Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-f-
Cumhurjyef
İmtiyaz Sahibi: CUMHURfYET VAKFI
adına ÎLHANSELÇUK
Genel Ya'
Yıldtt
avın Yönetmenı: îbrahim
# •fözıışJen Müdürii: Salim
• Sorumlu Müdür Mehmet
Sucu # Haber Merkezi Müdürü;
Hakan Kara
Istıhbarat Cengiz Yıldırım # Ekonomı Öz-
lem Vüzak • Kültiır Egemen Berköz 0 Spor
Abdülkadir Vücelman • Makaleler. Sami Ka-
raören • Diizeltme- Abdullah Yazıcı • Bıl-
gı-Belge Edibe Buğra # Yurt Haberleıv Meh-
mer Faraç # Avrupa Temsılcısı Güray Öz
Yaym Kurulu. Ühan Seiçuk(Baş-
kan), EmreKongar(Danjşman),
Orhan Erinç, Hikmet Çetin-
kaya. Şükran Soner, Jbrahim
Yd'dız, Orhan Bursalı, Musta-
fa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatiırk Bulvan No
125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTei:4195020(7haî), Faks
4195027 • Izmır Temsıkısı Serdar Kızjk, H Zıya Bl\
1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks: 4418745 • Adana
Temsılcısı.Çetin Yiğenoğhı, InönüCd 119 S No:l Katl,
Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
MüesseseMüdürü
Erol Erkut •
Bılgı Işlem: Afamet
Korulsan 0 Sa-
tış Fazilet Kuza
P.M. Ltd. Şti. I
MudürGülbin Erduran • Kcx
Reha Işıfman • Genel Muı
Sevda Çoban • Fmansman '
Çetin Erduran Tel 0212 Sj4
513 84 60-61. FaJo 0212 513 SM
V«)TOİ»>»».-YenıGûn Haber AjansıBasmveVaıiflalıt A Ş. Baskı: SabaJı Vayıncılıl A Ş Tel (0 212) 512 05 05 (20 hal)
Türlcocagı Cad '9 4! Cagaiojlu '4114 Isanbul PK 246 • SıAecj 14435 Istenbul Faks 10 2121 513 «5 95 29 OCAK 2003 îmsak:5 40 Güneş-7.11 Öğle 12.24 Ikındj: 14 59 Akşam: 17.24 Yatsı: 1
kazandırdı
• İSTAJVBÜL(AA)-
Ressam Sema Türkel,
ABD'de düzenlenen ve
MuJtipI Skleroz (MS)
hastalığını konu alan
yanşmada, 45 ülkeden
katılımcılar arasında birinci
seçildi. Türicel, ABD'nin
BaJtimore kentinde merkezi
sinir sistemi hastaiığı olan
MS'yeilişkin
gerçekleştirilen "Living
with MS Art FestivaJ" adJı
etkinlik kapsammda yapılan
yanşmaya 2 bin eserin
katıldığını söyledi. Türk
sanatını dünyada başanyla
temsil etmenin gerçekten
hoş bir duygu olduğunu dile
getiren TürkeJ, Türkiye'yi
temsil etoekten gurur
duyduğunu biJdirdi.
MatmetePin
• ANKARA (AA)-
Ölümünün 22. yıiında
andığımız ünlü şair
özdemirAsaf ın, 1950'li
yıllarda düzenJenen
"edebiyat matinelerinin
yıldızı" olduğu, ancak
kitaplannın sağhğında
ötekı şairlerin
kitaplanndan fazla
satmadığı belirtiliyor. 28
Ocak J981'de Istanbul'da
ölümünden sonra, Hürriyet
gazetesinin eki, "8.
GüıTde (8 Şubat 1981)
çıkan bir yazıda,
"1950 lerde moda olan
edebiyat matinelerinin
renkli kişilerinden biri"
olan özdemir AsaP ın
"yaşayarak okuduğu
şiirleri ve kendine özgü
telaffuzuyia okuyuşu"nun
şiiri ve kendisıni sevdirdiği
anlatılıyor.
Oksijen yarayı
çabukiyiteftipiyor
• ANKARA (AA) - Zor
kapanan yaralann saf
oksijen yardımıyla daha
hızlı ve tamamen
kapandığı tespit edildi.
Pathophysiology
dergisindeki makaleye
göre, Ohio
Universitesi'nde görevli
bilim adamı Chandan Sen
ve ekibi, toplam 56 yarası
olan 30 hasta üzerinde
araştırma yaptı. Yaralann
üzerine her gün 90 dakika
süreyle içinde saf oksijen
olan plastik bir torba
koyan bilim adamlan, bu
tedavi yöntemiyle yaramn
üçte ikisinin tamamen
kapandığını, kalan
kısmının da ameliyatla
kapatıldığını söylediler.
Çevrecilerden uyan: Önlem alınmazsa Istanbul'un doğal peyzajı tamamen silinece]
Haritadaeksik renkyeşıİstanbul HaberSenia - Tarihinde Hun-
lardan Slavlara kadar pek çok millet tara-
findan kuşatılan tstanbul 'un, giinümüzde
de doğal alanlan kuşatma altuıda. Kentin
doğal alanlan üzerindeki en büyük tehdit
hızla artan nürus.
Çe\Teciler, mevcut doğal alanlarm ko-
runması için ortak bir çaba sarf edilmesi
gerektiğine dikkat çekerek "Nüfiıs arüşı
kontrol altina ahnmazsa kentin doğal pey-
zajı haritadan tamamen siünecek ve ya-
şam döngüsündegerekli olan bitki fürieri-
nin nesii tükenecek" dedi.
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin
(DHKD) 1998 yıiında Istanbul'un doğal
mirasını gelecek kuşaklara taşımak ama-
cıyla başlattığı "istanbuTun Doğal Alan-
lan Projea'"nde kentte yetişen 2 bin do-
ğal çiçekli bitki ve eğrelti türünden270'inin
tehlike altındakı endemik tür olduğu be-
lirtiJiyor. DHKD'nin verilerine göre, Istan-
bul'un botanik zenginliğı içinde yer alan
ve aralannda "Aydospejgamberçiçeği,bo-
ğaziçiketeni,Istanbulçiğdemi doğu raz\a-
asaMsarmaşığı,vanmburga/nardalı''nın
da bulunduğu 40 tür bitki yok olmak üze-
re. DHKD'ninprojesine göre Istanbul'da
acil olarakkoruma alnna aluırnası gereken
lOalanşöyle:
• Terfcos ve Kasatura ArasındaM
Ormanlık Alan ve Kıyı şerfdf. Trak-
ya'nın kuzey tepeleri boyunca uzanan
ve denize doğru inen baltalık ormanla-
n, fundalıklan, meralan, sulak alanlan
ve kumullanyla mozaik oluşturuyor.
•A0fldere ve Ağaçlı Kumullan. Ka-
radeniz kıyılannda yüksek altın sansı
kum tepelerinde uluslararası öneme sa-
hip kum incisi, kumul çiviotu ve boğa-
ziçiketeninin en önemli popülasyonlan
burada yaşar.
• Cümii$dere (Kllyos) Kumullan.
Türkiye'nin Karadeniz kıyılanndaki en
zengin ikinci kıyı kumulu olmasına kar-
şın yapılaşma, linyit çıkanlması, tarımsal
kullanıma açma gibi yollarla korunmasız
bıraJalmaktadır.
• İstanbul Boğazı Üstferl. Peyzajı,
kumul tepeleri, sazlıklan, göçmen leylek,
şahin, çaylak ve kartallara uçuşyolu olma-
sı açısından son derece ö'nemlidir.
• Bilyükceionece Gölii. Kışı bu su-
lak alanda geçiren macarördeği, sibir-
yakazı, akdenizmartısı gibi kuşlan bann-
duması açısından uluslararası bir üne
sahipti.
• Küçükçekmece CÖİÜ. Banndırdığı
kuşlarla, Ramsar SÖzleşmesi ölçülerine
uygun uluslararası statüye sahip bir sula-
kalandır. Büyük tehlike altında olan doğu-
razyasının yeryuzünde yetiştiği 6 alandan
biridir.
• Hadımköy ve KemerDursaz Ara-
smdakf Mera ve Fundalıkfar. Bu ala-
nın buyuk bdiümü kentin genışlemesı, ta-
nmsal kullanıma açılması nedenıyle yok
edildi. Bölge, botanik zenginhğinin yanı
sıra geçmışı 300 bin yıl öncesine dayanan
mağaralar nedenıyle de önem taşıyor.
• İstanbul Asya Yakası Tepele
Doğu Avrupa ve Akdenız'de rastlanan ı
son ve en genış fundalıklar buradadır. K
yışdağısoğanı, doğu razyası, Aydos pe;
gamberçiçeğı, istanbul ve Ümranıye çij
demlerinin yeryüzündeki en büyük popi
lasyonJanna rastlamak mümkün.
• Sanffköy ve 5He Arasındakf Kumul
lar ve Ormanlar. Sahıl asperulası, sahi
sarmaşığı, kum incisi ve sahil sığırkuyru
ğu türlerinin uluslararası öneme sahip po-
pülasyonlan burada barınır.
• $He Adalari: Şile girişinde 4 adada
üreyen ve konaklayan tepeli karabataklar,
Karadeniz"deki en yüksek popülasyonu
oluşturur.
ÜnJıi moda evi erkek
byafetlerindeld degişime yaldızfa
renkler ve ön tarafi neredeyse
bele kadar açık, koisuz
tasanmlaria snak uydurdu.
Tulum şeklinde tasarlanan
Jayafette mctaJ baskılı kemer ve
deri eldrvenJer dikkat çckti.
Tasanmlarda pariak kumaşlann
.vanı sıra beyaz da sıkça
kullanıhvor. Kıyafetierde öne
çıkan bir başka unsur ise
yırtmacın etekJerin vanı sıra
üstlerde de kullanılması.
(Fotoğraflar: REUTERS)
Erkek
modası
yumuşadı
Her zaman taJam elbiseyle
gönnm ahşık oldıığumıız
erkekJere bir haller oldu.
Kadmlann pantolon ghmesmi
taskandıidanndan mıdır
biKnmezerkekler de etege
merak saldı. fransa moda
haftasınnı son günii erkeklere
aynlnuşd. Ünlü modacılar ağız
birtiği etmişçesine erkekleri
podyuma birbirinden renkli ve
ilginç kn afetkrii' çıkardı. Jean
Paul Gauftier'in tasanmlannda
etek gnen erkekler öne çıktL
Derin Mrtmaçlaria podyama
çıkan erkekler kadınlara nispet
\aparcasuıa bacak şov yaptL
tutar mı büinmez ama
kadınlann erkek gj>1minde etek
modasından boşlanacağı kesin.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
"...Gençler, 'Ümmîd-f Vatan' SizdedirL "
EME KANSERİ ÎÇÎN TARAMA PROGRAMI BAŞLIYOR
5 yılda 5 bin yaşamİstanbul Haber Servisj-
Kadınlarda en sık görülen meme
kanserine karşı yurt genelınde bir
tarama progranu başlıyor. îzmir,
istanbul, Ankara ve
Diyarbaİar'dab' merkezlerde 5
yılda 5 bin kadın taranacak.
Şubatta başlayacak ve 50 yaşın
üstünde sağlıklı kadmlann
başvurabileceği bazı tarama
merkezleri şöyle: istanbul
Üniversitesı Onkoloji Enstifüsü,
SSK Okmeydanı Hastanesi, Izmir
SSK Tepecik Hastanesi, Ankara
Numune Hastanesi, Diyarbakır
Dicle Üniversitesı. Aventis Meme
Tarama Programf na katılmak
isteyenler aşağıdaki merkezleri
arayabifir: istanbul: IÜ Onkoloji
Enstifüsû- 0212 533 41 00, SSK
Okmeydanı Eğitim Hastanesi -
0212 221 77 77'1195 Ankara:
Ankara Numune Hastanesı-0312
324 24 29 izmir: Izmir SSK
Tepecik Eğitim Hastanesi- 0 232
433 08 10'1745 Diyarbakır:
Diyarbakır Dicle Üniversitesi- 0
412 248
80 01'
4571
KANSERLİ
KADfNLARfN
SEMBOLÜ
AMAZON
OLACAK
Tek göğüslü efsanevi sa>^şçı
kadınlar olan "Amazonlar" meme
kanst-ri nedenryle göğsii aiınan
kadmlann sembotü olacak.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ)
Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabiüm
Dah Başkanı Prof. Dr. Y ıkbz
Pekşen. daha ivi ok kullanabilmek
için fek göğüslerini kestiren
Amazonlaıia, kan$eryiizünden
göğsü ahnan kadmlann özdeşleştirebileceğDu ifade etti. (AA)
/T"uhafama, ülkemizde alışılmış 'ilericilik'söy-
I I lemi, 'hürriyet' söylemidir; Namık Kemal
ae, Tevfik Rkret de, onun yok/uğundan yakınır,
hasretini söyler; Nâzım Hikmet de! '40 Karanlı-
ğı'nda, toplumcu gerçekçi o 'Fedailer Manga-
sı' da, aynı 'hürriyet'şarkılannı söylüyordu; neyin
ifadesidir bu, mutlakiyet 'istıbdâdı'nın Cumrruri-
yet'te de, devam ettiğinin mi; yoksa Solcular'ın,
ilericiliğin siyasi olduğu kadar, -hatta ondan çok
önce- sosyal ve ekonomik bir kavram olduğunu,
bir türlü kavrayarnadığının mı?
Halbukı Gâzi Mustafa Kemal Paşa, 'Halkçı-
yız' ve 'devletçiyiz' dediğı zaman, 'artti/kapi-
talist' olduğumuzu söylemiş oluyordu; 'milli-
yetçiyiz' ve 'inkılapçıytz' dediğı zaman ise,
'ann/emperyalist' olduğumuzu! Yoksayurdu-
muzda bu olay, formasyonu dahaziyâde 'edebf,
-sadece 'edebV- olan çevrelerde yaşandığı için
mi, bu mecrâya dökülmüştü?
Acaba, bir başka sorun da şu mudur? KUTV
kuşağı hâriç, Işçi Sınıfımız; klasik gelişme şema-
sına göre 'ilericiliğin öncüsû' olmak gerekirken,
ortada görünmez: gorünmeyi akıl edemeyecek ka-
dar, dünyadan habersiz midir; yoksa 'bırileri', za-
man içinde, onu 'öyfe mi terbiye etmiştir"? Işte
önemli bir soru! Evet, 'üreticigüç' usturupla 'za-
rarsız hale getirilmiştir' ama, hayret odur ki, ba-
ba parasıyla öğretimini sürdüren, -aslında 'tüke-
tici'- gençlik, sıraJı sırasızdevrededir. Neçok yan-
lış yaptıklannı, kimsenin söylemesine gerek yok,
sadece 68 Kuşağı'nın 'dönekbereketi', yâni or-
talıktaki 'pişman bolluğu', peynir gemisinin lâfla
yürümediğine sağlam kanıt! Işçi Sınm ve Genç-
lik, ancak 'ikbsad-ı sryâsi' bilir, ülkemizin du-
rumunu ve gelişmelerini o açıdan, -diyalek-
tik olarak'- değerfendirebilirse, doğru yolda
olurduk. Aksi halde, hayır!
On yıldır, belki daha uzun süredir, made in USA
biröğrenci kalabalığı ortamındayız; o yüzden umut
yokmu? Yanlış! Işçilerin, VlusalDipDalgası'nda-
ki, hantaJlığına ve kaytancılığına mukâbil; bu de-
fa gençler, 'dersine lyi çalışmış' izlenimı uyandı-
nyor; Sinan Demirdağ ın (asıl adı başka) okuya-
cağınız e-mail'i (17 Ocak2003)bu dediğimi doğ-
ruluyor; onu okurken, Fikret'in ünlü şiirini ('Fer-
da') hat/rladım; asıl okuması ve anlaması gere-
kenlenn, Türkçeyi ters yüz ettiğimiz için, özdeş-
leşipheyecanlanmasına engel o/duğumuz, o ün-
lü mısralannı: "...demin / ferdâ senin dedim,
beni alkışladın; hayır/ bir şey senin değil, sa-
na ferdâ vediâdır / her şey vedâdır sana, ey
genç unutma ki, / senden de bir hesap arar,
âti-i müşteki!.."
İnsan bedenl İçin kanser neyse...
"..^rbkiyice ayyûka çıkan, 'kpmpradorbur-
juvazi'mizin bayraktarörgütü TÜSlAD'ın (özel-
likfeK/bns ve Irak konusundakjAB veABD yan-
lı) tutumunun, gerekçelerini sorguladığım sı-
rada, bakın ne okudum. Auguste Blanqui'nin
Halkın Dostlan Derneği'nde, 2 Şubat 1832'de
okuduğu söytevi {'Temmuz Devrimi'nden Bu
Yana, Fransa'nın Iç ve Dış Durumu Üzerine Ra-
por). Blanqui bu söytevinde diyor ki:
"...bununla biıiikte, yıkım günleri hızla yaklaş-
makta, Yüksek Meclis (TBMM okuyun) yüksek
devlet görevlileri ve öbür memurlar, orta yol ile
alay edercesine, V. Henri'nin (Hilâfet ya da Pa-
dişahlık okuyun)geridönmesiyolunda, açıktan
açığa komplo hazırfamaktadıriar. Bourbon'lann
(TUSİAD ve dahi MUSİAD okuyun) büyûk ka-
nadını tutan gazeteler, karşı/devrim'e olan öz-
lemlerini gizJemiyorlar, tasanlannı da.' Kralcı-
lar Paris'te ve taşrada güçlerini bir araya ge-
ü'riyorlar, Güne/i örgütiüyor ve bayraklannı
övünçle dikiyoriar. Burjuvazi'nin kendilerin-
den yana olduğunu, bağıra çağıra söylüyor-
lar. Yanılmıyorlar da! Beyaz bayrağı çekmek
için (buraya dikkat
1
) yabancılann bir tek işare-
tıni bekliyorlar. Çünkü yabancılar olmazsa, halk
onlan ezecektir, biliyoriarbunul Ve bizler biliyo-
ruz, çoklyibıliyoıvzezileceklerini, yabanalararağ-
men!.. "(A. Blanqui, 'Seçme Yazjlar(Textes Cho-
isis), Çev. VedatGünyol, Logos Yaytncılık, 1990,
s.44)
"...Bu satrtan okuyunca durumun 2003 Tür-
kiye'si ile ne kadar da örtüştüğünü gördüm.
Krtabı okumaya devam ettikçe, önemli bir
saptama daha. Blanqui'nin 1830'da kaleme
akltğıbirmetin, 'MevsimbrDemeği'ne KabulFor-
mülleri'! 'Kimleraristokrattır bugün ?'diye soru-
yor Bfanqui ve hemen yanıtiıyor '...aristokrasi
1830'da ortadan kaldınldı, onunyerıni 'paraaris-
tokrasisi' aldı; kendinden önceki kadar, açgöz-
lüdür o da!' Aynca 'ödevlerini yerine getirme-
den birtakım haklara sahip olanlar, 'şimdikiaris-
tokratlargibi', halktan sayılıriarmı?' diyesorduk-
tan sonra, yine şöyle yanıtfryor "...Hiçbirza-
man sayılmamalıdırlar. İnsan bedeni için kanser
neyse, toplumsal beden için aristokratlar odur.
Toplumsalbedeninadaletlibirduruma kavuşma-
sının ilkkoşulu, aristokrasininyokedilmesıdir..."
(a.g.y. sayfa 59 ve 60, vurgular bana art)
Câzl'nln o mektubu...
"...Okumuşsunuzdur, Aydınlık dergisi 19
Ocak 2003 tarihli sayısında, Mehmet Perin-
çek'in eskiSovyetArşivi'ndeki araşbrmalann-
dan çıkan bir mektubu yayjmlandı: Atatürkün
Lenın'e (Sansürlenen) Mektubu. Bu mektupta
Mustafa Kemal, olağanüstü önemli bir konu-
ya değiniyor. 4 Aralık 1920'de Lenin'e yazdığı
mektupta diyor ki: '...memleketımizı düşman-
dan kurtardıktan sonra, kamusal ehemmiyet ta-
şıyanbüyükişletmeleri, devleteliyle yönetme ni-
yetindeyiz. Böylece (buraya dikkat!) gelecekte
büyük kapitalist sınıflann efendiliğinin, ülkede
hâkim olmasının önüne geçmiş oluruz. 'Nasıl
BJanguı'den alınmış birders mi, dersiniz? Dev-
rimci ruh, herzaman aynı veileriyi görüyor. Pe-
ki o zaman bu mektup, neden 'sansürlenerek'
26Mayıs 1969 tarihli Akşam Gazetesi'nde ya-
yımlanmışb? Cevabını biliyoruz elbette!.."
"...Cevabı biliyoruz dedim ya, bakın Blanqui
bunu ne güzel izah etmiş. Mumaileyhin, Top-
lumsalEleştmsı nden alınmış bu bölümün özel-
likte aronı çizmek istiyorum. Diyor ki: '...Mide
açlığa dayanamaz. Oysa beyin kolayca alışıraç-
lığa. Beyin ne denlı güçsüz düşerse, o denlı aç-
lık duyulmaz olur. Aşın besınsizlik, onda, besin-
lere karşı doymazlık yenne, bir tiksinti, bir istek-
sızlikyaratır Beyin, başına gelen kötülüğû duy-
maz, hoşlanırbile ondan ve kendinibırakıvenr bu
uyuşukluğun bitkinliğine. Mıdenin açltğı, bede-
nin ölmesine yolaçar; beynin açlığıysa, düşün-
cenin ölümüne. Artık ortada salthayvanca bırya-
şantıyı sürdürmekten hoşlanan akılsız yaratıklar
kalır, kalakala. Işte zorbalık, düşünce yetenek/e-
rini böyle ustalık/a körleterek bir ulusun tvbça
ortadan kalkmasını sağlayabilir ve onu, bir bakı-
ma, insanlık dışı edebilir. Bırulus, acısını çektiği
kölelikleri, işkence/eri, yoksulluklan, açlıklan. her
çeşithoyratlıklan, yıkımlan, acılan unutarak, Ken-
disini ezenleribağışlayabi/ır..." (a.g.y. s. 104, N e
dersiniz, kalıbını çıkarsanız, bu kadarolur de-
ğil mi?..
"...Blanquı'den Mustafa Kemal'e erişenruh
ve toplumcu anlayış, ileri görüşlülük gibi nos-
yonlar, arbk körelme ve yok olma noktasnda
mı? Robespierre'den sonra biz Türk halknın
da bir Blanqui'si oiacak mı dersiniz? Yaşadı-
ğımız ve bize 1938'den bu yana dayatılmîya
çalışılan karşı- devrim (yani Restorasyon)
Blanqui'sini mi bekliyor? Ne yazık Fransa nın
1830'lanndayız sanki. 1846'e kaç yılda uteşı-
nz dersiniz?.."
e-mailrtilahanfr' isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212/260
CEPTENCEBE YANİ, MMS CEPJMAJ
GORUNTULUVE GONDERE-
SESLİ MESAJ, BİLİRSİNİZ. 444 0 542 www.telsim.com.tr