10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2002 CUMA OLAYLAR V E G O R U Ş L E R [email protected] MTMTAZ SOYSAL Çaresizliğin Sorumsuzluğu HASTA, mecalsiz, üstelik ihanete uğramış bir başba- kan, ülkesinin insanlarını başkalannın amaçları için telef olmaktan korumaya çabalamakta. "Irak operasyonuna ke- sin kararlılar; caydırmaya çalışıyoruz" diyor. Bir yandan da, devlet en yüksek basamaklanndakilerie görüşüp "hem askeri, hem siyasal hazırtıklan" yapmakla meşgul. Ha- zıriıklararasında, Türkiye'yı füze saldınlarından korumak- la görevli bir Amerikan heyetinin çalışmaları da var. Ote yandan, VVashington gölgesinde devlet kurmaya çok yaklaştıklannı hisseden Iraklı Kürt liderler, Ankara'nın eşi- ğini aşındırmaya devam etmekteler. Aynı ülkenin parlamentosuna bakın; tam bir bilinçsiz- lik görüntüsü. Kimileri, iyi sonuç alacaklanna inandıklan seçime bir an önce gitme telaşında. MHP ile AKP, değişik düşünceler- le "erken seçim " diye çırpınıyor. ANAP, Avrupa Birliği şampiyonluğuna soyunmuş, bu te- ma çevresinde dönecegini sandığı "verimli" bir kampan- ya hayal etmekte. Yeni YTP'deki eskiler kalabalığı, aslında bu kadar er- ken bir seçim istemedikleri halde, bozuntuya vermeden seçimden yana görünüyor; ama bir yandan da komplo- nun "hikmet-i vücud"unu oluşturan Avrupa'ya yamanma girişimine öncülük edemeyişin hüsranıyla üzgün. Çiller ise bir başka âlem: "Coğrafyasını iyi bildiğiiçin" Kuzey Irak operasyonu sırasındaTürkiyeCumhuriyeti'nin başbakanı olmak için sabırsızlanıyor. Ama, kendisine bu kapıyı açacak olan savaş vaktinden önce patlar ve seçim bu nedenle ertelenirse onun hayalleri ne olacak? Herhalde, Türkiye'nin içine düştüğü çaresizlikte kendi sorumluluk paylannı bildikleri için olacak, böyte bir par- lamentonun üyeleri bu ciddi savaş olasılığını şimdilik dü- şünmek istemiyorlar. Türkiye'nin çaresizliği, borca batıklann zenginler karşı- sındaki çaresizliğidir. Borç toplamı tam 204.4 milyar do- lara varmış bir ülke. Kişi başına düşen ulusal geliri 2.219 dolar, kişi başına düşen borcu ıse 2.918 dolar! Düşünün ki, kundaktaki bebek de buna dahil. Oysa, anası babası, en azından o yirmi küsur yaşına gelınceye kadar, hem ken- di paylarına düşen borcu ödemek için çalışacaklar, hem de onun payını üstlenecekler. Böyle bir ülkenin başbakanı, ceplerindeki dolarlan gös- terirken "Irak savaşına girmezseniz zarartı çıkarsınız" di- yenler karşısında çaresiz kalmaz mı? Bu çaresizliğin sorumluluğunu "hasta, mecalsiz, üste- lik ihanete uğramış" bir adamın omuzlanna yıkıp sözde seçim zaferlerinin peşin sarhoşluğuna dalmak sorum- suzluk değildir de nedir? Sel ve Vurgun Yiyen Ormanlanmız... Pnof. Dr. Ahmet HEAL ÎÜ Orman Fak. Öğr. Üyesi G iriş: Son günlerde bazı şehirlerimiz- demeydanagelen sel ve heyelan olaylan, önernliöl- çüde can ve mal yitikleri oluş- turmuştur. Kimi bakanlanmıza göre fkonuyla doğrudan i]gili Or- man Bakatumızın düşüncesini henüz öğrenemedik), bu olayla- nn nedeni şiddetli >r ağışlardır. Sel vetoprakkayması (bsaca kayma) (heyelan) olaylannı önlemek ye- rine, yalnızca bunlann zararlan- na karşı önlem aJınabileceğini vurgulayan bu neden tümüyle doğru değildir. Çünkü, ormanla- n korumak ve geliştirmek sure- n'yle yağışlannözelliklerine bağ- h olarak bu olaylann oluşmasını lasmen ya da tamamen önlemek olasıdır. SdveKaMnayıEtkfleyenÖğe- ler: fnsan etkisinin olmadığı bir yerde o yerin iklimi,jeolojisi, to- poğrafyası, toprağı ve bitki örtü- sü arasındaki uzun yıllardan be- ri süren ilişkiler sonucunda bir do- ğal denge oluşmuştur. Bu denge, insanlann genellikJe bitki örtü- süne yapnklan bilinçsiz müdaha- lelerle bozulmaktadır. Bu olgu, yağış ve topografik koşullann uygun olması durumunda bera- berinde sel ve kaymalan getir- mektedir. Çûnkü, bitki örtüsü, yağışlan takiben fazla suyun kı- sa bir anda akarsulara ulaşması- nı önleyerek sel, toprağa ginne- sini engellemek suretiyle de kay- ma olaylannı kısmen ya da tama- men önlemektedir. Bununla bir- likte bu işlevi en iyi yerine geti- ren bitki örtûleri, ağaçlan ve al- tındaki süngenmsi yapıdakı bir organıkmadde (ölü örtü) tabaka- sıyla toprağı tam olarak örtmüş verimli ormanlardır. Zira, buözel- likteki bir orman örtüsü, toprağı tıpkı bir şemsiye gibi örten tepe tacıyla daha fazla suyun toprak yüzeyine ulaşmasını önlemekte ve kökleriyle de bir emme-bas- ma tulumba gibi görev yaparak topraktaki suyu azaltmaktadır. Aynca, ölü örtüsüyle de yüzeye ulaşan suyun uzunbir sürede top- rağa girmesini sağlamaktadır. Bu gibi işlevleriyle verimli orman örtüsü yağışlarla hem toprağa ulaşan, hem degiren suyun mik- tarlannda önemli ölçüde azal- malara yol açarak sel ve heyelan olaylannı azaltmakta, önlemek- tedir. Bu açıklamalar aynı za- manda her bitki örtüsünün sel ve heyelanlan önleme işlevlerinin bulunmadığını göstermektedir. Örneğin, findık ve zeytin gibi meyvelerin ya da çayır, çay, buğ- day ve mısır gibi bitkilerin oluş- turduğu örtülerin sel ve heyelan- lan önlemedeki işlevleri verim- li bir ormanın işlevi ile karşılaş- tınldığında hemen hemen yok gibidir. Bu nedenle öbür koşul- lann aynı kalması koşuluyla ve- rimli bir orman örtüsünün baş- ka bir örtüye dönüştürülmesi ile sel ve kayma olaylan artmakta- dır. Buhususaraşnrmalarlada ke- sinlik kazanmıştır. Bu nedenle sel ve toprakkayması olaylannın sebebi, yalnızcayağışlann şidde- tine bağlı olmayıp orman tahri- batı ile yakından ilgilidir. Ülkemizde Orman Yıkınüsı (Tahribab): Özellikle son 30 yıl- dan beri 6831 sayıh Orman Ya- sası'nda yapılan bazı değişiklik- ler ve çıkanlan bazı yasalar or- manlanmızın tahribine yol aç- mıştir. Örneğin, 2. Madde ve 2/B uygulamalan ile 1974-1994 yıl- lan arasındaülke çapmda412.000 hektarhkormanlık biralan orman İster 1400 Turkcell yetkili satıcısından birine gelerek, ister herhangi bir saatte herhangi bir yerden, kontörün kalmasa bile, cepten 'i arayarak kredi kartınla kontör al.* Hatta istersen evden bile çıkmadan kontörünü 'den yükie. Bu hizmetin adı kontörmatik, kontörler otomatik. rejimi dışansına çıkartılmıştır. Aynca, 2634 sayıh Turizmi Teş- vik Yasası ve Orman Yasası'na göre verilen izin ve dayanışma (ir- tifak) haklannın da tahribattaki payı çok büyüktür. Halkımız ta- rafindan yasal ohnayan yollar- dan yapılan tahribatın boyutu da çok fazladır. Örneğin, Düzce hav- zasında 1968-1986 yıllan ara- sında yaklaşık 6258 hektarhk bir orman alanı yok edümiştir. Do- ğu Karadeniz Bölgesi'ndeki or- man tahnbatı daha da vahimdir. Çünkü, ormanlar findık ve çay bahçeleri ile talan edilmiş ve edil- mektedir. Bu yetmiyormuş gibi Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki kızıl ağaçlann orman ağacı sayıl- mamasına ilişkin orman yasa- sında bir değişikliğin yapılması- nın gündemde olması, sanki şim- diye kadar yaşanan sel ve heye- lan olaylanndan hiç ders alınma- dığı izlenimini vermektedir. Or- man tahribannaneden olacak en yeni örneğin Orman Bakanlığı ta- rafındangerçekleştırilmiş olma- sı da çok düşündürücüdür. Nite- kim, Orman Bakanlığı ile Ege Zeytin ve Zeytinyağı thracatçı- lan Birliği arasında 3-4 ay kadar önce yapılan bir anlaşmayla bir- lik üyelerine bozuk ormanlık alanlarda zeytin yetiştirme ola- nağı tanınmıştır. Ege bölgesinde en verimli zeytinlik alanlann yaz- lık konutlann yapılmasıyla birer birerelden çıktığı gerçeği, bu an- laşmanın ne kadar anlamsız ol- duğunu, ormantahribahndan baş- ka hiçbir işe yaramayacağını gös- termektedir. Bu açıklamalar or- rnanlanmızmyalnızcatahnpedil- mediğini tahripten de öte vurgun yediklerini, ortaya koymaktadır. Orman (ahribatınınyanında Do- ğuKaradenizbölgesindeki yolya- pım çalışmalannın da heyelan olaylannı körüklediği bilinen bir gerçektir. Bu kapsamda, kanım- ca götüreceği gerireceğinden kat kat fazla olacak olan Doğu Ka- radeniz otoyolu çalışmalannın da yakından izlenmesinin gerek- h olduğunu düşünmekteyim. Bu nedenlerle ülkemizdeki sel ve heyelan olaylan doğal afet de- ğildirler.. aksine insanlann etki- siyle meydana gelen, olağan ve yadırganmamasıgereken olgular- du-. Kişi ve kuruluşlar sel ve he- yelan tehlikesinin olup olmadı- ğuıı incelemeksizin genellikle istedikleri yerlerde ve gerekti- ğinde ormanlan tahrip ederek konutlannı, işyerlerini ya da en- düstri tesislerini kurmakta, tanm ve hayvancılık gibi uğraşlarda bulunmaktadırlar. Aynı olgu ye- rel birimlerce hazırlanan yerle- şim veya imar planlan için de geçerlidir. Çünkü bunlann ha- zırlanmasında doğal afet oluşum tehlikeleri dikkate aluımamak- tadır. Sonuç ve Önerfler Sel ve he- yelanlan önlemenin yada en aza indirmenin ana yolu; arazi kul- lanım politikalannm bilimsel esaslaragöre benimsenmesi ve or- man tahribaünın önlenmesidir. Buamaçla: l)Anayasamızın44. ve 45. maddelerinin ön gördüğü şekilde arazinin kullanıhnasınuı bilimsel olarakplanlanmasıdır. 2) Orman tahribatına yol açan ya- sal düzenlemeler ivedilikle j-üriir- lükten kaldınhnalıdu 1 .3) Orman tahribatının önlenmesi ve arazi kullanımnnn yetenek sınıflanna göre behrlenmesi konusunda hal- kın, kamu ve özel sektör görev- lilerinin ve politikacılanmızm büinçlendirilmesi yohına gidilme- lidir. Yülardır bu bilimsel gerçek- leri belirtmekten dilimizde tüy bitti. Dileriz bu sel olayından sonra, söylediklerimiz dikkate alınır. Tethıülah Övgüsü'ne Başkaldırmalıydı... Mehmet \ALÇBV Dokuz Eylül üni. '8035ten kredi kartıyla kontör alabllmek için Turkcell Bölge Ofislerine veya Turkcell Extra'lara sadece bir kez başvunı yapmanız yeteriidir. 444 0 535 www.turkcell.com.tr/hazirkart HAZIR KART B ukısayazıyıyaz- makiçinbelleği- mi biraz zorla- dım. Çünkü "MetinBos- tandoğju" adını hemen anımsayamadım. Vay ca- nına! Ne çabuk unutu- yor insan! Daha bir süre öncesıne değin, hem "de- mokratik" hem de "sol" belirtgesini taşıyan bir partiden edindiği "MilB Eğitim Bakam" kımlı- ğiyle, "Atatürk devrim- leri"nebağh,' t laik''eği- tim ve öğretim için çaba harcadığı izlenimini yay- maya çahşan bir "bakan" vardı. Ilgiyi çekecek bir iki tutumu dışında, yap- tığı her şey sıradandı; is- tifası bile: Seçim öncele- rinin düzeysiz çalkantı- lanna konu ohnuş nice- leri unutuldu gıttı. Son zamanlarda, kara yobazlann baskısıyla ve de bütün sağ partilerin uyumlu girişimiyle ken- disi için açılacak Meclis soruşrurmasına karşı di- renç gösterir gibi ohnuş- ru. Ama bu direnci bana hiç de inandıncı gelme- di. Çünkü onunla ilgili hiç unutmadığım bir olay vardı belleğimde: Ece- vit'in BaJkan ülkelerine yaptığı bir geziye kendi- si de katılmıştı. Başba- kan, oradayaptığı bir ba- sın toplantısında şöyle konuşuyordu: "Kim ne derse desin, Saym Fethul- lah Gülen'in okuilan, yurtiçinde olduğu gibi yurtdışmdada Türk kül- türüne çok btiyükkatkı- larsağlaınaktadnf Ken- disi de yanında oturuyor- du. Bay Bakan bu konuş- mayı duyar duymaz, anında tepki gösterseydi: "O kadarda degil, Sajın Başbakarum; solbir par- rinin Atariirk ilke ve dcv- rimlerine bağlı bir MUli Eğitim Bakanıolarak. la- fliMk düşmanıbir tarikat- çı başını böyle destekk- menizikımyorvıeşuan- dan başlayarak bu göre- vünden istifa ednorum" diyerek yanından kalkıp gidebilseydi, bellekler- de yaşayabilirdi, beUci ta- rihe de geçebilirdi. O gör- kemli insan Hasan Âli Yücel'in çizgisinde yer almayı başarabilirdi. Çünkü "onurhı" denile- bilecek biristifa için bun- dan daha geçerli bir ne- den olamazdı. Yapama- dı: kılı bpırdamadan sus pus oturdu orada. Laik eğitimden yana duyarlı olduğunu sanır- dım. Ecevit'in ardı arka- sı kesihneyen o Fetbul- lah savunmalan, nere- deyse gerçek Atarürkçü laik insanlarla bir tür si- nir savaşına dönmüştü. Nice birbirinden haklı is- tifa gerekçeleri doğdu; hepsini de "içine sindi- rebfldi"... Bütün bunlar olmamış gibi, sen tut, perde arkasında yürütü- len kişisel çıkar ve ko- num çarışmalan arasın- da, bir erken seçim ola- afcğı behrirbetirmez. her- halde bir daha seçileme- me korkusuyla (çünkü olay ve zamanlama açı- sından. bundan daha inandırıcı bir neden ola- maz), kendisine göre çok daha silik olduğıuıu san- dıgım birinin öncülüğün- deki bir akmtıya kapıl! Onun arkasında kame- ralara poz vermeye çalı- şanlann safina geç! Bu başkaldınyı (insan- lık tarihinde bugüne de- ğin adı hiç duyulmamış) bir "hüsamist'' akıma ka- pılarak yapıyorsunuz! Bilmem ki bunu nasıl açıklamalı... Ülkede eği- tim öyle bir dunıma gel- di ki, okullaşma çoğal- dıkça, anamalcı medya da palazlandıkça, oku- ma yazma düzeyi düşü- yor: Benim bildiğim ka- danyla Hasan Âli Yücel bir "hüsamist" değil, "hflmanist w ti. KADKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosva No: 2001 696 Vası Tay Mahkememizce" verıien 16 04 2002 tarıh ve 2001/696- 2002/359 E.K. sayılı ılamı ile .Arslan ve Müfakat kızı Gülen Öztürk rahatsızlığı sebebıyle TMK'nun 405. maddesi gere- ğince vesayet alüna alınarak kendjsıne kardeşı Serdar Oner vasi tayın edılmıştır. Keyfîyet ılan olunur 16 04.2002 Basın: 47092 PENCERE Polffikada Vefa Boza Mapkası... Celal Bayardünyaya gözlüklerinin arkasından bakardı; nobrandı, yüzeyseldi... Çankaya'ya Çikışı görkemliydi, inişı 27 Mayıs'ta teker meker oldu; Bayar-Menderes ikilisinin defteri kapanınca Demokrat Partı tabanına bir lıder arandı... Kimdi o?.. Süleyman Demrrel!.. Bayar, cumhurbaşkanıyken Süleyman Bey "Devfer Su Işleri Genel Müdürü" idi; politikacı değil, bürokrattı; Celal Bey, Demirel'i hep küçümsedi.. "- Bizim su müdürü.." Bayar, Süleyman Bey'i içine sindıremedi. • Turgut özal, Süleyman Bey'in çevresinde dönenenlerdendi; ikbali Demirel'in elindendi... 12 Eylül, Başbakan Demirel'i koltuktan indirince, "Süleyman Bey'in adamı" Özal ne yapacaktı? Askere dehalet etti. 12 Eylül'den sonra yapılan seçimde Demirel ile Ecevit sandıkta yasaklıydılar; meydan Turgut özal'ın kuracağı partiye kalmıştı... Ancak Demire) direndi, sabretti, inat ettı, yeniden iktidaratırmandı... Özal kim bilir nelerdüşündü; 'Abisi'nin yüzüne rahat bakabildi mi?.. 12 Eylül'de darbenin düşürdüğü Süleyman Bey'e birde özal'ın vurması 1980'lerdealkışlandı... Düşenın dostu olur mu?.. Dosta bağlı!.. Dost var, dost var... • Ecevit'in ilk kez Meclis'e girmesi, Metin Toker sayesindedir... "Paşa'nın damadı" 1957 seçimlerinde kendisine sağlanan olanağı arkadaşı Bülent'e devretti; 27 Mayıs Devnmi ertesinde CHP'nin yüzünde güller açıyordu; Inönü başbakan olunca, Ecevıt'i Çalışma Bakanı yaptı; uzun yıllar Paşa'nın omuz başında sağ kolu gibiydi Ecevit... Sonra?.. 'Ortanın Solu'nun lideri 12 Martertesindekiyol aynmında CHP'yi Inönü'den aldı... • Ismail Cem'i çok genç yaşında devlete genel müdür yapan kimdir?.. Ecevit!.. Bülent Ecevit üç kez iktidara tırmandı; birincisinde Cem'i TRT Genel Müdürü yaptı, ikincisinde Kürtür Bakanlığı'na atadı, üçüncüsünde Dışişlerı Bakanlığı koltuğuna oturttu; karşılıklı güven duygusu içinde çeyrek yüzyıllık bir yolculuktur birlikte yaşadıklan... Ama, sonunda Ecevit hastalandı; iktidar gücünden yoksunlaşmaya başladı... Ve yollar aynldı. • Ya Tayyip Erdoğan?.. Necmettin Erbakan'ın üzerine 'devlet' çarpı işareti çekince, Tayyip fırsatı hemen kullanıp Hoca'sının yerine oynamaya kalkışmadı mı?.. • Politikanın katı acımasızlığı kimsenin gözünün yaşına bakmıyor.. Siyasette vefa, Istanbul'un birsemtindeüretilen bozanın markasından başka şey değil... sosyal demokrasi çöküyor. soL yükseliyor... düzenın solu ve meclisi tükeniyor. soL ve soL Mecfis üretiyor... Ağustos sayısı bayilerde... İlhan Akalın. Tevfik Çavdar. Metin Çulhaoğlu. Ayfer Eğilmez. İlker Maga, Kemal Okuyan, İzzettin Önder. Haluk Yurtsever soL Meclis üyeleri yazılarıyla soL'da. Avulut Atilla COŞKl'N G,\ZETE. RADYO w TEIRİZYON YAY1NL4RINDA CEVAPHAKKI ' Birltsmis Milletkr Ulusbrırası Dâzeltmt Hakkı Sflzle^mtsı * Avnıpa Birliği Direktiflrri * En Son Değişikliklfri} If Başın Kananu * Tdrkiyt Radyo \c Tekvizjon Kaanna v Radyrı \e Tele\iz>onlann Kumluş \e Yıyınları Hakkmda Kanon * Vargı Karariart LEGAL YAYESCILIK San. ve Tic. Ltd. Şti. Bahariye Cad. Çarn Apt. No:63 D:5 Kadıköy-lstanbul Tel: (216) 449 04 85 - 449 04 86 Fax: (216)449 04 87 Memleket meseleleri ile ilgilenenlerin yeni internet adresi inadina.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle