12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLUL 2002 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALtStRMEN AAnı Arayan IMIye Sevgili, "Deniz en güzel morgiysiler içinde kıvrak Ufuktan buraya koşar, kucak kucak Ve az sonra yakut çakıllara değer titrek dudak- lan 0 anda vuslat aydınlığı sarar ufuklan Birdeğil, vallahi bin başkadır Çamlı Kahve ak- şamları..." Böyle anlatıyor, Trilyeli öğretmen dostum Ne- jat Düvenci, 1947'de yazdığı ve o yılın 17 Nisa- nı'nda Variık dergısinde yayımlanan şiirinde, Çam- lı Kahve'de gurup vaktini. Gerçekten de, Çamlı Kahve'den gurup vakti Gemlik Körfezi'ni seyretmenin tadına doyum ol- muyor. Trilye Belediye Başkanı Hüseyin Kara, şimdi orayı mesire yeri olarak düzenlemek üzere kolla- rı sıvadıklannı, projenin hazıriandığını, yakında in- şaata başlanacağını söylüyor. Yalova-Bursa Karayolu'nda, Gemlik'i geçip bir- kaç kilometre ilerledikten sonra, denizi arkanda bıraktığını sandığın bir sırada, Engürücük mevki- inden Kurşunlu levtıasını görünce, sağa saptın mı, birkaç kilometre daha gittikten sonra Sevgili, Kur- şunlu'ya yani deniz kıyısına vanyorsun. Bir yakınım, uzun uzun anlatırdı, bir zamanlar genç kızlığının Kurşunlu'daki yaz kamplan ve ta- til günlerini. • • • Kurşunlu artık bir beton yığını, masmavi kıyıda zeytin ağaçlan altında asude yaz günleri yerini be- ton, kirlenmış bir deniz ve güriiltüye bırakmış. Kıyıları, verandanda, oturduğun yerden elini uzatsan, karşı dairedeki komşulannın masasın- dan tuzluğu rahatça alabileceğin kadar birbirinin içine girmiş, "site" namıyla maruf, betona boğ- duk, yanm yamalak sanayimizin atıklarını ve ken- di kazuratımızı denize yolladık. Şimdi Marmara, sahillerini hoyratça yağmala- yanlann günahlannı yüzüne vurur oldu. Kurşunlu'dan Mudanya'ya kadarki 20 kilomet- relik yol boyunca, zaman zaman betondan kur- tulup zeytuni yeşil içinde nefes aima olanağını buluyorsun. Tam "oh" derken, bir virajı dönüyor- sun suratına yine beton çarpıyor. Mudanya ile Güzelyalı kendi sınırtarında beton- lannı kucaklaştırmışlar, ikisi birbirlerinin devamı ol- muşlar. Mudanya'yı da geride bırakıp bir on kilometre daha gittiğinde ise bambaşka bir yer çıkacak kar- şına, zamanın durduğu, eski Marmara sahil ka- sabalarından birine gireceksin. Eski kiliseleri, evleri camileri ile sana geçmişin güzel izlerini yansıtan Nejat Düvenci'nin Çamlı Kahve'sinde akşamını eşsiz bulduğu Trilye'de- sindir artık. ••• 1 Daha doğrusu, Trilye değil, Zeytinbağı'na va- racaksın. Birçok yer gibi, Trilye'nin de adı değişmiş, Zey- tinbağı olmuş. Trilyeliler adlannı geri almak için çok uğraşmış- lar ama nafile. - Bizi biraz ötedeki Zeytindağı ve Zeytinburnu ile kanştınyorlar, kasabamızın adının neyi vardı ki, diyor Hüseyin Kara. Trilye adının kökeni ise tartışmalı, kimi Helen- ce'deki barbunya balığı sözcüğü Trigleia'dan gel- diğini ileri sürüyor. Gerçekten de bir zamanlar, yani Marmara Denizi dentzken, Trilye'nin kaya barbunlan pek ünlüymüş. Kasabada o günleri anımsayanlar var. Bir başka görüşe göre de M S 376 yılında Iznik Konsili'nde aforoz edilen üç papazın buraya ge- lerek yerleşmelerinden dolayı "Tri llia" yani üç papazdan geldiğini söylüyoriar adın. Trilye adının kökeni ne olursa olsun, onu Zey- tinbağı olarak değiştirmekteki maksadı anlamak güç. Orada Rumlar ile Türkler birlikte yan yana ya- şadılar, zeytin yetiştirdiler, zeytinyağı çıkardılar, balık tuttular, ibadetlerini yaptılar ve göçtüler. Biz tarihimizden mi korkuyoruz? Türkülerden, köy, kasaba, kent ya da insan ad- lanndan korkularak, bunlara yasak getirilerek ulus olunmaz. Haftaya yine Marmara kıyısındaki bu eskiden yadigâr Trilye'yi konuşuruz Sevgili. Milletvekllliği teklifi Özden, Ecevit'in önerisine soğuk ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-DSPGe- nel Başkanı Biifcnt Ece- vit'in, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı- sı Vural Savaş ile birlik- te milletvekili adayhğı önerisi gö- türdüğü Cumhuriyet- çi Demokra- si Partisi Ge- nel Başkanı Yekta Gün- gör Öz- den' in DSP'ye ret yanıtı ver- mesi bekle- niyor. ~ ~ ~ " ~ ~ Edinilen bilgiye gö- re önceki gün yapılan görüşmede Ecevit, Yek- ta Güngör Özden'e ku- rumsal ittifaklara karşı olduğunu bir kez daha ima ederek, kendisi ile • Ecevit'in adaylık teklifinde bulunduğu CDP Genel Başkanı Özden'in ret yanıtı vermesi bekleniyor. birlikte getirmek iste- diğikimiCDP'lilerede kapıyı açabileceğini be- lirtti. Özden, Ecevit'e konuyu partinin yetki- li kurullanna götürece- ğini söyledi. CDP'den sızan bilgiye göre Yekta Güngör Öz- den, yeni id- dialarla yola çıkmış, gö- rev dağılımı yapmış, ör- güt kurma çalışmala- nna baş- ~"^~^~ lamış par- tisini bırakarak DSP'den aday olmaya sıcak bak- mıyor. CDPyetkilileri,kesin kararlannı bugün ya da yarın DSP kanadına iletecekler. Mahkûmiyet karannın adli sicil kaydından silinmesi milletvekili adaylığınm yolunu tam olarak açmıyor Erdoğan'ın engelibitmedi• Erdoğan'ın önündeki engeller şöyle sıralanıyor: • DGM'nin karan Adalet Bakanı'nca "yazılı emir" yoluyla bozulabilir. • 3 No'lu DGM karannı "Yargıtay yolu açık olmak üzere" vermişti. Itiraz 4 No'lu DGM'ye yapıldı. DGM Başsavcısı soruşturabilir. */ Anayasanın 76. maddesinde "hüküm giyenler" ifadesi kullanılıyor. • Adli Sicil Yasası'nın 9. maddesi, sicilden temizlenen mahkûmiyet bilgilerinin de YSK'ye iletilmesini öngörüyor MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Diyarbakır 4 No'lu DGM'nin karannın, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a milletvekili adaylığı yolunu açtığı- na ilişkin yorumlann "erken" oldu- ğuna dikkat çekildi. Diyarbakır 4 No'lu DGM'nin itiraz başvurusunu görüşmeye yetkili olmadığına işaret edilirken, DGM Başsavcısının usul- süzlük tespit etmesi durumunda Ada- let Bakanlığı'na başvurabileceği kay- dedildi. Adalet Bakanlığı da "yaa- h emir" yoluyla karan bozabiliyor. Adli Sicil Yasası'nagöre Erdoğan'ın Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Sava$ın yorumu SSon takdir Seçim Kurulu 'nunANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş. Diyarbakır 4 No'lu DGM'nin, Erdoğan'ın Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 312. maddesinden aldığı mahkûmiyetten doğan adli sicil kaydının silinmesine ilişkin karannın "itiraz ûzerine verikfiğnır söyledi. Savaş, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na göre süre itiraz üzerine verilen kararlann kesin olduğunun altını çizerken, "Fakat konu TCY'nin 312. maddesini ilgilendirdiği için AdH Sicil Kanunu'nda bununia ilgili bir hüküm var. Süinen kayıtiar bile TCY 312 ve benzer suçlarla ügfli olarak YSK'ye bügi olarak sunuluyor. Bu nedenle takdir kullanacak kurum YSK" dedi. Adli sicil kaydının silinmesi için 5 yılhk süre gerektiğine işaret eden Savaş, şunlan söyledi: "Halbuki daha süre dohnadan bir adli skil kaydının silinmesi bahis konusu. Duruşma yapılan ve daha önce verilen kararlar üzerinde bir değişüdik söz konusu okrağu zaman bunu inceleme mercü Yargrtay'dır. Yargıtay, 'Bu görev alanıma girer' derse itiraz üzerine verilen bu karar, yokhık hükmündedir. Çünkü Diyarbakır 4 No'lu DGM'nin karan, yetkisi dışında verümiş bir karar ohıyor. Dobyısıyla bu durum açıkhğa kavuşmuş değfl." kaydı silinse bile milletvekilliği için başvuruda bulunduğunda ekte mah- kûmiyet belgelerini de Yüksek Se- çim Kurulu'na (YSK) bildirmesi ge- rekiyor. Diyarbakır4 No'lu DGM'nin AKP Genel Başkanı Erdoğan'la ilgili ka- ran hukuk çevrelerinde tartışma ya- rattı. AKP'nin "adayhkyolu açıkiT açıklamalanna karşın, Erdoğan'ın adaylık sürecinde karşısına 4 önem- li engelin çıkacağı kaydediliyor. Er- doğanuı önündeki 4 engel şöyle: 1-Yazdıemirkaranbozar: Diyar- bakır DGM Başsavcısı karan ince- liyor. Eksiklik tespit etmesi duru- munda bunu Adalet Bakanlığı'na ya da Cumhuriyet Savcısı'na bildi- riyor. O zaman karar Adalet Bakan- lığı'nca "yazüı emir" yoluyla bozu- labiliyor. Bu durumda karar Yargı- tay'a gidiyor. Ancak Başsavcı"nın dogrudan Yargıtay'a gitme hakkı bu- lunmuyor. Yine başsavcı eksik bir du- rum belirlerse, karan mfaz etmiyor. Yani Adli Sicil Genel Müdürlüğü'ne karan bildirmiyor. 2- 4 No'lu DGM görüşemez: 3 No'lu DGM'nin verdiği karar, mah- keme karan niteliği taşıyor. Mahke- me kararlan ile hâkim kararlan fark- lılık taşıyor. Örneğin, DGM'lerde yedek hâkime savcı tarafindan bir ki- şi sevk edildi ve tutuklanması isten- di. Yedek hâkim de sorguyu yaptı ve kişiyi serbest bıraktı. Bu durumda savcının itiraz hakkı bulunuyor. An- cak, CMUK'nin, 298. maddesinde "Mahkeme kararlan aleyhine itiraz edilemez" ifadesine yer veriliyor. Bunun istisnalan da, tutuklama, tu- rukluluğun devamı, hacz ve üçüncü şahıslara ilişkin kararlar olarak sıra- lanıyor. 3 No'hı DGM'nin verdiği ka- rar bir mahkeme karan niteliği taşı- yor. Oysa mahkeme kararlan aley- hine itiraz yoluna gidilemiyor. Eski Yargıtay üyesi Tahsin Türkçapar, "3 No'lu DGM'nin karanna kârşı- hk 4 No'hı DGM'ye itiraz başvuru- su yapıku.4No'hı DGM'nin bunu iti- raz yohıyla nasıl incelediğini bikmi- yoruz. Burada bir v^nhşhk olabior" dedi. 3- Anayasanın 76. maddesi: Eski Yargıtay üyesi Türkçapar, anayasa- nın 76. maddesinde "hüküm giyen- ler" ifadesine yer verildiğine işaret ederek,w Erdoğan hüküm gtymiştir, bu sabittir. Ancak sonradan bir de- ğişiklik olmuş. AdB sicilden bu kay- dın süüımesiyie iş bitmez. Adli sicil- den suç kaydmın silinmesi, yapıhmş olan bir eylemi ortadan kaldırmaz. 312. maddede yapılan değişikhkle bunun suç olmaktan çıkanldığına ihşkin ortada bir ilam yok. YSK'nuı bunu da göz önünde bulundurması gereldr" dedi. 4- YSK'ye ekbelge: Adli Sicil Ya- sası'nuı 9. maddesinin son fıkrasın- da. "Bu yasanın 8. maddesi ile bu maddeye göre adli sicilden çıkanlan bilgilerden anayasamn 76. madde- sinde sayüan suçlara ait olanlar, mil- letvekih' adayhğı için talep edildiğin- de geri verihnek üzere bilgi arşivin- de muhafaza ediBr" deniyor. Yani Adli Sicil Genel Müdürlüğü'nden sabıka kaydına ilişkin bilgi istendi- ğinde. yasanın 9. maddesinin son fıkrasına göre kişiyle ilgili mahkû- miyet kararlan da ekte sunuluyor. YSK'ye gönderilen adli sicil belge- sinin ekinde Erdoğan'a ilişkin mah- kûmiyet karan da bulunuyor. YSK karar verirken bu belgeyi de dikka- te alıyor. Savaş'ın DSP'ye katılım töreninde konuşan Ecevit'ten Baykal'a ret yanıtı: Yeni CHP fle işimiz yokANKARA(Cumhuri>«t Bürosu) -DSP Genel Baş- kanı ve Başbakan Bülent Ecevit, CHP lideri Deniz Baykal'ın sosyal demokrat- lara yönelik çağnsına ikin- ci kez kapıyı kapatarak "Yeni CHP'nin, cumhuri- yetin kökenleriylefada\-a- km bir Ugisi yok. Bugünkü CHP ik bir işimiz ohnaz" dedi. Ecevit "Ortülü öde- neğin çok dürüst bir şekil- de kuDanıkhğmı bütün ka- muoyu biliyor" diyerek, usulsüzlük iddialanna he- def olan Hüsamettin Öz- kan'a da dolaylı olarak des- tek verdi. Eski Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı Vural Sa- vaş, dün DSP Genel Mer- kezi'nde düzenlenen tö- renle DSP'ye katıldı. Ece- vit, "değerii hukukçu" ola- rak nıteledıği Savaş'ın uzun yıllar Yargıtay Cum- huriyet Başsavcısı olarak büyük bir başanyla görevini yerine getirdiğini belirtti. Sa- vaş'ın kendisinin "ulusal sol" çagnsını takdirle karşılayarak DSP'ye katıhna karan verdiği- ni belirten Ecevit, "Sayın Savaş aynı zamanda çok iyi bir yazar ve bu yönüyle tophımun aydın- lanmasuıa büyükkatkıdabuhı- nuyor" dedi. Vural Savaş ise konuşmasın- da "d^ güçlerin Türldje siyase- tini ve ekonomisini dizayn etme çabalannın" kendisini rahatsız ettiğini vurgularken, CHP'ye de eleştiriler yöneltti. Başbakan Ecevit'in törenin ardından gazetecilerin dış poli- tika ve siyasete ilişkin sorulan- Başbakan Ecevit ile Savaş, milletvekUI aday adayhğı başvuruformunubiıükte imzaladdar. (Fotoğraf: AA) Tayylp Erdoğan: Bu hu-na verdiği yanıtlar şöyle: Örtülü ödenek: Asiında fol yok, yumurta yok, nedense birgazete bu konuyu gereksiz bir şekilde gündeme getirdi. Bu da bir merak, huzursuzluk meyda- na getirdi. Bu konu, ciddiyeti ohnayan bir konu, kapanmış sa- yılabüir. Ortülü ödenek konusun- da eski arkadaşlanmızla (Hü- samettin Özkan) herhangi bir olumsuzluk olmadı. Örtülü öde- neğin çok dürüst bir şekilde kul- lamldığını tüm kamuoyu bili- yor. Baykal'ın çağrısi: Asim- da bize bir çağnda bulunmuyor. "Partinizmkapısmıkapatm" di- yor. "Siyasi hayaünızı CHP ça- üsı altında sonlandırmamızm uygun olacağuu" söylüyor. Sa- mimiyetten çok uzak, son dere- ce yakışıksız bir çağn. Ciddiye aluıacak bir tarafı da yok. Yeni CHP, cumhuriyetin kökenleriy- le fazla yakın bir ilgisi olmu- yor. 0nun için bizim asiında bu- günkü CHP ile bir işimiz yok. biz kendi yolumuzda yürümeye de\r am edeceğiz. DSP tutarlılı- ğa büyük önem veren bir parti- dir. Oysa bizim dışımızdaki sol partilerin düşünceleri büyük bir karmaşa içindedir öteden beri. Bugün CHP olarak tanımlanan fakat asiında gerçek CHP'yi yansıtmayan partinin de düşün- sel kargaşa içinde bulunduğunu herkes biliyor. Onun için biz yo- lumuzda devam ediyoruz. kuksal bir sorun. Hukuk kural- lanna bugüne kadar hep saygı- h olduk. Ancak önümüzdeki se- çimlerde Atatürkçü olan vatan- daşlardan, bölücü ve din istis- marcılığı yapan akımlara oy ver- memelerini bekliyoruz. Eğer bunlara bir ölçünün ötesinde oy verilecek olursa Türkiye'nin ba- şına ciddı sorunlar çıkabilir. Van gezisi: Doğu ve GÜ- neydoğu Anadolu"ya önem ver- diğimiz için Van'da bir toplantı yapacağız. Van Dorutay Kö- yü'nde köykent projesi başlatı- yoruz. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun gelişmesi için eh- mizden gelen katkıyı yapaca- |ız. TÜRKEŞ VE BAYAR'LA GÖRÜŞTÜ Sağ ittifakta Demirel arabulucuANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - BBP ile seçimlerde itnfak yapma konusunda anlaşamayan DYP'nin, ATP ile yap- tığı görüşmelerde iler- leme sağladığı öğrenil- di. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in Aydın Menderes ile DP mis- yonunu üstlendiği, ATP ile yapılacak işbirliğiy- le de Alparslan Türkeş misyonunu partisine da- hil etmeyi amaçladığı dile getirildi. Işbirliği arayışlannda "arabuhı- curora" üstlendiği be- lirrilen eski Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel, Çiller'in ardından ATP Genel Başkanı Tuğrul Türkeş ve DTP Genel Başkanı MehmetAlBa- yar üe de görüştü. Tür- keş, BBP ve DYP ile gö- rüşmelerinin sürdüğü- nü kaydetti. Çiller'in BBP ile itti- fak girişimlerini kesme- si ve bu yöndeki çaba- lann olumsuz sonuçlan- masının ardından yeni arayışlara girdiği öğre- nildi. Bu kapsamda De- mirel ile görüşen Çil- ler'in, ATP üe DTP'yi de kapsayan yeni bir girişi- me önderlik etmesi yö- nünde istemde bulun- duğu iddia edildi. De- mirerin ATP Genel Baş- kanı Tuğrul Türkeş'le görüşmesi bu yöndeki yorumlan güçlendirdi. DYP'nin Türkeş'le it- tifak yaparak ülkücü ta- banın da DYP'ye geldi- ği mesajını vermek iste- diği dile getirildi. Çil- ler'in ATP ile işbirliğin- de anlaşdması durumun- da, kamuoyu önüne Menderes ve Türkeş misyonunun kendi par- tisinde birleştiği vurgu- suyla seçim propaganda- sını yönlendirmeyi plan- ladığı dile getirildi. An- laşma sağlanması duru- munda yansı seçilebi- lecek yerlerden olmak koşuluyla ATP'ye 6 ki- şilik kontenjan verile- ceği, Türkeş'in Kayse- ri birinci sıradan aday göstenleceği kaydedildi. Kulislerde, YTP üe kuruluşundan bu yana temasları sürdüren DTP'nin bu temaslan- nuı sonucunun beklen- diği, DYP'nin buparti- ye vereceği kontenjan konusunda sorun ya- şanmadığı savunuluyor. Demirel ile dün ak- şam saatlerinde görü- şen DTP lideri Bayar ise YTP ile görüşmele- rinin birkaç gün içinde sonuçlanacağını ve bir açıklama yapacaklan- nı söyledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Bundan birkaç gün önce HADEP- SHP-ÖDP arasında oluşan bir ittifak haberi gazetelere yansımıştı. Bu itti- fak habert, geniş çevrelerde umut ya- ratmıştı. Ancak, bir gün sonra bir baş- ka haber daha gazetelerde yer aldı. HADEP, EMEP ve SDP'nin bir seçim ittifakı oluşturduklarını, SHP ve ÖDP'nin ise buna katılabileceği açık- landı. Bu açıklamanın solda beklenen bir birlik açıklaması olmadığı belliydi. SHP ve ÖDP'nin içinde olmadığı böyle bir birlik solun geniş çevreleri için anlam- lı değildi. 0 zaman yapılması gereken ÖDP ve SHP'nin de içinde yer alaca- ğı ve daha önce belli bir mutabakat sağlanan formül üzerinde yeniden ça- basarf etmekti. önceki gün bütün zamanımızı böy- le birbirlik olanağı nasıl yaratılabilir üze- rinde yoğunlaştırdık. HADEP'in, ÖDP ve SHP'yle birlik görüşmelerini bir yerde keserek EMEP ve SDP'ye yö- Solda Birlik Nasıl Tıkandı? nelmesi işi zoriaştırmış ve partiter ara- sında güven bunalımına neden ol- muştu. SHP, solun sosyal demokra- siye açılması açısından bir olanaktı. ÖDP, sosyalist solun en bilinen tem- silcilerinden birisiydi. HADEP'in bun- larla birieşmesi, ciddi bir özgürlük programı, Kürt sorununun demokra- si içinde çözülmesi, emekçilerin hak- lannın savunulması için birağıriıkoluş- turması açısından ciddi bir olanak ya- ratacaktı. HADEP yöneticilerine dilimizin dön- düğü kadanyla kendilerinin çok faz- la dillendirdikleri "Demokratik Cum- huriyet" projelerini anımsattık. "De- mokratik Cumhuriyet"\ kimlerte kura- caklardı? Kendileri dışındaki büyük güçlere yönelmeden onlarla karşılık- lı güvene dayanan ıttıfaklar kurma- dan hangi adımı atabilirlerdi? SHP'nin yaklaşımı bu açıdan bir olanaktı. ÖDP'nin katılımı sosyalist çevrelere gü- ven verecekti. ••• Murat Karayalçın ve arkadaşları da yapılması düşünülen bu ittifakın kendileri açısından taşıdığı önemin farkındaydılar. önceki gün üç parti başkanı (SHP-ÖDP-HADEP) kamu- oyundan gelen yoğun baskı ve tale- bin sonucu buluştular. Karayalçın, başlangıçta uç parti arasındaki ittifa- ka sadık kalınması halinde bu dar za- mana rağmen bir çözüm umudu ya- ratılabileceğini söyledi. Burada birin- ci sorun Murat Karayalçın'ın daha önce üzerinde anlaşılmış olan genel başkanlığıydı. HADEP, başta kendi- sinin teklifettiği genel başkanlıköne- risini diğer partilerle ittifak sırasında geri çekmişti. HADEP, ÖDP ve SHP ile birlik gö- rüşmelerini SDP'nin sürece katılma- sı şartına bağlayınca görüşmeter tkan- mıştı. Bunun üzerine HADEP, Karayal- çın'ın genel başkanlığını reddeden EMEP'le ittifaka karar vermişti. SHP ve ÖDP'ye ise bu yeni koşullarda ye- niden birlik öneriyordu. Karayalçın ise eski mutabakatlara sadık kalınması ha- lınde bu ittifakın oluşabıleceğini söy- lüyordu. Karayalçın, HADEP'le ittifa- ka katılan EMEP ve SDP'yı tanıma- dığını ve programlannı bilmediğini be- lirtti. Daha sonra incelediğinde ise EMEP pogramının AB karşıtı olduğu- nu, özelleştirmeyi bütünüyle reddet- tiğini gördüğünü ve bu programa sa- hip bir partiyle nasıl bir seçim prog- ramı yapabileceklerini de anlamadı- ğını sözlerine ekledi. Bu yazıyı yazdığım ana kadar HA- DEP, Karayalçın'ın genel başkanlığı- nı kabul eden birtavır içinde değildi. HADEP yöneticileri, Karayalçın'a bu ittifakın başbakan adayı olması ve se- çim komisyonu başkanlıgını yapma- sı teklifini götürdü. Karayalçın zaten böyle bir teklifi kabul etmeyecegini söylemişti. Görüşmeler tikandı. ••• Türkiye'de hiçbırşeyden umut ke- silmez. Son anda yeni çözümler or- taya çıkabilir. Fakat, bu yazı yazılırken bir umut ışığı görünmüyordu. HADEP açısından bakılınca, ne hedeflerle yo- la çıkmışlardı, sonunda nereye vardı- lar diye sorabiliriz? Ankara'da ikna çabalannı sürdürürken sürekli telefo-- num çalıyordu: "Bir umut yok mu?", "Aman uğraşın" taleplerinin ardı ar- kası kesilmiyordu. HADEP Genel Mer- kezi'nde Anadolu'nun dört bir yanın- dan gelen partililer umut veren bir tablonun ortaya çıkmasını bekliyoriar- dı. Umarım, umutlan kınlmaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle