18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2002 SAU ÇEVRE Rüzgâr, fosil yakıtlann yarattıklan kirliliğe karşı en etkili ve kaynağı bol alternatif Sonsuzvetemizenerji»ERDARKIZIK İZMİR- Endonezya'nın Bali ken- inde 27 Mayıs'ta başlayan Sürdürüle- jüirGelişmeDünyaZirvesiRicH- 10'un Dördüncü Hazırlık Komite Toplantı- ,1'nda, Ülkeler Arası Enerji Temas 5rubu üzerine hazırlanan rapor, yer- •üzünün en kırletıcilennı birkez daha •rtaya koydu. AB, 2010 yılına kadar »enilenebilir enerji kaynaklannın kü- «esel payının yiizde 15 olması önerisi- »i getirdi. Bu, 2000 yılı temel alınarak tndüstrileşmiş ülkelerde yenılenebi- irlenn payında en az yüzde 2 büyük- Eğünde bir artışı içeren ulusal hedef- ferin gerçekJeştınlmesıyle sağlanabi- fecekti. Ancak başta ABD olmak üze- le Avustralya, Suudi Arabistan •ve Çin bu önenye karşı çıktı. Greenpeace ve Avrupa Rüz- gâr Enerjisi Birliği. Bali'deki Zirvenin 4. hazırlık toplantısın- ca, u Rüzgâr Enerjisi - Yüzde 12" adlı bır rapor yayımladı. Bır aıaliz ya da tahmın değil, bır fi- zibilıte çalışması olan bu rapor, riizgâr alanmda uzmanlaşmış bağımsız bır Danımarkalı da- tışmanlık kuruluşu olan BTM Consult tarafından hazırlandı. Rapor yeryüzünün bugün yaşa- cığı gerçekJerin yanı sıra rüzgâr enerjisi anlamında geleceğe dö- nük umut verici gehşmeleri de yansıttı. Rapora göre 2020 yılın- da dünyanın kullandığı enerjinin yüzde 12'sinin rüzgârdan sağ- lanması hedefleniyor. Rüzgâr endüstrisi, ortalama yüzde 40 büyüme hızıyla dün- yanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı oldu ve yılda 5 milyar dolan aşan bir kapasiteye ulaş- tı. Alman Rüzgâr Enerjisi Bir- liği 'nin analizine göre. Alman- ya'da ticari olarak devreye gir- diğı ilk on yılında, nükleerener- jinin ılk on yılında ürettiğınden daha fazla elektnk sağladı. Bugün dünyada yaklaşık 35 milyon insan rüzgâr elektriği kullanıyor. 2001 yılında dünya- da gerçekleştirilen 6 bin 800 me- gavatlık (MW) bir yatınmın ar- dından rüzgâr çiftlıklerinin top- lam kurulu gücü. 2002 başında 25 bın MW'a ulaştı. Son üç yıl- da dünyada, nükleerenerjiden da- ha çok rüzgâr kapasitesi devre- ye girdi. 70 bin Insana I; olanağı Rüzgâr endüstrisi dünyada 70 bin insana iş olanağı yarattı. Bu, yatınlan her dolar başına nükle- er enerji ve fosil yakıt santralla- nna göre daha fazla istihdam anlarru taşıyor. 2020 yılında dün- ya elektnğinin yüzde 12'sinin rüzgârdan üretilmesı halınde, o • Kaynağı yerli, bedava, bol ve sonsuz olan rüzgâr enerjisi; petrol, kömür, doğalgaz gibi tükenecek olan fosil yakıtlar ve uranyumun aksine, birkaç ülkenin tekelinde değil. Dünyanın teknik rüzgâr potansiyeli 2020 elektrik gereksiniminin 2 katından (53000 Teravatsaat'yıl) daha çok. yıla kadar toplam 1.475 milyon iş ola- nağı yaratılması söz konusu. Dünyada 20 yıl önce 25 kilovat gü- cünderüzgârjeneratörleri kullanıkıken. bugün pıyasadaki büyük türbinler, 2.5 MW (2 bin 500 kilovat) gücünde. Al- manya"da bu yıl 4.5 megavathk bir pro- toüp türbin kuruluyor. Güç arttıkça, gereklı türbin sayısı azalıyor. Bir kilo- vat saat rüzgâr elektriğinin maliyeti 20 yıl öncesi fiyatının beşte birine düştü. Kaynağı yerli, bedava, bol ve sonsuz bu enerji; petrol, kömür, doğalgaz gi- bi tükenecek olan fosil yakıtlar ve uran- yumun aksine, birkaç ülkenin tekelin- de değil. Dünyanın rüzgâr potansiye- li 2020 elektnk gereksiniminin 2 ka- tından (53000 Teravatsaatyıl) daha çok. * Enerjinin kesintili olması kullanı- mına engel oluşturmuyor. Avrupa'da 2020 yılına kadar tüm elektriğin yüz- de 20'sinin bu kaynaktan elde edilme- sı olanaklı. Danimarka'nın batı kesim- lerinde, rüzgârlı kış gecelerinde yüz- de 50'ye varan yüksek rüzgâr elektn- ği kullamm oranlanna ulaşılabiliyor. * Çevre \e insan sağlığını feda et- meden elektrik sağlanabıliyor. Kirle- tici fosil yakıtlarda olduğu gibi, kü- kürt dioksit, azot oksit gibi zehırli gaz- lann, cıva gıbı tehlıkelı ağır metalle- nn ve ıklim felaketlenne yol açan kar- Atakule 'de çevre eylemi Greenpeace (Yeşilbanş) üyeleri, Atakule'ye astıklan 'Aük yakmayı yasaklayın' yazüı pankartia, tzmitteki TehHkefi ve Klinik Aük Yakraa Tesisi'nin çahşmalanıu protesto ettL Greenpeace Akdeniz Ofısi Toksik Maddder Kampanyası Sorumlusu Banu DökmecibaşL, tesisin, 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminin aüklannı yakmak amacıyla Çevre Bakanbğfndan 3 yıl için izin akuğını kaydetti. Dökmecibaşı, tesisin. bu yri ocak ayında, Çevre Bakanhğı'na başvurarak, iznini uzatbğmı söyledL Aytekm'in, geçen yıl zehirti kJmyasaDardan olan kahcı organik kirteticüerin üretimini kaynağında engeOemeyi amaçlayan Stockhohn Konvansiyonu'nu imzalachğını anımsatan Dökmeribaşı. Aytekin'in tesi$e çalışma izni vermekie Konvansiyon'a aylan hareket ettiğini savundu. Eyteme. Hollanda ve Lübnan'dan da Greenpeace üyeleri de katıldı. 5 Greenpeace üyesi. üzerinde, "Aûk yakmayı yasaklayın-Ban the burn" yaah 150 metrekarenk pankarü, Atakule'nin tepesinden aşağı sarkarak açülar. Otay yerine gelen emniyet güçleri. DöknıecibaşTnın da aralannda bulunduğu Greenpeace üyekrini gözalona akn. (FotoğrafAA) bondioksitin çevreye yayılmasına yol açmıyor; nükleer enerjide olduğu gibi radyoaktif atık ve radyasyon tehdidi ıçermiyor. Çevresel maliyeti düşük olan yatınmlanyla, insam ve doğayı mahvetmeden bol miktarlarda elektrik üretebiliyor. Cretilen 1000 MWs elektnk başına 600 ton CO2 çıkmasım engelliyor. Bu nedenle ülkelerin Kyoto tklim Sözleş- mesi yükümlülüklerini yerine getir- mesi için güçlü bir olanak sunuyor. Kurulduklan alanın yalnızca yüzde 10'unu kullanan türbinlerin altında ta- nm, hayvancılık gibi etkinliklere ola- nak sağlıyor. Bu yanıyla diğer enerji santrallanna göre önemli bir ayncalık oluşturuyor. Bugün Türkiye. OECD ülke- leri arasında elektrik enerji fiyat- lan en pahalı ülke. Neden? Bir kere enerji konusuna ka- musal bakış açısı terkedildi. tkın- cisı bu çerçevede gerçekçi bir üretim planlaması yapılmadı. Sanayi kuruluşlan küçük, güç- süz, verimsiz ve pahalı santral- lar kurmaya yönlendirildı. Bugün planlanan doğalgaz santrallannın sistem içindeki payı yüzde 40'lara uzamyor. Bu durum, doğalgaz sağlanan ve boru hatlannın sınırlan içınden geçecek ülkelerin Türkiye'ye karşı olan politik tutumlan dik- katte alındığında, önemli bir ns- ki de beraberinde oluşturuyor. Yaünm yetersizliği nedeniy- le kayıplar, OECD ülkelerinde yüzde 7 ve dünya ortalamasın- da yüzde 9'ken Türkiye'de yüz- de 18'lere çıktı. Oysa altyapıya yatınm yaparak yılda 10 milyar Kwh tasarruf sağlamak müm- kündü. Türkiye'nin ithal kaynaklara ödediğı dövız miktan yaklaşık 4.5 milyar dolar. 2010 yılı için yapılan tahminlerde enerjide dı- şa bağımlılık oranının yüzde 62'lere çıkacağı ve maliyetin 20 milyar dolar civannda olacağı öngörülüyor. Diğer bir deyişle Türkiye yıllık toplam ihracatı- nın yaklaşık yüzde 25'ini ener- ji ithali için harcıyor. Enerji savurganı Türkiye, bir yandan enerji bunalımı yaşar- ken diğer yandan da A\Tupa'nın en kirletici kaynaklan arasında ilk ona giren termik santralla- ra sahip. Enerji üretiminin bü- yük bölümünü, fosil yakıtlara dayandınyor. Türkiye"de ener- ji ürehminde kömürün payı yüz- de 45.4 iken, odunun payı yüz- de 20.4, petrolün payı yüzde 13.6, hıdrolik kaynaklar yüzde 12.9. hayvan ve bitki atıklan yüzde 6, doğalgaz, jeotermal ve güneş enerjisi kaynaklannın pa>ı ise yüzde 1.7. Yayın yönetmenimiz İbrahim Yıldız m beraat ettiği davadan saatlerce gözaltında tutulmasını hukukçular değerlendirdi: Emniyet teknolojiyle barışık değilİstanbulHaberServisi-Gü- nümüzün teknolojik olanak- lanyla bir kişınin polıs tarafin- dan aranıp aranmadığı birkaç dakikada belirlenebilmesine karşın, Türkiye "de insan- lar saatlerce gözaltın- da tutulabiliyor. Ga- zetemiz Genel Ya>ın Yönetmeni İbrahim Yıkhz, resmi bir ye- mek için gittiği Ankara'da 12 saat boyunca gözaltına tutuldu. Hukukçular. polisin teknolojiyle banşık ol- madığını, uygulamanın uluslararası hukuka ve Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'ne de aykı- n olduğunu söylediler. CMUK"unl28.mad- desi, sulh ceza yargıcının salıverdiği kişilerin yeni bir kanıt elde edibnedikçe ve cumhuriyet savcısmın ka- ran olmadıkça aynı suçla- maya dayanılaıak yeniden gö- zaltına almamayacağmı dü- zentiyor. Ancak polis, idari birtakım işlerin (örneğin GBT) tamamla- nacağı gerekçesiyle insanlan yeniden gözaltına alabiliyor. Bunun dışında polis, mahke- meden gelen kararlan bilgi- sayarlarda güncellemedığı için "*gözaltına ahnmaması gerekenleri" saatler- ce şubelerde tutabiliyor. Son olarak Gazetemız Genel Yayın Yönet- meni îbrahim Yıldız da bu uygulamanın kur- banı oldu. Sabit adresi açık olan, defalarca yurtdışına çıkan Yıldız, resmi bir yemek içm gittiği Ankara'da, kaldığı otelden alınarak 12 saat boyunca gözaltında tutuldu. îstanbul Barosu a\ııkatlanndan Engin Cin- men, bu tür uygulamalann yıllardan beri Türbye'de devam eden bir sorumsuzluk ör- neği olduğunu söyledi. "tnsanlar beraat et- tikleri, affa uğradıklan yıDar önceki davala- niMKkni\le,emni\'etinka\Ttianmahkemeka- rnnn günceDeşmesi ve Türkiye'nin insan öz- gürlüğünü ihlal eden bir ülke göriinümün- den çıkanlması gerekh'or.'' Îstanbul Barosu avukatlanndan MetinÜiz, sorunun kaynağında ikı etmenın bulunduğu- nu, bunlardan bırinin mahkemelerden em- niyete gönderilen yazışmalann tutuluş şek- li. diğerinin de GBT sistemi olduğunu söy- ledi. tliz'e göre mahkemelerden emniyete gön- derilen yazışmalann kimın üzerinden gitti- ği. kirrun tarafından alındığı belırsız. "Bu ki- şi aftan yaraıianmış olabilir, beraat etmiş de otabiür" diyen Iliz, Her gün bu şekılde bir- • Günümüzün teknolojik olanaklanyla bir kişinin polis tarafindan aranıp aranmadığınm birkaç dakikada belirlenebilme imkânı olduğunu ifade eden hukukçular, "Ama polis, mahkemeden gelen kararlan bilgisayarlarda güncellemediği için 'gözaltına ahnmaması gerekenleri' saatlerce şubelerde tututulabiliyor" dediler. rarlarma göre düzehHmediği için yanlışlık- la' gözalüna annıyor, yanhş ortaya çıkmcaya kadar da saatlerce bırakdmıyorlar" diyen Cinmen, yapılan bu fiilin "hürriyeti smnia- ma" suçunu oluşturduğunu anlattı. Polisin bu davranışının uluslararası huku- ka ve Avrupa însan Haklan Sözleşmesi'ne de aykın olduğunu vurgulayan Cinmen, bu konuda Avrupa insan Haklan Mahkeme- si'ne çok sayıda başvuru yapıldığını ifade et- ti. Cinmen şöyle devam etti: "TürkiyeAIHM'nde mahkûm ohıp tazmi- nat ödüyor. Ancak uygulamada sorunu de- \am ettimor. Bir an önce enuıiyetin kayıtla- çok insanın mağdur olduğunu kaydetti. lliz, GBT sistemiyle ilgili olarak şunlan söyle- di: "Bir kişinin GBTsini ortaya çıkarmakiçin bilgisayarda 3 dakika zaman harcarsınız. 3 dakikahk bir iş için insanlar mağdur oiuyor. Aynca GBT sisteminin sürekH günceDenme- si gerekhor. Emniyet örgütü teknoloji ik ba- nşık değiL Örneğin pohs insanlan şüphelen- digj için karakola götürü\or. Elinde bir lap- top olsa, orada baksa bu kadar zaman kay- bı ve mağdur etme durunıu ortadan kalka- cak. Düşünün, Hasan Özdemır İstanbul Em- niyet Müdürluğü'ne tekrar geldikten sonra 40 günlük Huzur Operasyonu bilonçosu 10 bin 250. Bu kadarinsan gözalona afanmış.Oy- sa teknoloji kullanuabiKrdiJ" Yayın yönetmenimiz tbrahim Yıldız'ın 12 saat boyunca gözaltında tutulmasına tep- kiler de sürüyor. SHP Genel Başkanı Mu- rat Karayalçın, CHP Genel Başkan Başda- nışmanı Bülent Tanla. eski mılletvekili Ü- han Kesici, AhmetTan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem, Esenyurt Beledi- ye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, Çankaya Belediye Başkam Hav dar Yılmaz. Türkiye Gazetecıler Cemiyeti Başkam Orhan Erinç, Türkiye Gazetecıler Sendikası Başkanı Şük- ran Soner. Türkiye Devnmci Işçi Sendika- lan Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekre- teri MusaÇam. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı Başkam Türkan Saylan. PEN Ya- zarlar Derneği Başkanı Üstün Akmen. Turk Kalp Eğitim Vakfı Başkam Yusuf Dağ, Ha- cı Bektaş Derneğı Başkam BeyzadeOzkah- raman, Karikatürcüler Derneği Başkanı Me- tin Peker, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr Sebati Ozdemir, Prof Dr Mithat Melen araştırmacı yazar Meriç Veüdedeoğ- hı ile Kaşif Töre .^anoğlu, sanatçı Sadık Gürbüz, Rahmi Saltuk, Hüseyin Ozkahra- man, Asuman Tozan, Gülsen Tuncer, Eşber Vağmurdereli, Adnan Bingöl, Faik Akm, Murat Cano, Sadık Delipınar, Fuat l ğurlu, Rıza\ıldız,\ebiCe>lan,GürşenKafkas,Ah- met Onıçoğlu, AB Durmuş ve çok sayıda Cumhuriyet okuru, gönderdikleri mesajda Yıldız'ın özgürlüğünün 12 saat süreyle hak- sız yere kısıtlanmasım şıddetle kmadılar. SALI ORHAN BURSALI AB'ye Nasıl Girilmeli? Türkiye'nin AB üyeliği zor bir süreç. Bu zoriuk, idamı kaldırma ve Kürtçe öğrenme ve yayın yap- ma hakkı vermekie sınırlı değil. Bu iki konuyu Tür- kiye halledebılır. Dil ve kültürleri varetmek bir insanlık ve uygar- lık borcudur. Bana sorarsanız konuyu salt Kürtçe ile sınırlamam. Yok olmaya yüz tutmuş ne kadar konuşulan dil varsa ülkemizde, hepsine yaşama ve gelişme şansı veririm. Bu aynı zamanda "Do- ğa koruma"dır. 'Çok dil konuşulursa Türkiye bö- lünür1 kaygısını hiçtaşımıyorum. Dillerin yaratabi- leceği farklılık, bu ülkeyi ve mılleti birleştiren ortak mayanın sağiamlığı yanında, dikkatealınmayacak bir anlamdadır. Türkiye'de yaşayan herkes gönüllü bir birlikte- lik içindedir. Bizi bır araya getiren, bır zamanlann Yugoslavya federasyonu gibi ideolojik bir üst dil vb değildir. Kurtuluş Savaşı'yla doğan bir ülke bu- rası. Türkiye'nin son 20 yıl ıçinde, dış destekle yaşam bulan Ermeni, Kürt terorizmı ve bugun karşı kar- şıya olduğu bütün zorlukların temelinde ekonomik zayıflık, güçsüzluk yatıyor. Suriye'ye karşı 15 yıl ön- ce tavır alınsaydı, sorun bu kadar uzamazdı. • • • Avrupa'nın Türkıye'ye karşı "ikili favn"nın altın- da da bu ekonomik güçsüzluk yatıyor. Ekonomi hep "domuz ağılı" manzarasındaydı. 80'lerde yi- ne ekonomik kriz dönemindeki ülkemizi ziyaretten sonra "Domuz ahırı" tasvirini yapan Helmuth Schmidt'tir. Türkiye hep "domuz ahırı" manzarasında oldu. Ekonomik zayıflığımızın ve "Domuz ahın" man- zarasının temel nedeni, Avrupa'da dikkate bile alınmayacak nitelikteki siyasetçilerin bızi yönetme- sidir. Onlann çapsızlığı. vizyonsuzluğu, ulke sevmez- liği, dırayetsizliği, kaçaklığı, günübirliktecıliği, ken- di liderliği ve partisinden daha önemli bir şey ta- nımazlığı, beş-on yıllık bir kalkınma planı bile uy- gulayamazlığıdır. Siyaset ahlâksızlığıdır. Ve bu tıynetteki ınsanlann yarattığı, bütün ülke- yi çökerten ve yurttaşına kan ağlatan ekonomik ta- landır, milletin hazinesinın peşkeş çekilmesi vetril- yonların hava cıva olmasıdır. Düşünün ki en az 65 milyar dolar Isviçre banka- lannda yatıyor. Bunun büyük çoğunluğu, hazinemizden çıkma- dır; alınteri, göz nuru, sermaye emeği ve kazancı değildir. Ulkelerı kalkındıran, ne petrol ne madenlerdir. Kedimizi kandınp durmayalım. Kalkınma her şeyden önce fikirdir, kafa yapısı- dır, toplumsal örgütlülüktür. Siyaset ahlâkıdır. Plan, program, yaratıcılığı teşvik, girişimcıye mo- tivasyon, her bir beyin uzerinde kıskançlık, baş- langıç koşullannda hep eşitlik ve yine eşitlik, ada- let ve yine adalettir. • • • Avrupa ile aramızda ekonomik güçsüzlüğümüz- den doğan sorunlar vardır. Kürtçe öğrenim ve ya- yın.. idam.. bunlar sorun değil. Bunları zaten ken- dimiz için yapmak zorundayız. Bugün değilse bi- le yarın. Ekonomik güçsüzluk, Avrupa'nın bizi yokuşa sürmesıne neden oiuyor. Ama örneğin bir • Ispanya, bir Yunanıstan'ın kalkınmışlık düze- yine sahip, • adam gibi siyasetçilerı olan, • ekonomik ulusal kıskançlığı en anlamsız ge- lebilecek mal ve hizmetin üretimine dönüştürecek derecede gelişmiş, • her alandaki evrensel beyinlerine sahip çıkma becensıni geliştirmiş, • bilimi ve teknolojiyi ve butün beyınsel değer- lerini ülke refahını geliştırmenin lokomotifi yapa- bilmiş, • adam başına düşen milli geliri 10 bin dolara dayanmış bir ülke olsaydı Türkıye, bugün AB üye- liğini çok eşıt koşullarda konuşuyor olacaktık. Hatta ciddi olarak belki de gırmeme tartışması yapar ve referanduma bile giderdik. Yunanistan ile sorunları gerçekten adalet ve eşitlik temelinde çözmüş bile olabilirdik. Ben, böyle bir ülkenin yurttaşı olarak, ekonomik çıkar hesaptarıyla değil, büyük uygarlık projesinin bir parçası olmak için AB içinde yer almak ıster- dim. Böyle onuriu bır konumda olmayı, bu millete, bu ülkeye çok görenlere, tepeden tırnağa başan- sızlıklarla ne gibi ortak bır yönümüz olabilir, soru- sunu yöneltmek hakkımız yok mu? [email protected] ESENKENT KULTUR SANAT VE EĞİTtM VAKFI OLAĞANÜSTÜ GENEL KlîRUL ÇAĞRISI Vakfımızın OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISI aşağıda yazüı gündemi göriişmek üzere 6 Temmuz 2002 tarihınde Cumartesi günü saat 11.00'de S. Demirel Cad. Rıfat Ilgaz Kültür Merkezı No: 5 ESENKENT-ESENMJRT ÎSTANBUL adresinde yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde 13 Temmuz 2002 tarihinde aynı saat ve adrcste yapılacaktır. GÜNTJEM: 1 - Açılış ve yoklama 2- Divan heyetinin seçilmesi 3- Saygı duruşu 4- Vakıf senedinin 16. maddesınin görüşülüp karara bağlanması 5- Öğrenci burs yönehneliği, vakıf uygulama yönet- meliği ve kira yönetmeliğinin onaylanması 6- Dilek ve temenniler Nüfüs cözdanımı, Esenler Mal Müdürlüğü Maliye kimliğimı, Esenler Mal Müdürlüğü Daire'ye giriş kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. AHMETSEVtNÇ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle