Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S KASIM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
SusurUıçalar yatağa
Elektronifc posta: denizsom@«anhuriyetcom.tr Tel: (U12.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Bush'a Amerikan halkı
inanmıyormuş...
"TavviD inanıvor va!"
Muğla jft
Muğla ll Jandarma
Komutanı'nın altı aydır
bizzat yönettiği bir
operasyon sonunda
Muğla, Milas, Yatağan
ve Bodrum'u haraca
bağlayan 40 kişilik bir
çete yakalandı. Büyük
bir operasyon... Turizm
beldelerinin geleceğini
güvence altna alanlan
kutlanz.
MaraşKahramanmaraşta
vatiliğin karan
v
olmaksızın
Ramazan'da
okullarda teneffüsler 5
dakikaya indirilip son
zil saat 16.00'da
çalıyor... Öğretmenler
evleride iftar yapsın
diye... Peki akıl sahibi
bir eğitimci, beş dakika
teneffüste öğrencinin
kaç kere nefes
alabildiğini açıklayabilir
mi?
Ankara
Akif Kökçe: "Başkent
Ankara kaçak kömür
nedeni ile yine kirti
havaya teslim.
Belediye Başkanı
şimdi de kaçak
" kömür için, kaçak
kömür depolarında,
kaçak kömür satıcı ve
alıcılannın katıldığı bir
seçim yaptınr."
merikalılann irak'taki sömürge valısi Brem-
mer, Türklerin Ortadoğu'daki işgalinden
söz edince "www.tanyeri.net" sayfasında
tarih bilgilerimizi tazeleyen biryazı yayımlan-
dı. Okuyalım:
"Bu barbarTürklerin, yüzyıllar boyu gızledikleri ger-
çekleri öğrenmenin sırası geldi de geçti bile...
Ortadoğu'da bağımsız bir Bizans devleti vardı. Ay-
nca yine bağımsız ve bağlarrtısız Israil devleti vardı.
Sonra, Ortadoğu'da bağımsız-bağlantısız Abbasi ve
Emevi cumhuriyetleri kuruldu. Onlardan önce, Roma
ulusunun kurduğu Ortadoğu Roma Cumhuriyeti var-
dı. Daha da öncesinı hiç sormayın, Asya'dan gelen-
ler işgal etmekle kalmadılar, Büyük Kürdistan Cum-
huriyeti'ni de yıktılar.
Ya Mısırlılann kurduğu cumhuriyete ne demeli? Ah
cahillik! Mısır dediğin ne ki, oraya medeniyeti Helen
götürmüştü ve demokrasi kuruvermişti.
Sonra barbar Türkler gelip bu bağımsız ulus dev-
• •
Barbar Turklerletleri ve Helen demokrasisini yıktılar.
Bunun üzerine Ortadoğu Haçlı ulusu, bağımsızlık
savaşı vermeye başladı. Kazanmak üzereydiler ki,
terörist Türkler, Haçlı demokratlan kesip biçtiler!
Ondan sonra oralarda aslında Avrupalı olan, Hin-
dı Avrupa dili konuşan Persia Demokratik Cumhuri-
yeti kuruldu. Bizans-Helen ulusunun öz vatanının Or-
tadoğu olduğu anlaşıldı. Euro-Persıa ulusu ile Bizan-
tino-Helen uluslan federe bir devlet kuracaklardı ki
barbar Türkler zuhureyledi ve Ortadoğu'yıı işgal et-
ti. Oraların ne kadarelmas madeni, petrolü, hububa-
tı, meyvesi varsa el koydular. Oralara hiçyatırım yap-
madılar. Bizantino-Persia-Arabia-lbraniye uluslannı
köleleştirdiler. Onlan modern çiftliklerinde ve fabrika-
lannda çalıştırmaya başladılar. Tam 400 yıl, maden-
leri Konya'daki fabrikalara taşıdılar.
Ve sonra Ortadoğu'nun asıl uluslan olan ve barbar
Türkler tarafından topraklanndan kopanlıp Hindis-
tan'a, Orta Afrika'ya, Avustralya'ya, Amerika'ya sü-
rülmüş olan Britanya ulusu, öteki Haçlı uluslannı ve
sürgündeki israil medeni ulusunu, Helen ulusunu,
Bağdatlı Franko ulusunu, hatta Ortadoğu Roma ulu-
sunu birleştirdi ve barbar Türkleri kovdu da bu vah-
şi işgal dönemi sona erdi.
Böylece Ortadoğu'da bağımsız ve bağlantısız ulu-
sal devletler kuruldu.
O sırada Anadolu'daki barbarlan da silip süpüre-
cekleri ama bir barbarbaşı çıktı; Anglo Amerikano
Euro ulusundan Vahdettino'ya başkaldırdı.
Ortadoğu'nun bu karanlıkTürkçağından kurtulma-
sı için bir yanm yüzyıl daha geçti. Ortadoğu'nun bi-
linen en eski ulusu Anglo Amerikanolar bir kez daha
geldiler. Sömürüye son verecekler ve son barbarlan
da söküp atacaklar: Turka go home!"
| Yüksek Yerilim Hattı ^
| erdincutkuta vahoo.com j —
Gerici rüzgâra kapılan Cumhuriyetimizin
geçici bir baş ağnsı var: Başörtüsü...
İttap yemekleri 'Borsa'ya düştü
Geçen pazartesi saat 15.30 sulannda,
Lütfü Kırdar Kongre Sarayı'nın attndaki Bor-
sa Lokantası'na giden Deniz Banoğlu:
"Kapıdan girer girmez, halinden şef
garson ya da yetkili olduğu anlaşılan bir
görevli hiç beklemediğim bir soru yönel-
terek, 'Yemeğiniz 45 dakikadan fazla sü-
rer mi?' diye sordu. Ne demek istediğini
anlamadım. Sordum; bana, 'İftar için ha-
zırlık yapacağız" deyince ben yine saf saf,
'Acele bir şey yiyip kalkacağım1
diye ya-
nıtladım. Lokanta boştu, sadece bir çift,
yan masada oturuyordu ve bütün masa-
larzaten iftar için hazırlanmış görünüyor-
du. Yemek yerken, görevlinin karşılama
tarzı birden beni öfkelendirdi, kamuya
açık, üstelik Istanbul gibi büyük bir kent-
te uluslararası ün de yapmış bir lokanta-
da böyte bir davranışın son derece yanlış
olduğunu düşünüp, sinirlendim. Hesabı
ödeyip kalkarken, aynı görevliye, 'Lokan-
tanıza gelen bir müşteriye, iftar uyarısı
yapmanıza akıl erdiremedim' deyince,
görevli hâlâ ısrarla 'Biz iftar için rezervas-
yon yapıyoruz1
karşılığını verdi. 'lyi ama lo-
kantanız herkese açık, mademki açıksı-
nız böyie bir soru sormamanız gerekir-
di. Hem iftar zamanında da kalsam ne
çıkar' deyince, görevli 'Ben sizin ne ka-
dar zamanda kalkacağınızı nereden bi-
leyim' demez mi... Neredeyse 'Sizin if-
tar edenler arasında yeriniz yok' diyecek.
Bugüne kadar 'mağdur* ve 'mazlum' söy-
lemleri ile alabıldiğine propaganda yapan
bilinen çevrelere sormak lazım; Istanbul
gibi 13 milyonluk dünyaya açık bir kent-
te, Ramazan baskısı kimi 'mağdur' ve
'mazlum' durumunda bırakıyor diye?
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCÎ
Sıütanahmeften haberler...
Yıllardır, hatta artık -kuşaktan
kuşağa
M
kulağımızda yer eden,
adeta tipleşmiş bir "haber" cüm-
lesi var; "Resmigörûşmelerin ar-
dından tstanbul'un tarihi ve turis-
tik yerlerini gezdüer.J"
Bunu duyan herkes bilir ki ken-
te gelen ünlü konuklar. toplantıla-
n biter bıtmez soluğu Suftanah-
met'te almışlar... Önce ya da son-
ra "Ayasofya", ardından "Mavi
CamT, oradan "TopkapıSarayı".
şöyle bir "Yerebatan", meydanda-
ki "Ahnan Çeşmesive dikifitaşlar"
ve sonunda ver elini "Kapahçar-
Denebılir ki halkımız, bu gele-
neksel gezi programıyla "tarih ve
turizm" denilinceydlaryılıönce-
likleSultanahmet'itanıdı.. Gidil-
mese de, görülmese de Istan-
bul"un bu meydanını bezeyen anıt-
sal yapılar, yabancılara gururla
gösterilen "ulusal zenginlikleri-
miz" olarak gönûllerde taht kurdu-
lar...
Ya, sevdah öyküleri?
Sultanahmet'e bu ayncalığı ka-
zandıran elbette ki 2600 yillık Is-
tanbul'la neredeyse"yaşrt" deni-
geçen "tarih ve üısan dostu" bir
grup lstanbullu, özellikle turistle-
re yönelık Ingilizce hazırladıkJan.
ama Türkçe bölümleriyle bizlere
de seslenen aylık bir dergiy le, geç-
mişin tanıklanra "yaşanmışhğuı
gjzİeriyte"' buluşturarak tanıtma-
ya başladılar...
tlk sayısı Ağustos'ta (2003) ya-
yımlanan "Sultanahmet News"in
sayfalannı. sadece anıtsal yapıla-
nn "turistik tanrtnnlanna" değil.
efsane\T anılanna % e "insan sıcak-
tağma" da ayınyorlar...
Geçmişi yaratan asıl "Sultanah-
metfikr"ın de ne denlı coşkulu,
üzgün, sevecen, gerilimli, hoşgö-
rülü ya da kızgın olabildiklenni.
•'kültürel mirasuı tarihsd duygu-
lan
TI
olarak tanıtıyorlar...
'Tarihin sırdaşı' olmak
Örneğın. derginın ekım (2003)
sayısını okuyanlar, Bizans döne-
minde "Hipodrom" olan. Osman-
h döneminde de "At Mejdanı"
adıyla ünlenen "anıtsal alanı" ge-
zerken, aynı zamanda imparaton-
çe Eirene'nin de dolaştığı yerler-
de bulunduklannı, soylu kadının
"esrarengizsırlarıjia'' birlıkte öğ-
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicako turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci <> mynet.com
H A R B İ SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com
Tarihi, "eski Sultanahınetliler"i de tanı\ arak gezin.-
lebilecek geçmişi... Böylesi bir de-
rinliğin en görkemli tanıklanyla
sahip olduğu eşsiz uygarlıklar
peyzajı...
Ne var ki bu çarpıcı tarih göste-
risinin de tıpkı bugün gibi "yaşa-
ndan" bir kentte yaratıldığı; her
bir anıtı ortaya çıkartan impara-
torlann. padişahlann ve ısimlı ya
da isimsiz mimar ve sanatçüann
dışında, aynı süreçlere ortak nice
kahırlı ya da coşkulu insanlann
bulunduğu; bütün bu değerlerin
günümüze ulaşmasındaki "sevda-
h" öykülerin ise en az anıtsal bi-
rikmiler kadar değer ve anlam ta-
şıdığı.. nedense pek önemsenmi-
yor...
Oysa bir antik kenti gezerken
bile eğer binlerce yıl önceki o me-
kânların ve mimaıinin nasıl bir ya-
şamı, hangi amaçlan ve ne gibi
duygulan kucakladığını bilmez-
seniz, karşınızdaki kalıntılann es-
tetik değerlerini de çok daha an-
lamlı kılan; "kültûr derinliğini"
kavTamanız da mümkün olamı-
yor...
'Yaşanmışbğın' gizkrî
Işte, Sultanahmet'te de bu ek-
sikliği gidermek üzere harekete
rendiklerinde, tarihi daha bir fark-
lı algılıyorlar...
Benzer şekilde Soğukçeşrne So-
kağı'nda hem eski Istanbul ev leri-
nı tanıyıp hem de kentın Osmanlı
dönemi shil yaşamından izler bu-
lanlar, eğer derginin ağustos sayı-
sındakı "ÇelikGükrsoy"1
sayfala-
nnı da okumuşlarsa, karşLİannda-
ki güzelliğin nasü bir " tstanbul aş-
kıjia" yaranldığını da bılerek bu
mekânlarla tanışıyorlar...
Her sayısında değişık etkınük-
lerden "haberier" de vererek
önemli bir iletişim olanağı sağla-
yan u
Sultanahmet News"un sahi-
bi "PyramkT grubu adına Nevin
Şen_ Editörlüğünü Erdem Yücel,
yayın yönetmenlieini de Şebnem
Ovatman üstlenmışler. Çalışkan
bir yayın komitesiyle kollan sıva-
>ıp bu tarih denızinin derınlikleri-
nı her a\ bizlere ve turizm dunya-
sına armağan edıyorlar...
Düerseniz; 0 212 - 621 16 02
No'lu telefondan v a da internette-
ki "www.suHanahmetnews.com"
adresınden, hem dergiyle, hem de
Bizans ve Osmanlı dünyasıyla ta-
şınabilirsiniz..
Oekinci" cumhuriyet.com.tr.
HAYAT EPtK TİYATROSU MISTAFA BiwtN
ÜLKEMIZDE
6IDA HARCAMASIND/4
EN ZENötNLERLE
EN YOKSUL.LAR
ARASINDAKIFARK
9 KATMIŞ ı..
TAM 9 KAT
TAT I..
REIO.AMDAld
TARİHTE BUGÜ1V AfÜMTAZ ARIKAN 5 Kasını ıcuTc.munıtaz-arikan. com
ALKOLUN PENÇESINOEKI ITETENi
13S5'TE BUGÜN.ÜHLÜ FRANStZ RESSAMl MAURICE
urtZlLLO, 72 YA$tUDA ÖLPÜ. ANNESİ, RENOlR,DE-
GAS VE LAUTREC'E MOOELLİK EDEH,AY8lCA KEti-
P/Sİ DE HESSAM OLAN,SU2AHUE VALADON'PU.
UT&ILLO, G£MÇ YAÇİAŞDA AUCOÜIC OLMUŞ,Sü££K-
L't TEDAVİ 6Ö/ÎKAUŞTÜ. AUCOLDEAI UZAK TUTUL-
PUĞU StGALARM,ANtJESİUİN YÖMLENDİGMESİY-
LE R£SME BAŞLAMtŞ, Y£7£N£ğ/A/İM DE KA77C/S/Y-
LA öZSutJ YAPlTlAR. t/ERM/ŞriR.ÇOĞlJ,PA/?İS 60-
RÜNTÜLBHİ OLAN BU /ZESİMLEJ?, 192O 'LERDEN 9OH-
ONA ÜN VE PARA KAZAHD/RMlŞTf. ANCAK,
İLGİHÇTİfZ,ALKOLD£N UZAkZAŞMAyA l/E
J
,\ DÜZBNLİ Bid YAÇAM tCuflMAYA KOYULMA-
UV SIYLA BİRÜKTE. SAMTI DÜŞÜŞ ĞÖSTEK-
l Mft\ MİÇ, KEMDİNİ YINELBMEYE SAÇLAMIÇTl f
PANO
DENtZ KAVUKÇUOĞLU
Bu Suskunluk
Ne Anlama Geliyor?
Her sabah günlük gazeteieri, özellikle de o ga-
zetelerin sahipleriyle ünlü köşelerini Irak üzerine
birkaç satrcık bulmak umuduyla dikatle tanyo-
rum, ama aradığımı bulamıyorum. Uzunca bir
süredir bu konuda derin bir sessizlik var o kö-
şelerde. Sanki bilinmeyen bir ağız, "Artık birşey
yazmayın!" diye buyurmuşçasına suskunlar kö-
şelerinde.
George W. Bush'un, "Irak Savaşı'nın koalis-
yon güçlerinin zaferiyle sonuçlandığını" dünya-
ya ilan ettiği 1 Mayıs gününün ertesinde attıkla-
rı "utku çtğlıklan" geliyor kulaklanma... Nasıl da
Amerikalıydılar o günlerde... Arap ölülerini çiğ-
neyen çelik paletli tanklann gölgesine sığınmış,
"O tanklar bir batağa doğru yürûyoriar aslında,
sakın aldanmayın!" diyen bizlere nasıl da laf atı-
yorlardı köşelerinden. Kalemlerinden kan dam-
lıyordu.
Sonra, "Haydi biz de girelim Irak'a.." deme-
ye başlamışlardı birağızdan. Bizler, "Aman, sa-
kın ha.." dedikçe ne "Saddamcılığımız", ne
"üçüncüdünyacılığımız", nede "ahmaklığımız"
kalmıştı. Bir türiü oluşmamış kişiliklerini futbol
stadyumlanndaki kalabalıklar arasında arayan,
karşı takıma küfrettikçe bir kimlik kazandığını
sanan "holiganlar" düzeyinde sürdürüyorlardı
salvolannı.
• • •
Güçlünün hep "güçlü" kalacağına, Ameri-
ka'nın yenilmezliğine inandıklanndan birgün ge-
lip işlerin tersine dönebileceğini hiç getirmiyor-
lardı akıllanna. Bu nedenle ilk "direniş kurşun-
lan" atılmaya başladığındaşaşkınadönmüşler-
di. Nasıl olurdu dao "uyuşuk", "tembel", "ser-
sem" Araplardünyanın o en güçlü, en donanım-
iı, en eğitimli askerierine kurşun sıkabiliıier, üzer-
lerine bomba atabilirler, onlan öldürebilirlerdi?
Amerikan askerleri direnişçi kurşunlanyla köşe
başlannda ördekler gibi avtandıkça şaşkınlıkla-
n büsbütün artıyordu bizimkilerin.
Kafalan hâlâ çok eskilere takılıp kaldığından
"yurtlanmanın", bir "yurdu sahiplenmenin",
"yurt bilinci kazanmanın", "uluslaşmanın" bir
süreç olduğunu, "yurt savunması"n\n da bu sü-
recin doğal sonucu olduğûna akıllan bir türiü er-
miyordu. Tarihteki tüm ulusal kurtuluş savaşla-
nnın temeli bu "süreç"ti. Bizimki gibi Cezayir'in-
ki de, Vietnam'ınki de, öbürierinki de. Amayurt-
severiiği çağın gerisinde kalmış "ilkellikler" ola-
rak gören kafalar Irak'ta Amerikalı işgalcilere sı-
kılan kurşunlaria ulusal kurtuluş savaşlannın ger-
çekliği arasındaki bağlan nasıl kurabilirierdi? On-
lar da kuramadılar tabii.
• • •
Bu arada bizimkilerin göremediğini Amerikan
kamuoyu görmeye başlamıştı. Yapılan kamu-
oyu araştırmalan Amerikan toplumunun gide-
rek askerierinin Irak'ta bir "batak"a sürüklendi-
ğini gördüklerini gösteriyordu. Bizim anlı şanlı
köşe yazarianmızın göremediklerini binlerce ki-
lometre uzaktaki Nebraska köylüleri, Teksas
köylüleri görmeye başlamışlardı.
Bir hafta önce Bağdat'ta, El Reşid Oteli'nin du-
variannda üstelik de ABD'nin savaş şahinlerin-
den Paul Wolfowitz'in içeride bulunduğu sıra-
da patlayan bombalar bizimkilerin üzeride "şok"
etkisi yaptı. Sesleri kesiliverdi. Sonra da hava-
da avlanan içi işgalci asker dolu o helikopterin
düşürülmesi... Dillerini yuttular.
Irak'a Türk askeri gönderme sözünü de ağız-
lanna almıyoriar, alamıyoriar artık. Iraklı direniş-
çilerin bombalan sanki bizimkilerin ağızlannda
patladı.
Fakat ben yine de bu sessizliğin, bu suskun-
luğun ne anlama geldiğini tam çözemiyorum.
Yanılgılarının, yanlışlannın, aymazlıklarının ka-
bulü mü, bir değeıiendirme molası mı, yoksa
özgün bir "holiganlık numarası" mı, gerçekten
bilemiyorum. Aynca onlann suskunluğu pek
önemli de değil. Iraklı direnişçiler takır takır ko-
nuşurken.
(e-posta: dkavukcuogluo superonline.com)
(Faks:0 212-234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2
SOLMN SAĞA:
1/ Vara yoğa
ağlayan. sulu
gözlü. 2/ Gü-
ney Ege ve
Akdeniz böl-
gelerimizde
çipura balığı-
na verilen ad.
3/Sahip... Şe-
ker üretimin-
de kullanılan
bitki. 4/ Bir
çalgı... Göz-
leri görmeyen. 5/
Gösteriş, caka...
Manda yavrusu. 6/ 2
Eski Mısır'da güneş 3
tannsı... Haber alı-
namayan kişiler ve 5
yitik eşyalar için 6
başvunılan bir tür
fal. II "Hilal-i —":
KxalavJ
ın eski adı... 9
Argoda karnı aç ya
daparasızkimse. 8/îlişkin, değgin... Borudankol
almakta kullanılan bağlantı parçası. 9/ Önceden
belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sık ve küçük taneli bir çeşit ekşi üzüm. 27 Meh-
met Âldf Ersoy'un toplu şiirlerini içeren yapıtı. 3/
Bir nota... Nikel elementinin simgesi... Rus köy-
lü topluluğuna verilen ad. 4/Eskişehir'in bir ilçe-
si... Son derece kavgacı olan gözde bir akvaryum
balığı. 5/Asya'dabir ülke. 6/Unvan... " — gerdan
üstüne bir de ben gerek" (Karacaoğlan)... Kuzu
sesi. II Turşusu yapılan bir tür yaban soğanı. 8/
Afrika'da yaşayan bir antilop... ttici neden, gûdü.
9/ Sıcak parçanın ansızın su içine dalduılmasıy-
la elde edilen çatlak cam tûrü.