Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2002 SAU
ÇEVRE
Rüzgâr, fosil yakıtlann yarattıklan kirliliğe karşı en etkili ve kaynağı bol alternatif
Sonsuzvetemizenerji»ERDARKIZIK
İZMİR- Endonezya'nın Bali ken-
inde 27 Mayıs'ta başlayan Sürdürüle-
jüirGelişmeDünyaZirvesiRicH- 10'un
Dördüncü Hazırlık Komite Toplantı-
,1'nda, Ülkeler Arası Enerji Temas
5rubu üzerine hazırlanan rapor, yer-
•üzünün en kırletıcilennı birkez daha
•rtaya koydu. AB, 2010 yılına kadar
»enilenebilir enerji kaynaklannın kü-
«esel payının yiizde 15 olması önerisi-
»i getirdi. Bu, 2000 yılı temel alınarak
tndüstrileşmiş ülkelerde yenılenebi-
irlenn payında en az yüzde 2 büyük-
Eğünde bir artışı içeren ulusal hedef-
ferin gerçekJeştınlmesıyle sağlanabi-
fecekti. Ancak başta ABD olmak üze-
le Avustralya, Suudi Arabistan
•ve Çin bu önenye karşı çıktı.
Greenpeace ve Avrupa Rüz-
gâr Enerjisi Birliği. Bali'deki
Zirvenin 4. hazırlık toplantısın-
ca, u
Rüzgâr Enerjisi - Yüzde
12" adlı bır rapor yayımladı. Bır
aıaliz ya da tahmın değil, bır fi-
zibilıte çalışması olan bu rapor,
riizgâr alanmda uzmanlaşmış
bağımsız bır Danımarkalı da-
tışmanlık kuruluşu olan BTM
Consult tarafından hazırlandı.
Rapor yeryüzünün bugün yaşa-
cığı gerçekJerin yanı sıra rüzgâr
enerjisi anlamında geleceğe dö-
nük umut verici gehşmeleri de
yansıttı. Rapora göre 2020 yılın-
da dünyanın kullandığı enerjinin
yüzde 12'sinin rüzgârdan sağ-
lanması hedefleniyor.
Rüzgâr endüstrisi, ortalama
yüzde 40 büyüme hızıyla dün-
yanın en hızlı büyüyen enerji
kaynağı oldu ve yılda 5 milyar
dolan aşan bir kapasiteye ulaş-
tı. Alman Rüzgâr Enerjisi Bir-
liği 'nin analizine göre. Alman-
ya'da ticari olarak devreye gir-
diğı ilk on yılında, nükleerener-
jinin ılk on yılında ürettiğınden
daha fazla elektnk sağladı.
Bugün dünyada yaklaşık 35
milyon insan rüzgâr elektriği
kullanıyor. 2001 yılında dünya-
da gerçekleştirilen 6 bin 800 me-
gavatlık (MW) bir yatınmın ar-
dından rüzgâr çiftlıklerinin top-
lam kurulu gücü. 2002 başında
25 bın MW'a ulaştı. Son üç yıl-
da dünyada, nükleerenerjiden da-
ha çok rüzgâr kapasitesi devre-
ye girdi.
70 bin Insana I; olanağı
Rüzgâr endüstrisi dünyada 70
bin insana iş olanağı yarattı. Bu,
yatınlan her dolar başına nükle-
er enerji ve fosil yakıt santralla-
nna göre daha fazla istihdam
anlarru taşıyor. 2020 yılında dün-
ya elektnğinin yüzde 12'sinin
rüzgârdan üretilmesı halınde, o
• Kaynağı yerli, bedava, bol ve sonsuz olan rüzgâr enerjisi; petrol, kömür, doğalgaz gibi
tükenecek olan fosil yakıtlar ve uranyumun aksine, birkaç ülkenin tekelinde değil.
Dünyanın teknik rüzgâr potansiyeli 2020 elektrik gereksiniminin 2 katından (53000
Teravatsaat'yıl) daha çok.
yıla kadar toplam 1.475 milyon iş ola-
nağı yaratılması söz konusu.
Dünyada 20 yıl önce 25 kilovat gü-
cünderüzgârjeneratörleri kullanıkıken.
bugün pıyasadaki büyük türbinler, 2.5
MW (2 bin 500 kilovat) gücünde. Al-
manya"da bu yıl 4.5 megavathk bir pro-
toüp türbin kuruluyor. Güç arttıkça,
gereklı türbin sayısı azalıyor. Bir kilo-
vat saat rüzgâr elektriğinin maliyeti 20
yıl öncesi fiyatının beşte birine düştü.
Kaynağı yerli, bedava, bol ve sonsuz
bu enerji; petrol, kömür, doğalgaz gi-
bi tükenecek olan fosil yakıtlar ve uran-
yumun aksine, birkaç ülkenin tekelin-
de değil. Dünyanın rüzgâr potansiye-
li 2020 elektnk gereksiniminin 2 ka-
tından (53000 Teravatsaatyıl) daha
çok.
* Enerjinin kesintili olması kullanı-
mına engel oluşturmuyor. Avrupa'da
2020 yılına kadar tüm elektriğin yüz-
de 20'sinin bu kaynaktan elde edilme-
sı olanaklı. Danimarka'nın batı kesim-
lerinde, rüzgârlı kış gecelerinde yüz-
de 50'ye varan yüksek rüzgâr elektn-
ği kullamm oranlanna ulaşılabiliyor.
* Çevre \e insan sağlığını feda et-
meden elektrik sağlanabıliyor. Kirle-
tici fosil yakıtlarda olduğu gibi, kü-
kürt dioksit, azot oksit gibi zehırli gaz-
lann, cıva gıbı tehlıkelı ağır metalle-
nn ve ıklim felaketlenne yol açan kar-
Atakule 'de çevre eylemi
Greenpeace (Yeşilbanş) üyeleri, Atakule'ye astıklan 'Aük
yakmayı yasaklayın' yazüı pankartia, tzmitteki TehHkefi ve
Klinik Aük Yakraa Tesisi'nin çahşmalanıu protesto ettL
Greenpeace Akdeniz Ofısi Toksik Maddder Kampanyası
Sorumlusu Banu DökmecibaşL, tesisin, 1999 yılında meydana
gelen Marmara depreminin aüklannı yakmak amacıyla
Çevre Bakanbğfndan 3 yıl için izin akuğını kaydetti.
Dökmecibaşı, tesisin. bu yri ocak ayında, Çevre Bakanhğı'na
başvurarak, iznini uzatbğmı söyledL Aytekm'in, geçen yıl
zehirti kJmyasaDardan olan kahcı organik kirteticüerin
üretimini kaynağında engeOemeyi amaçlayan Stockhohn
Konvansiyonu'nu imzalachğını anımsatan Dökmeribaşı.
Aytekin'in tesi$e çalışma izni vermekie Konvansiyon'a aylan
hareket ettiğini savundu. Eyteme. Hollanda ve Lübnan'dan da
Greenpeace üyeleri de katıldı. 5 Greenpeace üyesi. üzerinde,
"Aûk yakmayı yasaklayın-Ban the burn" yaah 150
metrekarenk pankarü, Atakule'nin tepesinden aşağı sarkarak
açülar. Otay yerine gelen emniyet güçleri. DöknıecibaşTnın da
aralannda bulunduğu Greenpeace üyekrini gözalona akn.
(FotoğrafAA)
bondioksitin çevreye yayılmasına yol
açmıyor; nükleer enerjide olduğu gibi
radyoaktif atık ve radyasyon tehdidi
ıçermiyor. Çevresel maliyeti düşük
olan yatınmlanyla, insam ve doğayı
mahvetmeden bol miktarlarda elektrik
üretebiliyor.
Cretilen 1000 MWs elektnk başına
600 ton CO2 çıkmasım engelliyor. Bu
nedenle ülkelerin Kyoto tklim Sözleş-
mesi yükümlülüklerini yerine getir-
mesi için güçlü bir olanak sunuyor.
Kurulduklan alanın yalnızca yüzde
10'unu kullanan türbinlerin altında ta-
nm, hayvancılık gibi etkinliklere ola-
nak sağlıyor. Bu yanıyla diğer enerji
santrallanna göre önemli bir ayncalık
oluşturuyor.
Bugün Türkiye. OECD ülke-
leri arasında elektrik enerji fiyat-
lan en pahalı ülke. Neden?
Bir kere enerji konusuna ka-
musal bakış açısı terkedildi. tkın-
cisı bu çerçevede gerçekçi bir
üretim planlaması yapılmadı.
Sanayi kuruluşlan küçük, güç-
süz, verimsiz ve pahalı santral-
lar kurmaya yönlendirildı.
Bugün planlanan doğalgaz
santrallannın sistem içindeki
payı yüzde 40'lara uzamyor. Bu
durum, doğalgaz sağlanan ve
boru hatlannın sınırlan içınden
geçecek ülkelerin Türkiye'ye
karşı olan politik tutumlan dik-
katte alındığında, önemli bir ns-
ki de beraberinde oluşturuyor.
Yaünm yetersizliği nedeniy-
le kayıplar, OECD ülkelerinde
yüzde 7 ve dünya ortalamasın-
da yüzde 9'ken Türkiye'de yüz-
de 18'lere çıktı. Oysa altyapıya
yatınm yaparak yılda 10 milyar
Kwh tasarruf sağlamak müm-
kündü.
Türkiye'nin ithal kaynaklara
ödediğı dövız miktan yaklaşık
4.5 milyar dolar. 2010 yılı için
yapılan tahminlerde enerjide dı-
şa bağımlılık oranının yüzde
62'lere çıkacağı ve maliyetin 20
milyar dolar civannda olacağı
öngörülüyor. Diğer bir deyişle
Türkiye yıllık toplam ihracatı-
nın yaklaşık yüzde 25'ini ener-
ji ithali için harcıyor.
Enerji savurganı Türkiye, bir
yandan enerji bunalımı yaşar-
ken diğer yandan da A\Tupa'nın
en kirletici kaynaklan arasında
ilk ona giren termik santralla-
ra sahip. Enerji üretiminin bü-
yük bölümünü, fosil yakıtlara
dayandınyor. Türkiye"de ener-
ji ürehminde kömürün payı yüz-
de 45.4 iken, odunun payı yüz-
de 20.4, petrolün payı yüzde
13.6, hıdrolik kaynaklar yüzde
12.9. hayvan ve bitki atıklan
yüzde 6, doğalgaz, jeotermal
ve güneş enerjisi kaynaklannın
pa>ı ise yüzde 1.7.
Yayın yönetmenimiz İbrahim Yıldız m beraat ettiği davadan saatlerce gözaltında tutulmasını hukukçular değerlendirdi:
Emniyet teknolojiyle barışık değilİstanbulHaberServisi-Gü-
nümüzün teknolojik olanak-
lanyla bir kişınin polıs tarafin-
dan aranıp aranmadığı birkaç
dakikada belirlenebilmesine
karşın, Türkiye "de insan-
lar saatlerce gözaltın-
da tutulabiliyor. Ga-
zetemiz Genel Ya>ın
Yönetmeni İbrahim
Yıkhz, resmi bir ye-
mek için gittiği
Ankara'da 12 saat
boyunca gözaltına
tutuldu.
Hukukçular. polisin
teknolojiyle banşık ol-
madığını, uygulamanın
uluslararası hukuka ve
Avrupa tnsan Haklan
Sözleşmesi'ne de aykı-
n olduğunu söylediler.
CMUK"unl28.mad-
desi, sulh ceza yargıcının
salıverdiği kişilerin yeni
bir kanıt elde edibnedikçe
ve cumhuriyet savcısmın ka-
ran olmadıkça aynı suçla-
maya dayanılaıak yeniden gö-
zaltına almamayacağmı dü-
zentiyor.
Ancak polis, idari birtakım
işlerin (örneğin GBT) tamamla-
nacağı gerekçesiyle insanlan
yeniden gözaltına alabiliyor.
Bunun dışında polis, mahke-
meden gelen kararlan bilgi-
sayarlarda güncellemedığı için
"*gözaltına ahnmaması gerekenleri" saatler-
ce şubelerde tutabiliyor.
Son olarak Gazetemız Genel Yayın Yönet-
meni îbrahim Yıldız da bu uygulamanın kur-
banı oldu. Sabit adresi açık olan, defalarca
yurtdışına çıkan Yıldız, resmi bir yemek içm
gittiği Ankara'da, kaldığı otelden alınarak 12
saat boyunca gözaltında tutuldu.
îstanbul Barosu a\ııkatlanndan Engin Cin-
men, bu tür uygulamalann yıllardan beri
Türbye'de devam eden bir sorumsuzluk ör-
neği olduğunu söyledi. "tnsanlar beraat et-
tikleri, affa uğradıklan yıDar önceki davala-
niMKkni\le,emni\'etinka\Ttianmahkemeka-
rnnn günceDeşmesi ve Türkiye'nin insan öz-
gürlüğünü ihlal eden bir ülke göriinümün-
den çıkanlması gerekh'or.''
Îstanbul Barosu avukatlanndan MetinÜiz,
sorunun kaynağında ikı etmenın bulunduğu-
nu, bunlardan bırinin mahkemelerden em-
niyete gönderilen yazışmalann tutuluş şek-
li. diğerinin de GBT sistemi olduğunu söy-
ledi.
tliz'e göre mahkemelerden emniyete gön-
derilen yazışmalann kimın üzerinden gitti-
ği. kirrun tarafından alındığı belırsız. "Bu ki-
şi aftan yaraıianmış olabilir, beraat etmiş de
otabiür" diyen Iliz, Her gün bu şekılde bir-
• Günümüzün teknolojik olanaklanyla bir kişinin polis tarafindan
aranıp aranmadığınm birkaç dakikada belirlenebilme imkânı
olduğunu ifade eden hukukçular, "Ama polis, mahkemeden gelen
kararlan bilgisayarlarda güncellemediği için 'gözaltına ahnmaması
gerekenleri' saatlerce şubelerde tututulabiliyor" dediler.
rarlarma göre düzehHmediği için yanlışlık-
la' gözalüna annıyor, yanhş ortaya çıkmcaya
kadar da saatlerce bırakdmıyorlar" diyen
Cinmen, yapılan bu fiilin "hürriyeti smnia-
ma" suçunu oluşturduğunu anlattı.
Polisin bu davranışının uluslararası huku-
ka ve Avrupa însan Haklan Sözleşmesi'ne
de aykın olduğunu vurgulayan Cinmen, bu
konuda Avrupa insan Haklan Mahkeme-
si'ne çok sayıda başvuru yapıldığını ifade et-
ti. Cinmen şöyle devam etti:
"TürkiyeAIHM'nde mahkûm ohıp tazmi-
nat ödüyor. Ancak uygulamada sorunu de-
\am ettimor. Bir an önce enuıiyetin kayıtla-
çok insanın mağdur olduğunu kaydetti. lliz,
GBT sistemiyle ilgili olarak şunlan söyle-
di:
"Bir kişinin GBTsini ortaya çıkarmakiçin
bilgisayarda 3 dakika zaman harcarsınız. 3
dakikahk bir iş için insanlar mağdur oiuyor.
Aynca GBT sisteminin sürekH günceDenme-
si gerekhor. Emniyet örgütü teknoloji ik ba-
nşık değiL Örneğin pohs insanlan şüphelen-
digj için karakola götürü\or. Elinde bir lap-
top olsa, orada baksa bu kadar zaman kay-
bı ve mağdur etme durunıu ortadan kalka-
cak. Düşünün, Hasan Özdemır İstanbul Em-
niyet Müdürluğü'ne tekrar geldikten sonra
40 günlük Huzur Operasyonu bilonçosu 10
bin 250. Bu kadarinsan gözalona afanmış.Oy-
sa teknoloji kullanuabiKrdiJ"
Yayın yönetmenimiz tbrahim Yıldız'ın
12 saat boyunca gözaltında tutulmasına tep-
kiler de sürüyor. SHP Genel Başkanı Mu-
rat Karayalçın, CHP Genel Başkan Başda-
nışmanı Bülent Tanla. eski mılletvekili Ü-
han Kesici, AhmetTan, CHP Genel Başkan
Yardımcısı Eşref Erdem, Esenyurt Beledi-
ye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, Çankaya
Belediye Başkam Hav dar Yılmaz. Türkiye
Gazetecıler Cemiyeti Başkam Orhan Erinç,
Türkiye Gazetecıler Sendikası Başkanı Şük-
ran Soner. Türkiye Devnmci Işçi Sendika-
lan Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekre-
teri MusaÇam. Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneğı Başkam Türkan Saylan. PEN Ya-
zarlar Derneği Başkanı Üstün Akmen. Turk
Kalp Eğitim Vakfı Başkam Yusuf Dağ, Ha-
cı Bektaş Derneğı Başkam BeyzadeOzkah-
raman, Karikatürcüler Derneği Başkanı Me-
tin Peker, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden
Prof. Dr Sebati Ozdemir, Prof Dr Mithat
Melen araştırmacı yazar Meriç Veüdedeoğ-
hı ile Kaşif Töre .^anoğlu, sanatçı Sadık
Gürbüz, Rahmi Saltuk, Hüseyin Ozkahra-
man, Asuman Tozan, Gülsen Tuncer, Eşber
Vağmurdereli, Adnan Bingöl, Faik Akm,
Murat Cano, Sadık Delipınar, Fuat l ğurlu,
Rıza\ıldız,\ebiCe>lan,GürşenKafkas,Ah-
met Onıçoğlu, AB Durmuş ve çok sayıda
Cumhuriyet okuru, gönderdikleri mesajda
Yıldız'ın özgürlüğünün 12 saat süreyle hak-
sız yere kısıtlanmasım şıddetle kmadılar.
SALI
ORHAN BURSALI
AB'ye Nasıl Girilmeli?
Türkiye'nin AB üyeliği zor bir süreç. Bu zoriuk,
idamı kaldırma ve Kürtçe öğrenme ve yayın yap-
ma hakkı vermekie sınırlı değil. Bu iki konuyu Tür-
kiye halledebılır.
Dil ve kültürleri varetmek bir insanlık ve uygar-
lık borcudur. Bana sorarsanız konuyu salt Kürtçe
ile sınırlamam. Yok olmaya yüz tutmuş ne kadar
konuşulan dil varsa ülkemizde, hepsine yaşama
ve gelişme şansı veririm. Bu aynı zamanda "Do-
ğa koruma"dır. 'Çok dil konuşulursa Türkiye bö-
lünür1
kaygısını hiçtaşımıyorum. Dillerin yaratabi-
leceği farklılık, bu ülkeyi ve mılleti birleştiren ortak
mayanın sağiamlığı yanında, dikkatealınmayacak
bir anlamdadır.
Türkiye'de yaşayan herkes gönüllü bir birlikte-
lik içindedir. Bizi bır araya getiren, bır zamanlann
Yugoslavya federasyonu gibi ideolojik bir üst dil
vb değildir. Kurtuluş Savaşı'yla doğan bir ülke bu-
rası.
Türkiye'nin son 20 yıl ıçinde, dış destekle yaşam
bulan Ermeni, Kürt terorizmı ve bugun karşı kar-
şıya olduğu bütün zorlukların temelinde ekonomik
zayıflık, güçsüzluk yatıyor. Suriye'ye karşı 15 yıl ön-
ce tavır alınsaydı, sorun bu kadar uzamazdı.
• • •
Avrupa'nın Türkıye'ye karşı "ikili favn"nın altın-
da da bu ekonomik güçsüzluk yatıyor. Ekonomi
hep "domuz ağılı" manzarasındaydı. 80'lerde yi-
ne ekonomik kriz dönemindeki ülkemizi ziyaretten
sonra "Domuz ahırı" tasvirini yapan Helmuth
Schmidt'tir.
Türkiye hep "domuz ahırı" manzarasında oldu.
Ekonomik zayıflığımızın ve "Domuz ahın" man-
zarasının temel nedeni, Avrupa'da dikkate bile
alınmayacak nitelikteki siyasetçilerin bızi yönetme-
sidir.
Onlann çapsızlığı. vizyonsuzluğu, ulke sevmez-
liği, dırayetsizliği, kaçaklığı, günübirliktecıliği, ken-
di liderliği ve partisinden daha önemli bir şey ta-
nımazlığı, beş-on yıllık bir kalkınma planı bile uy-
gulayamazlığıdır.
Siyaset ahlâksızlığıdır.
Ve bu tıynetteki ınsanlann yarattığı, bütün ülke-
yi çökerten ve yurttaşına kan ağlatan ekonomik ta-
landır, milletin hazinesinın peşkeş çekilmesi vetril-
yonların hava cıva olmasıdır.
Düşünün ki en az 65 milyar dolar Isviçre banka-
lannda yatıyor.
Bunun büyük çoğunluğu, hazinemizden çıkma-
dır; alınteri, göz nuru, sermaye emeği ve kazancı
değildir.
Ulkelerı kalkındıran, ne petrol ne madenlerdir.
Kedimizi kandınp durmayalım.
Kalkınma her şeyden önce fikirdir, kafa yapısı-
dır, toplumsal örgütlülüktür.
Siyaset ahlâkıdır.
Plan, program, yaratıcılığı teşvik, girişimcıye mo-
tivasyon, her bir beyin uzerinde kıskançlık, baş-
langıç koşullannda hep eşitlik ve yine eşitlik, ada-
let ve yine adalettir.
• • •
Avrupa ile aramızda ekonomik güçsüzlüğümüz-
den doğan sorunlar vardır. Kürtçe öğrenim ve ya-
yın.. idam.. bunlar sorun değil. Bunları zaten ken-
dimiz için yapmak zorundayız. Bugün değilse bi-
le yarın.
Ekonomik güçsüzluk, Avrupa'nın bizi yokuşa
sürmesıne neden oiuyor. Ama örneğin bir
• Ispanya, bir Yunanıstan'ın kalkınmışlık düze-
yine sahip,
• adam gibi siyasetçilerı olan,
• ekonomik ulusal kıskançlığı en anlamsız ge-
lebilecek mal ve hizmetin üretimine dönüştürecek
derecede gelişmiş,
• her alandaki evrensel beyinlerine sahip çıkma
becensıni geliştirmiş,
• bilimi ve teknolojiyi ve butün beyınsel değer-
lerini ülke refahını geliştırmenin lokomotifi yapa-
bilmiş,
• adam başına düşen milli geliri 10 bin dolara
dayanmış bir ülke olsaydı Türkıye, bugün AB üye-
liğini çok eşıt koşullarda konuşuyor olacaktık.
Hatta ciddi olarak belki de gırmeme tartışması
yapar ve referanduma bile giderdik. Yunanistan ile
sorunları gerçekten adalet ve eşitlik temelinde
çözmüş bile olabilirdik.
Ben, böyle bir ülkenin yurttaşı olarak, ekonomik
çıkar hesaptarıyla değil, büyük uygarlık projesinin
bir parçası olmak için AB içinde yer almak ıster-
dim.
Böyle onuriu bır konumda olmayı, bu millete,
bu ülkeye çok görenlere, tepeden tırnağa başan-
sızlıklarla ne gibi ortak bır yönümüz olabilir, soru-
sunu yöneltmek hakkımız yok mu?
[email protected]
ESENKENT KULTUR SANAT VE
EĞİTtM VAKFI OLAĞANÜSTÜ
GENEL KlîRUL ÇAĞRISI
Vakfımızın OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL
TOPLANTISI aşağıda yazüı gündemi göriişmek üzere
6 Temmuz 2002 tarihınde Cumartesi günü saat
11.00'de S. Demirel Cad. Rıfat Ilgaz Kültür Merkezı
No: 5 ESENKENT-ESENMJRT ÎSTANBUL
adresinde yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı
takdirde 13 Temmuz 2002 tarihinde aynı saat ve
adrcste yapılacaktır.
GÜNTJEM:
1 - Açılış ve yoklama
2- Divan heyetinin seçilmesi
3- Saygı duruşu
4- Vakıf senedinin 16. maddesınin görüşülüp karara
bağlanması
5- Öğrenci burs yönehneliği, vakıf uygulama yönet-
meliği ve kira yönetmeliğinin onaylanması
6- Dilek ve temenniler
Nüfüs cözdanımı, Esenler Mal Müdürlüğü
Maliye kimliğimı, Esenler Mal Müdürlüğü
Daire'ye giriş kartımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
AHMETSEVtNÇ