Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2002 CUMA
OLAYLAR V E G O R U Ş L E R [email protected]
MTMTAZ SOYSAL
Çaresizliğin Sorumsuzluğu
HASTA, mecalsiz, üstelik ihanete uğramış bir başba-
kan, ülkesinin insanlarını başkalannın amaçları için telef
olmaktan korumaya çabalamakta. "Irak operasyonuna ke-
sin kararlılar; caydırmaya çalışıyoruz" diyor. Bir yandan
da, devlet en yüksek basamaklanndakilerie görüşüp "hem
askeri, hem siyasal hazırtıklan" yapmakla meşgul. Ha-
zıriıklararasında, Türkiye'yı füze saldınlarından korumak-
la görevli bir Amerikan heyetinin çalışmaları da var.
Ote yandan, VVashington gölgesinde devlet kurmaya çok
yaklaştıklannı hisseden Iraklı Kürt liderler, Ankara'nın eşi-
ğini aşındırmaya devam etmekteler.
Aynı ülkenin parlamentosuna bakın; tam bir bilinçsiz-
lik görüntüsü.
Kimileri, iyi sonuç alacaklanna inandıklan seçime bir an
önce gitme telaşında. MHP ile AKP, değişik düşünceler-
le "erken seçim " diye çırpınıyor.
ANAP, Avrupa Birliği şampiyonluğuna soyunmuş, bu te-
ma çevresinde dönecegini sandığı "verimli" bir kampan-
ya hayal etmekte.
Yeni YTP'deki eskiler kalabalığı, aslında bu kadar er-
ken bir seçim istemedikleri halde, bozuntuya vermeden
seçimden yana görünüyor; ama bir yandan da komplo-
nun "hikmet-i vücud"unu oluşturan Avrupa'ya yamanma
girişimine öncülük edemeyişin hüsranıyla üzgün.
Çiller ise bir başka âlem: "Coğrafyasını iyi bildiğiiçin"
Kuzey Irak operasyonu sırasındaTürkiyeCumhuriyeti'nin
başbakanı olmak için sabırsızlanıyor. Ama, kendisine bu
kapıyı açacak olan savaş vaktinden önce patlar ve seçim
bu nedenle ertelenirse onun hayalleri ne olacak?
Herhalde, Türkiye'nin içine düştüğü çaresizlikte kendi
sorumluluk paylannı bildikleri için olacak, böyte bir par-
lamentonun üyeleri bu ciddi savaş olasılığını şimdilik dü-
şünmek istemiyorlar.
Türkiye'nin çaresizliği, borca batıklann zenginler karşı-
sındaki çaresizliğidir. Borç toplamı tam 204.4 milyar do-
lara varmış bir ülke. Kişi başına düşen ulusal geliri 2.219
dolar, kişi başına düşen borcu ıse 2.918 dolar! Düşünün
ki, kundaktaki bebek de buna dahil. Oysa, anası babası,
en azından o yirmi küsur yaşına gelınceye kadar, hem ken-
di paylarına düşen borcu ödemek için çalışacaklar, hem
de onun payını üstlenecekler.
Böyle bir ülkenin başbakanı, ceplerindeki dolarlan gös-
terirken "Irak savaşına girmezseniz zarartı çıkarsınız" di-
yenler karşısında çaresiz kalmaz mı?
Bu çaresizliğin sorumluluğunu "hasta, mecalsiz, üste-
lik ihanete uğramış" bir adamın omuzlanna yıkıp sözde
seçim zaferlerinin peşin sarhoşluğuna dalmak sorum-
suzluk değildir de nedir?
Sel ve Vurgun Yiyen Ormanlanmız...
Pnof. Dr. Ahmet HEAL ÎÜ Orman Fak. Öğr. Üyesi
G
iriş: Son günlerde
bazı şehirlerimiz-
demeydanagelen
sel ve heyelan
olaylan, önernliöl-
çüde can ve mal yitikleri oluş-
turmuştur. Kimi bakanlanmıza
göre fkonuyla doğrudan i]gili Or-
man Bakatumızın düşüncesini
henüz öğrenemedik), bu olayla-
nn nedeni şiddetli >r
ağışlardır. Sel
vetoprakkayması (bsaca kayma)
(heyelan) olaylannı önlemek ye-
rine, yalnızca bunlann zararlan-
na karşı önlem aJınabileceğini
vurgulayan bu neden tümüyle
doğru değildir. Çünkü, ormanla-
n korumak ve geliştirmek sure-
n'yle yağışlannözelliklerine bağ-
h olarak bu olaylann oluşmasını
lasmen ya da tamamen önlemek
olasıdır.
SdveKaMnayıEtkfleyenÖğe-
ler: fnsan etkisinin olmadığı bir
yerde o yerin iklimi,jeolojisi, to-
poğrafyası, toprağı ve bitki örtü-
sü arasındaki uzun yıllardan be-
ri süren ilişkiler sonucunda bir do-
ğal denge oluşmuştur. Bu denge,
insanlann genellikJe bitki örtü-
süne yapnklan bilinçsiz müdaha-
lelerle bozulmaktadır. Bu olgu,
yağış ve topografik koşullann
uygun olması durumunda bera-
berinde sel ve kaymalan getir-
mektedir. Çûnkü, bitki örtüsü,
yağışlan takiben fazla suyun kı-
sa bir anda akarsulara ulaşması-
nı önleyerek sel, toprağa ginne-
sini engellemek suretiyle de kay-
ma olaylannı kısmen ya da tama-
men önlemektedir. Bununla bir-
likte bu işlevi en iyi yerine geti-
ren bitki örtûleri, ağaçlan ve al-
tındaki süngenmsi yapıdakı bir
organıkmadde (ölü örtü) tabaka-
sıyla toprağı tam olarak örtmüş
verimli ormanlardır. Zira, buözel-
likteki bir orman örtüsü, toprağı
tıpkı bir şemsiye gibi örten tepe
tacıyla daha fazla suyun toprak
yüzeyine ulaşmasını önlemekte
ve kökleriyle de bir emme-bas-
ma tulumba gibi görev yaparak
topraktaki suyu azaltmaktadır.
Aynca, ölü örtüsüyle de yüzeye
ulaşan suyun uzunbir sürede top-
rağa girmesini sağlamaktadır. Bu
gibi işlevleriyle verimli orman
örtüsü yağışlarla hem toprağa
ulaşan, hem degiren suyun mik-
tarlannda önemli ölçüde azal-
malara yol açarak sel ve heyelan
olaylannı azaltmakta, önlemek-
tedir. Bu açıklamalar aynı za-
manda her bitki örtüsünün sel ve
heyelanlan önleme işlevlerinin
bulunmadığını göstermektedir.
Örneğin, findık ve zeytin gibi
meyvelerin ya da çayır, çay, buğ-
day ve mısır gibi bitkilerin oluş-
turduğu örtülerin sel ve heyelan-
lan önlemedeki işlevleri verim-
li bir ormanın işlevi ile karşılaş-
tınldığında hemen hemen yok
gibidir. Bu nedenle öbür koşul-
lann aynı kalması koşuluyla ve-
rimli bir orman örtüsünün baş-
ka bir örtüye dönüştürülmesi ile
sel ve kayma olaylan artmakta-
dır. Buhususaraşnrmalarlada ke-
sinlik kazanmıştır. Bu nedenle
sel ve toprakkayması olaylannın
sebebi, yalnızcayağışlann şidde-
tine bağlı olmayıp orman tahri-
batı ile yakından ilgilidir.
Ülkemizde Orman Yıkınüsı
(Tahribab): Özellikle son 30 yıl-
dan beri 6831 sayıh Orman Ya-
sası'nda yapılan bazı değişiklik-
ler ve çıkanlan bazı yasalar or-
manlanmızın tahribine yol aç-
mıştir. Örneğin, 2. Madde ve 2/B
uygulamalan ile 1974-1994 yıl-
lan arasındaülke çapmda412.000
hektarhkormanlık biralan orman
İster 1400 Turkcell yetkili satıcısından birine gelerek,
ister herhangi bir saatte herhangi bir yerden,
kontörün kalmasa bile, cepten 'i arayarak
kredi kartınla kontör al.*
Hatta istersen evden bile çıkmadan kontörünü
'den yükie.
Bu hizmetin adı kontörmatik, kontörler otomatik.
rejimi dışansına çıkartılmıştır.
Aynca, 2634 sayıh Turizmi Teş-
vik Yasası ve Orman Yasası'na
göre verilen izin ve dayanışma (ir-
tifak) haklannın da tahribattaki
payı çok büyüktür. Halkımız ta-
rafindan yasal ohnayan yollar-
dan yapılan tahribatın boyutu da
çok fazladır. Örneğin, Düzce hav-
zasında 1968-1986 yıllan ara-
sında yaklaşık 6258 hektarhk bir
orman alanı yok edümiştir. Do-
ğu Karadeniz Bölgesi'ndeki or-
man tahnbatı daha da vahimdir.
Çünkü, ormanlar findık ve çay
bahçeleri ile talan edilmiş ve edil-
mektedir. Bu yetmiyormuş gibi
Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki
kızıl ağaçlann orman ağacı sayıl-
mamasına ilişkin orman yasa-
sında bir değişikliğin yapılması-
nın gündemde olması, sanki şim-
diye kadar yaşanan sel ve heye-
lan olaylanndan hiç ders alınma-
dığı izlenimini vermektedir. Or-
man tahribannaneden olacak en
yeni örneğin Orman Bakanlığı ta-
rafındangerçekleştırilmiş olma-
sı da çok düşündürücüdür. Nite-
kim, Orman Bakanlığı ile Ege
Zeytin ve Zeytinyağı thracatçı-
lan Birliği arasında 3-4 ay kadar
önce yapılan bir anlaşmayla bir-
lik üyelerine bozuk ormanlık
alanlarda zeytin yetiştirme ola-
nağı tanınmıştır. Ege bölgesinde
en verimli zeytinlik alanlann yaz-
lık konutlann yapılmasıyla birer
birerelden çıktığı gerçeği, bu an-
laşmanın ne kadar anlamsız ol-
duğunu, ormantahribahndan baş-
ka hiçbir işe yaramayacağını gös-
termektedir. Bu açıklamalar or-
rnanlanmızmyalnızcatahnpedil-
mediğini tahripten de öte vurgun
yediklerini, ortaya koymaktadır.
Orman (ahribatınınyanında Do-
ğuKaradenizbölgesindeki yolya-
pım çalışmalannın da heyelan
olaylannı körüklediği bilinen bir
gerçektir. Bu kapsamda, kanım-
ca götüreceği gerireceğinden kat
kat fazla olacak olan Doğu Ka-
radeniz otoyolu çalışmalannın
da yakından izlenmesinin gerek-
h olduğunu düşünmekteyim. Bu
nedenlerle ülkemizdeki sel ve
heyelan olaylan doğal afet de-
ğildirler.. aksine insanlann etki-
siyle meydana gelen, olağan ve
yadırganmamasıgereken olgular-
du-. Kişi ve kuruluşlar sel ve he-
yelan tehlikesinin olup olmadı-
ğuıı incelemeksizin genellikle
istedikleri yerlerde ve gerekti-
ğinde ormanlan tahrip ederek
konutlannı, işyerlerini ya da en-
düstri tesislerini kurmakta, tanm
ve hayvancılık gibi uğraşlarda
bulunmaktadırlar. Aynı olgu ye-
rel birimlerce hazırlanan yerle-
şim veya imar planlan için de
geçerlidir. Çünkü bunlann ha-
zırlanmasında doğal afet oluşum
tehlikeleri dikkate aluımamak-
tadır.
Sonuç ve Önerfler Sel ve he-
yelanlan önlemenin yada en aza
indirmenin ana yolu; arazi kul-
lanım politikalannm bilimsel
esaslaragöre benimsenmesi ve or-
man tahribaünın önlenmesidir.
Buamaçla: l)Anayasamızın44.
ve 45. maddelerinin ön gördüğü
şekilde arazinin kullanıhnasınuı
bilimsel olarakplanlanmasıdır. 2)
Orman tahribatına yol açan ya-
sal düzenlemeler ivedilikle j-üriir-
lükten kaldınhnalıdu
1
.3) Orman
tahribatının önlenmesi ve arazi
kullanımnnn yetenek sınıflanna
göre behrlenmesi konusunda hal-
kın, kamu ve özel sektör görev-
lilerinin ve politikacılanmızm
büinçlendirilmesi yohına gidilme-
lidir. Yülardır bu bilimsel gerçek-
leri belirtmekten dilimizde tüy
bitti. Dileriz bu sel olayından
sonra, söylediklerimiz dikkate
alınır.
Tethıülah Övgüsü'ne
Başkaldırmalıydı...
Mehmet \ALÇBV Dokuz Eylül üni.
'8035ten kredi kartıyla kontör alabllmek için Turkcell Bölge Ofislerine
veya Turkcell Extra'lara sadece bir kez başvunı yapmanız yeteriidir.
444 0 535 www.turkcell.com.tr/hazirkart
HAZIR
KART
B
ukısayazıyıyaz-
makiçinbelleği-
mi biraz zorla-
dım. Çünkü "MetinBos-
tandoğju" adını hemen
anımsayamadım. Vay ca-
nına! Ne çabuk unutu-
yor insan! Daha bir süre
öncesıne değin, hem "de-
mokratik" hem de "sol"
belirtgesini taşıyan bir
partiden edindiği "MilB
Eğitim Bakam" kımlı-
ğiyle, "Atatürk devrim-
leri"nebağh,'
t
laik''eği-
tim ve öğretim için çaba
harcadığı izlenimini yay-
maya çahşan bir "bakan"
vardı. Ilgiyi çekecek bir
iki tutumu dışında, yap-
tığı her şey sıradandı; is-
tifası bile: Seçim öncele-
rinin düzeysiz çalkantı-
lanna konu ohnuş nice-
leri unutuldu gıttı.
Son zamanlarda, kara
yobazlann baskısıyla ve
de bütün sağ partilerin
uyumlu girişimiyle ken-
disi için açılacak Meclis
soruşrurmasına karşı di-
renç gösterir gibi ohnuş-
ru. Ama bu direnci bana
hiç de inandıncı gelme-
di. Çünkü onunla ilgili
hiç unutmadığım bir olay
vardı belleğimde: Ece-
vit'in BaJkan ülkelerine
yaptığı bir geziye kendi-
si de katılmıştı. Başba-
kan, oradayaptığı bir ba-
sın toplantısında şöyle
konuşuyordu: "Kim ne
derse desin, Saym Fethul-
lah Gülen'in okuilan,
yurtiçinde olduğu gibi
yurtdışmdada Türk kül-
türüne çok btiyükkatkı-
larsağlaınaktadnf Ken-
disi de yanında oturuyor-
du. Bay Bakan bu konuş-
mayı duyar duymaz,
anında tepki gösterseydi:
"O kadarda degil, Sajın
Başbakarum; solbir par-
rinin Atariirk ilke ve dcv-
rimlerine bağlı bir MUli
Eğitim Bakanıolarak. la-
fliMk düşmanıbir tarikat-
çı başını böyle destekk-
menizikımyorvıeşuan-
dan başlayarak bu göre-
vünden istifa ednorum"
diyerek yanından kalkıp
gidebilseydi, bellekler-
de yaşayabilirdi, beUci ta-
rihe de geçebilirdi. O gör-
kemli insan Hasan Âli
Yücel'in çizgisinde yer
almayı başarabilirdi.
Çünkü "onurhı" denile-
bilecek biristifa için bun-
dan daha geçerli bir ne-
den olamazdı. Yapama-
dı: kılı bpırdamadan sus
pus oturdu orada.
Laik eğitimden yana
duyarlı olduğunu sanır-
dım. Ecevit'in ardı arka-
sı kesihneyen o Fetbul-
lah savunmalan, nere-
deyse gerçek Atarürkçü
laik insanlarla bir tür si-
nir savaşına dönmüştü.
Nice birbirinden haklı is-
tifa gerekçeleri doğdu;
hepsini de "içine sindi-
rebfldi"... Bütün bunlar
olmamış gibi, sen tut,
perde arkasında yürütü-
len kişisel çıkar ve ko-
num çarışmalan arasın-
da, bir erken seçim ola-
afcğı behrirbetirmez. her-
halde bir daha seçileme-
me korkusuyla (çünkü
olay ve zamanlama açı-
sından. bundan daha
inandırıcı bir neden ola-
maz), kendisine göre çok
daha silik olduğıuıu san-
dıgım birinin öncülüğün-
deki bir akmtıya kapıl!
Onun arkasında kame-
ralara poz vermeye çalı-
şanlann safina geç!
Bu başkaldınyı (insan-
lık tarihinde bugüne de-
ğin adı hiç duyulmamış)
bir "hüsamist'' akıma ka-
pılarak yapıyorsunuz!
Bilmem ki bunu nasıl
açıklamalı... Ülkede eği-
tim öyle bir dunıma gel-
di ki, okullaşma çoğal-
dıkça, anamalcı medya
da palazlandıkça, oku-
ma yazma düzeyi düşü-
yor: Benim bildiğim ka-
danyla Hasan Âli Yücel
bir "hüsamist" değil,
"hflmanist
w
ti.
KADKÖY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosva No: 2001 696 Vası Tay
Mahkememizce" verıien 16 04 2002 tarıh ve 2001/696-
2002/359 E.K. sayılı ılamı ile .Arslan ve Müfakat kızı Gülen
Öztürk rahatsızlığı sebebıyle TMK'nun 405. maddesi gere-
ğince vesayet alüna alınarak kendjsıne kardeşı Serdar Oner
vasi tayın edılmıştır. Keyfîyet ılan olunur 16 04.2002
Basın: 47092
PENCERE
Polffikada Vefa
Boza Mapkası...
Celal Bayardünyaya gözlüklerinin arkasından
bakardı; nobrandı, yüzeyseldi...
Çankaya'ya Çikışı görkemliydi, inişı 27 Mayıs'ta
teker meker oldu; Bayar-Menderes ikilisinin
defteri kapanınca Demokrat Partı tabanına bir lıder
arandı...
Kimdi o?..
Süleyman Demrrel!..
Bayar, cumhurbaşkanıyken Süleyman Bey
"Devfer Su Işleri Genel Müdürü" idi; politikacı değil,
bürokrattı; Celal Bey, Demirel'i hep küçümsedi..
"- Bizim su müdürü.."
Bayar, Süleyman Bey'i içine sindıremedi.
•
Turgut özal, Süleyman Bey'in çevresinde
dönenenlerdendi; ikbali Demirel'in elindendi...
12 Eylül, Başbakan Demirel'i koltuktan indirince,
"Süleyman Bey'in adamı" Özal ne yapacaktı?
Askere dehalet etti.
12 Eylül'den sonra yapılan seçimde Demirel ile
Ecevit sandıkta yasaklıydılar; meydan Turgut
özal'ın kuracağı partiye kalmıştı...
Ancak Demire) direndi, sabretti, inat ettı, yeniden
iktidaratırmandı...
Özal kim bilir nelerdüşündü; 'Abisi'nin yüzüne
rahat bakabildi mi?..
12 Eylül'de darbenin düşürdüğü Süleyman
Bey'e birde özal'ın vurması 1980'lerdealkışlandı...
Düşenın dostu olur mu?..
Dosta bağlı!..
Dost var, dost var...
•
Ecevit'in ilk kez Meclis'e girmesi, Metin Toker
sayesindedir...
"Paşa'nın damadı" 1957 seçimlerinde kendisine
sağlanan olanağı arkadaşı Bülent'e devretti; 27
Mayıs Devnmi ertesinde CHP'nin yüzünde güller
açıyordu; Inönü başbakan olunca, Ecevıt'i
Çalışma Bakanı yaptı; uzun yıllar Paşa'nın omuz
başında sağ kolu gibiydi Ecevit...
Sonra?..
'Ortanın Solu'nun lideri 12 Martertesindekiyol
aynmında CHP'yi Inönü'den aldı...
•
Ismail Cem'i çok genç yaşında devlete genel
müdür yapan kimdir?..
Ecevit!..
Bülent Ecevit üç kez iktidara tırmandı;
birincisinde Cem'i TRT Genel Müdürü yaptı,
ikincisinde Kürtür Bakanlığı'na atadı, üçüncüsünde
Dışişlerı Bakanlığı koltuğuna oturttu; karşılıklı
güven duygusu içinde çeyrek yüzyıllık bir
yolculuktur birlikte yaşadıklan...
Ama, sonunda Ecevit hastalandı; iktidar
gücünden yoksunlaşmaya başladı...
Ve yollar aynldı.
•
Ya Tayyip Erdoğan?..
Necmettin Erbakan'ın üzerine 'devlet' çarpı
işareti çekince, Tayyip fırsatı hemen kullanıp
Hoca'sının yerine oynamaya kalkışmadı mı?..
•
Politikanın katı acımasızlığı kimsenin gözünün
yaşına bakmıyor..
Siyasette vefa, Istanbul'un birsemtindeüretilen
bozanın markasından başka şey değil...
sosyal demokrasi
çöküyor.
soL yükseliyor...
düzenın solu ve
meclisi tükeniyor.
soL ve soL Mecfis
üretiyor...
Ağustos sayısı
bayilerde...
İlhan Akalın. Tevfik Çavdar. Metin Çulhaoğlu. Ayfer Eğilmez.
İlker Maga, Kemal Okuyan, İzzettin Önder. Haluk Yurtsever
soL Meclis üyeleri yazılarıyla soL'da.
Avulut
Atilla COŞKl'N
G,\ZETE. RADYO w TEIRİZYON YAY1NL4RINDA
CEVAPHAKKI
' Birltsmis Milletkr Ulusbrırası Dâzeltmt Hakkı Sflzle^mtsı
* Avnıpa Birliği Direktiflrri
* En Son Değişikliklfri} If
Başın Kananu
* Tdrkiyt Radyo \c Tekvizjon Kaanna
v
Radyrı \e Tele\iz>onlann Kumluş \e Yıyınları
Hakkmda Kanon
* Vargı Karariart
LEGAL YAYESCILIK San. ve
Tic. Ltd. Şti.
Bahariye Cad. Çarn Apt. No:63 D:5 Kadıköy-lstanbul
Tel: (216) 449 04 85 - 449 04 86 Fax: (216)449 04 87
Memleket meseleleri ile ilgilenenlerin
yeni internet adresi
inadina.com