Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 2003 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Baklalap
YAVAŞ YAVAŞ çıkanyorlar baklalan ağızlarından.
Genellikle, "Kıbns'taçözûm, tam üyelikgörüşme-
lerine başlamanın koşullan arasında değildirama..."
denirdi; şimdi, hep birağızdan, "2004 Mayısı'na ka-
dar çözüm olmazsa görüşme tarihi vermek güçle-
şir" demekteler.
"Genişlemeden sorumlu" Herr Verheugen ise,
her zaman daha fazlasını söylemiş ve Almanya'daki
çoğunluğun Türkiye konusundaki isteksızligini çok da-
ha kesin sözlerle dile getirrniştir.
Zaten, "Mevzuat değişikliği yetmez uygulamaya
bakmalıyız"lormüiü bütün ağızlardadır. Başka aday-
lar için uygulamalar tam üyelik müzakereleri devam
ederken değerlendirilirken, sıra Türkiye'ye gelince
uygulamaların tatmin edici olması, müzakereye baş-
lamanın bıle değıl, ancak müzakere tarihi vermenin
koşulu sayılmıştır. "L/ygu/ama"dan ne kastedildiği
de belli değildir. örneğin, Milli Güvenlik Kurulu Yasa-
sı'nın değişmesinden sonra, o Kurul ulusal güvenlik
alanında ülke çıkarlanna uygun, ama AB'nin hoşuna
gitmeyen bir karar alır ve hükümet de buna uyarsa,
uygulama tatmin edici bulunmayacak mıdır?
Bu arada, Ankara'ya gelip giden AB'Iİ devletlerin
sorumlu politikacılan da hep ikili kalan amaçla-
r\ peşinde koşmaya devam etmektedirler.
Taktik şu oluyor: Bir yandan tam üyelik konusun-
da takdir edici ve umut verici, ama özde "oyalayıcı"
mesaj verilecek, bir yandan da ekonomik ilişkilerde
kendi çıkarlanna uygun ödünler kopanlmaya çalışı-
lacaktır. Istekler karşılanırsa, müzakere tarihi konu-
sunda "destekleyici" davranılacağı hıssettirilerek.
Bu sayede, örneğin Berlusconi Italya'sı Aycell-
Aria birieşmesinde kendıne düşen yatırımları yap-
madan Türk Telekom'un altyapısından zahmetsiz ya-
rarianma yolunu bulmuşa benziyor. Belçika Başba-
kanı'nın da AB konusundaki sözleriyle ekonomik is-
tekleri arasında bunu andınr bağlantılar kurmak hiç
zor olmasa gerek.
Ne var ki, Brüksel'deki AB bürokratları, böyle
oyunlara bıle başvurmaya gerek duymadan, Yu-
nan baskısına boyun eğerek, "ilerleme raporu"na
diplomatık dilde "Türk tarafı Kıbns 'ta çözümeyanaş-
mazsa tarih bile alamaz" anlamına gelen bir tümce-
yi koyuvermişlerdir.
Incelikle kabalık arasında gidip gelen bu taktikler
karşısında Ankara şu tavn olanca açıklığıyla ortaya
koyma cesaretini kendinde bulmalıdır Türk tamfı Kıb-
ns'ta çözüm için görüşmeye herzaman hazırdır, an-
cak bilinmelidir ki, AB çerçevesine sokulacak her-
hangi bir çözüm, 1959 ve 1960 metinleh gereği,
Türkiye 'nin tam üyeliği kesinleşmeden yürüriüğe gi-
remez."
Böyle bir tutum, Türkiye'nin üyeliği konusunda
AB'nin içtenliğini ölçmenin detekyoludur. Başka tür-
lüsü, arkadan çorap söküğü gibi gelecek başka
ödünlerle, Türk diplomasi tarihinin en büyük fıyas-
kosu olur.
Askerlerin Sivillere Müdahalesi...
Türk halkının yüzde 75 gibi büyük bir çoğunluğu,
siyasal partilere güven beslemek şöyle dursun, olumsuz
gözle bakmakta, buna karşılık Cumhurbaşkanlığı'ru ve
TSK'yi "dürüstlük", "erdemlilik" ve "vatanseverlik"
bakımından en güvenilir kuruluşlar saymaktadır.
Prof. Dr. Ühan ARSEL
A
B Komisyonu Türkiye
Temsilcisi Hans Jorg
Kretschmer, gazeteci-
lere verdiği bir deme-
cinde, TSK ve hükü-
met arasında beliren imam hatıp li-
seleriyle ilgüi gerginliğe değinerek
şöyle diyor: "._ AB'de böyle bir şey
hayal bile edikmez... Butipbir ger-
ginlik,AB'de olamazdL_"(Bkz. Mil-
liyet gazetesi, 18 Ekim 2003).
Pek güzel ama kendisine sormak
gerekmez mi: "AB ülkelerinin her-
hangj birinde, laiklik ilkesini ve ktşi
özgürlükkrini yok ederek demokra-
si\i temeUnden çökertecek ve toplu-
mu ortaçağa sürükleyecek türden
birtebüke(örneğin 'şeriattehbkesi')
söz konusu olmuş olsa ve bu tehtike-
yi askerlerden başka önleyebflecek
hiçbir güç bulunmasa, bö> te bir du-
rumda ne vapardınız? Demokrasmin
yok olmasını mı, yoksa askerlerin si-
vfllere müdahalesini mi yeğferdiniz?"
Evet bütün sorun bu noktada dü-
ğümleniyor. AB ülkelerinde asker-
lerin sivillere müdahalesi hayal bi-
le edilemez, çünkü toplum, demok-
rasinin ancak ve ancak "laikhV ve
"kişi özgüriüklerinin varhğT ile ya-
şayabilecegi gerçeğinı algılamış (id-
rak etmiş) bireylerden oluşmuştur.
Ve aynca da, demokrasiyi güvence
(teminat) altında tutabilecek yeter-
likte ve güçte bir aydın kesim var-
dır ki, askerlerin "demokratikyap-
nnm" yoluna yönetmelerine gerek-
sinim yaratmaz. Oysa şeriat tehli-
kesiyle her an karşı karşıya bulunan
Türkiye gibi bir ülke için durum
böyle değıl. Çünkü bir kere toplu-
mun büyük çoğunluğu, şeriatçılar ta-
rafından laıkliguı "dinsizlik" oldu-
ğu yalanlanna inandınlmıştır. Öte
yandan aydın sınıf, Türkiye'yı de-
mokrasi rayında tutabilecek güçte
ve yeterlikte değildir. Aydın kesimin
yapması gerekip de yapmadığı şe-
yi ancak ordu yapabilmektedir ve
Türkiye bugün ancak bu sayede şe-
riat felaketine karşı direnip demok-
rasi yolunda yürüyebilmektedır. Bu
gerçeği bilmezlikten gelerek ordu-
yu, şu ya da bu gerekçelerle felce
uğratırsanız. Türkiye'yi ikinci bir
tran olarak karşuıızda bulursunuz.
Şeriatçılanmız "Darbe obnaz; or-
du Batı kamuoyundan çekinir, ikti-
dara el koymaz" rahathğı içerisin-
de Türkiye'yi, sınsi adunlarla şeri-
at bataklığma sürüklemektedirler.
Kadrolaşma ve benzeri çabalar ya-
nında, laık eğitimi baltalamak, üni-
versiteyi boyunduruk altına almak,
TSK'nin ve Cumhurbaşkanının yet-
kilerini kısıtlamak yanında. şimdi bir
de "Diyanet Akademüeri" kurup
"Kurmay imam ve yöneticiler ye-
tiştirmek"(l) ve bu arada on beş
bin kişilik bir imam kadrosu hazır-
lamak gibi eylemlere girişmişler-
dir. Bu tür ginşimlerin, Iran'daki
mollalar yönetimine benzer bir dü-
zeni getirmek gibi sonuçlar doğu-
racağım düşünmek doğaldır. Bu
böyle gidecek olursa, sonunda Tür-
kiye'yi TSK bile kurtaramayacak-
tır. Bu vesileyle şunu eklemem ge-
rekiyor:
TSK ile sürtüşme yaratmayı siya-
sal kumazhk sayan baa partilerimiz,
her vesileyle "miDetin sinesindetT
çıktıklannı, halkrn güvenine sahip
bulunduklannı öne sürerler. Bu ge-
rekçe onlara. hukukun dışında ve her
türlü eleştiriden uzak kalma olası-
lığını sağlar. Hele Cumhurbaşkan-
lığı ya da Genelkurmay Başkanlığı
gibi seçim dışı tutulan. (yani "atan-
mış" nitelikteki) anayasal kuruluş-
lardan gelme uyanlara hiç taham-
mülleri yoktur. Şunu bilmezlikten ge-
ürler la. bu atanmış kuruluşlann ç o
ğu, kendilerinden çok daha fazla
olmak üzere milletin güvenine ve
sevgisine sahiptir. Örneğin, Türk
halkının yüzde 75 gibi büyük bir
çoğunluğu, siyasal partilere güven
beslemek şöyle dursun, olumsuz
gözle bakmakta, buna karşıbk Cum-
hurbaşkanlığı'nı ve TSK'yi "dü-
rüsuuk", "erdemfflik" ve "\atanse-
vertik" bakımından en güvenilir
kuruluşlar saymaktadır. Bugün Tür-
kiye'de bir seçim yapılsa ve seçim-
lere, siyasal partiler yanında bu
"atanmış" kuruluşlar katıhnış ol-
sa, sonuç bunlann lehine tecelli ede-
cektir. Eğer siyasal partiler. halkın
güvenıni, iktıdara "meşnuyet" sağ-
layan bir nesne olarak kabul ediyor
ıseler, bu takdirde kendilerinı bu
güvenceye layık kerteye getirmeli-
dirler, tersi durumda. halk tarafın-
dan çok daha fazla güvenceye sa-
hip Cumhurbaşkanlığı ya da TSK
gibi kuruluşlardan gelme "firçala-
ma
w
lardan kurtulamayacaklardır.
Ve o umulan gün gelene kadar: "As-
ketier srvil yönetime kanşmaz" bı-
çiminde konuşma hakkına sahip
olamayacaklardır.
Kuşkusuz ki aklı başında hiç kim-
Hasan-Âli Yücerie Görele'de...
Mehmet Farac
KOTULER
MAHALLESİ
"Kanlı
topraklarda
bir Urfa
destam..."
Tüm kitapçılarda
GUnizi Vayıncılıh
0.212 5121172
Giresun'un Görele ilçesinde büyük bir ba>Tam ya-
şandı. Görele Belediyesi'nin düzenledıği şenlik 30
Ağustos Zafer BayTamı'yla Hasan- ÂK Yöcel'i buluş-
turmuştu. Bu buluşma; her şeyin hızla kirletildiği bir
dünyada yaşamanuı sancılannı yaşarken, tüm değer-
leriyle birlikte insan ve insanlık kirletihrken, bazı de-
ğerlerin savunulmasırun kaçuulmaz bir insanlık ve
yurtseverlik görevı olduğunu bir kez daha ögretti
Görelede
a
Hasan-ABYücel,AydHilanınaveKöy Ens-
titüleri" konulubir toplantıya Mefamet Başaran'la bir-
hkte kanlmam istendiğinde mutlu olmuştum. Göre-
le" nin bağrmdan yetişen bir büyük insanı sahiplenme
isteğine omuz vermemek olmazdı elbette Bu ayduı-
lanma şenliğirun 30-31 Ağustos günlennde gerçekleş-
urilecekolmasınınaynbiranlamıv'ardı Karadenizyol-
lanıun Samsun'dan ötesinin "yolçabşnudarr nedeniy-
le insanı daha da yorduğu 16 saatlik bir otobüs yolcu-
luğundan ve neredeyse adım başı önümüze çıkan ca-
mileri ve cami inşaatlannı gördükten sonra 29 Ağus-
tos gunünün akşamüstünde Görele'ye ulaştım.
Şerdik, 30 Ağustos sabahı Zafer Bayramı'nın kut-
lama törenleriyle birükte başladı ve Görele'nin Kara-
deniz'i seyredenparklanndayerel yemeklerin ikramıy-
la devam etti. Öğleden sonra "Hasan-Aü Yücd Kûl-
tür Merkea" adı verilmiş olan salonda Görele'nin ay-
dınlık yüzlü insanlanyla buluşmanın keyfini yaşadım.
Başaran gelememıştı. ama kasete alınan söyleşisiyle,
sesıyle, vüzüyle ve pınl pnl düşünceleriyle aramızday-
dı. '
Hasan-Âli Yücel'in niçin Mustafa KetnaJ ve Nâzım
Hikmet'le birlikte Cumhuriyetimıze ve kültürümüze
en önemli katkılarda bulunan bir büyük insan oldu-
ğunu anlattığun konferansunda. sürekli de\Tİm olan
ve kültür temelinde yükselen Cumhuriyet devrimleri-
nin en yürekli savunuculanndan ve önderlennden olan
Hasan-Âli Yücel'in, Mustafa Kemal'i en iyi anlayan
bir aydm olarak, 7 yü, 7 ay. 7 gün süren Milli Eğitim
Bakanhğı görevindeyken gerçekleştirdiği devrimleri
anlattım. 1940'lann ortalanndan bugünlere kadar iz-
lenen politikalann ülkemizi onursuzluklara sürükle-
diğini, ülkeyı yönetenlerin sürekli devrimlerin önde-
ri olan Mustafa Kemal'e ihanet ettiklerini örnekleriy-
le sundum. Paramızın değerinin düşüriUmesınden ka-
rayolu politikasuıa, deprem bölgelenndeki yerleşme-
lerden tanm politikasuıa, dış borç tuzağından ikili an-
laşmalarla süren bağınüıhk politikasına kadar yaşamı-
mızın çeşitli alanlanndan ömekler vererek büyük bir
aydınlanma hareketi olan Cumhuriyet devrimimizin
getirildiği noktayı bir kez daha gözler önüne sçrdim.
Görele'de anlamlı birCumhunyet'i ve Hasan-Âli Yü-
cel'i sahiplenme şenhği yaşandî. Her yerde gereksin-
memiz olan bu şenhği Cumhuriyet okürlanyla paylaş-
mak istedim.
Öner YAĞO
senin zihninden "asker gelsin! Ikti-
dara çöreklensüı'' diye bir temenni
geçmez. Hele yıllar boyu öğrenci-
lerine demokrasi ilkelerini aşılayan
ve özgürlük kavTamına çılgınca bağ-
h bulunan benım gibi bir Anayasa
Hukuku profesörünün düşüneceği
şey değildir bul Ama şeriat batak-
bğına gömülüp yok oJma tehlikesi
karşısında kurtancı olarak sadece bir
tek güç var ise ne yaparsınız? Bazı
yazarlanmıza kanıp; "Partiler ne
kadar kötû, Bderler ne kadar vasıf-
SE olursa olsun. TürkİTC'nin bağ-
nndan çıkmış kuruluşlardır" diye-
rek ülkenin yazgısını siyasilerin ce-
haletineve üıanetinemi kurban eder-
siniz? Bazı yazarlanmız. "Darbe
shiDerin işidir-" diyor. Evet ama bu
işi sivıller beceremez ve aklunız da
başımıza erişemez ise ne olacak?
Yine bazı köşe yazarlanmız sor-
maktalar: ".- Hiç değişmi>or ki!
1950'ler de öyleydi Tûrkije iyi ida-
reedümiyordu. 27 Mayıs oldu,asker
gekti. İyi mi oldu?_" Belli ki bu so-
ruyu soran yazar, 27 Mayıs thtila-
li'ne sebebiyet veren Demokrat Par-
ti'nin. Türkıye'yi nasü biruçuruma
sürükledığınden habersizdir. Şunu
bilmelidir ki, 27 Mayıs ohnasaydı,
bu ülke bugün "Humeyni zihniyet-
li" mollalann fetvalan altında inim
inim inlemekteydı.
Unırtmayahm^.
Öte yandan unutmayalım ki as-
kerler, 27 Mayıs Devrimi'ni, mille-
tin güvenınden yoksun olarak yap-
madılar; aksine bu güvenin varlığı-
nı sezdikleri için yaptılar. Nitekım
27 Mayıs'ın gerçekleştiği an, yüz
binlerce yurttaş sokaklara taşmış,
tüm üUce olarak devrimi büyük bir
coşkunlukla onaylamış ve orduya
sevgi gösterilerinde bulunmuştur.
Eğer askerler ıstemiş olsalardı. o
zaman pekâlâ iktidarda kalabilir-
lerdi; ama kahnadılar. De\Tİmın he-
men ertesi günü üniversite profesör-
lerine yeni bir anayasa hazırlattılar
ve iktidan sivillere bıraktılar. Dün-
ya milletleri tarihinde, askerlerin
böylesine demokratik ve idealist bir
davranışla hareket edişine örnek
bulmak güçtür. Bunun böyle oluşu-
nun nedeni. ordunun Atarürk ilke-
leriyle yoğrulmuş olmasıdır.
Şunu da asla unutmayahm ki Tür-
kiye'nin AB'ye girmesini engelle-
yen şey, ordunun her an için darbe
yapabilir kanısuıı yaratması değil,
laiİdiği yıkmaya azimh şeriatçı teh-
Ukenin giderek azgınlaşmasıdır. AB,
laiklikten yoksun bir Türkiye'yi
kendı bünyesine ahnaz ama, laikli-
ği ordu tarafından garantiye bağ-
lanmış bu- üUce olarak ahnakta sa-
kınca buknaz. Çünkü Avrupa Bir-
liği, şeriat yönetiminin uygar dün-
ya için ne büyük bir tehlike oldu-
ğundan ve en canlı bir örnek olarak
Irak'ın, Saddam'ın gidişinden son-
ra nasıl bu- molla devleti ohnaya ha-
zu- bulunduğundan haberdardır.
(1) Divanet tşleri Başkanı 'nin de-
meci için bkz. 10 Ekim 2003 tarih-
li Milliyet gazetesi.
Fatsalı Halim Efendi
48 Yaşında. Kurtuluş Savaşı'nın
kahraman telgrafçılanndan.
Haber almak, haber ulaştırmak için,
hayatmı seve seve ortaya koydu.
Ulusal Gönüllüsü Olun, Türkiye'nin Geleceğinde
Hisseniz Olsun!Ulusal Gönüllüleri hareketi yurdumuzun dörtbiryanından ve yurtdışından binlerce
yurttaşımızın katılımıyla sürüyor. Binleron binlere, yüz binlere elveriyor...
Türkiye'nin onuriu geleceği için bugünün Fatsalı Hallm'leri biraraya geliyor. Siz de
Ulusal Gönüllülerine katılın, hem Türkiye'nin geleceğinde hisseniz olsun hem de
Ulusal Gönüllülerine sunulan pek çok hizmetten yararlanın.
ULUSAL
Getln, gOcümûzü gücumûzt kıtatım, Ulu$al Kanal'ı Tûrtcty'nln bir numarah kanalı yapattm
Siz de Kolayca Ulusal Kredl Kartı Olmayanlar
Gönüllüsü Olabilirsiniz için Seçenekler...
Hangı bankadan olursa olsun Kredi
kartmız varsa, yandaki Kredi Kartı ile
Şipariş / Aidat Formunu doldurup,
Istiklal Cad. Oeya Çıkmazı no:7/7
Beyoğlu 80070 istanbul adresine
iletniz. Ya da www.ulusalkanal.com.tr
adfesindeki başvuruformunudoldurarak
internet üzerinde Gönüllü olabilirsinız.
Ödeneçek mıktar en az ayda 10 milyon
TL'dir Ustsınır ise Gönüllü tarafından
belirtenir GönüllO. ditediâi zaman Ulusal
Kanal Muhasebe ServisTne yazılı olarak
başvurarak üyelikten çıkabiflr
Yurtdışındaki Gönülllüler de Kredi Kartı
ile Sipariş /Aidat Formu'nu Türkçe
olarak ve odeyec«Men miktann Türk
Lırası karştlığ.nı yazarakUlusal
Gönüllüsü oıabılırter Bu Meme
karşılığında bankaya herhangı bir ücret
ödemeyeceklerdır
İş Bankası'nda hesabı olanlar
bankadan alaoaklan Otomatik Havale
ödeme Talımat Formu'nun "surelı talımat"
bölünnönü doldurarak Gönüllü olabıtir
Alıcının hesap nurparası bölûmüne,
1042- 619317 ve İş Bankası
Parmakkapı Şubesi yazmız.
Başka bankada hesabı olan Gönüllüter
de çok az mıktarda hava'e ucretı
Sdeyerek aynı hesaba düzenlı olarak
ödeme yaparak Gönüllü olabilirler.
pilerseniz Posta Çeki iie de GönültO
ödemesını yapabılırsıniz. Basyuru
Formu'nu dotdunjp Görtûnü ödemesı'ni
Lflusal Kanafın 1051229 numarali Posta
Çekı hesabına yapınız.
Faturalama nasıl yapılır?
Bu odemelere Ka^şı Lllusal Kanal'ın ılgili
şırketı, hizrrtet faturası kesıp Gönüllülenn
adresienne yoüayacaktır.
O^er&en^ ou tormti ookktfarak
diersena GocuSu HaOn arayarak
yadadogrudsnüKJsalKanaiagfttereh
Ulusal Gönüllüsü'nün
yararlandığı
hizmetlerden bazılan
Gönüllü, anlaşmalı yayınevlerinın
ve dergilsnni indirimlı edinir. Anlaşı
tiyatro ve stiemaiarda indi^mli bilet alr,
Anlaşmalı ya da Ulusal Gonüllüsü
lokanta, sinema, kitabevi, alışvenş
merkezleıi.hjnstiktesislervb kuaıluşlann
mal ve hizmetlennden indınnli yararianr
Ulusal Kanal rekiarr htzmetlerinde,
Gönüllü indınmı sağlanır.
ULUSAL GÖNÜLLÜLERİ
KREDİ KARTI İLE
AİDAT/SİPARİŞ FORMU
Mı/Soyadı
Adtosi.
Te/^on
Aidat I Sipariş bedeli olarak. aşağıdaki
tutan kredi kartı hesabıma borç
kaydediniz.
Ra/tamte
Ytayfe.
KREDİ KARTI BİLGİLERİ
Visa J JMasferea/ri [ j
KartNo
Son Kullanım Tarihi
•D
Yukapcta befitttiğim tutann J.....J.
tanhini izleyen aydan Hibaren. her ay,
kmdı kartı hesabıma borç kaydedüemk,
şirketinızın Türkiye iş Bankası AŞ
Parmakkapı Şubesi nezdındeki İİgili
hesaplanna, Şirketıniz ile Türkiye İş
Bankası AŞ arasında belııienen koşullar
çerçevesinde alacak kaydedümemi
kabul ediyor ve bu konuda Türiaye İş
Bankası AŞyi yetkıli kılıyorum.
..J.....J..
İ ULUSAL KANAL Dijiîai Uydu Frekansiar
İstiklal Cad. Deva Cıkmazı No: 7 / 7 Beyoğlu 80070 İstanbul
Tel: 0212 251 50 90(pbx) Fax: 0212 251 50 47
www.ulusalkanal.com.tr ulusal@ulusalkanal.com.tr
GONULLU HATTI
İstanbul :(O212) 245 81 81
Ankora :(0312) 419 04 62
İzmir :(0232) 463 22 59
ULUSAL
PENCERE
Eyvah, Yine mi
Haklı Çıktık?..
Haklı çıkmak her zaman iyi değildir..
Efendisi, Epiktetos'un bacağını bir alete tak-
mış, buruyormuş..
O zamanın dünyasında Epiktetos hem fılozof..
Hem köle..
Efendisine demiş ki:
- Dikkat et, kıracaksın bacağımı...
Herif dinlememiş, burmaya devam etmiş, so-
nunda bacak kınlmış...
Epiktetos sakin:
- Ben sana kıracaksın demedim mi?..
Filozof haklı çıkmış.
•
Tarih zalimlerin yengileri, mazlumlann yenilgile-
riyle doludur.
Haklı olanların çoğu zaman ayvayı yemeleri de
doğal sayılmalı...
1991 'de Sovyetler yıkılınca bizim medyayı saran
zıpçıktılar ortalığı velveleye vermişlerdi: Amerikalı
Fukuyama'nın ünlü kitabı ne diyordu:
'Tarihin Sonu!..'
Bizim medyacılara göre, Komünist Rusya yıkıl-
dı ya, bu iş tamamdı, her şey güllük gülistanlık ola-
caktı. 'Küreselleşme' sürecinde 'Yeni Dûnya Dü-
zeni' kunılmuştu ki yeme de yanında yat.
Sonra neoldu?..
'YeniDünya Düzeni'n'm gerçekte 'Amerikan Im-
paratorfuğu' olduğu ortdya çıktı.
Yine biz haklı çıkmıştık..
Keşkeçıkmasaydık..
•
Ya Iraksorunu?..
Irak'ta Amerika çarşafa dolandıkça aklıma bizim
savaşkanlar geliyor...
Ne çığlıklar atıyorlardı:
- Türkiye Amerika ile birlikte Irak'a girmeli, bu
savaşa katılmalıdır..
- Tahhsel fırsatı kaçırmayalım..
- Türkiye ya bu savaşa girecek ya da Ortado-
ğu'da söz hakkını yitirecek..
- Pasif politikaya paydos..
- Treni kaçırmayalım..
Aklı başında olanlar ne diyoriardı:
- Aman, yapmayın!..
- Uluslararası meşruluk sağlanmadan Türkiye bu
işe giremez..
- Çılgınlaşmayın, kafayı yemeyin!..
•
Bugün Irak'taki duruma bakınca insanın aklına
neler de neler geliyor?..
Ya Türk askeri şimdi Amerikanıyla birlikte Irak'ta
olsaydı?..
Işgal ordusunda taşeronluk yapacaktık..
Her gün kaç askerimiz ölecekti..
Dünya âleme karşı rezil rüsva olacaktık..
Düşünmesi bile bir karabasan..
Eski deyişle kâbus..
ABD öyle bir batağa saplandı ki Amerikan halkı
bile Bush yönetimine karşı çıkıyor...
Yine biz haklı çıktık!..
•
Irak'taki direniş yoğunlaşırsa, yapısaJlaşırsa, sü-
rerse, neolur?..
Amerikan Imparatorluğu rüyası görenler uyku-
dan uyanırlar...
Hayırdır, inşallah!..
f Kulağınızdaki Bilgisayar
DIGITAL TEKNOLOJIDE DÜNYA LİOERİ
ACON DIGITAL IStTME CIHA2I
% 100 DIGITAL
ACON
UMMUU
Kanallı
işıtme
bîlgisayarı
bu kulağtn
ıçincfo . . .
gi-MER
4
İSTANBUL
HaJaskargazi cad No:344 KJ1
Levent Apt. (Dışbank yanı) Şişli
Tel: 0.212.234 81 28
ANKARA
Necatibey cad. No:61 K:1
(Derya Sineması Yanı) Sıhhıye
Tel: 0.312.231 74 56
APANA: GaapaşaButvan KodalApt No:46K:1 D:1 0.322.4584305
İ Z M İ R wEjtBö»S*şTnalcliiPUngBH»wCitel>ılfcrtBzi
Karşıyaka: Çarşı Cadde*i 1720 Sk. No:2 IC5 0.232.364 22 59
Abancak Kıbns ŞehHleri Cad. No:4 K:1 0.232.463 74 55
Manisa Cumhuriyet Cd.(Hast. Cd.)No:68 0.236. 239 38 97
BATri
JURKİYE
EMN
Mıiı'tMi'îı Ileıiat )ıı C iî ZHalnjMy Iıı ıKIZı i l ı il 58 Hi ]1 6S fcn; raılE »• m