05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19OCAK2003PAZAR 12 PAZAR KONUKLAM Prof.Dr. BerttAnüanmert ve Prof.Dr. Esin Küntay 120. kuruluşyıldönümünde Mimar Sinan Universitesi y ni anlattı S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞAIMOCLU leyla.tavsanoglu(a cumhuriyet.com.tr Mimar Sinan Universitesi (htanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi) buyıl 120. kuruluşyıldönümünü kutluyor. Ülkemizde sanat eğitiminin "öncü kurumu " konumunda olan Mimar Sinan Universitesi 'nin 120. kuruluş yıldönümünde bir dizi etkinlik de yer alıyor. Yıl boyunca sürecek etkinliklerin ilki "Akademi-Tarih Buluşması" başlığı altındafarklı projeleri bir araya getirirken kurumun zengin tarihi mirasına ışık tutarak bu köklü birikimi bugüne taşıyor. Bu ilk etkinlik 5 Şubat günü Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi 'nde sunulacak. Mimar Sinan Universitesi'nin (MSÜ) bu 120 yıllık köklü geçmişi, ülkemizin kültür ve sanatyaşamındaki öncü rolü, toplumumuzu nasıl etkîlediği konusunu MSÜ Rektör Yardımcısı ve Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Beril Anılanmert ve Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Esin Küntay'la konuştum. îki hoca da 21. yüzyıhn en önemli konusunun yaratıcı insan yetişmesini sağlayan kaliteli eğitim ve bunun içinde de ağırhklı olarak sanat eğitimi olduğunu vurguluyordu. Sanatvebiliminiçiçegeçtigioku.- Sizler ülkemizin, toplumumuzun kültür düzeyini na- sıl değerlendiriyorsunuz? ANILANMERT - Bırçok sorunumuzun temehnde hıç kuşkusuz kültür yatıyor. Hep eleştirdiğimiz kentsel düzenı- mız, birçok sorunumuzun hep kültürel yozlaşmadan kaynak- landığim görüyoruz. Bana öyle geliyor ki bu da doğru hedefler saptamamak- tan, doğru sosyal kahramanlar bulmamaktan kaynaklanıyor. Ben hep yanlış hedefler, yanhş sosyal kahramanlar sundu- ğumuzu düşünüyorum. Tabii ki bunun sanata yansıyan bo- yutu çok büyük. KÜNTAY -1980 sonrasında ülkemizde liberal ekonomı- ye geçişle birlikte toplumda, toplumsal konumlar merdive- ninde nasıl daha yukanlara atlayabilirim, nasıl köşeyi dö- nebilirim gibi bir zihniyet oluştu. Bu zihniyet, özellikle de genç kuşağı çok kötü etkiledi. Korkanm ki bugün en önde gelen değer para oldu. Hep, "Pazarda ne alabüuTZ?" düşüncesi egemen oldu. Aslında söylemek istemiyorum, ama kişiler de kendilerini pazara çı- kardılar. - Bütün bunlar da toplumayansımıyor mu? KÜNTAY -Yansıyor, tabiı. O zaman da bakıyorsunuz, kent planlamasında olmaması gereken düzensizlikler, birdenbı- re o toplumsal hareketin patlak verdiği fiziki mekâna yan- sımalan gözümüzün önünde sergileniyor. Tabii burada hukuk ve devlet anlayışı çok önemli. Hukuka püven tam deflll' - Sizce ülkemizde hukuk anlayışı kaldı mı? KÜNTAY - Pek kalmadı gibi geliyor bana. AMLANMEKT - Eğer hukuka olan güvenimiz tam olsa bugün bireylerin toplum içindeki yerleri de daha farklı olur. Az önce sözünü ettığım sosyal kahramanlar konusu hu- kukun bazı konulardaki boşluğundan ya da yanlış yorum- lanmasından, yanlış değerlendirilmesinden kaynaklanıyor. Sanat dünyasından bir insan olarak özellikle yarahcılığın vur- gulandığı toplumlann 21. yüzyıl hedefinin yaratıcı kışıler olduğunu görüyorum. Sanat alanında da, bilim alanında da yaratıcıhk vurgulanıyor. Alternatif düşünce ortaya koyabilecek kişilere itibar edi- liyor. Bu, yaratıcılığın o projenin içine girmesi olarak yo- rumlanabilir. Bizim bu tür şeylere çok ıhtiyacımız var. Üre- tim çok önemli. Ama bugün vurgulanan üretim, bir şeyler ortaya koymak, yaratıcıhk değil. tnsanlann aklı fikn bun- lann sonucu olan kazançta. Ama o kazanca gelinceye ka- darki adımlar boş. Onu bir çırpı- da atlamak istiyorlar. KÜNTAY - Kazancı da göz ardı etmeyelim. Hedef olarak sonuçta tabii ki kazanç. Ama ne şekilde kazancı hedeflediği, ondan sonra da ne türden bir yaşamı tercih et- tiği önemli. Örneğin, 1980 öncesine, kendı gençliğıme doğru gittığım zaman varlıklının varhğını ortaya koy- maktan çekindiği bir gizlilik zih- niyeti vardı. Paraya doymuşluğun, onun verdiği görgünün getirdiği bir davranıştı bu. - Tipik burjuvayaklaşımı değil Prof. Dr. BERİLANILA3SMERT mi? KÜNTAY - Evet, öyleydi. Ama bugün belirleyici unsur maddesel olanaklar. Bunu da bir şekilde sem- bolik olarak nasıl sergileyebilece- ği kaygısı egemen. Ben bugün ıçınde yaşadığımız toplumsal kaostan korkuyorum. Gelir gruplan arasında büyük bir uçurum var. Bu, küreselleşmenin getirdiği uluslararası bir hastahk. Bir tarafta çok yoksul toplumlar, öbür tarafta çok gücü olan, refah içinde, üçüncü dünyanın dışında bulunanlar. Bunun yansıması da kendıni bizim toplumda buluyor. Eğltlmln önemi - Peki, sizce 21. yüzyıhn en önemli konusu nedir? KÜNTAY -21. yüzyılın en önem- li konusu bence eğitim. Bıümsel bil- giye sahip olmayan, hiçbir konu- da uzmanlaşmamış bir kişinin de bugün toplumda yeri yok. Bizim toplumda suç olaylan art- tı. Daha da artabilir. - Öteyandan bizim ülkede hâ- lâ sekiz yıllık temel eğitime yay- gtn bir biçimde direnmediler mi? KÜNTAY -Eğıtımin yılmı bence tartışmamak lazım. Onun yanı sıra kaliteli eğitimi konuşmahytz. Ama bu kaliteyi na- sıl yakalayacağız0 Her şeye karşın eğitımcinın de eğihlmesi gerekiyor. - Yani ö'mür boyu sürekli eğitim mi? ANILANMERT -Mutlaka, evet. Hayat boyu eğitim, de- nilen olay... Bir de toplumun her aşamasında eğitim söz ko- nusu. Örneğin her gün pohtikacılan görüyoruz. Toplumun önüne çıkanbir insanın eğitimi çok önemli. Çünkü onlar önem- li figürler. Eğitimleriyle, yaşam biçimlenyle, her şeyleny- le modeller oluşturuyorlar, topluma. Dediğim gibi, her toplumsal katmana kendi içinde eğitim verilmesi şart. Bugün gelişmiş ülkelerde vurgulanan en önemli olgu eğitim. Örneğin Japonya savaştan eğitime ver- Ortaöğrenimini İzmir Amerikan Koleji, yükseköğrenimini İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Universitesi) Seramik Kürsüsü 'nde tamamladu Aynı üniversitede 1976'da doçent, 1989'da profesör oldu. Pek çok yarısmada pek çok ödül aldu Yurtiçi ve yurtdışında 12 kişisel sergi açtu Yurtdışında pek çok müze ve özel koleksiyonda eserleri bulunuyor. MSÜ Rektör Yardımcısı ve Seramik Bölümü Başkanu dıği önemle çıktı. Bır de kişi başına düşen yıllık gelır olçut olarak alımyor. Ama bana kalırsa bu asla ölçüt olamaz. Olsa, o zaman Arap ülkelerinde çok yüksek olan kişı başına gelirle yaratılan kültürel katma değerin bırbinne paralel gitmesi gerekirdi. Oysa öyle değil... KÜNTAY - Nüfus konusu en önemli sorunlardan binsi. Çok büyük nüfus yerine çok kaliteli nüfusa yönelinmeli. Top- lumda aile planlamasının yaygınlaşması, bu yönden kişile- re eğitim verilmesi, bunun toplumun en ücra köşelerine ka- dar götürülmesi zorunlu. Bır kere bölgeler arası dengesiz- likler, eşitsizlikler var. Bir de kadın eğitilmeli ki o toplum ileri gitsin. Toplumun yansını eğitimsiz ve geri planda bıraktığımz zaman ortaya çıkan manzara da bugünkü gibi oluyor. Bir de eğıtimin için- de sanatvn çok büyük bir yeri olduğunu düşünüyorum. ANILANMERT - Küçük yaşta alınan sanat eğitimi insan- lara çok boyutlu düşünmeyi öğreti- yor. Bu nokta, uygar dünyada çok üzerinde durulan bir konu. Az ön- ce dediğim gibi, yaratıcılığı vurgu- ladığı ıçin uygar dünyada sanat eği- timi çok küçük yaşlarda başlıyor. Bizde ise ilkokulda biraz sanatsal eğitim görüyorlar. Ortaöğrenimde ise sanatla pek ahşverişleri kalmı- yor. Çocuklar üniversite sınavlanna kilitleniyorlar. Merak duygusu İT i - Kendi öğrencilikyıllanmızdan anımsayalım. Hepimizin en çok kırdığı dersler resim ve müzik de- ğil miydi? KÜNTAY - Evet, öyleydi ya. Yal- nız burada şunu vurgulamak istiyo- rum. Artık uygar dünyadabugün il- kokul öncesi eğitime çok önem ve- riliyor. Hatta çocuklarda eğitimın 2-2.5 yaşında başlaması söz konu- su. Bu eğitimin içinde yavaş yavaş oynayarak öğrenme ağırlık kazanı- yor. Bu, yarahcılıktan öte çocuğu düşünmeye yönlendirenbir yöntem. Bu aradatoplumsal soranlarabile sa- nat aracılığıyla çözüm bulunması hedefleniyor. ANILANMERT - Böylece kalıp- lan sorgulayan beyinler, merak duy- gusu ölmemiş insanlar ortaya çıkı- yor. Bizim toplumsal yapımızda me- rak duygusu geleneksel terbiyeyle, eğitim sistemiyle küçücük yaştan öldürülüyor. Merak duygusu ölmüş, dış dünyaya kapah insanlar yetişti- riyoruz. Gençlerin sosyal açılımla- n sanat konusunda olmalı. KÜNTAY - Kendi bölümümüzde neler yaptığımızı söyleyecek olur- sak.... Evet, biz sosyoloji bölümü- yüz. Fakat sosyoloğun dünyaya ba- kış perspektifinin çok geniş olması gerekiyor; dolayısıyla bölümümüze birçok seçmeli ders koyduk. Bunlar felsefe ve sanatla ilgih dersler. Çünkü çağımızda da\Tanış biçimi ekip çahşmasıdır. O ne- denle sanatçı, teknik adam ve bilim insanı hep bir arada olur- larsa çok iyi bir ekıp çahşması ortaya çıkar. Örneğin mimari salt sanat değildir. Onun içinde teknik de var, bilim de var. Kişinin çocuk yaştan itibaren çok renkli yetişmesi gerektiğıne inanıyorum. Universitemizde elimiz- den geldiği kadar bunu yaparak daha renkli, daha farklı perspektiften bakabilecek bireyler yetişmesine özen göste- riyoruz. ANILANMERT - Üniversitemizin en büyük avantajı da bu. Sanat ve bilim arasında iç içelik, alışveriş var. - Türkiye 'deki öncü etkisi de çok önemli, hiç kuşkusuz... ANILANMERT - Evet. Çumhuriyet sonrası sanat tarihi- ni yazmış bir üniversite. Böyle böyîe bu yıla geldik. Şimdi 120. yılımızı kutluyoruz. Bunu bütün yrla yayılmış etkin- liklerle kutlayacağvz. İlk etkinlik 5 şubafta - iVe gibi etkinlikler bunlar? ANILANMERT -Biz bu etkinlikleri üç başlıkta topladık. Uluslararası, sosyal, bir de eğitim ve belgesel projelerimiz var. Uluslararası projelerimizin içinde mart ayında Yunan sanatçı Tsokns'ın yapıtlanrun sergilenmesı var. Bu etkinli- ği Yunanistan Başkonsolosluğu'yla birhkte yapıyoruz. Yu- nanistan'ın AB dönem başkanı olması da bu etkınliğin dü- zenlenmesine katkı yaptı. Bu serginin büyük etki yapaca- ğını umut ediyoruz. İlk etkinliğimiz 5 Şubat'ta olacak. Baş- lığı "Akademi-TarihBuluşması" CD- Rom'uçıkacak,ser- gisi olacak. Bir de Dipnot adında bir dergimiz yayımlanacak. Bütün bunlan Tophane-i Amire Kültür Merkezi'nde sergileyeceğiz. Ukrayna'dan, Meçnikov Univer- sitesi'nden bir folklor grubu gele- cek. Mayıs ayında gösteriler yapa- cak. Fındıklı'daki Heykel Parkımız- da bir heykel sempozyumu düzen- leyeceğiz. Konservatuvanmız sos- yoloji bölümüyle ortaklaşa bir et- kinlik yapacak. Seramik Bölümü il- kokul öğrencileriylebirprojeyapı- yor. Bu etkrnliklere başlarken biz konsept olarak "karşüaşma" sözcü- ğü üzerinde durduk. Karşılaşma her açıdan ele ahnacak çok geniş bir konsept. Değişik sosyo-kültürel gruplann karşılaşması olabilir. Pek çok açıdan ele alınabilecek bir ko- nu. KÜNTAY - Karşı duruş kadar kaynaşmayı da anlatan bir kavram. Özgürlüğün, karşı görüşlere de kat- lanma toleransı olduğunu düşünü- yorum. Karşı göriişlerin konuşula- bileceğı, diyalogla anlaşılabilecek bir ortam. •Ruhun cıdası' projesi - Öbür etkinlikler neler? ANILANMERT - Arkeolojı Bö- lümü'nün, Arkeolojik Karşılaşma- lar olarak konferanslar dizisi var. Mayıs ayındabir baykuş sergisi açı- lacak. Sanayi atıklanndan müzik aletlen yapılması projesi hayata ge- çecek. Bunu Heykel Bölümü ve Konservatuvar birlikte programla- dı. Bir de Heykel Bölümü'nün Ja- pon sanatçılarla birlikte Değirmen- dere'ye armağan edecekleri hey- kellerden oluşan "Ruhun CHdasT projesi var. Bunlann yanı sıra sem- pozyumlar, söyleşiler olacak. Ti- yatro Bölümü'nün "Karşüaşma" başlıklı bir sunumu ola- cak. KÜNTAY - Sanat ve sosyoloji arasındaki ilişkiyi ortaya koyacak bir sempozyumu bizim Sosyoloji Bölümü hazırh- yor. Şimdiden hazırlık çalışmalanmızı sürdürüyoruz. Sem- pozyuma hem sanat alanının hem de toplumbihmin önde gelen ısimleri katılacak. Sempozyumun kitap haline dönüş- türülmesi projesi de var. En kısa zamanda yapılacak. ANILANMERT - Bir de îtalyan sanatçı Fontananın ya- pıtlanrun sergilenmesi için girişimde bulunduk. Gerçekle- şirse bunun çok büyük bir etkinlik olacağını tahmin ediyo- rum. Burada şunu vurgulamak istiyorum: Bu okula gönül bağıyla girilıyor. Buraya girmek zordur. Çeşitlı aşamalardan geçiliyor. Burayı bir gönül meselesi ol- madan taşımak gerçekten zordur. Okullann tarutım fuarla- Prof. Dr. ESÎN KÜNTAY Ortaöğrenimini İstanbul Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde, yükseköğrenimini tÜ Hukuk Fakültesi'nde tamamladu 1963 'te İngiltere Swansea ÜniversitesVnde sosyalpolitika ve yönetim dalında lisansüstü eğitimini tamamladu Çocuk suçlan alanında uzman oldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Bürosu 'nda çalıştu 1973'ten beri görevyaptığı Mimar Sinan Universitesi (MSÜ) Sosyoloji Bölümü Başkankğı'nı sürdürüyor. nna gidenler anlatıyor. Gençler, "Buradan mezun ohınca kaç parakazarunz" diye soruyorlarmış. Biz böyle sorularla kar- şılaşınca şaşınyoruz. Burası bir gönül işi. însanın geçinmek, kendini geliştümek için paraya ihtiyacı vardır. Bunu hiç kimse yadsıyamaz. Ama burada hedef, öncelik para değil. Bütün eğitim süresi boyunca burada öğrencilere yaratıcıh- ğrnı sonuna kadar ortaya koyabihnesi, işini en iyi şekilde yapabılmesi öğretiliyor. Daha doğrusu sanat zaten insana kendini tanımasıru öğretiyor. KÜNTAY - Bizi bir hizmet sektörü olarak alın. Müşteri- miz öğrencilerimiz. Öncelikli hedefımiz müşteri doyumu, müşteri tatminidir. Bu da kaliteyle olur. O nedenle biz o bi- linçle hareket ederek ne kadar daha kaliteli eğitim verebi- leceğimizin imkânlarına bakıyoruz. Bir de fıziki mekânla- nmız yetersiz. Yetkıliler bize daha fazla imkânlar sağlar, bu sesimize kulak verirlerse biz daha fazla sayıda insana ulaş- mayı da hedefleriz. ANILANMERT -Üniversitelerimizin araştırma merkez- lerinde sanayi ile işbirliği zorunluluğu vardır. Bizim ortaya koydugumuz potansiyeli sanayi bizden almalı, bizden talep etmeli. Uluslararası Işblrllfll - Peki, sanayiden size böyle bir talep geliyor mu? ANILANMERT - Öbür üniversıtelerde görüyorum. Tek- nolojik alanda daha fazla girişim var, ama bizim araştırma merkezimize henüz böyle bir talep gelmedi. Merkezin ku- ruluş aşamasında bazı firmalarla göriişmüştük. Ama hâlâ bir ses çıkmadı. Bilinç var, ama henüz çözümü yok. Birta- kım sektörlerde tasanm sorunlan var. Ama yine onun çö- zümü burada. Bu konular burada yetiştirilen ya da yetişti- rilecek insanlarla çözülecek. Bu işbirliğüün daha yakın ol- masıjazım. KÜNTAY -Büyük bir tarihsel birikimi, zenginliği olan bir ülkede yaşıyoruz. Sanatçı da büyük tarihi zenginlik ve folk- lordan yararlanarak uluslararası pazarda rekabet edeceğinin bilincinde olmalı. - Üniversite olarak yakın gelecek için hedefleriniz ne- ler? ANILANMERT - AB'yle ilgili üniversitelere tanınan ba- zı düzenlemeler konusunda çalışmalarımız var. Bunlar ak- reditasyon ve öğrenci hareketliliğı olarak değerlendirilen baş- lıklar. Biz bunlan şu sıra düzenlemekle meşgulüz. tleriye dönük hedeflerimizde de mümkün olduğunca sanarı toplum- la karşılaştırmak, topluma mal etmek, toplumla bütünleş- tirmek için ugraşıyoruz. KÜNTAY -Bir de uluslararası iş- birliğine açılma çalışmalarımız baş- ladı. Bu da bizim için çok önemli. Öğrenci değiş tokuşu çalışmaları- mız var. Böylece sadece ülke sırur- lan içinde değil, dünyada dabirba- kış perspektıfi kazandırmak, bilgi ahşverişi yapmak ve bunlan geliş- tirmek amacuvdayız. ANILANMERT - Su anda Va- lencia Üniversitesi'nden tspanyol öğrencilerimiz var. Bizim Resim Bölümü'nden de oraya öğrenci gi- decek. Bu tür öğrenci hareketliliği- ru daha da fazla özendirmeyi amaç- lıyoruz. Zaten üniversitemizin bir- çok üniversiteyle imzalamış oldu- ğu protokoller var. Yurtiçi ve yurt- dışında büyük atılım çalışmalan içındeyiz. Akademl baloları - Size son bir soru. O pek ünlü ve çarpıcı, geleneksel Akademi ba- lolan ne oldu? ANILANMERT - Akademi balo- lan çok önemliydi. Onlarda yaratı- cılık vardı. Bunlar Türkiye'de ilk happening'lerdi. Çünkü bir konu yanşma sonucu belirlenir; dekorlar, kostümler seçilir; öğrencisi, öğret- meni, miman, heykeltıraşı, ressamı, hep birlikte çalışılır. dekorlar, kos- tümler oluşturulurdu. Balo akşamı dekorlar kamyonlara konur, arkasın- dan da Akademililer giysileriyle balonun yapılacağı yere giderlerdi. Bunlar ilk happening'lerdi. Ama şimdi bu balolar pek yapılmıyor. Bu balolar 197O'lı yıllarda burjuva hareketleri olaraktanımlanmışve ya- pılmasından vazgeçilmışti. Daha sonra, iki yıl önce Akademi balo- lannın o canlı, renkli havasını can- landırmak istediğimizde öğrenciler buna pek katılamadı. -Neden? ANILANMERT -Çünkü onlar Akademi balosunu eğlen- ce olarak aldılar. Kendi tarzlannda eğlenmek istediler. Ör- neğin DJ olmadan hiç kimsenin baloya gelmeyeceğini söy- lediler. îkincı baloda DJ de geldi. Ama o birliktelik kurula- madı. Çünkü bir halka kopmuştu. Akademi balolan gele- nekti. Öğrenci ve öğretim üyesi, herkes birlikte eğlenirdi. Ama ertesi gün herkes yine eski durumuna dönerdi. Hoca hocaydı, öğrenci de öğrenci. Ama o kadar aradan sonra o halkalar koptu. - Peki o halkalaryeniden birbirine bağlanamaz mı? ANILANMERT - Zaman ister. Hemen olacak bir şey de- ğil. Bir de öğrencilerde o hafiza kalmadı. Onu yeniden oluş- turmak lazım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle