Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
laAMUZ 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bşbakanlık konutunda yapılacak liderler zirvesinde hükümetin geleceği şekillenecek
DSP'de revizyon beklentisi,VKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Baş-
c BülentEcevh'ın bugün koalisyon
orta; partılerin liderleriyle bırlikte ya-
pacaı zir\r
enin sonuçlan, hükümetin ve
DSPıin geleceği açısından merakla bek-
leniyr. Başbakan Ecevit'in "Revizyon
yokr
ıçıklamalanna karşın kabinedeki
bazı »SP'libakanlanndeğiştirileceğine
ilişkı söylentiler dinmiyor. TBMM'de
A B lonusunda atılacak adımlarla ilgili
olara oluşturulan komisyonun çalışma-
lan icn de gözler zırveye çevrildi.
Mans ayı başından beri sağlık sorun-
lan ndeniyle hastane ile çalışma ofısi
arasııda gidip gelen Ecevit, bugün Baş-
bakad ık konutunda ortaklanyla bir ara-
• Zirvede Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin uzlaşmaz bir
tavır içine girmesi ve MHP ile ANAP arasmdaki gerginliğin
tırmanması durumunda erken seçimin ülke gündeminin ilk sırastna
yerleşebileceği belirtiliyor.
ya gelecek. Zirvenin ana gündeminin
ekonomi olduğu vurgulanırken başta
ölüm cezasının kaldınlması olmak üze-
re AB ile ilgili adımlann da ele alınma-
sı bekleniyor. MHP liden ve Başbakan
Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin tavnna
göre. tatile giren Meclis"in olağanüstü top-
lantıya çağnlmasının gündeme gelebi-
leceği bildirildi. Zirveden bu yönde bir
irade çıkması durumunda, Mecİis'te oluş-
turulan partilerarası komisyon da çalış-
malara başlayacak. DSP Grup Başkan-
vekili Emrehan Hancı ve Genel Başkan
Yardımcısı Tayftın İçK ile diğer üye ve-
ren partilerin temsilcileri bir araya gele-
rek uzlaşma arayacak. Bahçeli'nin uz-
laşmaz bir tavır içine girmesi ve MHP
ile ANAP arasındaki gerginliğin tırman-
ması durumunda, erken seçimin ülke
gündeminin ılk sırasına yerleşebilece-
ğinin altı çizildi.
Zirve, DSP ıçinde de merakla bekle-
niyor.Toplantıda Ecevit, uzun süredir
yüz yüze görüşmediği Başbakan Yar-
dımcısı Hüsamettin Ozkan ile de bir ara-
ya gelecek. Ecevit'in "Senaryo,hiçböy-
İe bir şey düşünmedim" demesine kar-
şın DSP kulislerinde kabine değişikligı
beklentisi dinmiyor. Genel Başkan Yar-
dımcısı Rahşan Ecevit ve ekibi Özkan'a
karşı savaş açtı. Genel merkeze gitme-
yen, PM toplantılanna kahlmayan Öz-
kan'ın gruba gelmemesinin yol açtığı
spekülasyonlar da sürüyor. Rahşan Ece-
vit'in, Özkan'ın yerine Emrehan Halı-
cı'nın getirilmesini istediği belirtiliyor.
Özkan ekibi ise kabine değişikliğine ih-
timal vermiyor.
Yeni kriterler geliyor
Birliğe üyelik
zorlasacak
• A3, 2004 ve 2008 yıllannda
gerçikleştireceği iki genişleme
dalgasımn ardından, üyelik için
başvuracak yeni ülkelerden,
demokrasi ve insan haklan
alanında yeni bazı kriterleri
karşılamalannı isteyecek.
AYHAN ŞtMŞEK
ANKARA-Türkıye.
Kopenhag kriterlerine
uyumu hâlâ tamamla-
yamazken Avrupa Bir-
İiği (AB) yeni adayla-
ra dönük çok daha sıkı
kriter koymak için kol-
lan sıvadı. AB, 2004
ve 2008 yıllannda ger-
çekleştireceği iki ge-
nişleme dalgasının ar-
dından, üyehk için baş-
vuracak yeni ülkeler-
den, demokrasi ve in-
san haklan alanında ile-
ri bazı kriterleri karşı-
lamalannı isteyecek.
AB'nin geleceğin ça-
lıştayında (konvansi-
yon) tartışılan bu kriter-
ler arasında, doğrudan
"azmhklann taıunma-
gvehaklannınkabulü"
de bulunuyor. Türkiye
yıl sonuna kadar mü-
zakerelere başlayama-
ması ve iki genişleme
dalgasıru kaçırması du-
rumunda, yeni aday ül-
kelerle birlikte bu yeni
kriterlere de uyum sağ-
lamak zorunda kala-
cak. Avrupa'daki Er-
meniler, sözde soykın-
mın tanınmasını da bu
kriterler arasına soka-
bilmek için şimdiden
harekete geçti.
Türkiye, aralık ayın-
da Danimarka'da ger-
çekleştirilecek Kopen-
hag zirvesiyle AB ile
ilişkilerinde çok Önem-
li bir yol aynmına gire-
cek. AB'nin 2004 ve
2008 yıllannda üyeliğe
kabul edeceği aday ü1-
keleri belirleyeceği bu
zirvede, Türkiye iki ge-
nişleme dalgasının da
dışında bırakılırsa,
"ebedi adaybk" tehli-
kesiyle karşı karşıya
kalacak. AB, Türkiye
gelecek birkaç ayda si-
yasi kriterlere "tam
uyum" yönünde ciddi
adımlar atmazsa, zır-
vede müzakerelere baş-
lama karannın söz ko-
nusu olmadığının me-
sajını veriyor. Türkiye
bu durumda. AB'nin
yeni adaylan arasında
yer almalan beklenen
Yugoslavya. Hırvatis-
tan, Bosna-Hersek, Ar-
navutluk, Ukrayna gi-
bi ülkelerle aym gruba
düşecek ve üyelik için
çok ileri bir tarihi bek-
lemek zorunda kala-
cak.
AB'nin 2004 ve 2008
yıllanndaki en büyük
"genişleme" hareketi-
nin ardından, üye ülke-
ler arasında siyasi bir-
liği pekiştirmeye dö-
nük "derinleşme" ça-
balanna daha da yo-
ğunlaşması bekleniyor.
Bunun da demokrasi,
insan haklan gibi alan-
larda birliğin tüm üye-
leri için yeni yükümlü-
lükler getırecek ve stan-
dartları yükseltecek
adımları beraberinde
getireceği kaydediliyor.
Bu çerçevede, yeni
aday ülkelerden de üye-
lik için Kopenhag kri-
terlerinden çok daha
ileri kriterleri karşıla-
malan istenecek.
Avrupa"daki Ermeni
lobileri, sözde soykın-
mın tanınmasını da üye
olmak isteyen ülkele-
rin uyması gereken kri-
terler arasına sokabü-
mek için girişimlerine
başladılar.
Bakan Türk ,Kabataş Usesf nin pflav gününde, e\ini öğretmenfik yapüğı okula
bağtşlayan Zeria Baü'nin büstünü açü ve Bali'nin elini öptü. (Fotoğraf: AA)
Türk: AB yolunda kaybedecek zamanımız kalmadı
Tren her zaman gelmez
tstanbul Haber Servisi - Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk, AB
yolunda Türkiye'nin artık
kaybedecek zamanı kalmadığını
belirterek "Öyle söylendiği gibi
'Tren her zaman gelir' beklentisi
jçinde olmamalıyız" dedi.
Türk, AB Konseyi'nde
Türkiye'den başka idamı
yasalannda bulunduran ülke
kalmadığını ve Türkiye'nin AB'ye
tam üye olması için bu cezanın
kaldınlması gerektiğini
vurgulayarak "Çağdışı kalmış bir
cezayı da arük kaldırmak
durumundayız" dedi.
Kabataş Lisesi'nin geleneksel pilav
gûnüne katılan
Türk, gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Türk, "AB sürecinde
6 ay çok önemH Bu sürede yasal
düzenlemeler yapılabilecek mi,
uzlaşma sağlanabilecek mi"
sorusuna şu karşılığı verdi:
"Udaşma sanryorum sağJanacakör.
Bir anİaşmazhk noktasında
kilitlenjp kabnamahyız. Liusal
Program'ın öngördüğü tedbirJeri,
önce hepimizin aym görüşü
paylaşüğı,
tarüşma konusu olmayan
noktalardan başlamak iizere,
yasalan çıkarmak suretiyle bunu
yapabiliriz. Lzlaşmazhk konularmı
da bu arada çözebttiriz. Biz şimdi
trenin içindc olabiürdik. Ama
zamanında yapüğımız hatalaıia,
bugün hâlâ daha
trenin son vagonuna
yetişmeye çahşıyoruz.
Ama bunu da kaçırmamalryız."
Bakan Türk, Türkiye Ekonomik ve
Sosyal Etütler Vakfi (TESEV)
tarafından hazırlanan raporla ilgili
de Türk halkırun büyük
çoğunluğunun s
AB fikrini benimsediğini
belirterek Türk, "AB, halkumzm da
isteği, arzusudur" diye konuştu.
Türk, idamla ilgili de şunlan
söyledi: "OHim cezası gibi
duyartı bazı konularda, yeterii ve
etkili başka bir ceza getirilmek
suretiyle, bu müebbet ağır hapis ya
da ağniaşünlmış müebbet hapis
olabinr, bu kişilerin de bir daha
şartla sahverilmeden
yararlanmamak kaydryia ölüm
cezasının kalduıhnası yine
çoğunluğun görüşüdür."
Cözaltılar
Sağlar:
Bu kafayla
AB'ye
girilmez
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - SHP Genel
Sekreteri Fikri Sağlar.
Nevruz kutlamalan sıra-
sında gözaltma alınanla-
nn 3.5 aydır mahkemeye
çıkanlmadığını belirte-
rek "Bu kafayla AB'ye
gu-flmez" dedi.
Sağlar yaptığı açıkla-
mada, 21 Mart'ta Mer-
sin'de yapılan Nevruz kut-
lamalannda çıkan olaylar-
da, ilk önce 60, daha son-
ra gerçekleştirilen ope-
rasyonlarla 250 kişinin
gözaltına alındığını bildir-
di. Sağlar, aradan 3 aydan
fazla süre geçmesine rağ-
men bu kişilerin mahke-
meye çıkarılmadığına
dikkat çekti. Sağlar şun-
lan söyledi:
"Nevruz kutlamalan
sn-asında çıkan oiayiar ge-
rekçe gösterilerek gözal-
nna ahnan ve tutuklanan
bu vatandaşlanmız bu-
güne dek mahkeme önü-
ne çıkanlmadan keyfî ola-
rak bekletürvor. 2İ. >-üz-
yılda, çağdaşlaşma iddi-
asındaki Türldye'de, ken-
dini 'sol' olarak tanımla-
yan bir Başbakan 'ın yö-
nettiği, AB'ye gjrme ko-
nusundaki öncütük yapn
yormuş gibi gözüken bir
Içişleri Bakanı'nm oldu-
ğu bir ülkede böyle bir
ola> yaşanıyor, Bu kafa>-
la AB'ye falan girilmez.
AB üyeBği için gerekHya-
sal düzenlemeleri gerçek-
leştirmeden MecUs'i tati-
le sokmalan da hüküme-
tin AB konusunda sami-
mi ounadığını bir kez da-
ha ortaya koydu. Bu ka-
fayla demokrarik degil,
ancak dikta ile yönetilen
bir ülke oluruz,"
Çıkan olaylan valiliğin
koyduğu yasağa bağla-
yan Sağlar, kutlamalann
serbest olduğu yerlerde
hiçbir olay çıkmadığına
işaret etti.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Birilerinin gözü aydın
olsun.
AB'ye üye olmak gibi ulusal
birliğimizi parçalayacak, ulus-
devletimizi yok edecek, ulusal
onurumuzu ayakiar aftına alacak
bir beladan uzunca bir süre için
kurtulduk.
Bugün temmuzun ilk günü. Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi resmen
tatile girdi. Ekim ayına kadar
TBMM tatil. Hükümet ise zaten
iki aydır "hastalık izni" kullanıyor
ve daha epey kullanacağını, has-
tanın kendisi söyledi.
Bu durumda, 12 Ekim günü
açıklanacak olan Avrupa Komıs-
yonu'rtun "AB Genişleme Rapo-
rv"nu yazacak AB diplomatları
ve bürokratları, aday üye Türki-
ye bugüne dek Kopenhag öl-
çutleri denen siyasal koşuflariçin
ne yaptıysa (sahı ne yaptı?) on-
lan önlerine koyacaklar ve rapor-
lannı yazacaklar.
Raporun içeriği bugünden bel-
Ii. öteki 12 aday ülkeden hangi-
lennin genişleme sürecine dahil
edileceklerinı bilemeyiz. Ama ra-
porun bizimle ilgili paragraflannı
neredeyse "a//nf;"gibi özetlemek
mümkün:
"...Demokratıkleşmeyönünde
bugüne dek attığı adımlar, ger-
Onlar Ortak - Biz Pazar
çekleştirdiğineformlar Türkiye ile
tam üyelikgörüşmelerine başla-
nabilmesinı mümkün kılmamak-
tadır. Türkiye'nin dunımu ileride
görüşülecektir..."
Daha yalınlaştıralım:
Türkiye AB üyeliği denen ulu-
sal felaketi başanyla savuştur-
muştur.
Ulus-devlet kurtulmuş, ulusal
birfik pekişmiş, ulusal onur ko-
runmuştur. Bencileyin ulus-dev-
letimizi AB emperyalizmine peş-
keş çekmek isteyen. milliyetçili-
ğin soylu duygulanndan nasipsiz,
"enternasyonal solcu" hainlerin
hevesleri kursaklarında kalmıştır.
Gözler aydın olsun...
• • •
Şimdi Avrupa Biıiiği kendi yo-
lunda ılerleyecektir.
Türkiye de kendi yolunda.
Ve bu iki yol aynı yönde değil-
dir.
AB'nin bundan sonra nereye
evrileceği, nasıl bir Avrupa yara-
tılacağı, var olan Avrupa'nın ne-
ye dönüşeceği (ya da dönüşme-
yeceği) bundan böyle AB içinde-
kı ırkçı, aşırı sağcı, faşizan güç-
ler; neoliberal, dine bağlı, piyasa
tanrısına tapan güçler ve Porte-
kizli, Italyan, Alman, Hollandalı,
Fransız, Belçikalı, Lüksemburg-
lu, isveçli, Ispanyol, Yunan, Avus-
turyalı, Bulgar, Macar, Rumen.
Ingiliz, Polonyalı emekçilerinden
ve aydınlarından oluşan ılerici
güçler, yani "Başka bir Avrupa,
başka birdünya mümkün" diyen-
ler arasındaki mücadelede belir-
lenecek.
Yani bizi ilgilendıren bir müca-
dele söz konusu değil.
Biz kendi işimize bakacak, ken-
di yolumuzda yürüyeceğiz.
Bu tuhaf bir yol olacak. Güm-
rük birliği bızi Avaıpa Birliği'nin dı-
şında, ama çok da uzağındade-
ğil, çeperinde tutmaya yetip de
artacak bir bağ.
Ortak olmayı reddettiğimiz, bu-
nu başanyla engellediğimız için
"çeperdeki pazar" olmayı yeğ-
ledtk demektir.
AB'nin siyasal karariarına (ör-
neğin Kıbrıs), askeri kararlanna
(orneğin AGSP), ekonomik ka-
rarlanna kanşmayacağız. O ko-
nularda sadece ortaklar karar
ve oy sahibi olacak, belırleyecek.
Biz, yüzümüzü büyük ölçüde
Doğu'ya çevirecek ve Ortadoğu
petrollerinın ve Orta Asya petrol
ve doğalgaz yataklannın güven-
liği için israil'le bırlikte tetikçiliğe
benzer işler yapacak ve bu saye-
de ABD'den borç isteme hakkı-
nı elimizde tutacağız.
Büyük bir birliğin üyesi, eşit or-
tağı olmayı ulusal onurumuzaye-
diremez ve ulusal bağımsızlığı-
mızı yitireceğimizden korkarken,
bugünün dünya koşullarında
ABD'nin dünya hegemonyası kjin
başlattığı vahşi savaşta, direnç
gücü pek cılız bir uydu olacağız.
Sermayenin her türüne yeryu-
zünde sınırsız, kısıtsız dolaşım
hakkını ve olanağını tanıyıp "işgü-
cü" denen metaın ulusal sınırlar
içine hapsolmasını sağlayan kü-
reselleşme koşullarında, ancak
"ortak" ülke emekçilerine tanı-
nan serbest dolaşım hakkını da
AB üyeltğt ile birlikte biltnmeyen
bir tarihe erteleyen Türkiye'de,
milyonluk işsız kitlesı ve son iki
krizde onlara eklenen daha kalı-
fiye yeni işsizler milli sermayenin
sunduğu iş olanakları ile yetine-
cekler. Böylece bir yandan milli
sermaye rekabetten anndırılmış
ışgücü pazannda ucuz ve nitelik-
li işgücünün keyfini yaşarken Tür-
kiye emekçileri de milli sermaye
tarafından, milli bir şekilde sö-
mürülmenin onurunu içinde(etin-
de kemiğinde) duyacak.
•••
Son bir nokta: Türkiye solu,
196O'lı yıllarda alanları "Onlar or-
tak - Biz pazar" sloganlan ile in-
letiyordu. O dönemde Sovyet ül-
kesinden Çin'e, Doğu Alman-
ya'dan Arnavutluk'a, Vietnam'a,
Bulgaristan'a, Küba'ya kadar uza-
nan koca bir coğrafyada sosya-
lizm kuruculuğu gibi bir büyük
deneyim yaşanmaktaydı. Türki-
ye'de sosyalizme açılan yolu em-
peryalist-kapitalist Avrupa ile bü-
tünleşmek yerine sosyalizm ku-
ruculuğunda yürüyen ülkelerle
omuz omuza açmak ciddi, coş-
kulu ve umutlu bir tercihti ve so-
mut bir karşılığı vardı. O yüzden
1968'lerin "Onlar ortak - Biz pa-
zar" sloganı anlamlıydı ve ayak-
ları yere basmaktaydı.
Türkiye, o yıllarda alanlarda
yankılarüan sloganm hedefine, bu-
gün Türkiye solunun, aklı ve bil-
gisi o yıllarda kalanlannın da unu-
tulmaz katkılanyla ulaştı.
Bu tarihsel bir parodi değilse
nedir?
Muhalefetin 'samimiyeti' (!)
Meclis, son haftayı
partilerin daha çok
kamuoyuna dönük
girişimleri ile geçirdi.
DSP'nin idam turunun
ardından, DSP-ANAP turu
gerçekleştirildi. Bu
partilere randevu
vermeyen DYP de ayrı bir
tur gerçekleştirdi. Bu
göstermelik turlar
sonuçsuz kalırken, DYP
"Meclis tatile girmesin"
diye son bir atakta
bulundu. Tatil istemeyen
DYP'lilerin "devam" durumunu
araştırdık. Bu konuyu sıkı takibe alan
ve dönem dönem açıklayan Meclis'in
devam rekortmeni DSP Grup
Başkanvekili Emrehan Halıcı'nın
saptamalanna göre bu yasama
döneminde partilerin devam raporu
şöyle: 2000: DSP (Yüzde 58.1), MHP:
Yüzde 46. ANAP: Yüzde 27.89. FP:
Yüzde 17.64. DYP: Yüzde 12.38.
2001: DSP: Yüzde 60.5, MHP: Yüzde
46.3, ANAP: Yuzde 30.2, AKP: Yüzde
7.8. DYP: Yüzde 6.8, SP: Yüzde 6.6.
2002 (Ocak-Nisan arası): DSP: Yüzde
61.4, MHP: Yüzde 49.6, ANAP:
Yüzde 28.6, DYP: Yüzde 5.7, AKP:
Yuzde 5.4, SP: Yüzde 4.7.
Devam oranlan bu denli düşük olan
DYP'liler meğer yaz tatilinde de
çalışmak istiyormuş! Üstelik, yazın
Meclis'in çalışmasını isteyen
Emrehan Halıcı.
DYP'lilerin bu
onergelerinın oylamasında
parti sıralannda sadece 17
milletvekili oturuyordu.
MHP'li Ismail Köse,
DYP'nin bu çıkışını şöyle
yorumladı: Bu, sınıfta
kalan bir ortaokul
öğrencisinin yazın telafı
kursu yapılması için okul
idaresine ricada
bulunmasına benziyor.
Burası ortaokul değil,
TBMM'dir. Telafi kursu
açamayız." Muhalefetin
"samimiyeti" konusunda bir başka
örnek de, geçen hafta AKP'lilerin Milli
Eğitım Bakanı Metin Bostancıoğlu
hakkında verdiğı önerge sonunda
kurulan soruşturma komisyonu
raporunun görüşmeleri sırasında
yaşandı. Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Özkan, MHP ve
ANAP'taki olası firelerin önünü
kesmek için "Iktıdar milletvekilleri
oylamayagirmesin" dedi. Iktidar
partileri oylamaya katılmayarak kendi
ıçlerindeki olası fıreleri kontrol altına
aldı. Muhalefetten sadece 107
milletvekili oylamaya katılarak
Bostancıoğlu'nu aklayan rapor
aleyhine oy kullandı. Oysa, DYP, AKP
ve SP'nin toplam sandalye sayısı
185'eulaşıyor...
Hükümetin durumu malum, peki
"Nerede bu muhalefet"?
DYP-ANAP: 7-0,
MHP- DYP:4-1
TBMM'deki sağ partiler
arasında yıl boyunca hızlı bir
transfer trafiği yaşandı. DYP, bir
dönem Mesut Yılmaz'a
yakınlığı ile bilınen Trabzon
Milletvekili Eyüp Aşık'ın da
aralannda yer aldığı toplam 7
ANAP milletvekilini saflanna
kattı. Daha sonra iki parti, "özal
misyonu"nu sahiplenme
yanşına girdi. Bu yarışın hedef
ismi ise eski Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ın oğlu, bağımsız
Malatya Milletvekili Ahmet Özal
dı. Bu yanşı ANAP kazandı ve
küçük Ozal'ı saflanna kattı.
MHP ile DYP arasında da sıkı
bir transfer mücadelesi yaşandı.
MHP, DYP'den 4 milletvekili
transfer etti. DYP ise,
parlamentonun son haftasında
MHP'den bir milletvekili alabildi.
İki parti, Çorum milletvekillerini
degiş tokuş yaptı. DYP lideri
Tansu Çiller'in "A Takımı"nda
yer alan Bekir Aksoy MHP'ye
katılırken, daha önce MHP'den
istifa eden Çorum Milletvekili
Abdülhaluk Çay da DYP'ye
geçti. Çay'ın katılımının
gerçekleştiği toplantıda
gazetecilerle sohbet eden bir
DYP'Iİ durumu şöyle özetledi:
"Bizim için Çorvm'da değişen
bir şey olmadı. Giden de
MHP'liydi gelen de MHP'li..."
Diz dize 'yakmlaşma'
MHP'nin, ölüm cezasının kendileri
dışında kaldınlması yönündeki
restinin ardından,
DSP ve ANAP TBMM'de bir
çalışma grubu oluşturulması için
muhalefet partileri ile görüşmeler
yaptı. DSP ve ANAP grup
başkanvekilleri, AKP'yi geçen
hafta ıçinde iki kez ziyaret etti.
Ölüm cezasına ilişkin yasal ve
anayasal duzenlemenin eşzamanlı
yapılmasını isteyen AKP Grup
Başkanı Bülent Arınç, bu
konudaki tutumlarını esprıli bir dille
özetledi. DSP ve ANAP grup
başkanvekilleriyle yaptıklan
görüşmeden sonra gazetecilerin
Arınç'a yöneltiği sorular ve yanıtlan
şöyle:
- Bu görüşmenizde öncekine göre
bir fark var mı?
- Evet, bu sefer iktidar ortaklan
DSP ve ANAP birlikte geldiler.
- Görüşmelerinizde bir yakınlaşma
oldu mu?
- Evet, bu sefer diz dize oturduk...
Ah şu tazminatlar
olmasaL.
TBMM Genel Kurulu'nda,
ögretmen avukatlann iki mesleği
de birlikte yapabilmelerine ilişkin
yasa önerisi görüşülürken, DYP'li
Kamer Genç ön saflardaydı.
Konuşmalan nedeniyle "hakkında
en fazla dava açılan ve en çok
tazminat ödeyen milletvekiH"
sıfatını kimselere bırakmayan
Genç, kürsüye çıkıp avukat
ücretlerinin yüksekliğinden
yakındı: "Avukatiık Yasası'yla
devletin bütün kaynaklannı
avukatlann cebine aktardınız.
1998yılında Deniz Baykal'la ilgili
bir beyanat verdim, gitti bir dava
açtı. Mahkeme 1.5 milyar lira
tazminata hükmetti. Geçen gün
bana tebligatta bulundular. 1.5
milyar liralık tazminata tahakkuk
eden avukatlık ücreti ne kadar
biliyor musunuz? 850 milyon lira"
Bu sözler üzerine, özellikle avukat
kökenli milletvekillerinden
"Bedava mı çalışsınlar" sesleri
yükseldi. Genç, "Her kişinin bir
emeği var. Eskiden bedava mı
çalışıyordunuz? Verelim devletin
bütçesini hepinize canım. Bu
memlekette avukat dışında başka
bir kimse yok mu?" Ödediği
tazminatlarla avukatlara ödediği
ücretler arasında bunalan Genç,
eskisi kadar rahat
konuşamamaktan da şikâyetçi.
Gazeteciler çeşitli oiaylarla ilgili
olarak kendisinden görüş
istediğinde bir "Ahh..." çekip
şöyle devam ediyor
"Söyleyecek çok şey var, ben ne
söyleyeceğimi biliyorum. Ama bir
de tazminat ödemek olmasa..."
Meclis tatilinln başlamasıyla birlikte, "Parlamento Kulisi"
de tatile giriyor. Sonbaharda görüşmek dileğiyle...
Türey Köse, Emine Kapian, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbnımcumıâttnctnettr