25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-f 0 HAZİRAN 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ekonomi(S cumhuriyet.com.tr 13 ŞlRKETLER • DKNY, tüm ilkbahar üriinlerinde yaptığı yüzde 40 indirimle müşterilerinın yüzünü güldürüyor. • GEDİK VAn HIM borsa şirketlerinin, yıhn ilk çeyreğindeki performanslannı değerlendirdiğı, 'Borsa Şirket!eri2002' rehberini yayımlandı. • ACNIELSEN, Migros ve Şok mağazaianyla yaptığı işbirliğiyle hızlı tüketim sektöriinün daha iyi anlaşılmasına çalışacak. • KENTUCKY FRIED CH1CKEN, tavuk etınden yapılan yeni ürünü Cripsy Strips ile beyaz etten vazgeçeyemeyenler için seçenek oluşturuyor. • MARMARA ÜNtVERSİTESİ TIP FAKÜLTESt VAKFI, Academic Hospital'dan sonra ikinci sağlık işletmesi Çiftehavuzlar Tıp Merkezi'ni hizmete soktu. • DR.OETKER, geleneksel Türk tatlılan serisinin yeni ürünü tulumba tatlısını tüketicisinin beğenisine sunuyor. • NESQUIK, yeni çıkardığı muzlu ve çilekli sütlerini çocuklarla buluşturuyor. • SDEMENS, kablosuz telefon sınıfinın en hafif ve kiiçük üyesi Giagest 4010 Micro'yu Türk rüketicisinin beğenisine sundu. • UZAYKtVftA :arafından üretilen Giz Matik Tablet', iki ışamalı etkisiyle Dulaşıklan parlarıyor. • GOLDAŞ, yedinci -nağazasını Taksim'de ıçtı. Bölgenin iki katlı ek mücevher nağazası, 270 •netrekare alana sahip. • TUZOT, içerdiği ;eşıtli baharatlar ve curutulmuş ;ebzelerden )luşan combinasyonuyla /emeklere lezzet catryor. • CAPPY, çılek ıromalı yeni meyve :uyuyla sıcak yaz lylannı serinletecek. | CITIZEN, ürettiğı "romaster Cyber \.qualand saat ile 'ürkiye"deki ilk ilgisayarlı dahş kol aati oldu. Kararların bürokratik idareler arasındaki çekişmelerle alınmaması gerektiğini belirten Derviş: HyasayagölgeetmeyinOLCAY BLHıTfKTAŞ ŞİLE - Ekonomıden sorumlu De\ let Bakanı Kemal Derviş, piya- saya saygılı. sağlam kurumlann ol- masi durumunda kişilerin hiç öne- mi olmadığını belırterek "Bugün en güçlü ülkelere baktığımı/da çok önemli kişiler,çok bilgililiderler var. Ama bu liderier bir gün kayboldu- ğunda > a da yerine bir başkası gel- diğindeorada fazla bir şey değişmi- yor. Bir kjşiye bağlanan herhangi bir toplunı her zaman biiyük tehli- ke içindedir. Önemli olan kurum- lar ve sistemdir. Kişiler değfldir" dedi. Derviş,şuandadurumuniyi olduğunu iddia edemeyeceğini, son derece parçalanmış bir yöne- tim yapısı ve kısır çekişmeler için- de bulunulduğunu ifade ederek "Bu bürokratik yapıyı toparlaya- cak güçte bir eşgüdüm yok" dedi. Ekonomistler Platförmu tarafin- dan düzenlenen Ekonomi Politika- lan Zirvesi'nde konuşma yapan Kemal Deniş, ülke zengınliğinin artması için ekonomi politikalan- nın düzgün uygulanmasının öne- mine değindi. Deniş, siyasetin pi- yasaya saygılı olması gerektiğini söyleyerek şöyle devam ettı. • Şu anda son derece parçalanmış bir yönetim ve kısır çekişmeler olduğundan dert yanan Deniş, makro dengelerin yeniden oturtulabilmesine karşın sürdürülebilir büyüme için daha yapılması gereken çok şey olduğunu vurguladı. "Siyaset kendisini ele geçirenle- rin, bu güç sayesinde ülke kaynak- laruu kendi çıkarlanna kullanma mekanizmasına dönüştürülmeme- li, düzgün bir piyasa ekonomisinin sağbklıişlemesiiçin kummlaroluş- turmacı güç olarak kullanılnıalı." 'Eşgüdûm sağtanmair Derviş, makro dengelerin otur- tulmasına karşın daha yapılacak çok iş olduğunu, bunlann başında eşgüdümün geldiğini vurguladı. Günlük tartışmalara ve siyasi konulara girmek istemediğini de ifade eden Deniş, dünya ülkeleri arasındaki refah düzeyi farklılıkla- nna yol açan faktörlerin, "doğal kaynaklar, teknoloji. sermaye ve sermaye stoku ile eğhjm" şeklinde sıralanabileceğini söyledi. Ancak bunlann ülkeler arasın- daki refah düzeyi farkını açıkla- makta yeterli olmayacağını kayde- den Deniş, gerekli ekonomik po- litikalan uygulamanın daha büyük önem taşıdığını vurguladı. Kemal Derviş, katılımcılann so- rulannı yamtlarken Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında ekonomik bakımdan orta yerde görülebilece- ğini, ancak kendisini Italya, Ispan- ya, Isveç gibi ülkelerle kıyaslama- sı gerektiğini söyledi. Türkiye'nin şu andaki en önem- li sorununun yatınm ortamı oldu- ğunu ifade eden Deniş, makro ekonomik dengelerin yeniden ye- rine oturtulabileceğini ifade etti. Borç sorununun devam ettiğine, ancak temelde ödemelerdengesin- de sorun bulunmadığına dikkat çe- ken Deniş, enflasyonun düşüş trendinin sürdüğünü, piyasalarda- ki panik havasının azaldığını, ya- vaş da olsa makro ekonomik den- gelenn kurulmaya başladığını an- lattı. 1 ÎM BAŞKANI: KURTARICIARAMAYIN Ekonomi üçüncü gündem olamaz Derviş: Büyüme geçen yılın gerisinde olacak Ekonomideki gelişmeler olumlu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Deniş, 2002 yılının ilk çeyreğindeki büyüme oranının geçen yılın aynı dönemine göre 3 puan düşük çıkmasının beklendiğini itiraf etti. Mart ayından itibaren Türkiye'nin büyümeye geçtiğini belirten Derviş, mevsimsel etkiler dışanda bırakıldığında ise bu yılın ilk üç ayında 2001 yılının son dönemine göre sanayi üretiminde yüzde 11, yurtiçi üretimde yüzde 3.3, milli gelirde ise yüzde 3'e yakın artış bekJendiğini kaydetti. Derviş yaptığı yazılı açıklamada, 2002 yılının ilk çeyreğinde ekonomik bekleyiş ve gerçekleşmelerde olumlu gelişmeler olduğunu belirtti. Yılın ilk üç ayında sanayi üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.5 arttığma dikkat çeken Derviş, göstergelerin de gelişmeye ılişkin olumlu sinyaller verdiğini belirtti. Derviş, tüm bu olumlu gelişmelere karşın yılın ilk çeyreğindeki büyüme rakamlannın, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 daha düşük çıkacağını söyledi. Ekonomi Servisi - Iş çevreleri, süren başbakanlık ve hükümet tartışmalannın ekonomik sorun- lann önüne geçmesine tepkı gös- terdı. Türkiye Ihracatçılar Mec- Iisi (TÎM) Başkanı Oğuz Saücı, kurtancılar aranmasından \az- geçilmesi gerektiğini belırterek "Bizim, hangisiyasalyönetim ge- Hrse gelsin hayata ge- çirmekzonında oldu- ğumuz küresel stan- dartian oluşturmaya ve bunlara sahip çık- maya ihtiyacımız var" diye konuşurken TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkboğlu. "Gün- demin birinci madde- sine ekononıiyi oturt- mamızgerekir. Ekonomi üçüncü gündem maddesi olursa dikkat ve ilgi dağriır" dedi. Ekonomi Politikalan Zirve- si'ne katılan Satıcı. "*Son krizin yaratügı kınlmanın da tesiriyle ciddi bir degişim süreci başlanuş görünüyor. Zihniyetimizi değiş- • TİM Başkanı Oğuz Satıcı kurtancı aranmasından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. tirmeden yasalanmızı veya ör- gütienme modeUcrimizi dcğiştir- memizin sağlayacağı hiçbir kah- cı sonuç \oktur" dedi. 15 aydan bu yana pozıtif bü- yümeye geçilemediğini kayde- den Hisarcıklıoğlu ise "Türksa- nayisinin rekabet gücü arttnJ- malı. Bunun için de sanayinin m^^__ önündekiengeOerkal- dınlmah. Enerjinin pahahhğL, istihdanun üzerindeki sosyal pa- yın agırügu vüksek vergi oranlan ve yük- sek finansman oran- lan, sanayiyi sıkuıüya sokuyor. Kur, olması gerekenyerin birazal- ~^~^~~ ündagflHgözüküyor" diye konuştu. Türkiye'de siyasi partiler ve seçim kanunlan değişmeden ye- ni bir seçime gidilmemesi gerek- tiğini belirten Hisarcıkhoğlu, de- mokrasiye inanmış bir insan için seçimin her zaman, her sartta ge- çerli olduğunu ifade etti. ISDEMIR 1 <"/;? işçisi ayakta tSDEMİR'de tophısözleşme hükümlerinden yararlanmak için açüklan da\a sonucu işten aûlan taşeron isçiler miting düzenkdiler. 821 kişinin davayı kazanarak kadrolu ofanasuıın 4 bin taşeron işçinin önünü açtiğını ifade eden işçiler, "Aynı bakkın onlar için doğması işverenin özeDeştirmeden bekJentilerine darbe vurdu. tş>eren, işçileri eide ettiğj haklardan vazgeçirmek için her türlü entrikayı devreye soktu. Baskı sonucu 150 işçi tesiim belgesi imzaladı. 400 ch annda ISDEMİR işçisi işini ka\tetti" dediler. Kadın ve çocuklann da kabldığı mitingdesıksık "Sanlımş sendika istemhoruz", "İSDE.VÖR bizimdir. bizim kalacak" sloganlan atüdL (Fotoğraf: AKIN BODUR) DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA erginya tr.net Eğer CIA ve FBI. toplamış oldukları bilgilen gerektıği gibı değerlendirseler- miş "11 Eylül" önlenebilirmış! The News Week ve The Economist gibi Bush yanlısı muhafazakâr yayınlar bile artık bunu kabul edıyor. ABD Kongresı de bir soruşturma başlattı. Öyleyse 11 Eylül üzerine üretilen komplo teorilerinı artık ciddiye alalım mı? El Kaide denen garabet Bir tarafta, CIA, FBI gıbı devasa ha- ber alma örgütleri, tüm uluslararası te- lefon konuşmalannı. e-posta trafiğini, anahtar sözcüklere göre tarayarak izle- meye olanak veren Echalon, Carnivor gibi sistemlerve ABD'yi destekleyen ül- kelerin istihbarat orgütlen var. Diğer ta- rafta da CIA tarafından, Afganistan'da SSCB'ye karşı savaşmak üzere eğitilen, fanatik bir Suudi milyonerin kurduğu El Kaide gibı hiçbir toplumsal projesi ol- mayan, ustelık de en temel gizlilik kural- larına dahı uymayı beceremeyen pasak- lı bir örgüt. 11 Eylul'den önce, El Ka- ide'nın bu en önemli eylemıni yapacak militanlan, hem birbirleriyle hem de lider- likle doğrudan temas halındeler; eylemi yapmayı planladıkları ülkede gerçek ad- larıyla dolaşıyor, araba kiralıyor. trafik ce- zası alıyor, uçuş okullarına kaydoluyor, grup halinde deneme uçuşları yapıyor, süreklı nakit para kullanıyor, gerçek ad- larına çıkarılmış pasaportlarla uluslara- rası alanda mekik dokuyorlar; 11 Eylül günü uçağa binerken bile gerçek adla- rını kulianıyortar. Fransa, Almanya, isra- il, Rusya, Kanada, Hindistan, Mısır, Ürdün, Fas, Kazakistan, Malezya, Kayman Adalan, haberaJma örgütleri bu "müthiş" mılitanları izlıyor, hareketlerini CIA'ya bildiriyorlar. Echalon, Kuala Lum- pur'da üst duzey bir toplantı yapılacağı- nı saptıyor. Malezya Gızli Servisi, CIA için bu toplantıyı ızliyor, katılanların fotoğraf- larını, bu arada 11 Eylul'ü gerçekleştire- cek olan ve o sırada ABD'de gerçek ad- larıyla dolaşan iki militanın da üst düzey El Kaide lıderlığiyle fotoğraflarını çekiyor. Bu arada, bir FBI görevlisı Temmuz 2001 'de uçuş okullarındaki bir grup öğ- Komplo Teorilerirenciyle El Kaide arasındaki ilişkıyı sap- tıyor ve amirlerine bildiriyor. Adamlar tam anlamıyla kucakta... Geçen Mart'ta Senatör McKinsey. ABD hükümetinin, 11 Eylül'den önce güçlü enformasyon aldığını. ama bu ve- rileri izlemediğıni ileri sürüyor. Hatta, Bush çevresindeki bir grubun, Carlyle firmasının adını Özellikle vurguluyor, terorizme karşı savaştan büyük kazanç elde ettiğini iddia ediyor, soruşturma is- tiyor. Tüm ABD basını Senatör'e binbir hakaretle saldınyor. 15 Mayıs günü CBS TV, Afganistan savaşının planlarının 11 Eylül'den önce Bush'un masasında dur- duğunu açıklıyor... Uzatmayalım, ABD yönetimi olayın yaklaşık 18 ay öncesin- den başlamak üzere, El Kaide milıtanlarınr ızle- meye almış. FBI, hatta, ABD'ye gi- rış vizesi veren ku- ruluş, bu bilgiler elimıze ulaşsaydı bu facia önlenebi- lırdi, en azından adamları ülkeye sokmazdık d/yor- lar. 11 Eylülle bir- likte ABD yöneti- mi, çok önceden hazırlanmış yeni ve saldırgan bir dış politikayı devreye sokuyor. Dünya birden değişmeye baş- lıyor! Komplo teorileri de 11 Eylül'ü ABD yönetimi içinden bir kesimin gerçekleş- tirdiğini ileri sürüyor. Titanik'le ne ilgisi var? Titanik 1912 Nisanı'nda bir buz dağı- na çarparak battı. Facia büyük bir top- lumsal sarsıntı yarattı, sonra. hakkında romanlar yazıldı, filmler yapıldı, teoriler üretildi. Halbuki Titanik'in hikâyesi, da- ha Titanik yapılmadan çok önce 1898'de ve tüm ayrıntılarıyla yazılmıştı. Morgan Robertson adlı eski bir gemı- cinin yazdığı "Futilitiy" (Boşunalık) adlı romanda, Titan adında, Titanik'in he- men tüm teknik özelliklerini taşıyan, onun gibi son derecede lüks birtransat- lantiğin bir buzdağına çarparak batışı anlatılıyordu. Bu noktada iki soru çıkıyor karşımıza: Neden Titanik faciası bu ka- dar büyük bir sarsıntı yarattı ve mitleş- tirildı? Nasıl oldu da Robertson bu faci- ayı, bu kadarayrıntılı vedoğru birbiçim- de öngörebıldı? Titanik bırtaraftan. dönemınin tekno- lojik düzeyinin, dönemin hızlı ulaşım kül- türünün, 19. yüzyılın sonunda başlayan küreselleşmenın en yüksek noktasını simgeliyordu. Diğer taraftan da o sıra- da. bir dönemin sonuna gelınmekte ol- duğuna ilişkin belirtiler. (mali spekulasyon, iş- çı hareketi, ko- münızm, milli- yetçilik, Yahudı düşmanlığı, sa- vaşlar) belirttiler hızla artıyor, bir belirsizlik ve en- dışe ortamı gi- derek yoğunla- şıyordu. Bu bağlamda Tita- nik'in bu döne- min sonunu işa- ret eden gelişmelerı taşıyan bir "semp- ton" (Slovoj Zizek, Ideolojinin Yüce Nesnesi, 1. kısım 2. bölüm) oldu ve top- lumsal bilince kazındı. Şimdi, neden. Ikiz Kuleler de ABD hegemonyası al- tında şekıllenen küreselleşmenin, mali sermayenın tüm gergınliklerinin (krizle- rinin) ortaya çıkmaya başladığı bir döne- min ruhunu, (aynı Titanik gibi) temsil edi- yordu diye düşünmeyelim? 1898'de Robertson, romanını yazrna- ya koyulduğunda, teknolojik ve toplum- sal açıdan Titanik gibi birgemıninyapıl- masının tüm ön koşullan oluşmuştu. Bir anlamda, Titanik faciası bir olasılık ola- rak tarih sahnesine çıkmıştı. Aynı Ikiz Kuleler'e yönelik olarak gerçekleşecek saldın gibi: Bir süredir küreseîleşme ma- li krızlerle sarsılıyor, ABD hegemonyası- na direniş artıyordu; Afganistan, "Cihat" geleneğini canlandırmıştı, radikal Müs- lüman örgütler arasında intihar eylemle- ri olağan mücadele yöntemi haline gel- mişti. 11 Eylül benzeri bir olayın gerçek- leşmesi için gerekli tüm koşullar yerli ye- rindeydi. Şımdi buna bir süredir ege- menliğinin zayıfladığını düşünen, saldır- gan bir dış politikayı devreye sokmak için fırsat kollayan ABD yönetimini ekle- yelım. Olayın anlaşılmazlığı ortadan kalkmaya. üzerinde oluşan "aura'' dağıl- maya başlar. Olay komplo teonlerine ge- rek kalmadan, bu tarihsel zemin üzerin- de varlıkları birbiriyle kesışen nihilist giz- li örgütleri, gizli servislerin bürokrasisi. ihtiraslı ama dar göruşlü politikacıların oportünistlikleri de göz önüne alınarak, komplo teorilerine gerek kalmadan açıklanabilir bir hale gelir. Büyük olası- lıkla CIA, El Kaıde'nin büyük bir iş pe- şinde olduğunu fark etmış, dış polrtika "şahinleri" bu eylemin yaratacagı infial- den faydalanmayı düşünmüş, sonra olay denetımden çıkarak beklenenin çok üstünde bir boyutta gerçekleşmış- tır. Bu ilişkiler içinde komplocu girişim- ler de mutlaka olmuştur, ama verili tarih- sel koşullar üzerinde ve kendileri de bu koşulların bir urünü olarak... Komplo teorileri, işte bu "komplocu- lan" yaratan tarihsel koşullan görmez- den gelir. Bu teorileri izleyince de komp- locular karşımıza, intihar eyleminı ger- çekleştirenler de dahil, herkesi kukla gi- bi oynatan, bu arada binlerce insanı ve kendi yaşamlarını kolaylıkla kurban ede- cek kadar kararlı ve inançlı, insan üs- tü bir elit olarak çıkarlar. Artık. top- lumsal dinamikler ve tarih her şeye ka- dir, Tanrı katınayükseltilmiş, birelitin ira- desinin ürünüdür. Bu fantezi, halk sınıf- larını, bu iradenin sonuçlarına katlan- maktan başka seçenekleri olmayan za- vallı karıncalar olarak görür, böylece sözde sistemi eleştırirken gerçekte "komploculann" ıktidarını ayaktatutan bir dunya görüşünü güçlendirmekten başka bir işe yaramaz. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Asıl Bilinmesi Gereken Siyasal gidiş kaygı veriyor. Ülke, giderek biryö- netimsizlik düzlemine sürükleniyor. Bu gidişin sorumlusu, başta hükümet edenler olmak üzere, Meclıs'te temsil edilen siyasal partılerdir. Hemen tüm görüşler, AB üyeliği açısından bu yı- lın yaşamsal olduğunda birleşiyor. Önde gelen si- vil toplum kuruluşları, işçı ve ışveren örgütleri baş- ta olmak üzere, AB üyeliği için siyasetçileri göre- ve çağınyor. Cumhurbaşkanı Sezer, bu toplumsal isteğin Meclis'e yansıması için yoğun çaba harcı- yor. Başbakan. yaşamını tehlikeye atarak, AB üye- liğinegiden yolun açılmasına uğraşıyor. Ancak tüm bu çabalar, cuma günü yapılan liderier doruğunun da kanıtladığı gibi, partı başkanlarını uzlaşma nok- tasına getirmeye yetmiyor. Tersine, kendi içinde çok parçalı hükümetin bu durumunun su yüzü- ne çıkması, ana muhalefet partisı DYP'nin anlam- sız yan çizmesiyle birleşerek siyasal bunalımı da- ha da ağırlaştırıyor. Çünkü, küçük siyasal hesaplar, daha açığı oy kaygılan, Meclis'te temsil edilen parti genel baş- kanlannın gözünü kör ediyor. • • • Bu sırada bir başka olumsuzluk yaşanıyor. Dev- letin doruğundaki toplantının tüm ayrıntılan, anın- da, kamuoyunun bilgisinesunuluyor. Bu noktaçok önemlidir. Herdevletin bu tür yaşamsal konuları belirii bir gizlilik içinde yürütmesi ve gizli belgelerin 25-50 yıl gibi bir süre sonra açıklanması en yaygın yakla- şımdır; bir bakıma, kuraldır. Bu kuralıle halkın bıl- gı edinme hakkı arasındaki ınce çızgi. demokratik ortamlarda doğru çizilir. Bizde ise tersi yapılıyor, başbakanın sağlık durumu gibi kamusal konular- da, tam bir bilinmezlik geçerli oluyor; buna karşı- lık, gizli kalması gereken görüşmelerın tüm içeriği açıklanabiliyor. Bunun gibı, halkın bilgi edinme hakkının sınırlarının genişletilmesı yönündeki is- tekler günümüzün özgüriükçü gidişine ters birtu- tumla göz ardı ediliyor; örneğin son RTÜK Yasa- sı'nın yasakçı düzenlemelerini şimdiki hükümet üyesi partiler tam destek verebıliyor. • • • Oysa, bütünüyle hükümetin halka vermesi ge- reken bilgiler vardır. Doğu Karadenız'de bir ayı aşan bir süredir, yaş çay yaprağı toplanıyor ve başta Çaykur olmak üze- re çay fabrikalarına satılıyor. Ancak, çay üreticisi, ürününü kaç liradan sattığını bılmıyor. Serbest piyasa alıcı ve satıcılann fiyata göre davranışı ilke- sine dayanır; burada hükümetin yetersızliği yü- zünden, ftyatsız ticaret yapılıyor. Çok daha acık- lı olan, kimi özel çay fabrikalarının, geçen yılın ürün bedellerini üreticiye ödememiş olmalarıdır. Başka geçim kaynağı olmayan çay üretıcilerinın ekono- minin en ağır bunalım yılında ve ağır enflasyon ve yüksek faız ortamında, sattıkları ürünün karşılığını alamamış olmaları, ülkenin nasıl yönetılmekte ol- duğunun çok somut bir göstergesi değil mi? Benzer bir durum buğdayda yaşanıyor; yeni ürün buğday hasadı başladı, ortada hukümetçe açıklanması gereken fiyattan haber yok. Buğday üreticisi de ürünü kaç liradan satacağını bilmi- yor. Geçen yıl yaşanan büyük buğday soygunu- nun bu yıl da tekrar edeceği anlaşılıyor. Bilindiği gibi geçen yıl, Toprak Mahsullerı Ofisı'nin (TMO) 2.5 milyon ton gibi çok sınırlı bir alım yapması, buğday üretıcisini uygun deyimiyle, yakmıştı: Üre- tici buğdayını TMO'ya satamayınca, 140-150 bin liradan tüccara satmış ve aradan bir iki ay geçme- den, serbest piyasa buğdayın fiyatı ikıye katlan- mış, 280 bin liraya yükselmiş ve bu, halkın birincil gıdası olan ekmeğin fiyatına yansımıştı. Yaz ortası oldu, çiftçi sattığı ürünün fiyatını bil- miyor. Bu sırada, ABD ve AB'de tarımsal destek- lemenin bu yıl geçen yıla göre daha fazla olaca- ğı haberleri geliyor. Hükümet, bırakınız destekle- me sözünü bir yana, ürün fiyatlarını açıklayacak bir işleyiş gösteremiyor. Oysa asıl bilinmesi gere- ken, milyonlarca çrftçinin yaşamını doğrudan ilgilendiren ürün fıyatlarıdır. Başta MHP. parti- ler, Çankaya toplantısının ayrıntılarını açıklayarak oy toplama yarışına giriyor. Demokrasinin, yani, ünlü tanımıyla, halkın halk için halk tarafından yönetildiği yerde böyle çeliş- kiler yaşanmaz. Hükümeti ve de MHP'yi bu açı- dan değerlendirmek gerekir; kuşkusuz, asıl büyük kaybın yaşandığı AB üyeliği sürecini de. yakup@metu.edu.tr Kayıt dışı kaybı: 9.5 katrilyon • ANKARA (AIVKA)-Krizlebirlikte uygun ortam bulan kayıt dışı ekonomi her geçen gün büyüyor. Kayıt dışı istihdam edilenlerin sayısmın 6.3 milyon kişiyi, Türkiye'nin kayıtdışı istihdam nedeniyle yıllık kaybının ise 9.5 katrilyon lirayı bulduğu belirtiliyor. Türk- Iş Araştırma Müdür Yardımcısı Enis Bağdadioğlu"nun araştumasına göre, 6.3 milyon kişinin bugünkü mevcut asgari ücret üzerinden kayıtlı duruma getirilmesi durumunda, devlet, 9 katrilyon 567 trilyon liralık vergi ve prim kazanacak. Teba hedef büyüttü • Ekonomi Senisi - Beyaz eşya ve klima sektöründe geniş ürün yelpazesine sahip şirketler arasında yer alan Teba, fmn ve pişirici ürün dış satışlarında patlama gerçekJeştirdi. Başta Avrupa ülkelen olmak üzere ABD, Latin Amerika. Uzakdoğu ve Afrika'nın da aralannda yer aldığı 80'i aşkuı ülkeye dış satım gerçekJeştiren şirket, hazır mutfak showToom'lannın sayısını yıl sonuna kadar 40'a çıkarmayı planlıyor. e-ticarette güvenlik sağlanacak • Ekonomi Servisi - Güneydoğu A\Tupa Bölgesi'nde elektronik ticaretin geliştiribnesi amacıyla hazırlanan program çerçevesinde Gantek Teknoloji'nin projesi yaşama geçiyor. Avrupa Topluluğu IST (Bilişim Bilimi ve Teknolojisi) Avrupa Birliği'ne üye olmayan ülkelerdeki firmalann gerçekleştirdiği projelere nadir fonlama yaparken Gantek Teknoloji'nin "LA MER Projesi" için gerekli finansmanı sağladı. Gantek Teknoloji, ülkelerin ticaret odalan arasında akıllı kartlara dayalı bir "Açık Anahtar Altyapısı" (PKI) kuraraİc pilot çalışmayı başlatma hazırlıklannı tamamladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle