25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMUUZ 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 ,- Kırkpnr'a tıanmtağa atinmış... PMvu&'dikkat; iByaıytğmaktsmO «0 a Bektrofök posta: danasofn@cumhiiriyetcom.br Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - RTÜK, AB"ye aykırrymış... "Kan uvuşmazlığı olduğu bellivdi: RH'ı tutmuvor!" Etor Istanbul'da SSK hasranesi veremediği sağ ık hizmeti için vatandaşı özel t-ıastaneye sevk edryor... Örneğin, efor testi... Vatandaş, elinde SSK'nin sevk kâğıdı ile SSK'nin anlaştığı özel hastaneyi arayıp efor testi için randevu almak istiyor... Özel hastanenin yanıtı, "cihazımız bozuk" oluyor... Sorulduğunda cihazın ne zaman onanlacağı da belli değii.. Vatandaş, SSK'nin anlaştığı hangi hastaneyi arasa cihaz bozuk... Vatandaş bu kez efor testi cihazı bozuk hastaneleri arayıp sanki ücretini kendisi ödeyerek sağlık hizmeti alacakmış gibi randevu istiyor... Yanrt, "Öğleden sonra saat 15.00 sizin için uygun mu" oluyor! SSK batmış... Özel hastane ve kliniklere para ödemiyor... Özel hastaneler de para alamayacağını bildiği için SSK'den gelen hastaları geri çeviriyor... Olan tabii ki SSK'li vatandaşa oluyor... B izim medyanın önde gidenleri, Başbakan Bülent Ecevit'ten görevı bırakmasını isti- yor... Medyada her kesimin kendi çapında en güçlü kalemleri, aralanndaki siyasi gbrüş ayrılıklarını bir kenara bırakmış Bülent Ecevit'in çe- kilmesi konusunda ulusal mutabakata varmış; çağrı üstüne çağrı yapıyor... Birbirlerinin yazdıklarını alt alta koyup "Artık bıra- kın Sayın Başbakan" manşeti bile atıyorlar... Televizyonlar ha keza... Dünyanın hangi ülkesinde böylesine büyük bir medya baskısına hangi siyasetçi dayanabilir? Ama bizim medyaya bizim Başbakan dayanıyor... Çünkü bizim medyanın kamuoyunda itiban yok! Kamuoyu.Başbakan'ınciddi sağlık sorunlan oldu- ğunu yaklaşık bir yıldır televizyon ekranlanna yansı- yan görüntüsünden biliyordu... Kaldı ki Ecevit'in yü- rüyüşündeki aksaklıkla, sorular karşısındaki durgun- lukla, sözcükleri kanştırmadaki sıklıkla kendini gös- Mutabakat teren rahatsızlığı belirgin bir şekilde televizyon ekran- larına yansımadan çok önce, Cüneyt Arcayürek. Cumhuriyet'teki köşesinde "Ecevit'in cıddı sağlık so- runlan var" diye yazıyordu, ülkenin bu şekilde yöne- tilemeyeceğini bıkmadan usanmadan anlatıyordu... Cüneyt Ağabey'in kaleminde mürekkep bitti, bizim medyanın önde gidenleri Başbakan'ın sağlık sorun- larını nedense görmezden geldi... Görmezden gelenler şimdi "bırak" dıyor... Türkiye'de medya patronlannın işi sadece gazete- cilik, televizyonculuk yani halka haber satmak değıl... Büyük holdingleri var; ticaret yapıyorlar... Medyadakı bu büyük mutabakat üzerine insanın aklına ister istemez başka sorular takılıyor... Sayın Başbakan, "Sayın Başkent Hastanesi"nin tıbbi ve Rahşan Hamm'ın gündelik bakımına girdi- ğinden beri acaba medyada ve medyaya bağlı tica- rette, hükümetin desteğine muhtaç bazı işler aksa- maya mı başladı? Oysa Türkiye'de işler tıkır tıkır yürüyor... Ülke borçlanmaya devam ediyor, zamlar düzenli olarak yapılıyor, sokağa atılacak işçilerin listesi ha- zırlanıyor, bankalarael konuyor.... IMF'ye verilen söz- ler tutuluyor... Dünya Bankası'nın gozüne girilmeye devam ediliyor... Kısacası, Amerıka'dan bakınca hiç- bir ış aksamıyor! Amerika, Türkiye'den hoşnut... Başkan George W. Bush da mesaj gönderdi, Ecevit'e "Geçmiş olsun" dedı... Ama bizim medya hoşnut değil... Niye? Ne oldu da düne kadar Ecevit'in çalışma odasından çıkmayanlar, bırtelefonla Ecevit'e ulaşan- lar bugün Ecevit'e karşı cephe aldılar? Ortada büyük bir sorun var ama galiba Başba- kan'da değil bizim medyada! SESStZSEDASIZ(l) AZte/i W VÜŞÜNCE . %RHm. * Is> <S/fc/ME/WZ K3N 3 H M, ~"; =53 ' ^ | 3 t SfZL A\feUfXL/LA&\ CESİL. S \ M il/• 1 j İ. Melih Gökçek'in simgesi icralık oldu Avukat ve Trabzon eski milletve- kilı Rahmi Kumaş, kazandığı da- vanın ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı I. Melih Gök- çek'in yarattığı Başkent'in hılalli-mi- nareli simgesinin tümuyle ortadan kal- dırılması için yeni bir yasal süreç baş- lattı... Rahmi Kumaş, simgeyi iptal eden yargı karannın uygulanması için Anka- ra 31. icra Müdürlüğü'nün 2002- 3477 esas sayılı takip dosyası ile Ankara Bü- yükşehir Belediyesi'ne icra emn çıkart- tı. icra emn, Ankara'dakı alt geçitlerden üst geçitlere, duraklardan şehirlerara- sı otobüs terminaline, sokak tabelala- rından otobüslere kadar nerede yargı- nın iptal ettiği simge varsa hepsinin yedı gun içinde belediye tarafından kaldırılmasını ön görüyor. Eğer Ankara Büyükşehir Belediyesi bu emn yerine getirmezse, Rahmi Kumaş, simgeleri icra memurları aracılığıylasöktürecek, ortadan kal- •dırtacak... İcra, eyleme geçecek! Rahmi Kumaş ayrıca, bu simge ne- deniyle Ankara Büyükşehir Belediye- si'nin uğradığı zararın telafisi için I. Me- lih Gökçek'i mahkemeye verecek... Rahmi Kumaş, i. Melih Gökçek'i yarat- tığı simge ile görevinı kötüye kullan- mak ve kamu malına zarar vermek suçlanndan cezalandınlması istemıy- le Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı'ğına da başvurmuştu. I. Melih Gökçek bakalım bu kez ne yapacak... Türkiye'de yargı karannı uygulama- mak ıktidardakı her siyasetçi için alış- kanlık haline geldi ama iş icraya düş- tüğü için kaçış çok zor... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCt Kastamonu'da sıra belediyede... Beş yılda 30'u aşkın tarihi konağı kurtaran Vali Enis Ye- ter'in örnek çabalannı "Ko- rumanın Şampiyonu" ilan et- tiğimiz yazımda; "sıra şimdi belediyede" diyerek iki ivedi dileğimizi özetle şöyle belirt- miştim; " 1-Kentin imarplanlan da bu konaklara saygısız ve uyumsuzyeniyapılaşmayı ar- ük sürdürmeyecek şekilde de- ğiştirilmeH; 2- Yayalaşürma alanlan ge- nişktilerek sokak ölçeğinde cepheierin bakıınıyla tarihsel peyzaj güçlendirilmeH..." (02.05.2002-Uygarlıkların İzinde) Gerek kentin "sahibi" ol- ması, gerekse "demokratik'' sorumluluğu ve "yasal" yet- kileri nedeniyle, Kastamonu Belediyesi'nin de bu temel görevlerini "gecikmeden" ya- pacağına dair Belediye Baş- kanı Türan Topçuoğlu'nun bizlere verdiği güven henüz sarsılmış değil... Ticaret ve Sanayi Odası'nın (KATSO) aynı konulan içe- ren panelinde de şu "örnekle- ri vererek" belirtmiştik: Mimar Vedat Tek'ın ünlü yapıtlanndan Kastamonu Hükümet Konağı'nın bulun- duğu meydan, Kastamonu Lisesi, Rıfat Dgaz Kültür Merkezi ve Askerlik Şubesi Binası gibi, her biri yakın ta- rihimizin özgün kamu yapıla- n mimarisinde önemli ömek- ler oluşturan anıtsal binalarla da çevreleniyor. Bu meydanın, aynı tarihi aks üzerindeki NasruDah Ca- misi ve geleneksel kent mer- keziyle olan, korunması ge- rekli eski bütünselliği ise bir sıra "yeni yapı" yüzünden ar- tık yok... Iki kültür alanının arasına "çok katlı yapüar du- van" yaratarak giren Vakıf- lar Bölge Müdürlüğü ile Mü- tevelli Otel ve kimi siyasal parti il merkezlerinin de bu- lunduğu u azman sıra bina- lar" olmasaydı, Kastamo- Konaklar coşkuyla korunuyor; peki ya kentin kendisL. Ancak, son zamanlarda ge- len haberler, kentte bu konu- nun hâlâ yeterince "önemsen- mediğüıi" gösteriyor... Valilikçe yürütülen resto- rasyonlarda biri bitmeden di- ğerine başlanırken belediye- ce onaylanan projelerle kent kimliğini bozan "uygunsuz" yapılaşmaya devam edili- yor... Dahası, bu kişiliksiz yapı- larla yaratılan "imar ranö" olanaklan da kentte son yıl- lardaki etkinliklerle gelişriril- meye çalışılan koruma bilin- cini "olumsuz" yönde etkili- yor... Tarihi binalann sadece "devtet" eliyle korunabilece- ği, bu olanağın bulunamadı- ğı kültürel mirasın ise yıkıla- rak yerlerine "apartman" ya- pılmasının genel bir u imar kurah"( 1) oldugu kanısı, top- lumdaki "konıma karşrtı" tu- tumlan daha da körüklüyor... Bu örnekter artmasm Kastamonu'daki bunca res- torasyondan sonra artık yeni yapılaşmanın da "esldyi gö- zeten" bir imar düzenine ka- vuşturulması gerektiğini, 19 Nısan 2002'de Kastamonu nu'da "kent tarihi" daha bir doyasıya yaşanacaktı... Ya da adı "Kaya OteT olan dev turizm yapısının benzer tarihi dokudaki "ayncahkh i- mar durumuna" ne demeli?.. Bulunduğu köşenin "karşı ta- rafmdan" başlayan ve aynı sokağın girişinden itibaren sı- ralanan eski evleri, kentsel si- lüette "ezerek" yükseliyor... Üstelik bu tesis, Kastamo- nu'ya eşsiz tarihsel dokusunu görmeye gelen "turistler" için yapılmış... Yani bir an- lamda "varhk nedeniyle" de çelişiyor... Oysa bu "panab tahribat" yerine hem o eski evler ona- nlarak "konaklama tesisi" iş- leviyle korunabilirdı: hem de aynı arsada "görmüşgeçirmiş komşulanna saygdT bir mi- marlık örneği yaratılabilirdi... Evet... Kastamonu'da sıra artık belediyede... Valiliğın kurtardığı güzelim konakla- nn "çirkin rant kütkJeri" ara- sında gözden ırak kalmama- lan için şu "tarihe yabancı i- mar düzeninin" de bir an ön- ce terk edilmesi gerekiyor... Oekincic cumhuriyet.com.tr HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ gulgec2(d hotmail.com ÇtZGÎLİK KÂMİL MASARAC1 r H A R B t SEMİH POROY semihporoy(â yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Temmuz SAVAŞTA BBTTY GRABLE'fN ROLÜ.. eusÜAJ,ÜA/LÜ AMEfZJMU StNEMA YrLOtZr S£T7T &&gl& ŞINDA ÖLOÜ. f33O'CU,4O'U yfLL^epA^zeutJKLS MÜ ZİKAL P'LMte>Sl£ 77*UrMAN GIZA8L£, 6Ü2ELÜĞİYLE fû YÜK ILSİ TVPLAMlŞTf. OÜHYAfiJIH SELMıf GEÇM'Ç £M ÜA/- LÛ POSTBfiUEISİMPEN BİRİ t>E ONA AİTTİ. MıLYONLUK SACAKLAei"MtA/ YEJS ALDlĞl Bu E. OÜUYA SAI/AŞI Sf/SASIMOA, HAF7APA ZO 8ASKIYA ULAŞtAIŞT)7 ASICERLER. AgAFI ÇOK BeĞENİLEN BU POS7£KrA/ E MOtSAi. GÖZ ÖfJÜNDE TUTVLU&SA, YAŞ'N KAZANH-MASrAJPA NE ÖAj R.OL OYNADIĞI AMLAŞtLABrUIS/. , Grolole '/#? ünlü pozu görülüyor. TOKAT 2. ASIİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2002 2 Da\acı Halil Yılmaz tarafından davalı Layike Yılmaz aleyhine mah- kememızde açılan boşanma da\asının yapılan açık yargılaması sırasın- da verilen ara karan gereğince: Davalı, Hahs ve Hanım'dan olma, 10.02.1971 doğumlu. Tokat Mer- kez Çat kasabası Cılt No: 88. Hane No: 59'da nüfiısa kayıtlı layike Yıl- maz adına çıkartılan davetıyenın bila teblig ıade edildığı. zabıtaca vapı- lan tüm aramalara ragmen adresmin tespit edılemediği anlaşıldığından duruşma gününün \e dava dilekçesinın da\alıya ılanen teblığine karar venldığinden, davalı Layike Yılmaz'ın duruşma günü olan 16. 09.2002 günü saat 09.10'da duruşmada hazır bulunması veva kendisını bir \ekil- le temsıl ettırmesi, gelmediği veya \ekille temsil ettirmediğı takdirde HMUK'nin 213. ve 377. maddeleri gereğince yokJuğunda duruşmaya devam edileceği ve karar verileceği hususu dava dılekçesı ve davetiye yerine geçerli olmak üzere teblığ olunur. Basın: 39861 DENİZLİ 3. ASLİ\T HUKUK MAHKEMESİ'MDEN Sayı 2001 10^3 Davacı Alı Toka vekili tarafından davalılar Kemal Öz- men ve Şahin tnce aleyhine mahkememizde açılan mane- vı tazmınat davasınm yapılan yargılaması sırasında ven- len ara karan gereğince; Mehmet oğlu 1953 doğumlu, Kuşpınar Mah. 2587 Sok. Şınnevler A Blok Kat: 5 D: 21 adresinde mukım ıken davalı Şahın Ince'nın adına çıkartılan davetiyenin tebliğ edılemediği. tüm araştırmalara rağmen bulunama- dığından dava dilekçesı ve duruşma gününün ilanen teb- liğine karar verilmekle, 13.9.2002 duruşma gününü saat 09.45'te kendisi veya temsil ettireceğı vekille davasını ta- kıp ettırmesi, aksı halde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve bu şekilde karar verileceğınden dava dılek- çesi ve meşruhatı ılanen teblığ olunur. Basın: 39876 Bir Varmış... BirYokmuş... TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hatb: (0 212) 284 80 00 - www.tema.org.tr Kirlenen Dunyamrzı Fidan Dıkerek Antalım ORMAN BAKANLIĞI SATILIK ARSA Cumhuriyet Mahallesi'nde 369/6 parselde bulunan 410 m2 proje ve ruhsatlı arsa satılıktır. (0532) 291 81 60 PANO DENİZ KAVUKgUOGLU Mutluluktan Olecek Gibi Olmak... Müjde, çöpçülerin zafer kutlamalarının ardın- dan Taksim Alanı'nda biriken çöpleri büyük plas- tik poşetlere doldurdukları sırada ulaşmıştı... Dünya üçüncüsü futbolcularımızın, teknik he- yetimizin, federasyon yetkililerimizin ve Tar- kan'ın yataklarında mışıl mışıl uyudukları saat- lerde liderlerimiz bir araya gelerek ulusumuzu yeni sevinçlere boğacak önemli kararlar almış- lardı... Kararı, yürüyüşü ve duruşuyla, şom ağızlara inat, görenlerde "bayağı sağlıklı" bir insan hissi uyandıran Başbakanımız Sayın Ecevit açıkla- mıştı. Hükümet, kendisi gibi "dimdik" ayaktay- dı ve "erken seçim meçim" lafları da bu hükü- metin başarılannı çekemeyenlerin zırvalarıydı... "Ülkemizin geleceği her türlü siyasi hesabın üzerindedir" diyen liderlerimiz, yürürlükteki eko- nomik programın "bundan sonra da aynı karar- lılıkla" uygulanması gerektiği noktasında birteş- mişlerdi... Bir değil birçok müjdeyi aynı anda alınca ne yapacağımızı şaşırmıştık haklı olarak... Liderlerimiz bizleri bırakıp gitmeyeceklerdi her şeyden önce... Iki yıl daha başımızda kalacak- lardı... Bizi bundan daha fazla ne mutlu edebi- lirdi ki? "Türkiye'nin geleceği her türiü siyasi hesabın üzerindedir" diyerek büyük bir özveri- de bulunmuşlardı. Yürürlükteki ekonomik prog- ramın aynı kararlılıkla uygulanacağı kararı ise içimizi bir başka" ferahlatmıştı... Demek ki birkaç banka daha batacaktı yakın gelecekte... Pamukbank'ın batışı Sayın Kemal Derviş'i nasıl rahatlatmışsa, aynı rahatlığı bizler de duyacaktık. Daha önceki 21 bankada eğer bunu duymamışsak, duyamamışsak, bu bizim rahatlık bilmezliğimizden ileri gelen bir şeydi... Üzerinde iyice düşününce hak vermemek elde değildi liderlerimize... Tüm bankalarımızı batırmayı bir başarabilir- sek, haliyle sorun da kökünden çözülmüş ola- caktı. Bankacılık, bizTürklerinalınlarınayazılmış bir "kader" değildi ki... Bunu başkaları dayapa- bilirdi. Yapıyorlardı da zaten... Batan bankalar- la birlikte devletin elinde bin iki yüz şirket top- lanmıştı. Bu sayı iki bine, iki bin beş yüze çıkıp da tümünü yabancılara satabilirsek, hem "sana- yı manayi" gibi işlerden kurtulmuş olacak hem de batık bankaların açıklarını kapatacak paraya kavuşmuş olacaktık... Birtaşla birkaç kuş vura- bilirdikyani... İnsanın, "Hay bensenin diliniöpe- yim!.." diye bağırası geliyordu, dinlerken. Dolar yükseldikçe ihracatımız artıyordu. De- mek ki, dolann daha da yükselmesi için daha bü- yük çaba harcamalıydık. Dış borcumuzdaki ar- tış nihayet özlenen "istikrar"a kavuşmuş, dış borç stokumuz 2001 yılı sonunda 117.5 milyar dolara yükselmişti. Yükseliyordu. Dışsatım gir- dilerimiz artarken dış borcumuzun da artması in- sana ilk bakışta pek anlaşılır gelmese de, hükü- metimiz bu politikayı sürdürmeye karariı oldu- ğuna göre mutlaka bizim göremediğimiz "iyi" bir yani olmalıydı bu işin... İşler hükümetin dilediği gibi yürürse, kısa za- manda işsizlik sorunu da "sorun" olmaktan çı- kacaktı... Herkes işsiz kalınca artık hiç kimse "işsiz kalma" korkusu yaşamayacak, böylece hepimiz kırlara uzanıp kannlarımızı güneşe ve- rebilecektik... Hayat pahalılığı da, enflasyon da çıkıp gidecekti hayatımızdan... Ne güzel... Ne güzel müjdelerdi bunlar... Mutluluktan ölecekgi- bi olmak, bu duyguyu taşıyabilen şanslı insan- lardan olmak çok güzel bir şeydi gerçekten... Avrupa Birliği de bundan sonra istediği kadar peşimizden koşabilir, "Ne olurgelinlNe olurge- lin!" diye yalvarabilirdi bize... Onlara "Nah!" de- yip sürdürürdük ölmemizi... kavukcuoglufrr superonline.com Faks:0212-723 84 97 BULMACA SEDÂT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Taş ya da sıva yiizeyini taraklamaya. yıımuşak ta§- lan yonrmaya yarayan bir 4 tür taşçı çeki- 5 cı. 2/Belirti... Erzurum yö- resine özgü bir halk oyu- 8 nu. 3/ "—- 9 sesleri sönü- yor perde perde/ At- lılar kayboluyor gü- neşin battığı yerde" 2 (Nâzım Hikmet)... 3 Kimi Batı devletle- rinde kullanılan bir 5 soyluluk sanı. 4/ 6 Uzaklık ışareti... Üs- tün. 5/ Raflan olan 8 kapaksız ve taşınır 9 dolap... Tavlada "üç" sayısı. 6/0smanlı devletinde Btılgarlardan oluştunılan "Voynuk" örgütündeki subaylara ve- rilen ad. 7/Genişlik... Bir soru sözü... Bağışlama. 8/ Çelikçomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değneğe verilen ad... " — Arzık'": Gazeteci ve yazar. 9/ Genel mağazalara mal bırakılırken kar- şılığında alınan ticari belge. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Bilanço. 2/Üstü kapalı olarak anlatma... Boya- lann inceltilmesinde kullanılan kimyasal bileşik. 3/ "Şalvan —- Osmanh/ Eyeri kaltak Osmanlı/ Ekende yok biçende yok,' Yiyende ortak Osman- lı" (Mani)... Bir cetvel türü. 4/Yiğit... Gizli gö- revli. 5/Havadaki su buhan... Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan or- gan. 6/ Kıvırcık bir saç biçimi... Kalın büİdilmüş sicim. 7/ Aklama... Istanbul'un bir semti. 8/ Yan- kı... Silindir biçiminde bir tür şapka. 9/ Linyit, kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen, tugla biçimli yapı gereci... Tellür elemen- tinin simgesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle