28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-f- Cumhurjyef İmtiyaz Sahibi: CUMHURfYET VAKFI adına ÎLHANSELÇUK Genel Ya' Yıldtt avın Yönetmenı: îbrahim # •fözıışJen Müdürii: Salim • Sorumlu Müdür Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü; Hakan Kara Istıhbarat Cengiz Yıldırım # Ekonomı Öz- lem Vüzak • Kültiır Egemen Berköz 0 Spor Abdülkadir Vücelman • Makaleler. Sami Ka- raören • Diizeltme- Abdullah Yazıcı • Bıl- gı-Belge Edibe Buğra # Yurt Haberleıv Meh- mer Faraç # Avrupa Temsılcısı Güray Öz Yaym Kurulu. Ühan Seiçuk(Baş- kan), EmreKongar(Danjşman), Orhan Erinç, Hikmet Çetin- kaya. Şükran Soner, Jbrahim Yd'dız, Orhan Bursalı, Musta- fa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatiırk Bulvan No 125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTei:4195020(7haî), Faks 4195027 • Izmır Temsıkısı Serdar Kızjk, H Zıya Bl\ 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks: 4418745 • Adana Temsılcısı.Çetin Yiğenoğhı, InönüCd 119 S No:l Katl, Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 MüesseseMüdürü Erol Erkut • Bılgı Işlem: Afamet Korulsan 0 Sa- tış Fazilet Kuza P.M. Ltd. Şti. I MudürGülbin Erduran • Kcx Reha Işıfman • Genel Muı Sevda Çoban • Fmansman ' Çetin Erduran Tel 0212 Sj4 513 84 60-61. FaJo 0212 513 SM V«)TOİ»>»».-YenıGûn Haber AjansıBasmveVaıiflalıt A Ş. Baskı: SabaJı Vayıncılıl A Ş Tel (0 212) 512 05 05 (20 hal) Türlcocagı Cad '9 4! Cagaiojlu '4114 Isanbul PK 246 • SıAecj 14435 Istenbul Faks 10 2121 513 «5 95 29 OCAK 2003 îmsak:5 40 Güneş-7.11 Öğle 12.24 Ikındj: 14 59 Akşam: 17.24 Yatsı: 1 kazandırdı • İSTAJVBÜL(AA)- Ressam Sema Türkel, ABD'de düzenlenen ve MuJtipI Skleroz (MS) hastalığını konu alan yanşmada, 45 ülkeden katılımcılar arasında birinci seçildi. Türicel, ABD'nin BaJtimore kentinde merkezi sinir sistemi hastaiığı olan MS'yeilişkin gerçekleştirilen "Living with MS Art FestivaJ" adJı etkinlik kapsammda yapılan yanşmaya 2 bin eserin katıldığını söyledi. Türk sanatını dünyada başanyla temsil etmenin gerçekten hoş bir duygu olduğunu dile getiren TürkeJ, Türkiye'yi temsil etoekten gurur duyduğunu biJdirdi. MatmetePin • ANKARA (AA)- Ölümünün 22. yıiında andığımız ünlü şair özdemirAsaf ın, 1950'li yıllarda düzenJenen "edebiyat matinelerinin yıldızı" olduğu, ancak kitaplannın sağhğında ötekı şairlerin kitaplanndan fazla satmadığı belirtiliyor. 28 Ocak J981'de Istanbul'da ölümünden sonra, Hürriyet gazetesinin eki, "8. GüıTde (8 Şubat 1981) çıkan bir yazıda, "1950 lerde moda olan edebiyat matinelerinin renkli kişilerinden biri" olan özdemir AsaP ın "yaşayarak okuduğu şiirleri ve kendine özgü telaffuzuyia okuyuşu"nun şiiri ve kendisıni sevdirdiği anlatılıyor. Oksijen yarayı çabukiyiteftipiyor • ANKARA (AA) - Zor kapanan yaralann saf oksijen yardımıyla daha hızlı ve tamamen kapandığı tespit edildi. Pathophysiology dergisindeki makaleye göre, Ohio Universitesi'nde görevli bilim adamı Chandan Sen ve ekibi, toplam 56 yarası olan 30 hasta üzerinde araştırma yaptı. Yaralann üzerine her gün 90 dakika süreyle içinde saf oksijen olan plastik bir torba koyan bilim adamlan, bu tedavi yöntemiyle yaramn üçte ikisinin tamamen kapandığını, kalan kısmının da ameliyatla kapatıldığını söylediler. Çevrecilerden uyan: Önlem alınmazsa Istanbul'un doğal peyzajı tamamen silinece] Haritadaeksik renkyeşıİstanbul HaberSenia - Tarihinde Hun- lardan Slavlara kadar pek çok millet tara- findan kuşatılan tstanbul 'un, giinümüzde de doğal alanlan kuşatma altuıda. Kentin doğal alanlan üzerindeki en büyük tehdit hızla artan nürus. Çe\Teciler, mevcut doğal alanlarm ko- runması için ortak bir çaba sarf edilmesi gerektiğine dikkat çekerek "Nüfiıs arüşı kontrol altina ahnmazsa kentin doğal pey- zajı haritadan tamamen siünecek ve ya- şam döngüsündegerekli olan bitki fürieri- nin nesii tükenecek" dedi. Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin (DHKD) 1998 yıiında Istanbul'un doğal mirasını gelecek kuşaklara taşımak ama- cıyla başlattığı "istanbuTun Doğal Alan- lan Projea'"nde kentte yetişen 2 bin do- ğal çiçekli bitki ve eğrelti türünden270'inin tehlike altındakı endemik tür olduğu be- lirtiJiyor. DHKD'nin verilerine göre, Istan- bul'un botanik zenginliğı içinde yer alan ve aralannda "Aydospejgamberçiçeği,bo- ğaziçiketeni,Istanbulçiğdemi doğu raz\a- asaMsarmaşığı,vanmburga/nardalı''nın da bulunduğu 40 tür bitki yok olmak üze- re. DHKD'ninprojesine göre Istanbul'da acil olarakkoruma alnna aluırnası gereken lOalanşöyle: • Terfcos ve Kasatura ArasındaM Ormanlık Alan ve Kıyı şerfdf. Trak- ya'nın kuzey tepeleri boyunca uzanan ve denize doğru inen baltalık ormanla- n, fundalıklan, meralan, sulak alanlan ve kumullanyla mozaik oluşturuyor. •A0fldere ve Ağaçlı Kumullan. Ka- radeniz kıyılannda yüksek altın sansı kum tepelerinde uluslararası öneme sa- hip kum incisi, kumul çiviotu ve boğa- ziçiketeninin en önemli popülasyonlan burada yaşar. • Cümii$dere (Kllyos) Kumullan. Türkiye'nin Karadeniz kıyılanndaki en zengin ikinci kıyı kumulu olmasına kar- şın yapılaşma, linyit çıkanlması, tarımsal kullanıma açma gibi yollarla korunmasız bıraJalmaktadır. • İstanbul Boğazı Üstferl. Peyzajı, kumul tepeleri, sazlıklan, göçmen leylek, şahin, çaylak ve kartallara uçuşyolu olma- sı açısından son derece ö'nemlidir. • Bilyükceionece Gölii. Kışı bu su- lak alanda geçiren macarördeği, sibir- yakazı, akdenizmartısı gibi kuşlan bann- duması açısından uluslararası bir üne sahipti. • Küçükçekmece CÖİÜ. Banndırdığı kuşlarla, Ramsar SÖzleşmesi ölçülerine uygun uluslararası statüye sahip bir sula- kalandır. Büyük tehlike altında olan doğu- razyasının yeryuzünde yetiştiği 6 alandan biridir. • Hadımköy ve KemerDursaz Ara- smdakf Mera ve Fundalıkfar. Bu ala- nın buyuk bdiümü kentin genışlemesı, ta- nmsal kullanıma açılması nedenıyle yok edildi. Bölge, botanik zenginhğinin yanı sıra geçmışı 300 bin yıl öncesine dayanan mağaralar nedenıyle de önem taşıyor. • İstanbul Asya Yakası Tepele Doğu Avrupa ve Akdenız'de rastlanan ı son ve en genış fundalıklar buradadır. K yışdağısoğanı, doğu razyası, Aydos pe; gamberçiçeğı, istanbul ve Ümranıye çij demlerinin yeryüzündeki en büyük popi lasyonJanna rastlamak mümkün. • Sanffköy ve 5He Arasındakf Kumul lar ve Ormanlar. Sahıl asperulası, sahi sarmaşığı, kum incisi ve sahil sığırkuyru ğu türlerinin uluslararası öneme sahip po- pülasyonlan burada barınır. • $He Adalari: Şile girişinde 4 adada üreyen ve konaklayan tepeli karabataklar, Karadeniz"deki en yüksek popülasyonu oluşturur. ÜnJıi moda evi erkek byafetlerindeld degişime yaldızfa renkler ve ön tarafi neredeyse bele kadar açık, koisuz tasanmlaria snak uydurdu. Tulum şeklinde tasarlanan Jayafette mctaJ baskılı kemer ve deri eldrvenJer dikkat çckti. Tasanmlarda pariak kumaşlann .vanı sıra beyaz da sıkça kullanıhvor. Kıyafetierde öne çıkan bir başka unsur ise yırtmacın etekJerin vanı sıra üstlerde de kullanılması. (Fotoğraflar: REUTERS) Erkek modası yumuşadı Her zaman taJam elbiseyle gönnm ahşık oldıığumıız erkekJere bir haller oldu. Kadmlann pantolon ghmesmi taskandıidanndan mıdır biKnmezerkekler de etege merak saldı. fransa moda haftasınnı son günii erkeklere aynlnuşd. Ünlü modacılar ağız birtiği etmişçesine erkekleri podyuma birbirinden renkli ve ilginç kn afetkrii' çıkardı. Jean Paul Gauftier'in tasanmlannda etek gnen erkekler öne çıktL Derin Mrtmaçlaria podyama çıkan erkekler kadınlara nispet \aparcasuıa bacak şov yaptL tutar mı büinmez ama kadınlann erkek gj>1minde etek modasından boşlanacağı kesin. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN "...Gençler, 'Ümmîd-f Vatan' SizdedirL " EME KANSERİ ÎÇÎN TARAMA PROGRAMI BAŞLIYOR 5 yılda 5 bin yaşamİstanbul Haber Servisj- Kadınlarda en sık görülen meme kanserine karşı yurt genelınde bir tarama progranu başlıyor. îzmir, istanbul, Ankara ve Diyarbaİar'dab' merkezlerde 5 yılda 5 bin kadın taranacak. Şubatta başlayacak ve 50 yaşın üstünde sağlıklı kadmlann başvurabileceği bazı tarama merkezleri şöyle: istanbul Üniversitesı Onkoloji Enstifüsü, SSK Okmeydanı Hastanesi, Izmir SSK Tepecik Hastanesi, Ankara Numune Hastanesi, Diyarbakır Dicle Üniversitesı. Aventis Meme Tarama Programf na katılmak isteyenler aşağıdaki merkezleri arayabifir: istanbul: IÜ Onkoloji Enstifüsû- 0212 533 41 00, SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi - 0212 221 77 77'1195 Ankara: Ankara Numune Hastanesı-0312 324 24 29 izmir: Izmir SSK Tepecik Eğitim Hastanesi- 0 232 433 08 10'1745 Diyarbakır: Diyarbakır Dicle Üniversitesi- 0 412 248 80 01' 4571 KANSERLİ KADfNLARfN SEMBOLÜ AMAZON OLACAK Tek göğüslü efsanevi sa>^şçı kadınlar olan "Amazonlar" meme kanst-ri nedenryle göğsii aiınan kadmlann sembotü olacak. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabiüm Dah Başkanı Prof. Dr. Y ıkbz Pekşen. daha ivi ok kullanabilmek için fek göğüslerini kestiren Amazonlaıia, kan$eryiizünden göğsü ahnan kadmlann özdeşleştirebileceğDu ifade etti. (AA) /T"uhafama, ülkemizde alışılmış 'ilericilik'söy- I I lemi, 'hürriyet' söylemidir; Namık Kemal ae, Tevfik Rkret de, onun yok/uğundan yakınır, hasretini söyler; Nâzım Hikmet de! '40 Karanlı- ğı'nda, toplumcu gerçekçi o 'Fedailer Manga- sı' da, aynı 'hürriyet'şarkılannı söylüyordu; neyin ifadesidir bu, mutlakiyet 'istıbdâdı'nın Cumrruri- yet'te de, devam ettiğinin mi; yoksa Solcular'ın, ilericiliğin siyasi olduğu kadar, -hatta ondan çok önce- sosyal ve ekonomik bir kavram olduğunu, bir türlü kavrayarnadığının mı? Halbukı Gâzi Mustafa Kemal Paşa, 'Halkçı- yız' ve 'devletçiyiz' dediğı zaman, 'artti/kapi- talist' olduğumuzu söylemiş oluyordu; 'milli- yetçiyiz' ve 'inkılapçıytz' dediğı zaman ise, 'ann/emperyalist' olduğumuzu! Yoksayurdu- muzda bu olay, formasyonu dahaziyâde 'edebf, -sadece 'edebV- olan çevrelerde yaşandığı için mi, bu mecrâya dökülmüştü? Acaba, bir başka sorun da şu mudur? KUTV kuşağı hâriç, Işçi Sınıfımız; klasik gelişme şema- sına göre 'ilericiliğin öncüsû' olmak gerekirken, ortada görünmez: gorünmeyi akıl edemeyecek ka- dar, dünyadan habersiz midir; yoksa 'bırileri', za- man içinde, onu 'öyfe mi terbiye etmiştir"? Işte önemli bir soru! Evet, 'üreticigüç' usturupla 'za- rarsız hale getirilmiştir' ama, hayret odur ki, ba- ba parasıyla öğretimini sürdüren, -aslında 'tüke- tici'- gençlik, sıraJı sırasızdevrededir. Neçok yan- lış yaptıklannı, kimsenin söylemesine gerek yok, sadece 68 Kuşağı'nın 'dönekbereketi', yâni or- talıktaki 'pişman bolluğu', peynir gemisinin lâfla yürümediğine sağlam kanıt! Işçi Sınm ve Genç- lik, ancak 'ikbsad-ı sryâsi' bilir, ülkemizin du- rumunu ve gelişmelerini o açıdan, -diyalek- tik olarak'- değerfendirebilirse, doğru yolda olurduk. Aksi halde, hayır! On yıldır, belki daha uzun süredir, made in USA biröğrenci kalabalığı ortamındayız; o yüzden umut yokmu? Yanlış! Işçilerin, VlusalDipDalgası'nda- ki, hantaJlığına ve kaytancılığına mukâbil; bu de- fa gençler, 'dersine lyi çalışmış' izlenimı uyandı- nyor; Sinan Demirdağ ın (asıl adı başka) okuya- cağınız e-mail'i (17 Ocak2003)bu dediğimi doğ- ruluyor; onu okurken, Fikret'in ünlü şiirini ('Fer- da') hat/rladım; asıl okuması ve anlaması gere- kenlenn, Türkçeyi ters yüz ettiğimiz için, özdeş- leşipheyecanlanmasına engel o/duğumuz, o ün- lü mısralannı: "...demin / ferdâ senin dedim, beni alkışladın; hayır/ bir şey senin değil, sa- na ferdâ vediâdır / her şey vedâdır sana, ey genç unutma ki, / senden de bir hesap arar, âti-i müşteki!.." İnsan bedenl İçin kanser neyse... "..^rbkiyice ayyûka çıkan, 'kpmpradorbur- juvazi'mizin bayraktarörgütü TÜSlAD'ın (özel- likfeK/bns ve Irak konusundakjAB veABD yan- lı) tutumunun, gerekçelerini sorguladığım sı- rada, bakın ne okudum. Auguste Blanqui'nin Halkın Dostlan Derneği'nde, 2 Şubat 1832'de okuduğu söytevi {'Temmuz Devrimi'nden Bu Yana, Fransa'nın Iç ve Dış Durumu Üzerine Ra- por). Blanqui bu söytevinde diyor ki: "...bununla biıiikte, yıkım günleri hızla yaklaş- makta, Yüksek Meclis (TBMM okuyun) yüksek devlet görevlileri ve öbür memurlar, orta yol ile alay edercesine, V. Henri'nin (Hilâfet ya da Pa- dişahlık okuyun)geridönmesiyolunda, açıktan açığa komplo hazırfamaktadıriar. Bourbon'lann (TUSİAD ve dahi MUSİAD okuyun) büyûk ka- nadını tutan gazeteler, karşı/devrim'e olan öz- lemlerini gizJemiyorlar, tasanlannı da.' Kralcı- lar Paris'te ve taşrada güçlerini bir araya ge- ü'riyorlar, Güne/i örgütiüyor ve bayraklannı övünçle dikiyoriar. Burjuvazi'nin kendilerin- den yana olduğunu, bağıra çağıra söylüyor- lar. Yanılmıyorlar da! Beyaz bayrağı çekmek için (buraya dikkat 1 ) yabancılann bir tek işare- tıni bekliyorlar. Çünkü yabancılar olmazsa, halk onlan ezecektir, biliyoriarbunul Ve bizler biliyo- ruz, çoklyibıliyoıvzezileceklerini, yabanalararağ- men!.. "(A. Blanqui, 'Seçme Yazjlar(Textes Cho- isis), Çev. VedatGünyol, Logos Yaytncılık, 1990, s.44) "...Bu satrtan okuyunca durumun 2003 Tür- kiye'si ile ne kadar da örtüştüğünü gördüm. Krtabı okumaya devam ettikçe, önemli bir saptama daha. Blanqui'nin 1830'da kaleme akltğıbirmetin, 'MevsimbrDemeği'ne KabulFor- mülleri'! 'Kimleraristokrattır bugün ?'diye soru- yor Bfanqui ve hemen yanıtiıyor '...aristokrasi 1830'da ortadan kaldınldı, onunyerıni 'paraaris- tokrasisi' aldı; kendinden önceki kadar, açgöz- lüdür o da!' Aynca 'ödevlerini yerine getirme- den birtakım haklara sahip olanlar, 'şimdikiaris- tokratlargibi', halktan sayılıriarmı?' diyesorduk- tan sonra, yine şöyle yanıtfryor "...Hiçbirza- man sayılmamalıdırlar. İnsan bedeni için kanser neyse, toplumsal beden için aristokratlar odur. Toplumsalbedeninadaletlibirduruma kavuşma- sının ilkkoşulu, aristokrasininyokedilmesıdir..." (a.g.y. sayfa 59 ve 60, vurgular bana art) Câzl'nln o mektubu... "...Okumuşsunuzdur, Aydınlık dergisi 19 Ocak 2003 tarihli sayısında, Mehmet Perin- çek'in eskiSovyetArşivi'ndeki araşbrmalann- dan çıkan bir mektubu yayjmlandı: Atatürkün Lenın'e (Sansürlenen) Mektubu. Bu mektupta Mustafa Kemal, olağanüstü önemli bir konu- ya değiniyor. 4 Aralık 1920'de Lenin'e yazdığı mektupta diyor ki: '...memleketımizı düşman- dan kurtardıktan sonra, kamusal ehemmiyet ta- şıyanbüyükişletmeleri, devleteliyle yönetme ni- yetindeyiz. Böylece (buraya dikkat!) gelecekte büyük kapitalist sınıflann efendiliğinin, ülkede hâkim olmasının önüne geçmiş oluruz. 'Nasıl BJanguı'den alınmış birders mi, dersiniz? Dev- rimci ruh, herzaman aynı veileriyi görüyor. Pe- ki o zaman bu mektup, neden 'sansürlenerek' 26Mayıs 1969 tarihli Akşam Gazetesi'nde ya- yımlanmışb? Cevabını biliyoruz elbette!.." "...Cevabı biliyoruz dedim ya, bakın Blanqui bunu ne güzel izah etmiş. Mumaileyhin, Top- lumsalEleştmsı nden alınmış bu bölümün özel- likte aronı çizmek istiyorum. Diyor ki: '...Mide açlığa dayanamaz. Oysa beyin kolayca alışıraç- lığa. Beyin ne denlı güçsüz düşerse, o denlı aç- lık duyulmaz olur. Aşın besınsizlik, onda, besin- lere karşı doymazlık yenne, bir tiksinti, bir istek- sızlikyaratır Beyin, başına gelen kötülüğû duy- maz, hoşlanırbile ondan ve kendinibırakıvenr bu uyuşukluğun bitkinliğine. Mıdenin açltğı, bede- nin ölmesine yolaçar; beynin açlığıysa, düşün- cenin ölümüne. Artık ortada salthayvanca bırya- şantıyı sürdürmekten hoşlanan akılsız yaratıklar kalır, kalakala. Işte zorbalık, düşünce yetenek/e- rini böyle ustalık/a körleterek bir ulusun tvbça ortadan kalkmasını sağlayabilir ve onu, bir bakı- ma, insanlık dışı edebilir. Bırulus, acısını çektiği kölelikleri, işkence/eri, yoksulluklan, açlıklan. her çeşithoyratlıklan, yıkımlan, acılan unutarak, Ken- disini ezenleribağışlayabi/ır..." (a.g.y. s. 104, N e dersiniz, kalıbını çıkarsanız, bu kadarolur de- ğil mi?.. "...Blanquı'den Mustafa Kemal'e erişenruh ve toplumcu anlayış, ileri görüşlülük gibi nos- yonlar, arbk körelme ve yok olma noktasnda mı? Robespierre'den sonra biz Türk halknın da bir Blanqui'si oiacak mı dersiniz? Yaşadı- ğımız ve bize 1938'den bu yana dayatılmîya çalışılan karşı- devrim (yani Restorasyon) Blanqui'sini mi bekliyor? Ne yazık Fransa nın 1830'lanndayız sanki. 1846'e kaç yılda uteşı- nz dersiniz?.." e-mailrtilahanfr' isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212/260 CEPTENCEBE YANİ, MMS CEPJMAJ GORUNTULUVE GONDERE- SESLİ MESAJ, BİLİRSİNİZ. 444 0 542 www.telsim.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle