19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JAfFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2002 PAZARTESİ HABERLERlN DEVAMI ^EÇMtŞTEN ^ELECEĞE »RHAN ERİNÇ iönüllii Sömürgecilik Uluslararası Para Fonu (UPF) ile Dünya Ban- lıs 'na (DB) verilen ödünlerin, Türkiye'nin ulusal gemenliğinden pek çok şeyi alıp götürdüğü gö- rşünün haklılığı gün gibi ortada. Cjmhuriyet'te yayımı cuma günü başlayan ve cin sona eren "Yeni Liberal Sömürgecilik" baş- Uı yazı, küreselleşmenin gerçek nedenlerini or- tya koyarken, Türkiye'nin durumunu da daha 3ik seçik değerlendirmemizi sağlayacak ipuç- Irı içeriyor. Ingiliz diplomat Robert Cooper, yazıyı, Ingil- tce Başbakanı Tony Blair'in devlet egemenliği- re sjnırlar getirmeyi öngören yeni bir uluslarara- s~ılık öğretisi oluşturma çağnsı nedeniyle yaz- rnş. Gazetede Özge Özgüler'ın çevirisi ile yer al- d. Şu bölümü yeniden okumakta yarar var. "Bu durumda gerekli olan, yeni bir tür sömür- gtciliktir. Insan haklan ve kozmopolit değerleri oan bir dünyanın kabul edebileceği tarzda bir scmürgecilik. Bunun özetini şimdiden çıkartabi- lirz: Düzen ve organizasyon getirmeyi arzulayan (caha öncekiler gibi), ancak bugünün ilkeleri ge- reğince, gönüllü yollaria kabul edilen sömürge- ciik. Postmodem sömürgeciliğin iki şekli vardır. öncelikle, küresel ekonomınin getirdiği gönül- lü sömürgecilik. Senellikle IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dün- ya Bankası gibi uluslararası mali kurumlar yoluy- laoluşturulur ve uluslararası bir konsorsiyum ta- ra'ından yönetilir. Bu, çok taraflı yeni sömürgeci- liğn en belirgin özelliğidir. Bu kurumlar küresel etonomi içindeki yerlerini almak isteyen devlet- lere yardım edeıier. Bunu yatırım ve refah vaatle- riyte gerçekleştirirler. Bunun karşılığında talepler- de bulunurlar. Bu talepleıie, yardımın doğmasına sebep olan başarısızlıklara işaret etmeyi umar- lar.." • • • 3enel bir değerlendirme arnacını taşıyor ama, sanki Türkiye'yi anlatıyor. "Cukbturmuş" deyimi ileanlatılmak istenenin tipik örneği. "Gönüllü Sömürge" durumuna düşürülen Tür- kiye'nin geleceği pek parlak görünmüyor. Çün- kü neredeyse Uluslararası Para Fonu'na her ay yeni bir niyet mektubu ve yeni sözler veriliyor. 1.15 milyardolarlık kredi dilimi için verilen söz- ler dün Cumhuriyet'te yer aldı. Işte birkaçı: • 45 bin 500 kamu çalışanı daha işlerinden edi- lecek, • KİT ürünlerine zam yapılacak, • Yeni yatırım yapılmayacak, • Ücretler sabit tutulacak. Daha önce verilen sözlere, yeni kıyımlar ve ge- çim sıkıntıları ekleyecek bir sorumsuzluk belge- si gibi... • • • Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile olan ilişkilerimizin düzeyini "gönüllü sömürgeci- lik" tanımınauygun biçimde sürdüren yöneticile- rimizin, iş Avrupa Birliği ile ilişkilere gelince özel bir tavır koymalarını anlamak zor. Türkiye'nin çı- karları ve egemenliği korunacaksa benzer tepki- nin Uluslararası Para Fonu ile Dünya Bankası'na da gösterılmesi gerekmiyor mu? [email protected] Yabancı çîftçiler destekleniyor CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR - Üreti- ciler, üretim planlaması yapılmaması nedeniyle zor durumda kaldıklan- nı belirterek "Yetersiz üretim nedeniyle ülke kaynakları döviz ola- rak yabancı çiftçilere destek olarak gidiyor" dediler. Tanm Hayvancılık ve Gıda Platformu'nun ku- ruluşunun üçüncü yılı nedeniyle Eskişehır"de "SözÇiftçideYerelKu- nıltayı" düzenledi. Bü- yükşehir Belediyesi Kültür Merkezi'ndeki kurultaya katılan 9 üre- tici komisyonu bildirile- rini sundular. Ziraat Mü- hendisleri Odası tl Baş- kanı Feyyaz Uysal'ın okuduğu sonuç bildirge- sinde Türkiye'de tanmın tarihin en ağır sorunlara gebe olduğu ifade edildi. 1980 sonrası politikalar nedeniyle Türkiye'nin kendi kendine yetemez ve yabancı sermayeye muhtaç duruma geldiği- ne dikkat çekilen bildir- gede, "Türkiye, IMF, AB ve ABD dayatmala- n ile zaten yetersiz olan tanm politikalarını da- hi terk ederek dışa ba- ğımb politikalarla üre- tici ve çiftçisini adeta bunalıma sürüklemek- tedir" denildi. Üretici- yi destekleyen Zirai Do- natım, Şeker Fabrikası, Toprak Mahsulleri Ofi- si, Et Balık Kurumu, Ta- nm Satış Kooperatifi gi- bi kurumlann birer birer özelleştirildiğinin vur- gulandığı bildirgede, çiftçinin serbest piyasa ekonomisi koşullanna mahkûm edildiği belir- tildi. 21. yüzyılda "üre- rim planlaması"nın ta- nmın "olmazsa olmaz" koşulu olduğunun ifade edildiği bildirgede. "Bu gerçekleştirildiği için aşırı üretimde hem üretim ve hem de kay- naklar heba olmakta ve ayrıca üretici düşiik fiyat nedeniyle perişan olmaktadır. Öte yan- dan yetersiz üretimde ise ülke kaynakları dö- viz olarak yabancı çift- çilere destek olarak git- mektedir" ifadelerine yer verildi. "tthalatla üreticinin terbiye edildiğini"nin savunulduğu bildirgede, şöyle denildi: "Gıda gibi stratejik önemi olan, savaş hali ve olağanüstü durunı- larda tenıini mümkiin olmayan şeylerin üze- rinde kumar oynana- maz. Afet Yasası'nın kaldırılması ile oluşan boşluğu bir an önce üretici destekli 'tanm sıgorta yasası' ile dol- durmak hem ülkenin gıda güvenliğinin hem de üreticinin gelir istik- rarının güvencesi ola- cakhr." Her yıl onbinlerce dö- nüm tanm arazisinin konut, sanayi gibi nedenlerle yitirildiğine dikkat çekilen bildir- gede, Tûrkiye'de girdi ve ürün fiyatlan arasındaki dengesizliğin birçok üründe üretimi tıkanma noktasına getirdiği ifade edildi. Göç, umut yolu• Baştarafı 1. Sayfada AvTupa ülkelerinin etkisi: Bazı Avrupa ülkelerinin, farklı gerekçelerle kaçak ınsanlann siyasi iltica taleplerini kabul ederek, terör örgütlerinin Tür- kiye aleyhine propa- gandasına yardımcı olmalan, insan kaçak- çılığı faaliyetlerine iv- me kazandırdı. Yaşamsal farklılık- lar: Ozellıkle Batı Av- rupa ülkelerinde yaşam standardı, Afrika ve Uzakdoğu ülkelerinde yaşayan insanlann ilgi- sini çekiyor ve bu ülke- lere gidebilmek için çe- şitli yasadışı yollara başvurmalanna yol açıyor. Iç karışıklıklar: I- rak, Afganistan, Iran gibi bazı ülkelerde ya- şanan siyasi istikrar- sızlık, rejim değişik- likleri, bazı Afrika ül- kelerinde yaşanan iç savaşlar sonucunda, bu ülkelerden kaçan insanlann hedef ülke- lere ulaşmak için Tür- kiye'yi transit olarak kullandıklan ya da ül- keye yasadışı yollar- dan girdikleri ve kal- dıklan gözleniyor. Emniyetçe, yaşanan insan kaçakçılığında belirlenen yöntemler şöyle sı- ralandı: v 0 Türk veya Türkiye'ye çe- şitli yollardan girmiş yabancı uyrukJu kişiler, otobüslerle de- nizde kıyısı bulunan il ve ilçe- lere götürülüyor. Buradan tek- nelerle açıkta bekleyen büyük gemilere bindirilerek Yunanis- tan ve Italya kıyılanna vanldı- ğında yine gemi açıkta bekleti- lerek küçük teknelerle kıyılara Göçmen istediğiyere değil gösterilen yere gidecek ENGÎN AŞKIN TORONTO-Kanada Göçmenlik Bakanı Denis Coderre, yürürlülük tarihi kesinleşmeyen yeni bir yerleşim planı gereğince "yeni göçmenlerin. istedikleri yerlere değil, devletçe gösterilecek yerlere gitmek zorunda kalacağım" bildirdi. 2001 yılına kadar, Kanada'nın nüfusça az bölgelerine yerleşim sağlamak amacıyla oluşturulan tasanda, her göçmenin ayak basmadan önce bir sözleşme imzalayacağı kesinleşti. Tasanyı yorumlayan Çinli- Kanadahlar Derneği Başkanı Gloria Fnng, "uygulamanın Çin Halk Cumhuriyeti'ni çağnştırdığmı ve kendi ülkesini bu nedenle bıraktığını" açıkladı. Bakan Denis Coderre, Toronto, Montreal ve Vancouver'ın seçenek merkezliği konumundan çıkmasının gerektiğini ve küçük yerleşme birimlerinde vasıflı emek sıkıntısının giderilmesinin zorunlu olduğunu bildirdi. Bakan, küçük kent ve kasabalann, her meslekten çok kapsamlı meslekli göçmene gereksinimi olduğunu, doktor, hemşire ve vasıflı emekçi sıkınhsının büyüdüğünü vurguladı. Göçmenlik Bakanı, tasanmı şöylece özetledi: "Göçmene, örneğin siz Saskatoon'a ya da Moose Jaw'a yerleşeceksiniz diyeceğiz, o da buvulunu alıp oraya gidecek". Göçmenlik Bakanı, "şu anda Kanada'ya gelmek için tam 500.000 kişinin, başvurduğunu" bildirdi. Yeni tasannın Doğu Kanada'da nüfusu hızla düşen illeri hedeflediği belirtiliyor. Yeni yerleşim plammn, tüm ekonomiyi güçlendirme amaçh bölgesel nitelikli bir kalkınma girişimi olduğunu sözlerine ekleyen bakan, "imzaladığı sözleşmeye uymayanların ne olacağı" sorusuna yanıt vermemekle birlikte, üst düzey bir göçmenlik yetkilisi, "Sözleşmeyi bozanın geldiği ülkeye dönmesi gerekeceğini ve yerleşim sözleşmesini imzalayan her göçmenin yollandığı kasaba ya da kentte, 3 ila 5 yıl kalmaya zorunlu olacağını" vurguladı. çıkanlıyorlar. v 0 Meriç gibi sınır nehirle- rinden yüzerek veya botla kara- ya çıkıyorlar. v 0 Karayoluyla TIR, kamyon gibi ulaşım araçlannda gizle- nilerek, Türkiye sı- nırlanndan güip ve- ya çıkıyorlar. ^ Türkiye sınır ka- pılanndan, sahte ve- ya değiştirilmiş bel- gelerle girip-çıkıyor- lar. f* Kara sınınndan yürüyerek veya binek hayvanlan ile Türki- ye'ye giriyorlar. Insan kaçakçılığı faaliyetleri özellikle nüfusu yoğun kent- lerde odaklaşıyor; yurtdışına gitmek is- teyen kişilerle sim- sarlar bu illerde bu- luşarak anlaşıyor. Emniyet verilerine göre Türkiye'ye 1995-2002 yıllanara- sında illegal yollar- dan girdiği belirlenen 346 bın 948 kaçak ya- kalandı. Son 3 yılda ise 45 bin 779 kaça- ğın Türkiye'ye girişi engellenirken, aynı sürede kaçak göçü or- ganize eden 2 bin 520 kişi yakalandı. Asım Bezirci ve Sıvas şehitleri anıldı Sıvas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin ateşe verilmesi sonucu ölen 37 kişi, yazar Asım Bezirci'nin Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı. Mezarlık girişinde toplanan yaklaşık 100 kişilik bir grup, taşıdıkları "Sıvas'ın hesabı sorulacak", "Sıvas şehitleri ölümsüzdür" yazılı pankartlar ve ölenlerin fotoğraflarıyla birlikte, sloganlar atarak Bezirci'nin kabrine kadar yürüdü. (AA) Krize IMF^siz çözümtstanbul Haber Servisi - DtSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ekonomik krizden çık- mak için tüm sosyal diyalog gruplanrun bir araya gelerek çö- züm üretmesi ve kayıt dışı ekono- minin acilen kayıt içine alınması gerektiğini söyledi. Üretimi hedeflemeyen bir kü- çültme modeliyle bir yere vanla- mayacağını ifade eden çelebi. "Mevcut sistem ve politikalar- la bu iş yürümez. İstihdanıı ge- nişletecek, arz ve talep dengesi- ni karşılayabilecek bir sistem getirilmeli" dedi. Kayıt dışı ekonominin de mut- laka kayıt içine alınması gerekti- ğini belirten Çelebi, "Bunun başka yolu yok. Kayıt dışı eko- nomi bu işin rantını yiyor. Vük belli kesimlerin omzunda. Hü- kümetin çok acilen bunları çöz- mesi gerek" diye konuştu. Ekonomik ve Sosyal Kon- sey'in acilen toplanması gerekti- ğini vurgulayan Çelebi, "Bu konseyin önerilerinin dikkate alındığı ve uygulamaya geçiril- diği bir düzen gerekli. Aksi hal- de bu sistem daha da kötüye gi- der" dedı. KESK Mali Sekreten İhsan Avcı da ekonomik krizin yıllardır uygulanan politıkalann sonucu olduğunu belirterek krizden çıkış için IMF politikalanndan vazge- çilmesi gerektiğini söyledi. Eko- nomide de demokrasinin uygu- lanmasını isteyen Avcı, krizlerin faturasının çahşanlara çıkanldı- ğını ifade ettı. Türk-Iş Genel Başkanı Bay- ram Meral, Türkiye'nin knze girmeden önce Meclis'ın mutla- ka bir araya gelip Seçim Yasası'nı çıkarması ve siyasilerin geniş ta- banlı bir toplantı yapıp halka gü- ven vermesi gerektiğini söyledi. Halkın siyasetçilere karşı bü- yük bir güvensizliği olduğunu ifade eden Meral şöyle konuştu: "Siyasetçiler bir bütün halin- de bu sorunları aşacağını hal- ka hissettirmeli. Uluslararası ilişkiler kesilsin, demiyoruz: ancak IMF her türlü hareketi- mizi durdurdu. Herkes huzur- suz. Bir ışık yaknıak gerekiyor. Yurttaş karamsar. Bu tablodan kurtulmak gerekiyor. Bu ne- denle erken seçim kaçınılmaz." Siyasi PartilerYasası'nda mut- laka değişiklik yapılması gerek- tiğini ifade eden Meral, milletve- killerinın de parti başkanlannın sorumluluğu altında değil, halka karşı sorumlu olmalan gerektiği- ni vurguladı. Hak-tş Genel Başkanı Salim Uslu ise 1 yıldır yürürlükte olan programın hedeflerinde cıddi sapmalar olduğunu belirterek "Hükümetin iddia edilen he- defleri gerçekleştiremeyeceği görülmektedir. Bu krizi aşnıak için en başta mevcut programı çöpe atmak gerekiyor" diye ko- nuştu. Mevcut ekonomik progra- mın sosyal boyutu olmadığını ve ekonomik anlamda da bir geliş- me sağlayamadığını anlatan Us- lu, daha yerli gerekçelere uygun. kendi potansiyelimize dönük, özellikle de gelir dağılımını dü- zeltmeye ve talebi arttırmaya yö- nelik yeni politikalar oluşturula- bileceğinı söyledi. Uslu, "Yaşan- mışlardan ders çıkartarak bü- tün toplum kesimlerinin üze- rinde oydaşacağı bir yeni prog- rama ihtiyaç var. Özelleştirme- den tarımsal üretim alanları- nın daraltılmasına, istihdam stratejilerinden sosyal teşvik boyuruna ve yeni sosyal koru- ma konseptiyle aktif refah dev- letinin etkinliğini sağlayacak amacına uygun bir program oluşturulabilir. Nitekim biz E- mek Platformu olarak böyle bir bilimsel çalışmayı yaptık. Ne yazık ki hükümet bugüne değin bunu yok saydı" dedi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Öyle olması, şüphesiz gündemdeki sorunların üzerinedikilen "yönetimkrizinin" aşılmaktaoldu- ğu izlenimıyaratırdı. Ne yazık ki.gerekzirvenin ha- zırlanış biçimı gerekse ortakların zirve öncesi de- ğerlendırmelerı akla şu soruyu getiriyor: Bu zirve, hükümetı ayakta gösterme çabasın- dan başka bir şey değil mı? Girış saptamasından sonra tarafların zirve gün- demini irdeleyelim... DSP'nın gündemınde "Ecevit'in görevini eksik- siz sürdürdüğünü" anlatma kaygısı var. Ecevit'in Meclis'e gelişınden Cumhurbaşkanı'na gidişine kadar her şey buna yönelikti. Doktorlara rağmen bu adımları atan Ecevit. bugün de liderler zirvesi toplayarak butün becerisıni ortaya koymuş olacak. Ecevit, bunu yapmakta üç kesime mesaj ver- mek istiyor: 1- Parti içindeki kıpırdanmalara karşı, ayakta- yım diyor. Ecevıt'in milletvekillerine "seçim gö- ründü" demesi de bir ölçüde onlara yönelik uya- rıydı. "Seçim geliyor, kımi listeye koyacağımı ben bilirim haaa"\ 2- Hükumet ortaklarına yönelik, inısiyatif alıyor. Onlara, çekilmeye niyeti olmadığını da anlatmış olacak. 3- Kamuoyuna, sesinı yükseltmeye başlayan işçi-ışveren kesımlerine "icraatın başındayım", di- yor. MHP'nın derdı. hükümetin içinde durup, her denılenı yapmadığını anlatmak. Dağda, yaylada, ovada, nerede fırsat bulurlarsa bunu dillendiri- yorlar. MHP, sankı Türkiye'nin sorunlarından de- ğil. hassasıyetlerinden sorumlu hükümet ortağı! Devlet Bahçeli, bugünkü zirveye de benzer kaygıyla gidecek gıbı görünüyor. ANAP'ın zirve gündeminde fazla bir şey görün- müyor. Genel Başkan Mesut Yılmaz zirve için, "Gel dıyoıiar gidiyoruz. Herhalde ekonomi konu- şuruz" dıyor. Yılmaz, Başbakan'la hiç görüşme- diğini söylüyor. Öyle ya, Türkiye Hint Okyanusu açıklarında bir ada, ne ıç sorunu var ne dış... Baş- bakan'la yardımcısı niye görüşsün... Üç ortağın ortak mutluluğu ise kazasız belasız Meclis'i tatile sokmak. Yazın arada çalışırız, son- bahara bakarız, dıyor olmalılar... Bindelik büyüme Ortakların görünümu böyle ama, Türkiye gün- demı öyle değil. Meclis tatile girse de kriz, sorun- lar, siyaset tatile girmeyecek. Bu durum da doğal olarak hükümetin rahatını bozacak... Sadece Türkiye'nin değil, Türkiye ile uzaktan- yakından ılgılı dış çevrelerın başlıca gündemi şu: Belırsizlik endişesi! Hükümet ortaklarının, "her şey belirli, bunu ya- yan Türkiye düşmanları" gibi altı boş demeçleri, belirsizlik kaygısını gıdermeye yetmiyor. Ekonomi verileri de istikrarlı bir gidiş göstermi- yor. Dün, Devlet Istatistik Enstitüsü (DfE), 2002 yı- lı ilk 3 ayı verilerini açıkladı. Bınde 7'lik bir kıpır- damavar. Kuçülmeyüzdeyle, büyüme bindeyle... Rakamlar, 2000 yılının biraz gerisinde olduğumu- zu gösteriyor. IMF'nin son mektubunda istedikleri de, önce- likle işsızlik artışını ve zamları öngörüyor. Böyle bir tabloda toplanan liderler zirvesi 2 sa- at kadar sürer de, ortak açıklamada "herşeyin iyi- ye gittiği, ama tam olarak anlatılamadığı" gibi bir değerlendirme çıkarsa, hükümete olan güven da- ha da zayıflar. Zirve, en azından yakın gelecekte, yaz döne- minde nasıl bir çalışma yapılacağı, Bakanlar Ku- rulu'nun kimin başkanlığında, nasıl toplanacağı konularına açıklık getirmelı... Dileriz tek gündem şu değildir: Hükumeti ayakta göstermek! [email protected] Talay balıkçılara sahip çıktı OZCAN OZGUR MUĞLA - Kültür Ba- kanı İstemihan Talay, kültür balıkçılanna sahip çıktı. Bakan Talay, balık çiftliklerinın 'ofshore uygulaması' çerçevesin- de potansiyel alana taşın- masını son anda engelle- yen SlT kararmın gözden geçirildiğini söyledi. Türizm sektörüyle kar- şı karşıya gelen kültür ba- lıkçılığı sorununun çözü- mü için Çevre. Turizm, Kültür ve Turizm Bakan- lığı arasında koordinas- yon sağlanarak potansi- yel üretim alanı belirlen- di. Belirlemenin ardın- dan balık çiftlikleri sa- hiplerine. potansiyel alan olarak belirlenen Tavşan KÜLTUK • SANAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 q i t a r ı n A:;; çocukları cam karaca kazım koyuncu yaşar kurt vedat sakman yırtık uçurtma nejat yavaşoğullan jehat catiit berkay taneröngür serdar öztop tarkan mumkale armağan sönmsz h.cihat örter TÜM MÜZİK MRRKCTLCRDC Tel: O212 527 18 36 AMASOLU j/İSVİÇRfHASTANESİ "GerçâSatmnYmtda' OnurakınA MUZIK YAPIM TUM MUZIK P^D MARKETLERPE h* !STWfiUL İSVİÇRE HASTANESİ "GerçekSanoto Ymvh" MITLHOLIAND ÇIKMAZI Yönetmen: David mSCH Oyuncular: Naomi WATTS Laııra I(AKKİ\(. j KADIN i FİLMLERİ : HAFTASI I Istıklal Cd. Imam Adnan Sk, N.10 Beyoğlu-İST. I Tel: (0212)2936! 00 Fax:(0212)2498006 Adası ve tkiz Adalar açıklanna taşınma tali- matı verildi. Bu durum turizmcileri de balıkçılan da rahatsız etti, ama yine de çiftlikler taşındı. Ancak bu sırada Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ku- rulu'nun adalan 1. Dere- ce Doğal StT ilan etmesi üzerine taşınma işlemle- ri durdu. Adalarda bekçi kulübesi ve balık yemi deposu yapamayacakla- nnı belirten çiftlik sahip- leri, gelişmeler üzerine potansiyel alanlara taşı- namayacaklannı bildirdi- ler. Turizm ve Tanm Ba- kanlan geçen aylarda uz- laşma sağlanarak soru- nun çözüldüğünü belirtti- ler, ancak SlT karanyla konu yine çıkmaza girdi. Bodrum ziyareti sn-a- sında konuyla ilgili açık- lama yapan Kültür Baka- nı istemihan Talay, "Bi- zim işimiz, gerekli olan iki sektörü karşı karşı- ya getirmek değil" de- di. Talay şunlan söyledi: "Aynı yerde hem ru- rizm yapacaksınız hem de doğal ve tarihi çevre- yi koruyacaksınız. Böy- le bir yerde bir de balık çiftliği kuracaksınız. Burada sen ol, sen olma deme durumunda deği- liz. Bizim için bütün sektörler önemli.Ancak koruma ve kullanma dengesini kurmak zo- rundam. Sorun çözüle- cek. SlT karan gözden geçiriliyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle