Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLUL 2002 PAZAR
14 KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr
ŞevketAltuğ, beş yıllık aradan sonra ekranlara Türkan Detyanın yöneteceği yeni bir diziyle dönüyor
Oyunculuk, oynamamaktırGAMZE AKDEMtR
tlk, orta ve liseyi Galatasaray Lisesi'nde oku-
yan Şevket Altuğ, yaşamını yönlendiren en
önemli olaylan orada yaşamış. Dördüncü sınıf-
ta okuduğu dönemler... Birpiyes sahneye koy-
mak isteyen beşinci smıflar, dördüncü sınıflar-
dan da bir öğrenci aramaktadır. Hocalan gelir
ve "tçinizde o işe kaülmak isteyen var mı?" di-
ye sorar. O an nasıl olduğunu bılemese de ka-
tılmak ister Şevket Altuğ.
Kimse el kaldırmazsa seçme yapılacaktır. Ya-
nında da Muammer Karaca'nın oğlu, yakın ar-
kadaşı Sinan Karaca oturmaktadır. Kaygılanır,
eğer Sinan Karaca el kaldırmazsa bir şansı ol-
duğunu düşünmektedir çünkü. "Muammer Ka-
raca'nın oğlu kim, garibim Şevket Altuğ kim"
der kendi kendine. Hıç unutamadığı bir 30 sa-
niyenin ardından son saniyelerde olan olur, Si-
nan Karaca elini kaldınr. Altuğ gülümseyerek,
meslek yaşamının ilk ve son düş kınkhğı oldu-
ğunu söylüyor o günün.
Lise yıllanna geldiğinde nedenini niçinini bi-
lemese de tiyatro yapma isteği artık iyiden iyi-
ye mayalanmıştır yüreğinde. Ve sekizinci sı-
nıfta ilk fırsatı yakalar. Sınıf abisi Çetin tpek-
kaya sayesinde sahneye çıkar. Çıkar dediği. şöy-
le bir geçer sahneden.
'Evhamlı adamım vesselam'
Onuncu sınıfta Galatasaray'ın tiyatro koluna
çömez olarak girer. Ama dediği gibi 'evhamb
adamdır vesselam' Kuşkulan vardır, kendisini
sorulanyla sınamaktadır. 'Bu işi istemek yeter-
li midir?'. 'Acaba yeteneği var nudır?'. 'Bu işi
yapabilecek midir?' On ikinci sınıfa geldiğin-
de hâlâ aynı sorularla boğuşmaktadır. Bir aksi-
lik olur, o yıl oyunda oynayamaz. Bilerek, iste-
yerek bir ders bırakır ve bir yıl daha bekler. Bir
yıl sonra Rıfat Sirer, Mehmet Ulusoy, Mehmet
Aü Birand ile birlikte 'Partinin Sonu' adlı bir
oyunda oynar. Ve yaşamı o oyundan sonra de-
ğişir. Tüm kuşkulan dağılır. Bunu Fransız Di-
li ve Edebiyatı hocası Mösyö Thompson'aborç-
ludur.
"Mösyö Thompson bir efsaneydi. Oyun btt-
tikten sonra kuHse geldi. Nasıl bacaklanm titri-
yor. Acaba ne diyecek? Ya beni görmezlikten
gelecek ya da öylesine bir şey ler diyecek. Geldi
herkesle tokalaşü, ben en sondaydun. Yüreğim
küt küt aüyor. Elini uzatü, yüziime dikkatJice
baktı ve "Vous etes doue pour le theatre" yani
'Sen tiyatro için yaratılmışsın" dedi. Düşünün
19yaşmda henüztam kararverememiş bir genç,
bu lafi Mösyö Thompson gibi büyük bir hoca-
dan duyuyor. O an kararverdim. Hemen gittim,
şimdiki Swiss Otel'in olduğu yerdeki Taşlık Ga-
zinosu'nda Marmara'ya karşı buz gibi bir bira
içtim ve bunu kutiadım."
Profesyonel anlamda sanat yaşamına 1962
Ekiminde Asaf Çiyiltepe'nin kurduğu Arena
Tiyatrosu" nda stajyer oyuncu olarak Umur Bu-
sanat
yaşamının
kırkıncı yılını
devirdiği şu
günlerde kendi
deyimiyle
'bir dinozor'
Şevket Altuğ.
En son,
yapımcılığını
da yaptığı
'SüperBaba'
adlı televizyon
dizisindeki
'Fiko' rolüyle
izlediğimiz
sanatçı bu kez
'sıfın
tüketmiş,
can havliyle
yaşayan bir
adam'ı
oynayacak.
gay ile aynı yerde, aynı saatte, aynı dakikada baş-
layan Şevket Altuğ, Arena Tiyatrosu'nu "Tür-
kfye'nin ilk perdesiz sahnesiydi. Seyirciyle halk
iç içeydi. İlk çağdaş tiyatro adımımn atıldığı yer-
di" sözleriyle niteliyor.
'Aslan AskerŞvayk' oyununda iki askeri can-
landırdıklannı söyleyen Altuğ, Umur Bugay ile
önceleri hiç para kazanmadıklannı ve bunu da
umursamadıklarını söylüyor üstüne basa basa.
"tkinıiz de annelerimizden aldığımız harçlıkla-
n biriktirir, üst üste ekler, gereğinde bir sandvi-
çi ikiye bölerdik. Sonra 1963 Mayısında bize
sonradan annelerimize göndereceğimiz ve o za-
man için çok iyi para olan beşer bin lira \erdi-
ler. Akhmızdan para geçmiyordu, çünkü bu işi
çok seviyorduk. Bu işte tutunmak istiyorduk."
Arena Tiyatrosu'nda sezon sonuna kadar ça-
lışır Şevket Altug. Asaf Çiyiltepe'nin ardından
gittiği Ankara'da kısa süreli bir AST dönemı...
Sonra ekonomik nedenlerle îstanbul'a dönüş...
Derken Istanbul Cniversitesi'nde gazetecilik
eğıtimi. aynı zamanda 'Keşanh MDestanı'nda
bıleyci rolüyle tekrar sahne... Sonrasında Dost-
lar Tiyatrosu'nun kuruluşu -ki kendisi de ku-
rucuları arasındadır-. Ve 1973 yılında uzun bir
süre ara verir tiyatroya.
'Sevdiğin işe dön. 1x1'
Babası tüccar, annesı ev hanımı, ablalan ev
kızıdır. Aılesinde tek sanatçı, Güzel Sanatlar me-
zunu ressam abisidir. Abisinin atölyesinde ça-
lışır bir süre. Kurdeşenler döker. Gittiği cildi-
yeci kendisini psikiyatra gönderene dek tam
anlayamaz bunun nedenini. Psikiyatnn ilaç yaz-
dığını sandığı kendisine tiyatroya kesin dönüş
> aptırtacak olan reçetede aynen şunlar yazılı-
dır: "Derhal sevdiğin işe dön. 1x1".
Ve Egemen Bostancf nın Şan Tiyatrosu'nda-
dır. 'Hababam Sınıfi'nda oynar. Sonra Arzu
Fılm'ın kadrosuna gırer. Orada Ertem Eğil-
mez'in güçlü ekibiyle unutulmaz günler geçi-
rir, çok şey paylaşır. 1978'de televizyona ilk
adımını, Sadri Ahşık, Zihni Göktay'lar ile oy-
nadığı, AüfYılmaz'ın AzizNesin'in hikâyesin-
den uyarlayarak yönettiği 'Seyahatname' adlı
diziyle atar. Beş yıl süreyle AEG reklamlann-
da oynar.
Ardından iki yıl süreyle izlenme rekorlan kı-
ran, güçlü kadrosuyla mahalle dizilerini başla-
tan 'Perihan Abla'da 'Şakir' rolündeki perfor-
mansı belleklere kazınır. Ve ara verir bir süre.
Daha doğrusu uygun proje bulamaz. Oynaya-
bileceği. izleyiciyle özdeşleşebilen, özdeşleşir-
ken onlarla bir iki adım ileriye gidebilen. çok
didaktik olmayan ama birtakım doğrulan, gü-
zellikleri o dramatik yapı içinde izleyiciye ya-
lın bir dille aktaran projeler arar.
1991 'de çok yakın arkadaşı, AEG reklamla-
nnda da birlikte çalıştıklan usta yönetmen Ya-
vuz TurguTa gider ve..." 'Yavuzben evde kal-
dım. Bana bir proje yapar mısın?' dedim. Ya-
vuz'un Elbette' cevabmı izleyen iki yıl süresin-
ce yapımcılığını da benim yaptığım 'Süper Ba-
ba' projesi üzerinde çalışüdı ve 1993'te yayım-
lanmaya başlayıp 1997'ye kadar sürdü. Bu ara-
da Turgul'un yönettiği 'Gölge Oyunu'nda Şe-
ner Şen ileoynadık.Çok müthişbir projeydL Şun-
di yine aynı senaryo ekibi, beyin takumyla yeni
bir projeye başbyorum."
Ustalan deyince, aynı tiyatroda çalışmak kıs-
met olmasa da bir Uhi Uraz'ı, genç yaşta yitir-
diği babası yerine koyduğunu söylüyor Altuğ.
" Bana çok da çaknrmadan, çok didaktikolma-
dan ileriye dönük mesajlar verirdi" dediği bir
Asaf Çiyiltepe'nin yaşamında çok önemli bir
yeri var. Keza sinemacılardan SaHh Tozan, Sup-
hi Kaner'den çok etkilenmiş.
Kendisine usta demek, kendi deyimiyle, 'küs-
taUıgında' bulunmuyor Altuğ. Bu işin kolektif
bir iş olduğuna inanıyor. Çalışacağı bütün oyun-
culann çok iyi oyuncular olmalannı istiyor. Za-
ten yapımcılığı yapmasının nedenlerinden biri
de bu. Çünkü yapımcı olduğunda kalite kont-
rol. her alanda inisiyatif elinde olabiliyor.
'Biz oyuncular neyiz?'
Ne komedıde, ne de dramda. Hayatta ne var-
sa orada olduğunu vurguluyor Şevket Altuğ.
Asıl star. her şeyin alfabesi olan senaryo oldu-
ğuna göre kendisine soruyor hep 'Biz oyuncu-
lar neyiz?'. "Bu işin asıl stan senaryodur. Ben-
ce komedi oyunculuğu, dram oyunculuğu diye
bir şey yoktur. Oyunculuk oyunculuktur. Bana
bir metin verilir, orada ne varsa ben onu oyna-
run. Oradaki durum komiktir, ben değilim. Ko-
medi komiklik yapmak değildir. Yaşanılan çe-
Hşkiler vardır, o çelişkikri izleyiciye geçirdiğiniz
zaman, ya bazı şeyler yaşıyoruz sonra geri dö-
nüp kafanuzdan geçirirken gülüyoruz onlara
ama yaşarken çok ciddi yaşıyoruz. Seyrederken
gülüyoruz. Yani hep şey derler, küçük adanun
büyük adanu dÖNTnesi. Dövebiür sahiden. Ama
seyrederken gülünür™ Ashnda oyunculuk, oyna-
mamaktır. 'Aman ne güzel oynuyor' dedirtme-
mektir. Bunun için oynamamak gerek."
çekimlere eylül sonunda başlanacak
Sıfın tüketmiş
adamlann öyküsü
Şevket Altuğ, 'Süper Baba' ve 'tkinci Bahar'ı
gerçekleştiren beyin takımıyla yeni bir
televizyon dizisine başhyor. Kanal D'de
yayımlanacak olan diziyi Türkan Derya
yönetecek. Adı henüz belli olmayan bu proje,
Altuğ'un bugüne kadarki çalışmalannın içinde
en çok sevdiği proje olmuş. "Sıfin tüketmiş iki
adanun öyküsü, can havtryle yaşayanlann
Öyküsü" sözleriyle nitelediği dizide dibe vuruşun
ve yüze çıkma gayretinin resmedildiğini
söylüyor Altuğ. "Gelen vurmuş, giden vurmuş,
bir tanesi gariban, berbat durumda, artık
hırsızlık y apmay a başhy or. Metin Şentürk'ün
canlandıracağı diğeri kör. Bu adamlann
tesadüfen karşdaşmalan ve önce bir kavgayla
başlayıp sonra 'Sen de sıfırsın, ben de sıfırun.
Sen bana yardım et, ben de sana yardım edeyim'
düşüncesiyle birbirlerine sırt vermelerini,
birbirlerini dipten yüze çekmelerini, hiçbir şeyin
güDük güüstanhk olmadığu olamadığı bir
ortamda temiz yürekleriy le y aşanu
paylaşmalannı anlatan bir proje". Adı ve___===^.
kadronun gen kalan kısmı henüz tam
kesinleşmeyen dizinin çekimlerine eylül
sonlanna doğru başlanacak. Ekimin sonlanna
doğru da yayına girecek olan dizinin en fazla
1.5 yıl sürmesi planlanıyor.
Halktan kopmadığını söyleyen Altuğ, 'îzleyici benim moral kaynağımdır' diyor
Şöhretin büyüsüne kapılmadım
• Oyuncu her rolü canlandınr.
Türk toplumuna ış yapıyorum.
Hedef kitlemi çok iyi tanımak zo-
rundayım. İzleyici. ekranda gör-
düğü karakterle özdeşleşmek ıs-
tiyor. Büyük bir keyifle onlardan
karakterleri oynamayı tercih et-
memin sebeplerinden biri de bu.
Onlar benim moral kaynağım. 'Ya
bizim gibi kısa boylu, çarpık çur-
puk bir adam geliyor, burada va-
pıyor bu işi. Demek ki bu çok ola-
ğanüstü insanlann yapoğı bir iş
değil. bizden birisi de y apabilir-
miş' dıyorlar çünkü. Hiçbir za-
man şöhret denilen melun şeyin
büyüsüne kapılmadım. Şöhret çok
tehlikeli bir şey. Koparsınız halk-
tan. Benim malzemem halk. So-
nuçta hepimiz bir iş yapıyoruz.
Benim de\amlı alışveriş ettiğün
kasabıma ta Sanyer'den gelenler
var. Çünkü adam işini iyi yapı-
yor. Benim işim de oyunculuk ve
işimi iyi yapmaya gayret ediyorum.
Bir de benim işim daha zor, çün-
kü ben yalnız Sanyer'e değıl, Hak-
kâri'ye de et satıyorum."
• 'Gö^eOyunu' benim hiç unu-
tamadığım bir projedir. Senarist-
liğıni ve yönetmenliğini Yavuz
Turgul'un yaptığı filmde başrolü
'GölgeOyıuıu'nun ekibi: YavuzTurgul, ŞenerŞen, FüreyaKoral, LarrissaLiticheNskayave ŞevketAltuğ.
paylaştığım Şener Şen günümüz-
de usta denihnce aklıma gelen ilk
isimlerdendir. "Gölge Oyımu'nu
oyunculuk adına çok gızemli ve
oyunculuk gehştınci bir serüven
olarak düşünürüm hep. Ertem
Eğümez setlennın tadını ve zihni-
yetini taşıyan bir çalışmaydı.
• Eski dönemlerin büyüsü.
oyoınculuğun kalitesi bıraz da tek-
nolojiye yenildı. însanlan şımart-
tı. Gençler önlenne çıkan fırsat-
lan çok cömertçe harcamamalı. de-
ğerinı bilmeli. Amıyane deyimle
işportaya düşmemelı. Cem Yıl-
maz'ı çok se\ıyorum. İşportaya
çıkmadı o. Hep dozunda gitti.
• Tiyatro için bıraz karamsanm.
güneşli günlerını özlüyorum. Uy-
gun proje olduğu takdirde tiyat-
royu her an düşünebüirim. 75-100
kişilik salonlarda sadece elit tabir
edilen tabakaya değil. daha bü-
yük salonlarda, daha büyük pro-
düksiyonlarda daha büyük kitle-
lere hitap edecek bir şey çıkarsa
se\eseve oynarun.
TAIUHCt
Venedik'te 11 Eylül krizi
• Kültür Senisi - Venedik Fihn
Festivalf nde dünyanın değişik
coğrafyalanndan gelen 11 farklı
yönetmenin gözüyle izleyenler 11
Eylül'ü yeniden yaşadı. ABD'yi açıkça
eleştiren bazı yönetmenler "11 '09'01
September 11" isimli 11 kısa filmden
oluşan fiknin gösterimi ile Amerikalı
izleyicileri öfkelendirdiler. Gazeteci ve
sınema dünyasının ünlü isimleri ise her
biri 11 dakika ve 9 saniye uzunluğundaki
katılımcı filmlerin çoğunu alkışladılar.
Diğer yandan Mısırlı yönetmen Yusuf
Şahin ise İsrail'deki bir Filistin intihar
saldınsını konu alan fılmiyle hem
yuhalamalann hem de alkışlann odağı
oldu. ABD'ye bir düşmanlığı olmadığını
ifade eden Şahin, Amerika'ya karşı olan
öfkenin Ortadoğu'daki şiddeti
körüklediğini söyledi. Suçun önemli bir
kısmını Washington'a yükleyen filmin
bir sahnesinde intihar eylemcisinin
babası; "Israil herkesi kandınyor. Bush,
onlann istediklerini terörist ilan
etmelerine izın veriyor. Siz kendi
evinizin ya da atalanmzın diktiği zeytin
ağaçlannın buldozerler alrında
yıkıldığını hayal edebiliyor musunuz?"
sözlerini sarf ederken bir başka adam
Vietnam Savaşı'nı ve Japonya'ya atılan
atom bombalannı ABD zulümü olarak
nitelendiriyor ve ABD vatandaşlarıru
meşru hedefler olarak gösteriyor.
OOTİrnün pesmi olmayan tarihi
• Kültür Senisi
- Ortadoğu
Teknik
Üniversitesi'nin
kuruluş yılı
1956'dan 12
Eylül askeri
darbesıne kadar
olan tarihi
Nurettin
Çalışkan
tarafından
kitaplaştınldı.
Arayış Yayuılan'ndan ODTÜ-Tarihçe
ismiyle çıkan kitapta, üniversitenin
kurulduğu dönem Türkiyesi, TBMM'deki
tartışmalar ve ODTÜ öğrencilerinin
akademik-demokratik talepler
çerçevesinde geliştirdikleri muhalefet
hareketi kronolojik bir çahşma ile bir
araya getırildi. ABD'nin Türkiye ve
bölgedeki dığer ülkelerde "Amerikan
kültürü alrruş" teknik eleman ihtiyacmı
karşılamak için kurulmasına öncülük
ettiği Ortadoğu Teknik Üniversitesi bir
süre sonra kuruculann istemleri dışında
bir gelişme gösterdi. DP iktidan
tarafından komünizme karşı işbirliği
açısından ABD ile ittifakta önemli bir
işbirliği 'alanı' olarak görülen ODTÜ
kısa bir süre sonra sol muhalefeün en
güçlü olduğu üniversitelerden biri halıne
geldi. Bu açıdan bakıldığında ODTÜ
tarihi aynı zamanda Türkiye'de 6O'lı
yıllarla birhkte ivme kazanan
antiemperyalist öğrenci muhalefetinin de
belgesi niteliğinde.
Bilgi Eğitim'de yeni dönem
• Kültür Senisi - Bilgi Eğitim, Mayıs
2000 tanhinden bu yana 181 farklı
programa katılan 3703 katılımcının
enerjisi ve desteğinı de yanına alarak
2002-2003 dönemine 72 farklı
programla giriyor. Yaşamı sanata
dönüştürmeyi hedefleyen 'Bilgi Eğitim'
yeni döneminde kültür-sanat bölümüne
bağlı 50 atölye, dünya dillerine bağlı 9
farklı dil ve TOEFL programlan ile
bilgisayar bölümüne bağlı 12 program
sunuyor. Düşünmek. tartışmak, müzik
yapmak, yazmak, görüntülemek, dans
etmek ve çeşitli sanat dallannda kendini
ıfade edebilme fırsatını arayan herkese
bu olanağı sunmayı hedefleyen Bilgi
Eğitim Kültür-Sanat Atölyeleri 50 farklı
program ile uzman eğirmenlen
katılımcılarla buluşturuyor. Bunlar
arasında, Orhan Cem Çetın'den fotoğraf,
Serdar Akar'dan film, Selçuk Erdem'den
karikatür, Galip Tekin'den çizgi-roman,
Buket Uzuner. Celıl Oker, Lale Müldür,
Pınar Kür ve Tomris Uyar'dan yazarhk,
Mercan Dede'den müzik ve dans terapi
gibi atölyeler bulunuyor. Bilgi Eğitim'in
ilk defa açılacak olan programlar
arasında ise Müzikal Oyunculuğu. Afro-
Haiti Danslan. Tap Dans, Ses Terapi,
Aile Dizimı. Yemek'e Dair, Arkeoloji.
Türk Pop Tarihi, Çocuklar ve Yarattıklan
atölyeleri bulunuyor. (Avrınhlı bilgi için:
0 212 293 50 10)
'Ses ve Kişilik' seminerleri
• Kültür Senisi - Yıldız Teknik
Üniversitesi Sanat ve Tasanm Fakültesi
Müzik ve Sahne Sanatlan Bölümü'nün
iki yıldan bu yana devam ettirdiği 'Ses
ve Kişilik' başlıklı şan derslerinin ön
dinletileri 12-13 Eylül tarihleri arasında
yapılacak. 16-20 Eylül'de ise kurslar
başlayacak. Prof. Yıldız Dağdelen
tarafından yürütülecek seminerlerde
12 katılımcı ahnacak. Yaş sınırlaması
olmayan seminerler için gerekli olan
şartlar, iyi bir müzik kulağına sahip
olmak, şan tekniği konusunda temel
teknik sorunlan aşmış ve yapılacak
çalışmalara uyum sağlayabilecek
kapasitede olmak. Seminerin gidişatını
Mozart, Schubert ve Barok Antiche
eserler belirleyeceğınden, seminere aktif
olarak katılmayı düşünenlerin bu
doğrultuda eser hazırlamalan gerekiyor.
Son başvuru tarihi 11 Eylül.
(0 212 259 70 70-2978)