25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
- I a HAZİRAN 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA JV U l_j 1 LJ -t\ kultur(â cumhuriyet.com.tr 15 24 Mayıs'ta açılan Devrim Erbil Sanat Müzesi, ileride daha iyi düzenlenmiş bir mekâna taşınacak Sanatçı müzelerinedoğru FCAYA ÖZSEZGÎN Sanatçıların kullandıklan atölyeleri v e otunna alanlannı müzeye dönüştür- m e geleneği, on dokuzuncu yüzyıldan daha geriye gitmıyor. Kentsoylu sınıfin egemen olduğu ve üretim ilişkilerini t>elirlediği bır süreçle bağıntılı olarak, sanatçıyı yaşadığı ortamla özdeş kılan koşullaruı somut yapılanma biçimi içe- risinde izleyiciye aktanlmasına olanak verecek bir düzenleme mantığından ha- reketle "mûze-ev" projeleri geliştirme düşüncesi, genellikle sanatçının ölü- münden sonra, sanatçının vârisleriyle resmi ya da özel kumluşlann anlaşma zemıni üzerinde hayata geçinlir bilin- diğı gibi. Gelecek kuşaklann gözünde yapıtıyla yaşarduruma gelen sanatçının yaşadığı ortamda. kullanmış olduğu araç-gereçlerle. böylece izlenebilir ol- masıyla, o sanatçıya ilişkin bilgi ve göz- lemlerin, bir de bu açıdan sınanmasına yol açan bu "müze-ev"ler, denebilirki, çağdaş kültürolgusunun, sanatsal geliş- melere somutlayıcı bir açıdan yaklaşma ilkesını temel alan görüşünden kaynak- lanır. Batı ülkelerinde örnekleri sık sık kar- şımıza çıkan ve geçmişin izlenni bün- yesınde banndıran sanatçı müzeleri için iki ayn modelden söz edilebilir. Bu mo- dellerin ilki ve en yaygın olanı, yukan- da değindiğimiz gibi. sanatçının yapıt- lannın, oturma ve üretme mekânı ola- rak seçtıği alanlarda, bu alanlann özel- liklenni koruyarak sergilenmesine ola- nak veren "müze-ev"ler ise ikincisi de sanatçı adına kurulan müzelerdir. Her ikisi de özel müze kavramını çağnştı- nyor olsa da, ikincı gruba girenlerin "resmiyet" ıfade eden yapısı daha be- lirgindır. Hele ülkemızde. bir sanatçı adına müze açmak, çağdaş anlamda müzecilik kavramını dile getirmenin bı- le fazlaca söz konusu olmadığı bir aşa- mada. uzak bir hayal olabilir ancak. Ya- şayan sanatımızı toplu halde yansıta- cak bir müzenin dahi henüz gündemde- ki yerini almasında bir yığın güçlük ya- şanıyorken. bireysel nitelikJi müzeleri Devrim Erbil'in yapıtlannı kapsayan bir özel müze, onun doğduğu değil ama, ilkve ortaöğrenimini geçirdiği Balıkesir'de, valiliğin ve belediyenin de kathsıyla, kentin işlekbiryerinde, Özmerkez adlı modern biryapının içinde, yaHaşık 120 metrekarelik bir salonda açılmış bulunuyor. düşlemek bile uzak bır olasılıktır şim- dilik. Devletin ya da özel kunım ve ku- nıluşlann, böyle bir projeyı destekleyip hayata geçirmekte herhangi bir gündem maddeleri yoktur. Olsa olsa sanatçının ölümünden sonra, üzerinde tartışılabi- hyor bu tür bir projenin. Sanatçının girişimiyle müze Durum böyle olunca da sanatçının yaşarken kendi adına düzenlenmiş bir müzesini görme şansı yok denecek gi- bidir. Neredeyse böyle bir "hak" tanın- mamıştır sanatçıya: o ölecek, ondan sonra müzesini -olabilirse- açmak mümkün olabilecektir. Müzeleri, ölü insanlann anılannı yaşatan kurumlar olarak yorumlama alışkanlığımızın, bu olumsuz yaklaşımda önemli bir yeri bu- lunduğu kuşku götürmez. Gene de bu konuda, ilerde örnekleri için bir çeşit prototip oluşturacak ve doğrudan doğruya sanatçının kişisel gi- rişimleriyle gerçekleşmiş olmanın ay- ncalıklı konumunu taşıyan bir sanatçı müzesiyle, şeytanın bacağını kırmış bu- lunuyoruz: Devrim Erbil'in yapıtlan- nı kapsayan bir özel müze. onun doğ- duğu değıl ama. ılk ve ortaöğrenimini geçirdiği Balıkesir'de, valiliğin ve be- lediyenin de katkısıyla, kentin işlek bir yerinde, Özmerkez adlı modern bir ya- pının içinde, yaklaşık 120 metrekarelik bir salonda açılmış bulunuyor. Açılış töreni 24 Mayıs günü yapılan "Devrim Erbil Sanat Müzesi". sanatçının iler- de kendi olanaklanyla kuracağı bir va- kıf aracılığıyla, bağımsız ve daha iyı düzenlenmiş bir bınaya taşınacak. Şimdilik Erbil'in, büyük bölümü özel koleksiyonlara dağılmış bulunan fark- lı dönemlerine ait yapıtlanna koşut bi- çimde, onun sanarı üzerine toplu fikir verecek bir derleme niteliğindekı resim çalışmalanndan örnekleri içeren müze, en azından Balıkesir'de yaşayanlann. özellikle de meraklı ve öğrencilerin çağdaş sanatla, dolayısıyla Devrim Er- bil'in yapıtlanyla ilişki lcurmalannda etkili olacaktır. Balıkesir'e vefa borcu Onun da ötesınde, bu yöreden yetış- mış ve 1953'te sınıf arkadaşlanyla ilk sergisini Balıkesir'de açmış olan sanat- çının, bu yöreye olan vefa borcunun ödenmesi anlamına gelmektedir bu mü- ze. Resim sanatına ilk ilgilerinin uç ver- meye başladığı bir ortamda, bir Anado- lu kentinde, bir sanatçının yarun yüz- yıl gibi uzun bır süreci kapsayan yapıt- lanyla karşılaşmak, De\Tİm Erbiİ'ı ya- kından tanımış olanlar açısından da il- ginç bir görsel temrin olacaktır. Erbil'i resimlerinde, Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde Bedri Rahmı Eyuboğlu Atölyesi'nde 1950'li yıllarda biçimlenmeye başlamış olan sanatçı formasyonunun daha sonra dö- nemlerle bütünleşen yorum çizgisini. bir müzeleşme olgusu çerçevesinde iz- leyenler. ilk aşamada bir gerçeğin alh- nı çizilmiş olarak göreceklerdir. Sanatsal oluşum. onun kişiliğinde, o- nun tercih ölçülerine ve bakışına özgü bir doğrultuda gelişerek günümüze ka- dar gelmiş; bu niteliksellik aynı zaman- da, resim sanatımızda 1960'lardan bu yana gözlemlenen oluşumlarla göbek bağını koparmamıştır. Özel bir müze- nin, kendıne özgü ortamında, bir sanat- çının yapıtlanyla baş başa kalmak, bu yapıtlann genellik ve özellik bağlamın- da içerdiği değer aynmlannı göz önün- de tutmamızı engellememeli. O neden- le, "Devrim Erbil Sanat Müzesi", salt adını taşıdığı sanatçının yapıtlannı, iz- leyıciyle karşı karşıya getirmekle yü- kümlü bir müze değil, onun kendi ku- şağı içindeki yeriyle de ilişkili kavram- lann açılmasına olanak verecek bir "açık kapı"dır aynı zamanda. 22 Haziran'da İstanbulda Eva Lind geliyor • Kültür Servisi - Tanınmış soprano Eva Lindin başrolünü oynadığı. W.A. Mozart'ın iki perdelik operası 'Saraydan Kız Kaçırma', Cemal Reşıt Rey Opera Orkestrası ve Korosu'nun katkılanyla 22 Haziran Cumartesi, saat 21.30'da Yıldız Sarayı'nda sahnelenecek. Genel sanat yönetmenliğini Arda Aydoğanın yaptığı operanın şefı Rengim Gökmen Kariyerine 19 yaşında Basel'de Lucia di Lammermoor Opera sında seslendırdiği 'Lucia' rolüyle başlayan Lind, aynı yıl Vlyana State Opera'sına kabul edildı. Burada ünlü 'Sihirli Flüt' operasında canlandırdıgı 'Queen of the Night' rolüyle başansını pekiştiren soprano Viyana State Operası'nda aynca 'Die Fledermaus'da 'Adele". 'Fallstaff'da 'Nanetta', 'Werther' operasında da 'Sophie' rollennde sanatseverlerle buluştu. Seslendirdiği diğer operalar arasında 'La Sonnambula', 'La Traviata', 'Rigoletto', 'Romeo et Juliette', 'Hamlet' gibi klasiklerin de yer aldığı sanatçı başanlannı dünyaca ünlü opera evleri ve festivallerinde de sürdürdü. Muti, Previn, Harnoncourt gibi dünyaca ünlü şeflerle çalışan, Placido Domingo, Jose Carreras gibi ustalarla ortak konserler veren sanatçı genç yaşına karşın dünyanın en başanlı sopranolanndan kabul ediliyor. (0 212 334 44 44) Yerli, yabancı sanatçılann katıldığı ana teması 'barış' olan etkinlik, Çan ilçesinde 29 Haziran'da sona erecek. Seramikçiler Çanakkale'de buluştuAYÇA TEZER Kale Grubu Şirketleri'nin 45. kuru- luş yıldönümü etkinlikleri çerçevesin- de gerçekJeştirilen 'II. Uluslararası Sanat Seramiği Sempozyumu' Ka- leseramik Fabrikalan'nın bulunduğu Çanakkale'nin Çan ilçesinde 29 Hazi- ran'a kadar devam edecek. Ana teması 'barış' olan sempoz- yumda dış mekânlarda sergilenebile- cek yapıtlar üretilecek. Bu yıl sem- pozyuma Türklerin yanı sıra ağırlıklı olarak Çek Cumhuriyeti ve Slovak- ya'dan da sanatçılar katıldı: Sergio Gurioli (Italya), UUa Viotti (tsveç), Vaclav Serac (Çek Cumhuriyeti), Jindra Vicova (Çek Cumhuriyeti), VValtraut Gschiel (Avusturya). Ivica Vidrova(Slovakya), Ilya Holesovsky (Slovakya), Anna Horvathova (Slo- vakya), Peteris Martinsons (Leton- ya), Prof. Türker Özdoğan (Amen- ka), Mohie Eldeen Hussein (Mısır) ve Türkiyeden Prof. Hamiye Çola- koğlu, Prof. Güngör Güner. Prof. Sevim Çizer, Mustafa Tunçalp, Ler- zan Özer Yeltan, Erol Sazcı, Hüse- yin Özçelik, Saadettin Aygün, Fü- sun Çövenoğlu katılıyor. SanatçJar kısırdöngü içinde Fabnkada üretilen fonksıyonel se- ramikleri sanatsal obje haline getir- meye çalıştığına değinen Dokuz Ey- lül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Sevım Çizer, "Sanatçıları bir ara- ya getiren bu tür aktiviteler sanat- sal ve mesleki deneyimlerin birbi- rine aktarımını sağhyor" diye ko- nuşru. Mısır Piramitleri ile ilgili bir proje üzerinde çalışan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ha- miye Çolakoğlu, seramiğin hem bi- lım. hem sanat olduğunu, birçok tek- nolojik ürünlerde seramiğin kullanıl- dığını ve 20. yüzyıl için 'Uzay ve Se- ramik Yüzyıh' denilebileceğini söy- ledi 'Doğa' ve 'su' teması üzerine ça- lıştığını değinen Marmara Üniversi- tesi öğretim üyesi Prof. Güngör Gü- ner ise "Türk seramikçileri çok üretken değil. Çünkü talep yok. Sa- natçılar kısır bir döngü içindeler. l marım böyle sempozyumların dı- şında da sanatçılara çalışma ola- nakları sağlanır. Bunun dışında koleksiyonerliğin ve müzeciliğin seramik konusunda geliştirilmesi E tkinlik kapsamında 22-23 Haziran'dada güzel sanatlar fakültelerinin seramik bölümlerinden beşer öğrencinin ve sanatçıların katılacağı, çeşitli konularda dia gösterileri, paneller, \vork-shoplann gerçekleştirileceği sempozyumlar düzenlenecek. II. Uluslararası Seramik Sempozyumu, 29 Haziran Cumartesi günü sergi açılışı ve sertifıka töreniyle sona erecek. L gerek" dedı. Beş yıldır Türkıye'de olan Ilya Ho- lesovsky, yapıtını fabrikanın topra- ğından esinlenerek oluşturduğunu ve her toprağın farklı ve doğal bir şeyler anlattığını söyledi. Türk geleneksel ve modern seramik sanatçılannı çok be- ğendiğine değinen Avıısruryalı sanat- çı VValtraut Gschiel de bahçe ıçın plan- ladığı ve 'el' temasını işlediği yapıtın- da dokunma hıssi uyandırmaya özen gösterdiğini \wguladi. Kapsamh bir sempozyum Çamuru düz hale getirip onunla oy- nayarak maskeler yapan Jindra Vico- va ve Sultanahmet'teki 'Medusa' hey- kelinin illüstrasyonunu yapan Vaclav Serac, böyle bir organizasyonun için- de yer almaktan çok mutlu olduklan- nı söylediler. Geçen yıl Izmir Seramik Sempozyumu'na da katılan Peteris Martinsons, îstanbul Arkeolojı Müze- si'ni gezerken aslan heykelleri gördü- ğünü ve çok etkilendiğinı belirtti. As- lan heykeli üzerinde çalışan sanatçı. aslanı Çanakkale'nin güzelliğıni ve gücünü koruyucu bir sembol olarak düşündüğünü belirtti. Viyolonsel figürleri çalışan Sergio Gurioli, Türk seramikçilerin daha az renk kullandığı ve gelenekseli tekno- lojiye uyguladığı görüşünde. Ivica Vidrova ise çalışmasında, unuttuğu ve hayatından çıkardığı iki ınsanı konu ediniyor. Türkiye'de ilk defa Çanakkale Sera- mik'in böyle bır sanat seramiği sem- pozyumu gerçekleştirdiğinin altını çi- zen Kaleseramik Sanat Danışmanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Tunçalp, "Bu yılki bi- rincisine göre daha kapsamlı ve da- ha katılımlı bir sempozyum oluyor. Yurtdışından gelen sanatçılar, orta- mın son derece uygun oluşundan, malzeme ve imkânların bolluğun- dan ve yeterliliğinden çok memnun- lar" dedi. Etkinlik kapsamında 22-23 Hazi- ran da da güzel sanatlar fakültelerinin seramik bölümlerinden beşer öğren- cinin ve sanatçılann katılacağı, çeşit- li konularda dia gösterilen, paneller, work-shoplann gerçekleştirileceği sempozyumlar düzenlenecek. II. Uluslararası Seramik Sempozyu- mu, 29 Haziran 'da sergi açılışı ve ser- tifıka töreniyle sona erecek. Sempoz- yuma katılan sanatçılann yapıtlann- dan oluşacak sergi. Kale Grubu'nun 45. yıl kutlamalannın yapılacağı '27 Temmuz Seramik Bayramı'na kadar açık kalacak. Sergi, ekim ayı içerisin- de, bundan önce yapılan 'I. Uluslara- rası Seramik Sempozyumu' ve on- dan sonra gerçekleştınlen ulusal sem- pozyum sergileri ile birlikte Istan- bufda sanatseverlerle buluşacak. EYLÜLE DEK SÜRECEK Gümüşlük AkademisVnde yazprogramı başladı Kültür Servisi -1995'te Bodrum Gümüşlük'te bağımsız bir vakıf olarak kurulan Gümüşlük Akademisi, yedinci yılında yine farklı disiplinleri, kişi ve kuruluşlan bir araya getirmeyi sürdürüyor. Gümüşlük'te sanat, kültür, bilim ve ekoloji alanlannda farklı çalışmalar gerçekleştiren Gümüşlük Akademisi, 2002 yaz programına başladı. Atölyeler, etkinlikler, konserler ve söyleşilerle sürecek yaz programı eylül ayı sonuna kadar devam edecek. Amerika, Fransa, Finlandiya ve Türkiye'den farklı disiplinlerdeki sanatçılann gerçekleştireceği atölyeler, edebiyat, şiir, müzik, fotoğraf, mizah, heykel, sinema, tiyatro, yeni teknolojiler, beden çahşmalan ve çocuk atölyeleri konulannda olacak. Farklı disipiinler bir arada Gümüşlük Akademisi'nde yaz programında gerçekleştirilecek atölye çalışmalanna katılan sanatçılar arasında Daniel Wilmure (edebiyat), Erdal Alova (şiir), Ömer Orhun (fotoğraf), Latife Tekin (edebiyat), Işık Ergüden (felsefe), Semih Gümüş (edebiyat), trfan Sayar (mizah), Lürfü Bozkurt, Tügay Başar (yoga ve beden perküsyonu), Latif Demirci (karikatür), Alain Valtat (heykel), Atilla Atalay (mizah), Fuat Erman (sinema). Mehmet Demirtaş (müzik), Genco Gülan (internet sanatı), Tim Hailey, John Plenge (interaktif sanat) yer ahyor. (Atölyeler ve yazproramı hakkmda ayrıntıh bilgi için www.gumuslukakademisi.org ) 1 Pişmiş Toprak Sempozyumu1 • Kültür Servisi - Eskişehir Belediyesi'nin koordinatörlüğünde. Kültür Bakanlığı. Eskişehir Valiliği, Anadolu Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi, Kılıçoğlu ve Başak Kiremit Sanayicileri'nin işbirliğiyle düzenlenen 'II. Üluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu' devam ediyor. Sempozyum, 30 Haziran'da sona erecek. Etkinlik kapsamında. ülkemizden ve yurtdışından on sanatçının yapıtlanndan oluşan serginin yam sıra ürün sergileri, dia ve multivizyon gösterileri, müzik ve tiyatro etkinlikleri ve 52 bildirinin sunulacağı bilimsel toplantılar yer alıyor. Pip Sultan Abdal Banaz'da amlıyor • SIVAS (AA) - Halk şairi Pır Sultan Abdal, doğum yeri Sıvas'ın Yıldızeli ilçesi Banaz Kövü'nde 22-23 Haziran 2002 tarihİerinde gerçekJeştirilen 'Pir Sultan Abdal 13. Geleneksel Kültür Etkinlikleri' kapsamında çeşitli etkinliklerle anılacak. Kültür Bakanlığı ile 'Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı' işbirliğiyle düzenlenen etkinlikler arasında semah gösterilerinin yanı sıra "Aleviliğin Ulusal Kültürümüz içindeki Yeri' konulu bir de söyleşi yer alacak. Dunya Muzik Gunu ve Avrupa Şenfği' • Kültür Servisi - Merkezi Brüksel'de bulunan 'Association Fete Europeenne de la Musique' etkinlikleri kapsamında bu yıl Dünya Müzik Günü'nü de içine alan 'Avrupa Şenliği' 20 - 22 Haziran tarihleri arasında Istanbulun farklı mekânlannda kutlanacak. Avrupa Müzik Şenliği - îstanbul 2002, açılışını bugün Armada Otel'de gerçekleştirilecek toplantı ile yapacak. Amacı Avrupalılık fıkrinin yerleşmesi ve yaygınlaştınlmasını sağlamak olan şenlikte etkinlikler ücretsiz olarak izlenebilecek. Itaryan Rosso Fiorentino Quartet'in de konser vereceği etkinliğe Tolga Çandar, Kazım Koyuncu, Bulutsuzluk Özlemi, Yaşar Kurt gibi sanatçı ve topluluklar kahlacak. Bilgi için: (0 212 23718 86-0 212 237 17 77)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle