Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 8 EYLÜL 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTÜR kurtur(& cumhuriyet.com.tr
15
Burcu Güneş, uygun koşullan bulduğunda yurtdışına açılmayı hedefliyor
eyaz çikolata sabırlıAJVÇA TEZER
Türkiye"nin zenci gırtlaklı beyaz
çikolatası Burco Güneş'in lcüçük-
ken tek hayali bır gün Celine Dion,
Aretha Franklin, Chaka Khan,
Whitney Houston gıbi dünyaca ta-
nınan bir 4
diva" olmaktır. Derken,
on iki yaşında, müzısyen olan baba-
- sıyla birlikte, Antalya yakınındaki
tatil köylerinde ^ e otellerde sahneye
çıkmaya başlar. Daha sonra annesi-
:nin yanına. îzmir'e taşınır ve klasik
piyanist Burçin Büke ile on - on i-
ki parçalık bir demo yapıp Raks Mü-
zik'e göndenrler. Bir süre sonra bir
telefon gelir: Garo Mafyan ıle Ko-
ral Sarıtaş onunla çalışmak iste-
; mektedirler. Böylece ilk albümü,
'Aşk Yarası' ortaya çıkar.
- 12 yaşınızdan beri sahnelerde-
siniz. Müzik eğitimi aldınız mı?
BURCU GÜNEŞ - Küçüklüğüm-
den beri sürekli müzik dinlerim. Do-
layısıyla, dünyanın en iyi şarkıcıla-
n, en iyi müzisyenleri benim öğret-
menlenm oldu. Bırtakım özel sorun-
lardan ve maddı olumsuzlukJardan
dolayı konservatuvara gidemedım.
On sekız yaşımda Îzmir'e, annemin
yanına taşındıktan sonra Dokuz Ey-
lül Konservatuvan'nın müdürü Mü-
fit Bayraşa'dan artikülasyon ve şan
dersleri aldım.
Tılsım'la gelen başan
- tlk albümünüzde Garo Maf-
yan, Koral Sarıtaş gibi isimlerle
çalıştınız...
GÜNEŞ - Albümde Latin, Endü-
lüs altyapılı şarkı ve uyarlamalann
yanında, çok güzel, kahcı olabilecek
nitelıkte birkaç slow parça da vardı.
Burçin Büke ile hazırladığımız de-
modan da dört şarkı alınmıştı. Geç-
mişim, altyapım, içımden gelen ruh
bu şarkılarla albümü besleyecektı.
Tam bır şarkıcı albümüydü. Ama-
cım, birçok mûzık türünü okuyabi-
leceğimi kanıtlamak. göstermekti.
- tkinci albiim için neden bu ka-
dar beklediniz?
GUNEŞ - tkincinin geç çıkmasın-
da Raks Müzik'in el değiştirmesi,
önemli müzik şirketlerindeki oyala-
, malann beni rahatsız etmesi, rnüzi-
ğimi ve kendimi tam olarak göstere-
. bileceğim bir ekiple henüz karşılaş-
. mamış olmamın etkısi oldu. Ama za-
manın uzaması, ikinci albüme en in-
ce ayrmtısına kadar hazırlanmak an-
M.J n çok ozen
gösterdiğim şey
çok duygulu,
'sound'uyla
insanlara nitelikli.
düzgün bir
altyapı sunabilen.
araştmcı ve
ufku açık
müzisyenlerle
çalışmak. Bir
müzisyenin, bir
şarkıcının kendini
çok fazla
yenileyip,
değiştirip,
araştınp yeni
'sound'lar, yeni
sentezler
yakalaması
gerektiğini
düşünüyorum.
Albümlerimde
bunlan en iyi
şekilde yapmaya
çalışıyorum.'
lamında çok ışime yaradı. Sonuçta,
geçen haziranda Erol Köse Produc-
tion ile anlaştım. Uyumlu ekip çalış-
ması sayesinde 'Tılsım'la başanyı
yakaladığımıza inamyorum.
- Yeni albümünüzü ne zaman çı-
karmayı düşünüyorsunuz?
GÜNEŞ - Dört aydır çahşıyoruz.
Henüz şarkılar belirlenmedi. Her i-
ki albümümde de dörder parçanın
sözü benimdi. Geçen albümde
'Uzakta Değilim' ve 'Selvi Boy-
lum' adh iki bestemi kullandık.
Özellikle 'Selvi Boylum' çok tutul-
du. Bundan sonraki albümlerde söz
ve müzığıni kendim yaphğım parça-
lan arttırabilırim.
- Babanızla caz söylüyordunuz.
Neden albümlerinizde caza ağıriık
vermiyorsunuz?
GÜNEŞ - Içtensızlikten kaynakla-
nan bir şey değil. Yıllar geçtikçe şu-
na inandım. Ben bir Türk kızıyım.
Ve Türkiye'de doğdum. Eğer Ame-
rika'da doğsaydım, Amerika"da yaşı-
yor olsaydım, caz söylemem daha
içten olurdu. Aynca, Amerika'da bi-
le caz müziğini çok dar bir kitle din-
liyor. Yine de ilerde yalnızca caza
dayah bir albüm yapmayı düşünebi-
lirim.
'Kahcı olmak çaba ister'
- Başlangıçtaki hedeflerinizin ne
kadarını gerçekleştirdiniz?
GÜNEŞ - Küçük bır kısmuıı. Bir
gecede bütün Türkiye'nin tanıdığı
bir isim olmak gibi bir hedefim ol-
madı hıç. Kahcı olmak için daha çok
çaba gösterilmesi gerektiğine ınanı-
yorum. Önümüzdeki yıllarda seven-
İenme çok büyük sürprizlerim ola-
cak.
- Müzikte temel ölçütleriniz ne-
dir?
GÜNEŞ - En çok özen gösterdi-
ğim şey çok duygulu, 'sound'uyla
insanlara nitelikli, düzgün bir altya-
pı sunabilen, araştıncı ve ufku açık
müzisyenlerle çalışmak. Bir müzis-
yenin, bir şarkıcının kendini çok faz-
la yenileyip, değiştirip, araştınp ye-
ni 'sound'lar, yeni sentezler yakala-
ması gerektiğini düşünüyorum. Al-
bümlerimde bunlan en iyi şekilde
yapmaya çalışıyorum.
- Yurtdışına açılmayı düşünüyor
musunuz?
GÜNEŞ - Şu anda ses kapasitesi
olarak da, görsellik olarak da kendi-
mi hazır hissedıyorum aslında. Ama
bunun için doğru bir ekip, doğru bir
sunuş bıçimi, doğru şarkılar olması
gerekiyor. Bunlan sağlamak için ça-
lışıyorum. Ama öncelikle 'so-
und'uyla, müzikalitesıyle istediğim
müziği ortaya çıkarmak istiyorum.
- Geçen günlerde ilk kez Rume-
libisan'nda sahneje çıktınız...
GÜNEŞ - Istanbul'daki ilk konse-
rimdi. Benim için çok önemliydi Ru-
melihisan'nda konser vermek. Bu-
güne kadar orada sahneye çıkmış
birçok insandan çok daha fazla
önemseyerek hazırlandık. Çok özel
bir geceydi.
Içkalpakçı Çıkmazı'nı konu alan fotoğraf sergisi bugün açılıyor
Samatya'dan bir sokak
Sergi 5-25 Ekim tarihleri arasında Fotoğrafevi'nde görülebilecek.
Kültür Servisi - Istanbul'un tarihi semtlerinden bin
olan Samatya'nın Içkalpakçı Çıkmazı'nı konu alan
belgesel fotoğraf sergisi, 'tçkalpakçı Çıkmazı /
Bir Sokağın Monografisi', bugün aynı sokakta
sanatseverlerle buluşuyor. Kemal Cengizkan ve
Dora Günel'in Haziran 2002 tarihınde başlattıklan
projeden hayata geçirilen sergi, 5-25 Ekim tarihleri
arasında ise Fotoğrafevi'nde görülebilecek. Sokak
sakinlerinin günlük yaşamlannın ve çevrelerinin
belgelendiğı çekım çahşmalanna paralel olarak,
sözlü tarih konusunda çahşmalar yapan üç sosyolog,
Gülay Kayacan, Ebru Soytemel ve Gamze
Toksoy tarafindan, sokağın sosyo-ekonomik ve
kültürel yapısını ortaya çıkarmak üzere yapılan
anket çalışmalan ve sözlü tarih görüşmeleri de
sergiye hareket katıyor. Tamamlanan fotoğraf
çalışmalan iki aşamalı olarak izlenime sunuluyor.
Sokak sakinlerinin portrelerinden ve sokakta yaşam
görüntülerinden oluşan sergide 60 adet siyah beyaz
fotoğraf yer alıyor. İlk aşama olarak bugün,
Samatya Içkalpakçı Çıkmazı'nda bir gün süreyle
sergilenecek fotoğraflar, sergi sonunda sahiplenne
dağıhlacak. Aynca Fotoğraf Vakfi Girişimi'ne ait
Dünya Çocuklan Fotoğraf Kamyonu, Samatya
otopark alanında bulunacak ve gün boyunca
çocuklarla uygulamalı 'fotogram' çalışmalan
yapılacak. Serginin ikinci aşamasında ise
fotoğraflar, 5 Ekim günü saat 17.00'den itibaren
Fotoğrafevi'nde izleyıcilere sunulacak. 25 Ekim'e
dek sürecek sergide, yürütülen sosyolojik
araştırmanın özet sonuçlannın da yer aldıgı,
Fotoğrafik Vizyon Yayınlan tarafindan
yayımlanan bir de fotoğraf albümü sunuluyor.
(0212 2921939)
Roland Augustlne, Artistanbul kapsamında bir konferans verd!
Çağdaş sanat ve galeriler
AHU ÖZERDEN
New York'taki Luhring
Augustine Gallery'nin sahi-
bi Roland Augustine, geçen
salı günü Arttstanbul 2002-
Uluslararası Çağdaş Sanat
Boluşması etkinlikleri kap-
samında, 'Bugünün Çağdaş
Sınat Dünyasında Sanat
Galerilerinin Rolü' konulu
bır konferans verdi.
Günümüzde galericinin so-
mmluluğunun arttığım, sergi
düzenleme ve sanatçılan ta-
mtmanın çok daha ötesinde,
deyicinin sanatçıya alışma-
sma yardımcı olmak gibi bir
görevi bulunduğunu söyle-
YÎTJ Augustine'e göre, toplu-
nun çağdaş sanatı anlaması
ve sindirmesi için, geniş bir
zaman dilimine gereksinim
bulunmakta ve galerici, sa-
oatçılan için güçlü bir altya-
pı oluşturmak istiyorsa, yeni
yıklaşımlara sonuna dek des-
New York'ta galerisi var.
tek olmak zorunda.
Augustine, aynca, genç sa-
natçılann çağdaş sanatın dili-
ne yapacağı katkının önemi-
ne değinerek, örneğin Paul
McCarthy'nin yapıtlannı
anlayabilmek için geniş dü-
şünühnesi ve sanatçının, çağ-
daş toplumu ve küİtürü etkı-
leyen tabu ve sorunlan vurgu-
lama çabasının önemsenme-
si gerektiğini söylüyor.
Şu anki konumunda fi-
nansmanı nasıl ve nereden
sağladığı sorusunu "Gerçek-
leştirilmiş başarüı bir tasa-
nnın kazancıyla bir sonra-
kini finanse edebiliyorum"
diye yanıtlayan Augustine,
insanlığın paylaştığı yaşam-
sal bir ortak dil, kültürler ara-
sı köprü olarak tammladığı
sanatın, günümüzde bir meta
olarak algılanıyor olmasım
da trajik bir durum olarak yo-
rumluyor.
Bir özel sanat galerisinin
görevinin, sanatçıyla izleyici
/alıcı arasında köprü kur-
manın yanı sıra, kültürel bir
bellek oluşturmak olduğunun
altını çiziyor. Gerçek yahn-
nun, günümüz kültürüne ya-
pılan yatınm olduğunu vur-
gulayan Augustine, galerici-
nin görevinin de bu bakış açı-
sının yaygınlaşmasına önder-
lik etmek olduğu inancında.
Küratör Dan cameron 8. blenalln kavramsal çerçeveslni açıkladı
Ana tema 'Şiirsel Adalet'
Kültür Servisi - 20 Eylül
- 16 Kasım 2003 tarihleri
arasında düzenlenecek olan
8. Uluslararası Istanbul Bi-
enali'nin teması 'Şiirsel
Adalet' olarak belirlendi.
Bienal 'Adalet nedir?',
'Neden günümüzde acil bir
mesele halini almış-
tır?', 'Bugünün kü-
reselleşmiş dünyasın-
da adalet mümkün
olabilir mi?' gibi so-
rulan tartışmaya açı-
yor.
Önceki gün düzenle-
nen bir basın toplantı-
sıyla bienalin kavram-
sal çerçevesini açıklayan
Amerikalı küratör Dan Ca-
meron. bu deyimi çağdaş sa-
natta son dönem gelişmeleri
üzerine bir araştırma zemini
olarak önerirken görünüşte
çelışiyormuş gibi duran şiir
ve adalet kavramlarını bir-
birleriyle ılışkilendirecek bir
yaratıcı eylem alanı oluştur-
mayı hedefliyor.
Dan Çameron, aynı za-
manda bir edebiyat yöntemi
olan şiirsel adalet başlığın-
dan esinlenerek ortaya çıkan
ilişkilendirmeyi, manevi un-
surun tüm potansiyel etkile-
İSTANBUL 8. ULUSLARARASI
KULTUR İCTAIURIII
«E SANAT İSTANBUL
VAKFI BIENALI
riyle birlikte değer kaybına
uğratılmasına duyulan tepki
olarak açıklıyor.
Cameron, küreselleşmey-
le birlikte tek kültürlü bir
dünyaya doğru giderken kül-
türel farklar hakkmda uzlaş-
ma yetisinin artacağını ve
gerekli bağlan tasarlama gö-
revinin de belli bir grup ay-
dınlık insana düşeceğini
ümit ediyor. Küratör, biena-
lin en önemli amaçlanndan
birinin şiir ve adalet kavram-
larmı, sanatın yaşamın bu i-
ki cephesini uzlaştırmak için
bir araç olmasını isteyen sa-
natçılann fikırlerini
tartışmaya açan bir ka-
musal forum yaratmak
olarak tanrmlıyor.
Ka\Tamsal çerçeveye
uygun gördüğü ve be-
ğendiği sanatçılan da
tanıtan küratörün bi-
enalde yer vermeyi dü-
şündüğü isimler arasm-
da Esra Ersen, Do-Ho Suh,
Julie Mehretu, Tania Bru-
guera, Tony Feher, Surasi
Kusolvvong ve Zvvelethu
Mthethvva bulunuyor.
8. Uluslararası istanbul Bi-
enali 'ne yaklaşık 40 ülkeden
80 sanatçının katılması bek-
leniyor.
ESİNTİLER
ZEYNEP ORAL
29 Kırmızı Gülün
Düşündürdükleri....
Bır haftadır Izmır'deydım. Geçen cumartesi ak-
şamı Istanbul'dan eşim telefon ediyor ve şoyle di-
yordu: "Senin adına eve kocaman birbuket çiçek
gelmiş, 29 adet kırmızı gül, bir de davetiye..."
Önce davetiyeyı okudu. Milliyet Sanat Dergisi,
iki gun sonraki 3O.yıl kutlamasına davet edıyor-
muş... Buketteki zarfı açmasını beklerken heye-
candan yerimde duramıyordum. Şu inceliğe bakar
mısınız... 29 kırmızı gül! Her yıla bir gül! (Aslında tam
29 değil, 28 buçuk yıl o dergiye emek verdim ama
olsun...) Acaba derginin şimdiki yöneticisi Tuğrul
Eryılmaz dan mı? Yoksa bir süre önce Milliyet'te-
ki köşesinde bir dergiyi 30 yıl yaşatmanın güçlük-
lerıni dile getiren, 30 yıllık çabayı öven Mehmet
Y.Yılmaz'dan mı? Yoksa Aydın Doğan dan mı...
Gerçekten inanıiacak gibi değil!
Neyse uzatmayalım... Yanılmışım. Çiçeklerle da-
vetiyenın ilgısı yokmuş! Benim hüsnü kuruntuma
bakar mısınız!!!
Çiçeklere eşlik eden kutlama mesajının sonun-
daki imza bir isim değildi. "Sanat Dergisi'yle büyû-
müş birokurunuz" diyordu yalnızca.
Belki de kim olduğunu hiçbir zaman öğreneme-
yeceğim okuruma ve şu son günlerde damıtılmış
bırıkimlerden, belleğin îabirentlerinden geçip bana
ulaşan tüm mesajlara fırsat bu fırsat teşekkür edi-
yorum...
Gelelim 29 kırmızı güle... Ben o gülleri gönlüm-
ce ve gönulden dağırtım. Bugün aramızda olma-
yanlara... Ama dergiyi var edenlere... Derginin 30.
Yaşını kutlayabılmesini sağlayanlara...
Başta Abdi Ipekçi, Oğuz Akkan ve Akal Atil-
la'ya... Onlar olmasaydı belki de kurulmazdı böy-
lebirdergı...
Kannca çalışkanlığındaki Zekai Muratçay'a; en
ağır kültür işçısi Nüvit Özdoğru'ya
Yalnız yazılarıyla değil, yaratıcılıklan ve düş güç-
leriyle dergiyi kanatlandıran Onat Kutlar'a ve her
daim genç Yavuzer Çetinkaya'ya...
Herhaftanın konserlerinı, temsıllerini, sergilerini,
filmlerinı yorumlayan eleştirmenler Faruk Yener
(müzik), Mahir Dinçer (müzik) Ahmet Köksal (re-
sim), Tahir Özçelik (tıyatro), Tuncan Okan'a (sine-
ma)...
Hocalıklarıyla, ustalıklannı cömertçe dergiye su-
nan Behçet Necatigil, Ceyhun Atuf Kansu, Ca-
vit Ortıan Tütengil ve Cevdet Kudret'e...
Hiçbir yazı dileğimızi gerı çevirmeyen, bizi daha
iyiye, daha doğruya, daha güzele ıten Haldun Ta-
ner'e, Muhsin Ertuğrul'a ve Aziz Nesin'e...
Deneyimlerını ve birikımlerını dergiye aktaran,
yansıtan Yaşar Nabi ve Sabahattin Kudret Ak-
sal'a...
Yalnız şiirleriyle değil, günlükleriyle de dergiyi bir
'okul'a dönüştüren Cemal Süreya'ya .. Yeryüzü-
nün tüm duygularını dergiye katan Turgut Uyar,
Edip Cansever ve Can Yücel e....
Yazılarıyla dergiyi zenginleştiren Bedrettin Cö-
mert ve Tezer Özlü'ye... Asım Bezirci ve Necati
Cumalı'ya...
Çızgılerıyle dergiye biçim veren Mengü Ertel'e...
Hem çirgileri hem yazılarıyla dergiyi coşturan Abi-
din Dino'ya...
Ayrılığın, özlemin, hasretin ama aynı zamanda
şükran borcumun rengine bürünmüş gülleri dağıt-
tım adını andığım o eşsiz insanlara... Düşünce dün-
yamızın, sanat ve kültür yaşantımızın bu aydınlık
yüzlerine... (Bugün hayatta olmayanlardan seçtim
isimleri, çünkü yeni sanat dergisinin yeni yönetici-
leri aramızda olanlara nasılsa şükranlannı sunmuş-
lardır dıye düşündüm.)
Derginin manevi babalarından biri, Sevgili Fazıl
Hüsnü Dağlarca, hani der ya:
"Yazarken
Değdirir gıbiyım
Yüzümü
Senin Yüzüne"
Işte okurumdan gelen kırmızı güllerimi dağıtırken,
Cumhuriyet okurlarının yakından tanıdıklarına
inandığım yukandaki isimleri yazarken, her birini tek
tek kucaklamışım gıbi oldum... Bir mutluluk, bir
mutluluk...
Elimde kalan son gülü ise anıların en güzeli ola-
rak kendıme saklıyorum...
Bind Guardian Istanbıri'da
• Kültür Servisi - Almanya"nın önemli
heavy metal gruplanndan Blind Guardian,
bugün saat 18.00'de Bostancı Gösteri
Merkezi'nde Türk hayranlanyla buluşacak.
Tolkien'in 'Yüzüklerin Efendisi',
'Silmarillion' gibi romanlannı konu alan şarkı
sözleriyle tanınan grup 4 Mart 2002 tarihinde
son albümü 'A Night At The Opera' ile Alman
müzik listelerine 5. sıradan girmişti. Topluluk,
vokalde Hansi Kürsch, gitarda Andre Olbrich
ve Marcus Siepen ile davulda Thomas
Stauch'dan oluşuyor. (0 216 384 72 10)
BUGÜN
• İSTANBUL FRANSIZ KÜLTÜR
MERKEZt'nde 14.00'te TEM
Production'dan 'Lahana Sarma' adlı oyun.
(0212 252 61 55)
• İFSAK'ta 15.30'da Izzet Keribar'ın
'Ver Elini Anadolu' adlı saydam gösterisi.
(0 212 292 42 01)
• KADIKÖY GENÇLİK MERKEZİ
AMFTTtYATROSU'nda 21.00'de
'Kalamış'ta Yazlık Sinema Keyfi' kapsamında
Serdar Çakar'ın yönetmenliğini yaptığı 'Dar
Alanda Kısa Paslaşmalar'.
(0 216 349 77 68)
M NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde 17 OO'de
Nanni Moretti'nin yönetmenliğini yaptığı
'Nisan' adlı filmin gösterimi.
(0 212 245 04 81)
• BAŞKA KÜLTÜREVİ'nde 15.30'da
Akira Kurosava'nın yönetmenliğini yaptığı
'Düşler' adJı fihnin gösterimi.
(0 212 249 12 84)
AYA İRİNİ BACH GÜNLERİ'NDE BUGÜN
• AYA İRİNİ'de saat 20.00'de keman
sanatçısı Luis Otavio Santos konseri.
(0 216454 15 55)