.....J.. İ ULUSAL KANAL Dijiîai Uydu Frekansiar İstiklal Cad. Deva Cıkmazı No: 7 / 7 Beyoğlu 80070 İstanbul Tel: 0212 251 50 90(pbx) Fax: 0212 251 50 47 www.ulusalkanal.com.tr ulusal@ulusalkanal.com.tr GONULLU HATTI İstanbul :(O212) 245 81 81 Ankora :(0312) 419 04 62 İzmir :(0232) 463 22 59 ULUSAL PENCERE Eyvah, Yine mi Haklı Çıktık?.. Haklı çıkmak her zaman iyi değildir.. Efendisi, Epiktetos'un bacağını bir alete tak- mış, buruyormuş.. O zamanın dünyasında Epiktetos hem fılozof.. Hem köle.. Efendisine demiş ki: - Dikkat et, kıracaksın bacağımı... Herif dinlememiş, burmaya devam etmiş, so- nunda bacak kınlmış... Epiktetos sakin: - Ben sana kıracaksın demedim mi?.. Filozof haklı çıkmış. • Tarih zalimlerin yengileri, mazlumlann yenilgile- riyle doludur. Haklı olanların çoğu zaman ayvayı yemeleri de doğal sayılmalı... 1991 'de Sovyetler yıkılınca bizim medyayı saran zıpçıktılar ortalığı velveleye vermişlerdi: Amerikalı Fukuyama'nın ünlü kitabı ne diyordu: 'Tarihin Sonu!..' Bizim medyacılara göre, Komünist Rusya yıkıl- dı ya, bu iş tamamdı, her şey güllük gülistanlık ola- caktı. 'Küreselleşme' sürecinde 'Yeni Dûnya Dü- zeni' kunılmuştu ki yeme de yanında yat. Sonra neoldu?.. 'YeniDünya Düzeni'n'm gerçekte 'Amerikan Im- paratorfuğu' olduğu ortdya çıktı. Yine biz haklı çıkmıştık.. Keşkeçıkmasaydık.. • Ya Iraksorunu?.. Irak'ta Amerika çarşafa dolandıkça aklıma bizim savaşkanlar geliyor... Ne çığlıklar atıyorlardı: - Türkiye Amerika ile birlikte Irak'a girmeli, bu savaşa katılmalıdır.. - Tahhsel fırsatı kaçırmayalım.. - Türkiye ya bu savaşa girecek ya da Ortado- ğu'da söz hakkını yitirecek.. - Pasif politikaya paydos.. - Treni kaçırmayalım.. Aklı başında olanlar ne diyoriardı: - Aman, yapmayın!.. - Uluslararası meşruluk sağlanmadan Türkiye bu işe giremez.. - Çılgınlaşmayın, kafayı yemeyin!.. • Bugün Irak'taki duruma bakınca insanın aklına neler de neler geliyor?.. Ya Türk askeri şimdi Amerikanıyla birlikte Irak'ta olsaydı?.. Işgal ordusunda taşeronluk yapacaktık.. Her gün kaç askerimiz ölecekti.. Dünya âleme karşı rezil rüsva olacaktık.. Düşünmesi bile bir karabasan.. Eski deyişle kâbus.. ABD öyle bir batağa saplandı ki Amerikan halkı bile Bush yönetimine karşı çıkıyor... Yine biz haklı çıktık!.. • Irak'taki direniş yoğunlaşırsa, yapısaJlaşırsa, sü- rerse, neolur?.. Amerikan Imparatorluğu rüyası görenler uyku- dan uyanırlar... Hayırdır, inşallah!.. f Kulağınızdaki Bilgisayar DIGITAL TEKNOLOJIDE DÜNYA LİOERİ ACON DIGITAL IStTME CIHA2I % 100 DIGITAL ACON UMMUU Kanallı işıtme bîlgisayarı bu kulağtn ıçincfo . . . gi-MER 4 İSTANBUL HaJaskargazi cad No:344 KJ1 Levent Apt. (Dışbank yanı) Şişli Tel: 0.212.234 81 28 ANKARA Necatibey cad. No:61 K:1 (Derya Sineması Yanı) Sıhhıye Tel: 0.312.231 74 56 APANA: GaapaşaButvan KodalApt No:46K:1 D:1 0.322.4584305 İ Z M İ R wEjtBö»S*şTnalcliiPUngBH»wCitel>ılfcrtBzi Karşıyaka: Çarşı Cadde*i 1720 Sk. No:2 IC5 0.232.364 22 59 Abancak Kıbns ŞehHleri Cad. No:4 K:1 0.232.463 74 55 Manisa Cumhuriyet Cd.(Hast. Cd.)No:68 0.236. 239 38 97 BATri JURKİYE EMN Mıiı'tMi'îı Ileıiat )ıı C iî ZHalnjMy Iıı ıKIZı i l ı il 58 Hi ]1 6S fcn; raılE »• m
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle