Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İ0EKİM2003PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ
Doğu'nun uygar sınır kenti, 30 Ekim 1920'de 'TBMM'nin kararıyla' kurtarılmıştı
Kars'ın 'devrimci bayramı'Bugün Kars'ın "kurtuluş bayra-
nı"...
30 Ekim 1920'de kuruluşunun he-
niz 6. ayındaki TBMM'nin "Doğu
Cephesi'ni Kars'a kadar genişlet-
n«" karannı uygulayan "9. Kafkas
Tümeni", Kars'ı işgalci "Ermeni
Tışnak milislerinden" kurtardığın-
ck, 29 Ekim 1923'te ilan edilecek
Tirkıye Cumhuriyeti'nin "Kafkas-
yj sınınnı" bekleyecek kent de 3
yı önceden belli oluyordu...
Anadolu'nun Ulusal Kurtuluş
Ssrvaşı'na hazırlandığı bir dönemde-
kibu zaferin önemi ise TBMM Baş-
kanı Mustafa Kemal'in Şark (Do-
ğu) Cephesi Komutanı Kâzım Ka-
rabekir Paşa'ya gönderdiği kutla-
rm telgrafinda şöyle vurgulanmıştı:
"Kars gibi bir karanın zaptı.
her milletin hayatında nadir olan
fe\ 'kal'ade mefahir-i askeriyeden-
dir. Fakat bugün asıl ehemmiyeti.
dahil ve hariç her taraftan ma'ruz
bulunduğu insafsız muhacemat-ı
imhakarane karşısında, hakk-i
hayatını isabet vazifesine diişen
necip ve mazlum milletimizin. bu
kat-ı semere-i muvafTakiyet ile bü-
yük bir hiss-i teselliyet ve emniyet
duymasıdır..." (31.10.1920)
M. Kemal, ezilen birulusun bu ba-
şanyla kendine büyük bir güven
duyduğunu vurgularken yörenin
halk âşıklan da aynı duyguyu daha
o yıllarda sözlerine, şiirlerine taşıdı-
lar.
Örneğin, Selim ilçesi Oluklu kö-
yünden Âşık Mehmet Ali İkra-
mi'nin (1890-1926) Anadolu'dakı
"diğer zaferier"in ardından yazdı-
ğı ve özellikle "Lozan'ı kutladığı"
şiiri, Kars'taki "ulusal bilincin" de
ne denli güçlü olduğunu gösteriyor-
du:
Kurtuldu Firenk 'ten Antep 'le Urfa,
Tamam yedi düvel kol çekti sulha,
Altndı Yunan 'dan İzmir'le Bursa,
En son zaferimiz, Lozan 'ımız var..."
(Kars Halkevi-Karseli dergisi-
Mart/1966)
İIK bağımsız' hükümet
Anadolu'ya ve bağımsızlığa olan
bu bağlılığın bir bakıma ilk siyasal
örgütlenmeleri de Kars'taki "yerel
cumhuriyet" girişimleriydi...
1915 teki "Çanakkale Savunma-
sı"na takılan müttefiklerinden yar-
dım alamayan Çarlık Rusyası,
1917'deki "sosyalist devrimle" bir-
likte tarihe kanşınca, 3 Mart 1918'de
TARİHtNt
CUMHURİYETLE
BÜTÜNLEŞTtRDİ
- Kars Kalesi,
çağlar boyu
Kafkasya'nın
Anadolu'yla
kucaklaşmasına
tanıklık etti;
kenti sevgi ve
dostluk
düşmanlarına karşı
da korudu (üstte,
Pazmaveb'in
1864'tekiresmi)...
Atatürk'ü de
Anadolu'nun
cumhuriyete sevdalı
sınır kenti olarak
aynı sevgi ve dostluk
duygularıyla
karşıladı (solda).
imzalanan Brest-Litovsk Antlaş-
ması'yla Kars bölgesındekı yaklaşık
41 yıl süren "Rus dönemi" de sona
eriyordu...
Kars'ın Türkiye'ye bağlanmasına
karşı çıkan ve eski Çarlık yönetımiy-
le işbirliği içindeki "Taşnak Erme-
nileri"nin saldınlanna karşı dıreni-
şe geçen Karslılar, önce 5 Kasım
1918de "Milli İslam Şûrası"nı kur-
dular. Batum, Artvin, Ahıska, Ahıl-
kelek ve Nahçivan'dan da "Azeri-
ler" bu hükümete katılarak Anado-
lu'nun kuzeydoğusunda 36 bın
krrr'lık bir bölgeyi kapsayan ilk "ye-
rel Türk Cumhuriyeti"nı oluştur-
dular...
Bu hükümetin "Cenub-i Garbi
Kafkas Milli Hükümeti" adını al-
masıise 18Ocak 1919'daki 131 tem-
silcinin katıldığı "Büyük Kars
Kongresi" ilegerçekleşti... Başkan-
lığına da Cihangiroğlu İbrahim
Bey (Aydın) seçildi...
Ne var ki bu gelişmelerden hoşnut
olmayan Istanbul dakı "İngiliz" iş-
gal güçleri, "Hintli askerlerden"
oluşan silahlı güçlerini Kars'a yığa-
rak 13 Nisan 1919'da Cenub-i Garbi
Kafkas Hükümeti'ni adeta "ceza-
landırırcasına" dağıttılar... Bölge-
nın yönetimini de yeniden "Ermeni
Taşnak milislerine" teslim ettiler.
îşte bu olaydan yaklaşık bir ay son-
MADALYALI KtıS i -1918
- 1919'da Kars'ın başkenti
olduğu Cenub-i Garbi
Kafkas Hükümeti'nin
kahramanlık madalyası...
ra Mustafa Kemal, Ulusal Kurtuluş
Savaşımızı başlatmak üzere İstan-
bul'dan Samsun'a geçtiğinde, "ay-
nı davanın" doğudaki önderleri olan
Kars hükümeti yöneticileri de artık
Malta'da sürgündeydiler...
Bazılan ise kaçmayı başararak giz-
lice döndüler ve emperyalizme kar-
şı "Anadolu savunmasının" yine
doğudaki neferleri oldular...
Ho; gelişler ola...
Böylesi bir sürecin ardından
Kars'ın TBMM karanyla 30 Ekim
1920'de "İngiliz destekli Taşnak-
lardan" kurtanlması, Ulusal Bağım-
sızlık Savaşımız kadar Cumhuriyet
Devrimi için de "doğunun destek
ve güvencesini" sağlamak demekti.
Çünkü Karslılar, özellikle "dinci-
liğe karşı" çağdaş ve insancıl kültür-
leriyle de Anadolu'daki zaferin
"Cumhuriyet bilincini" güçlendir-
diler...
Nitekim Atatürk'ün, Türkiye
Cumhuriyeti henüzbiryılınıbiledol-
durmadan, Latife Hanım'la birlikte
Kars'ı zıyaret etmesi, kentin bu tav-
nna en büyük armağan oldu... Kars-
lılann da aynı duygulannı bugünle-
re dek taşıyan en anlamlı sevgi gös-
terisi ise yıllar içinde Cumhuriyet
Devrimi'nin "kültür mirası"na dö-
nüşen, ünlü türküleriydi:
"Hoş gelişler ola, Mustafa
Kemal Paşa;
Askerin, milletin, devletinle çok
yaşa..."
O gece sabaha kadar süren bu "öz-
lem yüklü" buluşma Ata'yı çok et-
kilemiş olmalıydı ki, ertesi sabah
Başbakan Inönü'ye çektiği telgraf-
ta, Kars'taki coşkuyu birlikte yaşaya-
madıklan için "üzüntüsünü" de
şöyle belirtiyordu: "Kars'tapeksa-
mimi tezahüratta bulunuldu(...)
Serhad vilayetlerimizi görmeğe
vaktinin müsait olmadığına, pek
müteessirim..." (7.10.1924)
'Pevletln' vefasızlığı...
Tarih boyunca Anadolu "yu Kafkas
kültürleriyle buluşturan Kars'ın,
böylesi bir uygarlık görevını "Cum-
huriyet bilinci" ıçınde sürdürmesi-
nin karşılığı ise özellikle 1950'ler-
den sonra ne yazık ki adeta "dışlan-
ma" şekline dönüştü...
Rahmetli dayım Cengiz Ekinci,
Kars için en duygulu belgeselı ya-
pan Hasan Özgen'in filmınde "ken-
tin bilge gazetecisi" kimliğiyle ko-
nuşurken; "Devlet sanki Kars'ta
hep kiracı gibiydi..." demişti... O
kadar ki, bazı dönemlerde kamusal
yatınmlann "en az" yapıldığı il ol-
maktan bile kurtulamadı...
Bugün ise "Kurtuluşunun 83. yı-
lını" yine o 1950'dekı karşıdevnmin
"devamıyız" diyen bir siyasetin ık-
tidanndakutluyor...
Yüzyıllann görmüş geçırmiş tanı-
ğı Kars Kalesi ise sadece kentin de-
ğil, anılanyla birlikte Cumhuriyet
sevgisinin de koruyucusu olarak
"umudun ve aydınlanmanın anı-
tı" olmayı sürdürüyor...
Yann Atatürk Kültür Merkezi'nde başlayacak film haftası kapsamında toplam 13 film gösterilecek
Japon sinemasından seçJünyapımlar
Kültür Servisi - Japon Başkonsolosluğu
ve Türk-Japon Dostluk Derneği'nin 31 Ekim
- 4 Kasım tarihleri arasında düzenlediği "2.
Japon Filnıleri Haftası'nda İstanbullu sine-
maseverler Japon filmlerinden oluşan bir
seçkiyi Atatürk Kültür Merkezi Sinema Sa-
lonu'nda ücretsiz olarak izleyebilecek. Et-
kinJik kapsamında 5 ayn bölümde toplam 13
film gösterilecek.
Film haftasında yer alacak bölümlerden
biri 'Genç Erkekler'. Yakın çağa kadar 'ol-
gunlaşmamış erkekler' olarak tanımlanan
erkek çocuklan, günümüzde 'Shoonen' ıs-
mi ile Japon yapımı çizgi romanlann ve Ja-
pon animasyonlannın yeni başrol karakter-
leri. Japon gençliği, sayısız varyasyonla tas-
vir edilen ve erkeğin büyüme öyküsünü ko-
nu alan yapıtlann genç kahramanlannı ken-
dine 'idol' edinirken, Shoonen kavramı ha-
reketli ve komik olan filmlerde sıkça işleni-
yor. Bu başlık altında yer alan filmler şöyle:
'Pingpong', 'Su Çocuklan', 'Sessiz Ol!'.
19. yüzyılın ikıncı yansından 20'nci yüz-
yıhn ilk yansına kadar hemen hemen her 10
yılda bir büyük savaşlara girmiş ve Doğu
Asya ile Pasifik Okyanusu'na doğru toprak-
lannı genişletmiş bir ülke Japonya. O dö-
nemde yaşanan olaylar ve pişmanhk duygu-
sundan dolayı Japonya'da savaş karşıtı çok
sayıda film yapıldı. O filmlerden 'Kara
Yağmur' ve 'Tanrının Askeri Hâlâ İş Ba-
şında', 'Savaşın Acısı' başlığı altında izle-
nebilecek.
Japon Haftası'nda yer alacak olan 'Hal-
ka', 'Halka V ve 'Karanlık Sular' adlı
filmler ise 'Japon Korku Sineması' adı al-
tında izleyicısiyle buluşacak.
Cinsel tabunun az olduğu Japonya'da çev-
rilen normal filmlerde cinselliği çağnştıran
görüntüler fazlaca yer almazken daha çok
gizlice ve imalı yoldan görüntüye sokma
yolu tercih ediliyor. Japon Filmleri Hafta-
sı'nda bu tür filmlerin kaliteli ve cesur 3 ör-
neği sinemaseverlerin beğenisine sunulu-
yor: 'Haziran Yılanı', 'Gülen Kurbağa',
ve 'Çingene Şarkısı'.
Japon Filmleri Haftası'nın son bölünıü
'Japon Animasyon Sineması' 10. yüzyıl-
da Japonya'da yapılan rulo şeklindeki resim-
li öyküler ve tahtabaskı resim sanatının da
içinde bulunduğu zengin resim geleneğinin
yeni tarzı. diğer bir deyişle devamı niteliğin-
dedir günümüzdeki Manga ve Anime. lyi ve
kötünün mücadelesi gibi basit bir içeriğin
yaygın olduğu Amerikan tarzı karton ve ani-
masyonlardan farklı olarak her bir karakte-
rin aynntılı olarak tasvir edildiği, özenli çi-
zim ve zengin içeriği olan bu filmlerden Ha-
yao Miyazaki'nin yönettiği 'Cagliostro Ka-
lesi' izleyiciye sunulacak.
İstanbul-
Venedik-Kahire
üçgeninde
çağdaşsanat
Kültür Servisi - Beral Madra'nın
İki Yılda Bir Sanat' başlıklı
bienal yazılanndan oluşan kitabı
Norgunk Yayınlan'ndan çıktı.
Madra'nın İstanbul, Venedik ve
Kahire bienallerini değerlendırdiği
kitap, üç bölümden oluşuyor.
Kitap, 15 yılda farklı
coğrafyalarda, farklı toplumsal algı
ve tepki süreçlerinde çağdaş
sanatın geçtiği yolu izleme olanağı
sunuyor. İLk bölüm, İstanbul
Bienali'nin kuruluşuna katkıda
bulunan ve ilk ıkı bıenalde genel
koordinatörlüğü üstlenen
Madra'nın gözlemlerinin yanı sıra
bienal fikri çe\Tesinde yapılan
tartışmalan, çeşitli sanatçı ve
küratörlerle yapılmış söyleşileri de
içeriyor. Ikinci bölümde Beral
Madra'nın 43. bienalden
başlayarak bu yıl gerçekleştirilen
50. Venedik Bienali'ne kadar. kimi
zaman sanat eleştirmeni, FSmı
zamansa 'Türkiye Pavyonu'
küratörü olarak katıldığı Venedik
bıenalleri üzerine yazdığı
yazılar yer alıyor. Son bölüm ise,
Kuzey Afrika ve Arap
dünyasının yoğunlaştığı
7. Kahire Bienali'ne konuşmacı
olarak katılan Madra'nın
Kahire kenti ve bu bienal
hakkındaki düşünce ve
gözlemlerini içeren çok yönlü
bir metinden oluşuyor.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Cumhuriyetten Sonra
Kaçırılan Büyük Fırsat
29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanı, al-
tı yüz yıllık bir ümmet, yani inanç toplumunun ar-
tık akıl toplumu olma yolundaki ilk adımıdır.
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Mustafa Kemal
Atatürk, sadece çağdaş uygarlık düzeyini yaka-
lamayı, hatta o düzeyi de aşmayı hedef bilecek
bir milli devlet'in temelini atmakla kalmamış, o
devleti oluşturan ulusun çoğunluğunun dini olan
Müslümanlığın önünde de yeni ufuklar açmıştır.
Çünkü yeni Cumhuriyetin temel taşlarından olan
laiklik ilkesinin özü, dini bir yerlerden kovmak ya
da tasfiye etmek değil, tam tersine, bir zaman-
larki saygın yerine, yani bireylerin vicdanına ve
ahlak dünyasına yeniden oturtmaktır. Bundan
beklenebilecek en görkemli sonuçlardan biri de
Müslümanlığın artık bir dünyasal iktidar aracı ol-
maktan çıkıp kutsallığına yeniden kavuşmasıdır.
Cumhuriyetten bu yana gizli ya da açık Atatürk
düşmanlığını neredeyse bir iman sorunu sayan
sözde dincilerin o Cumhuriyetin kurucusuna bes-
ledikleri büyük kinin gerçek kaynağı da burada-
dır. Çünkü Atatürk Cumhuriyeti'nin laiklik ilkesi ile
dini dünya iktidarının aracı kılmaya kalkışacak
herhangi bir zihniyetin aynı iklimde birlikte ban-
nabilmesi, olanaksızdır. Yozlaştınlmadığı sürece
Müslümanlık, akıl ile inancı en geniş ölçüde bağ-
daştırabilmiş bir dindi. Vahiy karşısında akla ta-
nınan öncelik, inananlardan herhangi bir konuda,
ancak ellerinden gelen tüm çabayı harcadıktan
sonra Tann'dan dilekte bulunmalarının emredil-
mesi gibi, sayıları neredeyse sınırsız çoğaltılabi-
lecek örnekler, bu durumun kanıtıdır. Endülüs dö-
neminde İslam bilginlerinin, çoktanrılı bir döne-
min ürünü olan antikçağ Yunan felsefesinin me-
tinlerini Arapçaya çevirmekte hiçbir sakınca gör-
memiş oluşları da, Müslümanlığın aklın yoluna
ve ürünlerine ne denli açık olduğunun bir başka
göstergesidir.
Ne var ki bu akılcılıktan yana din, Osmanlı Im-
paratorluğu'nun duraklama ve çöküş dönemle-
rinde, onu yeryüzü iktidarları adına kötüye kulla-
nanların eline düşerek, zamanla hertürlü akılcılı-
ğın önüne set çekmenin aracına dönüştürüldü.
Bu konuda başı çekenler de genellikle asıl görev-
leri dini korumak olan şeyhülislamlar ve onların
ünlü fetvalan oldu. Başta matbaanın bu ülkeye
gelmesinin iki yüzyıldan fazla bir süre geciktiril-
mesi olmak üzere, Osmanlı dönemi boyunca ya-
şanmış hemen tüm gerici hareketlerin ve tutum-
ların temelinde bir şeyhülislam fetvasının yattığı-
nı tarihsel belgelerden saptamak zor bir iş değil-
dir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün
öngördüğü laiklik ilkesinin önemi, işte bu nokta-
da tüm saydamlığı ile belirginleşir. Atatürk, bir din
düşmanı değil, fakat yüzyıllar boyu sürmüş yoz-
laştırma girişimlerinin ardından Müslümanlığın
saygınlığı adına da savaş vermiş bir liderdir. Çün-
kü O bu ilkeyle Müslümanlığın özünde yatan bir
tavrı, yani aklı asla reddetmeyen bir inancın, bi-
reylerin vicdanları ve ahlaki tutumlan için yol gös-
terici olmasını öngörmüştür.
Bu, aynı zamanda genç Türkiye Cumhuriyeti
için olağanüstü br fırsattır. Çünkü laiklik ilkesin-
den 1950'lerden başlanarak ödün verilmeseydi,
bir zamanlar emperyalizme karşı savaş vermiş
tek Müslüman ulus olan Türk ulusu, aynı zaman-
da geleneksel Doğu mistisizminin ve düşünce
dünyasının aklın kalıplarına döküldüğü, akılcılığın
muazzam bir bilgelik mirasıyla uçsuz bucaksız
zenginleştirildiği bir uygar topluma dönüşebile-
cekti. Böyle bir toplumun kültürel kimliğinde de
Müslümanlık, tıpkı özünün gerektirdiği gibi, her
türlü gericiliğin ve din bağnazlığının karşıtını tem-
sil eden bir din niteliğini kazanacaktı. Uzun tari-
hi boyunca nice kültürlerin hamuruyla yoğurul-
muş Anadolu'nun o hamurdan gelme insanları-
na uygun düşen de hiç kuşkusuz böyle aydın bir
din anlayışıdır.
1950'lerden başlayarak oy hesapları uğruna
Müslümanlığın sözcülüğüne soyunmaktan çe-
kinmeyen, giderek neredeyse Müslümanlıkta as-
la olmayan bir şeyi, bir tür ruhban sınıfını oluş-
turmaya kalkışan demokrat(l) politikacılaryüzün-
den şimdilik kaçırılmış görünen bu büyük fırsatı
yeniden değerlendirmek, bu ülkede kendini ay-
dın sayanların birincil görevi olmalıdır.
e-posta: ahmetcemal < superonline.com
acem20 " hotmail.com
Taraf Tutmak' Taksim SahnesCnde
• Kültür Servisi - Ronald Hanvood'un
yazdığı "Taraf Tutmak' adlı oyunun ilk
gösterimi 4 Kasım günü Taksim Sahnesi'nde
yapılacak. Can Gürzap'ın yönettiği oyunda,
Can Gürzap, Tank Ünlüoğlu, Zeynep Erkekli,
Mahmut Gökgöz, Özgü Namal, Metin
Yavuzoğlu ve Gürgen Öz rol alıyorlar. Oyun,
15 Kasım'a dek Taksim Sahnesi'nde
sergilenecek. (0 212 249 69 44)
BUGUIV
• KOÇ ÜNİVERSİTESİ SEVGİ GÖ.VÜL
ODİTORUYUMU'nda 19.30'da Cumhuriyet
Bayramı Konseri. (0 212 338 17 53)
• BABYLON'da 21.30'da Laço Tayfa
konseri. (0 212 292 73 68)
ti YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER
SALONU'nda 18. 30'da Kerem Görsev'den
'Yeni BaşJayanlar İçin Caz Akustik Cazın
Büyüsü' konulu 'müzikli söyleşi'.
(0 212 252 47 00)
• İTÜ MAŞLAK KÜLTÜR SANAT
BİRLİĞÎ BLTYÜK SALON'da 19 00 da
Dostlar Tiyatrosu'ndan 'Yaşasın Savaş' adlı
oyun. (0 212 230 69 91)
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ nde 18.30'da Alper Maral'ın
katılacağı 'Audio Arts' konulu söyleşi.
(0 212 292 06 55)
• ATATÜRK KİTAPLIĞI'nda 18.00'de
'Usta Beni Öldürsene' adlı filmin gösterimi.
(0 212 249 38 19)