Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1BOM2OO3ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DIŞHABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr 11
ABD, casus uçağı için izin isterken 'Sonsuz Özgürlük' operasyonunu da düşünüyordu
U-2'lere Kafkasya görevi
A!
BD'nin Türkiye'yi sadece
Irak operasyonunda değil
tüm bölge gelişmelerinde
kullaranak için plan yaptığına ilişkin
başlıca gösterge U-2 casus uçakla-
nnın gündeme gelmesiydi.
Kuzeyden keşif operasyonu çerçe-
vesinde Irak'ta olup biten her şey
"koaüsyon güçleri" tarafından denet-
lenıyordu. En küçük bir şüphede de-
yim yerindeyse pire için ev yakılıyor-
du. Şüpheli bölge bombalanıyordu.
Buna karşın ABD, U-2 uçaklannm
uçuşunu aynca gündeme getirdi.
Türkiye, 1991 Körfez Savaşı'nın
ardından oluşturulan kuzeyden keşif
operasyonunun her türlü istihbarat
olanağıyla donatılmış olduğunu gün-
deme getirerek U-2'lere sıcak bak-
madığını hissettirdi. Kaldı ki, o dönem-
de U-2'lerin tamamen Türkiye'nin
bilgisi dışında "görev" yapmasından
rahatsızlık duyulmuş ve
bu uçuşlar kaldınlmıştı.
Ancak sonuç ABD'nin
istediğı gibi oldu.
U-2 uçaklannın uçuşu-
na Eylül 2002'de izin ve-
rildi. Bu izin AKP hü-
kümeti döneminde de ge-
çerlihğini koruyor.
Hangi şartlarla?
Hangi bölgede?
Şimdi gizli belgelerde
bunun izini arayalım.
ABD Savunma Bakan-
lığı annah, gizli damga-
lı, Irak: Politik Askeri
Stratejik Plan başlıkh belgenm 15. sayfası
U-2'lerin uçuş iznine aynldı.
U-2'!erle ilgili plan Ankara'da ve Washing-
ton'da Türk heyetlerine VVotfovvitz'in bilgisi-
kontrolü ışığında şöyle açıklandı:
• Kuzeyden keşif harekâtına katkı.
• Irak operasyonunu güçlendirme.
• Terör hareketlerini kontrol.
Bütün bu maddeler ABD'nin Irak operas-
yonunun birinci planda olmayan parçalan ola-
rak değerlendirilebilir. Ancak ABD'nin U-
2'leri kullanmada yazıh olarak kayda geçir-
mekte endişe etmediği bir arnacı daha vardı:
• "Kafkaslar'Ma Sonsuz Özgürlük operas-
yonunu desteklemek.
Kafkaslar...
Sonsuz Özgürlük...
Operasyon...
Destek...
Bu sözcükleri tek tek, alt alta ve bir ara-
da okuyunca ABD'nin Irak'tan sonra ve
Irak'ın yanı sıra neler planladığı da ortaya
çıkıyor.
Gizli belgede Afganistan'da sürmek-
te olan Sonsuz Özgürlük operasyonu-
na destek de yer alıyordu. Ancak Ame-
rika'nın U-2'lerin kullanımı için yap-
tığı vurgu önümüzdeki dönemde "te-
röre karşj" sürdürülecek bütün savaşım-
lan da içeriyordu.
Türk hevetlne sunulan maddeler
ABD, gizli belgeye bu maddeyi ekle-
dikten hemen sonra, Türkiye'nin gerek-
sinimlerine yarut vermenin zorunluluğu-
nu düşünmüş olmalı ki şu maddeleri
Türk heyetine sundu:
• Türkiye U-2"lerin elde edeceği gö-
rüntülerden bilgi sahibi olacak.
• Türkiye, ABD'nin kendi planlan dı-
şında kendisinin aynca gereksinim duy-
duğu uydu görünrülerine sahip olabile-
cek.
• tki üöce teröre karşı sürdürülecek sa-
vaşta gereksinim duyduklan bilgileri ve
yöntemleri karşılıkh olarak değerlendi-
recek.
• ABD'nin elde ettiği uydu görüntü-
leri, gereksinim olması halinde Türki-
ye'nin de değerlendirmesi dahilinde ola-
cak.
U-2'lerin Türkiye'deki altyapı gerek-
sinimini karşılaması için de Diyarbakır
seçildi. ABD, Diyarbakır HavaÜssü'nde
U-2'ler için bir bağlantı hattını, "Tero-
rizmlesavaşta Türkiye'nin desteğT pro-
jesine koydu. Yeniden altını çizelim,
ABD belgelerinde U-2'lere ilişkin is-
tem, salt Irak operasyonuna dayalı de-
ğil, terörle mücadele başlığının altuıda.
Bir başka deyimle, ABD önümüzdeki
günlerde yapacağı bir operasyon için de
U-2'lerin Türkiye'yi kullanmasını gün-
deme getirme hakkına sahip.
U-2'lerln derln gecmlsi
Soğuk savaş döneminde Varşova Pak-
tı ile NATO gerilimlerinden en çok et-
kilenen ülkeler arasında yer alan Türki-
ye, 20. yüzyılın ikinci yansı boyunca
ABD ile Sovyetler Birliği'nin çıkarlan
arasında denge kurmak durumunda kal-
dı. Bu dengenin başlıca unsurlan arasın-
da ABD'nin Sovyetler'i "gözeöeme" is-
temi geliyordu. Bu anlamda Sinop ve Di-
yarbakır'daki üsler büyük önem taşıyor-
du. Sovyetler Birliği de bunun ayırdın-
da olarak Türkiye ile ekonomik ilişki-
lerini geliştirirken ABD'nin Türkiye
War on Terrorism - Tur•key's Support
••••III!
TGS dei
2overfl
U-2 Fligııu>
• Support Operation Nori
in Caucasus
• Coincide with ONW mis*
• Originate and return *' ^ C p • outside of Turkey
• Require a U-2 downliı."\* .cion at Diyarbakır Air Base _
- Turkey will have fut., unfiltered access to imagery per r^
agreement
Turkish permission will demonstrate continup
cooperation on War on Terrorism and prov^ ^'İVkey with
'additional irnagery of Dptential threatSj
Turkish permission wlirdemonstrate continup
y.orthern Optioı
•»•••III
Gizli
belgelerde
m* Irak
pazarlığı
Mustafa BALBAY
belgelerinde U-2'lere ilişkin
istem, salt Irak operasyonuna dayalı
değil, terörle mücadele başlığının
altındayer alıyor. Bir başka deyimle
ABD önümüzdekigünlerdeyapacağı
bir operasyon için de U-2 'lerin
Türkiye'yi kullanmasını gündeme
getirme hakkına sahip.
üzerinden "casushık" yapmasını da önleme-
nin yollarını anyordu.
Bugün yeniden gündeme gelen U-2'ler o
dönemin de konusuydu. 20. yüzyılın ikinci
yansındaki bütün gelışmelerin tanığı-yazan
olan Cüneyt Arcayürek. 1960-65,1965-70'i
kaleme alırken U-2'lenn iç-dış yüzünü de
aktanyor. "Cüneyt Arcayürek Açıkhyor" se-
risınin 4. kitabının 286. sayfasından.
"Türkiye ile Sovyetler arasında yalnızca dip-
lomaük aİanda sıcak görüşmeler sürdürülme-
dL tki ülke arasında 1%5'ten sonra ekonomik
ve ticaret alanlannda da geHşmeler gözlendL
Bu arada, Sov>et Başbakanı Kosıgın, An-
kara'yı ziyaret etti.
Bu görüşmelerin perde arkasında önenıB
olaylara ışik tutacak ldmi konuşmalar vardı.
Bir kezinde Kosigin, devrin Başbakanı De-
mirel'e, Türkiye'den kalkan casus uçaklan
U-2 konusunda serzenişte bulundu.
'Sayın Başbakan' dedi, 'biliyorsunuz Ame-
rikalılar Sovyet topraklan üzerinde casus
uçuşlan yapıp bizi gözlüyorlar. Bunlardan
birini bir seferinde vurduk ve düşürdük. (Ko-
sigin, Sovyetler'ın düşürdüğübirU-2'nin ün-
lü pilotu Pöwers olayına değiniyordu.) Ne ça-
re ki, bu uçuşlar sürüyor. Hem de bu casus
uçaklan, Türkiye'den kalkıyor, bilıyoruz.'
Sonra şu eklentiyi yapn:
'Eğer bu uçuşlan siz kendiniz için yapıyor
olsanız, eh bir ölçüde geçerlı. Ama başka bir
ülke için yapılan casus uçuşlan, sizin toprak-
lannızdan kalkan yabancı uçaklar eliyle baş-
ka ülke için çahşıyor."
Hükümet, 1967'lere doğru, bir gün Ada-
na'dan kalkan U-2 casus uçaklannm, arük
uçuşlanna 'izin verümemesi' karan aldı."
Arcayürek, Demirel'e yasaktan sonra
ABD'nin ne yaptığını soruyor. Dönemin Baş-
bakanı Demirel. "Elbette menınun obnadT
deyip, devam ediyor:
"Bu uçuşlar Amerika için hayatiöneme ha-
izdL Bunlardan vazgeçemeyiz, dediler. Ama
bu uçuşlan durdurmak zorunluydu. Bir ta-
ziiganistan
ve Irak'ta
sürekli
saldınlara
hedef olan
ABD
birlikleri, bu
bölgelerde
kendi
güvenliğini
tam
anlamıyla
sağlayabilmiş
değil.
Irak'ta dün
meydana
gelen
saldında da 1
Amerikan
askeri
yaralandı.
(Fotoğraf. AP)
Taliban ile çatışan ABD askerlerinden 1 'i öldü, 2'si yaralandı
Afganistan 'da kayıplar artıyor
DışHaberterServisi-
Afganıstan'ın güneyinde
Taliban kuvvetleriyle çıkan
çatışmada, 1 ABD askerinin
öldürüldüğü, 2'sinin de
yaralandığı bildinldi.
Amerikan ordu sözcüsü Albay
Rodney Davis, Pakistan
suıınndan birkaç kilometre
mesafede ve Shkin'de bulunan
koalisyon güçlerine ait üs
yakınlannda çıkan çatışmada
karşı taraftan da 2 kişinin
öldüğünü belirtti. Yaralı iki
askerin durumlan hakkında
bilgi vermeyen Davis, ülkenin
güney ve doğusunda Taliban
savaşçılanru etkisizleştirmek
için yürütülen "Dağ Yüanı"
operasyonuna katılmadıklannı
söyledi.
55 koallsvon askeri öldü
Paktia eyaletinde bulunan
Shkin'deki üs, sürekli olarak
Taliban militanlan olduğu
sanılan kişüerin saldınlanna
hedef oluyor. Son ölümlerle
birlikte Afganistan'da Ekim
2001'denberisaldınya
uğrayarak ölen koalisyon
askeri sayısının 35'e
yükseldiği belirtiliyor.
Irak'ta da ABD askerlerini
hedef alan saldınlar
durmaksızın devam ediyor.
Bağdat' ın kuzeyinde dün bir
Amerikan askeri konvoyuna
düzenlenen saldında 1 asker
yaralandı. Görgü tanıklan,
konvoy Nil Mahallesi'nde
bulunan Beyrut Meydanı'ndaki
köprüden geçtiği srrada, el
bombası olduğu sanılan
patlayıcının atıldığını ya da
seyır halindeki bir araçtan
firlatıldığuıı söyledi.
nesi Karadeniz üzerinde düşmüştü.
Rusya bu konuda tedirginlik gösteri-
yordu doğrusu."
Aradan 40 yıla yakın süre geçti. Gö-
rünen o ki, ABD'nin zorurüuhığu de-
vam ediyor. U-2'lerin başlıca özelli-
ği, belli bir yüksekliğe ulaştıktan son-
ra tüm motorlannı durdurup "radar dı-
şı" kalabilmesi. ABD'nin Türk heye-
tine verdiğı brifinglerde U-2'lere çiz-
diği "görev coğrafyası'' Irak ve Kafkas-
lar. Haritaya bakınca Kafkaslar' ın da
Rusya'dan Orta Asya'ya, Karade-
niz'den Iran'a uzanan enerji olanak-
lanyla dolu bir coğrafyanın ortasında
olduğu dikkati çekiyor!
Teröre karsı 4 ana plan
Amerikah yetkililer Irak planlannı
ve teröre karşı savaş hedeflerini anla-
tırken *stratejik planT 4 aşama halin-
de aktardılar. Bu planda herhangi bir
coğrafya belirtılmeksizin, teröre karşı dün-
yanın neresinde olursa olsun mücadele edi-
leceği vurgulandı. Bu mücadelenin hedefi
olarak şu kesimler seçildi:
1- ABD'ye ve öteki sivil kurumlara kar-
şı herhangi bir terörist saldınyı önlemeye
yönelik plan ve operasyonlar.
2- Genel terörist organizasyonlanna kar-
şı yürütülecek operasyon ve planlar.
3- Teröristleri destekleyen devlet rejimle-
rine karşı yürütülecek plan ve operasyonlar.
4- Kendi topraklannda terörist banndınl-
masını engelleyemeyen ülkelere karşı dü-
zenlenecek plan ve operasyonlar.
ABD'nin iddiasına göre, bütün bu stra-
tejik adımlann 5. aşamasında da dünya kü-
resel olarak terörden anndınlmış bir çevreye
kavuşmuş olacak.
Bu hedeflen gerçekleştirmek için düzenle-
necek operasyonlann şu özelliklerde olması
öngörülüyor:
• Çok yönlü ve çok taraflı olmalı.
• Hedef çok iyi saptanmalı ve hızlı hare-
ket edilmeli.
•Terör organizasyonunun faaliyete geçme-
sinı beklemeden, terör olasıhğına karşı da
harekete geçilmeli.
Irak'talcl ön operasyonlar
Türkiye, terörden çok çekmiş bir ülke ola-
rak ABD'nin terörle ve terör olasıhğıyla sava-
şını sürekli "sıcak" karşıladı. Ancak ABD'nin
"terönst" olarak tanımladıklanyla Türkiye'nin
tanımlan nedense tam olarak örtüşmedi!
ABD'ye göre Kuzey Irak'ta El Kaide ve onu
destekleyen terörist gruplar vardı. Bunu sap-
tayan da Türkiye'nin 2002 yazı sonun-
da geçişlerine izin verdiği Kuzey Irak ir-
tibat timleriydi (NILE). Her timde aske-
ri amaçlı elemanlann yanı sıra mutlaka
bir CIA görevlisi de bulunuyordu.
ABD, Irak operasyonuna haklılık ka-
zandınnak için sık sık "özelistihbarat bfl-
gflcrini" Türkiye'ye açıp hemen hareke-
te geçmenin zorunlulugunu anlatmaya ça-
lıştı. Bölgede Türkiye'nin de istihbarat
olanaklan vardı. Zaten NILE timlerinin
yanında Türk timlerinin de bulunması
karşılıkh anlaşma gereğiydi.
2002 sonunda bir Amerikan istihbara-
n Ankara'nm kafasını kanştırdı. NILE tim-
leri Irak'ta iki varil bulmuştu. Bunlarkim-
yasal ve biyolojik silahlar olabilirdi. Bir
an önce varilleri Türkiye üzerinden
ABD'ye göndermek gerekiyordu.
Ankara, başta vanlan uzlaşma gereği
Türkiye üzerinden geçecek her şeyi bilmek
istiyordu. Amerikalılar, varülerle ilgili ken-
dilerinin de bilgileri olmadığını, ABD'de-
ki laboratuvarlarda inceleme yapıldıktan
sonra bilgi sahibi olacaklannı söylediler.
Bu kez Ankara şu öneriyi getirdi:
"Küçük bir numune de bize verin, biz
de araşürahm."
ABD'li yetkililerden bir süre ses çık-
madı. Daha sonra şu açıklama geldi:
"Onlar varil değjl, kûçük kutularmış.
Size verirsek bize numune kaünaj^cak."
Ankara bu trafiği şöyle yorumladı:
"Türkiye üzerindenvarilgeçti haberiy-
le biz de durumun tanığı otanuş olacak-
tılc Saddam yönetiminin kimyasal silah
ürettiğine ilişkin iddialann doğru olma-
dığını söyleyenlere karşı Türkiye tanık
gösterUecekti."
Yine benzer bir istihbarat karmaşası da
El Kaıde konusundayaşandı. NILE tim-
leri Irak'uı kuzeyinde El Kaide kampla-
nnın kunılmaya başladığını iddia etti-
ler. Bunu yok etmek için Türkiye'nin de
terörle savaşı hemen başlarması gereki-
yordu. Ancak, Türkiye'nin istihbaratı
bunu doğrulamıyordu. Durum ABD'ye
bildinldi. Amerikahlann yanıtı şu oldu:
"Bizdekibilgflersağlamcu. Ancak Türk
basınında bu yönde bazı haberier çıküğı
için terörisüer dağıkular. BeDi bir yerde
toplu olarak durmuyoriar ama, bu böW
gedeler™"
YARIN: ABD IRAKTAN EN AZ 6 YIL
CIKMAYACAĞINI RESMEN BİLDİR-
Dİ. ABD'NİN BU RESMİ BİLDİRİM-
DEKİ CİZELCESİNDE YER ALAN AŞA-
MALAR SİMDİDEN 3 AY GECİKTİ.
AÇIKÇA
ŞÜKRÜ StNA GUREL
Yanıt Bekleyen
Sorular
Hükümet sorumluluğunu 18 Kasım 2002 tarihin-
de devretmeden birkaç gün önce, Dışişleri Bakan-
lığrndadüzenlediğim bir basın toplantısıyla şu nok-
talan belirtmiştım:
"1. Annan Planı, BM Genel Sekreteri'nin değil,
David Hannay'/n, Genel Sekreter'in Ingiliz danış-
manlanyla birlikte ve Kıbns Rum Yönetimi'ne da-
nışarak hazırladığı birplandır ve Kıbns'ta eşitlikçi
bir 'çözüm'ü değil, Türklerin 'çözülüşü'nü amaç-
lamaktadır. Bu yüzden bir 'müzakere zemini' ola-
rak kabul edilemez. 2. Bir Yunan gazetesi, Tayyip
Erdoğan'/n Simitis7e Türkiye'deki seçimlerden
önce ve sonra temas kurup, Kıbrıs'la ilgili 'niyet-
leri'n/ paylaştığmı yazmıştır. Buna kendilerinin bir
diyeceği yok mudur?"
O zaman açıkça dile getirilen bu iki konudan bi-
rincisine, evvelki gün bir önceki Rum lider Kleri-
des bir açıklık getirip doğaıladı. Klerides şunlan açık-
ladı: "Annan Planı'nın neler içereceğini daha plan
hazırianırken biliyorduk. Şu, bu değişsin diye is-
teklerde bulunduk. Eğer şu veya bu konuyu içe-
rirse biz onu reddedeceğiz dedik. önleyici mahi-
yette hareket ettik." Klerides'in övünerek açık-
ladığı, Annan Planı diye açıklanan belgenin ha-
zırlığına Rum tarafının doğrudan katılmış ol-
duğudur.
Bundan biryıl sonra, şimdiki Rum lider Papado-
pulos'un neleri açıklayabileceğini de düşünme-
den edemiyor insan... Belki Papadopulos da ge-
lecekte şunlarla övünecek: Dıyecek ki, "Nisan
2002'den sonra Denktaş'ı müzakerecilikten uzak-
laştırmak için elimizden geleni yaptık. Türkiye'nin
Denktaş 'a sahip çıkmaması için kampanya başlat-
tık, böylece Kuzey Kıbns'taki seçimlere ABD, In-
giltere, Yunanistan ve biz kanşabilecek, ama Tür-
kiye'nin etkisini sıfırlayacaktık. Aynca, ABD ve
AB 'nin Annan Planı 'nı Denktaş 'tan sonra yeniden
masaya getirme konusundaki desteğini her za-
man diri tuttuk."
Biz, nedense, başkalan söyleyince inanmak, ken-
di içimizden yapılan değeriendirmeleri ise "taraflı"
bulmak özrüne sahibiz. Sanki Türkiye'de dış poli-
tikaya yön veren temel kurumların işlevi "tarafsız
gözlemcilik"] Oysa bunlar daha sonra Rum lider ta-
rafından açıklanmasa da, şimdiki gelişmelere ba-
karak değerlendirebıleceğimız olgular. Yalnızca
olgulara ve şimdi yapılan açıklamalara bakar-
sak, nelerin tezgâhlandığını görebiliriz. Işimiz
"gözlemcilik" değilse, önlemini de alabiliriz.
Olgular ve söylenenler neler? llk saptamamız
gereken, KKTC'yi Rum tarafıyla birlikte alıp gö-
türmek isteyenlerin kısa dönemdeki öncelikli
amaçlannın önce Denktaş'ı tasfiye etmek, son-
ra da Annan Planı'nı KKTC'ye ve Türkiye'ye ka-
bul ettirerek başından beri istediklerini, sonun-
da 2004 Mayıs'ında gerçekleştirmektir. "Ara-
fat" modelinin esaslan üzerine kurulu bir "Denktaş'/
işbaşından uzaklaştırma" planının elbette KKTC
seçimleriyle sıkı sıkıya bağlı olması doğaldır.
Olgulara ve açıklamalara bakalım: 2 Ocak 20031e,
Rize'de bir kahvehanede konuşan Tayyip Erdoğan,
"Kıbns konusunda üstümüze ne düşerse yapanz. Bu
iş Denktaş'ın işi değildir" dedi mi, demedi mi? Aynı
gün M. Ali Talat da "Denktaş istifa etmeli" deyince,
Rum Dışışlen Bakanı Kasulides'ın, "Erdoğan'ınsöz-
leri Denktaş için sonun başlangıcıdır" sözlerine des-
tek çıkmış oldu mu, olmadı mı? 2002 Eylül ayında,
önce Weston, sonra Papandreu, en son da Verhe-
ugen, "Seçimlere kımse müdahale etmemeli" diye
diye ve gözümüzün içine baka baka, Denktaş'la
bir "çözûm" olamayacağını, Annan Planı'nın ma-
sadayeni KKTC "müza/(erec/"sini beklediğini söy-
lemediler mi? Papandreu, M. Ali Talat, Akıncı ve
onların arkadaşlarıyla Ledra Palas'ta görüştü
mü, görüşmedi mi?
Demek ki, KKTC seçimlerine, kimlerin, ne
amaçla müdahale ettikleri, kanştıklan ortada-
dır. Kimlerin, neyi amaçlayarak Annan Planı di-
ye anılan sözde "çözüm" belgesini Denktaştan
sonrası için şimdiden tasarladıklan KKTC "mü-
zakereci "s'me kabul ertirmeyi tasarladıklan da.
Bunlan, biryıl sonra bu kez Papadopulos'un ağ-
zından dinlememize gerek yok!
Yalnız bir nokta açık değil: Kasım ortalannda sor-
duğumuz sorunun yanıtını Tayyip Erdoğan mı ve-
recek, yoksa gelecekte bir gün Simrtis mi övüne-
rek bir açıklama yapacak, bunu bilmiyoruz. Çün-
kü 10 Kasım'da To Vıma'da I. K. Pretenteris im-
zalı haber-yorum yazısında açıkça şu ifadeler yer
alıyordu: "Erdoğan'ın seçimlerden sonra yapt-
ğı ilk açıklama (şu 'Belçıka modeli' açıklaması
kastediliyor) geçerii kabul edilmelidir. Iç den-
geler nedeniyle yapmak zorunda kaldığı dü-
zeltici açıklamanın geri adım olarak yorumlan-
maması gerektiğini, Tayyip Erdoğan şahsen Si-
mitis'e bildirmiştir. Bu arada, bu ifadelerin se-
çim sonrası uydurmalan olarak da kabul edil-
memesi gerekir. Seçimlerden önce Erdoğan, bir
kez yazılı, bir kez de sözlü olarak aynı görüş-
leri Simitis'e aktarmıştır."
Nedir bu Yunanlı gazetecinin bildiği, bizim bilme-
diğimiz "görüşler"! Yoksa şimdi KKTC seçimlerine
yedi düvel kanşır ve Denktaş'ı işbaşından uzaklaş-
tırmatasanları yabancı "sorum/u/ar" tarafından açık-
ça dile getirilirken bizim başka konularda bülbül ke-
silen "sorum/u/ar"ın bu konudaki suskunluğunu izah
etmek için Klerides'in, Papadopulos'un veya Preten-
teris'in konuşup yazmasını mı bekleyeceğiz?
Bilemeyiz, ama önümüzdeki dönem, daha pek
çok "g/z"in açıklandığı, açığaçıktığı bir dönem ola-
caktır... Bunu bilebılm'z.
Ver kurtul olmaz'
Denktaş'tan
Edelman'ayanıt
ANKARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - KK.TC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, "Denktaşlüb-
ns'ta çözümü Uokt et-
mesin" diyen ABD ain
Türkiye Büyükelçisi Eric
Edelman'a yanıt vtrdi.
Denktaş. Kıbns Tünde-
rinin, ABD'den ken;Je-
nni kurtarması konınm-
da yardım istemedil,eri-
ni bebrterek
u
Şimdionun
bize'Verde kurtul' deme-
ye hakkı yok" dedi.
KKTC lideri, ABD'nin
içişlerine bu denli kanş-
masını kabul etmeyecek-
lerini de bıldirdı.
Denktaş, "BizAmeri-
ka'yı dostbffiytmız. Dost-
tan yediğimiz darbe ta-
biatrv la acı oluyor" diye
konuştu.