Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2002 SA1
8 HABERLERIN DEVAMI
G r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
'saat-"örgütün hangi doğrultuda kararalacağını"
ler önce gösterdı.
Ecevit'in o sabah yayımlanan demecine DSP
Parti Meclisi "özgûriradesiyle"tıpatıp uyan birka-
rar a/dı.
DSP lıderi, sözümona örgüt adına PM'ye 3 Ka-
sım'ı reddeden kararı aldınrken aynı saatte "Cafe
Siyasef prograrnına katılan Başbakan Yardımcı-
sı Şüfcrü Sina Gürel, seçimin zirvede kararlaştı-
rılan tarihte yapılacagının altını çizdi.
Ecevit; gruptan kopmalara karşın "örgüt dim-
dik ayakta" derken Izmir'de 11 ilçe yönetim kuru-
lunun, belediye ve il genel meclislerinden 50 üye-
nin DSP'den istifa ettiğı haberi geldi.
Çeljşki bir değıl, iki değil ki: Seçim gibi önemli
birkararı örgütesormadan lideıierin almasına kar-
şı çıkan Ecevrt. yaşamsal önemdeki kimi kararla-
n, BakanlarKurulu'nu (hatta TBMM'yi) hiçe saya-
rak ortaklarıyla karara bağladığını unutmuş görü-
nüyor.
Bir yandan önümüzdeki günlerde yurt gezileri-
ne baş/ayacağını söyleyerek 3 Kasım'ı kabul edi-
yor, öte yandan seçimin ülkeye yapacağı kötülük-
leri saya saya bitiremiyor.
Seç/min ekonomiyi tahrip edeceği savlannı bir
yana bıraktı. Bu kez "rejimsel soruniann baş gös-
tereceğini" öne süren senaryo/ara başvurdu.
Yeni farkına varmış; AKP'nin birinci parti olma-
sı, HADEP'in yüzde 10 barajını aşması durumun-
da ülkenin "rejim ötesinde sorunlaıia karşılaşaca-
ğını" söyledi. 5 yıllık iktidannda özellikle AKP'ye
ve hatta HADEP'in semirmesine kılını kıpırdatma-
dı.
Ecevit, anayasa değişikliklerinde iktidann
TBMM'deki oy yetersizliğini gidermek için kaç kez
AKP'nin kapısını çaldığından, hatta AKP'ye kimi
ödünler vererek amacına ulaşmayı denediğinden
nedense söz etmiyor.
Fakat, "rejım ötesinde sorunlarla karşılaşacağı-
mtzı" vurgularken 28 Şubat'a benzer bir olaydan
mı söz ettiğini temsilcimiz Mustafa Balbaysorun-
ca, aman efendim ne münasebet, oluşacak teh-
likenin elbette "cfemo/c/aWcyo/daA7"önleneceğine
degindi.
Şimdi gelelim sadede; AKP ve HADEP'le ancak
kendisinin savaşabileceğini savlarken sağlığı, ya-
şı başı yeterli mi hiç düşünmedi. (Artık hiç kimse-
nin inanmadığı) "Kurtancı birkimlik" sergiledi.
Seçimleri bir yıl, iki yıl geriye atsak; Ecevit'in üç
beş çıkışıyla AKP ile HADEP daha mı "küçülecek"
yoksa gîderek "büyüyecek" mi?
Kuşku yok; tükenen Ecevit, böylesi bir hükü-
metle başbakan kaldıkça "tehlike daha da büyü-
yecek!"
Ne yazık ki; siyaset yaşamının son demlerinde-
ki Biilent Ecevit'e "çarkçıbaşıltk" yaraşmıyor.
•••
Bereket Ecevit'in hem seçimi ertelemeye çaba-
layan, hem de seçim isteyen bu tuhaf çtkışlanna
ANAP dahil partiler karşı koydu.
Ecevitler'in son gözdelerinden Emrehan Halı-
cı partileri turladı. 3 Kasım'da seçmenden okkalı
birşamaryiyeceğini hesap ederek seçimleri uma-
cı gibi gören Saadet Partisi dışında bütün kapılar
yüzüne kapandı.
Şu sıralar (Ecevit kadar çark etmemesine kar-
şın) Mesırt Yılmaz'ın üç gün önce söylediğini üç
gün sonra değiştirmesi mide bulandırıyor. önce
seçim kararı sonra AB yasalan diyen Yılmaz bir-
den kulvar değiştirdi, bugün liderleri turlayarak
tersine bir uygulamaya müttefik arayacak.
Gerekçe basit. Der ki Yılmaz, seçim kararını ön-
ce aiırsak ertesi günü milletvekillerini koydunsa bul
TBMM'de... Ne var ki, başka bir görüş de Yılmaz
ve partisiyle ilgili: Aynen geçmeyeceği şimdiden
belli olan AB yasalan kabul edildikten sonra
ANAP'ın, hatta seçim istemeyen milletvekillerinin
tam kadro TBMM'de bulunacağının güvencesi var
mı?
Birbirine güven duymayan partiler demokrasi-
sinde; kabul gören maddelerin erken seçim kara-
rıyla bıriikte oya sunulmasının yollarını arasalar,
her iki konuyu da bir arada sağlama bağlamış ol-
mazlar mı?
Bakalım gelişmeler nereye varacak?
Avrapa ABD'ye
karşı çıkmıyor
Dış Haberler Servi-
si - ABD'nin Irak'a ha-
rekât düzenleme olası-
lığının artması üzerine
toplanolannı yoğurdaş-
tıranAvrupa devletleri-
nin, bir ABD işgalini
kabul etmeye başladığı
belirnlyor Bu bağlam-
da A\Tupah yetkililerin
de ABD'nin ısrarcı ol-
ması sarşısında çok
fazla seslenni çıkarma-
yacaklannı gizli bir şe-
kilde ikttikleri kayde-
diliyor
ABD'deki VVashing-
ton Pcst gazetesinde
Roben Kıgan imzah
yazıda. A3D'nin dü-
zenleyecegı askeri bir
harekâa,Avrupa hükü-
metleruinde destek ve-
receâi belırtildi. ttal-
ya'nın hava üslerini
açacağı ve Türkiye'nin
de söyeniienden çok
dahafâdaolanak sağla-
yacağı iayöedilen yazı-
da,
fa
Frınsızve Ingiliz
güçkridelrak'a kar-
ji sava» kıtıürsa şa-
jırmayn" Jenildi. Av-
rupa'nu bı yönde bir
aareketnin arkasında,
ışgajngûzîl bir fikir
olduâutonuunda ikna
;dilmesnın değil, dış-
tanmananıryattığı be-
lirtifcn jnaİLrde, şu gö-
rüşltTe;er\niIdi: "Av-
rupı, ,4BD'nin Irak'ı
işgaletnesiıden değil,
f
ek başoa işgal etme-
sinden korkuyor. Böy-
le bir durumda da
ABD'yi durdurmayı
ya da bu ülkeye yar-
dım etmeyi başarama-
yan bir zamanlann
tek gücii konumunda-
ki Avrupa da dışlan-
mış olacak."
ABD'nin içine girdi-
ği yolun zor olduğu
vurgulanan değerlen-
dinnede, "Türkjye,
Ürdün ve Suudi Ara-
bistan gibi dost öJke-
lerie sanlan Irak, Sad-
dam'ın devrilmesin-
den sonra ABD için
önemli bir kazanç ola-
caktır" ifadesi kulla-
nıldı.
Kagan, analizinde
Avrupa'nın artık daha
farklı sorular sorduğu-
na da değiniyor. "AB-
D'nin Saddam Hüse-
yin sonrası için işler
bir planı var mı? Da-
ha da ÖnemlisiABD, I-
rak'ta istikrarlı bir
yönetim kuracak ka-
dar uzun kalacak mı
yoksa birkaç ay sonra
bölgeden aynlarak
Irak'ı tekrar toparla-
raa görevini Birleşmiş
Milletler ve Avru-
pa'ya mı bırakacak?"
sorulanna yer verilen
yazıda, Başkan George
Bush yönetiminin doğ-
ru yanıtlan verip ver-
meyeceğinin de merak
edildiği vurgulandı.
Ankara'nın gözükulağıAtina'daANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ni de buraya getinneye hazırlandığı id- duğunun saptanması durumunda bu
DHKP-C'ninlideri Dursun Karataş'ın dialan Ankara'ya ulaşü. dosya ile yakalanarak iadesinin istene-
Yunanistan'da bulunduğu iddialan Tür- Yunan basınrna da sızan iddialar için ceğini belirttiler. Djşişleriyetkilileri, ko-
kiye'yi harekete geçirdi. Iddialann ge- Atina Büyükelçiliği aracılığıyla araştır- nuyla ilgili olarakYunanistan'anota ve-
çerliliğini araştıranAnkara, buradan alı- oıa yürütenAnkara, buradan alacağı so- rileceği yönünde haberleri ise doğrula-
nacak sonuca göre adrm atmaya hazırla- nuca göre diplomatik girişimlerine baş- madılar.
nıyor. Karataş'ın Yunanistan'da buJun- layacak. 17 Kasım örgütünün Türk diplomat-
duğunun saptanması durumunda Atina Jadesi istenecek '
a n n
^^ ° ^
u
t
u
suikastlarla iliş-
yönetiminden örgüt liderinin yakalana- kilerinin de Atina Büyükelçiliği 'nce
rak iadesi için talepte bulunulacak. Dışişleri kaynaklan, ilgili makamlar- yakından takip edildiği bildirildi.
Türkiye, Yunanistan'rn 17 Kasım ör- la iddialann geçerliliğinin değerlendiril- Türkiye'nin bu konuda Yunanistan
gütüne yöneük operasyonlannın ortaya diğıni» buna göre Yunanistan'dan bilgi makamlanna sözlü ve yazılı olarak ilgi
çıkardığı DHKP-C'ye uzanan ilişkiler talep edileceğini kaydettiler. Karataş'ın v e hassasiyetini ilettiğini ifade eden
ağını çok yakmdan izliyor. Son olarak dosyasıiçinAdaletBakanhgı'nınçalış- kaynaklar, bugüne kadar yakalanan
örgütün lideri Dursun Karataş'ın Yuna- mayürüttüğü bilgisini de veren kaynak- militanlann bu suikastlara ilişkin bir
nistan'da bulunduğu ve örgüt yönetimi-
lar
>
ö r
g"t liderininYunanistan'da bulun- ftirafta bulunmadıklannı belirttiler.
Operasyonun yürütülüş biçimi örgütle ilgili şüpheler doğurdu
17 Kasım'da Türk millitan
B Boştarafı 1. Sayfada
ile sıkı ilişkiler içinde olduğu
dabelirtildi. Örgütün bildiri-
lerinde ve antiterör uzmanla-
nnın raporlannda bu ilişkiler
açıkça belirtilmişri.
Operasyonlann 22. günün-
de örgütün başkan dahil 11
militanı yakalandı. Başkan ya
da komite üyesi olduğu tah-
min edilen Aleksandros Yi-
otopulos ile birmilitan suçla-
malan reddederken, 9 militan
rüm bildiklerini polise itiraf
etti. Başkan dahil militanlann
hiçbiri operasyonun başladığı
günden itibaren günlük ya-
şamlannda hiçbir değişiklik
yapmadılar.
Bazı mılitanlar tatilde ol-
dukları için deniz kenarında
güneşlenirken üzerlerindeki
şortlarla teslim oldular.
Militanlann hemen büyük
bölümünün kardeş ya da çok
yakın akraba olduldan ortaya
çıktı. Kardeşler ya da akraba-
lardan birinin yakalanması du-
rumunda bile örgüt içindeki
yakını izini kaybettirmek için
hiç çaba sarf etmedi.
Görüntülerden ve ruruklama
şekillerinden anlaşıldığı kada-
n ile militanlar su"anın kendi-
lerine gelmesini "ısrarla ve
sabırla" beklediler.
Sıralannı bekliyorlar...
22 günlük operasyon süreci
boyunca polisin çok fazla zor-
lanmadığına da dikkat çekili-
yor. Örgütün ilk cinayerini iş-
Yeşilbarış'tan Pasifik'te eylem
Yeşübanş Çevre Örgürü (Greenpeace)
Japonya'dan tngiltere'ye nükleer atık
taşıyan iki yük gemisini protesto etti.
Yeşilbarış üyeleri, 4 Temmuz'da
Japonya'dan yola çıkan iki gemi
Avustrarya karasularına girince küçük
teknelere binerek "Pasifik'i nükleerden
anndıruı" yazılı pankartlar açtılar.
EylemciJer, 11 Eylül saldırılarından beri
ilk kez uluslararası sularda nükleer atık
taşındığına dikkat çekerek, yük
gemilerinin terör örgütleri tarafından
hedef seçilebileceğini vurguladılar.
(Fotoğraf: REUTERS)
lediğı 1975 yılından bu yana.
terör uzmanı olarak görüş be-
yan edenlerin vurguladıklan
ve basrn organlannda yazılan-
lann aksine, derin devletin
kontrolü altında hareket eden
kişilerden oluştuğu kaydedili-
yor.
Soygunlardan elde edilen
önemli miktardaki paralann
örgütün alt tabakasına yansı-
madığı belirtilirken, bugüne
kadar yakalananlın hiçbirinin
siyasi anlamda bağlantılannın
ya da görüşlerinin olmadı-
ğına da dikkat çekiliyor.
Örgüt sol görüşte kurul-
du, ancak daha sonraki dö-
nemde aşın milliyetçi bir
çizgi izledi.
Tek kişilik hücreler
hazırlamyor
Bu çerçevede örgütün
üst yönetimi ile militanla-
nnın belli bir görüşlerinin
olmadığı, belirli çevreler-
den aldıklan emirler doğ-
rultusunda eylemlerini
gerçekleştirdikleri düşü-
nülüyor.
Tutuklanmasına sıra ge-
len kişilerden bazılannın
kimliklerinin polise yakın
gazeteciler tarafından tele-
vizyonda üstü örtülü açık-
lanmastna rağmen, bu kişi-
lerin izlerini kaybettirmek
için hiçbir girişimde bu-
lunmamalan da dikkat çe-
kiyor. Yine polise yakın
gazetecilerin yaptıklan
açıklamaya göreAtina'nın
ünlü Koridollos Hapisha-
nesi'nde 33 adet tek kişilik
hücreler yapılıyor ki bu
durum, devletin kaç kişiyi
tutuklayacağuıı isimleri ile
bildiğinin işareti olarak de-
ğerlendiriliyor.
Şov yapılıyor...
Operasyonlar boyunca
polis ve hükümetin adeta
şov yaparak kamuoyu nez-
dinde prim yapmaya çalış-
tığı gözleniyor.
Operasyonun başladığı
güne kadar olan süreçte Si-
miris hükümeti ve partisi
PASOK'un halkın desteği-
ni kaybettiği, yapılan ka-
muouyu araştırmalanyla
ortaya çıkmıştı. Ancak 22
gün sonra yapılan yokla-
malarda Simitis'in anamu-
halefet karşısında büyük
üsrünlük sağladığı belir-
lendi. Tüm gelişmeleri de-
ğerlendiren bazı çevrelere
göre bugüne kadar derin
devletin koruması altında-
ki militanlann, bundan
sonra yapacaklan tek şey
hücrelerinde gün saymak.
Bu program üretimi arttırmaz• Baştarafi 1. Sayfada
layacağı savıyla yaşama geçiri-
len son ekonomiİc programı
Comhuriyet'e değerlendirdi.
IMF'nin istemleri doğrultusun-
da hazırlananprogramın bugün-
kü şekliyle başanyı yakalama-
yacağını savunan işadamlannın
görüşleri şöyle:
- TOBB Başkanı Rifat Hisar-
cıkiıoğlu: IMF ve IMF kaynaklı
programlar, siyasi popülizmin
sonucu. Popülizm uğruna yapı-
lan işler, borç olarak, faiz olarak,
stand-by anlaşması olarak geri
dönüyor. Şu anda uygulanan
programın ise üretim ayağı yok.
Insanlar aç durumda, işsiz du-
rumda ve böyle bir ortamda,
program büyümeyi sağlayamı-
yor. Üretim ve büyümeye dayalı
politikalar mutlaka yaşama geçi-
rihneli. Bu olmadan, program-
dan başan beklemek gerçekçilik-
le bağdaşmaz.
- TOBB Yönetim Kurulu üye-
si İlhan Parseker: Son dönem,
IMF'yle ilişkilerde teslimiyetçi
bir politika izlendi. IMF, bizim
için sosyal önemi olan bazı sek-
törleri yalnızca ekonomi pence-
resinden değerlendirdi. Tanm
gibi, KOBÎ'ler gibi Türkiye'de
sosyal önemi bulunan birçok
sektör IMF direktifleriyle adeta
çökertildi ve bunun sonucu ola-
rak sosyal sorunlar yaşanmaya
başlandı. Ben son dönemde Tür-
kiye'nin bir nevi açık pazar ha-
line getirildiğini düşünüyorum.
- Türkiye Genç Işadamlan
Derneği Başkanı Hayati Kaya:
Üretim adına, ekonomide "kı-
pırdama" dahi görülmüyor.
Enflasyon hedefinde istenilen
sonucun ahnacağı söyleniyor,
ancak büyümeyi sağlamadan
enflasyonu düşürmek hiçbir işe
yaramaz. Başlangıçta, 2002 yılı
büyüme hedefi yüzde 3 olarak
belirlenmişti. Bugün IMF, yüzde
5'lik bir büyümenin sağlanabile-
ceğini savunuyor.Ancak biz yüz-
de 3'lük hedef konusunda dahi
kaygüıyız. Ekonomikprogramda
mutlaka revizyona gidihneli.
- USIAD Başkanı Kemal Öz-
den: Gelinen noktada şirketler,
bankalar birer birer yabancıla-
şıyor ve "televole profesörle-
ri" dahi umut veremiyor. Üre-
tim olmadan kurtuluş oünaya-
cağı yolunda herkes görüş birli-
ği içinde. Üretimi de içeren bir
program ise ancak IMF'siz yaşa-
ma geçirilebilir.
- TÎM Başkanı Oğuz Satıcı:
Uygulanan IMF programı, üre-
tim ve ihracat cephesinde olum-
lu yansımalar oluşturmadı. Bu
nedenle reel sektörde moraller
bozuk. IMF, makroekonomik
dengelerle harekete geçip diğer
gelişmeleri daha sonraya bırakı-
yor. Ancak üreticiyiz, ihracatçı-
yız ve fazla zamanımız yok.
GUNDEM MLSTAFA BALBAK
• Baştarafi 1. Sayfada
ce ilk sıraladıkları şunlar:
- Kamu kuruluşlarından atmanız gereken daha
çok kişi var. Bizdeki listeye göre 12 bin kişinin da-
ha devlet dışı bırakılması gerekiyor.
- Kamu bankalarında belli bir düzen sağladınız
ama, mevcut bankaların kapatılması gereken şu-
belerine ilişkin işlemler çok yavaş gidiyor.
- Mali denetim konusunda hâlâ sağlıklı bir dü-
zenleme yapmadınız. Her kurumun kendi içinde
bağımsız bir denetim organı olmalı...
Arkadaşların isteği sürüp gidiyor. Bunlar iyi gü-
zel de yola çıkılırken "Güçlü Ekonomiye Geçiş" adı
verilen program önümüze bir dizi güçlüğü koyu-
yorama, birtürlü "güçlü ekonomiye" ulaşam\yo-
ruz.
IMF ile diyalog halındeki resmi organların eko-
nomiye bakışı da daha çok "borç-faiz" dengesi-
ne dayalı. Son kriz sürecinde en güçlü kurum şu
oldu:
- Borç yönetimi...
Artık ekonomiyi yönetmek deyince, borcu yö-
netmek anlaşılıyor.
Gelinen noktada sadece ekonomideki fedakâr-
lığın "feda"kısmını üstlenen kesimler değil, "kâr-
lık" kısmıyla ilgili olanlar da programın gözden ge-
çirilmesinden söz ediyorlar. Dikkatimizi çeken bir
başka çelişki de şu: Kimi kurum temsilcileri per-
de gerisi değerlendirmelerde IMF programıyla bir
yere gidılemeyeceğini, rakamlarla, gözlemlerle
ifade ediyor. Ancak iş kamuoyuna dönük değer-
lendirmeye gelince, "efendim, bu programdan
başka seçenek yoktur. Aman orasıyla burasıyla
oynamaya kalkmayın" diyorlar. Buna gerekçe ola-
rak da Eğerprogram konusunda soruişareti do-
ğarsa piyasa sarsılır" mazeretinı gösteriyorlar.
IMF programının siyasetle bağlantısı ise birbaş-
ka kara mizah konusu. Genel kabul gören, IMF'nin
"Bizce de öyle" dediği durum şu:
Hükümetler değışse de program değişmez.
Herkes buna uymak zorunda.
Bunun ardından da şu değerlendirme geliyor:
Piyasaların, programı uygulayanların gözü siya-
sette. Buradaki en küçük değişiklik pıyasalan al-
lak bullak ediyor.
Hükümet değişse bile uygulamak zorunda ol-
duğumuz ekonomi programı, hükümet öksürse
sarsılıyor!
Gelir uçurumları
Ekonomi deyince, sürekli rakamlar gündeme
geldiği için "insan" unsurundaki uçurumlarda gö-
rünür borç batağının gölgesınde kalıyor.
Krizin ve piyasaların insafına bırakılan çalışan-
ların eline geçen ücret artık sadece reel olarak de-
ğil, rakamsal olarak da küçülmeye başladı. Işsiz-
lik artışının rahatlığıyla eleman arayanlar saat üc-
retini düşürdüler. Imalat sektöründe geçen şubat
ayında 2 milyon 560 milyon lira olan saat ücreti,
2 milyon 450 bin liraya geriledi. DİE verilen, gelir
uçurumundaki artışın da krizle birlikte derinleşti-
ğini ortaya koyuyor.
Hükümetin iş başına geldiği günden beri "Ya-
kında tamam, hazırlıkyapıyoruz"dediği, kamu ça-
lışanlarının maaşlanndaki dengesizlik de düzel-
mek bir yana derinleşti. Geçen yıl kamuda en dü-
şük ücretle en yüksek ücret arasındaki fark 7-8
kattı. Hükümetin, "düşük olanlan düzeltmek zor,
yüksek olanlan biraz daha yükseltelim" politikası,
uçurumun 13-14 kata çıkmasına neden oldu.
Emeklilerin durumu çalışanlardan farklı değil.
Onlarda da alt-üst uçurumu 7 kat. Bu durum ki-
mi çalışanları torpil bulup, 2 ay kıyıda köşede mü-
dürlük yapıp, üst dilimden emekli olmaya itiyor.
Bazı kurumlarda sırf emekli olacaklar için boş tu-
tulan müdür kadrolan bile var. Görülduğü gibi den-
gesizlik, insanları etik dışı arayışlara da itiyor.
Anladık, bu sorunlar IMF'nin gündeminde yok.
Acaba Ankara'da seçim tarihi üzerinde oyun oy-
nayan siyasilerimizin gündeminde kaçıncı sırada
yer alıyor?
ankcum@ttnet.net.tr
Ecevit, 2 ay
sonra MGK'de
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Milli
Güvenlik Kurulu
(MGK), Başbakan Bü-
lent Ecevit'in de katılı-
mıyla perşembe günü
Istanbul'da toplanacak.
Hastalığı nedeniyle son
2 aykurul toplantılarına
gelemeyen Ecevit'in ka-
tılma karan aldığı tem-
muz ayı MGK toplantı-
sında, ABD'nin Irak'a
yönelik operasyon bek-
lentisi en önemli gün-
dem maddesini oluştu-
racak. Şükrü Sina Gü-
rel de ilk kez Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı sıfatıyla
MGK'ye katılacak.
Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer baş-
kanlığında 25 Tem-
muz'da yapılacak MGK
toplantısı, her yıl olduğu
gibi bu yıl da Istanbul 'da
Harp Akademileri Ko-
mutanlığı'nda gerçek-
leştirilecek. Kurul üye-
leri, 14.30'da başlaya-
cak ve 3.5 saat sürecek
toplantının ardından sa-
at 18.00'de HarpAkade-
mileri'nin mezuniyet
törenine katılacak. 3.5
saat planlanması nede-
niylegündemi dedar tu-
tulan toplantıda Özel
gündem maddesinin I-
rak olacağı belirtiliyor.
ABD Savunma Bakan
Yardımcısı Paul Wolfo-
z'inAnkara temasla-
nnın ele ahnacağı ku-
rulda, Türkiye'nin Irak
politikası ve olası bir
operasyon durumunda
izleyeceği stratejinin de
değerlendirileceği kay-
dediliyor.
Başbakan Bülent
Ecevit, Türkiye'ninAB-
D'nin kararhlık mesajı-
nı aldıktan sonra Irak
konusunda pozisyonu-
nu netleştireceği tem-
muz ayı MGK toplantı-
sına rahatsızlığına kar-
şın katılma karan aldı.
Başbakan Ecevit, 2 ay
aradan sonra kurul top-
lantısına kahlırken has-
talığının başlangıcının
ardından ilk kez Ankara
dışına da çıkmış olacak.
MGK toplantısında
Kuzey Irak'taki geliş-
melerele alınırken özel-
likle Irak Kürdistan De-
mokrat Partisi'nin kont-
rolündeki bölgede dev-
letleşme anlamı taşıyan
bazı adımlann değer-
lendirileceği belirtili-
yor. Aynca terör örgütü
KADEK'in bölgede
kendi kontrolünde kur-
duğu yeni bir partinin
faaliyetlerinin de elealı-
nacağı ifade ediliyor. I-
rak muhalefetinin son
toplantılanyla Türk-
menlerin durumunun da
toplantıda masaya yatı-
nlması bekleniyor.