19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
213XMUZ2002SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çter: Havanda sıdövdüler (Cmahuriyet Bürosu) - DV <3enel Başkanı Tasu» Çiller, dünkü lıdrierzirvesinin arondan yaptığı yazılı açüamada seçim tarhinin belirlenmesinin, "hikvimet modelinden' daia öncelikli olduğunu bejterek daha sonra AB ile lgdli düzenlemelerin yanlabileceğini belirtti. Çiier, "Havanda su döülmüştür" dedi. Rcktörlerden • \TNKARA (Cınahuriyet Bürosu) - Yücsek Öğretim Kurulu (Yİ>K) Başkanı Kemal GiriLz. 28-29 Hazıran'da tznir'de toplanan Rectörler Komitesi toplantısı sonuçlannı açkladı. Rektörler K.cmitesi, öğretim üyeleri arasındaki ücret adıletsizliğinin gkerilmesini istedi. Melü Gökçek'e icna emri •AJVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Trabzon Milletvekili ve Avukat Rahmi Kumaş, Ankara Anakent Belediyesi'nin Danıştay'ın iptal karanna karşın 5 aydır değiştirmediği 'cami motifli' simgesinin kaldınlması için mahkeme karanyla belediye hakkında icra emri çıkarttı. Kumaş, "7 gun ıçinde amblemin her yerden kaldınlmasını ve yargılanma giderlerinin ödenmesıni istiyoruz. Eğer, belediye icra emrine uymazsa, AŞTÎ başta olmak üzere alt ve üst geçitlerden amblemi icra yoluyla kaldırtacağız" dedi. Zorunlu 12 katrilyona ulaştı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazine MüsteşarlığTndan yapılan açıklamada, 31 Mayıs 2002 tarihi itibanyla, kamuoyunda zorunlu tasarruf fonu olarak bilinen Çalışanlann Tasarruflannı Teşvik Hesabı'nda oluşan zorunlu tasarruf fonundaki birikim 12 katrilyon 119 trilyon 8 mılyar liraya ulaştığı açıİdandı. Pakistanlı generalin rüyası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'yi ziyaret eden Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Yusuf Han, Mılli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu tarafindan kabul edildi. Türkiye'yi ilk kez ziyaret etnğini belirten Orgeneral Han, 'Orgeneral Hilmi özkök'e beni davet ;derek rüyalanmın ierçekleşmesini sağladığı xın teşekkür ederim" iedi. TTB'nin 51'inci kongresi • ANKARA (AA)-Türk Tıbıpleri Birliği'nin 51. C'lağan Büyük Kongresi'nde seçimleri, eki yönetimin grubu 'Etkin Demokratik 7TB" kazandı. Ankara İniversitesi Morfoloji Bınası'nda toplanan ve 2 rin süren kongrede, 301 elege oy kuüandı. ilusal Hekim Dayanışması ve Etkin Demokratik TTB Grubu :taıak üzere iki ayn ;stenin yanştığı bngrede, Türk Tabipieri Birliği Merkez KuruHan >eçimi yapıldı. Seçimler onucunda, Merkez IConseyi, Denetleme ûırulu ve Yüksek Onur üırulu adaylan •elirlendi. TBMM Genel Sekreteri Vahit Erdem, 21. dönem 4. yasama yılını değerlendirdi: Meclis'te 118 bin hastaya tedavi Vahit Erdem. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Genel Sekreten Vahit Erdem, 2001 yılı kesin hesap sonuçlanna göre 13 trilyon lira tasarruf sağlandığını, aynı anlayışın 2002 yılında da sürdürûldüğünü söyledi. Erdem, emekli olanlann yerine yenılerinin alınmaması ile TBMM'nin personel sayısında 18 azalma olduğunu dile getirdi. TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Erdem, Meclis'in çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sona eren yasama yılında 58 yasanrn çıkanldığını belirten Erdem, dokunulmazlıkla ilgili Başbakanlık'tan gelen 24 tezkerenin karma komisyonda bulunduğunu bildirdi. Erdem, ölüm cezalanna ilişkin gönderilen 6 tezkereden ikisinin Başbakanlık'a gönderildiğini, 4'ünün ise komisyonda olduğunu anlattı. Erdem, TBMM Başkanı Ömer İzgi'nin göreve geldiğinden bu yana 6 ülke parlamento başkanını ağırladığını, karşılığının resmi daveti üzerine kendisinin 3 ülkeye ziyarette bulunduğunu dile getirdi. Erdem, TBMM arşivinin elektronik ortama geçirilmesi için çalışmalann sürdüğünü belirtti. Erdem, TBMM bünyesindeki saray, köşk ve kasırlann restorasyonlannın bilim adamlan gözetiminde sürdürûldüğünü, ağırlığı Dolmabahçe Sarayı'na verdiklerini dile getirdi. Emekli olan personelin yerine gerekli olmadıkça atama yapümadığını anlatan Erdem, "Dışandan ahnan sağhk hizmeti giderleri ciddi bir incdeme ve denetim üe kontrol altına ahnmışur. TBMM Sağhk MerkezTnde 78 bin 226 hastaya sağhk hizmeti verümiştir. Laboratuvartarda 31 bin 547 hastaıun tahlil ve tetkiki yapıhnış, diş tedavisi ünitesinde 8 bin 614 hastaya hizmet verflmiştir. Eczanemizde 33 bin 429 hastayareçetehizmeti sunuinuştur" diye konuştu. Sökmenoğlu, anadilde yayın ve eğitim konusunda ödün verilmeyeceğini söyledi Kürtçe resti: Çekiliriz• MHP'li TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Ecevit ve hükümet ortaklannı eleştirdi. Türkiye'nin kilitlenmiş olduğunu söyleyen Sökmenoğlu, ABD'de birkaç saatliğine bile vekâlet verilmesine dikkat çekti. DYP Genel Başkanı Çiller: Hükümetin her haftası bir seçim maliyetinde ANKARA (AA) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Türkiye'nin bir an önce seçim hükümeti kurarak seçime gitmesi gerektiğini sa\iınarak "Bu hükümetin her haftası ülkeye bir seçim mahyetindedir" dedi. Çiller, ekonomik duruma ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, vatandaşm geçim sıkıntısının artarak devam ettiğini, Türkiye'nin IMF'ye en borçlu ülke haline getirildiğini öne sürdü. 'Seçime gitmek tek çare' Çiller, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "2001 yıhnda yüzde 9.4 küçüldükten sonra adeta yüzde 0 civannda (0.7) büyüme, bu hükümetin beceriksizliğinin göstergesidir. Ûlkenin \ önetiminde hiçbir hükümet bulunmasa dahi yüzde 10 küçülmenin ardından bunun yansı kadar az hata yapılabilseydi, yüzde 5 büyüme oiurdu. Bugün faizîer yine artmış, bankalar sıkıntıya girmiş, döviz yine yükselmiştir. Esnaf için, KOBİ için durgunluk hat safhadadır. Cumhuriyet tarihi, hiçbir döneminde bu kadar ayıplı bir hükümet yaşamadı. Türkiye bir an önce seçim hükümeti kurarak seçime gitmelidir. Bu hükümetin her haftası, ülkeye bir seçim maüvetindedir." ANKARA (CumhuriyetBürosu) - MHP'li TBMM Başkanvekıh Murat Sökmenoğlu, Türkiye'nin kilitlen- miş durumda olduğunu, piyasalann Başbakan Bülent Ecevit'in sağlıği nedeniyle endişe duyduğunu söyle- di. Sökmenoğlu, "Bu kadar dene- yinüi bir bderin Türkiye'nin ekono- misinin kendisi hasta yatarken bozu- lacağuugörmesilazım'' derken Ece- vit'in neyi ne zaman yapacağını bil- diğini, telkinle çekilmeyeceğini be- lirtti. Idamkonusunda Meclis'in ola- ğanüstü toplanabileceğini söyleyen Sökmenoğlu, "Ancak Kürtçe eğitim \eyayın konuianndaanlaşırlarsa önü- müzdeki dönemde bizi hükümette göremezsiniz'' dedi. Sosyaldemokrat Halk Partisı (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçm, dün bir süre önce by-pass ameliyatı olan TBMM Başkanvekili Sökme- noğlu'na geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Türkiye'nin kilitlenmiş du- > ökmenoğlu, "Kürtçe eğitiın ve yayın konuiannda anlaşırlarsa önümüzdeki dönemde bizi hükümette göremezsiniz'1 ' dedi. Ahmet tyîmaya: Saydam devlete geçflmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Amasya Millefrvekili Ahmet İyiınaya. devlette saydamlığı amaçlayan "Idari Usul ve Bilgi Edinme Hakta" yasa önerisini TBMM Başkanlıgı'na sundu. îyimaya, düzenleme ile gizli devlet anlayışmdan saydam devlet anlayışına geçişin amaçlandığını bildirdi. îyimaya, dün TBMM'de düzenlediği basın toplanüsında yasa önerisi hakkında bilgi verdi. Türk hukukunda idari usul ve bilgi edinme hakkına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını belirten îyimaya, Türkiye'de bu yönde toplumsal bir talep de olmadığını dile getirdi. Îyimaya, önerinin yasalaşması durumunda bürokratik uygulamalarda hukuksuzluğun en aza ineceğini savundu. rumda olduğunu, Başbakan'ın sağ- lığı konusunda fısıltı gazetesi halin- de sanal raporlann dolaştığını ve in- sanlann kafasının kanştınldığını an- latan Sökmenoğlu, 1994 yılında da Standart and Poors'un yine kredi no- tunu düşürmesiyle Türkiye'nin kri- ze doğru gittiğini anımsattı. Sökme- noğlu, "Bu gelişmeler sadece spekü- latörierin geüşmesi değfl Başbakan'm rahatsızhgmdan kaynaklanan endi- şeterdir" dedi. ABD Başkanı 'nın bir- kaç saatliğine bile vekâle- ti yardımcısına verebildigi- ni, Türkiye'de ise hâlâ, "Başbakan kime vekâlet verecek,verecek mi verroe- yecek mi endişesi" yaşan- dığını söyleyen Sökmenoğ- lu, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Benhastalandım,ar- kadaşbrmıMecis'içahşar- dılar,vekâlet otomatikişle- di. Başbakan, Kıbns'tay- ken hastalansavdı o zaman protokol gereği Sayın Bah- çeli,otomatikman vtkfl ob- cakü.OnuniçinbugEçensü- re zarfinda çokşey kaybet- tik." Başbakan'ın görevi bırakmasına ilişkin görüş- lerin ammsatılması üzeri- ne Sökmenoğlu, Ecevit'in neyi ne zaman yapacağını bildiğini, telkinle çekilme- yeceğini söyledi. Ecevit'in melekelerinin çalıştığına, vücudunda bir anza oldu- ğuna işaret eden Sökme- noğlu, "Ufiıkta seçim gö- ründü" açıklamasını ken- disiyle ilgili spekülasyon- lara son vermek için mesaj olarak nitelendirdi. Sökmenoğlu, "Başba- kan'ın rahatsızlığının uzun süre dev'am etmesi ekonomi açısından tehB- keti değil mi" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bu ka- dar deneyimli bir tiderin Türkiye'nin ekonomisi- nin kendisi hasta yatar- ken bozulacağmı görme- silazım. Amerika'dange- tirttikleri, ekonomidenso- rumhı Sayın Derv ış'in de bira\dırikazlan\arveSa- ym Başbakan Oede çoksı- caktemaslarhaünde. De- mek ki Sayın Başbakan böylebirtebJikevigönnü- yor ki devam ediyor." IRMIKI AYDIN ENGİN [email protected] Bu yazıyı çok değil iki üç hafta önce yazsaydım "Diye- lim ki.." diye başlayan cümle- ler kurmak zorunda kalacak- tım: Diyelim ki Avrupa Biriiği'ne girmedik... Diyelim ki bencileyin aymaz- lar da AB'nin ne menem bir bela, ne berbat bir kumpas, nasıl gözü dönmüş bir fesat ya- tağı olduğunu anladı, anlatı- lanları dinledi, okudu ve inan- dı ve elbirliği ile AB üyeliği için yaptığımız başvuruyu geri çek- meye karar verdik... Diyelim ki AB'ye girmekten vazgeçtik... Diyelim ki... Demeyelim.. Bugün artık böylesi cümle- lere gerek yok. Türkiye, uzunca, çok uzun- ca bir süre için AB dışındadır. Yani yorgan gitti, kavga bit- ti. Artık Kopenhag ölçütleri, si- yasal koşullar, ulusal program- da verilen sözler gibi dayat- malar, bastırmalar yok. Olsa bile önemi yok. Şimdi kaldık biz bize... Kaldık Biz Bizeeeee... Gelin şimdi bu "biz bize"y\ konuşalım. • • • En basıtinden başlayalım. ölüm cezasj. Türkiye Cumhuriyeti'nin Ce- zaYasası'ndan ölüm cezasının kazınmasından yana mıyız? Tartışmayı, "Idamı Abdullah Öcalan'/ assak da mı kaldırsak, asmadan mı kaldırsak" gibi iğ- renç bir ilkelliğe sürüklemeden, açık ve seçik bir yanıta gerek- sınımimiz var. Idamı, yasalanmız- dan kazıyacak mıyız, kazıma- yacak mıyız? ölüm cezasını "devletin ci- nayet işlemesi" olarak mı ta- nımlayacağız, yoksa "suç işle- yenden toplumun intikamı" ola- rak mı? Yani çağdaş bir ülke mi ola- cağız, tlkel bir ülke mi? • • • Tamam artık Kopenhag öl- çütleri bizi bağlamıyor, ama ül- kede azınlıklann kendi anadille- rini öğrenme hakkını tanıyacak mıyız, tanımayacak mıyız? Tartışmayı "Lozan Anf/aşma- sı'nda Türkiye 'deki azınlıklarta- nım/anm/şf/r. Orada Kürtler bir azınlık olarakyer almıyorki.." gi- bisinden anlamsız alanlara çek- meden, bu ülkede bir Kürt ger- çeği olduğunu kabullenerek ke- za Türk, Kürt, Süryani, Çerkez, Abaza, Laz, Ermeni, Rum etnik kökenli yurttaşların harman ol- duğu bu coğrafyada anadillerin korunmasını ve devletçe destek- lenmesini, bu toprakların kültü- rel zenginiiği, göz alıcı bir insan mozaığinin yaşatıldığı birçok renklılik olarak mı kavrayaca- ğız, yoksa "Bugün dil, yann top- rak. Bu Türkiye'yi bölmek de- mektir" paranoyasına kapılıp Anadolu'nun çok renkli moza- iğini Alpaslan Türkeş gibi "Ne mozaiği uian! Mermer, mermer" diye reddedıp anayasal dilekçe hakkını kullananlan YÖK'leyecek ve içeri tıkacak mıyız? • • • Kıbns için nasıl bir çözüm ön- görmekteyiz? "Çözüm, çözümsüzlüktür" dıyen, demese bile çözümsüz- lüğü süreğen kılan şahinlerin sa- fında mı yer alınacak, yoksa Kıb- rıslı Türklerin sesine mi kulak verilecek; onların tercihlerine destek mi verilecek? Yani Kıbns, toplumunu oluş- turan iki etnik grup arasına kan girmiş, güvensizlik girmiş, düş- manlık girmiş ama yine de bir başka ülke midir; yoksa artık kuzey bölümüTürkiye'ye ait bir ada mıdır? KKTC'yi, hani şu bizden baş- ka hiçbir devletin tanımadığı KKTC'yi, sahiden ayn, bağım- sız bir devlet olarak mı tanıyo- ruz, yoksa "mış gibi" mi yapı- yoruz. Yani Kuzey Kıbns, Anka- ra'dan mı yönetilecektir, yoksa Lefkoşa'daki KKTC pariamen- tosunca mı? Kıbns'ın geleceği- ne adanın Türk ve Rum halkla- n mı karar verecektir, Atina ve An- kara mı? Bunlarciddi sorulardır, zorso- rulardırve AB bastıımasıyla de- ğil (artık yok), yaşamın bastırma- sıyla mutlakayanrtlamak zorun- da olduğumuz sorulardır... ••• Yukanda sıralanan ve "biz bı- ze" de çözmek zorunda olduğu- muz üç soru (ya da konu) AB tar- tışmalarında fazla öne çıktıkları için seçildi. Yoksa "biz bize" çözüme ka- vuşturmamız, nasıl çözüleceği- ni mutlaka yanıtlamamız gere- ken daha bir dizi soru ve sorun var. Belki hepsini kapsayantek bir temel soru da üretebiliriz: Türkiye gerçekten demokra- tik bir ülke olacak mı? Olacak- sa bu nasıl bir demokrasi olacak? Bu soruyu (ve ondan türeyen bir dizi alt soruyu), AB üyeliği yolunda ilerlerken yanrtlamak zorundaydık; AB'den bağımsız olarak da yanrtlamak zorunda- yız. Kimilerinin karabasanı AB'ye üyeolmaktan kurtulunabilir, ama bu sorulardan asla!. Madem artık b'ız bizeyiz, öy- leysebuyrun, "Nasıl bir Türkiye, nasıl bir demokrasi" sorusunu AB için değil, kendimiz için tar- tışıp karara bağlayalım... Yani herkes eteğındeki taşla- rı ortaya döksün bakalım... POIİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Türkiye Kaynıyor... Yaşları 18-25 arasında genç insanlan görü- yorsunuz caddelerde... Elleri ceplerinde vitrinleri seyrediyorlar... Batman'dan Bitlis'e, Diyarbakır'dan Van'a dek Güneydoğu'da bu görüntüler çıkıyor orta- ya... Aynı görüntüleri Istanbul'dadagörebilirsinizL Güneydoğu'ya devletin bir kuruşluk yatı- nmı yok!.. Terörbitmiş, ama işsizlik ve yoksulluk bit- memiş!.. Türkiye siyasi ve ekonomik olarak bir çıkmaz sokakta!.. The Observer gazetesi şöyle yazıyor: "Türkiye, siyasi ve ekonomik olarak uçuru- mun kenarında..." Türkiye IMF'den en çok borç alan ülke ko- numunda... Umutsuzluk dalga dalga yayılıyor... Başbakan Bülent Ecevit artık ağır hasta. Ama Ecevit, "Benden sonrası tufan " dediği için kol- tuğunu bırakmak niyetinde değil!.. DSP içinde başlayan dokuzlar hareketi ise 'medya 'da destek görmedi... Bizim medya "Ecevit çekilsin * diyor, ama DSP içinde başlatılan dokuzlar hareketine sahip çık- mıyor... Bir zamanlar Bülent Ecevit'e çok yakın işa- damıyla konuştum geçen hafta... Aynen şöyle dedi: "DSP içindeki dokuzlar hareketi topluma taşınırsa büyük destek görür..." Pek çok insan da aynı düşüncede... Diyorlar ki: "Dokuz kişinin hepsi de gelecek hesabı yap- mayan, siyasal bilinci olan, demokratiksol kim- liğiyle tanınan politikacılar. Eğer, medya onla- ra destek verirse, onlar da bu hareketi Anado- lu'ya yayarsa, Ecevit'siz bir DSP, erken ya da olağan seçimde tek başına iktidara gelir..." • • • Dün üç lider bir araya geldi... Peki üç lider ne konuştu? Türkiye'deki siyasi tıkanıklığın sürmesini is- teyenler Siyasi Partiler Yasası'nın, Seçim Ya- sası'nın değiştirilmesi için tek bir adım atma- dılar bugünedek!.. AslındaTürkiye'yi siyasi, ardından ekonomik tıkanıklığa sürükleyenler Mectis'te olan parti- ler değil mi? Üç lider dün havadan sudan konuştu!.. Oysa Türkiye kaynıyor... Yoksulluk smırı 1 milyar lirayı aşmış!.. Güneydoğulu işadamları, sanayiciler isyan ediyor: Türk Lirası Başbakan Ecevit'in hastalığının artmasından bu yana geçen sürede yüzde 20 değer yitirdi, faiz oranları yüzde 15 yükseldi, devlet Pamukbank'a el koydu... Türkiye uçurumun kenanndan yuvarlanmak üzere!.. Böyle bir ortamda liderler zirvesi toplanı- yor!.. Batman çarşısındaki lise mezunu işsiz genç- lerin çığlıklartnı duyuyor mu liderler? Hiç sanmıyoruz!.. Ulusal Futbol Takımımızı Taksim Alanı'nda kar- şılayan, Tarkan'ın şarkısıyla coşan on binler, ya- nn yeniden bir araya gelip "Açız" diye bağırır- larsa Ecevit, Bahçeli, Yılmaz ne yapaıiar aca- ba? "Gözlerinizi bize çevirin..." Son bir buçuk yıl içinde binlerce işyeri, fab- rika, kapandı, Trakyalı tekstilciler Bulgaristan, Romanya ve Arnavutluk'a kaçtı!.. Türkiye'de bürokrasi çöktü!.. Yani sistem çalışmıyor Türkiye'de... Çağdaş toplum yapısını Türkiye'de ara ki bulasın!.. • • • DSP'de dokuz saygın ismin başlattığı de- mokratik hareket eğer topluma anlatılabilirse, bugün futbola duyulan ilgi ve duyarlık siyase- te taşınabilir!.. O zaman toplumun büyük kesimi umutları- nı mahalle kabadayılarına, din pazaıiamacıla- rına değil, kendilerini çağdaş bir dünyaya taşıyacakiarına inandıklan partiye ya da parti- lere bağlarlar!.. Bir dönem Bülent Ecevit bu umudun 'Kara- oğlan'\ olmuştu; etnik, dinsel, mezhepsel kim- likler gelecek için aynı yolda yürümeye baş- lamıştı... Batman'daki gençler de "Umudumuz Kara- oğlan" diyordu, Edirne'deki gençler de... hikmet.cetinkaya a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlaryağmurvekuşlar C U H İ Z İ ı A Y ı n CıL ı K Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle