Katalog

13MAZİRAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER CEVAP VE DÜZE LTME SayınMuhatap; Gauzetenizin 28.3.2002 tarihli nüshasının 3. sayfasında •"MHTP'İ! GÜL'ün nıkâhı yasaya aykın~" başlıklı yazısmda; "Meclenı yasayı vekıller deldi. MHP Elazığ Milleuekili MustafıGÜL Türk Medeni yasasrnın '-aile' cüzdanı göster- ılmedenevlenmenin dini töreni yarjılarrLaz" hükmüne karşın hafta sonu imam nikâhı ıle Fırat Üniversitesi'nde öğretim oörevliii olan Meftune GÜLER ıle ev lendi. Imam nikâhını MHP Antalya Milleuekili Osman MÜDERRlSOĞLU kıydı. Türk Ceza Vasası'na göre aıle cüzdanı ile imam nikârıı ıle e\lenen kışılere 6 aya kadar. nıikâhı kıyan kişilere de 3 a;> a kadar hapis cezası öngörülüyor. TBMM Bayındırlık, Imar. Ulaştırma ve Turizm Komisyomu Başkanı da olan GÜL _ Türk Medeni Yasası'nın e\ lilik hmkukunu düzenleyen maddelerine aykın hareket ederek resmi nikâh olmadan ımaın nikâhı ile evlendi. GÜUün resmi nikâhı Nısan ayında gerçekleştirmeyi planladığı kaydedildi. Türk Medeni Yasası'nın aile cüzdanı ve dinı tören başlıklı 143. maddesi "E\le-nme töreni biter bizmez e\ lendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı venr. Aile cüzdanı gösterilmedenevlenmenin dinı töreni yapılamaz. E\ lenmenin geerli olması dini törenin vapılmasına bağlı değildir." hükmü öngörülüyor. Türk Medeni Yasası \e Türk Ceza Yasasa'na göre GÜL \e MÜDERRtSOGLU. yasa\ a aykın hareket ederek suç işledi. Türk Ceza Yasası'nın 237. maddesine göre GÜL ve MÜDERRİSOĞLU. 6 aya kadar cezalandınlabilirler." şeklındekı. mmekkilimizin şahsına ilişkin olarak ileri sürülen haber gerçeği yansıtmamaktac3ır. MüYvekkilimiz 21. Dönem Elazığ Milletvekilidir. Yapılan haberde müvekkilimizin Türk Medeni Yasası'na ve Türk Ceza Yasası'na aykın olarak resmi nikâhtan önce imam nikâhı kıydırdıgı ifade edilmiş. bunun ise suç olduğunu ve müvekkil- imizin suç işlediği söylenmiştir. Bu haberler tamamen gerçek dışıdır. Müvekkilimiz evlilik hazırlığındadır. Müstakbel eşi ile törelerimize uygun olarak kız isteme ve nişan töreni gerçekleşmiştir. Ancak r»ali hazırda Medeni Kanun uyannca Türkiye Cumhuriyeti yasalanna göre geçerli olan ev lılik akdı gerçekleşmemiştır. Gazetenızde belırtildiği gibı İMAM NİKÂHl kıyılmış da değildir. Müvekkilimiz Türkiye Cumhuriyeti -vatandaşı ve TBMM milletvekili olarak yasalar uyannca evlilik işleminin Medeni Kanun' un gerektirdiğı Resmi Nikâh töreni ile gerçekleşeceği bilinç ve iradesindedir. Kendisi aydın bir akademisyen. iktidar partısi olan MHP'nin de bir mill ervekilidir. Yasalara saygılı ve aydın bir akademisyen olan müvekkilimizin bulunduğu statü de dikkate alındığında vatandaşlara örnek olması gereken bir durumda v asaya aykın şekilde imam nikâhı kıydırdığını haber yapmak müvekkilimizi seçmenleri ve yüce Türk ulusu karşısında küçük düşürmek anlamını taşır. Aynı zamanda müvekkilimizin işlemediğı bir suçu işlemiş gibi göstererek gerçek dışı haber yaparak itham etmekse hem habercılik ilkelerine aykındır. hem de Türk Ceza Yasası T na göre suçtur. Müvekkilimiz Türkiye Cumhuriyeti yasalanna savgılı bir vatandaş olup herhangi bir suç işlemiştir. Müvekkilimiz ilk eşini keybetmiştir. Sayın Meftune GÜLER ile evlilik kararı almış ve sozlenmiştir. Evlilik töreni ise Nisan ayında gerçekleşecektir. Gerçek durum bundan ibarettir. Ancak yapılan haber müvekkilimizi seçmenleri önünde küçük düşürücü. itman edici iftira niteliğinde olup, kendisini. müstakbel eşi ve ailesıni de rencide edici niteliktedir. lşbu açıklamalar gazeteciliğin cıddi, objektif ve titiz haber verrne konusundaki yayın ilkelerine aykındır. 5680 sayılı Basın Yasası'nın ilgili hükürnleri uyannca gazetenizin ılk çıkacak nüshasında aynı yerde aynı puntolarla, her türlü yasal hakkımız saklı kalmak kaydı ile yayınlanmasını önemlericaederiz. SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk - VAY CANINA!. TELESKOPLA ARARKEN, MİKROSKOPTA BULDUK.. Cevap Ve Düzeltme Talebinde Bulunan Prof. Dr. Mustafa GÜL Vekili Avukat Müge ÖZDEMİR HATİPOĞLU • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşke- si'nde, 11 Ocak 2001 tarihinde dûzenlenen F tipi cezaevi protestosuna katılan çoğvmluğu öğrenci 22 kişi hakkında. örgüte yardım ve yatakhktan verilen hapis cezasını eksik soruşturma nedeniyle esastan bozdu. Yerel mahkeme çoğunluğu öğrenci 22 kaşiyi 2 yıl 6 ay ile 3 yıll 6 ay 15 gün arasında değişen hapis cezalarına mahkûm etmişti. Tupkcell'den kontör zammı • İstanbul Haber Servisi - Turkcell, dünden geçerli olmak üzere faturah hatiann dakika ücretini ve faturasız hatlann kontör fiyatlannı ortalama yüzde 8.5 oranında arttırdı. Turkcell'den yapılarf açıklamaya göre, artış sonucu 1O0 kontörlük kart 9 milyon lira, 250 kontörlük kart 19.5 miryon lira, 500 kontörlük kart ise 37 miryon lira oldu. 750 ve 1000 kontörlük kartlarda ise fiyat degişikligj yapılmadı. SansTomj'nda15talihli • Haber Merked - Şans Topu'nun şanslı numaralann 1,12,16, 24,28 + 10 olarak belirlendiği bu haftaki çekilişinde, 5+1 bilen 15 kişi, 26 milyar 702 milyon 70O'er bin lira ikramiye kazandı. 1+1 bilenler 500'er bin, 2+1 bilenler 1 milyon 150'şerbin, 3 bilenler 750'şer bin, 3+1 bilenler 3 milyon 800'er bin, 4 bilenler 8 miryon 350'şerbin, 4-*-l bilenler 71 milyon 450'şer bin, 5 bilenler ise 780 milyon 100'er bin lira ikramiye kazandı. DPÜ Rektönü açıga alındı • ANKARA (Ciımhuriyet Bürosu) - Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Ismail Hakkı Düğer açığa alındı. Düğer'in, hakkındaki çeşitli iddialar çerçevesinde yürütülen soruşturma nedeniyle açığa alındığı Öğrenildi. Rektörlüğe Prof. Dr. Mehmet Tevfik Bayar'ın vekâlet edeceği bildirildi. SüTe ağın hapis ceza» • İstanbul Haber Servisi - Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Yakup Süt, işadamı Serdar Seyit Adıgüzel ve Ümit Ziya Cantaş'ın tehditle gasp edilmesi ve Ertugrul Erdemci'nin yanlanması olaylannı azmettirdiği gerekçesiyle 11 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptınldı. İstanbul 1 No'lu DGM'deki davada Süt'le birlıkte yargılanan 6 sanık da çeşitli ağır hapis cezalan aldı. 1 sanık ise beraat etti. Tekel ürünlerine zam • İstanbul Haber Servisi - Bazı Tekel ürîinlerinin fiyatlan, bugünden itibaren geçerli obmak üzere yüzde 9 ile 15 arasında değişen oranlarda arrhrıldı. Dava, AlHS'nin 'işkence yasağını düzenleyen hükmünün ihlali' açısından incelenecek 2. Manisa AÎHM'deStBEL KIZILIŞIK Avrupa Insan Haklan Mah- kemesi (AlHM), 2. Manisa olarak bilinen, "örgüt üyesi ol- maktan" 23 gencin İstanbul DGM'de yargılandığı davayı kabul edilebilirbularak "esas- tan görüşme" kararı aldı. AİHM, davayı Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin (AİHS) "işkence yasağını düzenleyen hükmünün ihlali" açısından inceleyecek. 5 polisin, bu genç- lere işkence yapmak suçundan yargılandığı İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava ise zamanaşımına uğramak üzere. Devrim Ökten'in de arala- nnda bulunduğu 23 genç, 6 Şu- bat 1996 tarihinde Bağcılar'da • AÎHM, emniyette gördüğü işkence sonucu düşük yapan Devrim Ökten'in de aralannda bulunduğu 23 gencin yargılandığı 2. Manisa davasını kabul edilebilir bularak "esastan görüşme" karan aldı. tnceleme karannda, Türkiye'de "işkencede etkili iç hukuk yolunun bulunmadığı" vurgulandı. polisin düzenlediği operasyon sonucu yakalandı. TKEP Leni- nist adlı örgüte üye olduklan id- dia edilen gençler, Terörle Mü- cadele Şubesi'ne götürüldüler. O dönem yaşlan 15-19 arasın- da değişen gençler, 13 gün gö- zaltında kaldılar. İşkence so- nucu bir buçuk aylık hamile olan Ökten, düşük yaptı. Kar- nına, beline tekme darbeleri alan, falakaya yatınlan Ökten, uzun yıllar tedavi görmek zo- runda kaldı. Avukat GüHzarTuncer, olay üzerine Fatih Cumhuriyet Sav- cılığı tarafından başlatılan so- ruşturmanın sonucunu bekle- meden AÎHM'e başvurdu. Tuncer başvuru dilekçesin- de, soruşturma sonucunu bek- lememesinin gerekçesini. "Tür- kiye'de işkence soruşturmala- nnm çoğunun takipsizHkle so- nuçlanması ya da açılan dava- larm çok uzun yıllar sürmesi- ne karşın sonuç alınamaması- na" bağladı. 23 gence yapılan Yavru carettanın ölümü ANTALYA (AA) - Antalya Sahıl Güvenlik Komutanlığı eldplerince, Sıçan Adası açıklannda yavru bir caretta-caretta ölü bulundu. Yavru caretta-carettanın vücudunda derin yara izleri tespit edildi. Sahıl Güvenlik Komutanlığı'na bağlı 70 numaralı bot eldpleri tarafından Sıçan Adası'nın 1 mil açığında yavru bir caretta-caretta ölü bulundu ve sahile çıkanlarak durum Çevre tl Müdürlüğü, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi ile Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkiülerine bildirildi. Çevre II Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede, yavru caretta-carettanın sol ayak ve boynu ile çeşitli yerlerinde derin yara izleri olduğu behrlendi. Yetkililer, yara izlerinin Ölüm sonrası da meydana gelmiş olabileceğini belirttiler. Ölüm nedeni belirlenemeyen ya\TU caretta-caretta, incelemelerin ardından, Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağhğı ekipleri tarafından gömüldü. işkence ile ilgili. aralannda suç tarihinde istanbul Terörle Mü- cadele Şube Müdürü olan Mus- tafa Sara'nın da bulunduğu po- lislere açılan dava ise şu anda zamanaşımı tehlikesiyle karşı karşıya. Dava temmuz ayında sonuçlanmazsa polisler ceza almayacak. Bu davada savcı, Ökten'in işkence sonucu düşük yaptığı- nı tutanaklara geçirterek işken- ceyi ilk kez açık biçimde ifa- de etmişti. Avukat Tuncer'in başvuru- su üzerine davayı esastan gö- rüşme karan alan AİHM, gön- derdiğı cevap yazısmda, "Oby- da AlHS'nin 3. maddesinde dü- zentenen 'işkence yasağı' ih- lal edilmişrir. Gençlerin 13 gün bmunca gözatandatutubnası da sözkşmenin 5/1 'de dûzenlenen "kışi hürriyeti, güvenliğinin haksız ağır ihlali' anlanıına gelmektedir. Sözkşmeye göre yargılanacak kişi, hemen yar- gı önüne çıkanlmalıdır" de- nildi. AİHM, işkence gören genç- lerin İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde polisler hak- londa açrıklan dava ile ilgili başvuruyu da "duruşmada dajakyemeleri'' nedeniyle ka- bul etti. 7 Temmuz 1997 tarih- li, polislerin teşhis edileceği duruşma öncesi adliye korido- runda ailelerini gören gençler- den bazısı el salladı, bazısı ise zafer işareti yaptı. Bunun üzerine polis ve as- kerler tarafından elleri kelep- çeli olan gençler dövüldü. Bir kısmı duruşma sırasında ba- yıldı. Adli Tıp'tan 10 günlük raporlar aldılar. Ancak genç- lere, "görevB memura haka- retten" istanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. AlHM, polislere açılan da- vayı da "Türkiye'de işkence konusunda etkili ve sonuç ab- cı iç hukuk yolunun bulunma- dığı" gerekçesiyle esastan gö- rüşme karan aldı. 8 ülkede aynı amaç uğruna çalışmalar yürüten dernekler tek çatı altında birleşti Temîz deniz için işbirliğiÎSTANBUL(AA)-Deniztemiz Derneği'TURMEPA'nın öneri- siyle 8 ülkeye ait "MEPA'Tar (Ma- rine Environment Protection As- sociation), deniz kirliliğini önle- mek amacıyla güçlerini birleştir- me karan aldı. Deniztemiz Derneği'TUR- MEPA ve Cerrahgil Şirketler Grubu Yönerim Kurulu Başka- nı Eşref Cerrahoğlu, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri. Fili- pinler, Ingiltere, Avustrarya, Yu- nanistan, Kıbns Rum Kesimi ve Uruguay'da 8 ulusal "MEPA"nın bulunduğunu söyledi. Cerra- • Dünyadaki MEPA'lann birleşmesiyle oluşturulan INTERMEPA, Karadeniz'e kıyısı bulunan ülkelerde deniztemiz dernekleri kurulması için her türlü desteği verecek. hoğlu, bu MEPA'lann kendi ül- kelerinde daha temiz bir deniz için çeşitli çalışmalar yaptığını dile getirerek sözlerini şöyle sür- dürdü: "Yunanistan'da yapılan toplanüda,dünyadakiMEPAIa- nn bir çaüalundatoplanmasıiçin öneride bulunduk. Buöneri baş- ta Yunanistan olmaküzere diğer ülkderce de kabul gördü ve IN- TERMEPA adında bir federas- yoo kuruklu. ESTERMEPA'nın ilk toplanüsı arahkayında Istan- bul'da yapılacak Bu toplanüda federasyonun genelbaşkanu baş- kan yardnncısı, genel sekreteri Be kuruluş organizasyonu betirlene- cek. Böylece daha temiz bir de- niziçin 8 ülkenin MEPATangûç- lerini birleştirnıiş olacak." Karadeniz'e kıyısı bulunan 6 ülkede MEPA kurulması işi- nin koordinatörlüğünü TUR- MEPA'nın yapacağını ve bu çalışmalara önümüzdeki ay baş- lanacağını dile getiren Cerra- hoğlu. "Federasyon, Karade- niz'e kıyısı bulunan ülkelerde deniztemiz dernekleri kurul- ması için her türlü desteği ve- recek. 300'e yakın iriü ufaklı nehirden ve Tuna Nehri'nden kaynakh zehirli aüklann ön- lenmesi konusunda yeni proje- ler geBştirecek" diye konuştu. Ülke MEPA'lannın ellerin- de bulundurduklan teknik ci- hazlar ile makinelerin envan- terini çıkartmayı amaçladık- lannı da belirten Cerrahoğlu, bu araçlann ihtiyacı olan ülke- lere sevk edileceğini bildirdi. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ AB Dostları Bizim, "Avrupa Biriliği" dostlan ya da hevesli- leri"; "şizofrenik" bir "paranoya" içindeler. Bu ül- kede, salt kendilerinin AB'ye girilmesinı istedikle- rini "vehmediyorlar". Bu ışe kendileri kadar heves ve heyecanla sarılmayan herkesı de "AB'ye kar- şı" zannediyorlar ya da öyle göstermek istiyorlar. Aslında, "istenen hertüıiüödünü" vererek AB'ye girmek isteyenler salt bunlar. Fakat bunların dışın- da, AB'ye girme konusunda büyük bir istek ve AB'ye hazır büyük bir kitle var. AB'ye girmeyi arzulayan fakat kafasında kimi en- dişeler bulunan insanlanmızı en çok korkutan ko- nu, istenen ödünlerin yeni ödünler doğuracağı. Ayrıca kimi ülkelere sağlanan "kolaylıkların" Tür- kıye'ye uygulanmamak istenmesi, "Acaba çifte standart mı uyguluyoriar" sorusunu akla getiri- yor. Ve bunun ardından da "Acaba istenen ödün- ler salt bir bahane mi" sorusu akla geliyor. • • • Ben şahsen, bazı şeylerden korktukları için baş- ka şeyleri bahane ettiklerini düşünüyorum. Kork- tuklan şeyleri dile getirmekten utandıklan için "nes- nel" olabilecek şeylertalep ediyorlar. "Yasalannız- dan antidemokratik maddeleri ayıklayın " diyorlar. Başımızla beraber. Zaten bu türden maddeleri ayıklatmanın savaşımını, yıllardır sürdürüyoruz. Kopenhag kriterlerine memnunıyetle uymak iste- nz. (Federal Almanya Ceza Yasası'ndaki antide- mokratik maddelere itiraz edilmemesini, tartışma konusu bıle etmeyiz). Kendımi bildim bilelı, idama karşıyım. Fakat iki- de bir "af" adı altında adaletin "ırzına geçilmesi- ne" de izın vermemek gerektiğini düşünürüm. Ülkemızın "rıetero/en"etnıkyapısının, "zengin- liğimiz" olduğuna inanınm ve "farklılıkların", aynı zamanda "çokrenklilik" olduğunu bildiğimden, il- kel bir "förpü/emeye" tüm varlığımla karşt çıkanm. Fakat ülkemizdeki her etnik grubun, kendi anadi- linde eğitim talebıne olumlu bakamam. Böyle bir tavır, bizi, parçalamaya kadar uzanabilecek çatış- malarasokar. Fakat farklı etnik gruplann dillerinin, egıtımde seçimlik olarak varlığına hiçbir itirazım ola- mayacağı gibi, bu türden dillerin edebiyat, müzik vb. gibi kullanımlarına ve bu dillerde yayın yapıl- masına da hiçbir biçimde karşı çıkmam. Fakat bu düşüncelerimı dile getirdiğim zaman, ülkemizdeki kimi AB fanatikleri, kıyameti kopartı- yortar. "Sizlerzaten AB'ye karşısınız" gibısinden, güiünç iddialar ıleri sürüyorlar. • • • "Herne olursa olsun AB'ye girelim" diyenlerin, garip bir Avrupa hayranlığı var. Öyle zannediyor- lar kı; Avrupa Bırliği'ne girdiğimiz an, Avrupa'dan sermaye akışı başlayacak ve hem istihdam soru- numuz önemli ölçüde çözumlenecek ve hem de fert başına gelırimiz, 10 bin dolarların üzerine çı- kacak. Ne hayal... Benzer şeyler, gümrük birliğine girerken de söyleniyordu. Bu türden lafların sihri- ne kapıldığımız için. adam gibı pazariık etmeden ve bize verilmesi vaat edilen paraları güvenceye bağlamadan, kendimizi gümrük birliğinin kollan- na attık. Zaranmız şimdiden 40 milyar doları geç- miş. Ve gümrük birliğinin vaat ettiği "telafiparala- n"yerine, havaaldık. Avrupa Biriliği "amigolanna" bunu anımsattığı- mızda, "Evet" diyorlar, "Verdikleri sözü tutmadı- lar" ... Zaten ne diyebılirler ki? Şu anda AB'nın dengelemeyardımları, Yunanis- tan'a gidiyor. Yunanistan, zaten sınırı belli bu yar- dımları bızimle paylaşmak ister mi? Kör mu bizim arkadaşlar? • • • AB üyesi ülkelerin bugünkü refahını, AB politi- kaları sağladı sanıyorlar. AB üyesi olmak, elbette refahlannı arttırmıştır. Fakat bu ülkeler, zaten yük- sek gelirli ülkelerdi. Ikide bir Yunanistan ömeğini veriyoriar. 1960'la- nn başında. Türkiye'nın nüfusu 20 milyonken Yu- nanistan'ın nufusu yaklaşık 10 milyon idi. Bugün bız 70 milyona yaklaştık. Yunanistan, hâla 10 mil- yon. Eğer Türkiye'nın nüfus artış hızı Yunanistan kadar olsaydı, fert başına gelinmiz 10 bin dolar olur- du. Hızlaartannüfusumuz, önümüzde cıddi bir en- gel. AB tartışmalannda, nüfus faktörünü ihmal et- memek gerek. 10 bin dolar ve 70 milyar lira çalınöı Urfa J da banka nakil aracı soyuldu tSTANBUL/ŞANLI- URFA (Cumhuriyet) - Türkiye'de üç ay önce başlayan ve birbiri ardı- na gerçekleştirilen ban- ka soygunlan devam edi- yor. Adeta moda haline gelen soygun ve soygun girişimlerinin dünkü ad- resi istanbul ve Şanlıur- fa'ydı. Her iki olayda da "motosiklet" kullanan soyguncular îstanbul'da soygunu gerçekleştire- medi, Urfa'da ise nakil aracından 10 bin dolar döviz ile 70 milyar lirayı alarak kayıplara kanştı. Bahçelievler Izzettin Çalışlar Caddesi'ndeki TürkTicaret Bankası Şu- besi'nesaat 13.00 sırala- nnda giren ve başında motosiklet kaskı olan bir kişi, silahını çekip "Bu bir soj'gundur" diyerek bankanın 2 güvenlik gö- revlisini etkisiz hale ge- tirmek istedi. Güvenlik görevlilerinden Osman Hacıkadıoğhı'nun sıla- hını ateşlemesi üzerine amacına ulaşamayan soy- guncu bankadan kaçtı. Motosikletle uzaklaşan soyguncunun açılan ateş nedeniyle sol bacağın- dan yaralanmış olabile- ceği ifade edilirken soy- gun girişiminde kullanı- lan motosiklet, banka ya- kınlannda terk edilmiş olarak bulundu. Moto- sikletle yapılan incele- mede kan izine rastlan- mazken operasyonlar sı- rasında Levent Kasaph- oğhı adlı yurttaşın para- sını gasp etmeye çahşan gaspçı Orhan Aydın po- lis tarafından yakalandı. Şarüıurfa-Siverek ka- rayolu'nda pusu kuran kar maskeli soyguncu- lar. tş Bankası'na ait pa- ralan taşıyan ticari tak- siye ateş açarak tekerlek- lerini patlattılar. Şaram- pole yuvarlanan takside- ki görevlileri etkisiz ha- le getiren soyguncular, Iş Bankası Siverek Şu- besi'ne ait 10 bin dolar ile 70 milyar lirayı alarak motosikletle kaçtılar. Otomobil sürücüsü Yü- maz Gümüşoğlu, iki ki- şinin otomobilin önüne çıkarak Kalaşnikofla ateş etmeye başladığını \iir- gulayarak "Kaçamadıın. Taksinin sol taranndaki iki lasrik patladı ve şa- rampolde durdum. Mo- torsildedisayguncular bi- zi etkisiz hale getirdikten sonraparalarla kaçrjlar" diye konuştu.