27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 16TEMMU2 2002SALI OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus<Ş cumhuriyet.com.tr EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Arkada Kimler Var?Ikide bir «rşımıza çıkartılan bir de- yimvar; "YeniOluşum"... Yeniolmak, yenilik yapnak bir savdır "Biz önce- Jcilergibideğiliz, bizyeni arayışlar, bu- Juşlar, yenı sunuşlarda bulunacağız" cJemektir. heryenilikyararlı mıdır? Her yeni ç/kış öicekilerden üstün müdür? Eskimeyen. yeniler vardır. Eskinin es- kisiyenilerde... ismail Cem sonunda lideıiiğe ka- vuştu! Yıllarca bekledi, özledi, yazdı çiz- di, konuştu, o parti bu parti, derken ye- n i biroluşumun, yakın günlerde orta- yaçıkacak 'çağdaş çoğunluk"un lide- ril... önce şu çağdaş çoğunluk neyin ne- si? Kimin, hangigörüşün, düşüncenin çoğunluğu? Politikada bir büyük ço- ğunluğun oluşturulması, böylece ülke yönetiminin çağdaş, uygar, halkçı, eşit- lîkçi, gerçekanlamda bağımsız biryö- netimin kurulması yıllardırözlenen bir dilek..Hep yazılır, söylenir Atatürk Cumhuriyeti'nin temel ilketerinde, halk- tan, emekten yana bir çizgide birteş- mek, seçim yofuyla iktidara gelmek, Cumhuriyetin ilk yıllanndan, 27 Mayıs devriminden bu yana unutulan ger- çek ulusçuluga bağlı biryol izlemek... Benim anladığım çağdaş çoğunluk, yelpazenin solundaki partilerin, kişi- sel anlayışlan bir yana rtip; çağdaş, halkçı, cumhuriyetçi cephede buluş- malandır. CHP'den SHP'ye. İP'den, ÖDP'ye, TDP'den, Cumhuriyetçi De- mokrasi Partisi ve diğerlerine kadar geniş bir cephenin kurulabilmesi. se- çimlerde çoğunluğu sağlayarak yan- lış akımların, çağdışı niyetlerin önü- nün kesilmesi... DSP'den koparılan milletvekilleri- nin, Cem, Derviş, Özkart yönetimin- de oluşan bir partinın de bu cephede yer alması gerekmez mi? Yoksa yıllar- dır beklediği liderliği elde eden İsma- il Cem, (niye İsmail Cem Ipekçi de- ğil!.. Abdi Ipekçi soyadını sakladı mıy- dı?) çağdaş bir Türkiye'nin yaratılma- sı çabasında neden apayrı bir partinin kurulmasını ister? 12 Eylül döneminin ardından Cem'in de bir sosyal demokrat parti kurmaya heveslendiğini anımsıyorum.. Daha sonra SHP'de Erdal Inönü'ye karşı genel başkan adayı oluşunu!... Ardın- dan CHP'de Baykal'la yanşmayarak DSP'yegeçişini... Ecevit'in isteğiyle Kayseri milletve- killiğine seçilişinı, Ecevit hükümetlerin- de liderin çizgisinde uyumlu Bakanlı- ğını!.. Özkan'lı, Derviş'li, Cem'liyeni par- tinin öncekilerden farklı olacağını san- mıyorum. Sayısı elliye varan parti bol- luğuna bir katkı daha!.. Bu da TÜSİ- AD'lann Oda'lann Borsa'lann, dış ve iç egemen güçlerin; basını, tv'leri elin- de tutan medya patronlannın gözde- si bir parti!.. Türk halkının böyle "ye- ni" ya da "çağdaş" diye ortaya çıkan- lara karşı çok dikkatli olması gerek! "Kim vararkada, kimler, hangiçevre- ler var?" diye düşünmesi... Neomakyavelistler... Prof. Dr. Unsal YAVUZ Tarihi Ens. Öğr. İ'yesi M achiavelli'nin XV{. >üzyılın ılk çe\Teğin- de yazdığı ünlü Prens (II Principe), kişinin yönetiei konumuna ge- lebilmesi için iktidan elegeçirme yön- temlerini geniş birtarihsel bakış açısı için- den ele alıp, çıkardığı siviJ ya da asker yönetiei ömeklerini inceden inceye ir- deleyerek, analızleryaparak sonuca ula- şır ve genel sonuçlannı dersler çıkarmak ilzere sadece gelecekteki yöneticilere değil. aynı zamanda belki de büyük öl- çüde olası tuzaklara düşmemeleri için yönetilen yığınlara da bırakır. Machiavellizm, politikadaamacaulaş- mak için ahlaka aykırı da olsa her tür- lüaracıhoşgörenanlayıştır. Gerçi Mac- hiavelli. kendisine yakıştınlan "Amaç araa hakh kdar" tümcesini söylememiş- tir. ama zorunluluklardan söz etmiş. Prens" in davranışının koşullardan kay- naklanmasını ve ulaşılması istenilen amaca uygun olmasını önermiş. elde edilen sonucun her şeyi unutturduğunu belirtmiştir. Prens'in şiddete başvur- maya karar vermesi. Machiavelli için bir ahlak sorunu olmaya, önceden belirle- nen bir hedefe erişmeye yönelik siya- sal bir seçimdir. fktidan eie geçırip el- de tutmak bireysel bir karardır. ama bir kez bu yola girdikten sonra, iktidann ko- nınması için. hiç aynm gözetmeden her türlü önlemin alınması gerekir. Machi- avelli, Prens'i hep iki seçenek arasında bırakır. Bunlardan biri doğru. diğeri Ankara Üniversitesi Türk Inkıîap >anlışör. Ne var ki,ahlak açısından doğ- ru olan seçim, çoğu kez politika açısın- dan yanlıştır. politika açısından doğnı olan,ahlakaçısındanyanhşbr. \ lachiavet- li ağırlığını poUdkadan yana koyar (*). Ona göre Pnens, hayvan gibı davran- mayı iyi bilmesi gerektiğine göre hay- vanlar arasında tilki ve aslanı seçmeli- dir: çünkü aslan kendini tuzaktan koru- yamaz. tilki de kendini kurttan koruva- maz, bu nedenle tuzaklan tanımak için tilki,kurtian korkutmakiçindeaslan ol- mak gerekir. Aynı zamanda Prens ken- disinı görüp dinleyenlere tepeden nr- nağa bağısJa\ıcı, tepeden tımağa inanç- b, tepeden tırnağa düriist, tepeden ür- nağa insancıi. tepeden tımağa dindar gorünmelidir Günümiiz prenslerine gelince: Bura- da Prens, son derece kapsamlı birtanım olarak herdüzeyde Şönetici'yı içermek- tedir. Zaten Machiavelli'nin anlatmak is- tediği de budur. Tarih bize bunlann en gûzel ömeklerini sunmaktadır. "Prens'in yazılışının üzerinden geçen vaklaşık 500 yıllık tanh kesiti de kişiliklerin çar- pıcı örnekleri ile doludur. Giinümüz Ne- omakyavefcderidededeierineyakışırso- runlar olarak onlara taş çıkanrcasına biitün yeteneklerini kullanarak çeşitli platformlarada boy göstermektedirler. Bunlar güncel yaşamımızda bir devlet adanu siyasetçi,yerel yönetiei, sendika- a, biirokrat, teknokrat,de\ letin her ka- demesindedanısman veünhersite> öne- ticisi, öğretim üvesi görünümünde kar- Alman titizliği: En güvenillr otomobili bulmak için Alman Teknik Denetleme Birliği (TÜV) 29 milyondan fazla test yaptı. Türk cömertliği: Kazanan otomobilin fiyatı 22.330.000.000 TL focus Jf! 1-3 yaş otomobiller arasında 2002 yılının en güvenilir otomobili Almanları bilirsiniz... Her zarrran ince eleyip sık dokurlar. Ama bazen abartıyorlar: Alman Teknik Denetleme Birliği (TÜV) 2002 yılının en güvenilir otomobilini seçmek için 1.531.630 otomobille milyonlarca test yaptı. Günlerce çalıştılar, yoruldular. Sonuç? Tabii ki, Ford Focus birinci oldu. Ya bizim cömertliğimize ne demeli? Ford Focus, temmuzsonuna kadar sadece 22.330.000.000 TL.* Kabul edeltm... Biz de bazen abartıyoruz. www.mavianahtar.com forddirekt hattı 0212 473 3673 MAVf ^ANAHTAJ» tasarımı yaşamdan güveni teknolojiden " Ford Focus Comfort 1 6ı 5K ve Opak ren« seçeneğı ıçn tavsye edılen anahtar teslımı fiyatıdır şımıza çıkmaktadır. Önceükli olarak kişisel çıkariannı. eğer \arsa özgöre\lerini (misvonlannı) sürdürebilmenin ancak ve ancak sahip olduklankonumu kormabibnektengeç- tiğinin bilincinde olan bu Neomak}ave- listtaslaklarbunu başarabilmekiçin bO- dikleri \a da bulduklan vöntemleri us- talannataşçıkartacak şekiktekuOanmak- ta duraksama göstermemektedirler. Kurumlara göz attığımızda bunlann en çarpıcı ve düşündürücü örnekleriy- le karşılaşmak olanaklıdır. Bu ktırum- lariçinde siyasal platform. en zengin ola- nıdır. Biitün hesaplan olası bir 'erkense- çim'le sandığa endekslenmiş olan bu çevreler için oy gelsın de kimden ve na- sıl geiirse gelsin düşüncesi egemendir. Bu nedenle ağırlıklı olarak halkın duy- gulanna. inançlanna yönelik söylem- Ieriyle dikkatleri çekmektedirler. Kirni- leri sade vatandaşlann dinsel ınançlany- la sorumsuzca ovTiayip ellerinden gel- diğınce sömürürken kendileri bu kuru- mun ödünsüz sahibi ve tek mücahidi olarak ortaya çıkmakta. öte yandan al- tm ve dolan tasarruf için en etkili biri- kim nesnesi olarak gün gelir lazım olur düşüncesi ile bolca bir köşeye atmak- tan geri kalmamaktadırlar. Bunlar için türban (ya da sorumsuzca genelleşmiş haliyle başörtüsü) ezeli veebedi asla \az- geçilemez sömürü aracını oluştururken bu kez de kendilerini kişi hak ve özgür- lüklerinın \ilmaz savunuculan olarak görmektedirler; töreleri dışına çıkama- >an kımilen de güncelliğini yitırmiş ve hayalden öte anlam taşımayan büyük oluşumlan düşlemenin rehaveti içinde ülke gerçeklerini ve insanla- nnm yazgılannı gözardı edip sanki tek muhafızı kendile- rivTîiışçesine ulusal degerler üzerine politika üretirken. uluslararası kuruluşlann bas- kıcı veyaptınmcı politikala- rına boyun egerek ülkenin maliyesinden sonra ekono- mik bağımsızlığını da toptan ortadan kaldıracak olan ya- sal değişikliklerin altma im- zalannı kqymakta duraksa- ma göstermemektedirler. Ki- milen ıse uygarîık dünyasıy- la bütünleşmenin getireceği sınırsız olanaklann düşünü görmenin mahmurluğu için- de girdikleri vanşın berabe- rinde getireceği olumsuzluk- lan umursamaksızın tam bir aymazlık ve sapkınhk içinde teslimiyetçi politikalara yö- nelmektedirler. Bunun için Atatürk'ün gösterdiği hedef- leri kendince sorumlavarak küçük hesaplanna dayanak bulmasa daandadırlar. bun- lann geneli "Bizden başka seçenek yok!.. Biz gidersek felaket getir!.. Seçimlermi?_ Düşünmek bile istemiyo- nım!_" gibi benbffirimd. ben- merkezlİNaklasımlar içinde; kimileri siyasetteki eksileri- ni artılara çe\ irme aşkı için- de çözüm ararken çözümsüz- lüğün batağına gömüldüğü- nün ayırdında bile değil. Va- roluşunun temel felsefesini görmezlikten gelip adeta dış- layarak oy sağlayabileceği- ne sadece kendisini inandır- dığı seçeneklere yönelme v e her şeyi kınp dökme yanşın- da: kimileri sözcük dagarcı- ğının yetersizliğinden kay- naklanan. düşüncelenni doğ- nı ifade edememenin \erdi- ği sıkıntmın yanı sıra üzerin- de vaşanan coğrafya ve ortak geçmiş konusundakı cahil- lıklerini saklama dürtüsüyle fırsat bulduklan her şeye bi- linçsızce saldırarak gündem- de kalmaya çalışma psikozu ıçindeler. Kimileri de fırsat bulmuşken kunımlarda kad- rolaşmanın hesabı içinde; ki- mileri eğitimlerini görüp dip- loma ve meslek sahibi olduk- lan ülkelere olan dıvetlerini ödeyebilmenin yanı sıra rant sağlavabilmek için hızlı biriş- birliği içindeler. Çözüm: Ülke ve toplum- ların kalkınmasında ve iyi yönetilmesinde temel etmen eğitilmiş. düşünen. araştıran ve üreten özgür insandır. Son v ıllarda. toplumda vegıderek idari yapıdaki bölünmeleri beraberinde getiren eğitim sistemindeki ikilemlere ar- tık kararlı ve ödünsüz politi- kalarla son venlmelidir. En üst düzeyde eğitim kal- kınmasını gerçekleştireme- miş olan toplumlarda demok- rasiden söz etmek anlamsız olacağı gibi. ulusal çıkarlar doğrultusunda politikalar üretmek de olanaksızdır. Artık tüm ulusal güçlerin ülkenin yazgısını eline alma zamanı çoktan gelmiş ve geç- mektedir. Demokrasi içinde bunu başarmanın yolunun ise öncelikli olarak ülke koşul- lanndan hareket eden, ulu- sun sesini birebiryansıtacak, seçim yasalannda yapılacak düzenlemelerden geçmekte- dir. * Niccolo Machiavelli, Prens, Çev: Rekin Teksoy. 2. Baskı, htanbul, Oglak Ya- vınlan, Sisan 2000, s:20 vd. PENCERE Senaryo, Komplo, Rüya, Kâbus... Hop oturup hop kalkıyoruz, şallak mallak olduk, ne yapacağımızı şaşırdık, ortalık birbirine giriyor; iki sözcük modalaştı: Senaryo.. Komplo.. Ciddiyet middiyete, akıl makıla, edep medepe, ihanet mihanete, vefa mefaya, medyamız datımar- haneye dönüştü; olacağı buydu... Mevlam bakalım neyler.. Neylerse güzel eyler.. • Durum böyleyken gazetede yorum yapmakla fal açmak arasında bir fark kalmadı... Peki, neyapmalı?.. Önce Türkiye'nin nasıl bir dünyada ve nasıl bir coğrafyada yaşadığına bakmalı!.. • Insan dünyanın yuvarlak olduğunu anladığı gün- den bu yana 'Küreselleşme' sürecine girmişti; an- cak, bu yolda son on yıl bir başka türlü yaşandı... 1991'den önce 'Sovyetler' nedeniyle dünya 'Batı-Doğu' diye ikiye ayrılırdı... Sovyetler yıkılınca, iş değişti. Küreselleşme ge- mi azıya aldı; doludizgin dörtnala 'globalizasyon' on yılda ne sonuçlar verdi?.. Yoksullar daha yoksullaştı.. Zenginler daha zenginleşti.. Bir yanda 'birleşme' öte yanda 'parçalanma' bir arada ve zamanda hayata geçirildi; 'Âvrupa Birli- ği' kurulurken Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya'da bir sürü yeni devlet kuruldu. 199O'lı yıllarda Anadolu'yu da parçalamak iste- diler; ama, başaramadılar... • öyle bir zamanda yaşıyoruz ki Amerika, bir yan- dan Afganistan'ın tepesine binerken öte yandan Irak'a saldınya hazırlanıyor; herkes remil atıyor, sa- vaşın zamamnı saptamaya çabalıyor... Ekim mi?.. Şubat mı?.. fürkiye'yi 'ters-kepçe'ye düşürecek böyle bir saldınya karşı, tarafsızlığımızda direnebilecek mi- yiz?.. Saldın sanki Irak'a değil.. Bize!.. Ekonomide IMF'nin güdümüne girmiş bir muh- taç ülkeyiz; Anadolu'nun bölünmesi senaryosu tut- madı; ama, bölge coğrafyasında savaş rüzgârlan esiyor... Irak parçalanacak mı?.. Bölgedeki oyunculann hepsini biraraya koydu- ğumuz zaman, bize ulusal çıkarlanmızı gözetebi- lecek güçlü bir hükümet gerekli; buna karşın An- kara'daki durum tartışmasını nasıl vurguluyoruz: Senaryo.. Komplo... Peki, bu bir rüya mı?.. Kâbus mu?.. • Medyada sorumluluğun yoğunlaştığı tarihsel bir dönemeç noktasında bulunduğumuzu sanıyorum; gazeteci ne senaryo tezgâhlamal/, ne komplolann içine girmeli, ne de o ya da bu parti hesabına kişi- sel saldırılara kendisini kaptırmalı... Nerüyagörmeli.. Ne de kâbus... "Irak savaşında ben Başbakan olmalıyım" diye- bilen partili liderierin yaşadığı bir toplumda aklı ba- şında olanlann biıieşip buluşmalannı dilemekten gay- rı bir yol ve yordam yok... NÂZIM HlKMET şarkıları Kadınlanmız • Japon Bahkçısı • Karlı Kayın Oımanında • Mavi Liman • Kanatlan Gümüş • Tahir'le Zühre Meselesi • Seni Düşünmek • RuhiSu Sümeyra Zülfü Livaneli Cem Karaca Inci Çayırlı Esin Afşar Emin Igüs .Nizıın Hikmef Kültür \e Saoaf \*xkfı VCD lOtap; valjf mertezmden \e kıtabe\lennden lemm edılebılır Sırasslviler Cad No. 48. Kat I Taksım Tel&Faks. (212) 252 63 14 - 15 T C Kültür Bakanlığı'nın katkilamla hazırlanmıştır ORTACA AS1İYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo:2001 140 D. Günü: 13.06.2002 Davacı Maliye Hazinesi vekili tarafından davalılar Ba- hattin Kalan ve 84 kişi ve kurum aleyhine mahkememiz- de açılan tapu iptali ve tescil davası nedeniyle; Davalılardan Rabıa Özdemir. Zekenya Korkmaz. Gü- zide Kaya, Emir Ayşe Zehır. Şükrü Kabakçıoğlu, Hasan Özdemir. Aynımah Kaya. Refik Özdemir. Ramazan Yıl- dınm. Hatice Gülhanım. Alı Demir. Mehmet Öğüt, Mus- tafa Tekdede ve Ramazan Kaya'nın adlanna çıkartılan duruşma gün ve saatini bildiren açıklamalı tebligatlann bila tebliğ iade edilmesi sebebıyle. c. savcılığı aracılığıy- la yaptınlan adres soraşturmalannda da. adresleri tespit edilemediğinden, dava dilekçesi ve duruşma gün ve sa- atinin davalılara ılanen tebliğine karar verildığinden. da- valıların hisseli olarak tapuda adlanna kayıtlı Muğla ılı- Ortaca ılçesi, Dalyan köyü- Karadiken mevkıinde bulu- nan 17 parsel sayılı taşınmazla ilgili açılan işbu dava da. duruşrna günü olan 12.09.2002 günü saat 09.15'te mah- kememiz duruşma salonunda duruşma için hazır bulun- malanna veya kendilerini bir vekille lemsil ettirmeleri- ne, duruşmalara katılmadıkları takdirde yargılamanın yokluğunda devam edeceğı \e karar verileceğı. HUMK'nin 213. ve 337. maddeleri gereğince ihtar ve dava dilekçesi - duruşma gün ve saatinin tebliğine, kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 24317
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle