Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JAfFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2002 PAZARTESİ
HABERLERlN DEVAMI
^EÇMtŞTEN
^ELECEĞE
»RHAN ERİNÇ
iönüllii Sömürgecilik
Uluslararası Para Fonu (UPF) ile Dünya Ban-
lıs 'na (DB) verilen ödünlerin, Türkiye'nin ulusal
gemenliğinden pek çok şeyi alıp götürdüğü gö-
rşünün haklılığı gün gibi ortada.
Cjmhuriyet'te yayımı cuma günü başlayan ve
cin sona eren "Yeni Liberal Sömürgecilik" baş-
Uı yazı, küreselleşmenin gerçek nedenlerini or-
tya koyarken, Türkiye'nin durumunu da daha
3ik seçik değerlendirmemizi sağlayacak ipuç-
Irı içeriyor.
Ingiliz diplomat Robert Cooper, yazıyı, Ingil-
tce Başbakanı Tony Blair'in devlet egemenliği-
re sjnırlar getirmeyi öngören yeni bir uluslarara-
s~ılık öğretisi oluşturma çağnsı nedeniyle yaz-
rnş. Gazetede Özge Özgüler'ın çevirisi ile yer al-
d.
Şu bölümü yeniden okumakta yarar var.
"Bu durumda gerekli olan, yeni bir tür sömür-
gtciliktir. Insan haklan ve kozmopolit değerleri
oan bir dünyanın kabul edebileceği tarzda bir
scmürgecilik. Bunun özetini şimdiden çıkartabi-
lirz: Düzen ve organizasyon getirmeyi arzulayan
(caha öncekiler gibi), ancak bugünün ilkeleri ge-
reğince, gönüllü yollaria kabul edilen sömürge-
ciik.
Postmodem sömürgeciliğin iki şekli vardır.
öncelikle, küresel ekonomınin getirdiği gönül-
lü sömürgecilik.
Senellikle IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dün-
ya Bankası gibi uluslararası mali kurumlar yoluy-
laoluşturulur ve uluslararası bir konsorsiyum ta-
ra'ından yönetilir. Bu, çok taraflı yeni sömürgeci-
liğn en belirgin özelliğidir. Bu kurumlar küresel
etonomi içindeki yerlerini almak isteyen devlet-
lere yardım edeıier. Bunu yatırım ve refah vaatle-
riyte gerçekleştirirler. Bunun karşılığında talepler-
de bulunurlar. Bu talepleıie, yardımın doğmasına
sebep olan başarısızlıklara işaret etmeyi umar-
lar.."
• • •
3enel bir değerlendirme arnacını taşıyor ama,
sanki Türkiye'yi anlatıyor. "Cukbturmuş" deyimi
ileanlatılmak istenenin tipik örneği.
"Gönüllü Sömürge" durumuna düşürülen Tür-
kiye'nin geleceği pek parlak görünmüyor. Çün-
kü neredeyse Uluslararası Para Fonu'na her ay
yeni bir niyet mektubu ve yeni sözler veriliyor.
1.15 milyardolarlık kredi dilimi için verilen söz-
ler dün Cumhuriyet'te yer aldı.
Işte birkaçı:
• 45 bin 500 kamu çalışanı daha işlerinden edi-
lecek,
• KİT ürünlerine zam yapılacak,
• Yeni yatırım yapılmayacak,
• Ücretler sabit tutulacak.
Daha önce verilen sözlere, yeni kıyımlar ve ge-
çim sıkıntıları ekleyecek bir sorumsuzluk belge-
si gibi...
• • •
Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile
olan ilişkilerimizin düzeyini "gönüllü sömürgeci-
lik" tanımınauygun biçimde sürdüren yöneticile-
rimizin, iş Avrupa Birliği ile ilişkilere gelince özel
bir tavır koymalarını anlamak zor. Türkiye'nin çı-
karları ve egemenliği korunacaksa benzer tepki-
nin Uluslararası Para Fonu ile Dünya Bankası'na
da gösterılmesi gerekmiyor mu?
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Yabancı çîftçiler
destekleniyor
CAN HACIOĞLU
ESKİŞEHİR - Üreti-
ciler, üretim planlaması
yapılmaması nedeniyle
zor durumda kaldıklan-
nı belirterek "Yetersiz
üretim nedeniyle ülke
kaynakları döviz ola-
rak yabancı çiftçilere
destek olarak gidiyor"
dediler.
Tanm Hayvancılık ve
Gıda Platformu'nun ku-
ruluşunun üçüncü yılı
nedeniyle Eskişehır"de
"SözÇiftçideYerelKu-
nıltayı" düzenledi. Bü-
yükşehir Belediyesi
Kültür Merkezi'ndeki
kurultaya katılan 9 üre-
tici komisyonu bildirile-
rini sundular. Ziraat Mü-
hendisleri Odası tl Baş-
kanı Feyyaz Uysal'ın
okuduğu sonuç bildirge-
sinde Türkiye'de tanmın
tarihin en ağır sorunlara
gebe olduğu ifade edildi.
1980 sonrası politikalar
nedeniyle Türkiye'nin
kendi kendine yetemez
ve yabancı sermayeye
muhtaç duruma geldiği-
ne dikkat çekilen bildir-
gede, "Türkiye, IMF,
AB ve ABD dayatmala-
n ile zaten yetersiz olan
tanm politikalarını da-
hi terk ederek dışa ba-
ğımb politikalarla üre-
tici ve çiftçisini adeta
bunalıma sürüklemek-
tedir" denildi. Üretici-
yi destekleyen Zirai Do-
natım, Şeker Fabrikası,
Toprak Mahsulleri Ofi-
si, Et Balık Kurumu, Ta-
nm Satış Kooperatifi gi-
bi kurumlann birer birer
özelleştirildiğinin vur-
gulandığı bildirgede,
çiftçinin serbest piyasa
ekonomisi koşullanna
mahkûm edildiği belir-
tildi. 21. yüzyılda "üre-
rim planlaması"nın ta-
nmın "olmazsa olmaz"
koşulu olduğunun ifade
edildiği bildirgede. "Bu
gerçekleştirildiği için
aşırı üretimde hem
üretim ve hem de kay-
naklar heba olmakta
ve ayrıca üretici düşiik
fiyat nedeniyle perişan
olmaktadır. Öte yan-
dan yetersiz üretimde
ise ülke kaynakları dö-
viz olarak yabancı çift-
çilere destek olarak git-
mektedir" ifadelerine
yer verildi.
"tthalatla üreticinin
terbiye edildiğini"nin
savunulduğu bildirgede,
şöyle denildi:
"Gıda gibi stratejik
önemi olan, savaş hali
ve olağanüstü durunı-
larda tenıini mümkiin
olmayan şeylerin üze-
rinde kumar oynana-
maz. Afet Yasası'nın
kaldırılması ile oluşan
boşluğu bir an önce
üretici destekli 'tanm
sıgorta yasası' ile dol-
durmak hem ülkenin
gıda güvenliğinin hem
de üreticinin gelir istik-
rarının güvencesi ola-
cakhr."
Her yıl onbinlerce dö-
nüm tanm arazisinin
konut, sanayi gibi
nedenlerle yitirildiğine
dikkat çekilen bildir-
gede, Tûrkiye'de girdi ve
ürün fiyatlan arasındaki
dengesizliğin birçok
üründe üretimi tıkanma
noktasına getirdiği ifade
edildi.
Göç, umut yolu• Baştarafı 1. Sayfada
AvTupa ülkelerinin etkisi:
Bazı Avrupa ülkelerinin, farklı
gerekçelerle kaçak ınsanlann
siyasi iltica taleplerini kabul
ederek, terör örgütlerinin Tür-
kiye aleyhine propa-
gandasına yardımcı
olmalan, insan kaçak-
çılığı faaliyetlerine iv-
me kazandırdı.
Yaşamsal farklılık-
lar: Ozellıkle Batı Av-
rupa ülkelerinde yaşam
standardı, Afrika ve
Uzakdoğu ülkelerinde
yaşayan insanlann ilgi-
sini çekiyor ve bu ülke-
lere gidebilmek için çe-
şitli yasadışı yollara
başvurmalanna yol
açıyor.
Iç karışıklıklar: I-
rak, Afganistan, Iran
gibi bazı ülkelerde ya-
şanan siyasi istikrar-
sızlık, rejim değişik-
likleri, bazı Afrika ül-
kelerinde yaşanan iç
savaşlar sonucunda,
bu ülkelerden kaçan
insanlann hedef ülke-
lere ulaşmak için Tür-
kiye'yi transit olarak
kullandıklan ya da ül-
keye yasadışı yollar-
dan girdikleri ve kal-
dıklan gözleniyor.
Emniyetçe, yaşanan
insan kaçakçılığında
belirlenen yöntemler şöyle sı-
ralandı:
v
0
Türk veya Türkiye'ye çe-
şitli yollardan girmiş yabancı
uyrukJu kişiler, otobüslerle de-
nizde kıyısı bulunan il ve ilçe-
lere götürülüyor. Buradan tek-
nelerle açıkta bekleyen büyük
gemilere bindirilerek Yunanis-
tan ve Italya kıyılanna vanldı-
ğında yine gemi açıkta bekleti-
lerek küçük teknelerle kıyılara
Göçmen istediğiyere değil
gösterilen yere gidecek
ENGÎN AŞKIN
TORONTO-Kanada Göçmenlik
Bakanı Denis Coderre, yürürlülük
tarihi kesinleşmeyen yeni bir yerleşim
planı gereğince "yeni göçmenlerin.
istedikleri yerlere değil, devletçe
gösterilecek yerlere gitmek zorunda
kalacağım" bildirdi. 2001 yılına kadar,
Kanada'nın nüfusça az bölgelerine
yerleşim sağlamak amacıyla oluşturulan
tasanda, her göçmenin ayak basmadan
önce bir sözleşme imzalayacağı
kesinleşti. Tasanyı yorumlayan Çinli-
Kanadahlar Derneği Başkanı Gloria
Fnng, "uygulamanın Çin Halk
Cumhuriyeti'ni çağnştırdığmı ve
kendi ülkesini bu nedenle
bıraktığını" açıkladı. Bakan Denis
Coderre, Toronto, Montreal ve
Vancouver'ın seçenek merkezliği
konumundan çıkmasının gerektiğini ve
küçük yerleşme birimlerinde vasıflı
emek sıkıntısının giderilmesinin
zorunlu olduğunu bildirdi. Bakan,
küçük kent ve kasabalann, her
meslekten çok kapsamlı meslekli
göçmene gereksinimi olduğunu, doktor,
hemşire ve vasıflı emekçi sıkınhsının
büyüdüğünü vurguladı. Göçmenlik
Bakanı, tasanmı şöylece özetledi:
"Göçmene, örneğin siz Saskatoon'a
ya da Moose Jaw'a yerleşeceksiniz
diyeceğiz, o da buvulunu alıp oraya
gidecek". Göçmenlik Bakanı, "şu
anda Kanada'ya gelmek için tam
500.000 kişinin, başvurduğunu"
bildirdi. Yeni tasannın Doğu Kanada'da
nüfusu hızla düşen illeri hedeflediği
belirtiliyor. Yeni yerleşim plammn,
tüm ekonomiyi güçlendirme amaçh
bölgesel nitelikli bir kalkınma girişimi
olduğunu sözlerine ekleyen bakan,
"imzaladığı sözleşmeye uymayanların
ne olacağı" sorusuna yanıt vermemekle
birlikte, üst düzey bir göçmenlik
yetkilisi, "Sözleşmeyi bozanın geldiği
ülkeye dönmesi gerekeceğini ve
yerleşim sözleşmesini imzalayan her
göçmenin yollandığı kasaba ya da
kentte, 3 ila 5 yıl kalmaya zorunlu
olacağını" vurguladı.
çıkanlıyorlar.
v
0
Meriç gibi sınır nehirle-
rinden yüzerek veya botla kara-
ya çıkıyorlar.
v
0
Karayoluyla TIR, kamyon
gibi ulaşım araçlannda gizle-
nilerek, Türkiye sı-
nırlanndan güip ve-
ya çıkıyorlar.
^ Türkiye sınır ka-
pılanndan, sahte ve-
ya değiştirilmiş bel-
gelerle girip-çıkıyor-
lar.
f* Kara sınınndan
yürüyerek veya binek
hayvanlan ile Türki-
ye'ye giriyorlar.
Insan kaçakçılığı
faaliyetleri özellikle
nüfusu yoğun kent-
lerde odaklaşıyor;
yurtdışına gitmek is-
teyen kişilerle sim-
sarlar bu illerde bu-
luşarak anlaşıyor.
Emniyet verilerine
göre Türkiye'ye
1995-2002 yıllanara-
sında illegal yollar-
dan girdiği belirlenen
346 bın 948 kaçak ya-
kalandı. Son 3 yılda
ise 45 bin 779 kaça-
ğın Türkiye'ye girişi
engellenirken, aynı
sürede kaçak göçü or-
ganize eden 2 bin 520
kişi yakalandı.
Asım Bezirci ve
Sıvas şehitleri
anıldı
Sıvas'ta, 2 Temmuz
1993'te Madımak
Oteli'nin ateşe
verilmesi sonucu ölen
37 kişi, yazar Asım
Bezirci'nin
Zincirlikuyu
Mezarlığı'ndaki kabri
başında anıldı.
Mezarlık girişinde
toplanan yaklaşık 100
kişilik bir grup,
taşıdıkları "Sıvas'ın
hesabı sorulacak",
"Sıvas şehitleri
ölümsüzdür" yazılı
pankartlar ve ölenlerin
fotoğraflarıyla birlikte,
sloganlar atarak
Bezirci'nin kabrine
kadar yürüdü. (AA)
Krize IMF^siz çözümtstanbul Haber Servisi -
DtSK Genel Başkanı Süleyman
Çelebi, ekonomik krizden çık-
mak için tüm sosyal diyalog
gruplanrun bir araya gelerek çö-
züm üretmesi ve kayıt dışı ekono-
minin acilen kayıt içine alınması
gerektiğini söyledi.
Üretimi hedeflemeyen bir kü-
çültme modeliyle bir yere vanla-
mayacağını ifade eden çelebi.
"Mevcut sistem ve politikalar-
la bu iş yürümez. İstihdanıı ge-
nişletecek, arz ve talep dengesi-
ni karşılayabilecek bir sistem
getirilmeli" dedi.
Kayıt dışı ekonominin de mut-
laka kayıt içine alınması gerekti-
ğini belirten Çelebi, "Bunun
başka yolu yok. Kayıt dışı eko-
nomi bu işin rantını yiyor. Vük
belli kesimlerin omzunda. Hü-
kümetin çok acilen bunları çöz-
mesi gerek" diye konuştu.
Ekonomik ve Sosyal Kon-
sey'in acilen toplanması gerekti-
ğini vurgulayan Çelebi, "Bu
konseyin önerilerinin dikkate
alındığı ve uygulamaya geçiril-
diği bir düzen gerekli. Aksi hal-
de bu sistem daha da kötüye gi-
der" dedı.
KESK Mali Sekreten İhsan
Avcı da ekonomik krizin yıllardır
uygulanan politıkalann sonucu
olduğunu belirterek krizden çıkış
için IMF politikalanndan vazge-
çilmesi gerektiğini söyledi. Eko-
nomide de demokrasinin uygu-
lanmasını isteyen Avcı, krizlerin
faturasının çahşanlara çıkanldı-
ğını ifade ettı.
Türk-Iş Genel Başkanı Bay-
ram Meral, Türkiye'nin knze
girmeden önce Meclis'ın mutla-
ka bir araya gelip Seçim Yasası'nı
çıkarması ve siyasilerin geniş ta-
banlı bir toplantı yapıp halka gü-
ven vermesi gerektiğini söyledi.
Halkın siyasetçilere karşı bü-
yük bir güvensizliği olduğunu
ifade eden Meral şöyle konuştu:
"Siyasetçiler bir bütün halin-
de bu sorunları aşacağını hal-
ka hissettirmeli. Uluslararası
ilişkiler kesilsin, demiyoruz:
ancak IMF her türlü hareketi-
mizi durdurdu. Herkes huzur-
suz. Bir ışık yaknıak gerekiyor.
Yurttaş karamsar. Bu tablodan
kurtulmak gerekiyor. Bu ne-
denle erken seçim kaçınılmaz."
Siyasi PartilerYasası'nda mut-
laka değişiklik yapılması gerek-
tiğini ifade eden Meral, milletve-
killerinın de parti başkanlannın
sorumluluğu altında değil, halka
karşı sorumlu olmalan gerektiği-
ni vurguladı.
Hak-tş Genel Başkanı Salim
Uslu ise 1 yıldır yürürlükte olan
programın hedeflerinde cıddi
sapmalar olduğunu belirterek
"Hükümetin iddia edilen he-
defleri gerçekleştiremeyeceği
görülmektedir. Bu krizi aşnıak
için en başta mevcut programı
çöpe atmak gerekiyor" diye ko-
nuştu. Mevcut ekonomik progra-
mın sosyal boyutu olmadığını ve
ekonomik anlamda da bir geliş-
me sağlayamadığını anlatan Us-
lu, daha yerli gerekçelere uygun.
kendi potansiyelimize dönük,
özellikle de gelir dağılımını dü-
zeltmeye ve talebi arttırmaya yö-
nelik yeni politikalar oluşturula-
bileceğinı söyledi. Uslu, "Yaşan-
mışlardan ders çıkartarak bü-
tün toplum kesimlerinin üze-
rinde oydaşacağı bir yeni prog-
rama ihtiyaç var. Özelleştirme-
den tarımsal üretim alanları-
nın daraltılmasına, istihdam
stratejilerinden sosyal teşvik
boyuruna ve yeni sosyal koru-
ma konseptiyle aktif refah dev-
letinin etkinliğini sağlayacak
amacına uygun bir program
oluşturulabilir. Nitekim biz E-
mek Platformu olarak böyle
bir bilimsel çalışmayı yaptık.
Ne yazık ki hükümet bugüne
değin bunu yok saydı" dedi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Öyle olması, şüphesiz gündemdeki sorunların
üzerinedikilen "yönetimkrizinin" aşılmaktaoldu-
ğu izlenimıyaratırdı. Ne yazık ki.gerekzirvenin ha-
zırlanış biçimı gerekse ortakların zirve öncesi de-
ğerlendırmelerı akla şu soruyu getiriyor:
Bu zirve, hükümetı ayakta gösterme çabasın-
dan başka bir şey değil mı?
Girış saptamasından sonra tarafların zirve gün-
demini irdeleyelim...
DSP'nın gündemınde "Ecevit'in görevini eksik-
siz sürdürdüğünü" anlatma kaygısı var. Ecevit'in
Meclis'e gelişınden Cumhurbaşkanı'na gidişine
kadar her şey buna yönelikti. Doktorlara rağmen
bu adımları atan Ecevit. bugün de liderler zirvesi
toplayarak butün becerisıni ortaya koymuş olacak.
Ecevit, bunu yapmakta üç kesime mesaj ver-
mek istiyor:
1- Parti içindeki kıpırdanmalara karşı, ayakta-
yım diyor. Ecevıt'in milletvekillerine "seçim gö-
ründü" demesi de bir ölçüde onlara yönelik uya-
rıydı. "Seçim geliyor, kımi listeye koyacağımı ben
bilirim haaa"\
2- Hükumet ortaklarına yönelik, inısiyatif alıyor.
Onlara, çekilmeye niyeti olmadığını da anlatmış
olacak.
3- Kamuoyuna, sesinı yükseltmeye başlayan
işçi-ışveren kesımlerine "icraatın başındayım", di-
yor.
MHP'nın derdı. hükümetin içinde durup, her
denılenı yapmadığını anlatmak. Dağda, yaylada,
ovada, nerede fırsat bulurlarsa bunu dillendiri-
yorlar. MHP, sankı Türkiye'nin sorunlarından de-
ğil. hassasıyetlerinden sorumlu hükümet ortağı!
Devlet Bahçeli, bugünkü zirveye de benzer
kaygıyla gidecek gıbı görünüyor.
ANAP'ın zirve gündeminde fazla bir şey görün-
müyor. Genel Başkan Mesut Yılmaz zirve için,
"Gel dıyoıiar gidiyoruz. Herhalde ekonomi konu-
şuruz" dıyor. Yılmaz, Başbakan'la hiç görüşme-
diğini söylüyor. Öyle ya, Türkiye Hint Okyanusu
açıklarında bir ada, ne ıç sorunu var ne dış... Baş-
bakan'la yardımcısı niye görüşsün...
Üç ortağın ortak mutluluğu ise kazasız belasız
Meclis'i tatile sokmak. Yazın arada çalışırız, son-
bahara bakarız, dıyor olmalılar...
Bindelik büyüme
Ortakların görünümu böyle ama, Türkiye gün-
demı öyle değil. Meclis tatile girse de kriz, sorun-
lar, siyaset tatile girmeyecek. Bu durum da doğal
olarak hükümetin rahatını bozacak...
Sadece Türkiye'nin değil, Türkiye ile uzaktan-
yakından ılgılı dış çevrelerın başlıca gündemi şu:
Belırsizlik endişesi!
Hükümet ortaklarının, "her şey belirli, bunu ya-
yan Türkiye düşmanları" gibi altı boş demeçleri,
belirsizlik kaygısını gıdermeye yetmiyor.
Ekonomi verileri de istikrarlı bir gidiş göstermi-
yor. Dün, Devlet Istatistik Enstitüsü (DfE), 2002 yı-
lı ilk 3 ayı verilerini açıkladı. Bınde 7'lik bir kıpır-
damavar. Kuçülmeyüzdeyle, büyüme bindeyle...
Rakamlar, 2000 yılının biraz gerisinde olduğumu-
zu gösteriyor.
IMF'nin son mektubunda istedikleri de, önce-
likle işsızlik artışını ve zamları öngörüyor.
Böyle bir tabloda toplanan liderler zirvesi 2 sa-
at kadar sürer de, ortak açıklamada "herşeyin iyi-
ye gittiği, ama tam olarak anlatılamadığı" gibi bir
değerlendirme çıkarsa, hükümete olan güven da-
ha da zayıflar.
Zirve, en azından yakın gelecekte, yaz döne-
minde nasıl bir çalışma yapılacağı, Bakanlar Ku-
rulu'nun kimin başkanlığında, nasıl toplanacağı
konularına açıklık getirmelı... Dileriz tek gündem
şu değildir:
Hükumeti ayakta göstermek!
ankcum@ttnet.net.tr
Talay balıkçılara
sahip çıktı
OZCAN OZGUR
MUĞLA - Kültür Ba-
kanı İstemihan Talay,
kültür balıkçılanna sahip
çıktı. Bakan Talay, balık
çiftliklerinın 'ofshore
uygulaması' çerçevesin-
de potansiyel alana taşın-
masını son anda engelle-
yen SlT kararmın gözden
geçirildiğini söyledi.
Türizm sektörüyle kar-
şı karşıya gelen kültür ba-
lıkçılığı sorununun çözü-
mü için Çevre. Turizm,
Kültür ve Turizm Bakan-
lığı arasında koordinas-
yon sağlanarak potansi-
yel üretim alanı belirlen-
di. Belirlemenin ardın-
dan balık çiftlikleri sa-
hiplerine. potansiyel alan
olarak belirlenen Tavşan
KÜLTUK • SANAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78
q i t a r ı n
A:;; çocukları
cam karaca
kazım koyuncu
yaşar kurt
vedat sakman
yırtık uçurtma
nejat yavaşoğullan
jehat
catiit berkay
taneröngür
serdar öztop
tarkan mumkale
armağan sönmsz
h.cihat örter
TÜM MÜZİK MRRKCTLCRDC
Tel: O212 527 18 36 AMASOLU
j/İSVİÇRfHASTANESİ "GerçâSatmnYmtda'
OnurakınA
MUZIK YAPIM
TUM MUZIK P^D
MARKETLERPE h*
!STWfiUL
İSVİÇRE HASTANESİ "GerçekSanoto Ymvh"
MITLHOLIAND ÇIKMAZI
Yönetmen:
David mSCH
Oyuncular:
Naomi WATTS
Laııra I(AKKİ\(.
j KADIN
i FİLMLERİ
: HAFTASI
I Istıklal Cd. Imam Adnan Sk, N.10 Beyoğlu-İST.
I Tel: (0212)2936! 00 Fax:(0212)2498006
Adası ve tkiz Adalar
açıklanna taşınma tali-
matı verildi.
Bu durum turizmcileri
de balıkçılan da rahatsız
etti, ama yine de çiftlikler
taşındı. Ancak bu sırada
Muğla Kültür ve Tabiat
Varlıklannı Koruma Ku-
rulu'nun adalan 1. Dere-
ce Doğal StT ilan etmesi
üzerine taşınma işlemle-
ri durdu. Adalarda bekçi
kulübesi ve balık yemi
deposu yapamayacakla-
nnı belirten çiftlik sahip-
leri, gelişmeler üzerine
potansiyel alanlara taşı-
namayacaklannı bildirdi-
ler.
Turizm ve Tanm Ba-
kanlan geçen aylarda uz-
laşma sağlanarak soru-
nun çözüldüğünü belirtti-
ler, ancak SlT karanyla
konu yine çıkmaza girdi.
Bodrum ziyareti sn-a-
sında konuyla ilgili açık-
lama yapan Kültür Baka-
nı istemihan Talay, "Bi-
zim işimiz, gerekli olan
iki sektörü karşı karşı-
ya getirmek değil" de-
di. Talay şunlan söyledi:
"Aynı yerde hem ru-
rizm yapacaksınız hem
de doğal ve tarihi çevre-
yi koruyacaksınız. Böy-
le bir yerde bir de balık
çiftliği kuracaksınız.
Burada sen ol, sen olma
deme durumunda deği-
liz. Bizim için bütün
sektörler önemli.Ancak
koruma ve kullanma
dengesini kurmak zo-
rundam. Sorun çözüle-
cek. SlT karan gözden
geçiriliyor."