Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2002 PAZARTES)
HABERLER
Erdoğan1
ın uçağı
tehike aUath
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
AKP Genel Başkanı
Recep Tayyip
Erdoğan'ı taşıyan, özel
bir şirkete ait 8 kışilik
uçak, Esenboğa
Havaalanı'ndan
Kayseri'ye gıtmek
üzere havalandıktan bır
süre sonra kapısınuı
açılması nedeniyle
Esenboğa Havaalanı'na
zorunlu iniş yaptı.
Uçakta bulunan bir
partilinin verdiği
bilgiye göre, kabin
basıncında meydana
gelen değişme sonucu
uçak türbülansa girerek
irtifa kaybetmeye
başladı. Olayın ilk
şokunu atlatan
Erdoğan'ın korumalan
ve uçaktaki partililer,
kapıyı kapatmaya
çalıştılar. Erdoğan ve
beraberindekiler, daha
sonra karayoluyla
Kayseri'ye hareket etti.
Derin, toprağa
veriMî
• TAVŞANU(AA)-
Saadet Partısi (SP)
Milletvekili Ahmet
Derin'in cenazesi,
Kütahya'nın Tavşanlı
ilçesine bağlı Tepecik
beldesinde dün toprağa
verildi. SP Genel
Başkanı Recai Kutan,
kapatılan Refah
Partisi'nin(RP) Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan, Kütahya
Valisi Aydın Güçlü,
Belediye Başkanı
Süleyman Canan ve
çok sayıda SP
millervekili ile
kapatılan RP ve FP'li
eski milletvekıllerinin
katıldığı cenaze
töreninde, kalabalık bir
vatandaş topluluğu da
hazır bulundu. Törenin
ardından konuşan
Erbakan, "Arkadaşımız
Ahmet Bey, en
müstesna insanlardan
biridir. Davamızda en
sadık bir şekilde sonuna
kadar mücadele
etmiştir. Bizlere örnek
olan insandı" dedi.
ŞFden Cem ve
Özkan'a eleştiri
• tstanbul Haber
Senisi-SP Genel
Başkan Yardımcısı
Numan Kurtulmuş,
partisinin Belgrad
Ormanı'nda
düzenlenen pikniğine
katıldı. Kurtulmuş,
piknikta yaptığı
konuşmada "tsmail
Cem ve Hüsamettin
Özkan, 5 yıldır
Türkiye'yi yıkıma
götüren, kaosa
sürükleyen bir
hükümetin en etkili
bakanlarıydı. Nasıl
oluyor da ellerini
yıkayıp biz hiçbir şeye
kanşmadık, Türkiye'yi
yeni Türkiye yapacağız
diyebiliyorlar? Türk
halkı bu oyunu
bozacaktır" dedi.
Gökalp: AB treni
geldi mi ki?
• GEMEREK(AA)-
Sıvas'ın GemeTek
ilçesine bağlı Sızır
Beldesi'nde düzenlenen
Geleneksel Yayla
Şenliği'nde konuşan
Tanm ve Köyişleri
Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp, "Avrupa
Birliği treninin son
vagonunu
yakalayamıyoruz"
diyenler var. Tren geldi
mi ki vagonu
yakalayasınız" dedi.
Ecevit'e tepki gösteren Gül, iktidarlannın ülkeye güven ve huzur getireceğini savundu
AKP 'denkorkmasınlarKAYSERİ (AA) - AKP Genel Baş-
kan Yardımcısı AbduDah Gül, "AB ile
OgfliyaptTiasistenendeğişkliklereAKP
olarak destek veriyoruz ama idamla 0-
gili konuyu aymyoruz" dedi.
Gül, Genel Başkan Yardımcısı Sadık
Yakut ve Grup Başkanvekili SaMh Ka-
pusuzıle birlikte Kayseri'de düzenledi-
ği basın toplantısında, seçimlerde konu-
şulacak tek şeyin mılletin hali olduğu-
nu, onun dışındaki diğer meselelerle
milletin uğraşacak vaktinin bulunma-
dığını söyledi.
"Herkes, 3 yıihk kraünın hesabuu,
ne vaat etti, ne yaptrysa bunun hesabı-
nı verecektir" diyen Gül, sözlerini şöy-
lesürdürdü: "AKP'yikıskananlar,yıp-
ratmaçabasına girmesinler. SayınEce-
• AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül "AKP
iktidan iş âleminin önünü açacaktır, yatınmlan
canlandıracaktır, işsizliğe çare olacaktır" diye konuştu.
vit'in eski abşkanlıklanndan birisiolan
provokasyonlara girmesinler. AKP ik-
tidan, Türkiye'ye güven, huzur getire-
cektir, iş âleminin önünü açacakbr, ya-
ünmlan canlandıracaktır, işsizliğe ça-
re olacaktnf
TBMM'de seçım karan aldıktan son-
ra AB konusunda mutabakata vardıkla-
n kanunlan çıkarabileceklerinı ıfade
eden Gül, yeni seçim kanunuyla tercih
ve daraltılrnış bölge sistemınin getiril-
mesini istediklenni söyledi.
Gül, AB ile ilgili yapılması istenen de-
ğışikliklere AKP olarak destek verdik-
lerini, ancak idamla ilgili konuyu ayır-
dıklannı belirterek şunlan ifade etti:
"Amacumz ağuiaşürümış müebbet
hapis cezasmı anayasa nıaddesi yapmak-
ür. Anayasada ya da kanunlarda değişik-
Hk yapmazsak, bundan 5 yıl sonra, ce-
zaevmdebuhınanbazıinsanlar, adı afol-
masabikbazıdeğişîldOderledışançıkar-
lar.Bizbunumümkün kıknamakiçin ana-
yasa tekfifinde bulunuyoruz,"
Gül, gazetecilerin bir gazetede ya-
yımlanan "HADEP ile seçimlerde ko-
alisyonyapacaklar'" yönündekı haberi ha-
tırlatmalan üzerine de şunlan söyledi:
"AKP'ye karşı kampanya 2 şekilde
yapdıyor. Bazdankorkuvererekbaala-
n halkm onaylamayacağı partilerle
AKP'yi yan yana getirerek milletin gö-
zünden düşürmeye çahşryorlar. Bunlar
kötü fıkirit kasıtnyapılan şeylerdir. HA-
DEP ile AKP'nin görüşkri çok farkb-
dır. Bizim dünya görüşümüzle, fildrte-
rimizle onlannki çok farkhdn-. Böyle bir
şeykesmükle konuşulmamışnr ama HA-
DEP ik işbirüği içinde olmak için gay-
ret sarfeden liderlervannr. Bunlan ka-
mırovTibiByor. Seçimlerde H.\DEPfleko-
aüsyon yapmaya ihtiyacımızyoktur. Tek
başına iktidara gelmek üzereyiz. Bunu
görenkr, 'nasıl olur da halk nezdinde
AKP'yi yıprahnz' dryesenaryolarüret-
mektedüier."
Meral: İş Güvencesi Yasa Tasarısı'na karşı çıkan sandıkta cezalandınlacak
Eıııek Platformu DSP'den söz aldı
• Devlet Bakanı Tayfun
Içli, tasannın ve öncelikli
düzenlemelerin gündeme
gelmesi için TBMM'deki
gnrplannı harekete
geçireceklerini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Emek Platformu, îş Gü-
vencesi Yasa Tasansı'nın
TBMM'de ele alınması ıçın
DSP'den söz aldı. Türk- tş Baş-
kanı Bayram Meral, tasanya
karşı çıkanlan sandıkta cezalan-
dıracaklannı belirterek "Bu ya-
sa tasana çıkarsa, ne işyeri ka-
pamr, ne insanlar Lsinden olur.
Tam tersL üretim artar, gmen
artar, verim artar, iş banşı daha
sağhkhbirşekildeyotuna devam
eder. İşverenlerbundan rahatsız
ounasınlar" dedi. Devlet Baka-
nı Tayfun Içü, tasannın ve ön-
celikli düzenlemelerin günde-
me gelmesi için TBMM'deki
gruplannı harekete geçirecek-
lerini söyledi.
Emek Platformu temsilcileri,
Iş Güvencesi Yasa Tasansı'na
destek aramak amacıyla dün
DSP Genel Merkezi'ni ziyaret
ettiler. Toplantıya Türk-tş Baş-
kanı Bayram Meral, DİSK Ge-
nel Başkanı Süleyman Çetebi,
Hak-Iş Genel Başkanı Salim
Ustu, KESK Genel Başkanı Sa-
mi Evren ile DSP'h devlet ba-
kanlan Tayfun İçti, Zeki Sezer
ve Orman Bakanı NamiÇağan
katıldı. Görüşmenin ardından
Türk-İş Başkanı Bayranı Meral "Bu yasa tasansı çıkarsa, ne işyeri kapanır, ne insanlar işinden
olur. Tam tersi.. üretim artar, güven artar, verim artar, iş banşı daha sağhkh bir şekilde yoluna
devam eder. İşverenler bundan rahatsız oİmasudar" dedL (Fotoğraf: AA)
bakanlar ve sendika başkanlan
ortak basın toplannsı düzenle-
diler. Türk-tş Başkanı Meral,
TBMM'nin bugün toplanaca-
ğını, uyum yasalan ve Seçim
Yasası'nı göruşeceğinı anımsa-
tarak "Biz baskın bir erken se-
çnnin doğru ounayaeağmı herza-
man vurguladık. Bir kez daha
vurgulamak istiyoruz. Okun
yaydan çıknğuu büiyoruz. Ama
aceleyle, özeUikle halkın ısrar
ettiği Seçim Yasası'nda, Siyasi
Partüer Yasası'nda ve hatta se-
çim sırasında siyasi partiler ne-
relerden ekonomik güç ahyor,
bunlann denetiminde gerekti
düzenlemeJeryapüdıktan sonra
erken seçim yaptlacaksa, yüce
Meclisimiz karar verecekse ya-
pusuT dedi. Iş Güvencesi Yasa
Tasansı'nın gündeme gelme-
siyle, sermaye kesıminin "fur-
ya" başlatnğını anlatan Meral,
bazı işveren kuruluşlannın ra-
hatsızlığını anlayamadıklannı
söyledi. Meral, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"İşverenler şunu söylüyor,'İş
Güvencesi Yasa Tasansı çıkar-
sa binlerce işyeri kapanır, bin-
lerce ınsan işinden olur.' Gü-
nümüzde binlerceişyerikapan-
ĞL Binlerce işçi de işinden oldu.
Acaba bunun sorumlusu tş Gü-
vencesiYasa Tasansı mıydı? Bu-
gün yürünuktetş Güvencesi Ya-
sa Tasansı nu var ki bunu istis-
mar ediyoıiar. Ama görünen o
ki. bugün krizuı sorumlusu da,
binlerce işçinin işinden olması-
nuı sorumlusu da bir böhım çı-
kar çevresidir.''
DSP'li bakanlardan, uyum ya-
salannın görüşülmesi sırasında
îş Güvencesi Yasa Tasansı'nı
da gündeme getirmelerini iste-
diklerini anlatan Meral, basın
emekçılerinin bu tasanda yer al-
madığını, ama toplanbda bakan-
ların bu konuya sıcak baktıkla-
nnı gördüklerini söyledi. Tasa-
nmn yasalaşması durumunda
üretim ve verimin artacağını voır-
gulayan Meral, şunlan söyledi:
"Bu yasa tasansı çıkarsa, ne
işyeri kapanır ne insanlar işin-
SHP Genel Sekreteri, ekonomik dengelerin de bozulacağım öne sürdü
Sağlar: 3 Kasım seçimi kaosyaratır
ANKARA(CumhurryetBürosu)-SHP
Genel Sekreteri Flkri Sa^ar, Avrupa Bir-
liği (AB) ile ilgili düzenlemeler ile Siya-
si Partiler Yasası ve Seçim Yasası'nda de-
ğişiklik yapılmadan 3 Kasım için seçim
karan alınmasının yanlış olacağını sa-
voındu.
Sağlar. alınacak bir seçim karannın
ekonomideki dengeleri altüst etmesinin
yanı sıra "siyasibirkaos" yaratacağını sa-
vundu. Sağlar dün yaptığı yazılı açıkla-
mada, bugün TBMM'nin 3 Kasım'da er-
ken seçimi görüşmek üzere toplanacağı-
nı anımsatarak
u
Bu seçim karan Türld-
ye'nin en kötü döneminde gündeme geti-
rihyor" dedi. Seçim ekonomisinin, uygu-
lanmakta olan ekonomik programı sek-
teye uğratacağını savunan Sağlar, aynca
"Avrupa Bnüği hayaunin" bılınmez bir ta-
rihe erteleneceğini ifade etti. Sağlar, AB
yetkililerinin, siyasi istikrarsızlık ve gü-
ven vermeyen yapısı nedeniyle Türki-
ye'yi görüşme kapsamına almak isteme-
yeceklerini ileri sürdü.
ABD'nin Türkiye'yi dahil etmek iste-
diğibirIraksavaşmın yaklaştiğını ifadeeden
Sağlar, "Türkiye böylesi bir kışkutma or-
tanunda bazı poHtikacılann 3-4 ydlannı
garanti arana abnalaniçin seçinıegidiyor''
dedi. Sağlar, bu koşullarda 3 Kasım'da ya-
pılacak bir seçimin büyük olasıklıkla Tür-
kiye'nin temel politikalanna karşı olan
AKP'yi iktidara taşıyacağını savundu.
Demokrasilerde seçimlerin yurttaşlann
tamamımn eğilımlerini yansıtacak şekil-
de ve demokratik bir ortamda yapüdığı-
na dikkat çeken Sağlar, buna izin verme-
yen mevcut düzenlemelerle baskın bir
seçime sürüklenildigini kaydetti.
den olur. Tam tersi üretim ar-
tar, güven artar, verim artar, iş
banşı daha sağhkh bir şekilde
yoluna devam eder. tşverenler
bundanrahatsızotanasınlar.Bir
kriz sırasında biz neleryaptik-
tşyerlerininkapanmamasıiçin,
çahşanlann ekmeğinden ohna-
ması için üzerimize düşen fe-
dakârhğıyaptık. Bunu dainkâr
edemezler. Biz ülkenin huzu-
rundaa, büüğinden, bütünlü-
ğünden yanayız. Üretimin, ve-
rimin artmasmdan yanayız. tş
banşuun sağhkh bir şekOdeyo-
hına devam etmesinden yana-
yız. Kavga istemiyoruz. Ama
çahşanlann, haklarmı da sonu-
na kadar, son kuruşuna kadar
ahnalarmdan yanayız. Bunun
mücadelesini vermekteyiz."
Türk-tş Başkanı Meral. tasan-
nın gündeme alınmaması duru-
munda tepkılerinin ne olaca-
ğına ilişkin bir soruya, "Buna
köstekolanbrakarşıbizdesan-
dıkta üzerimize düşeniyapaca-
ğız. Bunu nasıldeğerlendirirler-
se değerlendirsinler'' yanıtını
verdi.
DtSK Genel Başkanı Süley-
man Çelebı de, bugün
TBMM'ye gıderek çalışmalan
izleyeceklerini ve görüşmelerde
bulunacaklannı söyledi.
Devlet Bakanı Tayfun Içli,
Türkiye'nın iç ve dış sorunlar ne-
deniyle kritık bır süreçten geç-
tiğini, bu sürecin 57. Hükümet'in
bir süre daha görevinin başında
kalmasını gerektirdiğini anlattı.
Erken seçimden arzu edilme-
yen sonuçlann çıkabıleceğini
belirten tçli, şunlan söyledi:
"Seçim söz edilen tarihte ya-
pdsa bfle 57. hükümetin günde-
mindezatenvarolan bazıönem-
Bvasalardan hiç ohnazsabir kıs-
mınmçıkanlmasıgerekmektedir.
ÖrneğmABüeuyumyasalangi-
bl yurtdışındaki yurttaşlarunı-
za oykullandımıa kola>tgı gibi,
işçilerin ve iş düıryasının beklen-
tilerhie ilgili düzenlemeler gibi,
Basm Yasası gibi. seçim harca-
malannın denetimi ve yargı re-
formu gibi,baa hazjrhklann so-
nuçlanduıhnası gibL. DSP ola-
rakbu konularda aülacakadnn-
lann, yapılan yapısal reformla-
ndaha dagüçjendıreceğineina-
myoruz."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
PARİS - Kolombiyalı yazar
Juan Carlos Botero. Pans için
şunlan söylüyor: "Zaman için-
de Paris7 bir insanın anlayıp an-
lamadığını nereden bilirsin di-
ye bana sorarsanız, onun gü-
vercinlehe olan ilişkisine baka-
nm dehm. Birçokyabancı, Pa-
ris aşkını; güvercinleri mey-
danlarda uçuşan, pencere ke-
nariarında ve çatılarda sıkışık
bir şekilde birbihnin üzerinde
uyuyan ya da parklarda ço-
cuklann eline geçmeden ger-
gin şekilde mısır taneienni ye-
meye çalışan pitoresk kuşların
kentinde yaşamak olarak an-
larlar. Parislilerin durumu hiç
öyle değildir. Paris'i terk etti-
ğimde güvercin aşkım bitiyor-
sa, şehrin henüz beni tam be-
nımsemediğini bilirim. Bu kent-
te daha uzun kalmam gerek-
tiğini fark ederim."
Latin Amerikalı birçok ünlu
yazar yıllannı Paris'te geçirmiş-
ti. Birçoğu askeri darbelerden
kaçarak gelmiş ve daha son-
ra ülkelerine dönmüştü. Gab-
riel Garcia Marquez den Jor-
ge Amado'ya, Octavia
Paris, Almanya, AB
Paz'dan, Ernesto Sabato ya
kadar birçok yazarın Paris't
kendine göre bir tanımlaması
vardır. Kübalı kadın yazar Zoe
Valdes ise Paris'i kendince
şöyle anlatıyor: "Paris'te ya-
şamak, sevgilini kentin köprû-
lerinin birinin üzerinde uzun ve
yoğun bir şekilde öpmek an-
lamına gelir. Paris'e âşık olur-
sanız birbaşka kenti sevemez-
siniz."
• • •
önceki gün Parts'in Pere Lac-
haise Mezarlığı'nagittik. Oscar
Wilde'in, Jim Morrison'un,
Edith Piaf'ın, Yves Mon-
tand'ın, Simone Signoret'nin,
Honore de Balzac'ın yattığı
mezarlığa. 0 mezarlıkta Yıl-
maz Güney'le, Ahmet Kaya
da birer sokak ötede yatıyor-
lar. Yılmaz Güney, Paris'e âşık
mıydı bilemiyorum. Ahmet Ka-
ya'nın yurt özlemi çektiğini son
kasetınden biliyoruz. Yılmaz'ın
da hep ülke özlemiyle yanıp
tutuştuğunu Fatoş Güney'den
dinlemiştim.
Paris'ten Bremen'e geçtik.
Hamburg-Bremen yolunda ara-
bada, geçen günlerde yitirdiği-
miz Aşık Mahsuni'nin son ka-
setini dinledim. Parçalarından
birisi Ahmet Kaya'nın ölümü
üzerineydi. Mahsuni, Ahmet
Kaya'ya "Geri gei Ahmet" di-
yordu. "Gelemez misin, / Gü-
lemez misin, I Gözüm nice üz-
günsün I Dönemez misin I
Mahsuni barışın yoluna kur-
ban I Sen yeter ki susma I Ge-
ri gel Ahmet"
• • •
Paris büyülü bir şehir. Ah-
met Kaya, Yılmaz Güney bu
bûyüyü ne kadar yaşadılar ki!
Almanya'nın bir kuyumcu titiz-
liğiyle düzenlenmiş kentlerinde
dolaşıyoruz. Avrupa Birliği'ne
girip girmemeyi buradakilerle
detartışıyoruz. Birgenç sordu:
"Avrupa emperyalist, siz sol-
cularneden AB 'ye girmeyi sa-
vunuyorsunuz?" Ben de ona,
belki de onu şaşırtan bır cevap
verdım. "Bizim kapitalist hak-
lara ihtiyacımız var." Yine yü-
züme şaşkın şaşkın bakıyor.
Bir sosyalistin kapitalist hakla-
rını savunmasını anlamıyor.
"Sendika kurma hakkı, der-
nek kurma özgürlüğü, grevli
toplusözleşme yasası, bütün
bunlann hepsi kapitalist hak-
lar. Işte bu en temel haklardan
yoksunuz biz. Aynca insan hak-
lan ve demokrasi de burjuva
sisteminin birparçası. Bunla-
rı da istiyoruz. Bu haklan ka-
zanabilmek amacıyla ne acılar
çekildi, ne büyük sıkıntılara kat-
lanıldı. Yine de bu haklara ka-
vuşamadık. AB içinde sorun-
laryokmu, ırkçılıkyokmu, hak-
sızlık yok mu, tabii ki hepsi var.
Ancak biz onlann kazandıkla-
n en temel haklara sahip de-
ğiliz. AB ölçülerine uiaşma der-
di, bizim en büyük derdimiz.
Ona ulaşalım, sonra AB için-
de süren mücadeleye biz de
katılırız."
• • •
Avrupa birleşmenin ve yeni
bir düzene geçmenin sıkıntısı-
nı yaşıyor. Duşünun, artık bir-
çok milletin kendi parası yok.
Ne Alman Markı kaldı, ne Fran-
sız Frangı. Almanya'nın ve Fran-
sa'nın ırkçılan kendi paralannın
kalkmasına tepki gösterdiler;
Le Pen "İktidara gelirsek Fran-
sız Frangı'na yeniden döne-
ceğiz" dedi. Ama tarih ileri doğ-
ru gidiyor. Avrupa yeni arayış-
lar ve tabii ki yeni mücadeleler
içinde.
Alman Parlamentosu'ndaki
ilk Türk Cem Özdemir, Türki-
ye'dekilere bakınca masum sa-
yılacak olaylar nedeniyle par-
tisini, mılletvekilüğini ve aday-
lığını bırakmak zorunda kaldı.
Bu ülkelenntoptumsal denetim
mekanızmalartyla bizimkileri bir
karşılaştınn.
• • •
Avrupa Birliği'ne girmiş ol-
saydık, Ahmet Kaya yâd eller-
de, yürekvurgunuylayaşamını
yftirir miydi? Önu düşünüyorum.
20009
Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Kaybeden Kazanıyor
mu?..
Graham Green'in çok hoş biryapıtı vardır Kay-
beden Kazanıyor. Bu yapıtta gerçekten de kaza-
nıyor görünenin kaybettiği, kaybediyor görünenin
de sonuçta kazandığı anlaşılır.
Yaşadıklanmızı uzun sürelı bır süzgeçten geçi-
nrsek, kazanç saydığımız birçok şeyin gerçekte bı-
ze neler kaybettırdiğinı, kayıp sandığımız pek çok
şeyin de bize neler kazandırdığını görebiliriz. Ama
insanoğlu, kazanç saydıklannı belleğıne kazır da
kayıp sandıklarını unutur.
Sayın Milli Eğitim Bakanı "Ya Kaybedenler" baş-
lıklı yazımın çıktığı gün (22.07.02) telefonla araya-
rak yazımdan ötürü kutladı ve kendisinin de bu ko-
nu üzerinde aynı düşünceleri geliştirmiş olduğu-
nu, konunun önemlı olduğunu belirtti ve bu konu-
da araştırma yapılmasını istediğıni açıkladı. Ken-
disıne duyartılığı, düşünceleri ve ginşimi için teşek-
kür ediyorum. Gerçekten de basına da yansıdığı
gibi Sayın Bakan, "ÖSS sınavında hiçbir soruya
doğru yanıt veremeyen öğrencilerin durumunun
araştınlması için gereken emri vermiştir".
Radikal gazetesinin 25.07.02 günkü haberine
göre "Milli Eğitim Bakanı NecdetTekin ÖSYMyet-
kililerine 'Nasıl olur da 8 bın oğrencı sıfır alır?' di-
ye sorunca sıfırcıların ilk kez bu kadar yüksek ol-
madığını öğrendi. ÖSYM'den 'Geçen yıl da 9 bin
317 aday sıfıra yakın puan aldığı için hiçbirinin sa-
yısal ve sözel puanları hesaplanamadı' yanıtını
alan Tekin, bakanlık yetkililerinin hiçbir şey yap-
mamasına da şaşırdı".
Önemli olan, bu duruma yol açan nedenlerin
gerçekçi biçimde ortaya çıkanlmasıdır.
Eğer ortada bir suç varmış da suçlulann bulun-
ması için tahkikat yapılıyormuş havasına girılirse
bu çalışmadan hiçbir şey kazanılmaz, tersine kay-
bedilenler bir kez daha kaybedilir.
Ortadaki gerçek, Türkiye ölçeğindeki sosyal-
ekonomik-kültürel farkhlıklann öğrencilerin başa-
rı ya da başansızlıklanna yansıdığıdır.
Bir başka gerçek, toplumda para kazanmanın
ve başan kazanmanın "eğitim görme-ünıversite bi-
tirme-eğitılmış olma" ile bağlarının giderek kop-
masıdır. Bugün, hiçbir eğitim görmemiş insanlar bü-
yük paralar kazanmakta, toplumsal saygınlık gör-
mekte ve örnek olmaktadır. Bu da öğrencilerdeki
"eğitimde başanlı olma motivasyonunu" düşürmek-
tedir.
öğretmen-öğrenci iletişimi eskisine göre daha
zayıfiamış, yer yer kopmuş durumdadır.
Oğrencıler neden okuduklannı, ne okuduklannı,
okuduklanyla ne yapacaklannı bilemez durumda-
dır. öğrencılerde giderek artan bir umursamazlık,
kayıtsızlık, bıkkınlık görülmektedir.
Lise eğitimi bütünüyle üniversite girişine endeks-
lenmiş durumdadır.
Eğitimin bütünü geçer not almaya, sınıf geçme-
ye hedeflenmış durumdadır.
öğrenci velilerinın yaygın tasası sadece çocuk-
lannın geçer not alması ve sınıf geçmesı olmakta-
dır. Her yıl "ortalama geçer noftartışması yaşan-
makta, bu notun olabildiğince düşürülmesi isten-
mektedir.
Bütün aşamadaki öğrencilerde genel bir "kültür
düzeyi düşüklüğü" görülmektedir.
"Güncel magazin kültür", genç kuşaklara gün
geçtikçe daha çok egemen olmaktadır.
Yani sorun, sadece öğrenci Seçme Sınavı'nda
sıfır çekenler değildir.
"Sıfırçekenler" piramıdin tabanını oluşturan ba-
şarısızlığın en dip noktasıdır.
Konu, salt bır lisenın, öğretmenlerin, not verme
sistemınin sorunu değil, toplumun bütününün eği-
time nasıl baktığı sorunudur. Araştırmamız gere-
ken bu bütündür, görmemiz gereken tablonun ta-
mamıdır.
Peki, Milli Eğitim Bakanlığı -en sonunda- bu ko-
nuya yeni Bakan'ın duyarlıhğı ile eğilmiş oldu.
Ya üniversiteler? Üniversitelerin eğitim fakülte-
leri bu konuda bir araştırma yapmayı neden dü-
şünmüyorlar? Üniversitelerin araştırma yapmagö-
revi yok mu? Üniversitelerin toplumu aydınlatma
görevi yok mu? Ülkemizde kaç eğitim fakültesi
var? Bu fakültelerin öğretim kadroları bu konulan
hiç merak etmiyor mu?
Eğitimle ilgili meslek kuruluşları, sendikalar için
bu konu önemli değil mi?
Türkiye için eğitim önemli değil mi?
Birieşmtş Milletler'in "kalkınmışlık sıra/aması "nda
üç sıra geriye düşmüşüz.
Avrupa Topluluğu'nun kapısında el ovuşturuyoruz.
Kendinı tanımayanı başkaları neden tanısın ki?
Kıs sorunlarla dolu olacak
Çağlayan: Zor dönem
Ecevit'le geçirilmeli
KONYA (Cumhuri-
yet) - Kültür Bakanı Su-
at ÇağUtyan, Türkıye'nın
önümüzdeki dönemde
Irak'ta olası bir savaş ve
AB'nin Güney Kıbns'ı
üyeliğe kabul etmesi gi-
bi iki önemli sorunlakar-
şı karşıya kalacağını be-
lirterek " Türkrvebu dö-
nenu bu iki sorunu çok
iyi bOen, uhısal çıkarlan
çok iyi konıyan bir bflge
insanla geçirmekzorun-
dadır. Bu insan, Saym
Ecevittir'' dedi.
Kültür Bakanı Suat
Çağlayan, DSP Grup
Başkanvekili Emrahan
Hahcı ile birlikte Konya
Gazeteciler Cemiye-
ti'nde basın toplanüsı dü-
zenledi. Kış mevsiminin
Türkiye açısından çok
kritik sorunlarla dolu bir
dönem olacağını belir-
ten Çağlayan, Amerika
ile Irak arasındaki ger-
ginliğin, çokuzak olma-
yan bir gelecekte Türki-
ye için önemli sorun ola-
cağını vurguladı.
ABD'nin Irak'a müdaha-
le etmeye karar verdiği-
ni, ancak Türkiye'nin,
ulusal çıkarlan tehdit al-
hna girmediği sürece bu
olaya aktıf olarak kanş-
mak istemedığini belir-
ten Çağlayan şöyle ko-
nuştu: "ABD'ninpotitika-
suu çok iyi bilen sayuı
başbakan.bu konuda çok
büyükbir gayret sarfet-
mekteve Irak olayından
Türkiye'nin zarar gör-
memesineçabşmaktadK
Türkiye'yi bekleyen bir
başka sorundaKıbnstır.
AB, kendi etiyle Güney
Kıbns'ı AB'Ve alarak
Kıbns'ı fıilen böunekte-
dir. Bu. Doğu AkdenizUe
yeni bir çaüşma ortamı
varatmakdemektir.Tür-
kiyebudonemi,buikiso-
runuçok iyibilen,uhısal
çıkarlançokiyikonıyan
bir bflge insanla geçir-
mek zonındadır. Bu in-
san, Sayuı Ecevittir. Bu
kıştTürkiye,korkunç br
şeldlde Başbakan Ece-
vit'siz geçüirse, bü>ük
proMemler olacak diye
korkuyoruz."