25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1HAZİRAN 2O02 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Zuhal Olcay 30 yılhk sanat birikimini Tayfun Pirselimoğlu'nun 'Hiçbiryerde' filminde sergiledi Sinemamızın dilioluşmalı Altıntakıtasanm yarışması • Istanbul Haber Servisi - Dünya Altın Konseyı' nin Türk kuyumculuğunca tasanm konusunu geliştirmek, sektöre }eni yetenekler kazandırrrak amacıyla düzenlediğ: "Gold Trends 2002 Türkiye Altın Takı Tasanm Yanşması" sonuçlandı. Onceki gün Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen törende, birinciliği Kurtulan KuyumculUc'tan Meltem Kurtulan, ikinciliğı Bros Kuyumculuk'tan Handan Keltek, üçüncülüğü ıse Seda Mücevherat'tan Hüseyın Başıbüyük aldı. Orhan Kemal Roman Armağam • Haber Merkezi - ı ürk edebiyatının usta ısrni Orhan Kemal anısına verilen Orhan Kemal Roman Ödülü sahibv.ni buluyor. Orhan Kemal Kültür Merkezı ve Orhan Kemal'ın ailesi taraftndan düzenlenen anma ve ödül töreni bugün saat 14.00'te Atatürk Kültür Merkezı nde gerçekleştirilecek. Bu yılkı Orhan Kemal Roman Armağam'nı "Bu Yaz Aynhğın îlk Yazı Olacak" adh eseriyle Selim Ileri kazanmıştı. traflk kazası geçirdl • BOLU (Cumhuriyet) - Papa'ya suıkast davasında Oral Çelik ve Ömer Bağcı ile birlikte yargılanan ülkücü Musa Serdar Çelebi, eşi Siret Çelebi ve şoförü Bolu'da geçırdiklen trafik kazasmda yaralandı. Musa Serdar Çelebi ve sürücü Bahtiyar Çelik ayakta tedavi görürken Siret Çelebi, Bolu tzzet Baysal De\let Hastanesi'nde tedavi altınaalmdı. Siret Çelebi'nin yaşamsal tehlikesinin olmadığı öğrenıldı. MHP davasından yargılanırken yurtdışına kaçan Musa Serdar Çelebi 5 Kasım 1982"de ttalya'da yakalanmıştı.Çelebi, geçen hafta politikaya atılarak Muhsin Yazıcıoğlu'nun başkam olduğu BBP'ye katılmıştı. Yıldırım 2002 tathikatı • ANKARA (AA) - Türk Silahh Kuvvetleri'nın 2002 yılı planlı tatbikatlanndan olan Yıldınm-2002 Seferberlik Tatbikatı'ının ilk bölümü 3-11 Haziran 2002 tarihleri arasında Izmir'de gerçekleştirilecek. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan yazıh açıklamaya göre, tatbikatta, seferberlik sisteminin denenmesi, yedek personelin sefer görevlerine yönelik eğitilmesi hedefleniyor. Ölümlü kazayı ppotesto • tZMtR(AA) - Izmir'in Bornova ılçesi Çamdibi semtınde önceki gün meydana gelen trafik kazasmda bir çocuğun ölümü, bir çocuğun da yaralanmasını protesto eden yurttaşlar yol kesti. Çamdibi Abdi îpekçi Caddesi'ni yaklaşık bir saat süreyle trafiğe kapatan vatandaşlar, üst geçit ve aralıksız trafik kontrolü yapılmasım istediler. NENA ÇALİDİS Zuhal Olcay sahnede ve sette nefes alan bir sanatçı. 30 yıllık sanat yaşamı boyunca yaptığı her şeyde kendinden söz ettirmeyi başardı. Çizgisinden ve kalitesinden asla ama asla ödün verme- di. Son olarak Tayfun Pirselimoğlu'nun ilk uzun metrajh fümi Hiçbiryenfc'de rol aldı. Film sansürden son andateğet ge- çerken bir yandan da Zuhal Olcay'ın sergilediği başanlı oyunculuktan dola- yı 21. Uluslararası Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünün sahibi ol- du. Olcay. onu ödüle götüren ve eylül ayında vizyona gırecek olan 'Hiçbiryer- de' fılminin senaryosunu okuduktan son- ra çok etkilenip kabul etmiş. 30 yıllık sa- nat birikimini bütün içtenliği ile inandı- ğı bu filme koyduğunu söyleyen Zuhal Olcay, filmde üstlendiği bu önemli ro- lün her an istismara açık olduğunu ve bu- nun bir kuyumcu gibi işlenmesi gerek- tiği görüşünde. Pirselimoğlu'nun çok iyi bir gözlemci olduğunu. ne yaptığı- ru, ne yapmak isteyip ıstemediğini çok iyi bildiğini söylüyor. Sanatçı, gerek ti- yatroda gerek sinemada, özü sözü olan güzel işler yapmaktan yana. Ticari si- nemaya asla karşı olmadığı, ama onun da iyisinin yapılması gerek- tiği düşüncesinde. Kendi deyi- mi ile üç beş mankenin ve bir- kaç televizyon stannın içine boca edildıği aşure gibi bir filmde yer almaktansa evinde oturup kitap okumayı tercih edi- yor. Her filminde hayatın zorluk- lannı derinden yaşayan bir kadın imajı çiziyor. Çoğu zaman zorluklara serinkan- lılıkla göğüs gererken kimi zaman da olanı olduğu gibi kabulleniyor. Sanatçı, filmlerinde canlandırdığı karakterlerle gerçek yaşamdaki Zuhal Olcay'm hiç- bir ilgisi olmadığını söylüyor. Çok kı- nlgan bir yapıya sahip oldu- ğunu ve her zaman dost- lannın yanında ağla- dığını belirten sa- natçı, "Bildiğim tekşey acüann ge- çici olduğudur" diyor. Tiyatroköken- li olan Olcay, ka- riyeri boyunca müziğe de sine- maya da yönel- di. Tiyatro eğiti- minde öğrendik- lerini, yaptığı di- ğer sanat dallan ile harmanladı. Türkiye standartlanna göre iyi bir eğitim aldığı- nı vurgulayan Zuhal Olcay. bunun fay- dasını gördüğünü ama eğiıimin her şey olmadığını da söylüyor. Öne sürdüğü fıkrini de şu sözlerle des- tekliyor. "Öyle olsaydı eğitim görmüş tüm oyuncuadayiannm çoki>i varhk gös- termekri gerekn-di." Sınema onun için bir tutku. Kendi doğrulanna uyan ça- lışmalara her zaman için sı- cak bakan Olcay. Türk si- nemasının geleceğini şu sözlerle özetliyor: "Si- nemanuzın hâlâ bir sek- tör olduğunu düşünmü- yorum. Şu anda daha yeni yeni bir dil oluş^ turmaya başladı.Yargı- lamak için değil, ama yiBarcasinemaadınaya- püan çok güzel işlerin >anı soa genele bak- ağunızda este- • Olcay, kendi deyişi ile üç beş mankenin ve birkaç televizyon stannm içine boca edildiği aşure gibi bir filmde yer almaktansa evinde oturup kitap okumayı tercih ediyor. tik ve sanatsal açıdan pek bir şey yapd- nvadı. 80 döneminde poHtik içerikîi bir- takım fılmler yapıku. Bunlann birçoğu söz haykıran palavra fılmlerdi. Bir dö- nemdi, yaşanması gerekiyordu, yaşandı ve bittL Ardından gişeyapan fılmler gel- dl Bu filmler hakkında, sanatsal açıdan baktığımada birTürk sineması dili oluş- turup oluşturmadığı değerlendirmesini yapmakiçinbirazbeklemekgerek. lyiyö- netmenlerin olduğunu söylemek gerek, gerçekten bu sözünü ettiğhn dili oluşrur- ma konusunda önemli adımlar atan çok iyi fılmler var." Zuhal Olcay, sinema dilinı oluşturma konusunda önemli adımlar atan ilk isim- ler arasında Tayfun Pirselimoğlu, Zeki Demirkubuzve Derviş Zaim i sırahyor. Nerede ise her dizinin ve filmin vaz- geçilmez 'sanatçüan' arasında yer alan oyuncu kökenli olmayan 'sözdeoyuncu- lann' bu kadar gündemde olmalannı, yıllann oyuncusu şöyle değerlendiriyor: " Bir film içinde öylebir ortam vardır ki, o kişilerin o roDeri oynamalan gerekebi- fir, bunun örnekterini dünya sinemasın- da görüyoruz. Eğer, bir filmin iş yapma- sı için obnazsa ohnaz kurallan arasında yer ahyorlarsa o zaman durum antipa- tik oluyor. Seyircinin de buna çok fazla rağbet edeceğini düşünmüyorum, zaten etmiyor da." Sarkılarınt oynuyor Işü Kasapoğlu'nun yönettiği ve mü- zik direktörlügünü Selim Atakan'ın üst- lendiği Zuhal Olcay'ın Oyun Atölye- si'nde sundugu Siyah-Beyazbaşhklı din- letisi karakteristik özellikleri ve sesi üze- rine kurulu. Bu sezonun son gösterisini salı günü saat 20.30"da yapacak olan Ol- cay, sevenleri ile yaz sonunda yeniden buluşacak. Kimi zaman Shakespeare ile kimi zaman da Attillâ Dhan'ın "Aynhk da Sevdaya DahiT ıni yorumlarken ka- ranlığın ve yalnızlığın soğuk yüzünü hıssettiriyordinleyıciye. tkincibölüm- de kırmızı bir tuvaletle çıkıyor. Kome- diyi, trajediyi ve dramı sahnede kul- landığı farklı aksesuvarlarla yaşamın hem beyaz hem de siyah rengini yan- sıtıyorASanatçı şarkıyı söylemiyor, adeta yaşıyor. yaşadıkça da oynu- yor. Zuhal Olcay, tiyatro sahnesin- de, tiyatro dısiplini ile şarkı söyle- mekten inanılmaz zevk aldığını söylüyor. Aynı tadı konserlerde ve gece kulüplerinde söylerken ahnıyor. Yorumundaki sırnnı şu sözlerle anlatıyor. "Şarkıcı gibi şarkı söv1eme\i>eşarkKihkyap- mayıse\ıni> ı orum. Şarküanmı bir ovımcunun teksti>'orum- ladığı gibi yorumla- mayıse\iyorum. Şarküanmı söykrkenbir o\Tincunun rolünü oyTia- dığı gibi içten- Bkle oynuyonım." Yaşadığımız sürece burası ayakta duracak Yıllar önce Tiyatro Stûdyosu ile çalışmaya başlayan sanatçı. o dönemlerde özellikle daha önce hiç oynanmamış oyunlarla ızleyici ile buluştu. Bu, Oyun Atöh/esi'nde de devam ediyor. Olcay, bunun bilinçli bir tercih olmadığını, sadece her zaman olduğu gibi içlerinden gelen sese kulak verdiklerini söylüyor. Her dönem popülaritesıni yitirmeyen 'tijatro öldü, ölüyor' söylentilerine Zuhal Olcay hiç mi hiç inanmıyor. Bu dedikodulan yayanlann etraflanna bakmalannı söyleyerek yeni kurulan Oyun Atölyesi ile Işü Kasapoğlu'nun Kocamustafapaşa'da yeni açacağı sahneyi örnek veriyor. "Tiyatro ölmüyor, ölmeyecek de. Tıyatronun yaşaması için hepimiz el birliğiyle destek vereceğîz" derken, yeni tiyatro adamlannın yetişmesi gerektiğini, belki de yeni bir anlatım dilinin oluşması gerektiğınin altını çiziyor. Olcay-Bilginer çiftı ilk adımlannı atışını izledikleri yeni bebekleri O>oın Atölyesi'nin yaşamlanndaki önemini şöyle anlatıyor: "Şu anda ikimiz de savaştan çıkmış gibiyiz. Yorgunuz. Buraya para yetiştirmek için \annuzi yoğumuzu ortaya koyduk ve üç yıl daha borç ödeyeceğiz. Çok plaıumız var, amacumz yaşadığımız sürece burayı ayakta tutmak." Sanat sansürle özgünleşemez Zuhal Olcay, filminin önce sansürlenmesini ardından da ödüllendirilmesini şöyle değerlendiriyor: "Ülkemizde sanat böyle Ukelliklerle mücadele ediyor. FUmimtzin yasaklanmasından vazgeçilince biz hâlâ se>ini>oruz. Umanm bu sondur. tnsanlar eDerine kâğıtla kalemi aldıklannda yazmaya başladıklan andan itibaren kendi kendilerine otosansürü uyguluyorlar. Bu çok acıkh bir şey. böyle bir ortamda sanat özgünleşemez, yeşeremez ve yaraöcıuğı her zaman güdük kalmak zorunda kahr. Asıl savaş vermemiz gereken durum bu." Şükrü Türen'in Genel Sanat Yönetmenliği'nden almarak yerine Nurullah Tuncer'in getirilmesinin yankılan sürüyor Şehir Tiyatroları'nda tartışmalı süreç AYÇATEZER ŞükrüTüren'in tstanbul Büyükşehir Be- lediyesi Şehir Tiyatrolan'nın Genel Sanat Yr önetmenliği'nden alınarak yerine Nu- ruDah Tunco"'in getirilmesinin yankılan sü- rüyor. Şehir Tiyatrolan'nın yönetim kurulu üyeliğine Albaraka Türk Yönetim Kurulu üyesi ve Şehir Tiyatrolan"run repertuvarku- rulu üyesi olan AB Göçer, Yeni Asya ga- zetesinden Abdurrahman Şen'in de dahil edileceği ve Zaman gazetesi yazan Hüse- yin Sorgun'un ise basın bürosu sorumlu- su olarak atanacağı söyleniyor. Yeni Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nu- ruUahTüncer"e bu atamalan sorduğumuz- da cevap vermek istemediğini belirtti. Önceki gün kuruma ve kendi sanatçı ki- şiliğine zarar gelmemesi adına konuşmak istemeyen Şükrü Türen, dün "Benim 'Top- lam Tiyatro' adh bir çahşmam var. Bütün dünyada'ToplamKalite Üretimi" adryia anı- lan yöntenü oy*atroya adapte ettim. Bu ça- hşmamı uygulanıanı için bu göreve getiril- dinı ve bunlan uygulaînaya başladım. Da- ha yapacak çokişim vanh. Gecemi gündu- züme katarak çanşom. Bu kadar emeğim havada kaldığı içinüzgünüm. Görevimden almmamla Qgüıbiçbir şey tebliğedümedi" diye konuştu. Şehir Tiyatroları'ndanbirçok isim de bu kararla ilgili görüşlerini bildirdiler. Yönet- men OrhanAlkayakonuyla ilgili olarak "ts- tanbul Şehir Tnatrolan, Cumhuriyet ide- aUmizin hâlâ ayakta durmayı başaran na- dirkunımlanndandır. tstanbul ŞehirTryat- rolan, dünyanm en eski. en köklü sanatku- rumları arasında yer ahr. Böylesine güçlü bir geteneğedayanan kurumlannyapılany- laoynamaya kalkışmak ise son derece risk- Bdir. ÖzelMkle, bürokraüann ve sij-asetçi- lerin, kurumun bünyesine müdahakye kal- kışması. daima büyük huzursuzluklara ve 12 Eylül örneğinde olduğu gibl kahcı kimi hasarlara yol açar. açmışnr. Salt bugünkü beledKeyönetimi döneminde. dörtayn ge- nel sanat yönetmeninin atanmış olmasını, apaçık bir huzursu/iukla karşüadığımı ve tasvip etmediğuni beürtmek zorundayun. Dünyanm hiçbir yerinde, bir sanat kîıru- atamalar.tryatrosanaonınkimi batım" ku- raüannı da örselemektedir. tstanbul Şehir TıyaüiolaıxCumhurivet'ehedr^edümişbir bü>"ük kapitaldir. Körü yönetimlerle, dar- beterle, dış müdahaleterieörselenmiş Cum- huri> ı etideafimi2in,hâtâayakta durmajıba- şarannadirkunımlanndandır. ŞehirTiyat- rolan'ran, tiyatro sanatmın etik ve estetik gefişimi doğrultusunda yeniden yapılandı- rüması ve adenıi merkea\etçi bir sisteme yönelerek yaraücı üretimin önündeki bü- rokratik tikanmalan aşması için çahşmak layıkolmalannıvekurumumuzu bürokra- tik müdahalelerden sakınma yönündeki gekneksel dasranış modetimizihayatta tut- malaruu dflryorum" dedi. Tiyatro sanatçısı Macit Koper ise "Şe- hir Tiyatrolan'nın başma gelen her şey is- tediği kadar özerkohnamasmdan kaynak- lanıyor. Belediye başkanhğı atanmasryla TiyatroGendSanat Yönetmenligi'nebuma- kanıa uygun olan ya da ohnayan, hatta sa- natçıbile ohnayanbirikriningetanesi müm- kün. Şükrü Türen arkadaşımız Genel Sa- (jf . 1 • Tiyatro sanatçısı W \ Macit Koper. mâ jm "Tiyatroya K 'ft*, y P sanatçılann fikri n t * 4 sorulmadan yapılan • ^ ^ ^d9f 1 ^ e r ^ ^ atama, ^ H f '**W 1 belediyenin tiyatroyu ^ H h | ^ ^ ^ | denetlemek istediği ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H yönünde kuşkular ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ p uyandırmaktadır." • Başar Sabuncu: "Kılıçla gelen, her defasında kılıçla gitti, gıdecek" • Yönetmen Orhan ^ ^ B P ^ ı Alkaya: "Özellikle I ^ ^ 1 bürokratlann w^^ m 1 kurumun bünyesine HHf^flF^ müdahaleye I ^ H ] kalkışması, daima j V H ^ ^ j ^ M büyük L ^ ^ B R F huzursuzluklara ve 1 ^ ^ H ^ kalıcı kimi hasarlara ^ ^ ^ ^ ^ yol açar, açmıştır." <. J mununyöneticuiğnıe 1 yıl için atamayapü- maz, böylebir yaklaşun onaygörmez. Böy- le bir durumda,biryüönceyapüan atama- nın hangi saiklere dayandıgı konusunda kuşkular uyanması kaçınıhnazdır. Bir ge- nel sanatyönetmeni,yalnızca bir sezon son- ra görevden ahnırsa, Şehir Tîyatrolan''nın bir yap-boz tahtası'na dönüştüğü izleni- minin oluşmasını önlememizgüçleşir ve bu da köklü bir sanat kurumuna yalnızca za- rar verir. Ne yazık kL kurumun akil kişile- rine danışma gereği duymaksızuı \apılan gerektiğini düşünüyorum. Bürokratik mü- dahalelerin tarihi boyunca Şehir Tryatro- lan'nda sadece zaman yitimine ve karga- şaya yol açûğı hususuna da dikkat çekmek zorundayim. ŞehirTiyatroları'ndagörev al- maya taİip olan bütün arkadaşlanmm, iyi niyetkrinden hiçbir biçimde kuşku duy- muyorum. Nedir, trvatro sanatmın ve mes- leginin, iyi niyeti aşan bazı unsurlara, özel- Mkkre,formasyonlara gereksindiği de bili- nir. Göreve atanan çahşmaarkadaşlanmm, en azından bugündtn sonra, konumlanna nat YönetmenBği görevinden ahndı. Üste- lik kendisine düşündükkrini yapabüeceği yeteriı sürebiletaranmadı. O zamanbugö- reve neden getirihnişti diye soruyor insan. Belediye Kültür Dairesi Başkanhğı ile ge- nel sanat yönetmeninin anlaşamadıldan noktalar nedü-? Bu noktalar her iki taraf- ça açıklanırsa anlaşmazhklann gerçek ne- denleri de ortaya çıkar samyorum. Tiyat- roya sanatçılann fikri sorulmadan yapılan her türlü atama belediyenin tiyatroyu de- netlemekistediği yönünde kuşkular uyan- dırmaktadır. Umaom ki yeni atananlar bu kuşkulan artnracak değiL giderecek yön- de bb" çahşmaya ve üretime girişüier. Yok- sa, sadece bugün değiL tiyatromuz bünye- sindeiçerikleştirdigi sanatsaltepldsiyk ku- rulduğugündenberi her türtüdenetimekar- şı çıknuşur. çıkacakür" diye açıklamada bulundu. Yönetmen, oyun yazan. dramaturg Ba- şar Sabuncu. Türen'in göre\inden alınma- sıyla ilgili olarak U 12 Eylül 1980 darbesi- nin yaratnğı değerler kargaşasuun izdüşü- mü olarak.tiyatromuzda art arda aynıoyn- nu izlivonız. Sanahnuzda yetkinleşmeye çabalamak yerine. siyasal pazaruidarla 'mansıp' peşinde koşar olduk. Kıhçla ge- len, her defasında kıhçla gitti, gidecek. Ki- mi götürdüler. kimi getirdiler gibisinden edilgen dedikoducu rolüyle yetinmek yeri- ne,tiyatrocular ile tiyatromuzun asıl sahi- bi kamuoyunun etkin bir dayanışmaya gi- rerek siyasilerin tiyatrocuyu tiyatrocuya kırdıran iktidar döngüsünü kuinası günü gebniştir.20yılhkbirgecikmeyfe. Kültür dün- yanuzuı en köklü sanat kurumu İstanbul ŞehirTiyatrolan'm öneetiklesiyasalerkten bağımsız kumayı sağlayacak yasal düzen- lemeler üe kurumun darbelere açık mer- kezhetçiyönetim biçiminitiyatrosanatmın gereği kanhmcı bir >apıya dönüştürmeye yönelik verimti bir tartişma sürecini başla- tarak bir musibetten bin hayır yaratabiü- riz. Shakespeare "in dizeleriyle özetieyelim: Ne hükümdar anıtian, ne mermer_ Hüküm sürebüirbenimsanaûm kadarr diyebeyanat verdi. AETaygun,Şehir Tiyatrolan'nın yönetim kurulu üyesi olduğu için beyanat veremeyeceğinı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle