Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2002 PERŞEMBI
8 HABERLERIN DEVAMI
Barzaniye sert yanıt
Sökmenoğlu:
; Haddini bilmez
• Baştarajı 1. Sayfada
açıklamada,v
'Bo partilerin yöneticüerinin
unutmamalan gereken önemli husus,
geçnıişteki acı tecrübelerinde Türkiye'den
daima ilgi >e yardım görmüş olan bölge
halkının son on yıldır sağladıği gelişmeyi
ve gfivenliğini her şeyden önce Türkiye'nin
i anlayış ve işbirliğine borçlu olduğu
gerçeğidir" dsnildi. TBMM Başkanvekili
Murat Sökmenoğlu da yaptığı açıklamada,
"Haddini bOmez Barzani, TBMM'den
gereken cevabı alacaktır" dedi.
Dışişleri Baianlığı'ndan dün yapılan yazıh
açıklamada, Türkiye'nin Irak politikasının iki
temel ilkeye dayandığı, bunlardan birincisinin
IraJc'tn toprak bütünlüğûnün mutlaka
korunması, digerinin de Irak'ın geleceğine
ilişkin kararlarm IraJc halkının tümü
tarafından alınması olduğu bildirildi.
Açıklamada, "Kuzey Irak'taki siyasi
partiler de bu büinçle hareket etmeli ve
ülkenin geleceğine ilişkin dayatmalardan
dikkatle kaçmmak gerektiğini
unutmamalıdırlar" denildi.
TBMM Başkanvekili Sökmenoğlu da yaptığı
açıklamada, söz konusu bildirinin kiınin
saldırgan olduğunu gösterdiğini belirtti.
Sökmenoğlu, Saddam sonrası Irak'ın ne
olacagını bilrneden kimsenin yerinden
kıpırdamasının mümkün olmadığını da
kaydederek Türkiye'nin, Irak'ın toprak
bütünlüğü konusundaki hassasiyetini
vurguladı. Sökmenoğlu şunlan kaydetti:
"Seçim kararı alan bir Meclis'in sessiz
kalacağını diişiiniiyorlarsa bu Kürt
gruplar tarihi yanılgı içine düşüyorlardır.
Kuzey Irak topraklarının kime mezar
olacağı tartışması, ciddiyetten uzak
gerçekJerin örtiilme telaşı içinde yerini
bulan ifadeler olamaz."
17 Kasım soruşturması
Yunanistan'da
derin devlet
MURAT ÎLEM
ATÎNA - Yunanistan'da 17 Kasım örgütüne
yönelik operasyonlar, devletin gizli servisine
kaymaya başladı. Son bir buçuk ay içinde
meydana gelen gelişmeler, 17 Kasım örgütü ile
Yunan gizli servisi EÎP'nin bağlantılannı ortaya
çıkarmıştı. Olayın siyasi arenaya kanalize
olmasını önlemek isteyen Başbakan Kostas
Simitis, sert önlemler almaya başladı. Kamu
Düzeni Bakanlığı'ndan eline ulaşan bilgi ve
belgeleri dikkatle inceleyen Simitis, gizli servis
içinde büyük bir temizlik yapılması emri verdi.
Kamu Düzeni Bakanı Mihalis Hrisohidis'in
denetiminde başlayan temizlik operasyonunun
"devlet içindeki kirli devletin
temizlenmesine kadar süreceği" belirtildi.
Yunan basın organlan operasyona büyük destek
verirken, gazeteler, gizli servis ElP'nin aduıı da
"günah servisi" olarak değiştirdi. Konuyla
ilgili çevrelere göre, gizli servis içinde onlarca
yıldan bu yana kök salmış kirli tlişkiler ağını
çökertmek, 17 Kasım operasyonlanna göre çok
daha zor olacak. Simitis, ElP -17 Kasım ve
PKK arasındaki bağlantılann gün ışığına
çıkması üzerine EÎP'yi 17 Kasım'a yönelik
operasyonlann dışına çekmişti. Hükümetin
ElP'ye yönelik temizlik operasyonlan sürerken
bu kez ajanlann hükümete yönelik savaş
başlattıklan belirtiliyor. Avriani gazetesinde yer
alan habere göre EIP içindeki tutucu çevreler,
Cumhurbaşkam ve hükümete önemli mesajlar
vermeye başladı. Geçen günlerde Istanköy
(Kos) adasmdaki cephanelik soygununun EtP
ajanlan tarafından gerçekleşfirildiğini öne
süren gazeteye göre, yine geçen hafta
Cumhurbaşkam Kostis Stefanopulos'un evinin
yakınlannda bulunan otomatik silahı da ElP
ajanlan "hükümete bir mesaj" olarak bıraktı.
Bu mesajı alan Başbakan Simitis ve
çevresi ise servis içindeki provokatörlere
karşı cevap vermeye hazırlanıyor.
Kürdistan cephesi• Baştarafı 1. Sayfada
landınyor. Gelişmelerden büyük
rahatsızlık duyan Ankara ise
IKDP ve IKYB'den gelen
"Amacımız bağıoısız bir dev-
let kurmak değU" açıklamala-
nru ciddiye almıyor.
Türkiye önlem almalı
Savunma çe\Telerinde yapılan
değerlendirmelerde IKYB ve
IKDP'nin kamuoyuna yansıyan
görüş farklılıklannm aksine ba-
ğımsız bir devlet amacıyla yakın
birişbirliği içinde olduklan kay-
dediliyor.
Değerlendirmelerde, gelişme-
Barzani'den tahrik
• Baştarafı 1. Sayfada
ye, Kuzey Irak'taki Osmanlı
ordusunun kaderini hatırla-
mah, eğer söylediklerinde ıs-
rarhysalar, bırakaüm şansla-
nnı denesinler. Ulus olarak
kendimizi feda etmeye hazır
lerin Türkiye'nin güvenliğini
olumsuz etkileyecek nitelikte ol-
duğu ve etkin önlem almayı ge-
rektirdiği \tirgulanryor.
olduğunıuzu ve saldırganlar
için bu topraklan mezarhğa
çevireceğimizi görecekler."
Bildiride, bir askeri harekâta
karşı Kerkük, Erbil ve Musul'u
savunmak için gereken hazır-
lıklann yapıldığı da duyurulda
Güvenlik birimlerince hazır-
lanan son raporlarda, IKYB ve
IKDP'nin "Kürdistan cephe-
sinin kurulması ve oluşumu"
için anlaştıklan uyansına yer
verildi.
Istihbarat raporlanna göre
IKDP ve IKYB siyasi bürolan
arasında haziran ayında Selahad-
din kentinde başlayan toplantı-
larda bağımsız bir Kürt devleti-
nin zeminini oluşturmaya dönük
kararlar alındı. "Kürdistan cep-
hesi" kurulması ve oluşumu için
anlaşan IKDP ve IKYB, buna
yönelik olarak "Ortak karar
merkezi oluşturulması, birleş-
miş bir ordu ve hükümet ku-
rulması, dışişleri komusyonu
oluşturulması" konulannda da
önemli ilerleme sağladı.
Iraklılardan umutsuz eylem
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT / BERLİN -
Berlin'deki Irak Büyükelçiliği
baskmma katılan eylemciler
dün yargıç önüne çıkartılırken
Bağdat, elçilik baskımnm AB-
D'nin Irak saldınsına karşı tavır
alan Almanya üzerinde baskı
oluşturmaya yönelik bir girişım
olduğunu savundu.
Yönetimdeki Baas Partisi çiz-
gisinde yayın yapan El Tavra ga-
zetesi, "Bu eylem, Irak'ı teh-
dit eden ABD'ye karşı tavır
alan Almanya'daki kamuoyu
ve yönetimi etkilemeye yöne-
lik bir girişimdir" ifadesini
kullandı.
El Tavra, eylemin "örgütlü
terorizmin bir eylemi" oldu-
ğunu yazarak "ABD ve siyonist
gizli senislerinin yardımıvla
planlandığını" ileri sürdü.
Eylemin, Almanya Başbaka-
nı Gerhard Schröder'in AB-
D'nin Irak'a saldınsma karşı ol-
duğunu ve "maceraya girme-
yeceğini" açıklamasından iki
gün sonra gerçekleşmesinin
dikkat çekici olduğu belirtiliyor.
Almanya'da gündemin altüst ol-
duğu ve savaş tartışmalannın
yeniden ön plana çıktığı kayde-
diliyor.
Hafta başından bu yana, eko-
nomi basınında, resesyon süre-
cindeki Alman iş dünyasının
Bağdat ve Tahran ile yeni bağ-
lantılarkurduğuna. gelecekte de
Irak ve Iran pazarlanna yönelik
girişimlerin artacağına dikkat
çekiliyordu.
Kamuoyunda da Berlin'in
Arap dünyası karşısında ABD
yönetiminin "dümen suyun-
da" değil, Avrupa'nın çıkarlan
doğrultusunda hareket edeceği
beklentısi büyüyordu.
Olayı gerçekleştiren ve yetki-
lilerce daha önce "bilinmedi-
ği" vurgulanan "Almanya'nın
Demokrafik Irak Muhalefe-
ti" adlı örgütün eylemcilerin-
den 5 kişi dün yargıç önüne çık-
tı. Önceki gün akşam saatlerin-
de gerçekleştirilen operasyonda
gözaltma alınan 5 eylemcinin
uyruklan kesin olarak belirle-
nemedi
Okullarda taksitle 4
bağış9
dönemi
ESRAAÇIKGÖZ
Okullara kayıtlann başlama-
sı, veliler ve okul vakıflan ara-
sında her yıl yaşanan "bağış"
konusundaki tartışmalan da be-
raberinde getirdı. Semtten sem-
te, okuldan okula değişen bağış
miktarlan, 50 milyon liradan
başlayıp milyarlara ulaşıyor.
Yüksek miktarda "bağış" is-
teyen okullar, velilere "kolay-
lık" olması amacıyla bağış pa-
rasmı taksitlere bölüyor.
Kızım Nişantaşı Anadolu Li-
sesi 'ne kayıt yaptıracak olan bir
veli, okulun henüz kendisinden
bir para talep edilmediğini belir-
terek "Belli bir miktar bağış
yaparım, ancak bu ödeyece-
ğim para beninı gönlümden
kopmalı. Yani bana belli bir
miktar söylenmemeli. Ben
kendi ekonomik durumuma
bakarak kendim belirlemeü-
yim. Belki bu miktar istenen
paradan fazla olur, belki az"
diyor.
Kızı bu okulu kazanan başka
bir veli, okulun vakfının kendi-
sinden 500 milyon lira bağış is-
tediğini, bu parayı vermesinin
mümkün olmadığuıı söylediğin-
de de "O zaman taksit yapanz.
Bu bağışları vermezseniz ço-
cuklannız kaliteli eğitim gö-
remez, yabancı öğretmenlerle
okuyamaz" karşıhğını aldığını
belirtiyor.
Oğlunu Anadolu lisesine yaz-
dıracak olan Selim Taşçı, henüz
kayıt yaptırmadıklannı belirte-
rek "Benden henüz belli bir
miktar para istemediler. sade-
ce belgeleri getirmemi söyle-
diler. Bir de aidatlan bir kere-
de mi beş kerede mi ödeyece-
ğimi belirleyen bir kâğıt imza-
lamam gerekiyor. Ancak 500
milyon lira bağış isterlerse
Fen edebiyet fakültesi mezunlarına 'umııt kapısı' açılıyor
MEB'den 5 binkişilik yeni atama
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılü
Eğitim Bakanlığı (MEB), yaklaşan genel se-
çimler öncesinde, fen edebiyat fakültesi me-
zunlanna "umut kapısı" açıyor. Bakanlık, öğ-
retmen sertifikası olan fen-edebiyat fakültesi
mezunlannın açıkta kalmaması için, 5 bin ki-
şilik kadro açılacağım bildirdi.
MEB'den alman bilgiye göre, 30 bin kişilik
öğretmen alımının fen-edebiyat fakültesi me-
zunlannı açıkta bırakacağı gerekçesiyle, Ma-
liye Bakanlığı'ndan 5 bin kişilik yeni kadro is-
tendi. MEB yetkilileri, sadece bu yıl mezun
olacak olan yaklaşık 13 bin eğitim fakültesi
mezunu olduğunu belirterek bu kişilerin potan-
siyel öğretmen adayı olduğunu kaydettiler. 30
bin kişilik öğretmen kadrosu için 70 bin baş-
vuru beklediklerini belirten yetkililer, fen-ede-
biyat mezunlannın bu atama için şansı olma-
dığını söylediler. Yetkililer, Maliye Bakanlı-
ğı'ndan 5 bin kişilik yeni kadro istendiğini de
ifade ederek bu atamanın prosedürünün fark-
lı olabileceğine dikkati çektiler.
Öğretmen açığı çok fazia
Türkiye'de yaklaşık 10 bin fen-edebiyat fa-
kültesi mezununun, "öğretmenlik sertifika-
sı"nın bulunduğuna işaret eden yetkililer, "Bo
kişilerin biçbir suçu yok. Gidin öğretmen-
lik sertifikası alın demişler. Onlar da öğret-
men olma umuduyla almış" diye konuştular.
Yetkililer, Türkiye'de öğretmen açığının da bu
tür atamalarla kapanmayacağmı belirterek
"75-80 bin öğretmen açığı var" dediler. Son
5 yıllık dönemde birçok öğretmen atamasının
yapıldığuıı da anımsatan yetkililer, Türki-
ye'nin en az 10 bin sınıf öğretmenine ihtiyacı
olduğunu kaydettiler.
Dinçer: Öğretmen ahmları defolu
Eğitim ve Bilim EmekçiJeri Sendikalası (Eği-
tim-Sen) Başkanı Alaaddin Dinçer ise düzen-
lediği basın toplantısuıda, öğretmen alımlannın
yeterli seviyede olmadığını belirterek "Bugün
Türkiye'nin 136 bin öğretmene ihtiyacı var-
dır" diye konuştu. MEB'nin öğretmen alımla-
nnın "defoln" olduğunu söyleyen Dinçer, Tür-
kiye'nin öğretmen istihdampolitikasının gide-
reîc kötüleştiğini iddia etti. Fen-edebiyat fa-
kültesi mezunlannın durumuna değinen Din-
çer şöyle devam etti: "Formasyon alınması-
na karşın öğretmen yapılmayan fen-edebiyat
mezunları, devlet tarafından kandınlmıştır.
Eğer fen-edebiyat fakülteierine iş olanağı
sağlanmayacaksa, kapatümalıdır."
ödeyemem, bu bizim bütçemi-
zi aşar. Bütçeme uygun bir
miktar olursa veririm" diye
konuştu.
Yabancı öğretmen parası..
N'işantaşı Anadolu Lisesi Vak-
fi sekreteri Emine Okyay, bağış
olarak 300 milyon lira aldıklan-
m belirterek "Bize bu yıl 120
öğrenci kaydını yaptıracak.
Verebilecek olanlardan 300
milyon lira bağış alıyoruz. Bu
paralarla üç yabancı öğret-
men görevlendirilecek. labo-
rant gibi sigortalı çalışan beş
personelin maaşı da ödene-
cek" dedi.
Vakfm yabancı öğretmen is-
tihdam etmemesi halinde Ana-
dolu lisesinde yabancı öğretmen
bulunmayacağmı belirten Ok-
yay, "Okul araç ve gereçlerini
bile vakıf karşıLyor. Vakıf, ya-
bancı öğretmen tutmasa oku-
lun yabancı öğretmeni dahi ol-
mayacak. Bazı velilerden tep-
ki geliyor. Ancak biz bu para-
yı versin diye kimseji zorlamı-
yornz. Hafta velilerden yeter-
li para toplanamadığı zaman
yönetim kurulu üyeleri veri-
yor. Vakıf tarafından durumu
iyi olmayan bazı öğrencilerin
defter, kitap gibi giderleri de
karşılanıyor" diye konuştu.
Nişantaşı Anadolu Lisesi Vak-
fı sekreteri Emine Okyay, "Sey-
rantepe'de normal bir ilköğ-
retim okulunda bağış parası
2.5 milyar olarak belirlenmiş.
Bizim lise olmamıza ve Nişan-
taşı gibi merkezi bir yerde bn-
lunmamıza rağmen, miktarı-
mız uygun" dedi.
Karl Marx lıâlâ aydınlatıcıI Baştarafı 1. Sayfada
sı var ve o sınıf çatışması da modern politi-
kanın anahtan. Bu size aykın bir düşünce ola-
rak görünebilir, özelhkle de Financial Times
sayfalannda. Ama şu anki kapitalizmin krizi
üzerine biraz düşünmek bunun tersini göste-
recektir.
.. Günümüzdeki çatışma, açgözlü fabrika
sahipleri ile sefalete sürüklenmiş işçi suııfi ara-
sıada değil. Bu, Manc'm hiç ummadığı bir şe-
lcide genişlerken bile bölünmüş, o zamandan
gûnümüze inamünaz olçüde büyümüş bir sı-
nıf olan burjuvazinin içinde bir çatışma.
... Asıl nokta, onun 19. yüzyıl kapitaliz-
ntnde tespit ettiği kusurlann çoğunun bugün
teirar gündemde oluşu. Son 20 yılda, ege-
roen kapitalist ekonomi olan ABD'de, eşitsiz-
Ii dikkate değer bir şekilde arttı. 1981'de,
gelir sıralamasının en üstündeki yüzde 1 'lik
k«im, ABD hane halb gelirinin dörtte biri-
nesahipti; 1990'lann sonunda, aynı kesimin
toplam gelirden aldıgıpay ise yüzde 38'i geç-
ntşti. Bu rakamlar 1920'den beri en yüksek
oranlara işaret ediyor.
... özellikle, bugünün uluslararası sermaye
akışının geniş ölçekte oluşu, 19. yüzyıl sonun-
daki küreselleşmenin ilk yıllannı hatırlatıyor.
Bizdeki kapitalizmin krize hassasiyetine gelin-
ce, rakamlar her şeyi anlatıyor. VVall Street'in
barometresi niteliğindeki Dow Jones Sanayi
Endeksi, zirve yaptığı Ocak 2000'den bu yana
yüzde 26 düştü. Zirve yapmasından sadece
birkaç ay önce, birkaç ünlü spekülatör, Dow
Jones'un öngörülebilir gelecekte 36 binpuana
ulaşacağını iddia ettikleri bir kitap yayımla-
mışh. Eğer onlann tavsiyesine uyarak, Dow
Jones Endeksi 'ni kitabın çıktığı günden itiba-
ren izleyecek kadar saf olsaydınız, paranızı
üçe katlamak bir yana, yılhk bazda reel olarak
yüzde 11 zarar ederdiniz.
... Şu andan sonra, borsalardaki hızlı düşü-
şün makroekonomik etkilerinin ne olacagını
göreceğiz. Geçen ay, ABD Başkanı George
Bush'un Ekonomik Damşma Kurulu'nun
Başkam Glenn Hubbard, Amerikan hisse se-
nedi fiyatlanndaki düşüşün önümüzdeki yıl
ekonomik büyümeyi yüzde 0.7'ye varan bir
oranda azaltabileceği tahmininde bulundu.
ABD'de işsizlik, yüzde 4'ten 6'mn hemen al-
tına kadar yükseldi bile. Perakende satışlar da,
2002'nin ilk yansında düştü. Şüphesiz, Ame-
rikan tüketicilerinin 1980'lerin ortalanndan
beri gördüğümüz en inanılmaz boyutlardaki
düşük fiyatlar karşısında tasarruf yapmaya de-
vam edebileceklerine inanmak zor. 2000 yılı
itibanyla net kişisel tasarruflar uzun dönem-
de yüzde 9-12 'lik ortalamasından yüzde 4'ün
altma kadar düştü. Bu 1997-2000'deki hızlı
büyümenin gizli motorlanndan biriydi.
... Dünyamn en büyüğü niteliğindeki ABD
ekonomisinde yavaşlamanın küresel etkileri
endişe verici. 1990'lann sonundaki sahte ha-
reketliliğin bir diğer anahtar faktörü de ya-
bancı yatınmctlann para akıtma istekleriydi ki
bu, ABD'nin ödemeler dengesi açığının fi-
nansmanını kolaylaştmyor. Bu yabancı yatı-
nmcılar, zararlarla dolu bilançolara bakarken
bu yatırımcılann ABD'li yatınmcılardan da-
ha fazla endişelenecek şeyleri bulunuyor.
Çünkü dolar kurundaki bir düşüş, kayıplannı
daha da büyütüyor. 1980'lerdeki deneyime
göre değerlendirecek olursak, yabancı yatı-
nmcılar yatınmlannı sattıkça dolar aşın bir şe-
kilde düşebilir. Bunun sonucunda düşen Ame-
rikan ithalatı, dünyanın geri kalanına da zarar
verecektir.
Yine de kapitalizmin ölüm çanlarmı çahna-
ya hazırlanmanın vakti daha gehnedi. Ameri-
kan finans sektörü, 1980'lerdeki Japon örne-
ğinden çok daha sağlıklı durumda. ABD ban-
kalanmn bilançolan daha az donuk aktif ve
tahsil edihnemiş borç içeriyor.
Geçen yüzyılın balon ekonomisinin, inanıl-
maz bir varhğı bir sınıftan diğerine aktardığı-
na şüphe yok: Işçi smıfindan burjuvaziye de-
ğil, orta sınıfin bir kısmından diğerine. Daha
açık bir deyişle, kandınlan sınıftan CEO'kra-
siye. Kandınlan sınıfi geniş bir sınıf. Sahte ha-
reketlerden kârlı çıkanlar ise CEO 'lar toplulu-
ğu oldu -Enron'un Finans Müdürü Andrew
Fastow ve WorldCom'un eski yöneticisi Ber-
nie Ebbers gibi adamlar-. Ama CEO'krasi sa-
dece batmış şirketlerin yöneticilerini değil, ba-
lon patlamadan önce hisse senetlerini satacak
kadar yeterli bilgi sahibi, içeriden öğrenerek
işlem yapan kişileri kapsıyor.
GUNDEM MUSTAFA BALBA1
• Baştarafı 1. Sayfada
"Demokrasinın genel kuralıdır, birkuruma demok-
ratik denebilmesi için seçımie gelen yönetimin se-
çimle gitmesi, sistemin kurallanna uyması, kamu-
oyuna açıklamadığı birgündeminın olmaması gere-
kir. Anlattıklanmızın tümümün tersi tarikatlarda var
ama, demokratik haklan öylesine kendi çıkahan için
kullanıp kamuoyunun gözünü boyuyohar ki, huku-
ku uygulamak ısteyenleri antidemokrat, kendilerini
katıksız demokrat sunmaya kalkıyorlar."
Doğru söze ne denir...
Sistemin hıçbir açığın/ kaçırmayan tarikatlann
içindeki kaynamaları maddeleyelim...
1 - 28 Şubat süreci öncesindeki kazanımlarını kay-
betmemek için birinci hedef olarak varlıklarını koru-
mayı seçmiş görünüyorlar. Bunun başlıca yolu da
yasaların herkese ışlemesini, ama kenditerine işle-
memesini sağlamak.
2- Ekonomik alandan kesinlikle odün vermiyor-
lar. Eskiden bir binanın bodrum katında mesken tu-
tanlar, şimdi çalışmalarını holdıng düzeyine taşımış
durumdalar. Hedefledikleri manevi gücü aşan bir
maddi gücü kullanıyorlar. Bunun tadı doğal yeni be-
raberlikleri yeni arayışları getırıyor.
3- Ekonomik gücü korumanın başlıca yolu siya-
si gücü etkilemek. Geleneksel olarak merkez sağ
partilerin tümündetemsilci bulunduran tarikatlar bu
anlayışını sürdürüyor. 3 Kasım seçimieri öncesinde
de benzer haberler alıyoruz. öyle siyasi parti lider-
leri var kı bir tarikat grubunu etkileyebilecek kişinin
evine kadar gıdip hal hatır sorma zorunluluğu his-
sediyor.
4- Tarikatlar bir şeyi daha keşfetti:
Avrupa Birliği kurumları!
Artık sıkışınca kutsal kitaplardan yardım istemek
yerıne AB kurumlarından yardım istiyorlar. Daha
pratik ve kazanımları yüksek. Tıpkı yazının başında
sözunü ettiğimiz gibi hukuku uygulayan kurumlara
karşı hukuk savaşımı!
Çokuluslu şirketlerle kol kola
5- Tarikat desteklı akımların devlet yönetimini ele
geçirmek için seçtiği iki temel yol var:
Seçimlerle gelmek... Devlet kurumlarını adım
adım ele geçirmek.
Her iki hedeften de vazgeçılmedi. Seçimlerde pek
çok tarikat destekli siyasi görmeye devam edece-
ğiz. Devlet kurumlan içindeki ağırlıkları konusunda
fazla söze gerek yok. Sadece millervekili adayı o\-
mak için istifa edenlerin dağılımına bakmak bile ye-
terli.
6- Tarikatlann, siyaset ve tıcaretin yanında özel-
likle uzun erimli bir hedef olarak seçtiklerı alan ise
eğitim. Çok kaba bir dağılımla tarikatlar tüm mad-
di olanaklarının uçte bırinı okul çağındaki çocukla-
rın sempatısinı kazanıp onları saflarına çekmeye,
üçte birini medya, basın yaym ve benzeri halkla iliş-
kiler olaylarına, üçte birini de gecekondularda otu-
ran yurttaşları kendilenne bağlamaya ayırıyorlar.
7- Tarikatların ekonomik güçlerini arttırmak için iz-
ledikleri yollar arasında çokuluslu şirketlerle ortak-
lık da bulunuyor. Yabancı şirketlerle kurulan bu iliş-
kiler beraberınde uluslararası güvenceleri de getiri-
yor. öyle anlaşılıyor kı arkadaşlar kendilerini ayak-
ta tutacak sistem araya araya küreselleşecekler!
8- Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya'daki geliş-
meler de ister ıstemez Türkiye'yi doğrudan ilgilen-
diriyor. Türkiye bu coğrafyanın olanaklarıyla ve so-
runlanyla iç içe. Orta Asya'da Suudi Arabistan kö-
kenli Vahabilerle Iran'ın kıyasıya çekişmesi arasın-
da Türkiye'ye sempatı duyan eğilimler eriyor. Bal-
kanlar'da da yı\lardır kan kokusundan bıkmış olan
insanlar, uzatılan her elin dostça olduğunu düşünü-
yorlar. Kosova'dan bir örnek verip noktayı koyalım.
Avrupa ülkelerinin kontrolü altındakı bölgelerde Türk
barış gücünün sosyal yardımlarına izin verilmiyor,
Suudilere bütün kapılar açılıyor!
[email protected]
Öğrenim kredileri yükseltilecek
Yurt ücretlerine
yüzde 25 zam
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Kredi
ve Yurtlar Kurumu
(Yurt-Kur), yurt ücret-
lerine yüzde 25 oranın-
da zam yaparken öğren-
ci kredilerini de yüzde
35 oranında arttırmayı
planlıyor.
Yurt-Kur Genel Mü-
dürlüğü'nden alınan bil-
giye göre, 2002-2003
öğretim yılında öğren-
cilerden alınacak yurt
ücretleri, aylık 24 mil-
yon liradan 30 milyon
lirayayükseltildi. Ücret-
lerde, yıllık peşin öde-
me yapılması durumun-
da, yüzde 20 indirime
gidileceği kaydedildi.
Oğrenciler. yurt ücretle-
rini kayıttan itibaren, üç
aylık dönemler halinde,
bölge yurt müdürlükle-
rine ödeyebilecekler.
Yurt-Kur, öğrencilere
üç aylık dönemlerhalin-
de verdiği öğrenim kre-
disini de yüzde 35 ora-
nında yükseltmeyi plan-
lıyor. Buna göre lisans
ögrencilerine verilecek
aylık Öğrenım kredisi 60
milyon, yüksek lisans
ögrencilerine verilecek
kredi de 120 milyon li-
raya yükseltilecek.
Öteyandan,MEB'n-
den yapılan açıklama-
da, Devlet Parasız Yatı-
lılık Sınavı 'nı kazanan-
lann pansiyon haklannı
kullanmaması duru-
munda, mahalli sınav
yapılacağı bildirildi. 27
Eylül'de yapılacak sına-
va ailesinin gelir düze-
yi düşük olanlarile Sos-
yal Hizmetlerve Çocuk
Esirgeme Kurumu Ya-
sası kapsamında bulu-
nanlann katılabileceği
belirtildi.
TEŞEKKÜR
Gelimm EMEL TLRKELİ'nın saglığına
kavuşmasında gösterdıği duyarlılık için sınıf
arkadaşım Emekli Hv Korgeneral VURAL AVÂR'a,
yakın ve içten ılgısınden dolayı GATA K.B.B.
Anabiiim Dalı Başkanı Prof. Tabip Tuğamıral
YALÇIN ÖZKAPTAN'a, Yardımcı Doçent Tabip Kd.
Yzb. TtMURAKÇAM'a. amelıyatı gerçekleştiren
Hv. Tabip Ütğm. ALTAN ATALAVa, aynca Tabip
Ütğm. UĞUR KARAPINAR'a, servis görevlilen,
fiemşire ve yardımcılanna teşekkürü borç bilinm.
GÜNGÖRTÜRKELt
İETT pasomu kaybettım. Hükümsüzdür.
\fl'SA ÇtFTÇt
l.Ü. öğrenci k)mlığimı kaybettım. Hükümsüzdür.
OSMASŞEŞBEŞ