12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 2002 PERŞEMBE ABREFORMLARI MHP'nin AB uyum yasalanna muhalefeti, seçim malzemesi olarak değerlendirildi Atılan achrnlarönemliÖZGÜR BURAK ÖZTÜRK Avnıpa Birhği'ne (AB) uyum ya- salannın TBMM'de kabul edilmesi nedeniyle siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlan olumlu ya da olumsuz tepkilenni dile getiriyor. ölüm cezasının kaldınlması genel olarak olumlu karşılanırken MHP'nin muhalefeti seçim yatınmı olarak de- ğerlendirildi. tşçi Partisi uyum yasa- lannı ulus devletekarşı çökertme ope- rasyonu olarak nitelendirirken TKP, asıl yapılmak istenenin "Tûridye'nin dünyakapitafizmiyiebütünleşrnesT ol- duğunu savundu. CHP Istanbul tl Başkanı Cemal Öz- demir, parti olarak yüzlerini Batı'ya döndüklerini, bundan dolayı AB'ye uyum sûreci çerçevesınde çıkartılan yasalan desteklediklerinı söyledi. Öz- demir kimsenm "Bötünürüz" endışe- sine kapılmaması gerektiğini belir- terek "Aolan adımlar Tûrkdemokra- stsi açısından çok önemlidir" dedi. Cemal Özdemir, önümüzdekı seçım- lerde AB yanlısı bir hükümetin işba- şına geçmesinin, söz konusu değişik- liklerin hayata geçirilmesi açısından ANADtLDE YAYIN Konuşmak Demirbaşh görevinden aldırdı DtYARBAKTR (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Demirbaş, Medya-TV'de anadilde yayın hakkıyla ilgili olarak konuşma yapnğı gerekçesiyle görevinden alındı. Demirbaş, 3 Şubat'ta Medya-TV'de yayımlanan bir programa katılarak sendıka tüzüğûnde yer alan anadilde yayın hakkına üişkın görüşlerini anlattı. Konuşmalan nedeniyle Demirbaş hakkmda yürütülen soruşturma tamamlandı. Milh Eğıtım Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu istemiyle öğretmenlikten ihraç edilen Demirbaş, karann kaldınlması için idare mahkemesine başvuracağını, iç hukuk yollan tükenmesi halinde de konuyu uluslararası yargıya taşıyacağmı belirtti. Hakkındaki karan "trajik bir durum" olarak değerlendiren Demirbaş, "Bir yandan Kürtçe yayına ifişkin yasalar çıkarken bir yandan da savunuculannın görevinden men edflmesi kaygı veriddir" dedi. Bir süre önce intemet aracılığıyla tehdit edildiğini anımsatan Demirbaş, karann demokratik kitle örgütlerini engellemeye yönelik olduğunu ifade etti. • Siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri A\Tupa Birliği'ne uyum yasalan hakkında farklı yorumlar yaptı. CHP îstanbul II Başkanı Özdemir, atılan adımlann Türk demokrasisi açısından çok önemli olduğunu belirtirken, Işçi Partisi Genel Sekreteri Gültekin, uyum yasalannın ulus devlete karşı bir çökertme operasyonu olduğunu savundu. 68'liler Birliği Başkanı Eren, ahnan kararlann "pek kullanılabilir olmadığını" söyledi. önemli olduğunu da vurguladı. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Sa- ruhan Ohıç. ise konunun statükonun devamını isteyen güçlerle değişim yanlılan arasındaki bir mücadele ol- duğunu, değişim yanlısı bir parti ola- rak çıkanlan yasalan destekledikle- rini belirtti. Değişikliklerin önemli olduğunu belırten Oluç, ancak anti- demokratık başka yasalann da bu- lunduğunu, bunlann da değiştirilme- si gerektiğini kaydetti. PefllşlMlkler ve AB EMEP Genel Başkanı Levent Tü- zel, demokratik değişikliklerin AB'ye giriş süreciyle bırlikte değerlendiril- mesinden rahatsız olduklanm, ancak idam, eğıtim ve kültür alanındaki dü- zenlemelerin Kürt sorunu bağlamın- da ohanlu gelişmeler olduğunubelirt- ti. Tüzel, MHP'nin değişikliklere kar- şı muhalefetinin de bir seçim malze- mesi olduğunu vurguladı. TKP Genel Başkanı Aydemir Gü- ler ise Meclis'ten geçirilen yasalar içerisuıde idam cezasının kaldınlma- sı gibi kendilerinin de yıllardır sa- vunduğu ileri yanlar bulunduğunu, ancak asıl yapılmak istenenin "Tûr- idye'nin dünya kapitalizmnle bütün- leşmea" olduğunu savundu. Güler, özgürlüklerin AB'cilerle, bağımsız- lığın ise MHP'yle beraber anıldığını, oysa bu ikı önemli değerden birini diğeri uğruna feda etmeden her iki- sinin de beraber var olabileceğini, bu- nun adresinin de sol siyaset olduğu- nu belirtti. tşçi Partisi Genel Sekreteri Meh- metBedri Gültekin. TBMM'nin ka- bul ettiği AB uyum yasalan ile Tür- kiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu sağlayan çok önemli maddelerin ip- tal edildiğinı savundu. TBMM'nin uyum yasalan ile Türkiye Cumhu- riyeti'nin kuruluşunu sağlayan Lo- zan Antlaşması'mn çok önemli mad- delerini iptal ettiğini savunan Gül- tekin, uyum yasalannın ulus devle- te karşı bir çökertme operasyonu ol- duğunu belirtti. 'MHP aldatmacası' IP Genel Sekreteri Bedri Gültekin şöyle devam etti: "Çıkanlan yasalar, Tûridye'nin iradesinin ürünü değiL, Avrupa'nın iradesinin üriinüdür. MHP'nin sözde muhalefeti seçimeyö- nelik bir aldatmacadır. Avrupa, Tür- Idye'ye hiçbir şey vermeden ekono- miden sonra siyasive topiunısal haya- ta üişldn duzenlemelerde de istediği- ni elde eöniş bulunmaktaduv" 1-MehmetBedri Gültekin,2-GökalpEren,3-FanıkŞen,4-AydemirGüler,5-CemalÖzdemir, 6- Levent Tüzel, 7- Celalettin Can, 8- Saruhan Oluç, 9- Halil Ibrahim Şahin. ADD Genel Başkanı Haifl tbrahim Şahin, idamın kaldınlmasına taraftar olduklanm, ancak diğer düzenleme- ler konusuda bir şey söylemenin he- nüz erken olduğunu söyledi. Şahin, yasal değişikliklerin hayata geçirilme- sinde çok dikkatli davranmak gerek- tiğinı. özelükle farklı dillerin öğrenil- mesi konusunun çok hassas olduğu- nu belirterek "Kuran kurslannı de- nedeyemeyen devlet bu uygulamayı nasü deneüeyecek* diye sordu. 68"lıler Birliği Genel Başkam Gö- kalp Eren ise siyasal özgürlüklerin genişlenlmesi yönünde Türk solunun zaten yıllardır mücadele ettiğini be- lirterek, bugün bu ışe imza atanlarm dün kendilerine tetik çekmiş kişiler ol- duğunu söyledi. Ahnan kararlann "pek de kuDandabflir olmadığını'' sa- vunan Eren. "Pratikte karşdaşüacak tek sonuç Öcalan'ın idam edilmeme- si otar" dedi. 78'liler Vakfi Genel BaşkanıCeJa- lettin Can, sorunun AB'ye girip gir- memek bağlamında ele alınmaması gerektiğini, çağdaş demokratik de- ğerlere ulaşılması, özgürlüklerin ge- nişletilmesi bakımından değerlendi- rilmesi gerektiğini belirtti. "Önemli olan yasal değişikHklerden daha çok zflünkrin değişmesidir'' dıyen Can, bü- rokrasideki sağ kadrolann yenilikle- re karşı direnç gösterebüeceğinin al- tınıçizdi. 'Avrupa Blrllfil yolu açıldı' Türkiye Araştırmalar Merkezi Di- rektörü Faruk Şen de yaptığı açıkla- mada, uyum yasalannm kabul edil- mesiyle Türkiye'nin AB yolunun açıl- dığını belirtti. Açıklamasında "Tür- Idye üzerine düşeni yapü. Tam ûyeiik görüşmekri için arahk a>inda tarih alınmamag için bir neden kahnadL Türidye'>iengeç2010yüında,Bulga- ristanveRomanyaile birtiktetam üye- Kk beköyor" görüşlerine yer veren Şen, şöyle devam etti: "Türkiye tam üyeük halindeAB organlannda geniş bir temsfl hakkına sahip olacak. Ör- neğin Avrupa Parlamentosu'na 74 milletvekirj gönderecek. Diğeryandan ABKonseyiicerisindesahip oiacağıoy sayısı 29 olacak. AB Komisyonu, Sa- yıştayiveAdaletDivanı'ııadabirerfiye gönderecek olan Türkiye, diğer yan- dan komisyonda bin Idşüik bir idari personeü de göreviendirebilecek. Bu veriler, Türkiye'nin AB'nin en büyük beş ülkesinden biri haline gdebflece- ğini ortaya koyuyor." Banş Anneleri Inisiyatifi adma açıklama yapan Müyesser Güneş, uyum yasalannm AB'ye girmek için değil, çağdaş ve uygar bir toplum için olması gereken gelişmeler olduğunu söyledi. Güneş "TBMM halkın ta- leplerini flk defa büyük bir sorumlu- lukla ele ahnış, yförflen güveni yeni- den kazannuşar. Banş Anneleri ola- rak parlamentonun bu cesur ve feda- kâr yaklaşımlannı takdir ediyor ve destekliyoruz" dedi. Avrupa Birliği, reformlann uygulamasını görmeden müzakerelere geçmeyeceğini vurguladı Yasalarm geçmesi yetmîyor 6 NO'LU EK PROTOKOL İMZA BEKLÎYOR Türkiye'nin ölüm cezası sıkıntısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birliği (AB), ölüm cezasını kaldıran Türkiye'nin bu konuda bağlayıcı uluslararası sözleşme olan Avrupa însan Haklan Sözleşmesi'nin (AİHS)6No'luek protokolünü imzalamasım bekliyor. Dışişleri Bakanlığı ise MHP'nin karşı çıkması nedeniyle hükümetten yetki alamadığı için bu konuda harekete geçemiyor. AB kaynaklan, bu konuda Katıhm Ortakhğı Belgesi'nde (KOB) yer alan — ifadelere dikkat çekiyorlar. AB'nin 2000 yıhnda Türkiye'ye ilettiği ve üyehk _ için yerine getirilmesi gereken önceliklerin sıralandığı KOB'de ölüm cezasının kaldınlması ile "Avrupa lnsan Haklan Sözleşmesi'nin 6 NoTu ek protokotünün imzalanarak onayianması'' bırlikte yer ahyor. Mechs'in kabul ettiği ve ölüm cezasını kaldıran yasanın yeni bir yasa ile yine değiştirilebilecegi, ancak uluslararası bağlayıcıhğı bulunan AİHS'nin 6 No'lu ek protokolünün imzalanması durumunda, bundan geri dönüş olamayacağı kaydediliyor. Türkiye'nin herhangi bir uluslararası sözleşmeyi imzalaması için önce hükümetin bu konuda Dışişleri BakanlığYnı yetialendirmesi gerekiyor. Türkiye'nin sözleşmeye imza koymasımn ardından Meclis'e gelen sözleşmenin onayianması gerekiyor. AYHAN ŞtVtŞEK ANKARA - Avrupa Birliği'nin (AB) anadilde öğretim ve yayın reformlann- dan sonra şimdi de uygulamayı öne sürmesi Türkiye'nin yıl sonunda mü- zakerelere başlama hedefini zora sok- tu. AB diplomatlan, Meclis'ın yaptığı yasal değişikliklerin, ancak uygulama- da anlamlı olabileceğini savunarak "Uy- gulamavı düzenleyecekyönetnıefikleri- ni izleyeceğiz. Bunlan gör- meden Türkiye'nin Kopen- hag kriterlerini ne ölçüde karşdadığuu yorumlamak erken" görüşünü dıle geti- riyorlar. Diplomatlarm, Baş- bakan Yardımcısı ve Dev- let Bakanı Mesut Yümaz ile yaptılan görüşmede bu yönetmelıklerin ne kadar reformlan memnuniyetle karşıladıkla- rmı ifade ederken bunlann önemli bir bölümünün yaşama geçirilmesinin çı- kanlacak yönetmeliklere göre şekille- neceğine işaret ettiler. Özellikle anadilde öğretim ve yayın konulannda düzenlenecek yönetme- liklerin niteliğinin kendileri açısından önem taşıdığını vurgulayan diplomat- lar, bunlan görmeden Türkiye'nin Ko- penhag kriterlerini ne ölçüde karşıla- • AB, anadilde yayın ve öğretim başta olmak üzere reformlan uygulamaya geçirecek yönetmelikleri bekliyor. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın AB diplomatlanna yönetmeliklerin "3 aydan en geç 1 yıla kadar yetiştirileceği" sözünü verdiği öğrenildi. sürede çıkanlabileceğini sorduklan ve "3 aydan en fazla 1 yüa kadar bunlar tamamlanacak" yanıtını aldıklan öğ- renildi. Türkiye'nin AB üyeük sürecınde yap- tığı köklü reformlar kamuoyunda yıl so- nundakı Kopenhag doruğunda müza- kerelere geçme beklentisi yaratırken Birlik üyeleri, bunun için henüz erken olduğu mesajuıı veriyorlar. Gelinen aşamayı Cıunhurhet'e de- ğerlendiren AB diplomatlan, son yasal dığının değerlendirilemeyeceğini kay- dettiler. AB kaynaklanna göre Türki- ye'nin üyelik müzakerelerine geçebil- mesı için bu yönetmelikleri de "AB'nin bekJenükrüu karşılajacak" şekilde bir an önce çıkarması gerekiyor. Edinilen bilgilere göre Başbakan Yar- dımcısı Mesut Yılmaz, AB büyükelçi- lerine verdiği brifıngde bu konuda yö- neltilen sorular üzerine, "3 aydan en faz- la 1 yıla kadar" bu yönetmelikleri ta- marnlayacaklan yanıtını verdi. AB'nin uygulama konusunda ısrannı sürdürme- si durumunda Kopenhag doruğunda AB'nin Türkiye ile müzakerelere geç- me karan alması zor görünüyor. Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin gelecek aylarda olumlu bir performans gerçekleştirmesi durumunda AB'nin de Kopenhag doruğunda "Ankara'yı teşviketmek amaayta müzakere sözcü- ğünü telafluz edebikceğmi", ancak bu konudakarann gelecek yıl yapılacak zir- veye bırakılabıleceğini di- le getiriyorlar. AB, haziran aymda yapı- lan Sevilla doruğunda da Türkiye'nin uyum çabala- rrnı memnuniyetle karşıla- dığmı ifade etmiş, ancak müzakerelere başlama ko- nusunda kendisini bağla- yan bir açıklama yapma- maya özen göstermişti. Zirvenin sonuç bildirgesinde "Komis- yonun Eldm 2002'de hazuiayacağı dü- zenh' rapor temel ahnarak Se\iDa ve Kopenhag doruk toplanölan arasın- daki gelişmeler ışığmda Türkiye'nin adayhğuun bir sonraki aşamasma Uiş- ldn kararlar ahnabiUr" ifadesine yer verilmişti. Ankara, "bir sonraki aşamayı" mü- zakerelere geçiş olarak yorumlayarak karan memnuniyetle karşılamıştı. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Solculuk ve AB Meclıs'te, kimine göre uyum, kimine göre de- mokrasi, bazılanna göre ise gündeme gelmesi bile gereksiz yasalar oylanmadan önce yaşadığımız "Avrvpa Birliği Ûyeiik Savaşlan" anlaşılan kolay bi- tecege benzemiyor. Şimdi, yasalara karşı bazı "demokratik" görü- nümlü yazaıiar, "Oye olmazsak, bizi üyeliğe almaz- larsa bu yasalar elimizde kalacak" diyor. Bu ülkeye ve bu halka zaten düşünce, toplum, sosyal düzen olarak ileri sayılabilecek neyi uygun görmüşlerdir, diye düşünüyorum. Kendileri, bu düzenden ve bu düzenin sürme- sinden sağladıklan maddi ve manevi yarariara sırtını dayamış durumdalar; ülke ve milletin geleceği adına ve üzerine "kestn doğtvfikırter^esahipler ve savun- duklan düşünceler hep "vafan aşkına", "vatanın yü- ce çıkarlan" içindir. • • • "Solcular" arasında da birbirine zıt kamplar oluştuğu görülüyor MHP mıllıyetçiliğıyle AB konu- sunda tamamen özdeşleşen. dahası onlan da geri- de bırakan bir söylem, "AB savaşlan"nöa çok belir- gin ortaya çıkt. Bunun en ilgi çekicı ömeklerinden biri, gazete- mizde yayımlanan yanm sayfa ilanıydı; imza sahip- leri "emperyalist" ve "kapitalıst" AB'ye üyeliğe karşı çıktlar. Bir kısım solcu yazanmız da "AB ûyeliğini des- teklersek, emperyalist ve kapitalist bir sisteme gir- meyi savunmuş oluruz" ikilemi içinde utangaç kal- dılar veya düşünceleri henüz berraklaşamadı. AB üyeliği koşullannın, bu ülkede yıllardır savunulan de- mokratik hak ve özgürlükleri dayatması, hatta bu uyelık baskısı ile bu yasalann çıkmış olması, onlar için bir açmaz oluşturdu. "Emperyalist" ve "kapita- list", ama demokratik yasalar!... Hâlâ ne yapacakla- nnı bilmiyoriar. Solcu düşüncenin, dünyanın ve Türkiye'nin bu- günkü koşullanna ve geçmiş deneyimlere göre ken- dini yeniden tanımlamasındakı büyük boşluklar ve eksiklikler, düşünce olarak uç noktalarda salınımlara neden oluyor. Belki de artık öyle genel bir solcu tanımı olma- yacak. Kimi "ırkçı-milliyetçı solcu", kimi "milliyetçi sol- cu", kimi "yurtsever solcu", kimi "evrensel solcu" vb olarak, birbiriyle ilgisiz veya uzak ilgili pozisyon- larda kalacaklar. Solculuk, tabii ki bir tutumdur, düzene karşı bir duruş; evrene, topluma ve dünyaya bakıştır Belki en yaygın kabulle, bir açıdan, yüreğın "büyük ço- ğunluğun mutluluğu, sosyal hak ve özgürlükleri, çı- karlan, adil ve mümkün olduğu kadar herkesin ye- teneklerini gerçekleştirebıleceğı ve en ileri toplum- sal konumlara varabılmek için mümkün olduğunca eşit başlangıç koşullannın sağlanacağı" bir düzen- den yana atmasıdır. Bazılan için ise solculuk, daha sert sınrf savaşla- n ve sınrf iktidartan olarak da kalacaktar. ••• Ama bütün hepsi halkın mutluluğunu amaçla- mak zorundadır. Kendinız için solculuğu aştığınız ve başkalan için de düşündüğünüz zaman, degişik so- rular ortaya çıkıyor. Mesela kimin için ve ne için sol- culuk? Şimdi sorarsak, AB üyesi olursa Türkiye, halkı- mız mutsuz mu olacaktır? Yoksa AB üyeliği koşullan halkta kendinı gerçekleştirmesi tçın yenı Hrsatiar mı yaratacaktır... Artık ıdeolojilerin, sosyal gerçeklikle, halkın ger- çek çıkaıian ve bu çıkarlar doğrultusunda oluşan duygu ve düşünceleriyle uyuşması ve bütünleşmesi gibi bir sorunsalı yok mudur? "Teori adına" savunulanlann, bugüne kadarki teorinin ve ideolojinin, kendi bütunlüğü ve tutarlığı için öngördüklerinin, mutlaka halkın da çıkanna, ya- ranna ve mutluluğuna olduğunu savunmak, ikisini özdeş görmek mümkün mü? Daha önce de bu köşede dile getirdiğimiz bir noktaya, dün bir okur yentden dikkat çekti ve dedi ki: "Bakın, AB ülkelerinin tutucu kesimlenyie, bizim tutucu kesimlerimiz -aralannda kendisine solcu di- yenler de var- Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olmak- ta birleşiyorlar. Bunlar dışındakı kesimler de üyeliği destekliyorlar". Ben solcuyum ve AB ûyeliğini destekliyorum. Dahası, solculuğun AB ûyeliğini desteklemesi ge- rektiği, doğru geliyor bana Yasalan, AB uyelığinin dayatması olduğu için değil, yıllardır arzulanmıza yanıt verdiği için savunu- yorum. AB standartları her alanda ülkemizden daha yüksektir. Gazetecilik ve yazariık standartları da. Acaba ben dahil kaç yazar-çizer, muhabir, köşe yazarı vb bu gelişmış standartlarda ayakta kalır, doğrusu merak ediyorum. Toplumsal korkulanmızın geri planında biraz da bu endişe yatıyor mu dersiniz? [email protected]. ART calısmalarına hız verdi TelevizyonlarKürtçe yayına haurlanıyor MAHMUTORAL DİYARBAKIR-Di- yarbakrr, Urfa ve Bat- man'da programlarda Kürtçe ifadelere yer verdikleri gerekçesiy- le yıllarca kapatma ce- zası verilen radyo ve televizyonlar, uyum ya- salan'nin kabul edil- mesiyle Kürtçe yayma hazırlamyor. Diyarba- kır'da yerel ART tele- vizyonu, Kürtçe yaym için altyapı çahşma la- nnı hızlandırdı. Kürtçe türküler, klipler, konuşmalar uzun süre Güneydo- ğu'daki ekranlann ka- rarmasma, mikrofon- lann kapanmasına ne- den oldu. Diyarbakır'da yaym yapan ve daha sonra isim değiştiren Metro Ty Kürtçe yaym yap- tığı gerekçesiyle 1, GÜNTV2veKanal- 21 ise 1 yıl süreyle RTÜK tarafindan ka- patıldı. Metro ve Ka- nal-21 ekranlan top- lam 730 gün kapalı ka- hrken,GÜNTVmah- kemeye başvurarak ce- zaya itiraz etti. ttirazı kabul edilen televiz- yon, yayınını sürdürdü. Televizyonlarm Kürt- çe yaym yaptıklan ge- rekçesiyle aldıklan ce- zalar radyolann da pe- şini bırakmadı. Diyar- bakır'da Metro Radyo Kürtçe yayın ve kaset^ yayımlamaktan 2 yıl, GÜN FM 6 ay, ART 3 kez toplam 52 gün ka- patıldı. Ayrıca ART bünyesinde yayın ya- pan radyo ise toplam 1.5 yıl susturuldu. t -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle