22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TENMUZ 2O02 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKÖNÖMT ekonomi(Ş cumhuriyet.com.tr 13 ŞIRKETLER • NİAVİJEAJNS, Adana Carrefour'da >eni fcır mtğaza dalıa açtı. Yenı mağazayla şirketin satış noktalan Adana da 8S. Tirkıyede 520'ye yükseldı. • AYAKKABI DÎ7VYASI, Herkesin seçme ozgürlüğü vardır' sloganıyla girdiği yaz sezonunda rengârenk ayakkabılann yanı sıra ünlü markalann valiz ve çantalannı da taksitle tüketiciye sunuyor. • DIŞBAİVK, EMC teknolojilerine dayalı yeni altyapısıyla olası bir afet durumunda müşterilerine kesintisiz bir şekilde hızrnet verebilecek duruma geldi. The Economist: Yolsuzluk Amerikan denetim sektöründe kârlı bir işkolu haline geldi Çivisiçıkrruşekonomi • TOTAL. yenilenen ağır dizel motor yağı Rubia'yı müşterilerinin hizmetine sundu. Rubia'nın tanıtımı 26 ildeki 32 sanayi sitesinde yapılacak. • PETROL OFtSt yeni tasanmlı kolay açılır gres kutusuyla TSE Ambalaj yanşması ödülünü kazandı. Tasanm güvenli ve kolay kullanımıyla dikkat çekti. • The Economist, lO'dan fazla "gözde" şirkette ortaya çıkan skandallann başrol oyuncusu denetim firması Arthur Andersen'in "sistemdeki tek çürük elma olmadığına" dikkat çekti. Ekonomi Servisi- lO'dan fazla "göz- de" firmada ortaya çıkan ve küresel sis- temin üç iticı seİctörünü zan altında bı- rakan skandallan değerlendiren The Economist, yolsuzluklann başrol oyun- cusu denetim firması Arthur Ander- sen'in "sistemdeki tekçürükebnaolma- dtğma" dikkat çekti. Dergi. yolsuzluğun denetim sektörûn- de "kârh birişkolu halinegtkfiğT ve bu nedenle önünün alınamadığını belirtti. Son 10 yılın en çok kazandıran sektör- leri telekomünikasyon, bilişim ve ener- jj aJanlardaki çokuluslu şirketlerden bir- biri ardına gelen skandal yolsuzluk ha- berleri ABD ekonomisinin hem yasal çerçevede hem de büyümeye odaklı ola- rak bır kez daha sorgulanmasma neden oldu. Yakın bir zamana kadar kazançla- n başdöndürücü bir hızla "büyiiyen" Enron, Global Crossing, Tyco, Qwest, Adelphia, Peregrine Systems, Dynegy, ImClone, WorldCom ve son olarak ya- zılım devlerinden Xerox'un yıllardır muhasebe hesaplannda on mılyarlarca dolarlık usulsüzlük yaphğı ve firmala- nn birçogunun gerçekte zarar içerisinde olduğu öğrenildı. Enron, Global Cros- sing ve Adelphia'nın iflas ettığı, World- Com'un ise iflasın eşiğinde oldugu hal- de hesaplannı böylesine şişirebîlmelen de tepkıleri ABD'deki düzenlemelere yöneltti. The Economist dergisi, "skan- daHarhiç bftmeyecek mi" sözleriyle baş- layan yorum haberde bu şirketlerin bu- güne kadargüvenilir olarak bilinen özel firmalarca denetime tabi tutulduğunu hatırlatarak "Arthur Andersen, Enron skandalındaki rolüyle kendi kaderini be- tirlemiş oMu, sektördışı kakh.Ancak An- dersen'in bir sepet iyi elma içerisindeki tek çürük oldugu yargısına varmak ha- tah olur" dedi. Andersen'le ortaya çıkan durumun denetim sektörünün durumunuyansıttı- ğını belirten The Economist, ABD'nin muhasebe standartlanru ve denetim me- kanizmasını yeni yasalarla kontrol altı- na almak zorunda olduğunu belirtti. Uluslararası kuruluşlar ve Avrupa Bir- liği tarafindan da sürekli baskı altında tu- tulan .ABD, Kyoto Iklim Sözleşmesi ko- nusunda gösterdıği tavn bu konuda da uygulamaya geçmeyerek gösteriyor. ABD, uluslararası muhasebe standartla- nna şirketlerin uymasının uzun zaman alacağını ve ekonominin ani degişildik- lere hazır olmadığını çeşitli platformlar- da dile geririyor. A\Tupa Birliği, ABD'de uluslararası muhasebe standartlannın 2005'e kadar uygulanmasını isriyor. ABD'de büyümeye yeni tehdit ABD çıkışlı çokuluslu şirketlerin yolsuzluk skandallan ABD'de olumluya çevrilen büyüme oranlannı da tehdit ediyor. Her ne kadar yetkililer, Enron ve sonrasında ortaya çıkan yolsuzluklann ABD'nin milli gelirinde "bir kum tanesi olarak görüiebileceğini" belirtsede haberlerin fınans alanında yarattığı gûvensizük ve iflas eden şirketlerin yarattığı işsizler ordusunun, ABD ekonomisinde büyümeyi yeniden sıfira yakın oranlara çekebileceğı düşünülüyor. ABD'de skandallara konu olan şirketler borsada yüzde 78.4 ile yûzde 99.9 arasında değişen oranlarda değer kaybetti. ABD'de ve uluslararası piyasalarda yaönmcılar büyûk oranda dolardan kaçmaya başladı. WorldComdaki muhasebe usulsüzlüğü ve ABD'nin bütçe açığıyla başlayan kaçış nedeniyle Euro iki buçuk yıl aradan sonra dolarla birebir eşitlenme noktasına geldi. New York Borsasfnda teknoloji ağırlıklı Nasdaq endeksi geçen haftadan beri WorldCom ve bilişim firması Xerox'un yolsuzlukJanna yönelik haberleriyle dûşüşler yaşadı. Zenginler kuJübüne üye 8 ülkenin liderlerinin WorldCom skandaiının hemen ardından Kanada"daki zirvede "piyasalara yeniden güven sağlayacağız" mesajını \ ermesinin de gelişmiş ülkelerin bu noktadaki endişelerini gösterdıği belirtildi. • SWISSOTEL'in gezinti teknesi Sesta, akşam yemeği ile brunch gezilerine başladı. Kuruçeşme'den kalkacak tekne gezileri için Sesta'nın iskelesinde park yeri de buiunuyor. • ELEKTROLUX, elektrik süpürgesine monte edilen 'kolay temizlik kiti'yle eski tüylü toz alıcılara yeniden hayat verdi. Once değişim sonra gelişim OZLEMYTJZAK TAYLAND - MalatyaJı hemşeri- si Turgut OzaJ'ın "karteH tanıT önerisi ile başlattı- ğı mücadeleden te- levizyon reklamla- nnda izlediğimiz "Fırça Beylerle Nanı- ra Hanım'ın su bazb aşkına" kadar uza- nan süreç Polisan Holdıng'in Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Biflis'i yıp- ratmamış. Aksıne, 73 yaşmdaki bu •genç' adam, Sultanhamam'da 1942 yı- lında tekstil ile ahldığı iş yaşamını önce tutkal ve ürenmine, ardından boya sek- törüne yöneltmiş. Bugünlerde ise kendi deyimi ile "Türkrye'nin en büyük ve en modern boya fabrikasını" kuracaklannı söylüyor. Polisan Holding yüzde 100 yerli ser- mayeli bir aile şırketi. Ancak 3 bin çeşit boya üreten, bıni aşkın kişinin çalıştığı grupta yönetim profesyonellerde. Yöneticiler, krizde sektörün yüzde 50 • Ne ekonomik kriz, ne rakipleri, ne de merdiven altı firmalar "firça beylerle natura hanımın su bazlı aşkını" engelleyemedi. Bayi ilişkileri sayesinde büyüyen Polisan, e-ticaretle Türkiye'nin en modern boya fabrikasını kurmaya hazırlanıyor. küçülmesine karşın Polisan"ın güçlendı- ğini söylüyorlar. Bunun nedenini de •"Sanştan kaybetmemek için kâr marjı- mıadaralttık" diye açıklıyorlar. Polisan Boyanın Genel müdürü Erol Mizrahi, " Kriz sonrası oluşan deralüasyonla ra- kjplerimiz siparişlerini iptal ederek sev- krvadannı durdurdular. Bi/dezorlandık ama.. bağlanülanmızdaki taahüderimi- n, promosvonlar da dahil olmak üzere. yerine getirdik. Haziran ayına kadar ey- lül- ekim fiyatianndan mal verdik Bayi de ryi stok yapü" dıyor. Polisan yönetıcilerine göre göre "tşin sım,bm ağryla büyümekte''. Bu yüzden 'afle' diye tanımladıklan ilişldlerini sü- rekli güçlü tutuyorlar. Polisan'ın 4 yıl- dır bayileri ile yaptığı yurtdışı geziler de bu işin bir parçası. Belli bir satış hacmi- ni tutturan bayinin önüne iki seçenek su- nuluyor: "İster fabrikanuzdan yüzde 5 iskontolu üriin aL, istersen gel gezilerimi- ze kaül". Böylece kalabalık bir bayi or- dusuyla önce Orlando, ardından New York ve geçen yıl da Güney Afnka tur- lan yapıhnış. Bu yıl ise Tayland. Geçen >ıl geziye 900 bayi katılmış; bu yıl sayı, krizindeetkisiile270. Boya sektörü il- ginç bir sektör. DYO, ÇBS, Polisan, Marshall ve Filli boya markası ile tanı- nan Betek sektörün belli başlılan. An- cak binlerce "merdivenaltı" diye tanım- lanan irili ufaklı fırma "ucuz ürünleri" ile bu markalann karşısına rakip olarak dikiliyor. Dolayısıyla farklılık yaratmak şart. Bu kez devreye e-ticaret sokuluyor. Dış- bank'ın KOBÎ'leriçin hazırladığı tekno- loji destekli hizmetpaketi Sistem-D ba- yilere tanıtılıyor. Bayi, Polisan Intranet'e gırdığı anda hem kolayca bilgi alışveri- şinde bulunabiliyor hem de ahl ve devir hızı düşük stokJann değişimi ve satışı sağlanabiliyor. Konuşruğumuz bayiler bilgisayarlı döneme sıcak baktıkJannı ifade ediyorlar. "I>eğişim ounadan gelişim olmuyor" sözleri Polisan'ın yöne tıcilerine ait. Yıl- lar boyu, doğru ya da yalnış, siyasetçi- ışadamı ilişkileri doğrultusunda "inişler çıkışlar" yaşayan, dönem dönem ban- kalarla anlaşmazhğa düşen Polisan bu- gün değişimin \e dolayısıyla gelişimin güzel örneklerinden birini sergiliyor. DÜNYA EKONO3IİSİNE BAKIŞ /ERGÎN YILDIZOĞLIILONDRA erginyitr.net Enron, Dynegy, Adeplhi, Global Cros- sing, Tayco Intemationa, VVorfdCom, Xerox gibi, salt ABD ekonomisinin de- ğil, küreselleşme sürecinin yıldızı dev uluslararası şirketlerin. yıllardır türlü mu- hasebe oyunlanyla, mali durumlannı ol- duğundan daha iyi gösterdiklerini ıtiraf etmelerinetanık oluyoruz. Yargı kurum- lan bu "sahte-kânar"(') hakkında soruş- turma açıyor. Ancak, muhasebe oyun- lanyla durumu olduğundan iyi gösterme hastalığının özel şirketlerte sınırlı kalma- dığını, ABD'nin resmi istatistik kurum- lanna da bulaşmış olduğunu düşündü- ren göstergeler var ABD piyasalanna her yıl 400 milyar dolar pompalayan yabancı yatınmcıla- nn, bu koşullarda, paralannı çekmeye başladıkları görülüyor. Frankfurt'taki Dresdner Investment Trust'ın başya- tınm uzmanı VVotfram Gerdes, "Tüm meslek yaşantım boyunca ABD'ye yönelik bu kadar kötümser bir ruh haline şafıit olmadım" dıyorve ekliyor. "Bugünlerde genel kanı ABD'nin ar- tık yatnm yapılacak en iyi yer olma- dığı doğrurtusunda" (The New York Times, 27/06). ABD ekonomisine yönelik kötümser- liğin salt konjonktürel bır gelişme olma- dığını. birçok gözlemcinin. uluslararası gazetelerin yorumcusunun saptaması- na bakarak artık diğer ülkelerdeki iş çev- relennin (genel olarak kapitalist sınrfın) ve devleti yöneten etrtinin, ABD'de uy- gulanan ekonomik modele ve iş yapma tarzlanna güvenlerini yitirdiklerini söyle- mek mümkün. Eğer bu algılamalar doğruysa, ABD liderliği/hegemonya- sı altında yaşanan 20 yıllık küresel- leşme sürecinin de arbk sonuna gel- diğimize işaret eden güçlü bir geliş- meyle karşı karşıyayız demektir. Çünkü "Küreselleşme esas olarak Amerikan modelinin küresel çapta benimsenmesiydi" (Kissinger) ve "ABD dünyadaki en ileri kapitalist toplum, kurumlan da piyasa güçle- Küreselleşmenin Sonu mu?rinin mantıksal evrimînin bir ürünü" oldugu için "Amerıkanlaşma küresel- leşmeyle biriikte gidecekti" (Fukuya- ma), "Bugün gerçekten küresel çı- karlan olan tek bir ülke vardı ve o da Amerika'ydı" «3DR-2002, Savunma Bakanı Rumsfeld). Amerikan modeli Küreselleşme sürecinin bütün pariak ambalajlannı açıp da içine baktığımız- da, dünya çapında bir serbest piyasa inşası projesi görürüz. Küreselleşme sürecını temsil eden olguların hıçbiri kendiliğinden ev- rimsel bir biçimde ortaya çıkmadı, aksine devlet eliyle yukandan aşa- ğıya. kımı zamanda zor kullanıla- rak bir ekonomik modelin uygu- lanmaya başlamasıyla oluştu. Neo-liberalizm olarak da bilinen bu ekonomik model, piyasanın serbestçe işleyişini engelleyen (di- ğer bir deyişle sermayenin seçe- neklerinetoplumsal çıkarlar göze- terek kimi kurallar getiren) tüm de- neöemelerin kaldırılmasını ve ye- rine sermayenin kendi kendinı de- netlemesini getıriyordu. Daha derinde, bu modelin felsefi te- mellerinde de, 1980'lerin meşhur Wall Street (Oliver Stone) filmındeki banker Gekko'nun vurguladığı gibi "Açgözlü- lük iyidir!"... "Bu açgözlü bireylerin, serbestçe işleyen bir piyasa içinde kendi bencil çıkaıiarı için yapbklan kıran lorana mücadete, gelişmenin kaynağı, ekonomik hatta sosyal ya- şamı düzenlemenin en ideal yolu- dur" tezi vardı. Bu modelin dünya ça- pında yaygınlaştınlması, serbest piyasa altında entegre olmuş tek bir dünya ekonomisi oluşturulması için başlatılan "sosyal mühendislık" faalıyetınin, bu kapitalist ütopya'nın adı da "küresel- Seşme" oldu. 1980'lerden bu yana bu model, "Ba- kınızABDşirketlerienkâriı,en kolaykü- reselleşen şirketler, ABD ekonomisien sağlıklı ekonomidir; siz de bu modeli benimseyin" sloganıyla gelişmiş ülke- lerde pazariandı. Azgelışmiş ülkelere ise "Tüm dünya bu modelibenimsiyor, kü- reselleşiyor; sız de bu trene atlayınız" ve "IMF programını kabul etmezseniz kredi musluklan kapanır" denilerek ha- vuç ve sopa teknığiyle dayatıldı. Ancak senaryo sunulduğu yönde gelişmedi, kimi sorular oluşmaya başladı. 'Sahte-kârlar' her yerde Ya 1990'larda bizi "nuriu ufuklara" götürmeye başlayan küreselleşme, as- lındaABD kapıtalizminin dünyanın geri kalanından faydalanmasının bir aracı idiyse? Ya 1990'ların ıkinci yarısında "ABD dünya ekonomisini durgunluk- tan çıkardı" saptamasını. "ABD dün- yanın geri kalanından transfer ettiği tasarruflaria kendi ekonomik büyü- mesini finanse edebildi" biçiminde düzeltmek gerekiyorsa? Ya Enron'dan VVorldCom'a kadar sayıları çoktan 1000'i aşan şirketin sahte kârlan, bu ABD modelinin bir parçasıysa? Ya bu model ABD'nin ekonomisini olduğun- dan çok daha iyi göstererek dünyanın geri kalanından yılda 400 milyar dolar- lık birtasarrufu emmesınin, ABD aske- ri-sınai kompleksinın yenilenmesinin ve güçlendinlmesinin, dolayıs/yla ABD he- gemonyasının korunmasının biraracıy- sa? ABD Morgan StanJey'in başe- konomısti Stanley Roach'ın ak- tardıklarınabakılırsaABDşirketle- ri yeni ve yaratıcı muhasebe yön- temleriyle zararlannı gızler, kârlan- nı abartır, böylece borsa değerle- rini korur, yabancılar da dolduru- şa gelmiş gibi bu kâğıtlan alarak ABD borsasını beslerken, resmi is- tatistik kurumlan da ABD ekono- misinin durumunu olduğundan iyi göstermekle meşgulmüş (Global Economic Forum, 28/06). 31 Temmuz'da açıklanacak olan is- tatıstiklerden basına sızmaya baş- layanlar ABD ekonomisinin o muhteşem performansını, özeHik- le savunma dışı sermaye harcama- lannın, servis sektörü dış ticaretinin ve kişisel gelirlerin yaklaşık yansının kurgu olduğunu gösteriyor. Şimdi ge- rekli düzeltmeler yapıldıktan sonra, 1999-2001 yıllarındaki büyüme oranla- nnda en az bir puan indirim yapılması gerekecek, Böylece "masallara layık ekonomik boom" da ortadan kalkmış olacak. Modelin iki yüzü Gelişmiş ülkeler, ABD modelini be- nımsedikleri, yatmmcı da ABD borsası- na gittıği oranda ABD'nin sınai-askeri kompleksınin yenilenme sürecini finan- se etti, hegemonyasını güçlendirdiler, ama zengın ve bağımsız ülke olmanın getirdiğı avantajlarla, hem azgelişmiş ülkelerin pıyasalannı kullandılarhem de kendilerini koruyabildiler. Gelişmekte olan ülkelerin deneyimiyse farklı oldu. Bunlar, IMF programlannı uyguladıkça, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke- lerin bankaları ve şirketleri tarafindan "hortumlandılar'', ulusal gelişme strate- jileri, hatta ınisiyatifleri tasfıye edildi. Böylece tümüyle, yukanda değindi- ğim küreselleşme sürecine bağımlı kı- lındılar, ama kalkınamadılar, aksine dış ve ıç borçlan giderek arttı, toplumsal yapılannın dokuları çözüldü. Bugün gelınen noktada, ABD mode- li iflas ederken ortadatam anlamıyla bir enkaz var. Arjantın çöktu ve Financial Times'ın ifadeleriyle küreselleşmenin dışına düştü. Diğer Latin Amerika ulke- leri, Brezilya, Uruguay, Paraguay, Mek- sika hızla yayılan bır mali krizle karşı kar- şıya. Türkıye'de ekonomi ancak, ülke- nin jeo-stratejık önemınden dolayı ge- len ve astarı yüzünden pahalı kredilerle ayakta durabiliyor, bu arada ulusal zen- ginlikleri, batan geminın mallan gibi yok pahasına kapatıljyor. ABD modeline güven sarsılıyorsa, bu modelin başanları aslında kurgu. vaat- leri boş idiyse, serbest piyasa projesi- nin ve dolayısıyla küreselleşme süreci- nin sonuna geldiğımizi düşünebilirız. Bunun için bir neden daha var: Kaprta- lizm sömürü üzerinde durur, hırsız- lık değil. Piyasaların üzerındeki dene- timlenn kalkması, "Açgözlülük iyidir" anlayışıyla birleşınce her türlü hırsızlığın önünü açtı. Bu, kapitalizmi daha kınl- gan, ideolojik olarak daha az korunaklı bir konuma itiyor Bu yüzden de bu mo- del değişmek zorunda. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Silikon' Değil, Gerçek Kıırtuluş! Türkiye'de kamuoyu oluşturan çevreler, yeni bir duşünce ya da yaklaşımı çoğu kez, içeriğini ince- lemeden, kolayca damgalıyor; sarıp sarmalıyorve bır kenara atıyor. CHP'nin Hindistan'ın teknoloji yaklaşımına ilişkin olarak yaptırdığı "Hındistan Bilgi TeknolojileriMo- deli ve Türkiye" konulu ınceleme, Genel Başkan Deniz Baykal tarafindan kamuoyuna açıklandı. Çalışma, en aynntılı biçimde yalnızca Cumhuri- yef'te yer buldu; bu konudaki tek olumlu köşe ya- zısını yazarımız Yalçın Doğan yazdı. Bunu arkada- şımız Işık Kansu CHP Hındıstan'ı inceleyeceğine Marmara Araştırma Merkezi'nin Gebze'deki silikon vadisi benzeri oluşumu ınceleseydi daha iyi olurdu anlamına gelen eleştırisı ızledı. Cumhuriyet dışında, izledığim kadanyla, yainız- ca Nuray Mert Radikal'de (27 Haziran) "Silikon Kurtuluş" başlıklı yazısıyla konuyu ele aldı. Mert, Hindistan'ın geçmışte yaşadığı sömürge dönemi- nin CHP'nin açıkladığı çalışmada "tahhselgeçmi- şı gereği" olarak nitelendirilmesinı iğneliyor; bu ül- kenın bir Ingiliz sömürgesı olduğunun altını çıziyor. Mert. haksızlık ediyor; CHP raporunda, "Uzun yıl- lar bir Ingiliz sömürgesi olan Hındistan.." (s.5) de- niliyor. Kaldı ki bu konu hiç de onemlı değil. önem- li olan Türkiye'nin bu konularda ne yapacağıdır. Mert, Hindistan yazılım firmalarını esas olarak ABD ve Ingiltere firmalarına ucuz yazılım hizmeti sağladıklarını bir örnekle açıklıyor. Türkiye'nin kur- tuluşunun, gelişmiş ülkelere ucuz emeğe dayalı hizmet veren bu yakfaşımda aranmaması ge- rektiğinin altını çiziyor. Oysa CHP raporu, doğru ve yerinde bir sapta- ma ile "Türkiye, bir yol aynmındadır, ya bilgi tek- nolojilerini göz ardı ederek.. teknolojinin sadece tüketicisi olarak yaşayacaktır ya da yapılması ge- rekenlerı büyük bir hızla yerine getirerek.. yerini çağdaş gelişmiş toplumların yanında alacaktır" di- yor. Daha da önemlı olarak polıtika oluşturma sü- recine katılım isteniyor; çağn çıkanlıyor. Nıtekim, raporda CHP'nin Türkiye'nin insangücüne olan güveni vurgulanıyor ve mühendıs, işçi, girişimci, yatırımcı, eğitimci ve üniversitelerin.. "hepsinin ka- tılımıyla oluşturacağı etkin birmodelle" sorunaçö- züm bulunacağı belırtılıyor. Raporda daha sonra da çoğu bilişim eksenli olmak uzere kimi çözüm önerılerine yer veriliyor. Bunlar arasında, bakanlık örgütlenmesi, silikon vadisi turü yerel teknoloji mer- kezleri oluşturulması, e-devlet, üniversitelerin ye- niden yapılandırılması, girişimci ve firma teşvikleri ve kurumsal düzenleme önerileri yer alıyor. CHP çalışması, yazılımla biriikte bilgi teknolojile- nnın altyapısını irdeliyor. Bu konu, AB üyesı olmak ısteyen Türkiye'nin genel bilim ve teknoloji politi- kalannın çok önemli bir ayağı konusunda atılan bir ılk adımdır. Yapılması gereken, bu önerileri somut- laştırarak ete kemiğe büründürmek ve bunu tüm il- gililerin katılımıyla yapmaktır. Kuşkusuz bu da ye- terlı değildir. Bir taraftan diğer ülkelerin başanlı örnekleri nedenleriyle biriikte ıncelenmeli bir ta- raftan da Türkiye'nin var olan bilim ve teknoloji altyapısının tam bir dökümü çıkanlmalı ve şim- diye dek uyguladığı bılım ve teknoloji politikalan- nın ne ölçüde başanlı oldukları bilimsel çalışma- lara konu olmalı; degerlendirilmelıdir. Ülkenin bilim ve teknoloji yeterliliğinin güç- lendirilmesi. yaşamsal birkonudur. Bu amaca ula- şılması için, yıllardır OECD araştırmalanyla da vur- gulandığı gibi, tüm ekonomik ve toplumsal ya- pıyı kapsayan bir teknolojik yenilik programınm katılımcı bir anlayışla oluşturulması gerekiyor. Ulusal teknoloji programı ya da yaygın kullanrmıy- la ulusal yenilik sistemi denilen yaklaşım, çoğu AB ülkesınde uygulanıyor. Ulusal yenilik sistemi, bır sıstemler topluluğudur; eğitim, iletişim, finans, ya- sal ve kurumsal düzenlemeler; üniversite, kamu araştırma kurumlan, KOBİ dahıl tüm firmalar, sa- vunma sanayiı vb. alt sıstemlerın bütunüdür. Bu alt sistemlerin aynı amaca yönelik, etkin ve verimli ça- lışması, karşılıklı etkıleşimi, bu etkileşimin eşgüdü- mü, bütüncül ulusal yenilik sistemi politikasıyla sağlanıyor. CHP'nin Hindistan incelemesi, böyle bir açılımın çok önemli bir öğesi sayılmalıdır. Kamuoyu oluşturan çevrelerin toplumun gelece- ğıne yönelik açılımlara daha çok ilgi duymaları ge- rekiyor. yakup@metu.edu.tr 200 firma iflas etmisti Uşak'ta cesur yatırun ' Bu sözcük oyunu Mustafa Bal- bay'/n. UŞAK (AA) - Uşak'ta 108 yıldır fa- aliyetini sürdüren Bo- zoğlu Tekstil AŞ. Uşak Organize Sanayi Böl- gesi 'ndeki arsa üzerin- de 3.5 milyon dolarlık sentetik elyaf fabrikası kurmaya hazırlanıyor. Bozoğlu Tekstil AŞ Yönetim Kurulu Baş- kanı MehmetBoz, böl- gede ve ülke genelinde krizin derin izler bırak- tığını. ancak kendileri- nin her zaman krize karşı hazırlıklı olmala- n nedeniyle bu durum- dan en az zararla kur- tulduklanm belirtti. Uşak'ta iki yılda 200 firmanın iş hayatını terk ettiğini, diğerleri- nin de kapasite ve var- diyafanm düşürerek ayakta kalabildiğini kaydeden Mehmet Boz. "Biz hesabımızı ve girişimlerimia krizin gelecegini düşünerek \-aptik. Tiirkive''de kriz değişikzamanlarda sü- rekli yaşanıyor, haar- takfa ofanak zorundayız. Krizi aşmanın yolu bi- linçü hareket etmektir. Akıllı hareket eden fir- ma krizden kârh bileçt- kabilir'" dedi. Tekstil sektöründe en önemli hammadde olan sentetik elyafı ürerme hazırhklannda son aşamaya geldikle- rinı belirten Boz, teme- li şubat ayında atılan fabrikanın makineleri- nin agustos aymda ta- mamlanacağmı, eylül aymda da üretime geç- meyi hedeflediklerini bildirdi. Mehmet Boz. dolgu beton sistemiyle inşa edilen fabrikanın üreti- me geçmesiyle Uşak'ta önemli bir hareketlen^ me yaşanacağını söyle- di. Boz, yatınmın 3.5 milyon dolara mal ola- cağını belirterek Uşak'ta bu alandaki ilk tesisin kurulduğuna dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle