Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLUL 2002 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALtStRMEN
AAnı Arayan IMIye
Sevgili,
"Deniz en güzel morgiysiler içinde kıvrak
Ufuktan buraya koşar, kucak kucak
Ve az sonra yakut çakıllara değer titrek dudak-
lan
0 anda vuslat aydınlığı sarar ufuklan
Birdeğil, vallahi bin başkadır Çamlı Kahve ak-
şamları..."
Böyle anlatıyor, Trilyeli öğretmen dostum Ne-
jat Düvenci, 1947'de yazdığı ve o yılın 17 Nisa-
nı'nda Variık dergısinde yayımlanan şiirinde, Çam-
lı Kahve'de gurup vaktini.
Gerçekten de, Çamlı Kahve'den gurup vakti
Gemlik Körfezi'ni seyretmenin tadına doyum ol-
muyor.
Trilye Belediye Başkanı Hüseyin Kara, şimdi
orayı mesire yeri olarak düzenlemek üzere kolla-
rı sıvadıklannı, projenin hazıriandığını, yakında in-
şaata başlanacağını söylüyor.
Yalova-Bursa Karayolu'nda, Gemlik'i geçip bir-
kaç kilometre ilerledikten sonra, denizi arkanda
bıraktığını sandığın bir sırada, Engürücük mevki-
inden Kurşunlu levtıasını görünce, sağa saptın mı,
birkaç kilometre daha gittikten sonra Sevgili, Kur-
şunlu'ya yani deniz kıyısına vanyorsun.
Bir yakınım, uzun uzun anlatırdı, bir zamanlar
genç kızlığının Kurşunlu'daki yaz kamplan ve ta-
til günlerini.
• • •
Kurşunlu artık bir beton yığını, masmavi kıyıda
zeytin ağaçlan altında asude yaz günleri yerini be-
ton, kirlenmış bir deniz ve güriiltüye bırakmış.
Kıyıları, verandanda, oturduğun yerden elini
uzatsan, karşı dairedeki komşulannın masasın-
dan tuzluğu rahatça alabileceğin kadar birbirinin
içine girmiş, "site" namıyla maruf, betona boğ-
duk, yanm yamalak sanayimizin atıklarını ve ken-
di kazuratımızı denize yolladık.
Şimdi Marmara, sahillerini hoyratça yağmala-
yanlann günahlannı yüzüne vurur oldu.
Kurşunlu'dan Mudanya'ya kadarki 20 kilomet-
relik yol boyunca, zaman zaman betondan kur-
tulup zeytuni yeşil içinde nefes aima olanağını
buluyorsun. Tam "oh" derken, bir virajı dönüyor-
sun suratına yine beton çarpıyor.
Mudanya ile Güzelyalı kendi sınırtarında beton-
lannı kucaklaştırmışlar, ikisi birbirlerinin devamı ol-
muşlar.
Mudanya'yı da geride bırakıp bir on kilometre
daha gittiğinde ise bambaşka bir yer çıkacak kar-
şına, zamanın durduğu, eski Marmara sahil ka-
sabalarından birine gireceksin.
Eski kiliseleri, evleri camileri ile sana geçmişin
güzel izlerini yansıtan Nejat Düvenci'nin Çamlı
Kahve'sinde akşamını eşsiz bulduğu Trilye'de-
sindir artık.
•••
1
Daha doğrusu, Trilye değil, Zeytinbağı'na va-
racaksın.
Birçok yer gibi, Trilye'nin de adı değişmiş, Zey-
tinbağı olmuş.
Trilyeliler adlannı geri almak için çok uğraşmış-
lar ama nafile.
- Bizi biraz ötedeki Zeytindağı ve Zeytinburnu
ile kanştınyorlar, kasabamızın adının neyi vardı
ki, diyor Hüseyin Kara.
Trilye adının kökeni ise tartışmalı, kimi Helen-
ce'deki barbunya balığı sözcüğü Trigleia'dan gel-
diğini ileri sürüyor. Gerçekten de bir zamanlar,
yani Marmara Denizi dentzken, Trilye'nin kaya
barbunlan pek ünlüymüş. Kasabada o günleri
anımsayanlar var.
Bir başka görüşe göre de M S 376 yılında Iznik
Konsili'nde aforoz edilen üç papazın buraya ge-
lerek yerleşmelerinden dolayı "Tri llia" yani üç
papazdan geldiğini söylüyoriar adın.
Trilye adının kökeni ne olursa olsun, onu Zey-
tinbağı olarak değiştirmekteki maksadı anlamak
güç.
Orada Rumlar ile Türkler birlikte yan yana ya-
şadılar, zeytin yetiştirdiler, zeytinyağı çıkardılar,
balık tuttular, ibadetlerini yaptılar ve göçtüler.
Biz tarihimizden mi korkuyoruz?
Türkülerden, köy, kasaba, kent ya da insan ad-
lanndan korkularak, bunlara yasak getirilerek ulus
olunmaz.
Haftaya yine Marmara kıyısındaki bu eskiden
yadigâr Trilye'yi konuşuruz Sevgili.
Milletvekllliği teklifi
Özden, Ecevit'in
önerisine soğuk
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)-DSPGe-
nel Başkanı Biifcnt Ece-
vit'in, eski Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcı-
sı Vural Savaş ile birlik-
te milletvekili adayhğı
önerisi gö-
türdüğü
Cumhuriyet-
çi Demokra-
si Partisi Ge-
nel Başkanı
Yekta Gün-
gör Öz-
den' in
DSP'ye ret
yanıtı ver-
mesi bekle-
niyor. ~ ~ ~ " ~ ~
Edinilen bilgiye gö-
re önceki gün yapılan
görüşmede Ecevit, Yek-
ta Güngör Özden'e ku-
rumsal ittifaklara karşı
olduğunu bir kez daha
ima ederek, kendisi ile
• Ecevit'in
adaylık
teklifinde
bulunduğu CDP
Genel Başkanı
Özden'in ret
yanıtı vermesi
bekleniyor.
birlikte getirmek iste-
diğikimiCDP'lilerede
kapıyı açabileceğini be-
lirtti. Özden, Ecevit'e
konuyu partinin yetki-
li kurullanna götürece-
ğini söyledi.
CDP'den
sızan bilgiye
göre Yekta
Güngör Öz-
den, yeni id-
dialarla yola
çıkmış, gö-
rev dağılımı
yapmış, ör-
güt kurma
çalışmala-
nna baş-
~"^~^~ lamış par-
tisini bırakarak DSP'den
aday olmaya sıcak bak-
mıyor.
CDPyetkilileri,kesin
kararlannı bugün ya da
yarın DSP kanadına
iletecekler.
Mahkûmiyet karannın adli sicil kaydından silinmesi milletvekili adaylığınm yolunu tam olarak açmıyor
Erdoğan'ın engelibitmedi• Erdoğan'ın önündeki
engeller şöyle sıralanıyor:
• DGM'nin karan Adalet
Bakanı'nca "yazılı emir"
yoluyla bozulabilir.
• 3 No'lu DGM karannı
"Yargıtay yolu açık olmak
üzere" vermişti. Itiraz 4 No'lu
DGM'ye yapıldı. DGM
Başsavcısı soruşturabilir.
*/ Anayasanın 76.
maddesinde "hüküm
giyenler" ifadesi kullanılıyor.
• Adli Sicil Yasası'nın 9.
maddesi, sicilden temizlenen
mahkûmiyet bilgilerinin de
YSK'ye iletilmesini
öngörüyor
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Diyarbakır 4 No'lu
DGM'nin karannın, AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a
milletvekili adaylığı yolunu açtığı-
na ilişkin yorumlann "erken" oldu-
ğuna dikkat çekildi. Diyarbakır 4
No'lu DGM'nin itiraz başvurusunu
görüşmeye yetkili olmadığına işaret
edilirken, DGM Başsavcısının usul-
süzlük tespit etmesi durumunda Ada-
let Bakanlığı'na başvurabileceği kay-
dedildi. Adalet Bakanlığı da "yaa-
h emir" yoluyla karan bozabiliyor.
Adli Sicil Yasası'nagöre Erdoğan'ın
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Sava$ın yorumu
SSon takdir Seçim Kurulu 'nunANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş. Diyarbakır 4
No'lu DGM'nin, Erdoğan'ın Türk Ceza Yasası'nın
(TCY) 312. maddesinden aldığı mahkûmiyetten
doğan adli sicil kaydının silinmesine ilişkin
karannın "itiraz ûzerine verikfiğnır söyledi. Savaş,
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na göre süre
itiraz üzerine verilen kararlann kesin olduğunun
altını çizerken, "Fakat konu TCY'nin 312.
maddesini ilgilendirdiği için AdH Sicil Kanunu'nda
bununia ilgili bir hüküm var. Süinen kayıtiar bile
TCY 312 ve benzer suçlarla ügfli olarak YSK'ye bügi
olarak sunuluyor. Bu nedenle takdir kullanacak
kurum YSK" dedi. Adli sicil kaydının silinmesi için
5 yılhk süre gerektiğine işaret eden Savaş, şunlan
söyledi: "Halbuki daha süre dohnadan bir adli skil
kaydının silinmesi bahis konusu. Duruşma yapılan ve
daha önce verilen kararlar üzerinde bir değişüdik söz
konusu okrağu zaman bunu inceleme mercü
Yargrtay'dır. Yargıtay, 'Bu görev alanıma girer' derse
itiraz üzerine verilen bu karar, yokhık hükmündedir.
Çünkü Diyarbakır 4 No'lu DGM'nin karan, yetkisi
dışında verümiş bir karar ohıyor. Dobyısıyla bu
durum açıkhğa kavuşmuş değfl."
kaydı silinse bile milletvekilliği için
başvuruda bulunduğunda ekte mah-
kûmiyet belgelerini de Yüksek Se-
çim Kurulu'na (YSK) bildirmesi ge-
rekiyor.
Diyarbakır4 No'lu DGM'nin AKP
Genel Başkanı Erdoğan'la ilgili ka-
ran hukuk çevrelerinde tartışma ya-
rattı. AKP'nin "adayhkyolu açıkiT
açıklamalanna karşın, Erdoğan'ın
adaylık sürecinde karşısına 4 önem-
li engelin çıkacağı kaydediliyor. Er-
doğanuı önündeki 4 engel şöyle:
1-Yazdıemirkaranbozar: Diyar-
bakır DGM Başsavcısı karan ince-
liyor. Eksiklik tespit etmesi duru-
munda bunu Adalet Bakanlığı'na
ya da Cumhuriyet Savcısı'na bildi-
riyor. O zaman karar Adalet Bakan-
lığı'nca "yazüı emir" yoluyla bozu-
labiliyor. Bu durumda karar Yargı-
tay'a gidiyor. Ancak Başsavcı"nın
dogrudan Yargıtay'a gitme hakkı bu-
lunmuyor. Yine başsavcı eksik bir du-
rum belirlerse, karan mfaz etmiyor.
Yani Adli Sicil Genel Müdürlüğü'ne
karan bildirmiyor.
2- 4 No'lu DGM görüşemez: 3
No'lu DGM'nin verdiği karar, mah-
keme karan niteliği taşıyor. Mahke-
me kararlan ile hâkim kararlan fark-
lılık taşıyor. Örneğin, DGM'lerde
yedek hâkime savcı tarafindan bir ki-
şi sevk edildi ve tutuklanması isten-
di. Yedek hâkim de sorguyu yaptı ve
kişiyi serbest bıraktı. Bu durumda
savcının itiraz hakkı bulunuyor. An-
cak, CMUK'nin, 298. maddesinde
"Mahkeme kararlan aleyhine itiraz
edilemez" ifadesine yer veriliyor.
Bunun istisnalan da, tutuklama, tu-
rukluluğun devamı, hacz ve üçüncü
şahıslara ilişkin kararlar olarak sıra-
lanıyor. 3 No'hı DGM'nin verdiği ka-
rar bir mahkeme karan niteliği taşı-
yor. Oysa mahkeme kararlan aley-
hine itiraz yoluna gidilemiyor. Eski
Yargıtay üyesi Tahsin Türkçapar,
"3 No'lu DGM'nin karanna kârşı-
hk 4 No'hı DGM'ye itiraz başvuru-
su yapıku.4No'hı DGM'nin bunu iti-
raz yohıyla nasıl incelediğini bikmi-
yoruz. Burada bir v^nhşhk olabior"
dedi.
3- Anayasanın 76. maddesi: Eski
Yargıtay üyesi Türkçapar, anayasa-
nın 76. maddesinde "hüküm giyen-
ler" ifadesine yer verildiğine işaret
ederek,w
Erdoğan hüküm gtymiştir,
bu sabittir. Ancak sonradan bir de-
ğişiklik olmuş. AdB sicilden bu kay-
dın süüımesiyie iş bitmez. Adli sicil-
den suç kaydmın silinmesi, yapıhmş
olan bir eylemi ortadan kaldırmaz.
312. maddede yapılan değişikhkle
bunun suç olmaktan çıkanldığına
ihşkin ortada bir ilam yok. YSK'nuı
bunu da göz önünde bulundurması
gereldr" dedi.
4- YSK'ye ekbelge: Adli Sicil Ya-
sası'nuı 9. maddesinin son fıkrasın-
da. "Bu yasanın 8. maddesi ile bu
maddeye göre adli sicilden çıkanlan
bilgilerden anayasamn 76. madde-
sinde sayüan suçlara ait olanlar, mil-
letvekih' adayhğı için talep edildiğin-
de geri verihnek üzere bilgi arşivin-
de muhafaza ediBr" deniyor. Yani
Adli Sicil Genel Müdürlüğü'nden
sabıka kaydına ilişkin bilgi istendi-
ğinde. yasanın 9. maddesinin son
fıkrasına göre kişiyle ilgili mahkû-
miyet kararlan da ekte sunuluyor.
YSK'ye gönderilen adli sicil belge-
sinin ekinde Erdoğan'a ilişkin mah-
kûmiyet karan da bulunuyor. YSK
karar verirken bu belgeyi de dikka-
te alıyor.
Savaş'ın DSP'ye katılım töreninde konuşan Ecevit'ten Baykal'a ret yanıtı:
Yeni CHP fle işimiz yokANKARA(Cumhuri>«t
Bürosu) -DSP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Bülent
Ecevit, CHP lideri Deniz
Baykal'ın sosyal demokrat-
lara yönelik çağnsına ikin-
ci kez kapıyı kapatarak
"Yeni CHP'nin, cumhuri-
yetin kökenleriylefada\-a-
km bir Ugisi yok. Bugünkü
CHP ik bir işimiz ohnaz"
dedi. Ecevit "Ortülü öde-
neğin çok dürüst bir şekil-
de kuDanıkhğmı bütün ka-
muoyu biliyor" diyerek,
usulsüzlük iddialanna he-
def olan Hüsamettin Öz-
kan'a da dolaylı olarak des-
tek verdi.
Eski Yargıtay Cumhu-
riyet Başsavcısı Vural Sa-
vaş, dün DSP Genel Mer-
kezi'nde düzenlenen tö-
renle DSP'ye katıldı. Ece-
vit, "değerii hukukçu" ola-
rak nıteledıği Savaş'ın
uzun yıllar Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı olarak
büyük bir başanyla görevini
yerine getirdiğini belirtti. Sa-
vaş'ın kendisinin "ulusal sol"
çagnsını takdirle karşılayarak
DSP'ye katıhna karan verdiği-
ni belirten Ecevit, "Sayın Savaş
aynı zamanda çok iyi bir yazar
ve bu yönüyle tophımun aydın-
lanmasuıa büyükkatkıdabuhı-
nuyor" dedi.
Vural Savaş ise konuşmasın-
da "d^ güçlerin Türldje siyase-
tini ve ekonomisini dizayn etme
çabalannın" kendisini rahatsız
ettiğini vurgularken, CHP'ye de
eleştiriler yöneltti.
Başbakan Ecevit'in törenin
ardından gazetecilerin dış poli-
tika ve siyasete ilişkin sorulan-
Başbakan Ecevit ile Savaş, milletvekUI aday adayhğı başvuruformunubiıükte imzaladdar. (Fotoğraf: AA)
Tayylp Erdoğan: Bu hu-na verdiği yanıtlar şöyle:
Örtülü ödenek: Asiında
fol yok, yumurta yok, nedense
birgazete bu konuyu gereksiz bir
şekilde gündeme getirdi. Bu da
bir merak, huzursuzluk meyda-
na getirdi. Bu konu, ciddiyeti
ohnayan bir konu, kapanmış sa-
yılabüir. Ortülü ödenek konusun-
da eski arkadaşlanmızla (Hü-
samettin Özkan) herhangi bir
olumsuzluk olmadı. Örtülü öde-
neğin çok dürüst bir şekilde kul-
lamldığını tüm kamuoyu bili-
yor.
Baykal'ın çağrısi: Asim-
da bize bir çağnda bulunmuyor.
"Partinizmkapısmıkapatm" di-
yor. "Siyasi hayaünızı CHP ça-
üsı altında sonlandırmamızm
uygun olacağuu" söylüyor. Sa-
mimiyetten çok uzak, son dere-
ce yakışıksız bir çağn. Ciddiye
aluıacak bir tarafı da yok. Yeni
CHP, cumhuriyetin kökenleriy-
le fazla yakın bir ilgisi olmu-
yor. 0nun için bizim asiında bu-
günkü CHP ile bir işimiz yok.
biz kendi yolumuzda yürümeye
de\r
am edeceğiz. DSP tutarlılı-
ğa büyük önem veren bir parti-
dir. Oysa bizim dışımızdaki sol
partilerin düşünceleri büyük bir
karmaşa içindedir öteden beri.
Bugün CHP olarak tanımlanan
fakat asiında gerçek CHP'yi
yansıtmayan partinin de düşün-
sel kargaşa içinde bulunduğunu
herkes biliyor. Onun için biz yo-
lumuzda devam ediyoruz.
kuksal bir sorun. Hukuk kural-
lanna bugüne kadar hep saygı-
h olduk. Ancak önümüzdeki se-
çimlerde Atatürkçü olan vatan-
daşlardan, bölücü ve din istis-
marcılığı yapan akımlara oy ver-
memelerini bekliyoruz. Eğer
bunlara bir ölçünün ötesinde oy
verilecek olursa Türkiye'nin ba-
şına ciddı sorunlar çıkabilir.
Van gezisi: Doğu ve GÜ-
neydoğu Anadolu"ya önem ver-
diğimiz için Van'da bir toplantı
yapacağız. Van Dorutay Kö-
yü'nde köykent projesi başlatı-
yoruz. Güneydoğu ve Doğu
Anadolu'nun gelişmesi için eh-
mizden gelen katkıyı yapaca-
|ız.
TÜRKEŞ VE BAYAR'LA GÖRÜŞTÜ
Sağ ittifakta
Demirel
arabulucuANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - BBP ile
seçimlerde itnfak yapma
konusunda anlaşamayan
DYP'nin, ATP ile yap-
tığı görüşmelerde iler-
leme sağladığı öğrenil-
di. DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller'in Aydın
Menderes ile DP mis-
yonunu üstlendiği, ATP
ile yapılacak işbirliğiy-
le de Alparslan Türkeş
misyonunu partisine da-
hil etmeyi amaçladığı
dile getirildi. Işbirliği
arayışlannda "arabuhı-
curora" üstlendiği be-
lirrilen eski Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel,
Çiller'in ardından ATP
Genel Başkanı Tuğrul
Türkeş ve DTP Genel
Başkanı MehmetAlBa-
yar üe de görüştü. Tür-
keş, BBP ve DYP ile gö-
rüşmelerinin sürdüğü-
nü kaydetti.
Çiller'in BBP ile itti-
fak girişimlerini kesme-
si ve bu yöndeki çaba-
lann olumsuz sonuçlan-
masının ardından yeni
arayışlara girdiği öğre-
nildi. Bu kapsamda De-
mirel ile görüşen Çil-
ler'in, ATP üe DTP'yi de
kapsayan yeni bir girişi-
me önderlik etmesi yö-
nünde istemde bulun-
duğu iddia edildi. De-
mirerin ATP Genel Baş-
kanı Tuğrul Türkeş'le
görüşmesi bu yöndeki
yorumlan güçlendirdi.
DYP'nin Türkeş'le it-
tifak yaparak ülkücü ta-
banın da DYP'ye geldi-
ği mesajını vermek iste-
diği dile getirildi. Çil-
ler'in ATP ile işbirliğin-
de anlaşdması durumun-
da, kamuoyu önüne
Menderes ve Türkeş
misyonunun kendi par-
tisinde birleştiği vurgu-
suyla seçim propaganda-
sını yönlendirmeyi plan-
ladığı dile getirildi. An-
laşma sağlanması duru-
munda yansı seçilebi-
lecek yerlerden olmak
koşuluyla ATP'ye 6 ki-
şilik kontenjan verile-
ceği, Türkeş'in Kayse-
ri birinci sıradan aday
göstenleceği kaydedildi.
Kulislerde, YTP üe
kuruluşundan bu yana
temasları sürdüren
DTP'nin bu temaslan-
nuı sonucunun beklen-
diği, DYP'nin buparti-
ye vereceği kontenjan
konusunda sorun ya-
şanmadığı savunuluyor.
Demirel ile dün ak-
şam saatlerinde görü-
şen DTP lideri Bayar
ise YTP ile görüşmele-
rinin birkaç gün içinde
sonuçlanacağını ve bir
açıklama yapacaklan-
nı söyledi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Bundan birkaç gün önce HADEP-
SHP-ÖDP arasında oluşan bir ittifak
haberi gazetelere yansımıştı. Bu itti-
fak habert, geniş çevrelerde umut ya-
ratmıştı. Ancak, bir gün sonra bir baş-
ka haber daha gazetelerde yer aldı.
HADEP, EMEP ve SDP'nin bir seçim
ittifakı oluşturduklarını, SHP ve
ÖDP'nin ise buna katılabileceği açık-
landı.
Bu açıklamanın solda beklenen bir
birlik açıklaması olmadığı belliydi. SHP
ve ÖDP'nin içinde olmadığı böyle bir
birlik solun geniş çevreleri için anlam-
lı değildi. 0 zaman yapılması gereken
ÖDP ve SHP'nin de içinde yer alaca-
ğı ve daha önce belli bir mutabakat
sağlanan formül üzerinde yeniden ça-
basarf etmekti.
önceki gün bütün zamanımızı böy-
le birbirlik olanağı nasıl yaratılabilir üze-
rinde yoğunlaştırdık. HADEP'in, ÖDP
ve SHP'yle birlik görüşmelerini bir
yerde keserek EMEP ve SDP'ye yö-
Solda Birlik Nasıl Tıkandı?
nelmesi işi zoriaştırmış ve partiter ara-
sında güven bunalımına neden ol-
muştu. SHP, solun sosyal demokra-
siye açılması açısından bir olanaktı.
ÖDP, sosyalist solun en bilinen tem-
silcilerinden birisiydi. HADEP'in bun-
larla birieşmesi, ciddi bir özgürlük
programı, Kürt sorununun demokra-
si içinde çözülmesi, emekçilerin hak-
lannın savunulması için birağıriıkoluş-
turması açısından ciddi bir olanak ya-
ratacaktı.
HADEP yöneticilerine dilimizin dön-
düğü kadanyla kendilerinin çok faz-
la dillendirdikleri "Demokratik Cum-
huriyet" projelerini anımsattık. "De-
mokratik Cumhuriyet"\ kimlerte kura-
caklardı? Kendileri dışındaki büyük
güçlere yönelmeden onlarla karşılık-
lı güvene dayanan ıttıfaklar kurma-
dan hangi adımı atabilirlerdi? SHP'nin
yaklaşımı bu açıdan bir olanaktı.
ÖDP'nin katılımı sosyalist çevrelere gü-
ven verecekti.
•••
Murat Karayalçın ve arkadaşları
da yapılması düşünülen bu ittifakın
kendileri açısından taşıdığı önemin
farkındaydılar. önceki gün üç parti
başkanı (SHP-ÖDP-HADEP) kamu-
oyundan gelen yoğun baskı ve tale-
bin sonucu buluştular. Karayalçın,
başlangıçta uç parti arasındaki ittifa-
ka sadık kalınması halinde bu dar za-
mana rağmen bir çözüm umudu ya-
ratılabileceğini söyledi. Burada birin-
ci sorun Murat Karayalçın'ın daha
önce üzerinde anlaşılmış olan genel
başkanlığıydı. HADEP, başta kendi-
sinin teklifettiği genel başkanlıköne-
risini diğer partilerle ittifak sırasında
geri çekmişti.
HADEP, ÖDP ve SHP ile birlik gö-
rüşmelerini SDP'nin sürece katılma-
sı şartına bağlayınca görüşmeter tkan-
mıştı. Bunun üzerine HADEP, Karayal-
çın'ın genel başkanlığını reddeden
EMEP'le ittifaka karar vermişti. SHP
ve ÖDP'ye ise bu yeni koşullarda ye-
niden birlik öneriyordu. Karayalçın ise
eski mutabakatlara sadık kalınması ha-
lınde bu ittifakın oluşabıleceğini söy-
lüyordu. Karayalçın, HADEP'le ittifa-
ka katılan EMEP ve SDP'yı tanıma-
dığını ve programlannı bilmediğini be-
lirtti. Daha sonra incelediğinde ise
EMEP pogramının AB karşıtı olduğu-
nu, özelleştirmeyi bütünüyle reddet-
tiğini gördüğünü ve bu programa sa-
hip bir partiyle nasıl bir seçim prog-
ramı yapabileceklerini de anlamadı-
ğını sözlerine ekledi.
Bu yazıyı yazdığım ana kadar HA-
DEP, Karayalçın'ın genel başkanlığı-
nı kabul eden birtavır içinde değildi.
HADEP yöneticileri, Karayalçın'a bu
ittifakın başbakan adayı olması ve se-
çim komisyonu başkanlıgını yapma-
sı teklifini götürdü. Karayalçın zaten
böyle bir teklifi kabul etmeyecegini
söylemişti. Görüşmeler tikandı.
•••
Türkiye'de hiçbırşeyden umut ke-
silmez. Son anda yeni çözümler or-
taya çıkabilir. Fakat, bu yazı yazılırken
bir umut ışığı görünmüyordu. HADEP
açısından bakılınca, ne hedeflerle yo-
la çıkmışlardı, sonunda nereye vardı-
lar diye sorabiliriz? Ankara'da ikna
çabalannı sürdürürken sürekli telefo--
num çalıyordu: "Bir umut yok mu?",
"Aman uğraşın" taleplerinin ardı ar-
kası kesilmiyordu. HADEP Genel Mer-
kezi'nde Anadolu'nun dört bir yanın-
dan gelen partililer umut veren bir
tablonun ortaya çıkmasını bekliyoriar-
dı. Umarım, umutlan kınlmaz.