Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8EYLUL 2002 PAZAR
S HABERLERİN DEVAMI
G U N C E L CÜIVEYT ARCAYfREK
H Baştarafı 1. Sayfada
Basın (medya) 4 No'lu DGM'nin karanndan uzun
jzadıyasöz ediyor. Nedense haberlerde yorumlarda
wyasal tarihımizin belleğine altı çizilerek yazılması
fereken, Recep Bey'i terterniz kimliğine kavuşturan
.arara imza atanlaria karşı çıkanın isimlerini vermiyor.
$u eksıği tamamlayalım:
Recep Bey'in başvurusuna "olumlu görüş bildi-
rsn' mahkeme savcısı Ender Karasu,
Recep Bey lehine karar veren Mahkeme Başkanı
îükrü Bozer ıle üye Hakkı Yalçınkaya,
Recep Bey'ın sabıkasının adli sıcilden silinmesine
terşı pkan üye Mehmet Inan.
jşte, son aşamada "unutulmayacaklarlistesi"ne gi-
rwı dört isim.
ABD'nın 3. Cumhurbaşkanı Thomas Jefferson di-
yor ki:
'Niçın bu kadar çokyasa var? Çünkü gerçekyasa-
Cıyok.'
• • •
DGM karanndan sonra yeni bir yalakalık dönemi
acılıyor hattaaçıldı.
Recep Bey'i daha önceki günden milletvekili yap-
makla yetinmeyerek başbakanlık koltuğuna oturtan-
lann (hangi meslekten olursa olsun) önümüzdeki gün-
leıde AKP merkezinı, Recep Bey'ın ofisini daha sık
zi>aret etmeye, saygılannı sunmaya başladıklannı işı-
tirsenız şaşırmayınız.
I3GM karanndan sonra kimi insanlanmız neden de-
ğişmesın?
jlkemizde yalaka/ık da insan haklan arasında.
Kanıt mı anyorsunuz? Adli yılın açılışı nedeniyle
Yagıtay Başkanı'nın kokteylindeki Recep Bey'le çev-
resine üşüşenleri sergileyenTV manzaralarını -olanak
buursanız- bir kez daha ızleyin.
• • •
Recep Bey değişti ha! Ya iki gün önceki türbanlı
sözleri ne anlama geliyor?
Bugun genç kızlanmızın örttüğü başörtüsünü -bi-
le- türban kabul etmiyor. Bu, "bonenin adeta değişik
bırşekli" imiş. Ya başörtüsü? Şimdilık Kuran'ın em-
ridir
demiyor, "Inancımızın emridir" diyor.
"Değışim"\ kaypak söylemlerie idare ediyor, kım't-
lerine pekâlâ yutturuyor. Idarei maslahatçılık AKP Ge-
nel Başkanı'na özgü.
• • •
Oeniz Baykal dışında Kemal Derviş e "sen" di-
yebilen, "senli benlı" sorularta söyleşebilen Hasan
Cemal dostumuzun ikı gündür Milliyet'te tam sayfa
yazdıklanna göre..
.. Ekonomik krizlerin (acaba Ecevrt mi desek) ya-
rattığı siyasal mucize, söylendiğine göre yannların
vazgeçilmez devlet adamı Derviş, daha bugünden
dayatıyor:
Ey seçmen; Derviş diyor ki, birinci koşul tek parti
iktıdarı. Bu koşulu gerçekleştirmek için aklını ve de
oyunu kullan. Yöksa?
Yoksası moksası yok! Ne diyor Derviş: "CHP san-
dıktan tek başına çıkmaz, ekonomi sorumluluğum al-
tına venlmezse, her şey daha kötüye gidecek."
Hasan Cemal ustüne gıdiyor Derviş'in: "Baykal'ın
ve 'senın' açıklamalanndan çıkan bir iddia var; eko-
nomiyi CHP kurtanr, Derviş kurtanr! CHP sandıktan
tek başına çıkmaz, ekonomi de Derviş'e verilmezse,
ekonomi daha kötüye gıder. ûyle mi?"
Derviş'ten taşgibi yanıt: "Evet, öyle". Kısacası ben-
den sonra tufan!
Velakin anketler Derviş'i doğrulamıyor. CHR Der-
viş fırsatıyla ancak ve ancak yüzde 14'lerde!
CHP çıtayı daha ne kadar yükseltebilir? Yüzde 5
mi,.? mi, 10 mu? Zor!
Ustelik başbakan adayı Recep Bey, "başansız" di-
yenitelediği Kemal Derviş'e "ekonomiyi teslim etme-
yeceklerinı" açıkladı. Recep Bey'in "değişmeyen"tek
yönü Kasımpaşalı karakten. Karakteri gereği birsöy-
lediğini bir daha değiştirmiyor.
Işte bu noktada insanın içine bir kuşku düşüyor.
Derviş, Recep Bey'i duymamış gibi; ne kı 3 Ka-
sım'dan sonra (CHP'nin tek başına ıktıdara geleme-
yeceğini hesaplayarak) şimdiden görevden kaçma-
nm kapısını mı açıyor?
Derviş bu! Yarınlara bugünden kurduğu oyunları
bılemeyiz kı...
360 bin metrekarelik alanın her köşesinde bir başka güzellik vardı GUNDEM
Bu yıl fuar bir başkaydıÜMİT ZİLELİ
Sahne arkasındaki küçük
odada, elimi uzatsam futabile-
ceğim kadar yakınımda duran.
daha önce hiç karşılaşmadığım,
hiç dinlemediğim, o güne dek
yollanmızın hiç kesişmediği
ama çok iyi tanıdığım o adama
baktım...
Oydu işte; kaybedenlerin,
ezilenlerin, paramparça hayat-
larm ve teslim oluşun ve isyan-
lann ve zapt edilemeyen kala-
balıklann sahnedeki temsilcisi,
kendi deyişiyle "damardan
şarkıların" yorumcusu "Müs-
lüm Baba"... Müslüm Gfir-
ses...
Ama o, şarkılanyla çıldıran
kalabalıklara inat sessiz, konser
alanlannı harabeye çeviren
hayranlanna inat, olabildiğince
dingin, öfkeden uzak ve seve-
cendi...
- Ve o kadın...
Müthiş bir tevazu ile erkeği-
nin arkasmda dimdik duran, en
ince detayına varana dek ilgile-
nen. daha önce yüzlerce benze-
rini izlediği konseri sahne geri-
sindeki küçücük monitörden el-
leri titreyerek, gözleri yaşararak
izleyen o kadın... Şöhret basa-
maklannın en tepesinden yıllar
içinde en dibe savruian, bir za-
manlann büyük film yıldızı
Muhterem \ur...
Geneîlikle olduğu üzere;
Müslüm Baba konserlerinin na-
sıl yanm kaldığını da o akşam
bizzat yaşayarak gördüm!.. Yal-
nızca kırk dakika sürebilen
konser sırasında havuz ve çev-
resinin nasıl tarumar edildiğini
izledim, jiletlerin göğüslerde,
kollarda, damarlarda nasıl ge-
zindiğini de!.. Bu işlerde tecrü-
beli bir güvenlik görevlisinin
dediği gibi;
- Tipik bir Müslüm Baba
konserivdi!..
Fuarda on binler Müslüm Giirsesin konserini coşkuyla Lzledi.
Ama olsun; o akşam iki kı-
nk hayatın, iki kayıp insanın el
ele yaşamın üzerine nasıl yürii-
düklerini, nasıl tek yürek haline
gelebildikJerini görme şansını
yakaladım...
- Az şey mi?!..
îzmir bu yıl yine çok güzel-
di... Fuann tadı bir başkaydı...
360 bin metrekarelik fuar alanı-
nın her köşesinde bir başka et-
kinlik. bir başka güzellik vardı.
Rengârenk ürün standlan, Dans
gösterileri, dünyanın dört bir
yanından sihir ustalannın katıl-
dığı "îllüzyon Festivali", yoga
semınerleri, rüya analizleri,
mekânla insanın ruhsal uyumu-
nu konu edinen Feng Shui öğre-
rileri, sergiler, canlı televizyon
şovlan, daha neler neler...
tzmir Anakent Belediye
Başkanı Ahmet Piriştina, bir-
kaç ay önce TRT 2'de yaptığı-
mız "Pazar Söyleşileri" sıra-
sında Izmir Fuan'nda bundan
böyle eğlence ve kültür-sanat
etkınliklerinin "katılımcr bir
anlayışla ve iç içe yaşanacağını
söylemişti. Bu başanlmış... Pi-
riştina, ftıan tamamen hanımla-
nn ellerine bırakmış, çok da iyi
yapmış!..
Halk konserlerinin organi-
zasyonunu sevgili Nebil Öz-
gentürk üstlenmiş... Ve ortaya
16 "sihirli gece" çıkıvermiş!..
Tabii avlarca süren ölümüne
tempolu bir çalışma sonrası...
Ve bu konserler, Muazzez
Abacı'dan Leman Sam'a.
Emel Sayın'dan Mogollar a.
Erol Evgin'den Ali Kocate-
pe'ye. Erkin Koray'a, Moğol-
lar'a bu ülkenin sanatçılannın
katıldığı şenlikJere dönüşmüş...
Hele o anlatıla anlatıla bitirile-
meyen, Âşık Mahzuni, Zeki
Müren ve Banş Manço'ya
saygı gecelerinin sıcaklığı...
Nasıl yaşandığını nasıl an-
latsam acaba?.. Ben yalnızca
iki geceye tanıklık edebildim.
Müslüm Gürses ve Timur Sel-
çuk konserlerini izledim. Kon-
serler dev bir perdede sözlerini
Nebil'in yazdığı, Ali ve Aysun
Kocatepe'nın söylediği "Bir
Fuar Masalı" şarkısı eşliğinde
70 yılın fuar görüntüleriyle açı-
lıyor... Ardından o müthiş ener-
jisiyle Erkan Yolaç çıkıyor
sahneye ve kendisinin de içinde
yer aldığı eski fuarlardan bir
demet anı sunuyor seyirciye...
Sonra o gecenin sanatçısı sahne
alıyor, ama önce dev perdede,
belgeseliyle!..
"Bir Yudum Hayat Gece-
leri" önce o sanatçuun yaşa-
mından ve şarkılanndan kesit-
ler sunuyor, geçmişten bugü-
ne... Uzun ytllann anılanndan
süzülüp bugüne ulaştığınız an-
da karşınızda gördüğünüz sa-
natçıyı çok ama çok yakmdan
tanıyormuş hissine kapılıyorsu-
nuz...
- Işte ben Timur Selçuk'ta
tam da öyle oldumL
Taa, delikanlılık yülanma
kadar uzandım... "Bugûn, Va-
rın ve Daima" ile ilk aşklanma
döndüm... "Aynlanlann Şar-
kısı" ile ilk aşk acılanma ağla-
dım... "tspanyol Meyhane-
si"nde yıkılırcasına sarhoş,
"\ereye Payidar"da alabıldi-
ğine hüzünlü, "Karantina'b
Despina"da ölümüne öfkeliy-
dim...
- Ve "1 Mayıs" ile umutlan-
mı tazeledim!..
Bu izlenimleri bir müjdeyle
bitirelim; Eğer bu yıl Izmir Fu-
an'nı kaçırdıysanız, gelecek
yıl mutlaka yolunuz oradan
geçsin!.. Fuar Genel Müdürü
Dilara Ersözlü'nün yalancısı-
yım; o devasa alandakı tüm bi-
nalar yıkılıyor, sanayi standlan
hemen o alanın yanındaki 30
bin metrekarelik bir başka yere
kaydınlıp arada bağlantı kuru-
luyor ve 360 bin metrekarelik
şimdiki gezi sahası tamamen
yeşil alan haline getiriliyor...
Üstünde birbirinden farklı kü-
çük kafeler olması kaydıyla ta-
bii!.. Düşünebiliyor musunuz,
360 bin metrekare yeşilin üze-
rinde rüya gibi bir fuar... Dın-
ledikçe İcıskandım. "Ah, ahh"
diye iç geçirdim; - Ahhh İs-
tanbulü!
TiirkiyeMe 10 milyon okıımaz-yazınaz var
FtGENATALAY
Bugün, tüm dünyada
"Okuma Yazma Günü"
olarak kutlanıyor. Türki-
ye'de okuryazarhk oranı
>üzde 85,1. Kadın okur-
yazarlığı oranı ise yüzde
72. Okuma yazma bilme-
menin, bagımlılık, özgü-
ven eksikliği ve utanma
duygusu gibi olumsuz et-
kileri bulunuyor.
Okumaz-yazmazlar,
en temel haklan olan eği-
tim hakkından yoksun
kalıyor, gündelik ve top-
lumsal yaşamda zorluk-
lar çekiyor, özgür ve ba-
ğımsız birey ve yurttaş
obnalan mümkün olamı-
yor. "'cahil" sıfatıyla
damgalanarak toplumsal
yaşamdan dışlanıyorlar.
Bu durumda olan kadın-
lar, kendileri açısından
olduğu kadar yetiştirdik-
leri çocuklar açısından da
aynı olumsuzluklarla
karşı karşıya kalıyorlar.
Anne Çocuk Eğitim
Vakfı (AÇEV), bu sorun-
lara çözüm bulabilmek
amacıyla yıllardır yetiş-
kin okumaz-yazmazlara
yönelik olarak Işlevsel
Yetişkin Okuryazarlığı
Programı (IYOP) uygu-
luyor. 2002 Haziran sonu
itibanyla yüzde 98'ı ka-
dın olan 30 bin kişi bu
programı tamamlayarak
olcuryazarlık belgesi aldı.
Bu programlar. okuma
yazma becerileri yanı sı-
ra kent yaşamında karşı-
laşılan ve okuma yazma
becerisinin kullanımını
gerektiren, elektrik fatu-
rası okuma, alışveriş lis-
tesi yapma, oy kullanma,
baş\-uru formu doldurma
gibi günlük yaşamın ge-
rektirdiği pek çok ışi de
içeriyor.
Teşekkür
30 Ağustos 2002 tarihinde kaybettiğimiz değerli varlığımız
Prof. Dr. Hüsnü A. Göksel'in
hastalığı sırasında olağanüstü bir özveriyle onu bize kazandırmaya çalışan, hiçbir konuda yardımlarını
esirgemeyen ve son günlerinde acımızı hafifletmek için ellerinden geleni yapan, başta yıllarca birlikte
çalıştığı, çok sevdiği dostu ve değer verdiği meslektaşı
Başkent Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Mehmet Haberal
olmak üzere,
Prof. Dr. Nevzat Bilgin, Prof. Dr. Rengin Erdal, Prof. Dr. Gülnaz Arslan, Prof. Dr. Lale Atahan, Prof. Dr.
Meral Beksaç, Prof. Dr. Sedat Boyacıoğlu, Prof. Dr. Zeynep Kayhan, Prof. Dr. Haldun Müderrisoğlu,
Prof. Dr. Hakan Özkardeş, Doç. Dr. Fatih Boyvat, Doç. Dr. Aslı Dönmez, Doç. Dr. Füsun Öner Eyüpoğlu,
Doç. Dr. Hamdi Karakayalı, Doç. Dr. Mehmet Emin Korkmaz, Doç. Dr. Gökhan Moray, Doç. Dr. Siren
Sezer, Yrd. Doç. Dr. Müşerref Şule Akçay, Yrd. Doç. Dr. Arash Pırastehfar, Yrd. Doç. Dr. Adnan Torgay,
Uzm. Dr. Selim Candan, Uzm. Dr. Turan Çolak, Uzm. Dr. Mahmut Can Yağmurdur, Uzm. Dr. PınarZeyne-
loğlu, Dr. Oya Altaş, Dr. Cem Aydoğan, Dr. Ibrahim Ayvaz, Dr. Çiğdem Erkaya. Dr. Sarp Kaya Görür, Dr.
Özgür Karacan, Dr. Aylirt Özsancak, Dr. Şerife Savaş, Dr. Şinasi Sevmiş, Dr. Emin Türk, Dr. Alper Yazıcı
ve Dr. Insu Yılmaz'a
ve
Başkent Hastanesi C-7 Transplantasyon Koordinatör Hemşiresi Hatice Akkoç, transplantasyon ve
yoğun bak/m hemşireleri Buket Aybas, Sibel Demiray, Yeliz Dökmeci, Nihan Eren, Firdevs Ersöz, Han-
ife Ipek, Özgül Karakulak, Banu Küçük, Sibel özel, Yasemin Sertdemir, Songül Sıvaz. llknurŞengel ve
Pınar Yıldınm'a, diyaliz hemşireleri Zeynep Akın, Özlem Arabacı, Songül Arslan, Arzu Göktepe. Meltem
Güller, Işılay Inanoğlu, Esra Öksüz, Yasemin Torun ve Ayşenur Vatandaş'a, diyaliz teknisyenleri Hüseyin
Ayan, Ercan Aslan, Müjdat Demiral, Abdullah Kaygısız, Eyüp Koç ve Deniz Tufan'a, radyoloji teknisyen-
leri Hayrettin Demir, Faruk Güner, Atıf Kılıç, Şevket Sırmacı, Şafak Tanyeri, Erkan Taymaz, Abdullah
Ünvermez ve Volkan Yalçın'a, diyetisyenler Pınar Gülşener, Bilge Günaydın, Ümit Kızay, Yeter Köseömür,
Irem Olcay, Neşe Oskay, Perim Türker ve Özlem Yalçın'a, fizyoterapistler Bilal Akşit, Şerife Albayrak
veAynurEvşen'e, sekreterSabahatBaşaran'a, evekonomistleri Ibrahim Demirağ, Hasan Hüseyin Keser,
Hülya Açıkgöz, Ebru Ertuna ve Sesil Savaş'a, yemekhane personeli Fatma Gül Aytemız, Hasan Bozkurt,
Izzet Karagöz ve Olcay Tosun'a, yardımcı personeller Eylem Akkurt, Ertan Bilir, Metin Öztürk ve Hüseyin
Yıldız'a ve Hacettepe Hastanesi radyoterapi teknisyenlerine
ve
hastalığının ilk dönemlerinden itibaren kendisini yalnız bırakmayan dost ve meslektaşlanna ve özellik-
le her türlü gereksiniminde büyük bir şefkat ve sabırla evladı gibi yardımına koşan
Tülay Özbulut'a
ve
cenaze törenine katılan, hayır kurumlarına bağış yapan, telgraf, telefon ve e-postayla mesaj gönder-
erek acımıza ortak olan, Ankara, istanbul ve defnedikjiği Silivri'de bizi yalntz bırakmayan akraba, dost
ve yakınlarımıza en içten minnet ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ailesi
Büyükelçi atamalan yapıldı
OZGENACAR
ANKARA - Dışişleri Bakanlıgrnda
uzun süredir beklenen yeni büyükelçi
atamalan, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer ile Dışişleri Bakanı
Şükrü Sina Gürel arasında yapılan
görüşmeyle dün son biçimini aldı.
Ismail Cem'in görevinden aynlma-
dan önce hazırladığı, ancak Çankaya
Köşkü'ne sunamadan istifası ile erte-
lenen büyükelçi atamalanyla ilgili Iis-
tede yeni bakanın bazı degişiklikler
yaptığı gözlendi. Cumhurbaşkanı Se-
zer, bürokratlar arasında atamalann
seçim sonrasına bırakılması karannı
büyükelçiler için uygulamadı.
Cumhurbaşkanı Ozel Kalem Müdü-
rü Tacan İldem ilk kez büyükelçi
olurken Lahey"e. Başbakan Bülent
Ecevit'in iki dönem dış siyasa danış-
manlığını yapan Erdal Tümer Lük-
semburg'a atandı. Lahey'den Aydan
Karahan, Ender Arafın yerine Bu-
dapeşte'ye atanırken Lüksemburg'dan
Yalçın Oral ise merkeze dönüyor.
Önemli merkezlerden Londra Bü-
yükelçisi Korkmaz Haktanır kendi
isteği ile Kahire'ye, yerine Müsteşar
Yardımcısı Akın Alptuna; Yaman
Başkut'un boşaltacağı Jokyo'ya ka-
dın büyükelçi Solmaz Ünaydın; AB
Genel Sekreteri Volkan Vural. L'ğur
Akıncı'nın merkeze dönüşü ile Mad-
rid'e; Müsteşar Yardımcısı Aydemir
Erman, Erhan Yiğitbaş'ın yerine Ot-
tavva'ya atandılar.
Aynca, Cenk Duatepe Hatay Sa-
vaşçı'nın yerine Prag'a, Nad Akın-
cı'nın yerine Akın Algan Fas'a, Gü-
naltay Şibay'ın yerine Berki Dibek
Dublin'e, Kaya fnal'ın yerine Yahya
Akkurt Vietnama. Ahmet Acet'in
yerine Hasan Servet Öktem Belg-
rad'a, Ahmet Erozan'ın yerine Sina
Baydur Saraybosna'ya. Osman Pak-
süt, Mehmet Akat'ın yenne Bağ-
dat'a, Duray Polat'ın yerine AJi Ya-
kıtal Hartum'a, Varol Ozçelik ise Na-
irobi'ye atandılar. Bu arada Bakanlık
Sözcüsü Hüseyin Diriözün ataması
ise ertelendi. Hafta başuıda yeni bü>oi-
kelçiler için ilgili ülkelerden olur is-
teneceği bildiriliyor.
Alevi-Bektaşi edebiyatı sempozyumu
ANKARA (AA) - Devlet Bakanı
Yılmaz Karakoyunlu. Alevi-
Bektaşi edebiyatmda aruz
kalıplannın örneklenne rastlandığım
belirterek "Bir iddia ifade etınek
istiyorunı. Alevi-Bektaşi
edebiyatınm içerisinde aruz
kalıplannın en kısa fornılarını, en
mükemmel Örneklerini. Divan
edebiyatınm başka hiçbir şiir
türünde bulmanız mümkün
değildir" dedı.
Hüseyin Gazi Vakfi ile Hüseyin Gazi
Derneği tarafından Çankaya
Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi
Konferans Salonu'nda düzenlenen
"Alevi-Bektaşi Edebiyatı
Sempoz>umu"nun açıhşında
konuşan Karako\oınlu, Divan
edebiyatı ile Alevı-Bektaşı
edebiyatınm ilk örneklennın
görülmeye başladığı yıllardan
itibaren karşılaştmnasını yaptı.
Alevi-Bektaşi edebiyatı örneklerinin
estetik değerler, konu içerikleri,
anlatım bakımından zengin olduğunu
\r
e hallon anlayabileceğı dilde ortaya
konulduğunu anlatan Karakoyunlu,
bu edebiyat türünde insan sevgisinin
egemen olduğunu söyledi.
Bu edebiyat türünde verilen
ömekJerin toplumun ekonomik
def erlerinden, kahır, acı ve
sıkıntılardan etkilendiğini \oirgulayan
Karakoyunlu, tanhsel değerlerin
mutlak surette muhafaza edildiğini,
sosyolojik gerçeklerin ise nazıkane
bir üslupla ele alındığını kaydetti.
Konuşmasının ardından Devlet
Bakanı Karakoyunlu'ya Hüseyin
Gazi Vakfı ile Hüseyin Gazi Derneği
tarafından bir şilt ile kunıluşlann
bilim kuruluna katılım belgesi
sunuldu.
• Baştarafı 1. Sayfada
rını görmek bıle olası.
Milletvekili aday listelerinin 11 Eylül günü kesin-
leşecek olması CHP'nin Hatay mitingini deyim ye-
rindeyse aday adayları mitingi haline çevirmiş.
Baykal ı karşılayanlar arasında örgüt temsilcileri-
nin yanı sıra aday adayı temsilcileri var. Kimi aday
adayları mütevazı davranmış. bir kişinin taşıyaca-
ğı büyükçe bir pankartın sağında Atatürk'ün res-
mi. solunda Baykal'ın, ortasında aday adayının
renkli bir portresi.
Baykal, otobüste gazetecilerle sohbet ederken
yanına Kemal Derviş'i de almış. Baykal'ın verdiği
mesajların satırbaşları şunlar:
- Hedefimiz tek başına iktidar.
- Bu seçimde, birinci olduğumuz 1989 yerel se-
çimlerinin havasını görüyorum.
- Ismail Cem'den Bülent Ecevit'e kadar daha
önce yaptığım birliktelik çağrısını sürdürüyorum.
- Türkiye'de artık rejım sorunu olmaz.
- Bu seçim sosyolojik olarak ikı turlu olacak.
Baykal'dan sosyolojik iki turu biraz açmasını is-
tedik. Değerlendirmesi şöyle:
"Seçmen sandığa gittiğinde ülkeyi tek partinin
yönetmesı için ne yapması gerektiğini düşünecek.
Işte o aşamada belli partilerde topartanma olacak.
Siyasetin en dağınık olduğu an belki de toparfan-
maya en yakın olduğu an."
Baykal'a sunulan Hatay raporu
Antakya'da Uğur Mumcu Meydanfnda gençler-
le sohbet ediyoruz. Adları Abdullah, Simon, Atil-
ia, George, Mutiu.
Müslüman, Hıristiyan Antakya'nın kendi dokusu
içinde gençler banş içinde arkadaşça yaşadıkları-
nı söylüyorlar. Ancak sıkıntıları ortak:
İyi bir eğitim almak, geleceğe güvenle bakmak,
özgürce siyaset yapmak.
Içlerinden bıri atılıyor:
"Hersıyasetçi umudun gençlerde olduğunu söy-
lüyor. Ancak gençler seçimden seçime hatırlanı-
yor."
CHP'nin Antakya mitingi öncesi genel merkez
yönetimi iki günlük bir alan çalışması yapmış. So-
nucunu da 6 sayfalık bir raporla Deniz Baykal'a ilet-
miş. Raporda rakip olarak adı geçen tek kişi Re-
cep Tayyip Erdoğan.
Parti ıçinden adı geçen tek kişi ise Kemal Der-
viş. Derviş'in CHP içindeki artıları eks/leri bu rapor-
da da dikkatı çekiyor. 4. sayfada Derviş'in seçmen
bazında bir güven unsuru olarak algılandığı özen-
le vurgulanıyor. 5. sayfada ise Hataylıların pamu-
ğun tükenmesinden, tütünün kurumasından ya-
kındığı vurgulandıktan sonra, şöyle deniyor:
"Serbest piyasa ekonomisine geçiş yaklaşımı ile
devlet desteğinin çekilmesi ve IMF politikaları du-
rumu daha da kötüleştirmektedir. Bu konudakıpo-
litıkalan bitirdiği düşünülen ve yürütücüsü olarak al-
gılanan Kemal Derviş 'in CHP bünyesinde olması-
na dıkkat edilmesi bahsi geçen algılamanın gide-
nlmesi gerekmektedir."
Hatay; Alevi, Sünnı, Kürt, Türk, Arap, Hıristiyan,
Musevi, Süryani nüfusun iç içe yaşadığı bir ilimiz.
Bu kesimlerin kendi içinde oluşturduğu mozaik si-
yasete aynı ölçüde yansımıyor. Yakın geçmişte so-
fun da kendi içindeki ilişkilerinden çok çelişkileri
öne çıkıyordu. Bu kez hava biraz daha değişmiş
görünüyor. CHP'den belediye başkanı seçilen Iris
Şentürk'ün yeniden partıye döneceği yönünde
beklentiler var. Sol içinde kişilere dayalı öteki bö-
lünmelerin de CHP'nin, genel merkezin sağlıklı bir
açılım sağlaması halinde ikincil kalacağı görüşü
hâkim.
Miting alanında konuştuğumuz çeşitli illerden
gelen partililerin heyecanı, hırsı tabanda bir rüzgâr
estiğini gösteriyor. Şimdi sırada bu rüzgârı enerji-
ye çevirebilmek var... Bunu da önümüzdeki 1-1.5
aylık süreç gösterecek.
an [email protected]
AL GÖZÜIVI SETREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Babam Öldü
M BaştarafıArka Sayfada
bayrağının hemen gön-
dere asılmasını istiyor.
Bayrağı asıyorlar. Ve Is-
tiklal Marşı söyleniyor.
Alican'ın dedesi her
seferinde tam burada,
Istiklal Marşı söylenir-
ken ağlardı. Bu, torun-
lar için her seferinde
ona sıkı bir sanlma fir-
satıydı. Işte hemen tek
tek sanlıp dedenin artık
kelleşen kafasını sev-
giyle öpüyorlar. O Istik-
lal Marşı'nı okumaya
devam ediyor.
Beni en çok seven bi-
ri yok artık, babam öl-
dü. Artık kimse arka
ayakları titreyerek ölen
yavru bir köpeği benim-
le birlikte evimizin bah-
çesine gömmeyecek, o-
nun için ağıtçıya para
verıp en güzel ağıtları
okutmayacak. Artık
kimse 40 derece kıza-
mık ateşiyle yatan bir
kız çocuğu için karlann
yolu kestiği vadilerde,
çılgınca araba sürüp,
kurtları peşine takma-
yacak. Artık doktorlar,
"bakalım bizim anar-
şist hasta bugün neler
yapacak?" diye onun
oda kapısını çalmaya-
caklar. En büyük oyu-
nunu oynadı.
Kalktı, en güzel be-
yaz takımlarını giydi,
mendil cebine annemin
her zaman ütüleyip ko-
laladığı mendillerinden
birini yerleştirdi, saçla-
nm arkaya doğru sıkıca
taradı ve hanımının ya-
nına gitmek için yola
çıktı. Bize hoşça kahn
derken, hiç üzgün de-
ğildi. Çünkü onu bekle-
yen annemdi ve anne-
min her zaman anlata-
cak pek çok hikâyesi
vardı, babamın en çok
istediği onlan yeniden
duymak ve güzel hanı-
mını belinden kavradığı
gibi bir dans pistine sü-
rüklemekti.
Hoşça kal baba. An-
nemle yan yana yattığı-
nız mezara beyaz güller
bıraktım. Her taraf gül
koktu, ama ben üzgü-
nüm. Çünkü artık beni
en çok seven biri yok.
Hem yetim hem öksü-
züm artık. Ve birdenbi-
re büyüdüm. Demek ki,
babasız kalmak biraz da
büyümekmiş, bunu öğ-
rendim. Son öğrettiğin
şey için de teşekkür
ederim.
Not: Babam öldüğü
gece bizim evde şenlik
vardı. Tüm dostlarım,
içkisini alan gelmişti.
Içki seven babam için
güldük, anılar anlattık
ve çok ağladık. Beni o
gün ve daha sonraki
günler yalnız bırakma-
yan herkese minnetta-
rım. Bu arada bir şey
daha öğrettin, bazı
kalpleri ölüm bile yu-
muşatamıyormuş. Oy-
lesine donuk ve ölüler-
miş.
seyrej leisil(« yahoo.com