22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• HAZİRAN 2002 CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Tarihi Filistin kentlerinde İsraü'in yarattığı 'kültürel mirasyıkımı' belgelendi İşgalin 'Nablus Raporu'• tsrailinongün aralıksız bombaladığı dünya mirası kentteki tahrip olan eski yapılar arasındaOsmanlı dönemi kültür varlıklan da bulunuyor... Geçen nısan (2002) ayındaki îsrail işgalinde Filistin kentleri acımasız bir yıktma ve tahriba- ta tığradılar... Uygarlık tarihine imza atan kentler bomba- landığı sırada, Uluslaransı Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) yöneticilen de "18 .\i- san-Dünya Anıtlar ve Sitler Günü"nü tstan- bul'da toplanarak kutladılar... Bu rastlantı ne- deniyle kutsal topraklardaci dunımu: "Anıtlar Ginü'nde Filistin" başLgıyla yazmış ve ek- lemiştım "DünyaSitieriniJi YasGünü". (18 Nîsan 2002 - Cumhuriyetı Ilerleyen süreçtene ICOIViOS çevrelennden, ne de kültürel mirasla ilgıli dığer uluslararası kvmımlardan bir ses duyafri Idik... Aynı yazım- da başlanna gelenlen özetlediğım Beytülla- him, Ramallah, Eriha, Nablus ve Cenin gı- bi, herbınınsanlığıneneski tanıklan olan kent- ler ateş altındayken, "insaralığın temsilcileri" ürkütücü bır suskunluk içndeydıler... îsrail ve taraftarlannın;tfc FiIistinIiler de te- rörden vazgeçmiyor..." şeklindeki savaş ge- rekçeleri kamuoyunda etkili olsa bile, dünya- nın ortak değerlenni bombalarla yok etmek, birçok uluslararası savaş sözleşmelerinde bile "insanlık suçu" sayılmnor muydu? Nitekım daha birkaç ay önce, Avrupa Savaş \f ahkemesinde de Adriyatik kıvısındaki ta- rihi Dubrovnik kentine önceki yıl bomba yağ- dıran "Sırp komutanlar" bu sözleşmelerin hukukuyla yargılanıyordu. - Anlaşılan aynı hu- kuk, îsrail karşısındaunutulmuştu... Dünya işte bu kayıtsızhk içindeyken, Filistin- li mimarlardan MimarlarOdası'na geçen haf- ta iletilen bir rapordan, I N D P ile birlikte Ja- ponya ve Almanya nın da desteklediği bir programla, öncelikle Nablııs kentindekı tahri- batınaynntılı birçahşmayla "belgelendiğini" öğrendik... INablus Belediyesi, An-najah Uiusal Üni- versitesi, Filistin Mühendi sler Derneği ve Fi- listin Müteahhitler Birliği uzmanlannca ha- zırlanan, 5 Mayıs 2002 tarihli; "Nablus Ken- tinde tşgal Sonrası Tahrîbat Tespit Rapo- ru", Türkçeye çevrilerekZ 1 Hazıran 2002'de Başbakanlık'a, ilgıli bakanlıklara ve basınada gönderildi. Sonuç kısmında, Nablus'un yeniden inşası ve tarihin restorasyonu ıçin ivedi yapılması ge- rekenleri de içeren rapordaki kimı vurgulama- lar özetle şöyle: Hedef: 'Tarihi merkez'* Nablus"ta 3-20 Nisan 20O2'deki 18 gün sü- ren îsrail işgali ve sokağa çıkma yasağı döne- minde, en yoğun tahribat "10 gün aralıksız bombalanan" tarihsel kent merkezinde yara- tıldı... Bu özel olarak seçilmiş "•hedef " bölgedeki geleneksel konut dokusuyla birlikte, 12. yy. ca- mileri, 17. yy. kiliseleri. 18. yy. hamam ve han- lan gibi "Ösmanlı dönemi mirası" da saldı- nya uğradı... Aynı döneme ait kültür varlıklarından "El Shubi Aile Evi" ıse buldozerle yerle bir edi- lirken içinde yaşayanlar dışan çıkartılmamış, 8 kişi yıkım sırasında yaşamını yitirmişti... Restorasyonlar 'yeniden' Rapora göre Roma çağından bu yana iskân edilen Nablus, Filistin'deki koruma ve restoras- yonlann yoğunlaştığı bir kent... Belediyenin, onca ekonomik sıkıntılara rağ- TARİHİN ORTASINDA "SAVAŞ OYUNU" - Dört bir yanı tarihsel yapılarla çevrili meydandaki "banşçı" askerler Ue Filistinli çocuk "savaş oyunu" oynarken, aynı binalardan yansıyan kültürdeki insan sıcaklığını nasıl fark edebilirler ki?.. Kültür kıyımından örneklerİsraü'in işgal operasyonunda "yıkarak" saldırdığı tarihsel yapılardan bazılan, Nablus raporunda özetle şu bilgilerle yer alıyor: EL KHADRA CAMİSt: Nablus'un en eski camisi... Kilise iken 12..yy.'da camiye çevrilmiş. Memluk dönemi özgün minaresiyle birlikte ağır hasarlı... EL SHUBt AtLE EVİ: Îsrail ordusunun eski kente girmek için "içinde insanlar varken" ve 8 kişinin yaşamını da söndürerek yıktığı, Qaryoun semtindeki Osmanlı dönemi geleneksel konut mimansi örneklerinden... EL FATİMtYE OKULU: Eski kentin kuzeybatısında, son dönem Osmanlı yapılanndan... Okul "malzemeleriyle birlikte" tahrip edildi... KANNAN SABUN FABRİKA ALANI: Insanlık için de çok özel "sanayi mirası" olan Nablus'taki 18. yüzyılda kurulmuş tarihi sabun fabnkalanndan ikisi bu alandaydı ve tümüyle yıkıldı. FREİTEKH AİLE EVİ: Yine içinde insanlar uyurken "roketlerin" hedefi olan ve 2 kişinin öldüğü eski evlerden... Geleneksel orta avlu etrafındaki odalar tümüyle yıkıldı... EL CEDİDE HAMAMI: Eski kentteki 8 geleneksel hamamdan biri... 18. yüzyıla aitti ve özgün mimarisiyle restore edilerek kullanılmakta iken işgalin kurbanı oldu. 3« CMİMS !*». Filistin'in "işgal >r ıkımlan"nı konu alan 1980'lere ait bir Fransız karikatürü. Filistinli: "Korkuyorum, yok- sa bir..." tsrailli: "Ah, hayır korkma... Bu şiddet değil!" men 1995'te başlattığı sokak düzenlemeleri, cephe onanmlan, yenilemeler ve altyapı uygu- lamalan, 10 günlük işgal ve bombaîamanın F-16 uçaklan, ağır tanklar ve Apache helikop- terleriyle yok edildi... Bu gözlemleri belgele- yen "envanter" çalışmasında ise toplam 285 hasarlı yapıdan 64'ünün "yılalmak ûzere" ol- duğu saptanıyor... Sadece kent merkezindeki tahribatın gideril- mesinde en az 30 milyon dolar gerekebileceği hesaplanan raporda, yeni gelişen semtlerin %e yollann onanlmasmın ıse ancak 25 milyon do- larla mümkün olabileceği açıklanıyor... Yeniden yaşatabilmek için Nablus raporu, sonuç bölümünde şimdi ne yapılması gerektiğine bile değiniyor... Tabii, önce ve mutlaka "banşın" artık kesin ve kalı- cı kıhnması önkoşul... Buna bağlı olarak tarihi dokunun ve yaşamın yeniden restorasyonu çalışmalannı yürütecek, bağımsız birkurumun ivedi örgütlenmesini tav- siye eden rapor, kentin "rehabilitasyonu" için de acil bir "eylem planf'nı öngörüyor... Umanz Nablus raporu, dünyayla birlikte ül- kemizdeki ilgili kurumları da artık harekete ge- çirir. Türk Sineması'nm karakter oyunculanndan Turgut Özatayh dün yitirdik 'Kötü adam'dan elvedaKültür Servisi - Sinemamızda özellikle 1960'hyıllardaki filmleriyle aduıı duyuran oyuncu Turgut Özatay, önceki gün kaldınldığı Okmeydanı SSK Hastanesi'nde uzun süredir savaştığı akciğer kanserine yenik düşerek dün sabaha karşı 03.40'ta yaşama veda etti. Sanatçı, bugün Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazuıuı ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. 1927 yılında Izmir Alaşehir'de doğan Turgut Özatay, 1953 yılında küçük rollerle sinema oyunculuğuna adım attı. llk döneminde jön rollerine çıkan Özatay kısa zamanda aranan karakter oyunculanndan biri oldu. Türk sinema izleyicisi, 200'den fazla filmde rol alan Özatay'ı, döneminin klasikleşen ekolü içinde başanyla canlandırdığı 'kötü adam' tiplemeleriyle tanıdı. Sanatçuıın rol aldığı sinema filmlerinden bazılan 'Kahraman Denizdler', 'Yanık Efe', 'Aşk ve Kumar', 'On Küçük Şeytan', "Kınk Çanaklar', 'Yalnızlar Rıhtımı' 'Suçlu', 'Ateşten Damla", 'Beleşçi Murat', 'Yuvasız Kuşlar', 'Suçlu', 'Yangın Var', 'Yatık Emine', 'Ayn Dünyalar'. Özatay, Metin Erksan'ın yönettiği 'Preveze Öncesi' ve 'Annemi İstiyorum' gibi TV ıçin çekilen fılm ve dizilerde de rol aldı. Yaklaşık bir yıl önce oynadığı filmlerin afış ve sahnelerinden oluşan bir de albüm hazırlayan oyuncu, albümün sonunda "Yıllar yıh Türk Sineması'na emek vermiş bir sanatçının yaşamı boyunca beklentisi, duygu zenginliği ve insanlar tarafından sevilmek, anılmak, kalıcı bir şey bırakmaktır" diye yazmıştı. 'Sinemaya inancı vardı' ATtLLA DORSAY - Türk sinema sanatının isimsiz kahramanlanndan biri. Neresinden baksanız 200'ü aşkm filmde rol almıştır. Gençlik döneminde bazı filmlerde jön rolierinde oynadıysa da o filmler unutulup gitti. Şimdi biz onu daha sonraki dönemde birçok filmdeki kötü adam rolleriyle hatırlıyoruz. Her rolü oynayabilen, halknı içinden gelmiş, hoş ve otantik bir insandı. Kendisiyle konuşmuşluğumuz vardı. Sinemaya büyük bağlıhğı ve inancı olan bir insan olduğunu biliyorum. Allah rahmet eylesin. TUNÇ BAŞARAN - Türk Sineması'nm başı sağolsun. Rahmetliyle 'On Küçük Şeytan' gibi bir iki filmde birlikte çalışma zevkine erişmiştim. Türk Sinemasf nın en büyük aktörlerinden biriydi. Dost, can arkadaştı. Adam gibi adamdı. Türk Sineması'nda sayılan giderek azalan gerçek oyunculara birinin daha eklenmesinin üzüntüsünü yaşıyorum. KADRİ YURDATAP - Turgut, Türk Sineması'nm kırk yıllık usta bir oyuncusuydu. Kahpe kanser maalesef onu da aramızdan aldı. Başımız sağolsun. ATIF YILMAZ - Turgut Özatay, çok sevdiğim, oyuncu olarak çok beğendiğim, takdir ettiğim bir meslektaşımdı. Kendisiyle zamanında çok iyi işler yaptık. Türk Sineması önemli elemanlanndan birini daha kaybetti. Bütün sinemaseverlerin başı sağolsun. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Soknates Eğfflmi... Düşünen Avrupa, "Sokrates Eğitimi" diye ad- landırdığı bir modelin peşinde. Kimilerince "yorgun kıta" diye adlandırılan Avrupa'nın, bir tür dirilişi ve canlanmayı yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce yaşamış olan antikçağ düşünürü Sok- rates'te araması. elbette irdelenmesi gereken bir yönelim. Sokrates, sürekli soru sorma yöntemiyle bil- memenin bilgisini algılatma peşinde olan bir düşünürdü. Batı düşüncesi, ezberin ve mono- logun yerini diyalogun, yani soru-yanıt yönte- minin almasını, bu düşünüre borçludur. Ve Sok- rates, ilk bakışta çok sıradan gibi gelen bu yön- temle araştırmacı ve sorgulayıcı, başka deyiş- le eleştirel Batı düşüncesinin temellerini atan fi- lozof sayıldı. Ünlü yazar ve düşünür Frank Thiess, "Ecin- nilerlmparatorluğu - BirBin Yılın Romanı" ("Das Reich der Dâmonen - Der Roman eines Jahr- tausends") başlıklı ve Yunan klasik kültüründen Bizans'ın erken dönemlerine kadar uzanan bir yelpazeyi kapsayan eserinde Sokrates'e ayır- dığı bölümde, bu düşünürün dönemine ilişkin şu saptamada bulunur: "Sokrates'in etkinliği, ancak düşünülebilecek en geniş boyutlardaki bir tarihsel döhüşüm noktasında, önlenemez bir etik ve politik çöküşün ve kendi çarpıtılmış yüzüne bakmaya cesaret edemeyen bir çare- sizliğin arka planında gerçekleşebilirdi." Sokrates, döneminin nitelikleri yukarıda be- lirtilen Atina toplumuna ayna tuttuğu için ölüm cezasına çarptırılmıştı. Ancak, Thiess'in de be- lirttiği gibi, Sokrates'in düşüncelerinin sonraki çağlara ulaşmasını sağlayan Platon, bütün su- çu Sokrates'i dava edenlerin sırtına yüklemez, çünkü onları yalnızca içinde Sokrates gibi bir kafanın yer alamayacağı, yozlaşmış ve artık kı- rılgan bir düzenin yamakları olarak görür. Pla- ton'un bu tutumu, hiç kuşkusuz zamanının Ati- na toplumuna yönelik çok ağır bir değer yargı- sı anlamını da taşımaktadır. Sokrates, bu düzen içersinde yapmış oldu- ğu seçimle sonrasız etkinliğinin temellerini atar. Bu etkinlik, başka noktaların yanı sıra, özellik- le eğitim bağlamında da çok önem taşır. Çün- kü Sokrates, halkı güce dayanan bir politika doğrultusunda koşullandıracak yerde, insanı, bireyi yeniden eğitip biçimleme, böylece de yeni devletin bu bireylerden oluşmasına zemin hazırlama yolunu seçer. Platon'a göre Sokra- tes'i "katıksız birdevletadamı" yapan yönü de budur. Zira Sokrates, iç yapısında parçalan- malarla, değerler kargaşasıyla sarsılmakta olan bir toplumsal düzenin onarımı için yeni bir eği- tim sistemini öngörmüş, soyut topluma seslen- mek yerine somut bireylerle diyalog kurma yo- lunu seçmiştir. Sokrates'in somut bireyleri, Atina'nın genç- leridir. Filozof, yerleşik ama Atina'yı son nok- tada yozlaşmanın uçurumuna sürüklemiş tüm değerlere karşı çıkarken, yeni düşünce tohum- ları için en verimli toprak olarak düşünen ve dü- şündürülmeye elverişli gençlik kesimini hedef edinmiştir. Avrupa'nın günümüzde yeniden gerçekleş- tirmeyi öngördüğü "Sokrates Eğitimi"n\n kö- kenleri, işte bu hedef saptamada yatmaktadır. Sokrates'in öğrenmek peşinde olan gençlere verdiği ilk temel ders, doğru soru sorma'nın iyi konuşabilmekten çok daha önem taşıdığıdır; çünkü doğru sorular, bu soruların dinleyicisinin doğrunun yolunu kendısinin bulmasını sağla- yacaktır. Bu çerçevede diyalog söyleve göre çok daha işlevsel bir nitelik kazanmaktadır. Sokrates, eğitımde geliştirdiği diyalektikyön- tem doğrultusunda, hiçbir zaman bilen adam rolüne girmez; onun eğitme sürecinde kendi- ne biçtiği rol, başkalarından öğrenmek isteyen ve bu amaçla da sürekli soran adamın rolüdür. Bu, daha sonra modern eğitimbiliminin de te- mel ilkelerinden birine dönüşmüş olan bir ta- vırdır. Günümüzde yeniden Sokrates eğitimine dönmek isteyen Avrupa, belki de bugüne ka- darkikısırçokbilmişliğininsonuçlarıyladürüst- çe hesaplaşmak, bu hesaplaşmayı da Sokra- tes'in herşeyi yeniden sorgulamave bılmeme- nin bilincine varma yöntemiyle gerçekleştirmek isteyen bir Avrupa'dır. e-posta: ahmetcemal(â superonline.com acem20(a hotmail.com Sapanca'da 'Şir Akşamlanı' • Kültür Servisi - 'II. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamlan', bugün saat 21.00'de Sapanca Halk Eğitim Merkezi'nde Ataol Behramoğlu ve Haluk Çetin'in şiir dinletisiyle başlıyor. Etkinlik kapsamında yann saat 21 OO'de Adapazan Abasıyanık Sanat Merkezi'nde yer alacak olan 'Şiir ve Şairle Buluşma' akşamında, Ataol Behramoğlu 'Nâzun Hikmet Yılında Türk Şiiri', Arif Ay 'Toplumsal Değişimin Şaire Yansıması', Ahmet Necdet 'Çeviri Şiiri, Yazınsal Bir Yaratı mıdır?', M. Ruhi Şirin 'Şiirdeki Çocuk', Ayten Mutlu 'Antik Çağdan Günümüze Kadın ve Şiir', Ihsan Deniz 'Şiir Çalışmak' üzerine söyleşi gerçekleştirecekler. Şiir Akşamlan, 29 Haziran saat 18.00'de Sapanca SESOB Özkum Tesislerindeki 'Okurla Buluşma ve Imza Günü', 20.30'da Sapanca insan Haklan Parkı'nda 'Şiir Akşamı'yla sürecek. Şiir Akşamlan'na katılan diğer sanatçılar ise Erdem Beyazıt, Faik Baysal, Uldıs Berzinc (Letonya), Necati Cerrah, Nevzat Çelik, Enver Ercan, Ivan Gadjanski (Yugoslavya), Didem Madak, Nâzım Payam, Osman San, Aziz Şakir (Bulgaristan), Şehiribostan (Türkmenistan) ve Özcan Ünlü. Karikatür Sokağı etkinlikleri • Kültür Servisi - Antalyadakı Kankatür Sokağı etkinlikleri bu yıl Mehmet Kocakasap'ın karikatür sergisi ile başladı. Sanatç-ının Antalya Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı'nda yer alan sergisinde toplam 21 karikatür bulunuyor. Sergi, 5 Temmuz'a kadar açık kalacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle