Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 S TEMMUZ 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
JV U JLJ J. U J \ kutturtg cumhuriyet.com.tr 15
'Yeni açılan Sakıp Sabancı Müzesi iki ayrı sergileme anlayışıyla düzenlenmiş
Müze öncebirtavırdırNECMİ SÖNMEZ*
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müze-
si (SSM) gerek mimarisi, gerek koleksiyonuy-
Ia görsel sanatlar alanında ülkemİ2de yaşanan
kavram karmaşasının zarif bir pakete sanlmış
halinı gündeme getirmektedir.
Atlı Köşk ve ona ekJenmiş iki küçük kattan
oluşan galeri bölümü. bu kurumun henüz ken-
di kimliğini tanımlayamadığının, duruşunu be-
lirleyemediğınin göstergesı olarak yorumlana-
bilir. Atlı Köşk, hem girişinde Sabancı ailesi-
ne aynlmış üç odayla, hem müze kurucusu Sa-
lap Sabancı anısına düzenlenen bölüm ve ikin-
ci kattakı Osmanlı Hat Sanatı sürekli sergisiy-
le bu kurumun ağırlık noktasını oluşturmakta-
dır. Anadolu kökenli sanayici bir ailenin şehir-
li burjuva yaşamına ayak uydurmak için yaşa-
dığı köklü kabuk değışimini yansıtan köşkün
giriş katı, Sakıp Sabancı'nın balayında giydiği
ayakkabılanyla birlikte, izleyicilere ısrarlı bir
şekilde Sabancı ailesinin geçmışini hatırlatan
sergileme manhğı, bu kurumun ereğıni açıkça
ortaya koyuyor. Bu hedefin uzantısı olarak de-
ğerlendirilebilecek olan Hat ve Osmanlı-Türk
Resim Sanatı Koleksiyonu ızleyicilere iki fark-
lı 'sergileme' çizgisiyle sunulmaktadır.
Daha önce başanlı bir yurtdışı turnesine çı-
kan Hat Sanatı Koleksiyonu hiç kuşkusuz ken-
di alanında önemli bir girişim. Sabancı ısmiy-
le özdeşleştirilen bu koleksiyon kendisini gü-
nümüzde yaşamayan 'Osmanlı geleneğiyle'
tanunladığı içın elbette tarihsel ve popülist bir
donanıma sahip.
önemli bir koleksiyon
Atlı Köşk'ün tamamı bu koleksiyonun ser-
gilenmesine aynlsaydı, büyülü harfleriyle bizi
yitik zamanlara sûrükleyen hatlar, zenginlikle-
rini daha da etkileyicı bir biçimde ortaya çıka-
rabilirlerdi. Büyükbirsevgivetitizliklegerçek-
leştirildiği hemen duyumsanan Hat Sanatı Ko-
leksiyonu, bu kurumun işini ne kadar benim-
sediğinin göstergesi olarak yorumlanmalıdır.
Sevimli bir kış bahçesinden geçilerek ulaşı-
lan galeri kısmında sergilenen Modern Os-
manlı-Türk Resim Koleksiyonu nun sunu-
mu oldukça sorunlu bir yapıya sahip. Çerçeve-
lerin alt kısımian bir hizada olacak şekilde ar-
ka arkaya asılan tuvaller tekil olarak varlıkla-
nnı gösteremiyor. Dolayısıyla hat koleksiyo-
nunda gözlemlenen özen, burada yerini 'va-
sat'a bırakıvenyor. Antika kökenli resimler-
lkemizde
hâlen
geçerliliğini
koruyan resmi
sanat tarihi
yazılımının
aşılması için, bir
yandan yeni
'okuma-görme'
tekniklerini
gündeme
getirebilecek
olan (kamu-özel)
koleksiyonlara,
öte yandansa
cesaretli
eleştirmenlere,
sanat
tarihçilerine
Türkiye'de
şiddetle ihtiyaç
duyulmaktadır.
den oluşan bu koleksiyonun sunumu kurumun
izlediği 'sergileme mantiğının' resim piyasa-
sının güdüsünde gerçekleştırildiğinin kanıtı.
Sonuçta bir antikacının yönlendirmesiyle ku-
rulan ve geliştirilen resim koleksiyonunun, öz-
gün bır sanat tarihi yorumu, riskli bir sunum,
izleyicilere karşılaştırmalara dayalı bir sergile-
me sistemiyle tablolan tanıtması elbette bekle-
nemez. Hat koleksiyonuna gösterilen titizliğin
yüzde onunun bile esırgendiği tablo koleksiyo-
nu, Osman Hamdi. Şeker Ahmet Paşa, Ha-
lil Paşa, Nazmi Ziya, tbrahim Çallı gibi mo-
dern Osmanlı-Türk resminin önemli temsilci-
lerinden oluşuyor.
Bu sunum o kadar amatör bir çizgide kota-
nlmış kı. izleyicilere ne tarihsel, ne de kanonik
açıdan Modern Osmanlı-Türk Resmi'nın geli-
şim çizgisi aktanlıyor. Birbirinden abartılı, ye-
ni varaklanmış çerçeveler içinde sunulan tab-
lolar arasında belki elli-altmış yıl sonra kuru-
lacak olan ilk modern sanatlar müzesının salon-
lannda görmeyi arzuladığımız önemli yapıtlar
da var: Süleyman Seyit'in 'Karpuzlu ÎNatür-
mort'u, Osman Hamdi'nın 'Feraceli Kadın-
lar"ı, Nazmi Ziya'nın 'Taksim Meydanı',
Hâle Asafın 'Bursa manzarası'.
Bir koleksiyonun ilk sergilenişinın progra-
matık özellıği olmalıdır. Geleceğe yönelık stra-
tejilerin belirlendiği, sunum teknıklerinin de-
nendıği ve izleyicilere yönelik bilgılendirme-
tanıtım programlaruım devreye konulduğu 'ilk
sergileniş'lerin öncesi- sonrası olmayan özel-
liklen vardır. SSM bu açıdan değerlendirildi-
ğinde ne yazık ki bir çızgi ortaya çıkaramaya-
cak denli geçmişe, modern Osmanlı Türk re-
sim tarihi'nin eleştirel sorgulanmasma, resim
piyasasuıda hüküm süren kurallann gölgesin-
de 'korkak' denecek kadar uzak durmayı ter-
cih etmiştir. Oysa, müze bir binadan çok sanat
tarihini içeren bir duruş, bir tavırdır.
Suya sabuna dokunulmaksızın yapılan se-
çim ve kullanılan 19. yüzyıla ait asım tekniği
bu yüzden belli bir 'geri duruşu' galeri bölü-
münün karakteristiği haline getirmektedir. Oy-
sa, hâlen geçerliliğini koruyan resmi sanat ta-
rihi yazıhmının aşılması için, bir yandan yeni
'okuma-görme' tekniklerini gündeme getire-
bilecek olan (kamu-özel) koleksiyonlara. öte
yandansa cesaretli eleştirmenlere, sanat tarih-
çilerine Türkiye'de şiddetle ihtiyaç duyulmak-
tadır.
Bu açıdan ele alındığında, resim koleksiyo-
nunun envanteri niteliğindeki kitabı da 'pasif
ve sıradan' olarak değerlendirmek yanlış ol-
mayacak. K. Giray'ın neredeyse elliye yakın
kavram-tarih hatasıyla kaleme aldığı envanter,
tutmamış hamur gibi neresine dokunursanız
elinize yapışıyor adeta.
İlklerln başlatıcısı mı?
SSM, bu kararsızhğına rağmen, kendisini
Türkiye'de ilklerin başlatıcısı olarak görmek-
tedir. Yayımlanan tanıtım broşüründe galerinin
'Türkiye'de ilk defa her türlü sanat eserini
banndıracak şekilde tasarlandığı' savlanı-
yor. Doğru değil bu sav. Istanbul Arkeoloji Mü-
zesi, Türk Islam Eserleri Müzesi gibi resmi ku-
rumlann yanı sıra Yapı Kredi Kültür Merkezi,
Pamukbank Fotoğraf Galerisi gibi özel kurum-
lar uzun yıllardan be'ri uluslararası standartla-
n yenne getırdikleri için, önemli yabancı ko-
leksiyonlann eserleriru emanet ettikleri mekân-
lardır. Broşürde aynca ülkemizde ilk defa mü-
ze gönüllüleri ve dostlan uygulamasının baş-
latıldığı da ıleri sürülüyor. Oysa 1980'de kuru-
lan Resim ve Heykel Müzeleri Derneği, sürdür-
düğü etkinlikleriyle bu alandaki gerçek ilktir.
Müzayedelerin, antikacılann, sanat piyasası-
nın dayattığı değerleri kökleştirme eğilimınde-
ki bu kurumdan bırazcık cesaret, en azından
modern Osmanlı-Türk heykeltıraşlarınm işle-
rini sergileyecek kadar cesaret istemek acaba
çok mu olurdu? En azından Şeker Ahmet Pa-
şa'nın, Muhittin Sebati'nin, Hâle Asaf 'ın ret-
rospektiflerini ya da ilk Galatasaray Sergisi'nin
rekonstrüksiyonunu gerçekleştirerek bu alan-
da gerçek bir sanat destekleyiciliği üstlenme-
sini beklemek SSM'nin imkânlannı aşar mı?
*Dr. Necmi Sönmez. Essen/ Museum Folk-
wang 'ta Çağdaş Sanat Bölümü 'nden sorumlu
sergi yapımcısi. ' "
'ANTEP: ADIN BİR YOLCULUKTU'
'Ayın Şiiri' üzerine
ARİF DAMAR
Ülkü Tamer'in Kitap-hk der-
gisinin Temmuz-Ağustos sayısın-
dayayımlanan 'Antep: Bir Adın
Yolculuktu'adlı şiirinin 'Ayın
Şiiri'' seçilmesinin gerekçesi.
Kanatlandı sonunda Ülkü Ta-
mer, uçuşunun yönü doruklar-
dır. Ölümsüz Onat Kutlar, "ts-
hak"ın (ne yazık bugün bile aşı-
lamadı) yazan, o esmer Antepli
de Ulkü'nün öncesiz ve sonrasız
arkadaşı, can kardeşi benim gi-
bi, ama benden çok fazla böyle
bir şiir, bu şiiri bekliyordu.
Ülkü Ta-
mer bekleneni verdi. İlk kitabı
"Soğuk Otların Altında"
(1959) ve son kitabı, son şiirin-
de de çiçekler eksik olmadı ama,
gerek dilimizde ve gerekse yer-
yüzü şiirinde, yani doruklarm
yalçın kayalıklannda gökyüzü
yıldızlannın, bulutlannın, bora
ve fırtmalann selama duracağı
işte böyle kunt, dayanıklı, Ulkü
Tamer adını sonsuz zamana ka-
zıyacak bir şiir kuramamışn. Oy-
sa bir şairde bulunması gereken
bütün nitelikleri yapısında, kişi-
liğinde banndırdığına, 1960'la-
ra adım atmadan ben de tanık-
tım. Birçok uğraşı oldu, saymak-
la bitmez, bunlann içinde yal-
nızca şiir çevirilerinin kendisine
katkısı olmuştur, oldu. Öteki uğ-
raşlan, engeldi. Çok ama çok za-
manını, yıllannı aldı.
Çağdaş şiirimizde, büyük
ozanlanmızdan M. C. Andayın
dışında (Kollan Bağlı Odyse-
sus, Troya Önünde Atlar, Gıi-
gameş) gibi büyük çaba, emek
gerektiren (söylenceler düzle-
minde) önemli çahşmalar ne ya-
zık ki hiç yoktur, tek tük şiir ör-
nekleri bir yana. Oysa uygar
dünyamızda Homeros'un des-
tanian evTensel şiirin bitmez tü-
kenmez kaynaldandır. M.C. An-
day, "Gılgameş"e dayanarak
"Olümsüzlük Ardında Gılga-
meş"i yazarken yakuz değildir.
Anna Ahmadova bir şiirinde
"Enkidu ölmedi" diyor, P. Ne-
nıda Sumothreke'nin yeni za-
ferinden yani nikesinden söz açı-
yor.
Ülkü Tamer, "Antep: Bir
Adın Yolculuktu" çalışmasını
(özellikJe çalışma sözcüğünü
kullanıyorum. Çünkü bu şiir öy-
le bir ay, beş ayda yazılacak bir
şiir değildir. Inanıyorum ve ya-
nıldığımı hiç sanmıyorum) yıl-
lar, on yıllardır tasarhyor, bu şi-
iri düşünüyor, bu şiir için kafa
yoruyordu. Ve hemen eklemeli-
yim, Anday'dan çok ayn, çok
Anadolulu, Antepli, bir yanıyla
yerel özelliklerin ağır bastığı
benzersiz, bambaşka bir şiirku-
ruyor, yapı^ordu. Bu şiirde Ül-
kü Tamer, Ulkü Tamer'i anlatı-
yor, sözünü ettiği "Yolculuk"
bir yandan yaşam ama bir başka
bakımdan sanat ve kültür yolcu-
luğudur. Bana tanınan sözcük
sayısuu çok aştım. Umuyorum,
ummak istiyorum, şiir üstüne in-
celemeler yapan yazuı adamlan
(ne de azlar), Ulkü'nün anlaşıl-
ması, tadma vanlması büyük bir
birikim, estetik bilinç ve kültü-
rel çaba isteyen bu çahşmasını
hiç olmazsa gerçek şiir okuruna
açıklamak ve anlaşılması, sevil-
mesi için emek verirler.
Not: EceAyhan'ın "YortSa-
vul" adlı şiirindeki "6. Nerede
kalmıştık? Tarihe ağarken üç
ağır yıldız sürünerek geçiyor
bir hükümet kuşu kanatları
yoluk"ta geçen "üç ağır yıldız"
Deniz, Yusuf ve H. tnan'dır.
Etkinlik bu yıl 23-26 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek
Nâzun 6
3. Can ŞenliğTnde
Kültür Servisi - Üç yıldır ünlü
ozan Can Yücel'in anısına 'Can
Şenliği' başlığı altında
düzenlenmekte olan 'Datça -
Knidos Kültür ve Sanat
Etkinlikleri'nin yedincisi bu yıl
23-26 Ağustos tarihleri arasında
gerçekleşiyor. Geçen yıl Orhan
Veli'nin anıldığı şenliğin bu yılki
onur konuğu Nâzım Hikmet
olacak. 23 Ağustos Cuma günü
Cumhuriyet Meydanı "ndaki
açılış töreninin ardından. Nâzım
Hikmet Vakfı'nın düzenlediği
'Yüzyıllık Aydınlığın Işığında'
adlı Nâzım fotoğraflan
sergisinin açılışı yapılacak.
Gecede Açıkhava Tiyatrosu'nda
Nâzım Hikmet şiirleri ve
şarkılanndan oluşan bır program
yer alacak. Sema, Sadık
Gürbüz ve Erol Uras'ın Nâzım
türküleri seslendireceği gecede,
Zeynep Tanbay Nâzım'ın iki
şiirini dansla yorumlayacak.
Programın ikinci yansmda da
Muammer Ketencoğlu ve
arkadaşlan Ege'nin iki
yakasından türküler söyleyecek.
Can E\i açılıyor
Datça Belediyesi, Can Yücel
ailesi ve PPR işbirliği ile Kültür
Bakaniığı ve Izmir Büyükşehir
Belediyesi'nin katkılanyla
gerçekleştirilen ve sanat
yönetmenliğini, Vecdi Sayar'ın
üstlendiği şenliğin ikinci
gününde, Eski Datça'da, Can
Yücel'in evinin bahçesinde, şiir
araştırma merkezi niteliğindeki
'Can Evi' açılacak. Açılış töreni
öncesi, Turhan Hgaz'ın
yöneteceği ve Sezer Duru,
Gertrude Durusoy, Hercules
Millas, Kostas Skandalidis'in
katılacağı 'Şiir ve Çeviri'
başlıklı bir panel
gerçekleştirilecek. Açılış töreni
sırasında kemancı Tuncay
Yılmaz bir dinleti sunacak.
Gece ise Genco Erkal, Nâzım
şiirlerinden oluşan 'tnsanlarım'
oyununu sergileyecek.
Şenliğin üçüncü günü,
Palamutbükü'nde yapılacak
geleneksel 'Badem
Yarışması'nın ardından, Ali
Ünal'ın 'Bademin
Değerlendirilmesi' konulu
söyleşisi ve çok sayıda şairin
katılacağı bir şiir matinesi yer
alacak. Gece, Açıkhava
Tiyatrosu'nda Mümtaz Sevinç,
Nâzım şiirlerinden oluşan 'Bir
Çift Sözümüz Var Aşka Dair'
adlı oyunu sunacak.
Sanat ve Muhalefet
Şenliğin son gününde, bu yıl
yitirdiğimiz Datçalı şair Ece
Ayhan bir söyleşi ile anılacak;
ardından Oya Baydar, Reis
Çelik, Fikret llkiz, Zeynep
Oral, Berhan Şimşek'in
katılacağı ve Aydın Engin'in
yöneteceği 'Sanat ve
Muhalefet' başlıklı bir panel
düzenleneçek. 'Can Şenliği'ne
bu yıl aralannda Orhan Alkaya,
Erdal Alova, Süreyya Berfe,
Mehmet Çetin, Metin
Demirtaş, Ünal Ersözlü,
Turgay Gönenç, İsa tnan,
küçük tskender, Tuğrul
Keskin, Namık Kuvumcu,
Özkan Mert, Sezai Sarıoğlu,
Aydın Şimşek'in de bulunduğu
kalabalık bir şair grubu
katılacak. Işıl Özgentürk'ün bir
Nâzım şiiri üstüne
gerçekleştireceği 'Kısa Film
Senaryo Atölyesi'nin de yer
alacağı 'Can Şenliği'nin 26
Ağustos akşamı düzenleneçek
kapanış konserine Leman Sam
ve Rodos'tan gelecek 'Themos
Mexis Bigband' orkestrası
katılacak.
halya'da yarışacak
• Kültür Servisi - Yönetmen Ümit Ünal'ın ilk
uzun metraj film denemesi olan '9', Italya'da
düzenlenen 55. Locarno Film Festivali'ne
katılıyor. Festivalin 'Video Yanşması'
bölümünde 'Altın Leopar Ödülü' için yanşacak
olan filmde. Ali Poyrazoğlu, Cezmi Baskın,
Serra Yılmaz, Fikret Kuşkan ve Ozan Güven
rol alıyor. Istanbul'un yoksul bır mahallesinde
cinayete kurban giden evsiz bir genç kızla ilgili
soruşturmayı konu alan film, sansüre takılmış
olmasına rağmen Istanbul Film Festivali'nde
ödül almıştı. "9', tümüyle videoyla çekilip
dijital ortamda kurgulandıktan sonra 35 mm'ye
basılan ilk Türk filmi olma özelliğinı taşıması
nedeniyle Locarno Festivali'nin 'Video'
bölümünde yanşacak. Filmi değerlendirecek
jünde yer alan isimler şöyle: Brezilyalı oyuncu
Arthur Omar, Italyan görüntü yönehneni Dante
Spinotti, Arjantinli yönetmen Pablo Trapero,
Fransız oyuncu -yönetmen Eva Truffaut.
Yanşmada Jüri başkanlığını ise Filmoteca
Espanola'nın yönetmeni Jose Maria Prado
yapacak.
Uğur Yücel Parkopman'da
• Kültür Servisi -
Parkorkman ağustos ayı
boyunca "House of
Samba' gecelerinde
Uğur Yücel'i konuk
ediyor. 5 hafta
süresince,
her perşembe akşamı
Parkorman'da
müzikseverlerle
buluşacak olan Uğur
Yücel ve iki kişiden oluşan ekibi, muhteşem
perküsyon performanslanyla izleyicisiyle
buluşacak. Uğur Yücel ve her hafta değişecek
olan grubunun yer alacağı 'House of Samba'
gecelerinin ilki 1 Ağustos akşamı saat
22.00'de başlayacak. Biletler ise Biletix
gişeleri ve Parkorman kapı girişinden
ahnabılecek. (0 212 274 81 43)
Bodrum'da dijital atölyeler
• Kültür Servisi - Bodrum'daki Gümüşlük
Akademisi, ağustos ayında bir dizi Dijital
Sanat Atölyesi düzenleyecek Dijital Tasanm,
Internet Sanatı, Video Sanatı, Interaktif Sanat
ve Elektronik Müzik başlıklı atölyelere paralel
olarak bir de sualtına tüplü SCUBA ve tüpsüz
dalış çalışması tasarlanıyor. Atölyeler New
York'lu genç sanatçılar Tina La Porta, John
Plenge, Tim Hailey ve Istanbul'dan Genco
Gülan'ın eğitmenliğinde gerçekleşecek. Sualtı
dalış çalışması profesyonel dalgiç Dr. Murat
Egi başkanlığında yürütülürken ortaya çıkan
tüm çahşmalar Bodrum, Istanbul ve daha
sonra da internet ortamında sergilenecek.
(0 252 394 43 01)
Öteki' fotoğraf günleri
• Kültür Servisi - Bu yıl 18.'si düzenjenecek
olan Fotoğraf Günleri'nin ana teması 'Öteki'
olarak belirlendi. 1 - 30 Kasım tarihleri
arasında, çagnlı ve başvurulu, yurtiçi ve
yurtdışından birçok fotoğraf sanatçısını
buluşturacak olan Fotoğraf Günleri'nin,
yurtdışından konuk olacak fotoğraf sanatçılan
arasuıda; Antoine D'Agata, Joachin Ladefoged,
Magnus Naideman, Stefan Lindberg, Nordens
Fotoskola ve Skapelos Fotoğraf Merkezi
bulunuyor. Yurtiçinden Kutup Dalgakıran'ın
katılacağı Fotoğraf Günleri'nde; Magnus
Naideman sayısal görüntü işleme atölyesi, Halil
Koyutürk ise karanhk oda baskı tekniklerini
öğreteceği bır çalışma gerçekleştirecekJer.
18. Fotoğraf Günleri'nde, bu yıl da panel,
söyleşi ve sempozyumun yanı sıra geleneksel
olarak gerçekleştirilen "Fotoğrafınla Gel' ve
'Fotomaraton' bölümlen yer alacak. Aynca
'Anısına' bölümünde ise Baha Gelenbevi
sergisi sanatseverlerle buluşacak.
Picasso'nun taUolapı buhındu
• LYON (AA) - Pablo Picasso'nun 1993 ve
1994'teki soygunlar sırasında Isviçre'deki
Cenevre Sanat Galerisi'nden çalınan
tablosu. Fransa'nın Lyon kenti yakınlannda
bulundu. Polis kaynakları, tablonun
değerinin yaklaşık 450 bin dolar olduğunun
sanıldığını kaydetti.
Ben Affleck yönetmen oluyor
• Kültür Servisi - Ünlü oyuncu Ben Affleck,
kameranın arkasma geçiyor. ArTleck, 'Gone
Baby Gone' adlı filmde ilk kez yönetmen
kolruğuna oruruyor. Paramount Pictures
şirketinin filminin yapımcılığını, Alan Ladd
J.R. gerçekJeştirecek. Başrolünü de Afîleck'in
üstleneceği filmin diğer oyunculan ise henüz
belirlenmedi. Dennis Lehane'in 'Mystic
River' adlı romanından beyazperdeye
aktanlan başka bir filmi de ünlü aktör Clint
Eastvvood yönetecek. Bu filmde ise Kevin
Bacon, Tim Robbins ve Şean Penn rol alacak.