29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21OCAK2003SALI CUMHURİYET SAYFA •V | ] I 11 kulturfa cumhuriyet.com.tr 15 ^azardan okura ipııçlan GAMZE AKDEMİR Yazmak... Bir yandan yaşamı, insani sorgulamak. bir yandan kendi kendini keşfetmek... Ruhun derinlıklerine dalıp bir türlü çözemediğimiz yaşama ilişkin sorulan yanıtlamak... Sıradan öyküler' ile 'Bozgün Dönemeci' adlı öykü kitaplan 'Geç Kalan Öyküler' başlığıyla Remzi Kitabevi'nden çıkan Gülseren Engin, bütün bunları yaparken çıkış yolunu, hem kendi ruhsal dehlizlerine dalmakta hem de insanları ve olaylan gözleyerek ipuçları bulmakta anyor. Bu gerçek, keyifli ve bir o kadar da ürkütücü serüvende gözlerini hep açık tutmak, işine gelsin gelmesin gerçekleri yakalamak ve sorularının gerçek yanıtlannı bulmaktan yana. Bunu öykülerine, özellikle kitabın 'Bozgun Dönemeci' adlı bölümünde yer alan öykülerine yansıttığını söylüyor. "Bozgun Dönemeci, yaşanun görmezden gelmeye çalışüğımız (ensest ibşki, uyuşturucu,tinercilervb.) yanlannı gösteren öykülerden oluşuyor çoklukla. Yaşamı keşfetmeyi isteyenler için ipuçlanyla dolu. Aslında öykü okuru edilgen değildir. Öyküdeki ipuçlanndan yola çıkarak hayata ilişkin, belki o güne kadar aklına gelmeyen sorulan sorar, yanıtlan araştınr. Yapügun, bir yazar olarak bulduğum ipuçlannı öyküye serpiştirip okurun da bulmasını ummak..." 'Sıradan Öyküler'de ise sıradan olaylan ve kişileri, sıradan olmayan, kendine özgü bir biçim ve biçemde yazarak sıradanlıktan çıkarmayı denemiş Engin. Şu sıralarda geniş bir tarihi dönemi kapsayan yeni bir romanın hazırlığı içinde. Uzun araştııma ve incelemeler yapıyor, tarihi olaylan çarpıtmamaya, gerçekleri yazmaya özen gösteriyor. Bunun genç kuşaklara karşı bir sorumluluk olduğunu düşündüğünü belirtiyor. öte yandan, arada radyo oyunlan, öyküler, Gülseren Engin yaşama ilişkin sorulann yanıtlannı işine gelsin gelmesin bulmaktan yana azmak başlı başına bir kaçış değil mi? Yaşam çok zor bir süreç. Mutluluklar anlık... Oda yakalayabilene... Geride kalan günlük koşuşturmalar ve araya serpiştirilen acılar... Sanki bir sınavlar zincirinden geçiriliyoruz olgunlaşmak için. Araya serpiştirilen olağanüstü güzellikler, sevinçler, umutlar olmasa çekilir mi? Biryazarın sığınağı yazmaktır. Yazar, hangi türde yazarsa yazsın, aslında hayatı sorgulamakta, çıkış yolları aramaktadır. kitap tanıtımları ya da anılar gibi farklı türlerde ürünler de veren Engin, aynca bır hekim olarak sağlık kitapları da yazıyor. Yakında 'Kanser ve Beslenme' adlı kıtabı Inkılap Kiabevi'nce yayımlanacak. np sarmalayıp bohçaladığımız anıları zaman zaman açıp yeniden yenıden yaşamaz mıyız? Yaşanmışlıklann öyküleri biçimlemesine gelince: Bu, bir yanıyla doğru, bir yanıyla yanlış. Oykülerim kurgusaldır. Yaşanmışlıklardan yola çıksa bile asla bire bir yaşanmışlıklan anlatmaz. Belleğimdekı pek çok gözlemın, birikimin harmanlanıp yeniden oluşmasıdır. öykü kahramanlanm asla gerçek hayatta yaşamamış; başlı başına farklı karakterlerdir. Çoğu zaman o kadar benden bağımsızdırlar ki kendi öykülerini zorla yazdırırlar bana. Bu, bilinçaltımın bana bir oyunu olsa gerek. Düşlerimiz de birikimlenmizle sınırlı. Ancak burada ayırıcı ince bir çizgi var. öykü, bırikimlerden yola çıkılarak, düşlerimizle yoğrularak, kişiliğimizin özellikleri ve kendi öz yaşamımızın deneyimleri de katılarak harmanlanıp kotanlan, kurgulanan yazın türüdür. Geç Kalan Öyküler için, yazar gözünden anlara, anlanmıza, yaşam hanesine, yer yer ağıt tadında, dobra bir dille düşülen notlar diyebitir miyiz? ENGİN Benim ıçın anlar çok önemli. Geçmişte ya da gelecekte yaşar beynimiz. Anlan yakaladığı E, mız pek enderdir. Pek çok an yanımızdan geçip gider de farkına bile varmayız. Aslında yanımızdan geçip giden 'hayat'tır. Bilinçle yaşanan o an ne çok güzellikler banndınr görebilene... Yaşamak da bu zaten. Yaşadıklannın bilincine varabilmek... Acı bile olsa... tşte bu yüzden öykülerimde hep o anlann peşinden koşanm. öte yandan, yaşama pembe gözlüklerle bakmak yerine gerçekçi olmak, onu acı tatlı yönleri ile kavramak ve anlatmak isterim hep. Kimileri öykülerimi hüzünlü bulur ya da karamsar. Bu kitapta hüzün fonda sürekli kendini hissettirse de yaşama gülümseyerek bakan, güzelliklerini görebilen biriyim. Ancak acılar da, ağıtlar da yaşamın gerçekleri değil mi? Onlann varlığını kabullenmek ama yaşama sıkı sıkı sanlmak gerek. 'BaharNoktatı'BBT'de Fantezl ve mantık Kültür Servisi Bakırköy Belediyesi Tiyatrolan 23 Ocak'tan itibaren Shakespeare'in en çok sahnelenen ve sevilen oyunlanndan biri olan Bahar Noktası'nı oynayacak. Can Yücel'in Türkçeye çevirdıği, MüşfikKenter'ın sahneye koyduğu oyunun dekoru AH Yenel, kostümleri Gönül Sipahiğhı, müzikleri ise Tolga Çebi'ye ait. 'Bahar Noktası' düşle uyanıklık, fantezi ile mantık arasında gıdıp gelen, bir yanı ile göklerde kanat çırparken bir yanıyla sapasağlam yere basan sözlerle örülmüş bir romantik komedi. Kısaca oyun aşkın nasıl meşk olduğunu ve insanlann ne hale düşürüldüğünü anlatıyor. Yücel'in 'Bahar Noktası1 adıyla dilimize kazandırdığı Bir Yaz Gecesi Ruyası 1595 yılında yazılmış ve aynı yıl sahnelenmişti. Shakespeare'in ilk dönem komedilerinden olmasına karşın, yazann en beğenılen eserlerindendir. Bahar Noktası 23, 24, 25 Ocak günleri saat 2O.3O'da ve 26 Ocak Pazar günü ise saat 15.30'da Yunus Emre Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. Aynca bu ay izlenebilecek diğer oyunlar arasında Neil Simon'un İkinci Caddenin Mahkumu, Çetin AHan'ın Dilekçe, Martin VValser'ın Odada Savaş, Jean Kerr'ın Mary Mary, Nâzım Hikmet'ın tvan tvanoviç Var mrydı Yok muydu? ve Oktay Araym'nın 'RumuzGoncagüT adlı oyunlan bulunuyor. Mınikleri de unutmayan Bakırköy Belediye Tiyatrosu her hafta sonu Yunus Emre Kültür Merkezi'nde ve Altan Erbulak Sahnesi'nde dönüşümlü olarak Masal', 'Afacan Çocuklar Sirkte', 'Komik Tavşan llopi', 'Çakmaktaşı' adlı oyunlan sahneleyecek. Yunus Emre Kültür Merkezi 21 Ocak'ta 'Olağan Mucfaeler' ve 28 Ocak'ta İJçüncü Turden Yakın İHşkiler' adlı iki konuk oyuna da ev sahipliği de yapacak. (0212 66119 41) Yararlı ve üretken bir kaçış yolu: Yazmak Pembe hayallere pabuç bırakmayalım, hayal kınklıklanna karşı güvenlik kalkanlan oluşturalım derken insan doğasının tuzağına nu düşüyoruz bilmeden? Öykülerimizde acıdan kaçış yok mu aslında? ENGİN Yazmak başlı başına bir kaçış değil mi? Neden herkes dışarıda dolaşırken, sokakları doldururken bir yazar evine kapanıp yazar, yazar, durmadan yazar? Elbette bu da bir çeşit (ama bence yararlı ve üretken) kaçış yolu. Yaşam çok zor bir süreç. Mutluluklar anlık... O da yakalayabilene... Geride kalan günlük koşuşturmalar ve araya serpiştirilen acılar... Sanki bir sınavlar zincinnden geçiriliyoruz olgunlaşmak için. Araya serpiştirilen olağanüstü güzellikler, sevinçler, umutlar olmasa çekilir mi? Bir yazarın sığınağı yazmaktır. Yazar, hangi türde yazarsa yazsın, aslında hayatı sorgulamakta, çıkış yollan aramaktadır. Baflımsız karakterler " Bir dönem gelir cskir yaşamlarımız, öykülerimi/i biçimler" Neden? ENGtN Yaşamlar eskir mi gerçekte? Bana kalırsa eskıtılen, sadece hoyratça kullanılan 'zaman' Yaşamlar anılanmızda taptaze saklanır. BelJeğımizinbir köşesınde sa Ankara Uluslararası Film Festivali'nde 'en iyi kısa film' seçilen 'Suçlu' îstanbul Bağımsız Filmler Festivali'nde Türk yönetmenin Hollywood başarısı Filmde, Shane Goodvvin, Tore Birkedal, Wendy Feiner, Nicholas A. Roberts, Drevv Nolan, Phil Hawn, Steve Barnett, Larry Roop ve Tom Fiscella oynuyor. Suçlu, idama mahkum edilen şizofren Isaac'ın yaşamındaki son 20 dakıkayı konu ediyor. Gerçekle düşün ıç içe geçtiği filmde Isaac'in çocukluğundakı oyuncaklar giderek dev objeler haline dönüşerek yaşamına kanşıyor. 2002 Ankara Film Festivali'nde En iyi Kısa FilmÖdülü'nü alan yapıt, 22 ve 23 Ocak tarihlerinde îstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında gösterilecek. DevletTiyatrosu'nda sanatçı olarak çeşitli oyunlarda rol aldı. Daha sonra Amerikan Film Enstitüsü'nde sinema yönetmenliği yüksek lisansını tamamladı. Suçlu filmi 2002'de Los Angeles, Hollyvvood'da çekildi. Yönetmen Büyüktürkoğlu, Amerika'daki master'ıyla tiyatro dünyasının üzerine, bir de film dünyasını inşa ettiğini söylüyor. Büyüktürkoğlu, ilk filminde neden böyle bir konu seçtiğini anlatırken "Hoflywood gibi bir film endüstrisinde çok daha özgün, farklı bir film yapmak istedim" dıyor. Filmin, Ankara'da, dünya prömiyenni yaptığı ilk festıvalinde ödül kazanmasından çok mutlu olduğunu anlatan Büyüktürkoğlu, "Bu, filmin hedefine ulaştıgını ve başarüı olduğunu gösteriyor. Çünkü Amerika'da yapmış olmak çok da iyi bir şey yapmak anlanuna gelmiyor. ödül beklentisiyle gclmemiştim. Kaülnıış olmak bile çok büyük bir gurur kaynağı. Bir de ödül... Bu müthiş bir şey" diye konuşuyor. Masallar ve işlevleri • Kültür Servisi Halkbilimci, gazetemiz yazarlarından Muhsine Helimoğlu Yavuz'un 'Masallar ve Eğitimsel İşlevleri' kitabının üçüncü baskısı, Kültür Bakanlığı tarafından yapıldı. 90 masal ve 517 ileti içeren bu kitapta masalların 'masalindex'i ve çözümlemeleri de yer alıyor. Bir bakıma, masallann gizlediği gerçeklerin tercümesi de diyebileceğimiz eser, halkbilim dalındaki ilk örnek. Helimoğlu Yavuz Boratav Arşivi'nde yer alan masallan da yayıma hazırlamıştı. BAHAR TANRISEVER ANKARA Ankara Uluslararası Film Festivali'nde "En tyi Kısa Film" ödülünü alan "Suçlu" adlı film, 2223 Ocak tarihlerinde îstanbul Bağımsız Filmler Festivali'nde gösterilecek. Amerikan Film Enstitüsü'nde yüksek lisans yapan Türk yönetmen Aclan Bates Büyüktürkoğlu'nun Hollyvvood'da çektiği "SuçhT, bir idam mahkumunun son 20 dakikasını anlatıyor. Senaryosunu Büyüktürkoğlu ve eşi Leslie Bates Büyüktürkoğlu' nun hazırladığı filmin yapım ekibi ise yönetmenin deyimiyle "Birleşmiş MilleÜer (BM) gibi." Türk, Amerikalı, Meksikalı ve Fransızın yanı sıra ekipte özellikle filmin kurgusunu yapan Ermeni asıllı Edward Mkrtchyan dikkat çekiyor. Filmin görüntü yönetmenliğini PatrickMcginley, müziklerini Derrick Adam Leebvre ve yapımcılığını da Georgina Macias üstleniyor. BUGÜN • GtRGtN PtYANO VE SANAT GALERİSt'nde 19.00'da Leyla Yenisey Artay piyano dinletisi. (0 212 227 03 28) • AKM'de 20.00'de Îstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin 'Kiss Me Kate' müzikali. (0 212 251 56 00) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 18.30'da Stephen Montague'ın konferansı. (0 212 252 35 03) • CEMAL REŞİT REY'de 19.30'da şef Mehmet Avni özbek yönetimindeki K.B. Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu konseri. fO 212 232 9830) • SCHEINERrEMPEL SANAT MERKEZİ'nde Avusrurya Kültür Ofisi'nin düzenlediği 'Yahudi Viyanası' adı serginin açılışı çerçevesinde 18.00'de 'Aufvvind'in kısa bir konseri. (0 212 249 20 09) • YAPI KREDt KÜLTÜR SANAT MERKEZİ SERMET ÇİFTER SALONU'nda 18.30'da Ferhat Kentel'in yöneteceği, Burhan Demircan'ın konuşmacı olarak katılacağı 'Günlük Yaşamın Mitolojisi: Ayinler' konulu toplantı. (0 212 252 47 00) • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZÎ'nde 12.00, 15.00, 18.00 ve 21.00 seanslarında 'The Real McCoy Video ve Çağdaş Sanat Festivali'. (0 212 3348740) • BÎLGİ ÜNTVERSİTESİ KUŞTEPE KAMPLSU'nda 19.30'da Christopher Nolan'ın 'Akıl Defteri' filmınin gösterimi. (0 212 293 5010) Film hedeflne ulaştı Filmin yönctmenı Aclan Bates Büyüktürkoğlu 1966'da Ankara'da doğdu. Hacettepe Ünıversitesi Ankara Üevlet Konservatuvan Tiyatro Bölümü'nü bitirdikten sonra rejisörlük ve tiyatro eğitimciliği üzerine master yaptı. Bu sırada Ankara Amerikan Film Enstitüsü'nde yüksek lisans yapan Türk yönetmen Aclan Bates Büyüktürkoğlu 'nun Hollyvvood'da çektiği ve gerçekle düşün iç içe geçtiği filmi, idama mahkum edilen şizofren Isaac 'in yaşamındaki son 20 dakikayı konu ediyor. Isaac 'in çocukluğundakı oyuncaklar dev objeler haline dönüşerek yaşamına kanşıyor. Resimlerinde 'yüce' sanat anlayışına yönelik alaycı, eleştirel bir tavır var Nevhiz'in karşı estetiği 'ünümüzde resim adına yapilan işlerdeki bildik tatların tekrarlanmasına itibar etmeyen Nevhiz, sergisiyle sanatçının kullandıği malzeme ve tekniğin sadece bir araç olduğunu kanıtlıyor. a FtGENAYDlNTAŞBAŞ Nevhiz özgün bir sanatçı. Figür yorgunu resim sanatında, geleneksel malzeme (tuval, yağhboya) kullanarak böylesine din bır dıl oluşturmak, günümüze yakışır böylesi yeni bir kapı aralamak kolay değil. Nevhiz, üzerinde uzlaşılmış, sınanmış, dolayısıyla nski olmayan bir sanat yerine kendi yolunu açıyor. Resimlerinde "yüce" sanat anlayışına karşı alaycı, eleştirel bir tavır var. Günümüzde, resim adına yapılan işlerdeki bildik tatlann tekrarlanmasına ıtıbar etmiyor. Fıgür temellı resim yaptığı halde, hikâyecıliğe uzak duruyor... Onun resminde figür ve çevresi, arka plan gibi yakJaşımlar yok; kompozisyonu tepetaklak ediyor, kalıplarla oynuyor, tehlikeli sularda geziyor. Anatomıyi bozuyor; vücut parçaları, kollar, bacaklar uzuyor. Bıtmesi gereken yerde bitirmiyor. Resmın elemanlanna birbirinden rol çaldırmaktan zevk duyuyor. Doğakentlnsan Renkler ve çizgının oluştuğu, çağnşımlarla dolu yerçekimsiz bır dünya ile karşı karşıyayız. Kötü, estetık yoksunu kent parçalan, iğreti yapılar, poşetlere sarılmış yatanlar, ıtilıp kakılmış, kenarda kalmış, kaldınm, koridor ve pencerelere ilişmış, çöplere yakın insanlar, göbek bağı ile uçan çocuk ve annesi. Bu kent görüntüleri arasında hayvanlar; köpek, kaplumbağa, kuş, yumurta bırakan su canlılan (yoksa bomba bırakan canavar mı), mınyatürden mi çocuk kitaplanndan mı geldiği belirsiz bulutlar, bulutsu biçimler... Doğakentinsan sarmalından oluşan bir tuhaf dekor, kargaşalı bir kent estetiği, bir karşı estetik... Özellikle son birkaç yılhk çalışmasında, ustalıkla acemilik arasındaki verimli alanı kullanıyor. "Sol dimle çizmek isterdün" deyişı de bundan. Kimi zaman çizgiroman tadıyla oynaşıyor... Oklar, kalp ışaretleri gibi klişeleşmış bıçimleri, resim kenarlanndaki çapraz boya şeritlerini rahatlıkla kullanması da böyle açıklanabilir. Bütün bunlar içerikteki yaşam acısına rağmen kullanılan teknikle hafifliyor. Akıcı, suluboya ya da boya kalemını andıran bır teknikle yağlıboyayı kullanıyor. Ustalıkla dalga geçen bir usta gibi, kendi ifadesıyle "badana renkleri" anyor. Nevhiz sergisiyle sanatçının kullandığı malzeme ve tekniğin sadece bır araç olduğunu kanıtlıyor. Sergi 1 Mart'a dek Teşvikiye Milli Reasürans Sanat Galensi'nde görülebilir. Adına "çağdaş" eklendikçe dekorasyonla reklam sanatının buluşları arasında salınan günümüz sanat ortamında, Nevhiz'in sergisi taze bir soluk, özgün ve gerçek bir sanat... 2. AFM BAĞIMSIZ FİLM FESTİVALİ • AFMl'de 12.45'te 'EylüTde7Gün', 15.30'da 'Venüs'ün Oğlanları', 19.00'da 'Canlı', 21.30'da 'Lily Chou Chou Hakkında Her Şey' filmlerinin ;österimi. AFM2'de 13.15'te'Roger Dodger', 16.00'da 'Kaset', 19.30'da 'Bahk ve Fil', 22.00'de 'Katil Prezervatif' filmlerinin gösterimi. (Biletvc: 0216 454 15 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle