Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2003 SALI
HABERLER
Prof. Dr. Meryem Koray, Ortaçağ Avrupası'ndan günümüz modern toplumuna uzanan süreci yazdı
Bir Avrupa tablosu çizmekMİYASEİLKNUR
Türkiye kamuoyu tarafından çok
bilinmese de dahil olmak için
yanıp tutuştuğu ve özellikle son
aylarda gündemden düşmeyen
AB'nin bütün kurum ve
kurallan, geçirdiği evrimler ve
içinde bulunduğu sorunlan
bütünüyle ele alan "Avrupa
Toplum Modeli (Nereden
Nereye)" adlı kitap, Prof. Dr.
Meryem Koraj imzasıyla
yayımlandı. TUSES Yayınlan
tarafından bir süre önce piyasaya
çıkanlan kitabın yazan Yıldız
Üniversitesi öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Meryem Koray, eseri
için her ne kadar "Ortaya çıkan
tabionun modern bir resim
olduğu söylenemez; oisa olsa
• Yıldız Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Meryem
Koray, "Avrupa Toplum Modeli" adlı kitabında AB'nin
geçmişten günümüze nasıl bir dönüşüm yaşadığına, dışa açılma
ile başlayan "kendine dönüş'" ile sonlanan öyküsüne ışık tutuyor.
oldokça gerçeklere sadık
kalmaya çahşan klasik bir tabfo
olabiür; belki biraz da izlenimci
olmaya yönebnektedir. Ve üpkı
her tâbio gibi benim bakış açımı,
benim algüamanu, benim bilgimi
yansıtryor. Sonuçta bu bir
yorum" dese de konuJan nesnel
bir bakış açısıyia ele almış.
Adaylan bilgflendirmek
Ortaçağ Avrupası'ndan günümüz
Avrupa toplum modeline uzanan
yapıyı altı ana başlıkta topiamış.
Kitapta Avrupa tarihi, sosyo-
politik ve sosyo-ekonomik
örgütlenmesi, Avrupa refah
devletinin oluşumu, sosyalizmin
dönüşümü ve liberal geleneğin
oluşması, liberal ve sosyal
sentez, refah devleti modelleri,
Avrupa geleneğinin uzantısı
olarak Avrupa Birliği, AET'den
AB'ye giden tarihsel süreç,
AB'nin kurumlan, AB'nin
derinleşmesinden doğan sorunlar
ve küreselleşme karşısında
AB'nin konumu gibi birçok
konu en ince aynntısına kadar
okuru bilgilendiriyor.
AB'ye aday ülkelerin içine
girmeye çalıştığı topluluk
hakkında kendi kamuoyunu
bilgilendirmek hazırlık sürecinin
en önemli aşamalanndan biridir.
Bu amaçla AB de aday ülkelerin
kendi kamuoyunu
bilgilendirmesi için fonlar
ayırmış. Bu bilgilendirmeyi
yapmayan ve fonlan
kullanmayan tek ülke belki de
Türkiye. AB karşıtı veya yandaşı
olanlann en temel bilgilere dahi
sahip olmadan göriiş belirttikleri
ülkemizde
Prof. Dr. Meryem Koray'ın
kitabı daha bir önem kazanıyor.
Avrupa toplum modeli ve
özellikle AB konusunda her tür
bilginin toplandığı kitabı, AB
karşıtlan ve yandaşlannın bu
konuda yazdığı kitaplardan
ayırmak gerekiyor.
Koray'ın eseriniABkarşrtJveyandaş-
lannın Idtaplarmdan avmnakgerekiyoı:
Yazanmız Cüneyt Arcayürek 28 Şubat sürecinin içyüzünü, devletin zirvesinde yaşanan tartışmalan anlatıyor:
Karadayı'dan Cezayir uyarısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Gazetemiz yazan Cüneyt Arcayü-
rek'in Cumhurbaşkanlığı Başdanış-
manlığı yaptığı dönemdeki anılan-
nı kapsayan "Büyüklere MasaDar-
Küçüklere Gerçekler" dizisinin 9.
kitabı "28 Şubat'a İlk AdınT yayım-
landı. Kitap, bir azınlık hükümeti
serüveninin ardından 24 Aralık 1995
seçimiyle ilgih gelişmeler ve 28 Şu-
bat 1997 kararlanna giden sürecin
başlangıcını devletin tepe noktasın-
daki ilginç aynntılarla yansıtıyor
Dönemin Curnhurbaşkanı Süleyman
Demirerin TSK'yı yatıştumaya ça-
hşan girişimlerine karşın dönemin
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Is-
maflHakkı Karadayı nın "RP, dev-
leti ve heie miOi eğitimi ele geçirirse
burası Cezayirolur. Türkrye'nin Ce-
zayir'edönüşmesine TSK asiairin ver-
meyecek" sözleri ve Fethullahçı ya-
pılanmayla ilgili saptamalar, kitap-
taki ilginç notlar arasuıda yer alıyor.
Arcayürek'in anılannda; erken se-
çimin ardından Curnhurbaşkanı De-
mirel'ın RP hükümetini önleme ça-
balan, Türkiye'yi savaşın eşiğine
getiren Kardak bunalımının perde
arkası, Jaik demokrarik rejimle ilgi-
li kaygılann yoğunlaşması, sıyasi
çekişmelere kurban giden ANAYOL
deneyiminin ardmdan gelen RE-
FAHYOL hükümeti ve 28 Şubat'a gi-
den ilk adımlar, içyüzüyle açıklanı-
yor.
"28 Şubat'a Ük Adım" kitabın-
dan, bazı özet alıntılar şöyle:
Süleyman Demirel (SD): (18 Ara-
lık 1995) Bugün Genelkurmay Baş-
kanı ile konuştum. Onlar (TSK) kay-
gıh. Karadayı Paşa "Size inanıyo-
ruz, ama" diyor. Ben de ona: "Ku-
rallar işleyecek, merak etmeyin'' de-
dim. Genelkurmay Başkanı, "Dışar-
dan tazyik gefiyor, içerde de alttan.
Faks, telefon, mektup" dedi.
Bana (Orgeneral Karadayı) "Si-
yasefin dışmdayız. Soğukkanhhkla
izJryoruz" dedı. Ancak faks, telefon,
mektup....
tçerden de tahrik edenler var. Ha-
va Kuvvetleri Komutanı Çörekçi.
Durmadan söylüyordur. Asıl Ikinci
Başkan ÇevikBir. Asıl o... Bir de bir
başka orgeneral daha var. Üçü. Ama
bir şey olmaz!
SD: (23 Arahk 1995-Seçünden
bir gün önce)
Karadayı ile terör ve terör olayla-
nnı konuştuktan sonra ben açtım.
"Seçimin sonuçlannı soğukkanhhk-
la karşuamak Jazım. Bir defa hiçbir
parti tek başına iktidara gelemiyor.
Kim nasıl gelecek ve nasıl bir taUo
çıkacak, bilmiyoruz. Ancak her şey
kurallan içinde yüriiyecek" dedim.
Karadayı, "Size itimadımız var.
Ancak Refah Partisi, devleti ve hele
mifli eğitimi ele geçirirse burası Ce-
zayirolur. Türkiye'nin Cezayir'e dö-
nüşmesneTSKasbizm>ermeyecek"
dedi. "Bizim için diğer bir konu ül-
kenin bölünmezüğidir. Biz olaylann
dışmdayız. Yabuzsokaktan bizedur-
madan baskı getiyor" dedi.
'Orduva oüvenemlvoruz'
SD: (5 Ocak 1996) Son konuş-
mamızda Genelkurmay Başkanı Ka-
radayı 'ya, "Paşa bu devleti işletece-
ğiz. Bu rejimi demokrasiyi hep bir-
Kktemuhafazaedeceğiz" dedım. O
da bana; "Bize güveniniz" dedi.
Şimdi şunu dinle: Osmanlı döne-
minde 127 sadrazam idam edilmiş-
tir.
Sadrazam idam etmeyen tek padi-
şah Abdülhamid!
B üyüklere Masallar-Küçüklere
Gerçekler' dizisinin 9. kitabı, '29 Şubat 'a
tlkAdım', Arcayürek'in
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı
yaptığı dönemdeki anılarım kapsıyor.
Kitapta, dönemin Curnhurbaşkanı
Demirel'in TSK'yiyatıştırmaya çahşan
girişimlerine karşın, Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Karadayı 'nın Refah
Partisi ile ilgili kaygılarına yer veriliyor.
Kitapta yer alan ilginç diyaloglardan
birinde Demirel, Başbakan Tansu Çiller
için, "Bu hükümetin tek görevi, bu kadını
Yüce Divan 'a vermek olmalı" diyor.
tek veren, hükümet olmasını sağla-
yan partinin omuzlannda olur.
SD: (Sözümü kesti, birden, adeta
bağırdı) Cehennemlik olur, cehen-
nemlik!
(REFAHYOL'un kurulmasının ar-
dından.)
SD: Bak dinle: Bu adam (Erbakan)
Başbakan oh-nadı. Onu biri Başba-
kan yaptı.
CA: Çfller?
SD: Tabii. Bugüne kadar RP'nüı
körü bir parti olduğunu anlattı. Içte
ve dışta. Şimdi bu partinin ve Erba-
kan'ın iyi olduğunu anlatacak ve bu-
na inananlar kavattır kavat! İçerde ve
dışarda inananlar.
Ben Necmettin Erbakan'ı iyi ta-
nırun. tlkesi yoktur. Tipik bir adam-
dır. Ikisi de (Çiller'le Erbakan) her
şeye razıdırlar. Erbakan tek renkli-
dir. Öteki (Çiller) denizkızı gibi.
Üstü kadın, altında kocası. Çifttir,
çift!
"28 Şubat'a İDc AdınT kitabında,
uluslararası konulardaki ikilemler
ile iç siyasetteki çatışmalarla ilgili
perde arkası gelişmeler de yer alıyor.
Bu konularla ilgili bazı özet alıntı-
lar da şöyle:
Venyor mührü, sonra "Beraber
çahşanuyoruz" diye geri alıp, başka-
suıa veriyor.
Abdülhamid'in Said Paşa adında
bir sadrazamı var. Kanlıca'da bağlık-
lan. Üzümünü satarmış. (Gülüyor
Demirel.) Bir gün gelmiş, orduda
hareketler var. Istifasuu vermiş. Ha-
mid, "Niçin istifa ediyorsun? Onla-
nn(askerlerin)sanagüvenivar" de-
miş.
Said Paşa, Hamid'e cevap vermiş:
"Ama benim onlara yok!"
Cüneyt Arcayürek (CA): Siz de
güvenemiyorsunuz?
SD: (Gülerek) Güvenemiyoruz,
ondan!
SD: (24 Ocak) Bugün Genelkur-
may Başkanı Karadayı buradaydı.
Sordum, "Nediyorsunuzsiyasivazi-
yete?"
Bana "RP orduya cengel attT de-
di. Ben de ona "Aman alüıuzı boza-
cak bir hareket vapmayın" dedim.
Erbakanla hükümet kuran
cehennemlik'
SD: Ben Erbakan'ı bilirim. Onun
boyasınuı altında ne var, ben bili-
rim. Benim kadar kimse bu adamı
tanıyamaz. Ta üniversiteden beri.
Bu adamı (Erbakan'ı) benden baş-
ka kimse tutamaz.
Bununla (Erbakan'la) biz sonun-
da mutlaka kavga edeceğiz.
Ben burada olmasaydım, bu adam
neler yapar, ne kabinelergetirirdi. Bu
adam mayın tarlası.
CA: Bu adam (Erbakan) iktidar ol-
mak için Ortodoks bile olur.
SD: Hükümet olmak için Yahudi-
lerin başına taktıklan o takkeyi bile
takar.
CA: Sorumluluk RP'den çok, des-
'Diyalogların öne çıkarılması, olayı vurgulamak için'
Döneme 'çarpıcı' bir bakış
-Özetini verdiğiniz "28 Şubat'a İlk Adım" adh
ldtabmızdan yapılan çarpıcı ahnülan içeren
özetlerde, asfanda kitaptaki Idmi diyaloglarnı öne
çıkarılması, iç ve dış potitikada şimdiye kadar
bilinmeyenlerin, özeDflde 28 Şubat gibi yakm
tarihimize damgasmı vuran olaym açıklanmamış
yönlerinin göz ardı edümesüıe yol açmıyor mu?
ARCAYÜREK: Evet! Çarpıcı kimi sözleri
aceleyle aktarmak 600 sayfalık kitabı özetlemek
anlamma gelmez herhalde.
Üstelik, kimi siyasetçilerle ilgili kimi
tanımlamalar, olaylann akışı içinde, olayı
vurgulamak amacıyla söyleniyor. Kuşkusuz; olayı
tarif ederken kişiyi küçültücü bir amaç da
taşımıyor. Ne sözlerde ne de özetlerde
başka bir amaç aramak yanlış.
Baştan sona okunduğunda görülecek ki; "28
Şubat'a Ük Adım" adlı kitap, o günlerin Çankaya-
Hükümet-TSK-RP arasındaki bilinmeyen çok
ilginç gelişmeleri, siyasal çatışmalan aynntılanyla
aktanyor. "Çarpıcı'' diye tanımladığınız
diyaloglar geri planda kalıyor.
Kimi sözleri öne çıkarmak herhalde gazeteciliğin
çarpıcı haber verme dürtüsünden kaynaklanıyor.
'Kuzeyde bo$ludu Sad-
dam'a terclh ederlm'
SD: Şimdi Kuzey Irak'ta boşluk
var. Boşluk kalkarsa oralan PKK'nin
eline geçer. Saddam da gelir orala-
ra... h-ak'ın toprak bütünlüğunü is-
tiyoruz ya. Saddam da PKK'yi Tür-
kiye'nin içine sürer.
Saddam tam bir Türk düşmanıdır.
Türkiye'nin Körfez bunalımında ta-
kındığı tavn asla sindirememiştir.
Akbulut gibi Bağdat'a; Saddam ona
"Siz kimsiniz? ABD isterse 5 daki-
kada sizi siler" dedi.
Ben Saddam yerine Kuzey h-ak'ta
boşluğu tercih ederim. Kuzey h^k'ta
Çekiç Güç Kürt devletinin kurul-
masına yardım ediyormuş. Çekiç
Güç oknasa da... Kontra giderseniz
adamlarla, yine kurarlar, kurdurur-
lar Kürt devletini.
Örtülü ödenek ve
Yüce Dlvan
SD: Bu hükümetin tek görevi ol-
malı. Bu kadını Yüce Divan'a ver-
mek.
Ben Başbakan'a "örtülü ödene-
ğin kullanılacağı yerier beOi, Genel-
kurmay, Dışişleri, VltT» Bak baka-
hm buralara verikli mi" dedim.
Bunun üzerine Yılmaz, araştırma-
yı başlattı ve Genelkurmay'a, içiş-
lerine ve dışişlerine sordu. Hattajan-
darmaya. Onlar bu tarihler arasuıda
13 Şubat 5 Mart 1996 arasuıda ör-
tülü ödenekten para ahnadıklannı
bildirdiler. Geldi bana anlattı. Son-
ra Özer, MİT'e telefon etti. Müste-
şarla değil, muavini ile konuştu. "Siz
nasıl olur da Başbakan'a böyle bilgi
verirsHÜz" diye çıkıştı.
'Özer çiller İn MİT skandall
SD: MİT Müsteşan temmuzdan
beri Çfller'i göremediğini söyledi. Bi-
rini tefrik etmiş. Bu adam konuta
gidiyor ve Özer Çiller'e bilgi veri-
yormuş.
CA: Ama bu bir skandal!
SD: MİT ne yapsın? Başbakan bu
işte!
CA: MİT için söylemiyorum. Ama
MÎT'in bilgileri, gayri resmi, sorum-
suz birine, Başbakan'ın kocasına
vermesı tam bir devlet skandalı!
SALI
ORHAN BURSALI
Tırtına Oncesi'
Rekin Teksoy "Sinema ve Edebiyat" kuşağın-
da önceki gece (TRT-2) VVinston Churchill'in anı-
lanndan çekilen Fırtına Öncesi filmini gösterdi. Fil-
min gerçi derinliği yoktu, tamamen Churchill'in
çevresinde dönüyordu; ama en yüzeysel konu bi-
le Ingiliz yönetmenlerin elinde seyredilebilir hale
nasıl da geliyor!
Ikinci Dünya Savaşı öncesi Churchill, Hitler'in yıl-
lardır çaldığı savaş tamtamlarının sesini duyan
adamdı. Ingiliz hükümeti ise hâlâ AJmanlara uçak
motorlan satarak ticarst yapmanın peşindeydi. Hrt-
ler Polonya'ya saldıracak, Churchill de Başbakan
olacaktı.
Ve Ikinci Dünya Savaşı'nın galibi...
Acaba Üçüncü Dünya Savaşı artık olmaz mı?
ABD, Bush'un yayılma stratejileriyle, gelecek
için "pozisyon önceleme" savaşlanyla, neredeyse
bütün petrollerin musluklarını ele geçirme küresel
politikalanyla, orta ve uzun vadede daha büyük
savaşlan, kısaca Üçüncü Dünya Savaşı'nı tohum-
lamıyor mu?
Avrupa ile ABD arasında "dostluk ve işbiıiiği" iliş-
kileri, giderek ekonomik ve politik anlaşmazlıklar-
la örülmeye başlandı.
ABD'nin dünya egemenliği ve petrolü denetle-
me politikalan, Batı'nın ve Doğu'nun ekonomik çı-
karlannı ne derece zedeleyeceğiyle yakından iliş-
kili bir sorudur, Üçüncü Dünya Savaşı koşullan.
Bu, ABD'nin "Dünya egemenliği" politikalarının
boyutuna ve derinliğine de bağlıdır.
• * •
AmaABD devi, belki de böyle birsavaşa bile ge-
rek kalmadan, uzayda patlayan yıldızlar gibi, so-
nuçta kendi içine çökebilir...
ABD, silah teknolojilerindeki üstünlüğüne hayran-
dır!
Gerçekten de bugünkü koşullarda, bu üstünlük-
le boy ölçüşecek ülke veya ülkeler yoktur.
Dünya egemenliğini, ABD hem de mutlaklıkla
özdeşleştiriyor; böyle bir egemenlik, çok büyük
askeri harcamalar ister. ABD egemenliğin bu ge-
reğini yerine getirmekten de şımdilik kaçınmıyor. Tek
başına, neredeyse dünya kadar askeri harcama
yapıyor: 357 milyar Euro (AB'nin toplamı 179 mil-
yar).
Amerikalı bilimciler ise ABD'nin, askeri-sanayi
kompleksine verdiği bu tartışılmaz öncelik yüzün-
den, ülke sanayiinin giderek zayıfladığını, her tür-
lü altyapının ise yenilenemediğini belirtiyoriar. Ya-
ni içte alarm zilleri çoktan çalıyor.
379 milyar Euro'luk savunma-savaş harcamala-
n ve kendi savaş güçlerine olan hayranlığı, ABD'nin
en zayıf yönü.
VVashington George-Tovvn Üniversitesi öğretim
üyesi, siyasetbilimcı Chaıies Kupchen, "Bush,
askerigüçle dünyada her şeye erişilebileceğine iliş-
kin sonsuz birgüven duygusu içinde.. ebedi ola-
rak tek süper güç kalacağına inanıyor" diyor.
Bütün güçlü imparatorluklar da aynı güveni his-
setmişlerdi.
Askeri güce tapmak ve durmadan bu güce ya-
tınm, belki de bir Üçüncü Dünya Savaşı'na bile ge-
rek kalmadan, ABD'nin çöküşünü getirebilir.
Dünyada giderek çoğalan askeri üslerini ayakta
tutabilmek, giderek daha zor hale gelecektir ABD
için. Amerikalı saygın iktisatçı Paul Krugman, Irak
savaşından sonra ABD'nin sürekli orada asker tut-
masının, ABD'ye pahalıya mal olacağına ışaret edi-
yor.
Dünya egemenliğini ayakta tutmaya çalışmanın
bedelini Amerikan ekonomisinin uzun vadede öde-
yebilmesi çok zordur.
• • •
ABD'nin uluslararası anlaşmalan, BM'in kararia-
nnı hiçe sayarak tek başına ve keyfi eylemleri, bü-
tün dünyada güvensizliği arttıracak, Beyaz Sa-
ray'ın ileri sürdüğünün tersine, banşa değil sava-
şa ve silahlanmalara yol açacaktır.
Kore, örneğin Uluslararası Atom Enerjisi Örgü-
tü'nden aynldığını açıkladı. Uzmanlar, Kore'nin yıl-
da 55 atom bombası yapabilecek bir potansiyele
sahip olduğuna işaret ediyoriar.
Aynca, ABD'nin, işgal edeceğı Irak'taki petroller-
le ilgili tasarrufu de merak konusudur. 113 milyar
varillik rezerviyle Suudi Arabistan'dan sonra gelen
Irak petrollerini, nasıl yönetecektir Bush?
"Önleyici darbe" politikası, sakın petrollerin de,
en azından savaş masraflannın tazmın edilmesi
bahanesiyie, doğrudan ABD'ye akıtılmasını öngör-
mesin?
Siyasetbilimci Kupchnen'in dediği gibi, Bush,
"ABD'nin korsan bir dev olduğu imajı"n\, dünyada
yeniden parlatacak adımları hiç çekinmeden atıyor.
Gelecek her bakımdan zor.
Hele Türkiye için, zorun da zoru..
obursali@cumhuriyet.com.tr.
Çoğdoj lurinv nut Gelecei Güvotcesı
ÇAĞDAŞ YAŞAMIDESTEKLEME DERNEĞ1
ANKARA ŞITBESİ
GE.NEL KURUL Dll'URUSU
2112 2002 tanhlı Geırel Vferkez Gencl Kuıulu'nda yapılan tüzük degışıUıgı ger^m-
ce Çağdış Yaşamj Dötekleme Demeğ; Ankara Şubesı'om 8 Olagan Gend Kuıul Top-
lannsı, 15O22O03Ciinaıtesıgiinüsaa! 1400'teTûria>eOtroancılarDeraef'Salonu'nda
(Tuna Ca4 \o 5 Yenısahneüaü Yenışeto ^nkara I japjlacaictır Vasada öngörâloı ço-
ğunJuk saglaoamazsa ıkma loplantı, 22 02 200^ Cumartesı gûnû aviu >er \e saane j-apı-
Eacaktıı Cyelenmızıi] toplaatya kadlmahnnı nca edenz
ÇAĞDAŞ \ AŞAMI DESTEKLEME DERMCt
VMCARA ŞÜBESİV ÖNETİM KlTllTl
1 Açılış koDuşması ve Gcncl Kurul'un loplantı ile karaı >e(er sayılanmn açıkhnması
2 Savp dunışu.
3 Gorel Kunıl Başlanlıl Dıvanı ıçuı bu başkan. bır başlan yardtmcisı, bff sekraer \ e
bıroy topiavicınm açıi o> ia seçılmesı.
4 'Vöoe6m Kunılu nun 1 Ekım 2002 -11 Ocak 2003 tarihler arası çalışma dönemıne
ılı^kın 6alı\ et raponınun okunması. göriişülraesı ve oylamnası.
5 Yönetım Kunjlu'nun I Elüm 2002 - 31 Aralık 2002 tanhler arası çalışma döofimiDe
ılışkınhssaplanılebılançove^elır-gıderçızelgelenmDokııjııiBsı görâ^ülmesı ıeo)lan-
ması.
6 Denetım Kunıhı'nun 1 Ekıtn 2002 - 31 Ocak 2003 tanhlen arası çalışım dörjamne
ıh^kınraporununohınması, göriişülmesı \e o; lanmasu
^ \ önetım Kuruhı öyelennın aklanması.
S $ıAcmi2!iiOIOI2003-31 12 2003 tanhlen arası çalışma dönnnmeaıt Ohmınıbût-
çesı ujgulama )öoetmelıgı ile tahmını gelır \e gıder çızelgelenniE görûşûlmesı \e oy-
lanması.
9 YötKtun Kurala. Deaedeme Kunılu \ e Omır Kurulu ûyelen ile Geoel Metkez dele-
gelennııı ieçımlemuıı >"apılması.
10 Dılek\e8nenler