19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 2002 ÇARŞAMBA HABERLER 'Ecevit çekilmeli' çağnlaraıa Ordu Milletvekili Konyalı da katıldı. Özkan cephesindeki hareketlilik sürüyor DSP'demuhalefetgenişKyor DSP'li lcliden eleştirilere tepki: Terbiye sınırı aşıldı ANKARA (Cumhuriyet Mrosu) - DSP GenerBaşkan Yardıracısı Tayfiın Içli, Ecevitlere karşı yapılan suçlamalann "tertriye smıriannı aşüğuu" ileri . _ sürdü. Içli, dün yaptığı Tayfiın IçB acıklamada, gazetelerde yer alan, Başbakan Büknt Ecevit ve eşi Rahşan Ecevitile ilgili haberlere işaret ederek şunlan kaydetti: "Aylaıthr devam eden ve terbiye smıriannı aşan bu tür benzeri yan ve yorumlar, geçmişte nasl bizieri vıkürmayıp Türkiye'nin birinci partisi yapovsa, şimdi de mücadefe azmimize güç katmışûr. Çıkarlan bozulan göç odaklan, bölücfiler ve laiİdik karşrtı akımiann eJ eie yürüttüJderi bu tûr kampaırçalar ekonomik ve siyasi dengeieri altüst eimektedh"." Içli, Ecevit'in başbakan olmasırun ötesinde "gerçek bir gazetecP olduğunu belirterek, Basın Konseyi'nin maksath yayınlara karşı harekete geçmesini beklediklerini belirtti. CHP Cenel Başkanı Baykal: Erken seçim kaçınılmaz ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - CHP GenelBaşkanı Deniz Baykal, lıderler zirvesinden sonra yapüan açıklamayı "PoJyannaohk oynanıyor" diye değeriendiriıken "Erken seçim Türkiye'nin siyasi oetSk kazanması açısından zorunhı hak gelirse kaçuulmaz oinr" dedi. Baykal, dün bır televizyon kanalında kaüldığı programda, AB konusundaki adımlann, hükümetin 1 yü daha görevde kalmasından çok dah'a önemli olduğunu vurguladı. Türkiye'nin AB konusunda hemen harekete geçmesini isteyen Baykal, "Arök ekonomi de iyi gttmiyor. Hükfimeti tutmak için hiçbir gerekçe kalmadT dedi. Zirvede aluıan kararlann sorıinlann çözümüne yarduncı olmadığuıa dikkat çeken Baykal, "Faiz oranlan yfizde 70'in ahma inmezse 1 mihar dolarhk ek yükü, hüküraetin sebep okhığu beiirsiziik ortamı sonucu ödemek zorunda kalacağo. Bunlan taşıyamayE" dedi. Kutan hıikümete yüklendi: Milletten özür dilesinler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SP Genel Başkanı Recai Kutan, 57. hükümetin Türkiye yaranna bir şey yapamayacağuu belirterek Başbakan Bülent Ecevft'in bir an önce hükümetten Recai Kntan çekilmesini istedi. Kutan, düzenlediği basın toplantısında "2003 Nisan'ı ya da en geç eylülünde seçim ohır* dedi. Hükümet ortaklannın AB'yi değil, koltuklannı tercih ettiklerini belirten Recai Kutan, "Halkm en son bekientisi 3 ortağın miDetin önüne çüap özür dOeyerek Biz bu işleri beceremedik, bizi bağışlayın, hükümetten aynlıyoruz' demeteri Mflletin yüzde 99'ununtalebibudur''dedi. Deniz Bavkal TUREYKÖSE ANK\R\-DSP'de, Başbakan Büknt Ecevit'ın çekilmesini is- teyenlerin sayısı giderek artıyor. Muhahflerin ardından, Başba- kan Yardımcısı Hüsamettin Öz- kan'a yakınlığı bılinen bazı mil- letvekillerinin de önümüzdeki günlerde "•çeküin" çağnsı yap- maya hazırlandıklan bildirildi. Ecevit'in sağlık durumu ile il- gili haberler milletvekilleri ara- sında üzüntüyle karşılandı. Par- ti yöneticileri, Ecevit'in aç kal- dığı ve yıkanmadığuıa ilişkin ha- berlerle ilgili olarak "Kaburga- sı kmk biri banyo yapabilir mi? Seviye çok düşürüldü. Tabanı- nıızdan çok büyük tepki geliyor, bu tür yayınlaria ilgili olarak. Ha- di biz yakuuz diye birtakım şey- lerigörmihoruz. ortaklannuz ni- yesussun? ANAPveMHP'den hiç • Parti içi muhaliflerin ardından DSP'de "Ecevit çekilsin'' sesleri artmaya başladı. Başbakanm sağlığıyla ilgili haberlere üzüldükJerini söyleyen bazı milletvekilleri, "Bir an önce gereğini yapmalı" görüşünü dile getirdi. ses çüayor mu? Çok üzülüyonız" dedıler. Bazı milletvekillen bu üzüntüyü paylaşırken bazılan da "Herkesüzüİüyor.AmaBaşbakan arük daha fazla kalamaz. Bir an öncegereğiniyapmalı" dedi. Ku- lislerde, Ecevıt'in Yüksek Aske- ri Şûra'yı beklediği, şûra karar- larını ımzaladıktan sonra bazı önemli kararlar verebileceği söy- lentileri yayıldı. Muhaliflerin ar- dından, Ordu Milletvekilı Hasan Fehmi Konyab da "Bir kaptan olarak daha fazla oyunda kalnıa- sı kendLsinede zarar veriyor. Son- bahara kadar karar vermesini umuyorum" diyerek Ecevit'in çekılmesi gerektiğinı söyledi. Adlannın yazılmasmı istemeyen çok sayıda DSP'li milletvekili de bu gerekliliği yineledi. Ozkan'a yakın milletvekilleri ise "Haberlere biz de çok üzüJü- yoruz. Ancak genel merkez Öz- kan'a açık savaş açö. Onu ezdir- meyiz'" dediler. Bu ekipte yer alan milletvekilleri, önümüzdeki gün- lerde "Başbakan arük çekibne- H" açıklamalan yapabilecekleri- ni söylediler. TOBB'nin açıkla- malannın değerlendirileceği ve arkasından bazı milJetvekillerinin görüşlerinı kamuoyuna açıkla- yabilecekleri bildirildi. Bazı milletvekilleri ise Ece- vıt'ın sağlık sorunlannın görmez- den gelinemeyeceğini, ancak MHP lideri DevletBahçdi'ye baş- bakanlık yolunun açılmaması ge- rekriği görüşünü dile getirdi. Mu- haliflerden kopan Sakarya Millet- vekilı RamisSavaş, "Başbakan'a saldıranlar yakmlannı, kendiyaş- hhklannı düşünsün. RTUKYasa- sı Meclis'te görüşulürken Başba- kan'la karşılaştım, çok iyi gör- düm, eşimin babasını bile haür- ladı, diye yazanlar şündi saldın- y»geçti.Adflofanakiazun.Başba- kan'ın görevini birakmaması ge- rektiğine inam>t>nım" dedı. îstanbul Milletvekili ZaferGü- ler de şu görüşleri dile getirdi: "Sayuı Başbakan bir şeyde ısrar ediyorsa. mudaka bir bildiği \-ar- dır. Partide bir üst kurul var. On- larda oturup taraşıyorlardn*her- halde. Bu insanlar kendilerinden fazla ülkelerini seven insanlar, bu- nu kanıtladılar. Zamanı gelince gerekeni yaparlar. Ne partiyi gö- merler ne de ideoJojiyi." tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Evdeki hijyen koşullannın Başbakan'ın sağlığı için yetersiz olduğu ileri sürüldü Rahşan Ecevit'e 6 bakını' suçlaması ANKAR4 (Cumhuriyet Büro- su) -îstirahat süresinı Başbakan- Uk Konutu yerine Oran Sıtesi'nde- ki çalışma ofisınde geçiren Baş- bakan Bülent Ecevit'in, eşı Rah- şan Ecevit tarafından yeterince bakılamadığı belirtilıyor. E\leri- ne hiçbir yardımcı ve temizlıkçı aimayan Rahşan Ecevit'in, Baş- bakan Ecevit'in beden sağlığını yeterince koruyamadığı ve evde- ki hijyen koşullannı yeterii düzey- de tutamadığı vurgulanıyor. Ecevit'in yakın çe\Tesine yap- tığı değerlendirmede ise, "Bu tam bir zalimhktir. Eşim ve yar- dınıcım Rahşan Hanım. benim sağhmla yakından ilgilenmekte, gerekli her şey i yapmaktadır. Bu- na rağmen çıkanlan haberlersa- dece bizi değil, Başkent Hastane- si'ni de güç durumda bıı akryor*" dediği kaydedildı. Ece\ it. doktorlannın izin ver- memesine karşın katıldığı ve 2 saat 50 dakika süren Lıderler Zir- vesi'nin ardından dün de doktor muayenesinden geçirildi. Prof. Dr. TurgutZiJelibaşkanlığındaki doktorlar heyeti, Ecevit'i yakla- şık 40 dakika muayene ettikten dımcı da almadığı için evin tele- fonlanna bakıyor, bahçe düzen- lemesi ve temizliğinin yanı sıra DSP'li yöneticilerle örgütsel ça- lışmalan yapmaya çalışıyor. Bu nedenle evdeki hijyen koşullan- nı sağlamakta güçlük çeken Rah- şan Ecevit, Başbakan'ın ilaçlan- • Emin Çölaşan Hürriyet Gazetesi'nde yer alan yazısında Rahşan Ecevit'in Başbakan Ecevit'in bakımı için gerekli hijyen koşullannı sağlayamadığmı ileri sürdü. sonra açıklama yapmadan konut- tan aynldı. 2 aydır Oran Site- si'ndeki e\inde istirahat eden Baş- bakan Bülent Ecevıt'in bakımıy- Ia ilgili endişeler artıyor. E\in bakımı ve temizliği için hiçbir yardımcı kabul etmeyen Ecevit çifti, günün 24 saatini tek başına geçiriyor. Rahşan Ecevit eveyar- nı ayarlamakta ve bakırrunı üst- lenmekte de ağır kalıyor. Hürriyet Gazetesi yazan Emin Çölaşan'ın dünkü yazısma göre, Ecevit'in özellikle 17 Mayıs'ta Başkent Üniversitesi Hastane- si'ne kaldınldığında, evde kaldı- ğı 12 gün boyunca yeterince ba- kılamadığı ortaya çıktı. Geçirdi- ği bağırsak enfeksiyonu sonra- sında evde geçirdiği süre boyun- ca yıkanmadığı öğrenilen Ece- vit'in Başkent Üniversitesi Has- tanesi'nde özel solüsyonlu birja- kuzide temizlendiği belirtiliyor. Ecevit'in ellerinde görülen ve yaşlıhktan oluştuğu zannedilen kahverengi lekeler için de cilt uz- manı tarafindan kirbirikinrisi sap- tamasında bulunulduğu öğrenil- di. Doktorun küçük bır kese kul- lanarak cilt üzerindeki lekelerin kolayca ortadan kaldınldığı ileri sürüldü. Her gün saat 07.30'da kalkan Başbakan Ecevit, gazete kupür- lerim okuduktan sonra öğle saat- lerinde yeniden uyuyor. Kimi za- man sabah kimi zaman da öğle- den sonra evinin bahçesinde gü- neşlenen Başbakan ayağını uza- tarak dinleniyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Kuzey Kıbrıs'ta yerel seçımlerya- pıldı. Seçim sonuçları nedenseTür- kiyede pek ilgi çekmedi. Basın san- ki Kıbns seçim sonuçlarını görmez- dengeldi. Neoldu Kuzey Kıbrıs'ta? Yerel seçimlerde muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ik- tidardaki Ulusal Birlik Partisi'nden (UBP) daha fazla oy aldı. Korıs'ın üç önemli kenti Lefkoşa, Maçpsa ve Girne'de yerel yönetim- leri CTP kazandı. Bu kentlerden yalnızca daha ön- ce Magosa CTP yönetimindeydi. Girre ve Lefkoşa ise UBP'nindi. CTF ülke çapında oyların yüzde 33.98'inı alarak seçimlerden birinci part çıktı. Korıs'ta yapılan yerel seçimlerol- duğj için bu seçimlerden çok fazla sonıç çıkarmanın anlamsız olduğu söylenebilir. Ancak seçimlerin yapıl- dığı atmosferi unutmayalım. Denk- taş .e Klerides, seçimlerin yapıldı- ğı güilerde görüşmeleri sürdürüyor- lardı Korıs içinde bir kesim Denktaş'ın uzlasmaz birçizgi izlediğinı söylüyor Kıbns'taki Seçim Sonuçlan ve görüşmeleri çıkmaza soktuğunu belirtiyordu. • • • Kıbrıs'takı yerel seçimler yerel ol- masına karşın yine de bir referandum özelliği taşıyordu. Mehmet Ali Ta- lat'ın liderliğını yaptığı CTP, seçim kampanyasında şu sloganları kullan- mıştı: "Çözüm kapıda! Açın. Avrupa kapıda! Açın!" Her ne kadar yerel se- çim de olsa CTP, Kıbns Türklerine Kıb- rıs'ta banşçı çözüm istediğini söylü- yor, bu çözüm için mücadele edecek- leri mesajını veriyordu. Kıbrıs'ta ba- rışçı bir çözüme ulaşmanın hem Kıb- rıslı Türkleri hem de Türkiye'yı Avru- pa Birliği'ne taşımak açısından önem- li birkazançolacağını belirtiyordu. Bu tartışmalar ışığında Kıbrıs'ta seçimler önemliydi. Denktaş'ın Türkiye den ge- len ıki tanınmış gazetecıye geçenler- de "Biz AB ye girmekten yana üeğı- liz. EğerAB'ye gırersekKıbns'ta Türk kimliğı kaybolur" dediğini duyduğum- da şaşırmamıştım. Çünku Denktaş AB karşıtı danışmanlarıyla barış görüş- melerinde ne yapabilirdi ki! Seçimlerin hemen ardından Denk- taş, seçim sonuçlannın politik kazanç olarak değerlendırılmemesi gerektiği- ni söylemiş ve CTP'nın "Türkiye ve Denktaş fobisinden kurtulması"n\ is- temışti. Denktaş'ın bu sözleri üzerine Mehmet Ali Talat'la konuştum. Şun- lan söyledi: "Halkm sorunlannı umursamayan ve halkımızın milli duygulan ile Türki- ye sevgisinikullanarak siyasetyapma- ya odaklanmış olan Cumhurbaşkanı Denktaş'ın seçim değerlendirmesini ve partimize yönelık üslubunu yadır- gadık. AByolunda ilerlemeye çalışan Tür- kiye 'nin önünü kesecek ve Güney Kıbns 'ı tek başına tüm Kıbns adına AB üyesi yapacak politikalarıyla Kıbns Türkhalkını ve Türkiye'yıbugünküsı- kışık duruma sokan Denktaş'ın, tüm politikalannı tekrargözden geçırme- si artık bir zorunluluktur. Umarız hal- kımızın bu seçimlerde bu yönde ver- diği mesajı anlar. Kıbns sorununda çok kritık biraşa- mada bulunuyoruz. Artık kısırpolemik- ler, bayrak ve hamaset üzerine de- magoji yapma zamanı değildir. Elbir- liği ile Kıbns sorununa çözüm ve çö- zümle birtikte Avrupa Birliği üyelığinin önünü açma zamanıdır. Yurtseverlik buradadır." Talat. Denktaş'a yönelik eleştirileri- ni şöyle sürdurdü: "Yalan yanlışla, va- tan, millet ve bayrakla, Ankara 'daki ba- zı siyasilene bürokratlan etkilemeyeyö- nelik hamasi tavırlarlayürüttüğü siya- setisayın cumhurbaşkanının gözden geçirmesini tavsiye ederiz. Onu, halkımıza açık olmaya, halkı- mıza açılmaya, halkımızın açıkça ter- cih ettiği Avrupa değerlerini anlama- ya ve bunlara uymaya çağınrız. Emin olsun ki bundan zarar görmez. Ken- disı de halkımız gıbi zarar değil yarar görür... Halkını ve devletinı batıran bır cumhurbaşkanı olarak tarihe geçe- cek olan Sayın Denktaş'ın devletha- maseti de tuhafoluyor." ••• Geçen yaz Kıbns'a gittiğimde Kıbns'ta işadamları. siyasi parti liderteri ve halk- la yaptığım sohbetlerde, Kıbrıslıların yüzde 90'a yakın çoğunluğunun AB'ye ortak girecek bir çözümden yana olduk- lannı görmüştüm. Seçim sonuçlan da bunu bir anlamda doğruluyor. Türkiye'yeegemen çevrefer, Kıbrıs'ta çözüme yatkın bir tutum içinde değıl- ler. Denktaş onlaradayanarak çözüm- süzlükte ısrar ediyor. Buradaki tutum çok açık: Türkiye'de AB'ye ve daha açıkçası demokratikleşmeye karşı olan kuvvetler, Kıbrıs'ı da bu amaçla kulla- nıyorlar. Kıbns Türk halkının referan- dum niteliğindeki bu oylan önemlidir. Aynı şekilde Türkiye'de de demokrasi yanlısı bir sol hareket benzer bir des- teği sağlayabrlir Türkîye'deki însanfa- rın da Kıbns Turklerinden farklı bir eği- lim içinde olduğunu sanmıyorum, • • • Kıbns seçim sonuçları, Türkiye açı- sından da dikkate alınacak sonuçlar ıçeriyor. GLOBALpOLtTÎKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU 'Gerçekçi 01! Olanaksızı İste' Iki Musevi vatandaş Nazı Almanyası'nda, saklan- dıklan tavan arasındalar... "Eğeryakalanırsak" diye başlayan konuşma giderek şöyle bir noktaya gelır: "Ikimesele var, bizdenya sabun yaparlarya da kâ- ğıt. Sabun yapariarsa mesele yok. Kâğıt yaparlar- sa iki mesele var. Ya defter kâğıdı ya tuvalet kâğı- dı. Defterkâğıdı yapariarsa mesele yok. Tuvalet kâ- ğıdı yapariarsa, işteo zaman..." Felaket karşısında insan onurunu ironiyle korumaya çalışmak zor ama övülesi bir durum...Bugünyaşananlarodöneme gö- re sıradan... Ama yine de ABD'deki gelişmeler ba- na bu fıkrayı hatırlattı. Çok tehlikeli bir konjonktür Kapitalizmin tarihi bize en istikrarsız ve tehlikeli kon- jonktürlerin, hegemonyacı devletin gerileme süre- cine girdiği dönemlerde oluştuğunu gösteriyor. Üs- telik bu dönemler bir ekonomik kriz, buna tepki bir mali genişleme, diğer bir deyişle küreselleşme dö- nemine de karşılık geliyor. Yine böyle bir dönemden geçiyoruz. ABD, ekonomik liderliği zayıfladıkça, he- gemonyasını korumak için dayatma ve şiddete da- ha çok başvuruyor. Bu da hegemonyanın gerileme- ye başladığını gösteriyor. Daha önceki yazılanmda, bu süreci çözümlerken ABD'nin 11 Eylül'den son- ra hegemonyasını restore etmek için atağa kalktı- ğını, hatta bir Pax Americana (imparatortuk) inşa etmeye giriştiğine işaret etmıştım. Diğer bir deyiş- le, bir mali genişlemenin, hegemonik gerilemenin ve askeri yöntemlerin öne çıkmaya başlamasının ke- siştiği, çok tehlikeli bir konjonktür oluştu. Bu konjonktürün ortasında hegemonyacı ülkede siyaseti ve ekonomiyi yöneten kadrolara bakınca ne görüyoruz? Iki olasılık var. Ya bunlar ne yaptıklannı bilmiyorlar. Ya da dünyanın geri kalanına karşı bir komplo içındeler. Ne yazık ki her iki halde de duru- mumuz tuvalet kâğıdınınkini anımsatıyor... Beceriksiz mi, komplocu mu? 11 Eylül saldınsı son 10 yılın en önemli olaylann- dan biri. Dünyayı sarstı veyeni birsüreç başlattı. Ama bu olayın öncesine bakınca şunu görüyoruz: FBI, CIA, Göçmenlik ve Vatandaşlık bürolan, Ulusal Güven- lik Orgütü (NSA), Askeri Haberalma örgütü, sonra Echalon (dev kulak) Camivor ve daha bilmediğimiz bir sürü sistem, saldırıyı hazıriayanlan izlemekte ol- malarına rağmen yakalayamadı, saldırıyı engelleye- medi. Ya bu bürokratlar tam anlamıyla beceriksiz, ne yaptıklarını bilmiyorlar. Ya da bu işte bir bit yeni- ği var. Şimdi, bu kadrolar, tüm uluslararası nükleer anlaşmalardan çıkıyorlar, aynı anda düşük verimli nük- leer bombalan hizmete sokuyorlar, ilk kullanma hak- kını kullanacaklannı söylüyolar, Irak'ı 200.000 asker- le istila etmeyi tartışıyorlar, bu arada da dünyayı "sonu belirsiz bir terorizme karşı savaş" süreci içi— ne sürükleyip götürüyoriar. Bunlar ne yaptıklarını bilmiyorsa felaket! Her an bir kaza ile süreç çığrın- dan çıkabilir. Yok ne yaptıklarını biliyorlar ve bir komplo içindeyseler bir başka felaket. Bu süreç gi- derek tırmanacak, imparatorluk kurulana, "kara de- liklerini" yok edene kadarsürecek... Bu tamamlan- ması olanaksız bir süreç. Arada bır yerlerde kopa- cak... Enron'la başlayan skandallar dizisi, VVoldCom, Xerox, GM ve benzerleriyle büyüyerek devam edi- yor. Bu süreç iki şeyi ortaya koydu. Birincisi yıllardır dünyaya ömek olarak sunulan ABD modelinin, üs- tünlüğünün kanıtı performansı aslında kurgusal ve küreselleşme olarak satılan mali genişleminin de te- melinde bir hırsızlık ve dolandıncılık düzeni var. Ikin- cisi, ABD ekonomisinin büyümesini ve teknolojik yenilenmesini sağlayan yabancı sermaye yatınmla- n, ABD ekonomisine ve kurumlarına güven sarsıl- dığı için kurumaya başladı. Nasıl oldu da dünyanın en saygın ekonomik denetim mekanizması, Borsa Denetim Kurumu (Securities and Exchance Comis- sion), Federal Reserve, Arthur Anderson, Meryll Lynch vb... bu sahtekârtıkları zamanında tespit edip halkı uyarmadılar, daha da önemlisi soygunu engel- leyemediler. Ikincisi kendisini herhangi birdevletten daha iyi denetleyeceği iddıa edilen piyasa mekaniz- ması ne oldu da bunu başaramadı. Burada da iki olasılık var, ya söz konusu kurumlar aslında bece- riksiz kurumlar, ne yaptıklarını bilmiyorlar ve piyasa mekanizması da kendi kendini denetleyemez. Ya da karşımızda, söz konusu kurumlaria, yolsuzluklan yapanlar arasında örülmüş bir komplo var. Piyasa denen şey de aslında bu bir avuç dev şirketin de- netiminde ABD'de ekonomik büyümeye ve tekno- lojik-askerı yenilenmeye hizmet ettiği için bu sahte- kârlığa göz yumdu. Birinci halde, bu kriz dünya eko- nomisini kim bilir daha hangi çukurlara düşürecek? Ikincisi, mali kaynaklan kurumaya başlayan ABD bu açığı giderek daha çok askeri ve siyasi gücüne yas- lanarak kapamaya çalışacak. Her ıki durumda da ka- derimizin yolu tuvalet kâğıdınınkine yakın biryerier- den geçiyor... Bu koşullarda ne yapılabilir? 1968'de Pariste bir üniversitenin duvarına yazılan bir slogan aklıma ge- liyor: Gerçekçi ol! Olanaksızı iste. Bugün gerçek- çi olup son 20 yıldır olanaksız olduğu söylenen şey- leri talep etmek gerekiyor: Piyasa, toplumun. siya- setin denetimi altına alınmahdır. Bireysel özgürlük- ler toplumsal çıkariarı izlemek zorundadır! Yoksa ortada ne toplum kalacak ne de siyasi özgürlükler... AKP'li Cül'den, Ecevite ağır elestiri. Şahitliği bile kabul edilmez ANKARA (AA) - AKP Genel Başkan Yar- dımcısı Abdullah Gül, Başbakan Bülent Ece- vit'in istifa etmesüıi is- teyerek hükümet ortak- lannın kendi aralannda yeni bir hükümet kurup başbakan çıkarabilecek- lerini söyledi. Gül, "Bu yaştakivebuhastahkJa- ra yakalanan bir kişinin neşahMğikabul edflîrne ahşverişine imkân veri- Br" dedı. AKP Merkez Yürüt- me Kurulu, Genel Baş- kan Tayyip Erdoğan'ın yurtdışında olması ne- deniyle Abdullahı Gül'ün başkanlığında, dün parti genel merke- zinde toplandı. Gül, top- lantıdan önce gazeteci- lere yaptığı açıklamada, 57. hükümeti başından beri destekleyen çevre- lerin de artık istifaya ça- ğırdığını öne sürdü. Ece- vit'in, "ne söyiediğinin tarkmdaoimad^ını.mu- hakeme yeteneğinden yoksun" olduğunu iddia eden Gül, hükümetin, ül- kenin geleceğiyle oyna- dığı görüşünü öne sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle