Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2. EYLÜL 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishabıg cumhuriyet.com.tr 11
Irak'ta ibretersine dönüyorVurmakta kararh olan Bush 'u baş müttefıkiBlair, "Destekal"diye "dostça"uyardı. AB dışişleri bakanları savaş
terdhini eleştirirken Powell "Kanıtgöstermemizgerek" dedi; ABD'li komutanlar da operasyona soğukbakıyor...
AB KARŞI; BLAIR 'DOSTUNU' UYARDI
Dışarıda çatlak sesler
D>ış Haberler Senisi - Avrupa Birliği
Dışişleri Bakanlan toplantısından ABD'nin
Irak'a yönelik askeri harekâtı ile ilgili
"çatiak" sesler yükselirken Washington'ın
en yakın müttefıki îngiltere'nin Başbakanı
Tony Blair'in, ABD Başkanı George
Bush'u uluslararası destek alması gerektiği
konusunda uyardığı bildirildi. Ingiliz
basınına göre Blair, Bush'tan, Irak'a tek
başına saldırmamasını ve Birleşmiş
Milletler(BM)aracılığıyla uluslararası
destek aramasını istedi.
Sunday Telegraph ve Sunday Times
gazetelerinde çıkan haberlere
göre Blair, geçen hafta Bush
ile bir saat süren "dostça" bir
telefon görüşmesi yaptı ve
Bush'u silah denetçilerinin
dönüşünü kabul etmesi için
Irak'a baskı yapmaya ikna
etmeye çalıştı. Blair'in
Bush'u ikna çabalan ;
sürerken anamuhalefet
partisi Muhafazakâr
Parti'nin lıderi Ian Duncan
Smith. ABD'nin Irak'a
askeri harekât planını !
desteklediğini söyledi. j
Duncan Smith, tngiltere'nin '
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin'in hedef listesinde
bulunduğunu öne sürdü.
Avrupa Birüği
diplomasi istiyor
çözümün mutlaka BM Güvenlik
Konseyi çerçevesinde değerlendirilmesi
gerektiğini vurguladı. Ingiltere Dışişleri
Bakanı Jack Straw önceliğin silah
denetçilerinin geri dönüşünde olduğunu
hatırlatırken Avrupa ülkeleri arasındaki
'farkhhklara' dikkat çekti. Straw, farklı
katılımcılann farklı görüşlere sahip
olmasmın olağan olduğunu, ancak
"Saddam Hüseyin'üı uluslararası hukukun
gerekfcrini yerine getinnedjğr
konusunda tam bir
mutabakat olduğunu vurguladı.
POWELL VE KOMUTANLAR KAYGILI
İçeride askeri endişe
Dış Haberier Senisi - ABD'nin Irak'a
yönelik askeri harekâtı ile ilgili ABD
ordusu kaynaklı endişeler basına
yansırken, uzun süredir bu konuda
açıklama yapmadığı gözlenen Dışişleri
Bakanı Colin Powell da suskunluğunu
bozdu. Powell, Irak'ın yarattığı tehdidin
kanıtlannı tüm dünyanın görmesi
gerektiğini vurguladı. Ingiliz BBC
televızyonunda kendisiyle yapılan
söyleşide konuşan Powell, Irak'ın
oluşturduğu tehdit konusunda dünyanın
ABD'nin yaklaşımını tam olarak
Danimarka'da toplanan AB
Dışişleri BakanJan, ABD'nin
Irak'a yönelik askeri planlan
konusunda eleştirel
değerlendirmelerde
bulundular ve "Savaş değfl
diplomasi" çağnsı yaptılar.
Gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Almanya Dışişleri
Bakanı Joschka Fischer
Irak'a saldırmanın çok
büyük bir hata olacağını,
henüz masada
çözümlenmemış pek çok
sorun bulunduğunu
söylerken Fransa Dışişleri
Bakanı Dominique de
VTBepin. askeri müdahale de
dahil olmak üzere bulunacak
ı L
paylaşmadığı yönündeki değerlendirmeye
ilişkin olarak "Sanınm olanaklar dahiBnde
elde bulunan istihbarat ve diğer bilgikrin
dünyaya sunulması gerekivor. Lluslararası
toplumun bir tartışmaya ihtiyacı var, ancak
bu koşullarda herkes bu konudaki yargısını
oluşturabiMr'' dedi. ABD Dışişleri Bakanı,
bugün dikkatlerin daha fazla ABD
yönetimi ve onun iç tartışmalan üzerinde
yoğunlaşmış olduğunu belirterek Başkan
George Bush'un silah denetçilerinin Irak'a
dönmesi gerektiğine inandığını söylerken
yeterince açık davrandığını vurguladı.
Bu konuda son kez 12
Ağustos tarihinde
konuştuğu kaydedilen
Dışişleri Bakanı. ilk adım
olarak silah denetçilerinin
araştırmalannın sonuçlanna
bakılması gerektiğini
belırttı.
Ordu endişeli
Hayat devam ediyor
ABD'nin saldın tehdidini uzun süredir ensesinde
hisseden Irak yönetimi, ıduslararası dengeleri gözeterek
kimi gjrişimlerde bulunmaya devam ediyor. AB dışişleri
bakanlannın, Saddam Hüseyin konusunda "savaş
değfl diplomasi" çağnsı yapmasınm ardından Bağdat,
ABDVe karşı destek aramak üzere Avrupa
başkentlerine heyeder göndermeyi planladığını
açüdam. Tüm bu geüşmeler olurken Irak halkı da
gündelik yaşamını sürdürmeye çahşryor. Başkent
Bağdat, okullann açüması öncesinde yaşanan alışveriş
telaşına sahne oluyor. (Fotoğraf: AP)
ABD ordusundaki bazı
komutanlann Irak'a yönelik
bir askeri müdahalenin
"terorizme karşı savaş"ı
zayıflatacağı endişesi
taşıdıklan bildirildi.
Washington Post gazetesinin
askeri kaynaklara dayanarak
verdiği habere göre, Irak'a
yönelik bir savaş, ABD
öncülüğünde yürütülen
"terorizme karşı savaş"ta
kullanılan kaynaklann
bölünmesine ve dikkatlerin
dağılmasma neden olacak.
ABD birliklerinin hali
hazırda Afganistan ve
Pakistan arasındaki bölgede
Usame bin Ladin ve diğer El
Kaide komutanlanna
yönelik operasyonlannı
sürdürdüğünü hatırlatan
askeri yetkililer, "Irak'a
yönelik bir savaş
başlanldığında teröristlerin
tekrar ABD'yi hedef alması
durumunda nasıl bir
görünrü ortaya çıkacağT
sorusunu ortaya atarak
rahatsızlıklannı dile
getiriyorlar.
İngiliz gazeteci John Pilger ABD ve İngiltere'nin Irakla ilgili yalanlarım gözler önüne serdl
Savaş senaryoları yalan üzerîne kurulu
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM- Ingiliz belgesel fılm
yapımcısı ve gazeteci John Pilger,
ABD'nin Irak'a saldınp Saddam Hü-
sejin'i devirme senaryosunun baştan
aşağıya yalan üzerine kurulduğunu be-
lirtti. Pilger'e göre, ABD Başkanı Ge-
orge Bush ile Ingiltere Başbakanı Tony
Blair'in danışmanlannın bilinçli bir şe-
kilde yaydıklan bu yalanlann bir kıs-
mı şöyle:
1. yalan: Irak bölge için ve -Blair'in de-
yişryle- uygarhğa karşı bir tehdit oluşru-
ruyor. (Bush-Blair)
"CIA'nın elinde Irak'ın son 10 yıl için-
de ABD'ye karşı herhangi bir terör ey-
lemine kanştığını gösteren tek bir kanıt
yok. istihbarat kaynaklan, Saddam Hü-
sevin'in El Kaide'ye kimyasal veya bi-
yobjik silah vermediğinden emin." (The
New York Times, 5'2'02.)
Rirter'in açıklaması çürûtûyor
1 yalan: Irak,kitieimha silahlarmı ye-
niden imal etti. (Blair)
"Savaş için hiçbir neden yoktur. Ben
paafist değilim ve savaştan korkmuyo-
ruo. ABD Deniz Kuvvetleri'nde görev
yarmış biriyim. Cumhuriyetçiyim ve son
baskanlık seçimlerinde oyumu Bush'a
veriim. Ama en önemlisi, her zaman ger-
çeben yana ohnamdır. BM'nin silah de-
neıçileri Irak'ta büyük başan gösterdi-
ler Görevimiz bittiğinde silah miktann-
da üzde 90-95 oranında bir azalış olma-
suı sağlamışrık. Gözlemcileri Irak sınır
dış etmedi, bazı gözlemcilerin ABD he-
sahna casusluk yaptığı ortaya çıkınca
onin BM geri çağırdı." (Scott Ritter,
23"02.RitterBM'desilahdenetimida-
ireuıde 7 yıl şeflik yaptı.)
" :. yalan: Irak, komşu ülkeler için teh-
lik oluşruruyor. (Bush-Blair)
Arap Bırİıği'ne üye 22 ülke, mart
ayada Irak bunalımma artık son veril-
meini istediklerini açıkladılar. Bunun ar-
dııia Suudi Arabistan ile Irak aralann-
da; sınır kapılannı açtı. Irak. Kuveyt'in
delet arşivlerini geri vermeyi kabul et-
ti. Suriye ve Lübnan, Irak'la normal dip-
lomatik ilişki kurdu. Ürdün Havayolla-
n Bağdat ile Amman arasında haftada 5
gün uçuyor." (J. Pilger)
'Asıl tehlikeyi ABD ohışturuyor'
John Pilger, Isveç'te yayunlanan Af-
tonbJadet gazetesüıde çıkan yazısında
şu yorumu yapıyor:
"Körfez bölgesinin ve bütün Ortado-
ğu'nun altüst edilmesi senaryosu, Irak'ın
birtehlike oluşturmasından değü, ABD'nin
kendi çıkarlan için Saddam Hüseyin'i de-
virme saplanhsından kaynaklanıyor. Sad-
dam daha önce ABD'nin adamıydı. Onu
ve Baas Partisi'ni ikhdara CIA getirdi. Bir
CIA görevlisi bu darbe için 'en sevdiği-
miz darbe' demişti. 1980'lerde gücünü
Ronald Reagan, Margaret Thatcber ve
George Bush'tan aldı. Bunlar ona bol bol
silah ve askeri malzeme gönderdiler; bu-
nu çoğu kez yasadışı yollarla yaptılar.
ABD şu sıralarda Saddam Hüseyin'in
eli kanlı eski generallerinden birini 'Ken-
di haydut Saddam'f olarak yetıştirme-
ye uğraşıyor. Başta ABD'ninki olmak
üzere Batı dünyasının ekonomik çıkar-
lan, Irak perrollerinin garanti altuıa alın-
masmı gerektiriyor. Bunu da VVashing-
ton'uı yeni Saddamı yapacak." Pilger
yazısını şöyle tamamlıyor:
"George Bush yönetimi bir ikilem için-
de. Irak'a saldın ve Ortadoğu'da çatışma-
lar, Amerikan askeri endüstrisine büyük
katkıda bulunacak. Senato zaten bu sek-
töre 24 milyar dolar tutannda ek bir büt-
çe sağladı. Aynı zamanda, ekonominin çü-
rümüşlüğü ve dev şirketlerin yöneticile-
rinin düzenbazlığı da gölgede kalacak. Bu
skandallara Bush ve yakın adamlan bo-
ğazlanna kadar batmış durumda.
Ancak, Irak'a yapılacak saldırının
olumsuz sonuçlan da olacak. Böyle bir
adım, El Kaide örgütüne uzun süredir
beklediği fırsatı verecek ve örgüt, ara-
cılar eliyle Suudi Arabistan'ın ve dün-
yanın en önemli petrol kaynaklannın
denetimini eline alacak. Bu olasılık,
ABD yönetiminin ikileminin diğer aya-
ğını oluşruruyor."
ŞükriiSina
GüreL Tahran
temaslan
kapsamuıda
Iran
Cumhurbaşkanı
Muhammed
Hatemi ve
Dışişleri Bakanı
Kemal Harrazi
flebirarava
gddi.
Görüşmelerde
bölgesel
konulareie
ahndL
(Fotoğraf: AP)
Şükrü Sina Gürel Iran'da, Irak'la ilgili sorulan yanıtladı
Tahran'da 'banşçı çözüm' mesajı
TAHRAN(Ajanslar)- Başba-
kan Yarduncısı ve Dışişleri Ba-
kanı Şükrü SinaGürel, resmi zı-
yaret için gittiği Iran'da, Irak so-
rununun "banşçı yollardan çö-
zümlenmesinr diledikleri mesa-
jmı verdi. Şükrü Sina Gürel dün
Iran Cumhurbaşkanı Birinci Yar-
dımcısı Muhammed Rıza Arif,
Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi
ve ardından Cumhurbaşkanı Mu-
hammed Hatemi ile görüştü.
Gürel, daha sonra yaptığı açık-
lamada, Harrazi ile görüşmesin-
de Iran ve Türkiye arasındaki iki-
li ilişkileri ve bölgesel konulan
ele aldıklannı söyledi. Gürel,
Harrazi'nin daveti üzerine yap-
tığı ziyaretin Türkiye-Iran iliş-
kileri üzerinde önemli bir aşama
olacağını söyledi. Gürel, bir ga-
zetecinin ABD'nin Irak'a yöne-
lik olası harekâtına ilişkin soru-
sunu yanıtlarken Türldye'nin,
uluslararası sorunlarda banşçı
çözümden yaoa olduğunu ve top-
rak bürünlüğünü savunduğunu''
söyledi.
Bölgedeki iki önemli ülke
Hatemi'nin Gürel'i kabulüne
katılan Harrazi de görüşmeden
sonra yaptığı açıklamada, Irak
ile Iran-Irak Savaşı'ndan kalan
bütün sorunlan çözmek ve iki
komşu ülke olarak bir arada ya-
şamak istediklerini söyledi. "tran
yönetimi Irak'a askeri müdaha-
leden vana değikur'' diye konu-
şan Harrazi, Tahran'ın bölgede-
ki değişimleri her zaman yakuı-
dan takip ettiğini ve bu konuda
dikkatli davrandığını belirtti.
Iran ile Türkiye arasındaki iliş-
kilerin canlandığını ifade eden
Harrazi, "tranve Türkiye,bölge-
nin iki önemli ülkesidir" dedi.
Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü
Büyükelçi \usufBuluç da Gürel-
Harrazi görüşmesinde ekonomik
konulann öne çıktığını büdirdi.
Türkiye ile îran'ın Kuzey Irak
konusundaki görüşlerinin ben-
zer olduğuna işaret eden Buluç,
bu konuda görüşmelerin sürece-
ğini belirtti. —
Stratejik Araştırmalar Merke-
zi ve Iran Siyasi ve Uluslararası
Çalışmalar Enstitüsü arasuıda da
tşbiriiği Anlayış Muhhrası imza-
landı. Muhtırayı SAM Başkanı
Büyükelçi MuratBilhan ve IPIS
Başkanı Saccati Pur imzaladı.
BICAKSIRTI
EROL MANİSALI
Ulusallık, Bağımlılık,
Bağımsızlık...
Bağımsızlık, bağımlılık, tam bağımsızlık gibi kav-
ramlan surekli kullanıyoruz, tartışıyoaız; gerçekten
bu kavramlann içini dolduruyormuyuz? Yoksasa-
dece, gerçek dışı bazı söylevler olarak kullanmak
işimize m\ gelıyor?
- Dünyamızda "tam bağımsızlık" yok; ya karşı-
lıklı bağımhlıklar ya da tek taraflı bağımlılıklar var.
Güçlü olanlar, "bırazdahaazbağımlı"kalabiliyor-
lar. Fransa ve Almanya, Japonya ve Çin, hatta ABD
ve Kanada "karşılıklıbağımlılığa"örnek olabilirler.
- "Batı kapitalizmi" içındeki ülkeler değişik de-
recelerde "karşılıklı bağımlılığa" örnek olan ülke-
lerdır. Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya, Avust-
ralya, Batı kapitalizmınin unsurlarıdırlar. Aralann-
da "çekişseler bile", 1945'ten öncesinde olduğu
gibi kavga edemezler: Karşılıklı bağımlılık "hepsi-
ne" zarar verır, bunun bilincindedirter.
- ABD bugün "tam bağımsızlık" çabası içinde-
dir; Irak'ı tek başıma da vururum, diyerek bunu gös-
termek istiyor ama tek başına vuramıyor. Bütün dün-
ya karşısında ise "ABD bile tam bağımsız olamı-
yor". 2-3 ortak bulsa hemen vuracak, ama bula-
mıyor: Karşılıklı bağımlılık onu bile engelliyor.
- "Batı kapitalizmi" tam degilse bile büyük ölçü-
de bağımsız olarak kabul edilebilir: Güçlü tarafta-
dır, egemen taraftadır, yönlendinci taraftadır: Batı
kapitalizmi bile "süreklı kazanan tarafta olmakla bir-
likte", her istediğıni yapamamaktadır: Kendi için-
deki bazı dengeler bunu engellemektedir.
- Tam bağımsızlık yoktur ama "tam bağımlılık"
vardır. Tam bağımlılıktan gerıye doğru yarı bağım-
lı olanlar türünden sıralanırlar. Soğuk Savaş son-
rası gelişmeler, iyı anlaşılmaz ise s-
ğlıklı değerlen-
dirmeler yapılamaz.
Soğuk Savaş sonrasında Batı, Avrupa ve Kuzey
Amerika olarak "Batı kapitalizmini" oluşturmakta-
dır. Batı kapitalizmi, "geri kalan dünyayı kendisi-
ne bağlamaya" çalışmaktadır. Nüfusun yüzde 17'si,
kalan yüzde 83'ü yönetmek, egemen olmak iste-
mektedir. Küreselleşme, yüzde 17'nın egemen ol-
duğu birdünya düzenidir. Azgelişmiş ülkedeki "eli-
ti" de yüzde 83'ün içindeki uzantılan olarak kullan-
maktadır. Kendisıne bağlamaya başladığı yerli bü-
yük şirketler, halkından koparabildiğı "aydınlar"
yüzde 17'nin azgelişmiş ülkedeki "yerelmemuru"
olmak isteyen siyasiler, bürokratlar, akademisyen-
ler örtülü sömürge düzeninin unsuriandırlar.
Karşılıklı bağımlılık esas olmalı
Türkiye, Arjantın, Brezilya, Endonezya, Mısır gi-
bi Batı kapitalizmınin dışında bulunan ülkeler için
esas olan "karşılıklı bağımlılıktır". Karşılıklı ve den-
geli bağımlılık ne demektir?
- Karşılıklı olarak ulusal çıkarlara saygı demek-
tir.
- Bazılarının diğerleri üzerinde siyasi, iktisadi,
askeri, kültürel zorlamalannın ve dayatmalannın
bulunmaması demektir.
-Türkiyegibi üikelerin kendi halkı, kendi kaynak-
lan için ulusal programlar yapabilmesi demektir.
- Kısacası ülketer arasında iktisadi, siyasi, aske-
ri, kültürel ılişkilerde "denge" demektir.
Batı kapitalizmi Soğuk Savaş sonrasında dün-
yaya şöyle bakmaktadır:
- Batı kapitalizminin egemen olduğu bir dünya
düzeni kurmak ıstemektedir.
- Batı kapitalizmi, yani nüfusun yüzde 17'si ile
geri kalan dünya arasında, "tek tarafa açılan" bir
kapı inşa edilmektedir. Mallar, sermaye, askeıier,
insanlar, kültür, dın yüzde 17'den diğer tarafa ser-
bestçe geçmeli; ancak azgelişmiş üleklerden Ba-
tı kapitalizmine yollar kapanmalı, istenen budur.
Bu dengesız bir düzendir: Geçen yüzyıllann sö-
mürgecıliğini, yeni teknolojık amaçlar ile gunümü-
ze taşıyan bir düzendir.
Türkiye nerede?
Türkıye'de bugün tartışılması gereken esas me-
sele şudur: "Türkiye-Batı kapitalizminin örtülü bir
sömürgesi olup", nüfusunun yüzde 1'ınin hatın
için yüzde 99'unu tek taraflı dışarı mı bağlayacak-
tır? Yoksa dünya ile "dengeli bir ilişki düzeni" mi
kuracaktır? Bu tartışmalann esas alınması gerekir.
Ortaya çıkan siyasi partilere, olaylara bakma-
mız gerekir. Bunlar, Türkiye'nin kapılarını işgalcile-
re açıp onlann siyasi, iktisadi, askeri, kültürel çı-
karlarını mı koruyorlar? Yoksa dünya ile "dengeli
bir ilişki düzeni kurmuş" bir Türkiye'nin mi arayışı
içindeler?
Bağımlılık-bağımsızlık-ulusallık tartışmalan için-
de bütün bunları ayıklamamız gerekmiyor mu?
Ayıklamaz isek doğrular ile yanlışlar birbirinin içi-
ne geçer, her şey anlaşılmaz hale gelir.
"Birileri" galiba böyle olmasını istiyor...
Kaddafi'nin yeni dış politikasi:
Libya artıkserseri
devlet olmayacak
KAHİRE (AA) - Libya lideri Muammer Kad-
dafi, ülkesinin artık bir "serseri devlet" ohnaya-
cağını söyledi. Kaddafi, 1969'da iktidara gelişi-
nin yıldönümünde yaptığı konuşmada, gelecek-
te Libya'nın dış politikasını Afrika Birliği'ne gö-
re belirleyeceğini, böylece ABD ve Israil'le iliş-
kilerde Afrika çizgisini izleye-
ceğini söyledi. Kaddafi. şöyle
konuştu: "Artık bir Libya ponti-
kası yok Eskiden bize serseri dev-
let derfcrdi. Bizi böyle suçiamak-
ta haklılardı. Eskiden devrimci
bir tavrmuz vardL Bağımsız bir
devlet olarak hareket ediyor ve
hareketkrimizin sonuçlanna da
katlanıyorduk. Arnk Afrika Bir-
liği'nin serserileri değiliz, bu suç-
lama geçersizdû-."
Kaddafi Libya'nın, El Kaide ile bağlantısı ol-
duğu düşünülen Afganistan'dan gelmiş savaşçı-
lar ile bazı Islamcı militanlan tutukladığını açık-
ladı. Libya lideri. tutuklulara ABD'nin Guanta-
namo'daki tutsaklarla gösterdiği muameleyi gös-
tereceklerini belirtti.Kaddafi Irak için de. "Ame-
rikahlar ve İngilizler şunu anlanıabdır ki.Saddam
Hüseyin rejüni onlariçin daha iyidir, çünkü İslaın-
cılann iktidan ele abnalanna ian \ erme>ecek güç-
lü bir rejimdir" diye konuştu.