23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HA2İRAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr 15 # UYCARLIKLARIN İZİNPE... OKTAY EKİNCİ Tarihe, insan emeğine ve yerel mimariye saygılı bir restorasyon örneği yaratılıyor Mor Gabriel3. binyılında TARİHİN GtZLERİNt SÜRDÜRÜYOR- Bir adı da "Deyrelumur" olan Süryani manastırı t.S. 397'de yapıldığında kiiçük bir kiliseydi... Şimdi, uzun geçmişin iıer aşamasına tanıkhk eden bir külliye olarak T ur Abdin'in de simgesi... MİDYAT - Ülkemizin "kültûr alaşı- mı"nda sessiz ve alçakgönüllü bir uy- garlık kımlığiyle yeralan "Süryani'' 1 ce- matının, 1997'de 1600. yaş gününü kut- layan Mor (Aziz) Gabriel Manastı- rı' ndayız... Tarihi Kentler Birliğinin 23-26 Ma- yıs 2002 günlerindeki "Şanlıurfa bu- luşması" nedeniyle düzenlenen gezi programında, Midyat zıyaretımızi bu ta- rihi manastıra da "merhaba" diyerek daha bir anlamlı kıhyoruz... Mardin dekı ünlu Deyrulzafaran Manastırı'ndan (IS 490'lar) yaklaşık 100 yıl daha yaşlı olmasına rağmen ana yollardan uzak olması nedeniyle yakın yıllara dek daha az ziyaret edilen Mor Gabriel Manastın Midyat-îdil yolunun 18. km'sınde... Giriş bahçesindeki park yerinde yerlı ve yabancı turist otobüslerinden biri kal- karken diğeri gelıyor... Belli b sadece Süryanıler değıl, son yıllarda artış gös- teren "tarihe ve kültür çeşitliliğine du- yarlı" vatandaşlanmız da Mor Gabri- el'ın "Tur Abdin"dekı \akurve saygın duruşunu merak edıyorlar... 4000 yıliık coğrafya Tur Abdin, yaklaşık 4000 yıldır Me- zopotamya'dayaşayan Süryanilenn "ta- rihsel yurdu" olan bölgenin adı... Bu- gün bir bölümü Suriye sınırlan içinde kalsa bile, asıl coğrafyası Güney-Dogu Anadolu bölgemizdeki "Mardin-Nu- saybin-Midyat" üçgeni diyebiliriz... Nitekim, Mardın'deki Kırklar Kilise- si (Mor Behram ve Şaro) ıle Deyrulzafa- ran ve Midyat'takı "Deyrelumur" da denılen Mor Gabriel'le birlıkte Mort (Azıze) Şimuni Kılisesi gibı bazılan bu- gün de Suryanı cemaatleriyle yaşayan çok sayıda anıtsal yapı, Tur Abdin'in kül- türel dokusunu "kalıcı" kılıyorlar... Nusaybin'deki tS. 350'lere takvimle- nen "Mor Yakup" kilisesindeki arke- olojik kazılar ise bölgenin binlerce yıliık "yaşanmışlık" tarihindeki bilinmeyen- len gün ışığına çıkanyor... 'Tür Abdin Metropolitliği...' tS. 397'de Mor Samuel tarafından ku- rulan Deyrelumur Manastın. Filistin'de- ki ünlü Mor Saba Manastın'ndan bile 80 yıl daha eskı... 613'ten 1088'e kadar Tur Abdin "Metropolitlerine" (Süryani Ortadoks dini liderleri) ev sahipliğı yapan Mor Gabnel Manastırı. bugün de aynı misyo- nunu sürdürüyor... 1973'ten beri manas- tınn müdürü olan Mor Timotheos Sa- muel Aktaş, 1985'ten bu yana da "Tur Abdin Metropoliti"... Ziyaretimiz sırasında manastırda sür- mekte olan "restorasyon" çalışmalan- nı da anlatan ve Süryani cemaatin "kül- tür neferierinden" olan Yusuf Beğtaş diyor ki: "1600 yıllık geçmişin hemen tüm aşamalarını belgeleyen yapı ka- lıntılarını koruyarak ve göstererek onarım yapıyoruz..." Gerçekten de özellikle tanhi duvarla- nn ve mekânlann "özgün" ve "eski- miş" durumlannı bozmadan yapılan bu restorasyondaki yakın dönemlere ait ke- simler için de gösterilen aynı "özen", gruptaki mimarlan hayran bırakıyor... Bazı son bölümleri de "20. yüzyıl ek- leri" olarak ve yine "eskiyle uyum için- de" gerçekleşen Mor Gabriel Manastın, şimdi bu restorasyon sayesinde de "3. Binyılı" tarihiyle birlikte yaşamaya ha- zırlanıyor... Yurdumuzun Gûzelleri... Metropolıt Mor T. Samuef Aktaş, o gün bizi yolcu ederken "teşekkür" et- tikten sonra şunu ekledi: "Sadece Tur Abdin bölgesinin değil. bu ülkenin ve Türkiye'nin tarihinin ve kültürünün bir parçası olmak bize gurur veri- yor..." Biz de Süryani dostlanmızla ne kadar onur ve kıvanç duysak azdır... Tüm mi- marlan gidip o "tarihe ve insan emeği- ne saygılı restorasyonu" görmeye, her- kesı de Süryanilenn insancıl ve yurtlan- na bağlı kültürleriyle Mor Gabriel Ma- nastın'nda tanışmaya davet ediyorum... Restoratör askerler. Mardin de ordu ayakta MARDİN - Yıllardır her gidişimde "hüzünle" gez- diğimiz Mardin'den bu kez umut ve coşkuyla aynlma- mızın baş kahramanı, Vali M. Temel Koçaklar'dı... Aynı kahramanlığın "Ka- le Komutam" ıse Mar- dın'deki "Radar" tesisleri- ni koruyan askeri birliğin başındaki Hava Yer Alb. Cengiz Yanıkoğluydu... Onlara "aydın yarenliği" yapan Murat Diloıen de gezimızin bir "akademik seminere" dönüşmesinde- kı "genç ve bilge Öğretme- nimiz" oldu... Dört koldan koruma Belediye ve vilayet, ken- te "vefasız" davranarak Ye- ni Mardin e taşınmış olsa- lar bile Vali Koçaklar, göre- ve geldiğinden bu yana bel- li ki hep "eski Mardin"i düşünüyor ve düşündüğünü de "uyguluyor" .. Cihangirbey Zaviye- si'nin restorasyonu, Sultan Hamza Türbesi'nin resto- rasyonu, Zinciriye Medre- sesi'nin bakımı, Kasımiye Medresesi'nin ziyaret edi- lebilir hale getırilmesi, Da- ra ve diğer ören yerlerinde düzenlemeler... Valinin uza- yıp giden "uygarlık hiz- metleri" listesi... AJb. Cengiz Yanıkoğlu ise tarihi kalenin, "askerler- den oluşan restorasyon birliği" eliyle temizlenip, toprak yığınlan altından kurtanlmasını sağlamış... Kale külliyesindeki resto- rasyonlan ve Hıdrellez Mescidi'nin kaçak eklerden anndınlarak eski özgün mi- marisine kavuşturulmasını gerçekleştirmiş... Alb. Cengiz, bu çahşma- lan da aynı radar birliğinde askerliğini yapan, "arke- olog-çavuş" ve çok çalış- kan Abdülkadir Uluayın gözetiminde yapıyor... Kas- tamonulu genç arkeoloğun en büyük yardımcısı da Mardinli taşçı ustası Hıdır Sayılgan. . Mardin'de böylesi bir "koruma ordusu"nu gö- rünce, aynı orduya yıllardır cesaret veren Prof. Dr. Me- tin Sözen'e diyorum ki: "Hocam, maya tutmuş, artık yanlışlar dönemi ga- liba geride kalıyor..." Metın Sözen boş bulunur mu?.. Sözü yine gediğine oturtuyor: "Bir de şu yıl- lardır gevezelik yapanlar, gelip şu valinin, albayın ve Hıdır Usta'nın heyecanını paylaşabilseler!.." Mardin Valisi M. Temel Koçaklar, dinlerin kar- deşliği için de elinden geleni yapıyor... KULTU* • SANAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 II kl ÇOCIR SAİAT ATÖIYELERİ AIKIDO / SERAMİK / DRAMA / MUM / RESİM / AÇIK ATÖLYE TE1. (0212)236 68 53 www.pisrtworks.com Eski Çatımız'da L bir süre daha w dostlanmızı bekJiyoruz OTTI : otoğraf Sefgtmiz devam ediyor. (0212) 251 00 00 www.catirestorant.com Bujukpar'aHac Scta* scny Te Sokak No9ı1l Beyofllu Tel 0212 252 93 14-15 e-maı' lazzstooSıa^s'oo com • Yaza merhaba konserlen Moğollar Cem Karaca Grup Çığ Erkin Koray Cahit Berkay Mavi Işıklar Flamenko Malabadi Jazz dan Rast a Gülcan Altan I'/Jıltll.lllnl'İJıBgT Vedat Sakman Sıcak rıtmler AfroWalako DİALOG Anloiım l(efÎ^ITTİ 11 \ ılın başarılanvla Seslendirme Eğitimi Dizi, Film, Reklam Sektörün artan ihtiyacına yeni sesler kazandtrmak üzere, PROMAY Stüdyolannm katkılanvla (Başarılı öğrencilere iş garantisi verilir) Spikerlik - Sunuculuk Eğitimi Profesyonel amaçlı mesleki eğitim (Radyo ve Televizyonlar İçin) l JazzStop «mw.jaz2stop.com ' İSVİÇRE HASTANESİ Gerçeksanatınyanında. İçin (0212)293 89 78 perareklam@perareklam.com.fr perareklam@superonline.cont www.perareklam.com.tr Mim Kemal Oke Cad. 16/1 Nişantaşı Tel: (0212) 225 37 24 - 25 İSVİÇRE HASTANESİ onurakın İSVİÇRE HASTANESİ İlanlarınız İçin TUM MUZIK MOZIKVAP,M MARKETLERDE (0212)293 89 78 perareklam@perareklam.com.tr perareklam@superonline.com www.perareklam.com.tr İSVİÇRE HASTANESİ "Gerçâ Somtın Ymnk" ŞİŞLİ 2. Sl LH HUKUK >LAHKEMESt'NDEN DobvaNo :002 ?94 Trabzon ılı. Sürmene ılçe- sı, Karacakaya Mahallesı. Cılt. 13. Hane 58'de kaşıtlı bulunan lsak ve Roza'dan 1340ta olma Levla Küçüka- lı'nin hacir altına alınarak kendısıne a>nı yerde kayıtlı bulunan eşı Metın Küçüka- h'nın \ası tayınıne daır ılam ılanen duyurulur. 10 5.2002 Basın- 3570 7 KADIKOV 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 2002 39"1 \'ası Tay Mahkememızce \erılen 4 6 2002 tanh ve 2002 397 esa». 2002 512 karar savılı ıla- mı ıle Ankara. Altındağ, Do- ganbey Köyü. Cilt 29. Hane 156'da nüftısa kavitlı bulunan Ahmet kızı. Gülsüm'den olma. 1337 doğumlu mahçure Ruki- ye Bıçkın 4721 s TMK'nın 405 maddesı gereğınce vesa- yet altına alınarak. kendisıne Erol Songül vası tayın edılmiş- tır Keyfıyet ılan olunur 6.6.2002 Basın. 35440 MÜFLİS DAKKAS KÂĞIT AMBALAJ SAN. TÎC. A.Ş. tFLAS ÎDARESİNDEN; 1999 11 Iflas Müflıse ait Manisa Orga- nıze Sanayı Bölgesı adresın- dekı fabnka bınasmdakı hor- tum ve dıp kapama makına- ları teklıf alma suretı\le kıra- ya venlecektır. Teklıflenn en geç 17.06.2002 günü saat I5.00'e kadar değerlendirile- ceğı ve teklıflenn Iflas Idare- si'nin adresi olan Cumhunyet Blv. Cumhunyet Iş Hanı No: 26 K: 3 D: 3O3'e venlmesı hu^usu ılan olunur. 05.06 2002. Basın: 35933 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Olmüş Bir Dosta Açık Mektup... Sevgili Cem, Gecenin bir saatinde, ansızın düştü içime bu satırları sana gazetedeki köşemde yazmak. Hem zaten senin de gazeteci olduğunu düşün- düm, hem de şöyle dedim kendime: "Madem- ki kimi zaman, bir kültür ve uygarlık konusudur diye, dostluk üzerine yazıyorsun. neden bir kez de sapına kadar yaşanmış bir dostluğu yazma- yasın! Birzamanlar çok ender bulunur bir uygar- lık adası oluşturduğumuzdan niye söz etmeye- sin?" Ve üstelik bunu yapmanın tam zamanı da. Çünkü hıç hazır olmadığım bir yaza girmek üzereyim, ve çünkü kış soğuklarında, şimdi se- nin rüzgârlı bir tepesinde uyuduğun bu kentte- ki son sevdiklerim, beni, sevdiğim için öldürdü- ler! Evet, sevgili Cem, sen ve baban Şeref Ser- dengeçti, ölümünüzden bu yana geçen yıllar boyunca hep daha güçlenen bir sevgiyle süzü- lüp bana geri geldiniz. Ben de, zaman ve geç- miş kavramlarıntn ne kadar acizleşebileceğini ilk kez sizlerin zaman-ötesi sevgilerinizle anla- dım. Erken ölümün, ilişkimizi bitiremedi. Tıpkı ba- banla da hiçbir zaman bitiremediği gibi. Sağlı- ğında, uzun zaman görüşmediğimiz de olurdu. Ama ondan sonraki ilk konuşmamızda, hep "dun kaldığımız" yerden başlardık. Ne kadar ayrı kalırsak kalalım, hep "daha dün" birliktey- miş gibı olurduk. Bu, doğaldı. Çünkü sen ve ben, tıpkı Tezer Özlü'nün dediği gibi. birbirle- riyleya/n/zca şunu ya dayalnızca bunu yaşaya- bilenlerden değil, fakat içimizden geldiğinde tüm sınırsızlığıyla her şeyi yaşayabilen türden dostlardık. Yaşadık da. Yakaladıklarımızı hiç er- telemeden, hiç kaçırmadan, anında, dolu dolu yaşadık. Senden sonrasının boşluğu o yüzden çok bü- yük oldu. Bir defasında, gecenin sabaha dönüşmeye yüz tuttuğu bir saatte: "Dostun muyum, yoksa âşık mıyım sana, bazen bilemiyorum..." demiş- tim. Yanıtın, yaşamın boyunca sapmadığın sı- radışılığınla ve o hep kocaman kalan yüreğinle doğru orantılıydı. "Her şey olarak doğmuş bir sevgi temelindekı ilişkide, var mı sorgulamak, bu nedır diye? Bız her şeyız, dostum, anladın mı, biz her şeyiz! Biz, bu yüzden biz olmayı başar- madık mı?" Evet, gerçekten de bız, herşeydık. Bana, ne- redeyse bütün bir gece boyunca Charles Az- navourun şarkılarını teker teker Türkçeye çe- virdiğinde, sonra Roma'da, günbatımında, bir köprüden geçerken: "Tut şimdi şu mermer kor- kuluklan, hâlâ güneşin sıcaklığını duyacaksın! Hayatın nabzı budurişte!" dediğinde, tüm söy- lediklerimizle ve suskunluklarımızla, biz hep her şeydik. Sen ve baban, bugün de benim için her şey olmayı sürdürmektesiniz. Benden hiç uzaklaş- madınız. Bana gelince, bir şeyi yapabilmeyi hep çok istedim. Şeref'ten bana geçen o kocaman sevgı mirasını ve senin dostluğunun o uçsuz bucaksız uygarlığını, herşeyliğini, adeta misyo- nerleriniz gibi, başkalarına aktarmayı istedim. Belki inanmayacaksın ama, olmadı. Sizden sonra, ne zaman bu misyona soyunduysam, bana hepsevgisizliğin cinayetleriyle, inanılmaz vefasızlıklarla ve ihanetlerle karşılık verdiler. Za- manlar değişmişti. Ortamımızın ınsanları yürek dolusu sevmeye de, sevdiğıni açıkça söyleme- ye de yabancılaşmışlardı. Iğrenç bir sürü psi- kolojisi. sevgi türlerinın jandarmalığına soyun- muştu. Artık en temiz sevgiiere sadece karalar çalan, gerçek dostlukları, uygarlık belirtisı say- mak bir yana, en iğrenç dedikoduların çamu- runda boğmaktan çekinmeyen, ve bütün bun- lar ortaya çıktığında, bir özür dilemeye bile gö- nül ındirmemeyi erdem ve güçlülük sayan bir ortamda yaşamaya başlamıştık. Ben de sonunda, sizleri kirletmemek için, ya- pabileceğim tek şeyi yaptım. Tertemiz mirası- nızdan o ortamdakilere bir zamanlar cömertçe verdiğim sevgileri geri alıp yine sıze kattım. Be- nim için her şey olamayanları, sevme özürlüle- ri ise zor, ama ahlaklı bir seçimle yüreğimden hiçliğe saldım. Şimdi yine, ve "daha dün gibi", sizlerleyim. Sizden sonrası ise, sanki hiç olmamış gibi... e-posta: ahmetcemal " superonline.com acem20 S hotmail.com İSTANBUİ MÜZİK FESTİVALİ'NDE BUGÜN • AYA İRİNÎ MÜZESt'nde 19.30'da şef Jukka Pekka Sarastenin yöneteceği, Vadim Repin'in (keman) solist olarak katılacağı Londra Filarmoni Orkestrası'nın konseri. (Biletvc: 0 216 454 15 55) ÇEVRE FİLMLERİ FESTh/ALİ'NDE BUGÜN • BEYOĞLU StNEMASFnda 14.30 ve 19.00da 'Tehdit', 16.30"da 'Biz Bize', 21.00'de 'lkingut' filmlerinin gösterimi. (0 212 251 32 40) • SİNEMA TÜRSAK'ta 14.30 ve 19.00'da 'tngiltere', 16.30 ve 21.00'de 'Bir Kırlangıçla da Bahar Gelir' filmlerinin gösterimi. (0 212 325 43 41) • FRANSIZ KLXTÜR MERKEZİ'nde 12.00'de 'Salikvan Yayla Şenlikleri', 14.30'da Halikarnas Balıkçısı Kısa Film Maratonu Filmleri', 'Avrupa'ya Yolculuk', 16.30'da 'Bir Dağııı Anıları', 'Lure Dağı', 'Reims'te Yaşam', 19.15'te 'Annapurna: Bir Fetih Hikâyesi", 'Annapurna' filmlerinin gösterimi. (0 212 244 44 95) • İSTANBUL BtLGİ ÜNtVERSİTESİ nde 12.00'de 'Işte Hayat'. 14.30'da 'Çıldır'da Zaman', 'Başkırdistan', 'Tufandan Sonra', 16.30'da 'Halikarnas Balıkçısı Kısa Film Maratonu Filmleri' filmlerinin gösterimi. (02122162222)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle