22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2003 SALI HABERLER Prof. Dr. Meryem Koray, Ortaçağ Avrupası'ndan günümüz modern toplumuna uzanan süreci yazdı Bir Avrupa tablosu çizmekMİYASEİLKNUR Türkiye kamuoyu tarafından çok bilinmese de dahil olmak için yanıp tutuştuğu ve özellikle son aylarda gündemden düşmeyen AB'nin bütün kurum ve kurallan, geçirdiği evrimler ve içinde bulunduğu sorunlan bütünüyle ele alan "Avrupa Toplum Modeli (Nereden Nereye)" adlı kitap, Prof. Dr. Meryem Koraj imzasıyla yayımlandı. TUSES Yayınlan tarafından bir süre önce piyasaya çıkanlan kitabın yazan Yıldız Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Meryem Koray, eseri için her ne kadar "Ortaya çıkan tabionun modern bir resim olduğu söylenemez; oisa olsa • Yıldız Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Meryem Koray, "Avrupa Toplum Modeli" adlı kitabında AB'nin geçmişten günümüze nasıl bir dönüşüm yaşadığına, dışa açılma ile başlayan "kendine dönüş'" ile sonlanan öyküsüne ışık tutuyor. oldokça gerçeklere sadık kalmaya çahşan klasik bir tabfo olabiür; belki biraz da izlenimci olmaya yönebnektedir. Ve üpkı her tâbio gibi benim bakış açımı, benim algüamanu, benim bilgimi yansıtryor. Sonuçta bu bir yorum" dese de konuJan nesnel bir bakış açısıyia ele almış. Adaylan bilgflendirmek Ortaçağ Avrupası'ndan günümüz Avrupa toplum modeline uzanan yapıyı altı ana başlıkta topiamış. Kitapta Avrupa tarihi, sosyo- politik ve sosyo-ekonomik örgütlenmesi, Avrupa refah devletinin oluşumu, sosyalizmin dönüşümü ve liberal geleneğin oluşması, liberal ve sosyal sentez, refah devleti modelleri, Avrupa geleneğinin uzantısı olarak Avrupa Birliği, AET'den AB'ye giden tarihsel süreç, AB'nin kurumlan, AB'nin derinleşmesinden doğan sorunlar ve küreselleşme karşısında AB'nin konumu gibi birçok konu en ince aynntısına kadar okuru bilgilendiriyor. AB'ye aday ülkelerin içine girmeye çalıştığı topluluk hakkında kendi kamuoyunu bilgilendirmek hazırlık sürecinin en önemli aşamalanndan biridir. Bu amaçla AB de aday ülkelerin kendi kamuoyunu bilgilendirmesi için fonlar ayırmış. Bu bilgilendirmeyi yapmayan ve fonlan kullanmayan tek ülke belki de Türkiye. AB karşıtı veya yandaşı olanlann en temel bilgilere dahi sahip olmadan göriiş belirttikleri ülkemizde Prof. Dr. Meryem Koray'ın kitabı daha bir önem kazanıyor. Avrupa toplum modeli ve özellikle AB konusunda her tür bilginin toplandığı kitabı, AB karşıtlan ve yandaşlannın bu konuda yazdığı kitaplardan ayırmak gerekiyor. Koray'ın eseriniABkarşrtJveyandaş- lannın Idtaplarmdan avmnakgerekiyoı: Yazanmız Cüneyt Arcayürek 28 Şubat sürecinin içyüzünü, devletin zirvesinde yaşanan tartışmalan anlatıyor: Karadayı'dan Cezayir uyarısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Cüneyt Arcayü- rek'in Cumhurbaşkanlığı Başdanış- manlığı yaptığı dönemdeki anılan- nı kapsayan "Büyüklere MasaDar- Küçüklere Gerçekler" dizisinin 9. kitabı "28 Şubat'a İlk AdınT yayım- landı. Kitap, bir azınlık hükümeti serüveninin ardından 24 Aralık 1995 seçimiyle ilgih gelişmeler ve 28 Şu- bat 1997 kararlanna giden sürecin başlangıcını devletin tepe noktasın- daki ilginç aynntılarla yansıtıyor Dönemin Curnhurbaşkanı Süleyman Demirerin TSK'yı yatıştumaya ça- hşan girişimlerine karşın dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Is- maflHakkı Karadayı nın "RP, dev- leti ve heie miOi eğitimi ele geçirirse burası Cezayirolur. Türkrye'nin Ce- zayir'edönüşmesine TSK asiairin ver- meyecek" sözleri ve Fethullahçı ya- pılanmayla ilgili saptamalar, kitap- taki ilginç notlar arasuıda yer alıyor. Arcayürek'in anılannda; erken se- çimin ardından Curnhurbaşkanı De- mirel'ın RP hükümetini önleme ça- balan, Türkiye'yi savaşın eşiğine getiren Kardak bunalımının perde arkası, Jaik demokrarik rejimle ilgi- li kaygılann yoğunlaşması, sıyasi çekişmelere kurban giden ANAYOL deneyiminin ardmdan gelen RE- FAHYOL hükümeti ve 28 Şubat'a gi- den ilk adımlar, içyüzüyle açıklanı- yor. "28 Şubat'a Ük Adım" kitabın- dan, bazı özet alıntılar şöyle: Süleyman Demirel (SD): (18 Ara- lık 1995) Bugün Genelkurmay Baş- kanı ile konuştum. Onlar (TSK) kay- gıh. Karadayı Paşa "Size inanıyo- ruz, ama" diyor. Ben de ona: "Ku- rallar işleyecek, merak etmeyin'' de- dim. Genelkurmay Başkanı, "Dışar- dan tazyik gefiyor, içerde de alttan. Faks, telefon, mektup" dedi. Bana (Orgeneral Karadayı) "Si- yasefin dışmdayız. Soğukkanhhkla izJryoruz" dedı. Ancak faks, telefon, mektup.... tçerden de tahrik edenler var. Ha- va Kuvvetleri Komutanı Çörekçi. Durmadan söylüyordur. Asıl Ikinci Başkan ÇevikBir. Asıl o... Bir de bir başka orgeneral daha var. Üçü. Ama bir şey olmaz! SD: (23 Arahk 1995-Seçünden bir gün önce) Karadayı ile terör ve terör olayla- nnı konuştuktan sonra ben açtım. "Seçimin sonuçlannı soğukkanhhk- la karşuamak Jazım. Bir defa hiçbir parti tek başına iktidara gelemiyor. Kim nasıl gelecek ve nasıl bir taUo çıkacak, bilmiyoruz. Ancak her şey kurallan içinde yüriiyecek" dedim. Karadayı, "Size itimadımız var. Ancak Refah Partisi, devleti ve hele mifli eğitimi ele geçirirse burası Ce- zayirolur. Türkiye'nin Cezayir'e dö- nüşmesneTSKasbizm>ermeyecek" dedi. "Bizim için diğer bir konu ül- kenin bölünmezüğidir. Biz olaylann dışmdayız. Yabuzsokaktan bizedur- madan baskı getiyor" dedi. 'Orduva oüvenemlvoruz' SD: (5 Ocak 1996) Son konuş- mamızda Genelkurmay Başkanı Ka- radayı 'ya, "Paşa bu devleti işletece- ğiz. Bu rejimi demokrasiyi hep bir- Kktemuhafazaedeceğiz" dedım. O da bana; "Bize güveniniz" dedi. Şimdi şunu dinle: Osmanlı döne- minde 127 sadrazam idam edilmiş- tir. Sadrazam idam etmeyen tek padi- şah Abdülhamid! B üyüklere Masallar-Küçüklere Gerçekler' dizisinin 9. kitabı, '29 Şubat 'a tlkAdım', Arcayürek'in Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı yaptığı dönemdeki anılarım kapsıyor. Kitapta, dönemin Curnhurbaşkanı Demirel'in TSK'yiyatıştırmaya çahşan girişimlerine karşın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karadayı 'nın Refah Partisi ile ilgili kaygılarına yer veriliyor. Kitapta yer alan ilginç diyaloglardan birinde Demirel, Başbakan Tansu Çiller için, "Bu hükümetin tek görevi, bu kadını Yüce Divan 'a vermek olmalı" diyor. tek veren, hükümet olmasını sağla- yan partinin omuzlannda olur. SD: (Sözümü kesti, birden, adeta bağırdı) Cehennemlik olur, cehen- nemlik! (REFAHYOL'un kurulmasının ar- dından.) SD: Bak dinle: Bu adam (Erbakan) Başbakan oh-nadı. Onu biri Başba- kan yaptı. CA: Çfller? SD: Tabii. Bugüne kadar RP'nüı körü bir parti olduğunu anlattı. Içte ve dışta. Şimdi bu partinin ve Erba- kan'ın iyi olduğunu anlatacak ve bu- na inananlar kavattır kavat! İçerde ve dışarda inananlar. Ben Necmettin Erbakan'ı iyi ta- nırun. tlkesi yoktur. Tipik bir adam- dır. Ikisi de (Çiller'le Erbakan) her şeye razıdırlar. Erbakan tek renkli- dir. Öteki (Çiller) denizkızı gibi. Üstü kadın, altında kocası. Çifttir, çift! "28 Şubat'a İDc AdınT kitabında, uluslararası konulardaki ikilemler ile iç siyasetteki çatışmalarla ilgili perde arkası gelişmeler de yer alıyor. Bu konularla ilgili bazı özet alıntı- lar da şöyle: Venyor mührü, sonra "Beraber çahşanuyoruz" diye geri alıp, başka- suıa veriyor. Abdülhamid'in Said Paşa adında bir sadrazamı var. Kanlıca'da bağlık- lan. Üzümünü satarmış. (Gülüyor Demirel.) Bir gün gelmiş, orduda hareketler var. Istifasuu vermiş. Ha- mid, "Niçin istifa ediyorsun? Onla- nn(askerlerin)sanagüvenivar" de- miş. Said Paşa, Hamid'e cevap vermiş: "Ama benim onlara yok!" Cüneyt Arcayürek (CA): Siz de güvenemiyorsunuz? SD: (Gülerek) Güvenemiyoruz, ondan! SD: (24 Ocak) Bugün Genelkur- may Başkanı Karadayı buradaydı. Sordum, "Nediyorsunuzsiyasivazi- yete?" Bana "RP orduya cengel attT de- di. Ben de ona "Aman alüıuzı boza- cak bir hareket vapmayın" dedim. Erbakanla hükümet kuran cehennemlik' SD: Ben Erbakan'ı bilirim. Onun boyasınuı altında ne var, ben bili- rim. Benim kadar kimse bu adamı tanıyamaz. Ta üniversiteden beri. Bu adamı (Erbakan'ı) benden baş- ka kimse tutamaz. Bununla (Erbakan'la) biz sonun- da mutlaka kavga edeceğiz. Ben burada olmasaydım, bu adam neler yapar, ne kabinelergetirirdi. Bu adam mayın tarlası. CA: Bu adam (Erbakan) iktidar ol- mak için Ortodoks bile olur. SD: Hükümet olmak için Yahudi- lerin başına taktıklan o takkeyi bile takar. CA: Sorumluluk RP'den çok, des- 'Diyalogların öne çıkarılması, olayı vurgulamak için' Döneme 'çarpıcı' bir bakış -Özetini verdiğiniz "28 Şubat'a İlk Adım" adh ldtabmızdan yapılan çarpıcı ahnülan içeren özetlerde, asfanda kitaptaki Idmi diyaloglarnı öne çıkarılması, iç ve dış potitikada şimdiye kadar bilinmeyenlerin, özeDflde 28 Şubat gibi yakm tarihimize damgasmı vuran olaym açıklanmamış yönlerinin göz ardı edümesüıe yol açmıyor mu? ARCAYÜREK: Evet! Çarpıcı kimi sözleri aceleyle aktarmak 600 sayfalık kitabı özetlemek anlamma gelmez herhalde. Üstelik, kimi siyasetçilerle ilgili kimi tanımlamalar, olaylann akışı içinde, olayı vurgulamak amacıyla söyleniyor. Kuşkusuz; olayı tarif ederken kişiyi küçültücü bir amaç da taşımıyor. Ne sözlerde ne de özetlerde başka bir amaç aramak yanlış. Baştan sona okunduğunda görülecek ki; "28 Şubat'a Ük Adım" adlı kitap, o günlerin Çankaya- Hükümet-TSK-RP arasındaki bilinmeyen çok ilginç gelişmeleri, siyasal çatışmalan aynntılanyla aktanyor. "Çarpıcı'' diye tanımladığınız diyaloglar geri planda kalıyor. Kimi sözleri öne çıkarmak herhalde gazeteciliğin çarpıcı haber verme dürtüsünden kaynaklanıyor. 'Kuzeyde bo$ludu Sad- dam'a terclh ederlm' SD: Şimdi Kuzey Irak'ta boşluk var. Boşluk kalkarsa oralan PKK'nin eline geçer. Saddam da gelir orala- ra... h-ak'ın toprak bütünlüğunü is- tiyoruz ya. Saddam da PKK'yi Tür- kiye'nin içine sürer. Saddam tam bir Türk düşmanıdır. Türkiye'nin Körfez bunalımında ta- kındığı tavn asla sindirememiştir. Akbulut gibi Bağdat'a; Saddam ona "Siz kimsiniz? ABD isterse 5 daki- kada sizi siler" dedi. Ben Saddam yerine Kuzey h-ak'ta boşluğu tercih ederim. Kuzey h^k'ta Çekiç Güç Kürt devletinin kurul- masına yardım ediyormuş. Çekiç Güç oknasa da... Kontra giderseniz adamlarla, yine kurarlar, kurdurur- lar Kürt devletini. Örtülü ödenek ve Yüce Dlvan SD: Bu hükümetin tek görevi ol- malı. Bu kadını Yüce Divan'a ver- mek. Ben Başbakan'a "örtülü ödene- ğin kullanılacağı yerier beOi, Genel- kurmay, Dışişleri, VltT» Bak baka- hm buralara verikli mi" dedim. Bunun üzerine Yılmaz, araştırma- yı başlattı ve Genelkurmay'a, içiş- lerine ve dışişlerine sordu. Hattajan- darmaya. Onlar bu tarihler arasuıda 13 Şubat 5 Mart 1996 arasuıda ör- tülü ödenekten para ahnadıklannı bildirdiler. Geldi bana anlattı. Son- ra Özer, MİT'e telefon etti. Müste- şarla değil, muavini ile konuştu. "Siz nasıl olur da Başbakan'a böyle bilgi verirsHÜz" diye çıkıştı. 'Özer çiller İn MİT skandall SD: MİT Müsteşan temmuzdan beri Çfller'i göremediğini söyledi. Bi- rini tefrik etmiş. Bu adam konuta gidiyor ve Özer Çiller'e bilgi veri- yormuş. CA: Ama bu bir skandal! SD: MİT ne yapsın? Başbakan bu işte! CA: MİT için söylemiyorum. Ama MÎT'in bilgileri, gayri resmi, sorum- suz birine, Başbakan'ın kocasına vermesı tam bir devlet skandalı! SALI ORHAN BURSALI Tırtına Oncesi' Rekin Teksoy "Sinema ve Edebiyat" kuşağın- da önceki gece (TRT-2) VVinston Churchill'in anı- lanndan çekilen Fırtına Öncesi filmini gösterdi. Fil- min gerçi derinliği yoktu, tamamen Churchill'in çevresinde dönüyordu; ama en yüzeysel konu bi- le Ingiliz yönetmenlerin elinde seyredilebilir hale nasıl da geliyor! Ikinci Dünya Savaşı öncesi Churchill, Hitler'in yıl- lardır çaldığı savaş tamtamlarının sesini duyan adamdı. Ingiliz hükümeti ise hâlâ AJmanlara uçak motorlan satarak ticarst yapmanın peşindeydi. Hrt- ler Polonya'ya saldıracak, Churchill de Başbakan olacaktı. Ve Ikinci Dünya Savaşı'nın galibi... Acaba Üçüncü Dünya Savaşı artık olmaz mı? ABD, Bush'un yayılma stratejileriyle, gelecek için "pozisyon önceleme" savaşlanyla, neredeyse bütün petrollerin musluklarını ele geçirme küresel politikalanyla, orta ve uzun vadede daha büyük savaşlan, kısaca Üçüncü Dünya Savaşı'nı tohum- lamıyor mu? Avrupa ile ABD arasında "dostluk ve işbiıiiği" iliş- kileri, giderek ekonomik ve politik anlaşmazlıklar- la örülmeye başlandı. ABD'nin dünya egemenliği ve petrolü denetle- me politikalan, Batı'nın ve Doğu'nun ekonomik çı- karlannı ne derece zedeleyeceğiyle yakından iliş- kili bir sorudur, Üçüncü Dünya Savaşı koşullan. Bu, ABD'nin "Dünya egemenliği" politikalarının boyutuna ve derinliğine de bağlıdır. • * • AmaABD devi, belki de böyle birsavaşa bile ge- rek kalmadan, uzayda patlayan yıldızlar gibi, so- nuçta kendi içine çökebilir... ABD, silah teknolojilerindeki üstünlüğüne hayran- dır! Gerçekten de bugünkü koşullarda, bu üstünlük- le boy ölçüşecek ülke veya ülkeler yoktur. Dünya egemenliğini, ABD hem de mutlaklıkla özdeşleştiriyor; böyle bir egemenlik, çok büyük askeri harcamalar ister. ABD egemenliğin bu ge- reğini yerine getirmekten de şımdilik kaçınmıyor. Tek başına, neredeyse dünya kadar askeri harcama yapıyor: 357 milyar Euro (AB'nin toplamı 179 mil- yar). Amerikalı bilimciler ise ABD'nin, askeri-sanayi kompleksine verdiği bu tartışılmaz öncelik yüzün- den, ülke sanayiinin giderek zayıfladığını, her tür- lü altyapının ise yenilenemediğini belirtiyoriar. Ya- ni içte alarm zilleri çoktan çalıyor. 379 milyar Euro'luk savunma-savaş harcamala- n ve kendi savaş güçlerine olan hayranlığı, ABD'nin en zayıf yönü. VVashington George-Tovvn Üniversitesi öğretim üyesi, siyasetbilimcı Chaıies Kupchen, "Bush, askerigüçle dünyada her şeye erişilebileceğine iliş- kin sonsuz birgüven duygusu içinde.. ebedi ola- rak tek süper güç kalacağına inanıyor" diyor. Bütün güçlü imparatorluklar da aynı güveni his- setmişlerdi. Askeri güce tapmak ve durmadan bu güce ya- tınm, belki de bir Üçüncü Dünya Savaşı'na bile ge- rek kalmadan, ABD'nin çöküşünü getirebilir. Dünyada giderek çoğalan askeri üslerini ayakta tutabilmek, giderek daha zor hale gelecektir ABD için. Amerikalı saygın iktisatçı Paul Krugman, Irak savaşından sonra ABD'nin sürekli orada asker tut- masının, ABD'ye pahalıya mal olacağına ışaret edi- yor. Dünya egemenliğini ayakta tutmaya çalışmanın bedelini Amerikan ekonomisinin uzun vadede öde- yebilmesi çok zordur. • • • ABD'nin uluslararası anlaşmalan, BM'in kararia- nnı hiçe sayarak tek başına ve keyfi eylemleri, bü- tün dünyada güvensizliği arttıracak, Beyaz Sa- ray'ın ileri sürdüğünün tersine, banşa değil sava- şa ve silahlanmalara yol açacaktır. Kore, örneğin Uluslararası Atom Enerjisi Örgü- tü'nden aynldığını açıkladı. Uzmanlar, Kore'nin yıl- da 55 atom bombası yapabilecek bir potansiyele sahip olduğuna işaret ediyoriar. Aynca, ABD'nin, işgal edeceğı Irak'taki petroller- le ilgili tasarrufu de merak konusudur. 113 milyar varillik rezerviyle Suudi Arabistan'dan sonra gelen Irak petrollerini, nasıl yönetecektir Bush? "Önleyici darbe" politikası, sakın petrollerin de, en azından savaş masraflannın tazmın edilmesi bahanesiyie, doğrudan ABD'ye akıtılmasını öngör- mesin? Siyasetbilimci Kupchnen'in dediği gibi, Bush, "ABD'nin korsan bir dev olduğu imajı"n\, dünyada yeniden parlatacak adımları hiç çekinmeden atıyor. Gelecek her bakımdan zor. Hele Türkiye için, zorun da zoru.. obursali@cumhuriyet.com.tr. Çoğdoj lurinv nut Gelecei Güvotcesı ÇAĞDAŞ YAŞAMIDESTEKLEME DERNEĞ1 ANKARA ŞITBESİ GE.NEL KURUL Dll'URUSU 2112 2002 tanhlı Geırel Vferkez Gencl Kuıulu'nda yapılan tüzük degışıUıgı ger^m- ce Çağdış Yaşamj Dötekleme Demeğ; Ankara Şubesı'om 8 Olagan Gend Kuıul Top- lannsı, 15O22O03Ciinaıtesıgiinüsaa! 1400'teTûria>eOtroancılarDeraef'Salonu'nda (Tuna Ca4 \o 5 Yenısahneüaü Yenışeto ^nkara I japjlacaictır Vasada öngörâloı ço- ğunJuk saglaoamazsa ıkma loplantı, 22 02 200^ Cumartesı gûnû aviu >er \e saane j-apı- Eacaktıı Cyelenmızıi] toplaatya kadlmahnnı nca edenz ÇAĞDAŞ \ AŞAMI DESTEKLEME DERMCt VMCARA ŞÜBESİV ÖNETİM KlTllTl 1 Açılış koDuşması ve Gcncl Kurul'un loplantı ile karaı >e(er sayılanmn açıkhnması 2 Savp dunışu. 3 Gorel Kunıl Başlanlıl Dıvanı ıçuı bu başkan. bır başlan yardtmcisı, bff sekraer \ e bıroy topiavicınm açıi o> ia seçılmesı. 4 'Vöoe6m Kunılu nun 1 Ekım 2002 -11 Ocak 2003 tarihler arası çalışma dönemıne ılı^kın 6alı\ et raponınun okunması. göriişülraesı ve oylamnası. 5 Yönetım Kunjlu'nun I Elüm 2002 - 31 Aralık 2002 tanhler arası çalışma döofimiDe ılışkınhssaplanılebılançove^elır-gıderçızelgelenmDokııjııiBsı görâ^ülmesı ıeo)lan- ması. 6 Denetım Kunıhı'nun 1 Ekıtn 2002 - 31 Ocak 2003 tanhlen arası çalışım dörjamne ıh^kınraporununohınması, göriişülmesı \e o; lanmasu ^ \ önetım Kuruhı öyelennın aklanması. S $ıAcmi2!iiOIOI2003-31 12 2003 tanhlen arası çalışma dönnnmeaıt Ohmınıbût- çesı ujgulama )öoetmelıgı ile tahmını gelır \e gıder çızelgelenniE görûşûlmesı \e oy- lanması. 9 YötKtun Kurala. Deaedeme Kunılu \ e Omır Kurulu ûyelen ile Geoel Metkez dele- gelennııı ieçımlemuıı >"apılması. 10 Dılek\e8nenler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle