26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2002 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusıg cumhuriyet.com.tr EVET/HAYIR OKTAY AKBAL tağının İnsanı İlmak İçin... Öğüt vermek de, öğüt dınlemek de kimsenin hoşuna gitmez. Özellikle çocuklar, gençler! Bü- yükler, çok bilmişler istedikleri kadarkonuşsun, onlar bildiklerinden şaşmazlar. Her yeni kuşak ille de kendi yaşantısını kendi eliyle kurmak is- ter. Bizler, yaşlılar, yine dinleseler de dinleme- seler de kendimizi göstermeye çalışarak çoluk çocuğumuza öğütler vermeye kalkarız! Ama temel ilkeler, temel örnekler vardır. Hep var olacaktır... Çocuklar, gençler ilerde bir gürv, bugün aldırmadıklan öğütlerin degerini anlaya- caklar, yanılgılarının, yenilgilerinin hesabını ve- rip, onlar da gençlere, çocuklara öğütler verme- ye kalkışaçaklardır! Bu, böyle gelir, böyle gider. Hasan Âli Yücel bakanlıktan, milletvekilliğin- den ayrıldıktan, daha doğrusu uzaklaştınldıktan sonra "Cumhuriyet" gazetesinde "Eski Biröö- retmen" adıyla yazılar yazmaya başlamıştı. llk yazılanndan birinde, bugün de yarariı olacak düşüncelerle seslenmişti genç okurlanna. Öğüt verir gibi değil, dostça bir söyleşi biçiminde... "Unumu elemişim eleğimi asmışım! Artık kim- senin ne memuru ne amiriyim. Ne altını ne üs- tünü düşünmeye mecbur değilim. Terbiye ve maarif konusunda düşündüklerimi tam birhür- hyetle söyierim." Yücel, 8 Ekim 1955 günlü ya- zısına böyle başlamış, genç kuşaklar için yarar- iı olacak düşüncelerini açık açık belirtmiş! "Amaç kendini bilmek ve kendini bilmek için genişliye genişliye etrafını bilmektir." Nasıl ola- cak bu? Yücel diyor ki: "Fırsat buldukça radyo dinleyin, mutlaka her gün gazete okuyun." 0Iİ yıl önce ne TV vardı ne bilgisayar!.. Bugün hepsi var, hepsi gençle- rin hizmetinde. Ama bu uygarlık araçları acaba gereği gibi kullanılıyor mu? Bütün bunlar bilgı edinmeyi, kişinin kendini, çevresini, dünyayı an- lamasını sağlıyor mu? Hasan Âli Yücel'in o günlerde söylediklerini okuyalım: "Gazete günün tarihidir. Insanların geçirdiği hadiseleri bilmezsenız sızisınıfta bırakıyoriar. Ya- şadığınız günün memleket içi ve dışı hadisele- rini bilmezseniz sizleribizzat hayat döndürür. Her şey okulda öğretilmez. Ben bir defa bir lisenin son sınıfında, Ikinci Dünya Harbi'nde birbiriy- le dövüşen milletleri tam bilmeyen gençlere rastlamıştım. Tabiibu olay okulprogramındayok- tu. Ama içinde yaşadığı bu mühim olayı bilme- yen, kimlerin kimlerle dövüştüğünden haberi ol- mayan bir öğrenci Haçlı Seferleri'ni su gibi bil- se ne çıkar?" Şunu ekliyor Yücel: "Elinize hangi gazete ge- çerse geçsin okuyun. Okuyun, çünkü sizin bil- meniz gereken olaylardır." Bilmem altmış yıl önce yurdumuzda gazete satışları hangi çizgideydi, şimdi nerde? Ülkemiz yetmiş milyon, tüm gazete satışları beş milyon bile değil!.. öğrencilerin yüzde kaçı günde bir gazete okuyor? Bu konuyu iyice inceledikçe ileri değil, çok gerilere düştüğümüz çıkar orta- ya!.. Batı ülkelerindeki gazete satışlanylabizde- kini karşılaştırmak bile bizim neden hâlâ Avru- palı bir toplum, çağdaş uygarlığayakışan bir ulus olamadığımızı açıklamıyor mu? Genel kültür düzeyimiz en çokTV'lerdeki bil- gi yarışmalarında iyice belli oluyor! Geçen gün bir doçentımiz Himalaya Dağı'nın hangi kıtada olduğunu bilemedi! Birbaşkası Türkiye cumhur- başkanlannın adını sayamadı! Hele edebiyatla sanatlajlgiii sorular çoğunlukla yanıtsız kalıyor. Hasan Âli Yücel'in elli beş yıl önce söyledikle- rinin bugün de geçerli olduğu ortadadır. "Ga- zete okuyun. Tek kitaba bağlanmaytn. Kitap alıp okuyun. Ansiklopedileri herzaman kanştı- rın." Bunlar öğüt değil, dostça uyanlar! Çağdaş, uy- gar insan olmanin kaçınılmaz koşullan... mudafaai-hukuk.com.tr ATATÜRKÇÜ AYLIK DERGİ Tel: (0 312) 432 24 34 Faks: 432 2818 Seçimİsteklerive Beklentiler... Prof. Dr. Abidin KUMBASAR E lli yüı aşan süredir sanki demok- rasiningerçekleşmesi için tek ko- şulmuş gibi algılanan ve halk kit- lelerine debubiçimde anlatılan se- çim, son aylann en çok tartışılan konusu olmakta devam ediyor. Oysa çokpar- tili döneme girdiğimiz yıllardan beri yapılan seçimlerdenhiçbiriAtaturiı'ünkurduğucum- huriyetimizin ilkelerine uyumgösterenbıryö- netimin gerçekleşmesini sağlayamadı. Bu tu- tarsızkğın nedenleri üzerinde durmak gerek- tiği kanısındayım. Yapılan seçimlerden sağhkh bir sonuç ekie edikbilmesi için seçimlerde en etkih üç Öğenin çağdaş niteükkri taşunası gerekir. Birinci öğe olanseçmenkrin,u>Tukveümmetnitetigjnden kurtulmuş ve ülke sonmlannı bilinçB olarak reklknr. Halkkitleleri oluşacak yönetimin gü- cünûn, kendilerinin bir seçim dönemi için, ödünç verdikleri güçlerin toplamı olduğunun bilincine varmadan seçimlere güvenle bakı- lamaz. Oy kullanan bireylerin, yalnız kendi- leri ve çıkar ortaklan için iyi olanı değil, tüm toplum için iyi olanı isteyecek düzeyde olma- dığı koşullarda seçim sonuçlan, birleştirici ol- maktan çok bölücü özellikleri taşıyan yöne- timlerin oluşmasına yol açar. Benzer şekilde seçmenterin siyasal partflere ilgisL ussal değil de iilkemizde olduğu gibi duygusallığa ya da çıkara ve kör inanca dayamyorsa, bu şartian- mayla oy verenter oluşacak yönetimkrin her uygulamasnu olağan karşüar ve haksızjhklara tepki göstermezler. l ygulanan yoz eğitim ve şardanma nedenhie de olsa, haksızhğa uğra- yanlar bu durumun ayırdında değfllerse yapı- lacak fazla bir şey de olamaz. Örtünme konu- sunda kadmlanmızın bir bölümünün tutumu bunun en somut kaıutıdır. Yanm yüzyıh aşkın sürediı yapılan seçimler sonucunda oluşan yönetimlerin, sadece yandaşlannın çıkarlan- nı gözetmesi ve ülkemizin içinde bulunduğu olumsuz koşullan yaratması olgusuna halkın akılcı tepki vermemesim ancak böyle açıkla- yabilinz sanıyorum. Çözüm için bir an önce çağdaş ve ussal eleştiriye olanak veren eğitim uygulamalannın yoğunlaştınlması gerekir. Eleştirmeden edinilen aktarma bilgüerin öğ- retmeyip, genç beyinleri koşullandırarak bi- linçsiz seçmen kitleleri yetıştirdiğinin en çar- pıcı kamtı, 1946'dan beri yaşadıklanmızdır. Siyasal yaşanü ve seçimleri dogrudan eüd- kyen ikinci öğe siyasal partikrin tutumudur. Siyasal partüerin. program ve uygulamala- nnda ülke sorunlanna çözüm getirecek sos- yal-ekonomik öneriler sunması gerekirken. ülkemizde halkkitlelennialdatma \ e inanç sö- mürüsü uygulamalan en belirgin özellik ola- rak öne çıkmaktadır. Halk kitlelerini yanılta- rak ve aldatarak elli iki yıldır ülkeyi us ve bi- lim dışı yöntemlerle yöneten sağ ağırlıklı si- yasal partüerin çökerttikieri ekonomik sis- tem, borç alabilme olanaklannı da yitirip ül- ke değerlerinı ve yönetiminı dış güçlere mut- lakbağımlı kılma aşamasına gelmiştir. Bugün- kü yönetimin ne pahasuıa olursa olsun Avnı- pa Birliği'ne girme isteğinin altuıda tüken- mişliğin verdiği korku duygusu yatmaktadır. Egemenyöneticiler hep halkımızn üstüne yık- tıklan talan edilen değerlerin bedelini bu kez de Avrupa Birliği'ne ödetme kurnazhğı için- deler. Bu koşullarda ülkemiz, sorunlara çağ- daş ve bilimsel yöntemlerle çözümler getire- cek yeni siyasal partüerin özlemıni çekerken hâlâ 'değiştiın'' diyerek geçmişınden farklı ol- duğunu söyleyenler ya da babalann önerdik- leri fıgüranlar siyasal arenada oy kapmaya ça- lışmaktalar. Özverirün son noktasrna gelen ve artık siyaset özentılerini meydanlarda ıslıkla- maya başlayan halk kıtlelennin beklenen se- çimlerde gerçekleri görerek oy vermesi. kur- tuluş için tek umut olacaktır. Seçmen kıtlelen yaşamak için gereken en temel koşullardan yoksun bırakıldıklanndan, artık gerçek suçluları görmeye başlasalar da çağdaş anlamda siyasal partüerin siyasal are- nada yer alabilmesi için, Seçim ve Siyasal Partiler yasalanrun da bunu sağlayacak şekil- de düzenlenmesi kaçınılmazdır. Siyasal yaşantıyı şekilendiren üçüncü öğe olan yasalar, eğer seçıhnesi gerekenleri seç- me olanağı vermiyorsa seçimlerin yapümış ol- ması hıçbir değer taşımaz. Yasalann, siyasal parti genel başkanlannın her istediğinin tar- tışmasız kabul edilmesine olanak verdiği, ba- şansızlık ve yetersizliklerinin çıkar uğruna gözardı edildiği bugünkü ortamda sorunlançö- zebüecek bir yönetim beklemek düş ohnak- tan öteye gitmez. Defalarca girdikleri siyasal savaşla hep kaybedip eski deyimle, kılıç artı- ğı ruteliğine bürünenlerin yasalar elverdiği için şartlanmış delege oylanyla yerlerini ko- rumasıhiçbir değer taşımaz, çözüm getirmez. Lider olmarun belirgin özelliği, hep yenilgi- ye uğrayrp "Ne yapahm. böyle oldu" demek değil, olaylan yönlendirip "Böyle öngördüm, böyleddo" diyebümektır. Bugünkü siyasal or- tamda bu özelhkte birisinin olamaması, Seçim ve Siyasal Partiler yasalanrun ürünüdür. Seçimçığırtkanhğı yapılan bugünkü ortam- da oy avcıhğı amacıyia gerçekler saklanmak- taya da sapünlaraktoplurnayansınbnakta, si- yasalpartigenelbaşkanlaruÂvTupa Birliği'ne girme düşünüyalnız kendisinin gerçekleştire- bileceğinisöyieyerekhayaltacirliğiyapmakta- lar. Düşünce yapısıylaAvrupah olmayan, yoır- tiçinde inanç sömürüsünün önderliğıni elden brrakmayan, ülkerun dış güçlerin güdümüne girmesine göz yumanlann ülkemize A\Tupa Birliği'nde onurlu birkonum sağlayabilmele- ri düşünülemez. Bugün muhalefette olup se- çim olsun diye yaygara koparanlann yöne- timdeykenyaptıklan, yeniden yapacaklannın göstergesidir. Geçmişlerinde hep sorun yaratıp hiçbir çö- züm getiremeyenlerin ne yüzle seçim ve oy is- tediklerini düşlemek bile zor. Sorunlar, ülke aydrnlannın güçbirhği için- de, çağdaş demokrasinin gerektirdiği nitelik- te bir siyasal partide bu-leşerek örgütlenmele- ri ve halk kitlelerine gerçekleri yansıtarak ya- pılacak ilk seçimlerde başan kazanmalanyla çözüme kavuşturulabilir. Ülkemizde sorun- lan bilimsel ve ussal yöntemlerle çözecek ni- telikte, yeterli sayıda yurtsever olduğuna inan- makgerekir. Ülkemızi ona yaraşan onurlu ko- numa getirecek ve aydınlığa ka\oışturacak tek çözüm, yurtseverlerin öz\eriyle birbirine gü- venip, birbirinden kuşku duymadan güçbırli- ği içinde ohnalanyla gerçekleştirilebiür. İki Turlu Seçim ve Sistemler îzzettinHÂKİ F ransa'daki cumhur- başkanlığı seçim- leri ile birlikte. iki turlu seçim sistemi bir- denbire Türkiye'nin gün- demine oturdu. Özellikle pohtikacılar arasmda he- men bu sistemin yanında ya da karşısında olanlar, görüşlerini açıklayanlar oldu. Bir deyim vardır, "Horasan'da han doku- nuramaeninemiyoksabo- yuna mı" diye. 'tki turtu sistem'in yararlan ve za- rarlan ile hangi koşullar- da uygulamanın düşünül- mesi gereküğı, umanm gerektiği gibitartışılacak- nr. Bu konuda bir damla katkımız ohnası için gö- rüşümüzü srralayalun. 'İki turlu sistem'in pek çok yararlan vardır. Seçı- lenin. seçmenin çoğunlu- gu tarafvndan seçihnesi- ni, dolayısıyla çoğunluğu temsiledebilmesinisağlar. Tek turlu sistemin bu an- lamdaki sakmc'alannı or- tadan kaldınr. Abartıh da olsa -ki olasılığı vardrr- birörnekvereUm. 100 seç- menin oy kullandığı bir yerde 9 aday dokuzar, bir aday 8 ve bir aday da 11 oy alsa, 11 oy alan aday yüzde 11 ile tek başına 100 kişiyi temsil etmek üzere seçilebilir. Nitekim bu kadar \ T unıcu oranlar- da olmasa bile, büyük şe- hirlerimizdeki belediye başkanlan seçimlerinde bu olay yaşanmıştır. Ücinci turdayanştan çe- kilme durumunda kalan- lannve destekçilerinin ne- reye destek verecekleri or- taya çıkar. Ve bu eğılim- ler seçim sonrası ittifak, yakınlaşma ve koalisyon- lar içinbir temel oluştura- bilir. Seçmenlerin yöne- timler için eğilim ve ter- cihlerini belirler. Özellikle yakrn tarihi- mizde sıkça görüldüğü gi- bi, seçmen bazen kazana- mayacağını bildiği için gönlündekı aday ya dapar- tiye oy vermez ya da yan- lış olduğunubile bile, tep- ki oyu dediğimiz bir yola başMirur. Işte ikiturhı sis- tem' burada önemkazanır. Ükturda herkes gönlünde- kine, inandığına oy verir. Bu da aynca gerçek -uy- durma ya da ısmarlama değil- bir kamuoyu yokla- masıdır. Toplumun siyasal mozaığini tam olarak be- lirler. Sakıncalan Kısacabelirttiğimiz ya- rarlan yarunda, yine kısa- ca sakmcalanndan da söz edeüm. Genel seçimlerde iki tur için dar bölge ve tek aday modeli gerekir. Böyle olunca da partiler, programlar yerine aday kimBğiönplana çücar. Se- çim harcarnalan konusun- da bir düzenleme ve dene- tim ohııadığı da düşünü- lürse ekonomik etkinlik- ler ağırbasabüir. Aynca fe- odal yapıya sahip bölge- lerde adaylar toprağm sa- hibi olduğu kadar oylann da sahibi olur. Baraj uygu- laması olanaksızlaşır. So- nuçta parlamentoya 10- 20-30partidentemsilci ve bir sürü bağımsız girebi- lir. İstikrar ve hükümet kurma sıkıntüan ortaya çıkar. Aynca seçim mas- raflan da ikiye katlanır. Görüldüğü gibi. Udtur- lu sisteminyararlan yerel seçimlerde, zararlan ise genel seçimlerde ağır ba- sıyor. GÖrüşümüz, yerel seçimlerinikiturlusistem- le yapılması yolundadır. Tabii bazı düzenlemeler yapümalıdır. Bu arada. nü- fusu beffibir sayırun alûn- da kalan seçim bölgeleri için tektur ile devam edi- Br. îtalya"da böyle bir uy- gulama vardır. Nüfusu 15.000'e kadar olan yer- lerde tek tur, 15.000'in üzerindekiyerlerde iki tur uygulaması yapılır. Biz- de bu sayı gözden geçiri- lebilir ve dahabazı aynn- tılar saptanabiür. Genel seçimlerde ikitur- lu sistem sakıncalıcur, de- miştik. Ancak, Türki- ye'nin gündeminde, Siya- sal Partiler Yasası ile Se- çim Yasası üzerinde yapı- lacak düzeltme ve geliş- meler önemini ve önceli- ğini koruyor. Bu konuda iasaca ve sistem ile ügili bir görüş behrtmek isteriz. Seçimlerde baraj uygu- laması vardır. Baraj istik- rarlı bir yönetim için ge- rekli görülen bir model- dir. Ancak, bunun yanın- da toplumda her görüşün ve kesimin temsü edile- bilmesi de önemlidir. Bu- radan hareketle şöyle bir model geliştirilebilir. Sonuç 7 HAZİRAN -1TEMMUZ 2002 IjlEczacıbaşı Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı, 30. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali programında 13 Haziran 2002 tarihinde Ver alan "Londra Filarmoni Orkestrası" konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için Eczacıbaşı Holding A.Ş.'y e teşekkür edi\/or. 1ÎDFestıvaî Spcnsoru l|IEczacıbası MARM.MIA RENAOI Bu ılan CumhuriYet Gazetesı'nır <aîkı!arıyta yayınlanmıştır önce desen vardı... güzel sanatlar fakültelerinin * Resim * Srafik * Seramik * Heykel - . \ * İç AAimarhk 1 * Resim Öğretmenliği | bölümlerine hazırlanmak, 1 yaşantımza boyut katmak, : çizginizi geliştirmek, { istiyorsamz... 1 desen çalışmalanmıza | sizleri bekliyoruz. I rnuıncu Pans Caddesi No: 14 Kavaklıdere - Ankara Tel: (0312) 417 77 20 pbx Faks:(0312)417 57 46 [email protected] www.umag.org.tr Parlamenter sayısı 450 olmalıdır. 300müleneki- lı, me\cut sisteme -bazı düzeltmelerle- yakm bir şekilde seçilmelidir. Bu düzeltmeler arasmda se- çim bölgelerinin 5-6 mil- leryeküi seçüecekdurum- da saptanması söylenebi- lir. Böylece bir yerdeki seçmenin iki kişiyi seç- mesi, öbür yerdeki seç- menin 22 kişiyi seçmesi gibi bir haksızlık da orta- dan kalkar. Kalan 150 mil- let\ekili ise tam nispitem- silesasına göre seçilmeli- dir. Böylece yüzde 20 oy alan bir parti aynca 30 milletvekili dahakazanır, ama yüzde 2 oy alan bir parti de parlamentoya 3 temsücisini sokar. Dolayı- sıyla 700-800bin seçme- nin oyu da çöpe gitmemiş olur. Onlann da bir ölçü- de de olsa temsil edüme- leri ve bunu bilmeleri hak- landır. PENCERE Felaket Tellallarıyla Şamar Oğlanları.. Birtakım doktorlar turedı, medyaya üst üste açık- lama yapıyorlar: - Ecevit'in halı bitik... Gazetecı: - Nereden bilıyorsunuz?.. - Başbakanı televizyonda gördüm... -Yetermt?.. - Aynca hastanede çekilmiş filminin siyah-beyaz fotoğrafının beşinci kopyasını bana getirdiler... - Ne dıyorsunuz?.. - Bu iş bıtmiş.. - Nasıl?.. - Uç saat dik otursa kemikleri dağılır; beş daki- ka yürüse omurgası parçalanır... - Gerçek mi?.. - Çalışmaya kalkmasın, masanın başına geç- mesin, gazetecilerle göruşmesın; duman olur, hüc- releri dağılır, damarlan düğumlenir, içi dışına çı- kar... Nedir bu?.. Hekimlik mi?.. Uzaktan kumandalı sanal doktorlukla hastayı medyada bombardıman etmek, değil hekimliğe, in- sanlığa sığmaz: bu ne ahlaksızlıktır. • PKK terörünün yükseldiği 9O'lı yıllarda Türkiye Cumhuriyeti aleyhine dışardan ve içerden yaman birtezgâh kurulmuştu... Dersaadet medyasında yuvalanmış PKK yanlı- ları, Sevr propagandasını içli dışlı ortaklığın güdü- mündeki atış talımıne dönüştürmüşlerdi: -TCbittı!.. - 'Birinci Cumhuriyet'in ömrü bu kadarmış, ikin- cı Mondros Mütarekesi gerekli... - Lozan sizlere ömur.. 'O bıçim Batı' üstü kapalı açık PKK'ye destek verıyor; Suriye, Irak, Iran hınzıra yataklık yapıyor; istanbul entelleri Mütareke günlerinı anımsatan ha- valara bürünüyor, asker iki arada bir derede sıkı- şıyor; Mehmetçik gerilla savaşında ne yapacağını bilemiyor; çanak tabak medyasında kimileri zil ta- kıp oynuyor; kimi köşe yazan tef darbukayla ce- naze alayına katılıyordu: - Öldük bittık.. - Türkiye parçalanmadan masaya oturalım.. - İş işten geçmeden Apo ile anlaşalım... - Yok olacağız!.. • Yokolmadık... PKK'nin icabına bakıldı!.. Ama içimizdekı ıçten pazariıklı telaşe müdürieri de yok olmadılar, bunlar şimdi bir başka felaket tel- lalhğına soyunmuşlardır: - Eyvah, eyvah, eyvah.. - Neoluyor?.. - İş işten geçıyor.. - Nasıl?.. - AB trenini kaçınrsak işımiz bitik.. - Gerçek mi?.. - Hemen, derhal, gecikmeden neisteniyorsave- rilmelidir. -Yaaa?.. - AB'ye giremezsek mahvoluruz, yok olunjz, ya- şayamayız, haritadan siliniriz, ayakta duramayız, geri, yoksul, güçsuz, bıtık bir Doğu ulkesine döne- riz... - Yapma!.. - Felaket kapımızı çalmak üzere... • Felaket simsarlarının elinde şamar oğlanına dö- nenlerden hayır gelmez... Türkiye'nin başındaki sorunlar, felakettellallan ma- rifetiyle çözümlenemez... önce kendımize güven.. Veakıl ile sağduyu!.. ÇAĞIN MOTEL • Akvaryum gibi deniz • Her öğün balık • Kalabalık ve kabalıktan uzak sessiz tatil... • 1 Kişi tam pansiyon 30.000.000 TL. (ASSOS) Bektaş Köyü - Sütlüce Koyu Tel: (0286) 723 40 42 - 43 Türkiye Gazeiecıler Cemıyetf nın yay.nladığı gunluk Bizim Cazete Ulke sorunlanna ılışkın raporlarıyla. araştırmalanyla. köşe yazılanyla. tarafsız haberienyle sıvıl toplumlann gazetesı. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212. 5110875 Tatilcileıin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi oteüerini bulurlar... Restorant 4 Hsmz Ağaçüm sddıjtodffli demz pör&Kûsünö çekemed* Ge«n gdrün. C lub Onent, Mik Çağın adalet. sağlık ve banş için buluşma merkezı olan Oren'de denıze "sıtır" btnbır yıldızlı bir tatıl köyudur Horneros'un dcKjum yen "Işıklar Sahıirnde, Dunyanın atmosferinde oksi)en oranı en yuKsek iki noktasından biri olan Edremit Korfezı'nde, Zeytin Rıvıerası'ndadır Club Orientie, Ege sıtilınde yapılmış 62 dubleks yapının her dairesı 2-4 veya 4-6 kışilık aıleler ıçın tasarlanmış, ıçlerinde duşWC ve teleton olan odalardan oluşur. Tum kapılar dev bir botanık bahçesine açılır. Bahçe biter, itıcecık kumlu plaj başlar Özürluler ve engelliler ıçın tumuyle duzayak, veıetaryenler ve diabetıkler için sorunsuz tatil Gunluk dokior vtzıtı AntiKCaüın Konventusu Örende <et alan Club Orient uluslararası sanatçıların. arReologlann w çevrecHertn Kişibaşı YP20.000.000 TL, 0-12yaşücretsiz, (3W.-5.-6. kişiler. 12 000 000TL Club Orient Holida> Reson, Öretı-Burhanive Tel: 0.266.416 53 54 - 416 34 45 • Faı: 0.266.416 40 26 Bulusma Merkezlülr. ciub-onent com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle