18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2-4 HAZİRAN 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Söylenecek sözlertükendi mi? AVŞEEMEL.MESCİ "İyi oyunlar hiçbir zaman kefldini tümüyleelevennez.'' Mıtos-Boyut Yayınla- n'nın "Genç Alman Yazar- laai" dızisi içinde, Sibel Ars- lan Yeşüay'ın çevirdıği "Uzun Zaman Önce Ma- yıs'ta" adlı oyunuyla Türk olcuyucuya tanıttığı Roland Sctaimmdpfennig' in bu söz- leri üzerinde düşünmek, çağdaş Batı tiyatrosunda gi- derek ağırlık kazanan bu "yeni" akımı enine boyuna irdelemek gerek kanımca. Belki de birtakım kesin ya- tutlar üretmekten çok, soru sormayı, kendı sorulannı oluşturmayı amaçlayan bir yakiaşun içinde ele alınma- lı bu konu. ÖzellikJe 19. yüzyılın ikinci yansından başlayarak yönet- menlik kurumu tiyatroda tartışılmaz bir ağırlık kazansa da, yenilenme gı- nşimleri ya yönetmen-yazar ışbirlik- lerinin ve etkileşimlerin ürünü oldu ya da düşün ve yazın alanlanndaki ge- hşmelerden de hız alan tiyatro yazı- mı bu sanattaki "yeni* egilimlenn ba- şııu çekti. Zaman zaman Shakespeare, Puş- Idn, Çebov; Brecht, Beckett gibi hem yazın, hem tiyatro alanında ürün ve- ren veya kendi çağlannda ve veya sonrasında yazın dünyasını da etkile- yen oyun yazarlan da çıktı. Dolayısıy- la genel sahneleme anlayışındaki tüm değişimlere, söz dışındaki ifade araç- lannın kazandığı öneme karşın, oyun yazan tiyatro sanatuıdaki merkezi ye- rini korudu. Bu nedenle orüarın gerek "oyun" kavTamına, gerekse tiyat- ro< toplum ilişkisine yaklaşımlan, ya- zar (ya da öncü yazar) ripolojisindeki değişimler tiyatronun bütünü üzerin- de etki yapmayı sürdürüyor. 20. yûzyıl ve açık yapıt 1. Dünya Savaşı'yla birlikte pembe düşleri yıkılan 19. yüzyıl Batı uygar- lığına bir tepki olarak, düşüncede iler- lemecilik ve pozitivizm / edebiyatta büyük gerçekçi roman / tiyatroda na- türalizm akımlan 20. yüzyılda tam an- lamıyla altüst edildi. Bilimsel düşün- ce alanında neden ' sonuç kurgulan- na dayalı tek çizgili determinisrik akımlann da görelilik kuramı. kuan- tum fiziği gibi de\Tİmlerle yıkılması da bunlara eklenince sanatın önünde yorumu özgürleştirici yeni olasılık alanlan açıldı. Ama tüm bunlara ko- şut olaralc, sürekli ileri gittiği varsayı- lan insanlığın iki büyük dünya sava- şı, katliamlar. soykınmlar, atom bom- balan, vb. kıyımlann ardından, dönüp kendine bakması ve yaşadığı felaket- lerin acısını bilincıne taşıması da bu sorgulamalann içindeki karamsar to- nu oluşturdu. Aşın kentleşme, yabancılaşma, yal- nızlaşma gibi olgular, ınsanın anlaşıl- masının ve çözülmesinin olanaksızlı- ğı inancını pekiştirirken yaşanan sos- yal devrimlerin sürüklendiği statüko- culuk ve baskıyla ayakta kalma eği- limleri de, aydın ' sanatçı çevrelerde- ki gelecek umutlanru azaltarak bu ka- ramsar tonu koyulaştırdı. Kısacası20. yüzyıl yazınında (ve tiyatrosunda) şe- malaştırarak söyleyecek olursak; Sanat eseriyle üretici - tüketici iliş- kılerinde köklü bir değişim yaşandı; sanatçı - toplum ilişldsi ve sanatçının üstlendiğini düşündüğü işlevin tanımı değişti. Yaratıcı, ürettiği eseri sadece kendi tasansıyla sınırlı görmekten vazge- çip, "tüketici" olarak niteleyebilece- ğimiz izleyici - okuyucu - dinleyiciyi giderek etkinleştiren, ona "yorum ola- naklarT veren, hatta bunu sanat ya- pıtının en önemli koşullanndan biri olarak kabul eden bir yola girdi. Sa- nat yapıtı, artık kesın bırbıçimde "bir tek gösterende birliktevar olan bir gös- terilenler çokluğu" olarak tanımlan- makla kalmıyor, ancak etkm tüketici yorumcunun imgeleminde ve'veya usunda tamamlanabilecek bir "açık ürün" olarak değerlendinliyordu. Sorumluluk ve karamsarük Tiyatroda da seyırci sahnede gördü- ğünü edilgin bir biçimde izlememeli, kendisine gösterilen gerçekliğin ar- dında ne olduğunu sorgulamalı, anla- tılan hikâyeyle aldığı keyifle olduğu kadar, sunulan eserin farklı katmanla- n ve iç çelişkileriyle de uğraşmah. dü- şünmeliydi. Yazar - toplum ilişldsi de giderek değişti. 20. yüzyılın aşın uzmanlaş- mış uygar toplumlannda, bir önceki yüzyılın çok çeşitli alanlarda bilgi ve yetke sahibi, topluma yol göstermeyi görev bilen, bir toplumsal ve ahlaki sorumluluk duygusu içinde insanlara "mesaj" iletmeye çalışan yazar tipo- lojisi giderek geriledı. Bu gerilemey- le birlikte: Toplumsal sorumluluk duygusunu yitirmeyen kimi yazarlar, bu sorum- luluğu okuyucu-izleyici kitlesini et- kinleştirerek onlara yaymayı, onlan bir anlamda sanatsal üretime, dolayı- sıyla kendilennı ve dünyayı değiştir- me sürecine katmayı amaçladılar. Brecht. ürettiği açık yapıtlarla ızleyı- ciyi etkin kıimaya çalışan bu akımın doruk noktasıydı. Yine yukarda değindiğimız karam- sarlık tonu ise "açık yapıfın kazan- dığı ağırlıkla birleşince. daha çok in- sanın yalnızlığını ve umarsızlığını o- dak noktasına yerleştiren, kapıtalist toplum çarkının kalıplannı ve insanı kendine yabancılaştırmasını özellikle dıl düzleminde işleyıp, genel algılama kalıplannı sarsmayı amaçlayan daha farklı bir akımın gelişmesine yardım- cı oldu. Burada egemen olan perspek- tif "sorgulama ve değiştirme" değil, en öznelinden en nesneline dek çarpı- cı sorulan, gerekirse bir tokat gibi, sahneye taşımaktı. 68 ve duvaıu. Sonra 68 geldi ve geçti. 68'in son gel-git dalgalan 1980'lere dek Batı toplumunun düşün ve sanat yaşamtnı etkilemeyi sürdürdü. 0 dönemin Av- rupa tıyatrosuna kimilennın "yeni- gerçekçilik" diye nitelediği. en yetkin örneklerini Feter Stein, Ariane Mno- uchkine,Jean-Pierre Vlncent, Giorgio StrehJer gibi yönetmenlerde bulan, Heiner Müller. Harold Pinter, Dario Fogibi yazarlar çıkaran bir soluk ege- men oldu. 68'in, toplumu dönüştüre- bileceği umudu giderek tükenince ki- mi yazarlann yüzü "3. Dün- ya"ya döndü. Filistin, Viet- nam, Airika sahnelere taşın- dı. Batı uygarlığı çeşitli yüz- leriyle sorgulandı. Bu süreç- le iç içe gelişen yoğun tek- noloji ve iletişim devrimiy- le birlikte, sonunda "duvar yıkddT... Bana öyle geliyor ki, bu "milaf Batı tiyatrosunda zaten şekillenen bir akımın iyice öne çıkmasında ve ya- zarlann zaten değişmekte olan toplumsal statülerinin iyice meşruiyet kazanma- sında belirleyici oldu. Yanhş anlaşılmak iste- mem: Bu derece "luzlanınış'*, algılama kalıplan bu denli değişmiş, görselliğin böyle- sine öne çıktığı birdünyada, baştan sona kesintisiz akıp giden öykü anlatma biçeminin günü- müz sahne sanatı için yeterli bir ifade aracı olamayacağı açık... Ama bu noktadan sonra bırkaç Istanbul Festi- vali'nde ızlediğim kimi örneklere, hatta Robert VVilson Tiyatrosu'na (tüm estetik yetkınliğine karşın) uza- nan yolu sadece dünyadaki bu deği- şimle açıklamak pek mümkün değıl. Sanki sanatçının dünyaya, topluma ve insana yaklaşımında da köklü bir dö- nüşüm yaşanıyor. fnsanlığın büyük bir bölümünün sanki küçük parçalara bölünmüş dev bir ekrandan izlediği dünyamızda, "hemcinslerimizür far- kına varabilmenin en dolaysız sanat- sal aracı olan tıyatrodaki bu teknolo- ji destekli SOĞUKLAŞMA neden- dir? Seyircıye havada uçuşan çagn- şımlan yakalayıp kendı öyküsünü kurma özgürlüğünü verme ıddiasıyla kol kola ilerleyen, "BİR ŞEY SÖY- LEMEME KAYGISr nedir 9 Acaba bu tuhafküreselleşme süreci, Batı ay- dınının, sanatçısının bir bölümünü iyice kendi dünyasına kapanmaya mı itti? Yoksa "Daha rvi bir dünya kaj gısı", duvann yıkıntılannın altında mı kal- dı? Bence iyi bir oyun, kendini kolay ele vermemesinden çok, yazann söy- leyecek dişe dokunur bir sözü olma- sıyla belirleniyor hâlâ... îspanyol esintiler ' ervantes Enstitüsü 'nün bu yıl ilkini gerçekleştirdiği 'Valencia Film Festivali 'nde hpanya sinemasının seçkin örnekleri ücretsiz ve Türkçe altyazılı olarak sinemaseverlerle buluşturalacak. KûJriir Servisi - Cervantes Enstitüsü'nün düzenlediği Valencia Film Festivali, 12 Temmuz'a kadar devam edecek. îspanyol sinemasını tarutmak amacıyla düzenlenen festivalde ünlü îspanyol yönetmenlerin yapıtlan yer alıyor. Cervantes Enstitüsü'nde ücretsiz ve Türkçe alt yazılı olarak gösterilen filmler saat 20.00'de başhyor. 28 Haziran Cuma günü, Ispanya'nın en sevilen komedi filmi 'Bienvenido Mr. Marshall'uî yönetmenı Luis Garcia Berlanga'nın 'Paris- Tombuctu' (Paris-Tombuctu) adlı filmi gösterilecek. Filmde ünlü Fransız aktör Michel Pkcoli, hayattan yorgun düşmüş ve bisikletiyle Tombuctu'ya gitmeye karar veren bir doktoru canlandınyor. 5 Temmuz Cuma günü, Ispanya'nın ünlü senaryo yazarlanndan Juan Luis Ibbora'nm yönettiği ilk uzun metrajlı film olan •Şeker Zamanı' ('Tiempos De Azucar') gösterilecek. Filmde îspanya tarihinden 40 yıllık bir kesit, pasta ustası Miguel'in gözünden aktanlıyor. 12 Temmuz Cuma günü gösterilecek olan 'Chapao'nun Şarkısı' ('La Tarara Del Chapao') 2001 yıhnda Valencia Film Festivali'nde ödül aldı. - Yönetmen Enrique Navarro filmde, yaşadıklan mahallenin imajını değiştirmek için radikal bir proje geliştiren gençleri anlatıyor. (0 212-232 32 24) Schlomo Mintz Müzik Festivali 'nde Kültür Servia - '30. Uluslararası tstan- bul Müzik Festivali' kapsamında bugün sa- at 19.30"da Aya trini Müzesi'nde SbJomo Mmb (keman) ve AdrieaoeKrausz (piya- no) konser verecek. Günümüzün en önem- li kemancılanndan Shlomo Mintz, kusur- suz müzisyenliği ve teknik üstünlüğüyle dikkat çekiyor. Düzenli olarak orkestra, re- sital ve oda müziği konserleri veren Mintz. viyola çalıyor ve dünyanm birçok ülkesin- de orkestralar yönetiyor. 1957 Moskova doğumlu olan ve 2 yaşmda Israil'e göç e- den sanatçı, 11 yaşında Israil Filarmoni ile ilk konserini verdi. Israil'de Dona Feher ile başladığı çalışmalannı Dorothy Delay ve Isaac Stern ile sürdürdü. 1989'da Israil 0- da Orkesrrası'nın sanat danışmanı oldu. 1993 'te bu orkestrayla Mvakü'nin bütün keman konçertolanru kaydetti. Mintz, bu- güne kadar Prenıio Accademia Musicale Cbigiana, Diapason d'Or. Edison \ e Grand Prix du Disque ödüllerini kazandı. 6 Giriş - Çıkış' SELCENAKSEL Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasanm Fakültesi öğ- rencilerinin dört ayhk bir ha- zırlık süreciyle oluşturduklan 'Giriş - Çüaş' adlı proje çerçe- vesinde gerçekleştirdikJeri ça- hşmalan, 14-30 Haziran tarih- leri arasında Mecidiyeköy Pro- fılo Alışveriş Merkezi'nde yer alıyor. Projenin yönetimini. YTÜ Bileşik Sanatlar Progra- mı Öğr. Gör. înci Eviner üst- lenmiş. Proje çerçevesindeki bu çalışmalar, alışveriş merke- zinde, hazırlayan kişilerce uy- gun bulunan yerlerde bulunu- yor. 'Mondrian'a SaygT adlı rölyef ve 'Modrian'a Bakış" adlı duvar resımlerinden olu- şan çalışma, Hilal Akkurt, Fi- liz Aygörmez, Nurcan Gün- doğan, Helin Mirzaoğlu, Se- lin Satıcı ve Alcan Armağan tarafından gerçekleştirilmiş. Alışveriş merkezinin girişinde yer alan 'Stand Art' ise, El- çin Ekinci'nin çahşması. Ser- kan Zihli, projeye, 'Pame- la'nın Dünyası', Yasemin Er- din 'Trikodan Çığük', Deniz Yılmazlar, Niyazi Bülbül ve Üknur Haksal 'Lütfen Çiçek- lere Basmajınız' ve 'Öz- ge'nin Düşü' adlı çalışmalar- la, Y'azgülü Günsür 'Portal', Halit Soysal 'Beyler', Seda Hepsev 'Rezervasyon', Emi- ne Bir 'Oturmaz mısınız?', Ahmet Börüteçcne 'Şimdi Tekrar Bak' ile yer almışlar projede. Farklı disiphnlerden öğren- cilerin katıldığı proje, 'Disip- linlerarası Deneysel Sanat Atölyesı" için bir pilot uygula- ma. 'Kim için', 'Neden' ve 'ne- rede' yapıldığı sorulannı ele alan, her şeyden önce, hayata dokunan bir çalışma. Sanatçı- nın atölyesinde hazırladığı ya- pıtından farklı olarak, hâlâ et- kileşüne açık. En çarpıcı yanı, ka\Tamsal alanı yaşamsal alan- la karşılaştırması. Projelendir- me aşamasında yapılan kurgu- lama, merkezde gerçekleştiri- len uygulama aşamasında ke- sın sınırlar olarak ele alınmadı- ğından, süreç içinde projenin bu aşaması da deneysel bir kimlik kazanmış. Kurgulanan- dan yola çıkılsa da oluşturma aşamasında mekânla kurulan ilişki belirleyici bir rol oynamış ve farklı noktalara uzanılmış. 'Giriş - Çıkış', dekoratif ol- maktan çok uzak. Her aşama- da devam ettigini hıssettinyor ve izleyiciyle kendi bağını ku- ruyor. Dolmabahçe Sarayı'nda etkinlik • Kültür Servisi - Dolmabahçe Sarayı 'nda yann saat 20.00"de İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ve Okullan Koruma ve Yaşatma Derneği yaranna bir etkinlik düzenlenecek. Gecede Istanbul Devlet Opera ve Bale Orkestrası ve Istanbul De\ let Senfoni Orkestrası sanatçılannm bir konsen yer alacak. Konserde sanatçılar Klasik Strauss Valsler. Brahms'ın Macar Danslan, Fransızca Chansonlar"ın yam sıra Latın melodiler, operalardan aryalar \e Italyan Napolitenler seslendirecekler. Jackie Chan devrialemde • Kültür Servisi - Bitinm tkilı fihninin çekik gözlü dedektifi Jackie Chan, 1956 yapımı Jules Werne uyarlaması 'Seksen Günde Devri Âlem' filminin yeniden çekimi için kamera karşısına geçiyor. Chan, Phileas Fogg karakterine dünya turu boyunca eşlik eden 'Passepartout'u canlandıracak. Frank Coraci'nin yönetecegi filmde Phileas Fogg karakterini kimin canlandrracağı henüz netleşmedi. 'Savaşa Hayır' • Kültür Servisi - Karakedi Kültür Merkezi"nde bugün saat 19.00'da Savaşa Hayır başhklı bir söyleşi gerçekleşecek. Etkinlikte Müyesser Güneş, Banş Anneleri, Yeşim Başaran, Erol Kızılelma, SODEV'den Kıvanç Sert, İHD'den Ekın Kadır Selçuk, Saka dergisı. Dicle Kadın Kültür Merkezi'nin üyeleri katılacak. (0212 251 67 73) Moskova Film Festivali başladı • MOSKOVA (AFP)- Dünyanm çeşitli ülkelerinden yaklaşık 200 fılmin katılacağı '24. Uluslararası Moskova Film Festivali, 21 Haziran'da başladı. Festivalin açılışı, Fransız yönetmen Francis Ozon'un "8 Femmes' adlı filminin Puşkin Sinemasında gerçekleştirilen göstenmiyle yapıldı. Festivalde Paolo ve Vittorio Taviani kardeşlerin Lev Tolstoy'un aynı adlı eserinden sinemaya uyarladıklan 'Resurrection'ın yanı sıra başrolünde Samuel L. Jackson'ın oynadığı ve Polonyalı yönetmen Krzystof Zanussi'nin yönettiği 'No Good Deed' adlı filmlerin de yer aldığı 15 film yanşacak. Festivale katılacak ünlü konuklar arasında Juliette Binoche. Bernardo Bertolucci, Sharon Stone'un yanı sıra başrolünde oynadığı ve Macar yönetmen Istvon Szabo'nun yönettiği son filmi 'Taking Sides'm Moskova'daki dünya prömiyerine katılacak olan ünlü aktör Harvey Keitel'da bulunuyor. Keitel'a festivalde geçen yıl Jack Nicholson'ın değer görüldüğü 'Stanislavsky Ödülü'nde verilecek. Yorgo Seferisln evine plaket • tZMtR (AA) - Turizm Bakanlığı tarafından, Yunan şair Yorgo Seferis'in yazlan Urla'da yaşadığı evini restore edip işleten Muzaffer Sümer'e teşekkür amacıyla gönderilen plaket. Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Ioannis Corantis tarafından evin duvanna çakıldı. Corantis. törende, Seferis'in hem şair hem edebiyatçı hem de meslektaşı olduğunu belirterek Seferis'in hem Yunanistan'ın hem de Türk topraklannın çocuğu olduğunu belirtti. Törene Yunanistan'ın Izmir Konsolosu Christina Aleksopulo, Corantis'in eşi Evi Corantis, Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, Izmir Turizm îl Müdürü Ayla Karamete de katıldı. Nejat Uygur'un 60. sanat yılı • ÇANAKKALE (AA) -Tiyatro oyuncusu Nejat Uygur, '60. Sanat Yılı" kapsamında çıktığı Anadolu turnesinin son durağı Canakkale'de idi. Sanatçı, 'Borcum Borç Ama Nah Alırsınız' adlı oyunuyla Çanakkaie Belediyesi Amfitiyatrosu'nda severleriyle buluştu. Kuğu Gölü büyüledi • SELÇUK (AA) - Türkiye Tanıtım, Araştırma, Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV), 2002 yaz etkınlıklen kapsammda sahnelenen 'Kuğu Gölü' Balesi, tzmirli sanatseverleri büyüledi. Bale, -^== Özbekistan Nevai Tiyatrosu Bolşoy Bale Grubu tarafından sahnelendi. Klasik balenin başyapıtlan arasında yer alan Caykovski'nin Kuğu Gölü Balesi, Marius Petipa'nın koreografisiyle izlenime sunuldu. Yönetmenliğini tbrahim Yusufov'unyaptığı gösteride 50 dansçı yer aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle