12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYÜL 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM [email protected] 13 Yoflar kabak • EDİRNE(AA)- Ediıne'de. çiftçilerin yoğun olduğu semtlerdeki asfalt yollar kabak çekirdeği harmanına dönüştü. Tarihi Kırkpınar gûreşlerinin yapıldığı Sarayiçi, Kapıkule yolu, Karaağaç ve Yeniimaret semtlerindeki asfalt yollarda, çok sayıda üretici, çıkardıklan yaş kabak çekirdeklerini kurutmaya çalışıyor. Çiftçiler, gündüzleri yaş kabak çekirdeklerini kanştırarak lcurumasuıı sağlarken gece de çalınacağı endişesiyle kabak çekirdeklerinin yanında yatıyorlar. Alman tankına Türk paleti • AYDEV(AA)- Aydın'uı Umurlu beldesinde dünyaca ûnlü Alman Leopard tank paletlerinin üretilmeye başlandığı bildirildi. JANTSA Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Çerçioğlu, kamyon ve traktör jantı üretiminden, savunma sanayii üretimine geçtiklerini anlattı. Savunma sanayiinde "lider" olmayı hedeflediklerini belirten Çerçioğlu, ilk etapta 1.5 milyon dolarhk palet üreterek Almanlara teslim ettiklerini anlattı. Çerçioğlu, "Leopard tanklannı ürettiğimiz paletlerle biz yürütüyoruz" dedi. Sraartan emekliye kolaylık • ANKARA(AA)- Ziraat Bankası, emekli maaş hesaplannda yeni bir düzenlemeye giderek "kolay hesap" dönemi başlatıyor. Bundan önce emekli maaşlannın alınması dışında herhangi bir işlemde kullanılamayan emekli maaş hesaplanna bundan böyle, para yatınlabilecek, havale yapılabilecek. Kolay hesap ile birlikte emekliler, otomatik ödeme talimatı vererek, bireysel kredi, Ziraat Bankası'na ait kredi kartı elcstre borcu, fatura ve Başak Hayat-Başak Sigorta prim ödemelerini yaptırtabilecek. İzmir'de Fransa işgünteri • tZMtR(AA)- "Fransa Iş Kültürü Günleri", BEylül'de Ege Serbest Bölgesi'nde yapılacak. Ege Serbest Bölge Kurucu ve tşleticisi (ESBAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Tuncer'in ev sahipliğinde yapılacak toplantıya, Fransa'nın önde gelen finans, elektronik ve otomotiv sektörü temsilcileri katılacak. Bconomi masaya yatırılacak • A\KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonominin tüm boyutlanyla ele alındığı ODTÜ uluslararası ekonomi kongrelerinin alhncısı, 11 Eylül'de başhyor. Beş gün sürecek olan kongre kapsamında, 100'eyakın oturum gerçekleştirilecek. Kongreyi Merkez Bankası, IMKB, TOBB, Rekabet Kurumu, BDDK ile Tûrkiye Bankalar Birliği destekliyor. Ekmek yüzde 100 oranında arttığmda endeks yanlızca yüzde 4 yükseliyor Enflasyon gerçekçi değü• DlE, tüketici enflasyonunu hesaplarken 410 maddenin fiyatlannı baz alıyor. Ekmek, süt, benzin gibi temel tüketim ürünlerindeki yüksek artışlar ağırlıklan oranında yansıtılınca enflasyona etkisi çok düşük düzeyde kalıyor. ANK\RA (AA) - Özellikle son velere, kahve ve çaydanalkollü ve dönemlerde sokaktaki enflasyon ile I>e\'let Istatistik Enstitüsü (T)lE) tarafindan açıklanan enflasyon oranlannın farklı olduğu yönünde- ki vatandaşlann şikâyetlen, tüketi- ci fiyatlan endeksinde (TÜFE) yer alan maddelerin ağırlıklanndan ve endeks hesaplamasında 410 mad- denin kuUanılmasından kaynakla- alkolsüz içeceklere, sigaradan pal- toya, dantel ipliğinden terliğe, kıra- dan tüpgaza kadar 410 ana madde- yi (747 madde alt çeşidi) kullanı- yor. nıyor. DÎE, TÜFE'nin hesaplanmasın- da ekmekten bisküviye, yaş pasta- dan dana erine, peynirden tereyağı- na, sebze ve meyvelerden konser- TÜFE nasıl hesaptanıyor? TÜFE'nin hesaplanması için te- mel yıl bilgileri esas alınarak her ay 410 maddenin fiyatlan (747 mad- de alt çeşidi) 35 değişik yerleşim yerinden, toplam 6 bin 390 işyerin- den ve 2 bin 988 kiracı haneden derleniyor. Özellikle dargelirli va- tandaşlann kullandıgı sınırh sayıda temel ihtiyaç maddesindeki yüksek oranlı artışlar ise endeks içindeki ağırlıklanndan dolayı bire bir TÜ- FE 'ye yansımıyor. Omeğin, ekme- ğin Türkiye endeksi içindeki ağır- bğı yüzde 4.01 olarak belirlenirken sadece ekmeğin fiyarı yüzde 100 artnğında ve tüm maddelerin fiya- tı sabit kaldığında, Türkiye endek- si yüzde 4.01 yükseliyor. Beyaz peynirin Türkiye endeksi içindeki ağırlığı 1.3 olarak belirle- nirken temmuz ayında bir önceki aya göre 0.8 oranında artan peynir fıyatı endeksi ancak 0.02 oranında arttırdı. Benzinin endeks içindeki ağırlı- ğı ise yüzde 2.2 olarak hesaplanı- yor. Balıkçı denize açüdı Su ürünlerinde 2002- 2003 av sezonu dün başladLTanm Bakanı Hüsnü Vusuf Gökalp, su ürünleri üretiminde büyük arbş beklediklerinj açıklarken denize açıtanDoğu Akdenizli bahkçüar imkânsızlıklardan şikâyetçi. Karataş Bahkçüar Kooperatifı Başkanı GalipÜnver, mazot fiyaünın 1 miiyon 174 bin liraya çıküğuu haürlatarak "Astronomik fryadar bahkçılığı öldüriivor" dedi. Maç büeti zaııı şatnpiyonu ttSTANBUL(AA)-lstan- bul'da ağustos aymın zam rekortmeni, yüzde 93.3 ar- tışla maç giriş ücretleri oldu. Istanbul Ticaret Odası (ÎTO) verilerine göre, geçen ay en fazla ikinci fıyat artışı. yüzde 34.5 ile Milli Egitim Bakanhğmın ma- tematik kitabında kaydedildi. Üçüncü sırada ise yüzde 31.2 ile kurşun kalem yer aldı. Aylık fiyat arnşlan 5 ortalı def- terde yüzde 23.9, taze fasulyede 23.4, limonda 22.3, okul çantasın- \JQ verilerine göre, geçen ay maç giriş perakende fıyatı en fazla ar- ücretleri yüzde 93.3 arttı, 12 aylık m h i z m e t ' y 0 ®* 6 25 ° 9 i l e ,.. , ••. i . ı_i mahkeme ve avukatlık üc- donemde en yuksekartış mahkeme veavukatlık ücretlerinde oldu. da 14.7 ve okul önlüğünde yüzde 13.9 olarak gerçekleşti. Fiyatı en az artan ürünler ise yüzde 2 ile elektrik, yüzde 2.3 ile kâğıt, ev malzemesi, yüzde 2.5 ile manto dikiş ücreti oldu. ÎTO verilerine göre, 2001 Ağus- tos ile 2002 Ağustos aylan arasın- daki 12 aylık dönemde ortalama reti olarak belirlendi. Bunu yüzde 191.7 ile bi- rinci sınıfgünlük hastane yatak üc- reti ve yüzde 142 ile cam mutfak eşyası izledi. Yıllık bazda fiyatı en az artan ürünler ise, yüzde 50.2 ile 1. sınıf erkek berberinde saç sakal tıraşı, yüzde 51.6 ile yabancı sigara ve yüzde 51.8 ile çamaşır makinesi oldu. YÜZDE 85'E VARANİNDÎRİMLER MAĞAZA URUN ESKI FİYAT YENİ FİYAT Bbıse Body Pantoton 55.900.000 23.900.000 89.900.000 27.950.000 11.950.000 44 950.000 Pantolon Ceket Takım 95.000.000 53.200.000 245.000.000 137.200.000 395 000 000 221200 000 50.000.000 52.000.000 54.950.000 35.000.000 39.950.000 27.950.000 Gömtek Ltm Pantolon T-Shırt 60.000.000 135.000.000 19.900.000 Pantolon Elbıse T-Stıırt 19.500.000 43.875.000 6.500.000 Ceket Atalar Etek Gömlek 179.000.000 97.500.000 95.000.000 44.750.000 39.000.000 38.000.000 Mağazalarda sezon sonu firsatı Ekonomi Servisi - Mağazalann sezon so- nu indirimleri, "modayı takip ederken bütçesini de koilayan tüketici"ye firsatlar sunuyor. Yakla- şan kış, ihtiyacı olsun olmasın özellikle kadın tüketicileri vitrinlere çe- kerken, mağazalann se- zon sonu indirimleri yüzde 85'lere kadar va- nyor. Halkın gerileyen alım gücüne karşın indirim- lerin getirdiği hareketli- likten memnun mağa- zalar, özellikle kadın müşterilerin bir sonraki yazı düşünerek ahşveriş yaptığına dikkat çeki- yor. îndinmlennın ilk günlennde daha çok ta- lep gördüklerini belir- ten mağaza yetkilileri, sürümden fazla kâr et- mediklerini, yaz sezonu boyunca yaşanan talep darlığı sonucunda elle- rinde kalan ürünleri sat- maya çalıştıklannı ifa- de ediyor. Taksitli satışlarda ve peşin ahmlarda yapılan indirimin yanı sıra alı- nan ürünlerin yanında bedava ek ürün kam- panyalan da müşterile- re sunuluyor. Sarar'da yüzde 30 ile yüzde 50 arasında, Lee'de yüzde 30 ile yüzde 40 oranla- nnda, Mavi Jeans'de yüzde 25, Mustang'da ise yüzde 60'a varan in- dirimler uygulanıyor. Aynca Koton Mağa- zası'ndan 4 ürün alan- lar 1 ürün fiyaö ödüyor. Satişlar artü Mağaza yetkilileri, Levis'ta yüzde 50'ye varan indirimlerin ar- dından satışlann yüzde 20, Tiffany'de yüzde 50'ye varan indirimle- rin ardından satışlann yüzde 30 arttığını kay- dediyor. İGS'de taksitli satışlarda yüzde 30, pe- şin satışlarda yüzde 50'ye varan indinmle- rin ardından satışlar yüzde 20 artarken, Bey- men'de taksitli satışlar- da yüzde 50, peşin sahş- larda yüzde 70 indirim- lerin ardından saüşlann yüzde 80 oranında yük- sehnesi dikkat çekiyor. Vakko'da da yüzde 85 'e varan indirimin ar- dından satışlar yüzde 85, Koton'da yüzde 60 indirimin ardından sa- tışlann yüzde 10, Ata- lar'da yüzde 60 indiri- min ardından satışlann yüzde 15 arttığı belirti- liyor. DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA Geçen hafta su yüzune çıkma- ya başlayan birçok gelişme Afga- nistan'da ışlerin ABD açısından sarpa sarmaya başladığını dü- şünduruyor. Tabii bu dunjmun bir başka yorumu da yok değü! ABD düşmanlığı artıyor Afganisan'da yedi ayda Karzai hükümetinin iki bakanı oldürüldü, bunun üzerine ABD Özel Güçleri, Başbakan Karzai'nın korunması görevini bizzat üstlendi. Afganis- tan'da ABD variığına karşı direni- şin artık tüm bölgeleri kapsayacak kadar yaygınlaştığına ilişkın ha- berlergelırken (Stratfor, Fınancial Times), El Kaide güçlerinın topar- ladığına, Molla Ömer'ın Afganis- tan'a gen döndüğune, harta bir BM raporuna göre Bin Ladin'in yeniden örgütünün başına geçti- ğine ilişkin söylentıler yoğunlaşı- yor (The Guardıan, Wall Street Jo- urnal, Associated Press). Tüm bunlar, ABD'nin Taleban rejimini devırmesinden Karzai'nin devlet başkanı olarak atanmasını sağlamasına kadar yolunda gkjen gelişmelenn, birdagılmasürecine doğru yön değiştirmeye başladı- ğını gösteriyor. Böyle dağılma sü- reçleri hemen her zaman, daha önce gizlenen ya da görülmek is- tenmeyen kimi olgulann da gün ışığına çıkarak, süreci daha da hızlandırmasına yol açar. News- week'de yayımlanan Afganistan "ölûm tarlalan" haberi; bu haber- de sözü edilen en az 900 kişilik toplu mezaralanının araştınlması- nın siyasi nedenlerle mümkün olamayacağına ilişkin saptama- lar, bu türden olgulara bırer omek. Bir süre önce bir düğüne yapılan hava saldınsında yanlışlıkla 50 Af- gan sivilin öldürülmesi ABD duş- manlığını hat safhaya çıkarmıştı, şimdiBM'ninKâbiltemsilcıne gö- re "ölüm taıiaları" haberi, ABD düşmanlığını bir kaynama nokta- sına getirdi. Teksas merkezli stra- Afganistan'da İşlen Sarpa mı Sarıyor? tejik araştırma kurumu Stratfor, bırden fazla kaynağa dayanarak, şimdi, ABD düşmanlığının tüm Peştu eyaletlerine yayıldığını, hat- ta kimi Tacik, Özbek ve Hazara komutanlarının ABD askerlerını hedef almaya hazırlandığını bildı- nyor. Afganistan'da SSCB'nın ba- şına gelenleri anımsattıktan son- ra, Stratfor ekliyor: "Önümüzdeki dönem ABD askerlerinin garni- zonlanndan çıktıktan sonra sıksık pusuyla karşılaşacaklan uzun sü- reli bir mevzi savaşı dönemi ola- cak. Bu analiz bir kötüm- seriikürünüdeğil. Sahada- ki durum böyle." Kayıplar açıklanandan çok daha fazla Çeşitli yerel, uluslararası kaynaklara dayanarak ha- zırladığı yazısında Stratfor, bir başka olguya daha dik- kat çekiyor: ABD kayıplan resmen kabul edilenlerden yüksek. Halen, 101 ABD askeri kayıp, öldükleri var- sayılıyor. Rusya ve Hindis- tan haberalma kaynaklan- na göre de ABD kayıplan 400 kişiyi buluyor. Ne ka- darabartılı olursa olsun bu tahmınler, gerçek kayıpla- nn ABD resmi açıklamalarından çok daha fazla olduğunu gösteri- yor. Bu koşullardaABD nihayet Ba- rış Gücü'nün genişletilmesini ka- bul ettiğini açıkladı (New York Ti- mes, The Independent). Her ne kadar ABD, bunun ancak başka ülkeler askeri ve maddı katkı ya- parlarsa gerçekleşebıleceğıni vur- guladıysa da, halen bir Afgan or- dusu kurma süreci, yeterınce eği- tecek guvenilır Afgan bulunama- dığı için, salyangoz hızıyla yürü- duğünden, zaten Rand Corpora- tion uzmanlanndan James Dob- bin'in ışaret ettığı gıbı de, "Afgan ordusunun kurulması uzakbir he- def olduğundan" (The New York Tımes), ABD Afganistan'a gide- rek daha çok asker yığmak zo- nında kalacak. Afganistan ordu- su komutanı General Frank'ın da "Çevre ülkelerde de operasyon yapmak gerekebilir" (Financial Tı- mes 26/08), "ABD burada çok uzun sure kalacak?" dedıkten sonra Güney Kore'yi örnek gös- termesi (International Herald Tri- bune 29/08) bu yonde beklentıle- ri güçlendirirken, "ABD'nin Afga- nistan macerası da, Ingilizlerin veya Ruslannki gibi mi sonuçla- nacak" sorusunu da gündeme getiriyor. Tarih tekerrûr eder mi? "Afganistan'a ağır silahlaha donatılmış binlerce asker gön- derdik, en son teknolojiye daya- narak savaşı, neredeyse müsteh- cen bir kolaylıkla kazandık. İki yüzlü bir vahşi olarak gördüğü- müz yönetimi, kendimize uygun bir yönetimle değiştirdik, hatta sürgündeki kralı da geri getirdik. Ama dûşmanın şefi en yakın çev- resiyle bıriikte elimizden kaçtı, ka- yıplara karıştı" dıyerek durumu özetleyen The Times'taki bir yo- rum, sonra ekliyor: Ve o zaman yıl 1839'du" (31/08) Ingıltere'nin 1842'de büyuk bir düş kınklığıyla sonuçlanan Afga- nistan macerasının başlangıcıyla ABD'nin bu günkü girişimi arasın- daki benzerlikler işte bu kadar çarpıcı... Sonra Ruslargel- diler. Isgalden bir yıl sonra kendılerini, güçlerini her gün biraz daha yıpratan bir gerillasavaşının içindebul- dular. Onlarda birkaç ken- te sıkışıp kaldılar, sonunda da çekip girtiler. Tarih te- kerrür eder mi? Bu soruya neden olmasın denebilir, eğer ABD'nin esas amacı Afganistan'da istıkrarlı bir rejim kurmak ise. Ya ABD'nin en azından gele- cek 10-15 yıl için başka bir amacı varsa? istikrarsızlığın faydalan Ingiliz askerlennın Afga- nistan'dan çekilmesiyle il- gili olarak Robert Fisk'le konu- şan bir Ingiliz yardım görevlısınin "Ingiliz güçleri çekilmekte haklıy- dılar? Amerika'nın ülkeye bir dü- zen getirmekte hiçbir gerçek ni- yeti olmadığını fark ettiler? Bu yüzden ilk fırsatta çekildiler" (The Independent 14/08) saptmasında onemli bir gerçek gizlı olabılir. Ya, ABD'nin bölgedekı çjkaıiarı ve planlan açısından Afganistan'a ıs- tıkrar gelmesi gerekmiyorsa? Ya, ABD harp akademılen dergisi Pa- rameters'de bir stratejist (Raph Peters, Istikrar: ABD'nin ulusal [email protected] düşmanı, Kış 2001-02) tarafindan ileri suruldüğü gibi kendıni bir im- paratorluk kurma süreci içinde bulan ABD için müdahale edilebi- lir istikrasızlıklar ve stratejık belir- sizlıkler siyasi ve ekonomik ka- zanç sağlıyorsa? Bu açıdan bakınca ABD, Afga- nistan savaşı sayesinda ilk kez OrtaAsya'yageldiği, yeni üslerel- de ettıği, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve öz- bekistan yönetimleriyle, ordula- nyla doğrudan bağlantılar kura- bıldiğı gorulur. Özbekıstan Dışış- leri Bakanı Kamilov'a göre "Ame- rika bölgeye ciddi bir amaçla ve uzun süre// olarakgeldi". Nitekim ilk anda geçici kaydıyla yapılan çadır kentlerin yerini şimdi kalıcı binalar almaya başladı (Internati- onal Herald Tribune 29/08). Kazakistan'daki bir ABD üst düzey görevlisine göre bölge "2015'e kadar dünyanın en önemlipetrol ve gazalanlanndan biri olabılir"... ABD'nin "bubölge- de muazzam ekonomik ve ener- ji çıkarlan söz konusu" ve "bu ABD ulusal enerji stratejsinin bir parçası" (IHT). Öyleyse, önemli olan burada kalmak, Afganis- tan'dan hareketle Pakistan'a ko- laylıkla girip çıkabilmek; Iran, Rusya. hatta Çin karşısında böl- gede stratejik üstünlüğe, bu ülke- lere baskı yapma olanağına sahip olmak. Bunları başarmak için ise Afganistan istikrardeğil, ABD'nin kendi çıkan yönünde müdahale ederek şekillendirebileceği, bir is- tikrarsızlık, stratejik belirsizlik ye- terli. Ancak hesaplan ne olursa olsun, ABD açısından sonucu Af- ganistan'da mayalanmaya baş- layan dırenişin şiddeti belirleye- cek. Bu yüzden ABD kayıplannı azaltmak, yerel dırenişi belli bir düzeyde tutabilmek ve tarihin te- kerrür etmesini engellemek için güvenliğın sağlanmasında diğer ülkelerin de rol oynamasını istiyor olabılir. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Aklanmanın Tam Zamanıdıp... Geçen günlerde Uluslararası Saydamlık örgü- tü'nün yıllık araştırması yayımlandı. Çalışma, dün- yanın 102 ülkesini. rüşvetveyolsuzluklara bulaş- mışlık durumlarına göre sıralıyor. Rüşvet ve yol- suzluğun tümüyle yok edildiği ülkeye, böyle bir ül- ke varsa, not olarak on veriliyor; öbür ülkeler de aşağı doğru derecelendiriliyor. Bu yıl en temiz ülke olan Finlandiya'nın notu 9.7; notu en düşük ülke ise 1.2 ile Bangladeş. Türkiye'nin notu, on üzerinden bu yıl 3.2; ülkeler sıralamasında da 64. sırada yer alıyor. Oncelikle belirtilmelidir ki araştırma, dokuz ayn araştırma grubunun uyguladığı 15 ankete dayanı- yor. Yani, araştırmanın bulgulan bilimsekJir; "Tür- kiye düşmanr çevrelerin ürünü değil. Sonra, Türkiye, geçen yıla göre bu yıl daha çok kirlenmiştir. Geçen yıl on üzerinden 3.6 notu ile dünya sırlamasında 54. sırada yer alırken bu yıl 10 basamak birden kirliliğe doğru gitmiş ve 64. olmuştur. DominikCumhuriyetı, Etiyopya ve El Sal- vador gibi ülkeler bile yolsuzluk bakımından Türki- ye'den iyi durumdadır. Başta Kuzey Avrupa olmak üzere, AB ülkeleri temizlik sıralamasında üst basa- maklarda yer alıyor; AB üyeliğine aday ülkelerin içinde de yalnızca Romanya'nın notu 2.6 ile Türki- ye'nin altındadır. Türkiye neden bu durumdadır? Rüşvet ve yolsuzluklann kaynağını Uluslararası Saydamlık örgütü Başkanı şöyle açıklıyor: Siyasi liderier fırsat buldukça rüşvet alıyor. Kötü işadam- lan ile el ele verip kendi ülkelerini batağa sürûklü- yor... Işin özetı budur. örgütün Türkiye temsilcisi Erciş Kurtuluş ise ül- kemizi de göz önünde tutarak bu konuda, "Lider- lerin yolsuzlukla savaşan bürokrat ve savcılan ko- rumakyerine cezalandırmalan, yolsuzluklan da art- tırdı.." saptamasını yapıyor. Aslında, Kurtuluş ek- sik bırakıyor. Türkiye'de genel kamuoyu, kimi ba- kanların rüşvet ve yolsuzluklarla savaştaklan için görevlerinden uzaklaştırıldığını biliyor. Bu- na karşılık kimi başbakan ve yardımcılannın, ba- kanların da milletvekillerinin oylanyla aklandığını ib- retle izlemiş bulunuyor. Bir gazetecinin "Liderierin çoğunun altında kirii dosyalar var. Tayyip Erdo- ğan'/n durumu da ortada. Bu konuda ne düşünü- yorsunuz"sorusuna Kurtuluş şu yanıtı veriyor: "Se- çim öncesinde davaları bulunan adaylar, seçildik- lerinde dokunulmazlık zırhını kullanırlarsa gelecek yıl daha aşağıya düşeceğimizden kimsenin kuşku- su olmasın..." Türkiye'ye, yıllarca, kimi sanıklan Meclis'e taşryarak aklarna süreci yaşatıldı. • • • Türkiye'nin üzerinde, kimi basın-yayın kuru- luşları artı kimi siyasetçi ve bürokrat artı kimi ekonomik çıkar grubu üçiüsünden oluşan bir işbirliği ağının ağır zincirleri var. Bu ağır zincir, halkın üzerine kapanmakta, ekonominin önünü tı- kamakta ve toplumsal yapıyı felç etmektedir. Kirli- lik bataklığının sonucu, siyasetin çıkarcılığa daya- narak halkın sorunlanndan uzaklaşması; ekonomi- nin çökmesi ve toplumsal dokunun parçalanması- dır. Ülke, asıl bu nedenle açılım yapamamaktadır. Yarattığı ahlaki çöküntü bir yana, rüşvet ve yol- suzluk ortamı, siyasette kirliliği beslemekte; ada- letin işlemesini engellemekte; kamu kesimini çö- kertmekte; mal ve hizmet maliyetlerini arttır- makta; gelir dağılımını daha da eşitsiz bir duru- ma getirmekte; yatınm riskini yükseltmektedir. ül- kenin doğrudan 40 milyar dolar kaybına yol açan batık banka olayı bu çürümüşlüğün çok küçük bir parçasıdır.Piyasa süreci işletilemiyor. Ülkeye ya- bancı sermaye gelmemekte; gelirse de sermaye- sinin yüzde 15 ile yüzde 25'i arasında bir bölümü- nü rüşvet gideri olarak muhasebe kayıtlanna işle- mektedir. Bu ülkede para sahiplerinin, üretimi bir tarafa bırakarak devlete yüksek faizle borç ve- rerek yaşamalannın temelinde de rüşvet ve yolsuz- luk olgusu vardır. • • • Türkiye seçime gidiyor. Seçimle halkın eline, dört yılda bir de olsa bir olanak geçiyor. Bu, ülkenin ge- leceğini etkileyecek çok önemli bir olanaktır. Bu olanak ülke yönetimini temiz ellere teslim etmektir. Bu çok önemli günlerde, kamuoyu oluşturan ba- sın yayın kuruluşlarına tarihsel bir görev düşüyor. Bırakınız merkez, sağ, sol tartışmalannı şimdilik bir yana. Halkın gözünü, yapay gündem maddeleriy- le ve sanal tartışmalannızla bu kez artık boyama- yın. Kıbns'ı, AB'yı, idamı ve IMF'yj tartışın da ulu- salcı ya da emperyalist demeden önce yapılması gerekeni yapın. Partileri ve milletvekili adaylannı her şeyden önce, rüşvet ve yolsuzluk ölçüsüne göre değerlendirin.Rüşvet ve yolsuzluğu redde- din. Kendinizi de, ülkeyi de aklayın. • • • Geçtiğimiz günlerde toplumumuz üç aydınlık ön- cüsünü yitirdi. Inanmış dava insanı Hasan Yalçın, Türkiye'de sol düşüncenin öncülerinden Ali Faik Ci- han ve 12 Eylül karanlığında yazılan Aydınlar Dilek- çesi'nin sessiz öncüsü Hüsnü Göksel'i yaşamın sonsuzluğuna uğurladık. Tüm sevenlerine başsağ- lığı diliyorum. [email protected] Tarım Bakanı Cökalp: Fındık 30 yıllık problem StVAS (AA) - Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, son günlerde findık ta- nrmnda yaşanan prob- lemin 30 yılınproblemi olduğunu ve çözümü- nün 3,5 yıl önce Başba- kanlığa götürüldüğünü söyledi. Gökalp, "Tannı 30 yıkhrparçalanmış. Hu- bubat, pancar, çay, tü- tün her biri başka yer- de. Parçafa oluşun zara- rıııj, sıJantısınj çeki- yoruz. Eğer bunlar bir bütün haiinde olsaydı bu sorurüar vaşanmaz- dı" dedi. Bunun bir organizma gibi olduğunu anlatan Gökalp, şunlan kay- detti: "Fmdık hasat olunca findık probJemi, patates sökümü gehnee patates konuşuluyor. 3^ \il ön- ceBaşbakanhğa sundu- ğum Tanm Kanunu Başbakanhk tarafmdan Meclis'e gönderibeydi, bugün bu sıkuıtılarm hiçbiri yasanmazdL"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle