25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2002 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Şimdi Siyaset Zamanı Altyapının üstyapıyı biçimlendırdığı gerçeği, za- man zaman tersinin olmayacağı, yani siyasetin ekonomiyi biçimlendirip etkilemeyeceği anlamını taşımıyor. Ekonomiden bağımsız bir siyaset yok evet, hat- ta siyaset, üretimde öncelikli alanlann belirlenme- si, kimi teşviklerle yatınmların öncelikli alanlara yö- neltilmesi, gelir dağılımının düzenlenmesi yoluyla toplumsal dengelerin oluştunjlması veya korunma- sı gibi önemli işlevleri de bünyesinde taşır. Sosyalist ülkelerde ise ekonomi piyasa koşulla- rına göre değil, toplumsal öncelikler ve hedeflere göre yönetilir, daha doğrusu yönetilirdi. Türkiye'deki siyaset ve ekonomi ilişkisi ise uzun yıllar, çok sağlıksız bir raya oturtulduğu ve eşe dosta, siyasi destekçiye hak edilmemiş gelir sağ- lamak üzere, bir ayağı talanda bir ayağı avantada olan hastalıklı bir ekonomiyi yarattığı ıçindir kı, için- de bulunduğumuz büyük bunalımı yaşamaktayız. Kemal Derviş'ın ekonomiden siyasilerin elini çekme formülü bu hastalıklı yapıya bir itirazdır. Ama kabul etmek gerekir ki kapitalist ekonomi- lerin hepsinde (zaten artık Küba dışında alternatif bir model de yok uygulamada), siyasetin ekono- mi ile ilişkisi gittikçe zayıflamakta, siyasetçinin ulu- sal yatırım öncelikleri belirlemek ya da gelir dağı- lımını düzenlemek gibi alanlardaki hareket olana- ğı da gittikçe sermaye lehine daralmaktadır. Temsili demokrasilerin büyük krizi de işte bura- dan kaynaklanıyor. • • • Türkiye de küreselleşmeye eklemlenme süre- cinde, bu yolda ileriiyor. Ama şu anda, hiçbir ülkede, siyasetin bu kadar öne çıktığına da tanık olmuyoruz. Şu anda Türkiye'de, bütün aksi yöndekı reform girişimlerine karşın siyaset ekonominin önünde yer alıyor. Yapılan reformları beğenir veya beğenmeyebi- lirsiniz, tutulan yolu doğru ya da yanlış bulabilirsi- niz, ama artık girilen yoldan dörime otanağının ol- madığını da görmek zorundasınız. Bu yolda bunalımın aşılmasını sağlayacak eko- nomik kıpırdanmalar olduğu da, bu ekonomik po- litikanın savunuculan tarafından da, yansız gözlem- cilerce de dile getirtliyor. Ama bütün bunlar bir süredir, siyasete endeks- lenmiş durumda. Türkiye'de siyasal istikrar, hem yerli hem de ya- bancı yatınmcı için öncelikli sorun. Zaten içine gir- diğimiz dönemde yerli ve yabancı sermaye ayrımı da kalmamıştır, istesek de istemesek de... Koalisyon bünyesinde, bu yapının getirdiği güç- lüklere karşın belirii bir istikrarı da yakalamış gö- rünüyordu Türkiye. Idam, anadilde yayın ve eğitim sorunlarının bile aşılamaz olmadtğı görülüyor. Ancak, Başbakan Ecevit'in, aslında sürpriz ol- maması gereken ani rahatsızlığı, istikran derinden zedeledi. Faizler ve döviz yükselirken borsa düş- tü. Durum böyle sürerse üretimdeki kıpırtılar da du- rabilir. • • • Bülent Bey'in sağlık durumu bundan böyle, iş- lerin onun başbakanlığı attındayürümesi yolunu ara- yanlann da önünün iyice tıkandığını gösteriyor. Içinde bulunduğumuz koşulların ağırlığı, yeni bir oylamanın sisteme rahat nefes aldıracak bir alter- natif sunmaması da bir erken seçimin derde şifa olmayacağını göstermekte. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Derviş de önceki gün bir TV kanalında yaptığı konuşmada, "erken seçimle ilgili sözlehnin yanlış anlaşıldığını belirtirken öyle erken seçim yanlısı olmadığını" açıklıyordu. Bugün Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu so- run, Bülent Bey'in siyaset sahnesinden kısmi çe- kilişiyle biriikte, dengeleri bozmadan koalisyonu yii- rütecek ve hiç değilse gecikmiş erken seçime, ya- ni 2003 sonbaharına kadar yatırımlan canlandıra- cak bir istikran yakalama sorunudur. Artık Bülent Bey'li çözümleri unutup, bu yeni çözümün gerekleri üzerinde düşünüp bunu yaşama geçirme zamanıdır. Evet, şimdi siyaset zamanıdır. Yargılanmasına devam edildi Çapan: Beni bitirmek için komplo kuruldu tstanbul Haber Servi- si - Esenyurt Belediye- si'ndeki yolsuzluk iddi- alanyla ilgili olarak Be- lediye Başkanı Dr. Gür- bûz Çapan'ın da arala- nnda bulunduğu 42 ki- şinin yargılanmasma de- vam edildi. Duruşmaya ilk kez tutuksuz katılan Çapan, u Beni bitirmek için komplo kurdular" dedi. tstanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya tutuklu sanıklar Hıdır Güler, Ali Aksu ile tu- tuksuz yargılanan Gür- büz Çapan, Zeki Çapan, Çetin Çapan, Mehmet UzuneL Gfilay Ozşahin, Maruf Ataol, Seyfettin Karahan, Ahmet PehB- van, Murteza Kalem ve Hüsevin Taner katıldı. Duruşmada dinlenen 14 müştekidenGürbüz Şsy- bek, şikâyetini geri aldı. Şaybek, 1997 yılında muhtarhk seçimleriyle ilgili yapılan referandum sırasında kendisine bazı kişilerin saldırdığını an- lattı. Şaybek, "Bukişfle- ri Gürbüz Çapan'ın adamlan zannettiğim içinşikâyetçioldum. Ça- pan'ın adamlan değil- miş. şikâyetini geri alıyo- rum" dedı. Müşteki Si- bel Yümaz da, üyesi ol- duğu bir kooperatifin kongre seçimlerinde, adamlannın yönetimde yer almalan için Ça- pan'ın kendilerine bas- kı yaptığını ve hakaret- te bulunduğunu öne sür- dü. Sanık avukatlan, Esenkent'te 17bin472 kooperatif üyesi bulun- duğunuifade ederek, yal- nızca 14 kişinin şikâyet- çi olmasının Gürbüz Ça- pan'a komplo kuruldu- ğunun ispatı olduğunu vurguladılar. Çapan'ın tçişleri Bakanlığı tara- fından görevine iade edildiğini anımsatan avu- katlar, Çapan'ın duruş- malardan vareste tutul- masını istediler. Mahke- me Heyeti bu istemi red- detti. DGM çıkışında gaze- tecilerin sorulannı ya- mtlayan Çapan, "Bana komplo kurarak bitir- meye çalıştılar. Ancak, başanb olamayacaklar. Bana kurulan komplo ibret bclgesi olarak tari- he geçecektir'* diye ko- nuştu. Bir gazetecinin "Bukompiovla CHPGe- nel Başkanı Deniz Bay- kal'uıügisivarmı" soru- sunu ise Çapan, "Bu- nunla ilgili açıklamayap- mak için daha erken" ya- nıtını verdi. İstanbuPun iki belediye başkanı da 'resmi arttırma ve eksiltmelere hile kanştırmakla' suçlaı Gürtuna'ya 30, Erdoğan'a 9 yı Tayyip Erdoğan SİBELKIZILIŞIK AKP Genel Başkanı RecepTay- yip Erdoğan ve tstanbul Büyük- şehir Belediye Başkanı Ali Mü- fit Gürtuna hakkında Büyükşe- hir Belediyesi ve bağlı şirketlerin- deki (BÎT) yolsuzluklarla ilgili ılk dava açıldı. İstanbul Cumhu- riyet savcılan, "Resmi artürma- eksfltmeye bile kanşormak" su- çundan Ali Müfit Gürtuna'nın 30 yıl, Recep Tayyip Erdoğan'ın ise 9 yıla kadar hapsini istedi. Savcılar iddianamede,tt çete"nin varhğını saptadıklannı ancak Da- mştay 2. Dairesi'nin bu suçtan yargılanmalanna izin vermediği için Gürtuna ile Erdoğan'a bu suçtan dava açamadıklannı vur- guladı. Savcılar, Gürtuna ile Er- doğan'ın BlT'lerdeb usulsüzlük- lerle ilgili dosyalannı ise "yetki- sizfik" karanyla Eyüp ve Üskü- dar Cumhuriyet başsavcılıklanna gönderdi. istanbul Büyükşehir Belediye- si'ndeki yolsuzluklarla ilgili yar- gılanan 150 sanığa Recep Tay- yip Erdoğan ile Ali Müfit Gürtu- na da dahil oldu. Belediyedeki yolsuzluklan soruşturmak üzere İstanbul Cumhunyet Başsavcılı- ğı'nca oluşturulan özel büronun savcılan Hüsevin Yıldız. Erol Ca- nözkan ile Rasim lşıkaltın. bir ay- lık incelemeden sonra soruştur- mayı tamamladı. Erdoğan ve Gür- tuna'ya ilk davayı açan savcılar, TCK'nin 366. maddesinde dü- zenlenen "resmi artürma-eksilt- meye hile kanşürnıak" suçundan Gürtuna'run 10 kez, Erdoğan'ın ise 3 kez cezalandınlmasını talep ettiler. Ancak Gürtuna ve Erdo- ğan'a sadece bu suçu yöneltme- leri nedeniyle davayı, asliye ceza mahkemesinde açmak zorunda olduklannı belirten savcılar, yar- gılamanın ağır ceza mahkeme- sinde yapılması gerektiğini vur- gulayarak davanın İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Albay- raklar dosyası ile birleşfirilmesi- ni istediler. Savcılar, usulsüzlük tespit edılen ihalelerde, belediye encümenin imza attığı ihaleleri ıddianameye taşıdılar. Savcılar, Gürtuna ile Erdoğan'ın BÎT'lerdeki yolsuzluklarla ilgili dosyalannı ise "yetkisizlik kara- nyla'' büyükşehir belediyesi ile il- gili soruşturma yürüten diğer ad- liyelere gönderdi. Gürtuna ile Er- doğan'ın, Halk Ekmek, ÎGDAŞ, ağaç dikimi ihalelerinde yapılan yolsuzluklarla ilgili dosyalan Eyüp Cumhuriyet Savcılığı'na, AKBİL bilet sistemindeki usul- süzlüklerle ilgili dosyalan ise Üs- küdar Cumhuriyet Savcılığı'na yollandı. Ali Müfit Gürtu OHAL'in kaldınlmasıyla olağanüstü oluşumlar da yeniden şekillenecek Devlet, Doğu'da yeniden yapdanacak tLHANTAŞCI ANKARA-Miüi Güvenlik Kuru- lu'nun (MGK), AB ile bütünleşme hedefi doğrultusunda olağanüstü hal (OHAL) uygulamasma son ve- rihîiesi karanyla, uygulamanın ya- rattığı kurumlar da yeniden biçim- lendirilecek. Olağan yaşama dönüş için başta OHAL Valiİiği olmak üze- re gözaltı süreleri, güvenlik önlem- leri, bölgede görev yapan devlet me- murlanna yapılan ödemelere kadar birçok alanda yeni düzenleme gere- kiyor. MGK'nin önceki gün aldığı tav- siye kararı doğrultusunda OHAL uygulaması 2002 sonundatamamen sona eriyor. Sıkıyönetim dönemin- de dünyaya gelen ve OHAL'li yıllar- la çocukluklanm süren ve bugün 24 yaşında olan gençler de ilk kez "ola- ğan yaşamla" tanışacaklar. 24Aralık 1978tarihınde 100'üaş- kın yurttaşın ölümüyle sonuçlanan Kahramanmaraş katliamının ardın- dan ilan edilen sıkıyönetim. 19 Tem- muz 1987 tarihinde yaşama geçiri- len OHAL uygulamasıyla sona erdi. Bu tarihlerde Diyarbakır, Bıngöl, Hakkâri, Mardin ve Siirt'te OHAL Valiİiği kuruldu. KHK ile Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mar- din, Siirt, Tunceli ve Van'da olağa- nüstühal uygulamasına geçüdi. Baş- bakanlık onayıyla da Adıyaman, Bit- lis ve Muş mücavir il olarak belirlen- di. 19 Mart 1994 tarihinden itibaren Biths Olağanüstü Hal kapsamına alı- nırken OHAL kapsamındaki Elazığ da mücavir ile dönüştürüldü. Aynı tarihte Mardin de mücavir il olarak değerlendirildi. Batman, Bingöl ve Bıtlis'te 6 Ekim 1997 tarihinden iti- baren OHAL kaldınldı ve mücavir il kapsamına alındı. 30 Kasım 1999 tarihinde Siirt, 30 Temmuz 2000 tarihinde de Van'da OHAL kaldınlarak mücavir ıl statü- sünde değerlendirildi. Olağanüstü Hal Bölge Valiİiği so- rumluluksahasuıdabulunan 11 ilden Diyarbakır. Hakkâri, Şırnak ve Tun- celi OHAL; Batman, Bingöl, Bitlis, Mardin, Muş, Siirt ve Van ise müca- vir il kapsamında bulunuyor. OHAL kurumlan yeniden şekillenecek OHAL"in kaldınlmasıyla buna bağ- h olarak yaşama geçirilen kurumlar da yeniden yapılandınlacak. OHAL Valiİiği 'nden yargıdaki uygulamala- ra kadar birçok alanda yaşam yeni- den şekillenecek. Yeni gehşmelerle de- ğişmesi gündeme gelecek olan ve OHAL Yasası'nda düzenlenen *^a- saklardan" bazılan şöyle: 'Sokağa çıkmaNi snnriamakveyaya- saklamak. Belü yerlerde \vya saatkr- de kişilerin dolaşmalannı ve toplan- malannL araçlann seyiıierini yasak- lamak. OHAL ilan edilen böİge sa- kinleri ile bu bölgeye hariçten girecek kişiler için kimfik beürleyici belge ta- şuna mecburiyeti koymak. Gazete, dergu broşür, kitap, el ve duvar Uanh ve benzerlerinin basılnıasınu çoğaltd- masnu,>avımlanmasını ve dağıtilma- snu, bunlârdan OR\L bölgesi dışın- da basılmış veya çoğalûlmış olanknn bölgeye sokulmasını ve dağmhnasmı yasaklamak veya izne bağlamak SHP'de görev dağılımı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP'de görev dağılımı yapıldı. Partinin genel başkan yardımcılıklanna Uğur Cilasun, Tûnur Erkman. Mehmet Gükegün ve Mustafa Kul getirildi. SHP'nin Merkez Yürütme Kurulu, Genel Başkan Murat Karavalçın, Genel Sekreter Fikri Sağlar ile Ühan Göğüş, Nihat Matkap, Mehmet Gülcegün, Şule Bucak, Uğur Cilasun, Ozgül Kıvanç, Fffat Aykut, Sabri Temel, Timur Erkman, Cafer Yüksel, Yaşar Seyman, Hanl Paydaş, Süha Umar, Mustafa Kul ve Be> f Özkahraman dan oluştu. Partideki görev dağılırmnda Şule Bucak. Nihat Matkap, Halil Paydaş, Yaşar Seyman, Sabri Temel ve Cafer Yüksel genel sekreter yardımcılıklanna getirildiler. Ilhan Göğüş genel sayman; Uğur Cilasun, Timur Erkman, Mehmet Gülcegün ve Mustafa Kul genel başkan yardımcısı oldular. Fırat Aykut, yerel yönetimler, kentleşme, konut, çevre bölge projelerinin izlenmesi; Özgül Beyazıt Kıvanç, devlet reformu projesi; Bey Özkahraman, yoksulluğu yenme projesi ile görevli olacak. Suha Umar da parti sözcülüğünü yürütecek. DHKP-C örgütünej-ardım.yatakhkveörgütüyefiğiyapmaktan >-argdaııan26ünHer^eöğrencisininikinddunışmasında olayçıktLArkadaşlannadestekveren öğrencfleremüdahaleedienpoli$,10kişi>idöverekgözaltınaaldL (GÜLSÛLÜN) Oğrencîlerîn da\ asmda olay tstanbul Haber Servisi - "DHKP- C örgütüneyardım,\atakhk yapok- lanve örgütüvçsiokluklan*' iddiasıy- la 26 üniversite ögrencısı hakkında açılan davanın ikinci duruşmasında olaylarçıktı. Dövülerek yerlerde sü- rüklenen öğrencilerden 10'u gözal- hna ahndı. Bu su^ada çok sayıda ba- sm mensubu da tartaklanarak ring araçlanna götürüldüler. Çıkan olay- lar sırasmda bir televizyon kanalının kamerası da krnldı. İstanbul 6 No'lu DGM'de görülen davanın ikinci duruşmasına 26 sanık katıldı. Duruşmaya çıkanlan öğren- cilerin 14'ünün Tekırdağ F Tipi Ce- zaevi'nde, 7'sininBakırköy Kadınve Çocuk Tutukevi'nde ve 1 kız öğren- cinin de Kartal Özel Tip Cezaevi'nde tutukluolduğu açıklandı. Duruşma- da söz alan sanıklar suçsuz olduk- lannı belirterek tahliye talebinde bu- lundular. Mahkeme heyeti dosyada- ki eksikliklenn gidenlmesi için du- ruşmayı erteledi. SanıklarDGM'den çıkanlırken slogan atarak marşlar söylediler. Arkadaşlanna destek için gelen lYÖ-DER'li öğrencüer duruşma ön- cesinde yaptıklan açıklamada. 12 Ekim 2001 tarihinde gözalnna alı- nan 26 kişiden 22'sinin üniversite- lerde antidemokratik uygulamalara karşı çıktıklan için tutuklandıklan- nı beürterek arkadaşlanmn bir an önce serbest buakılmalannı istedi- ler. Arkadaşlanmn 8 aydır F tipi ce- zaevlerinde tecrit edihnesine tepki gösteren öğrencüer, son iki yılda 12 bin üniversite öğrencisi hakkında soruşturma açıldığını \iirguladilar. tstanbul Yüksek Öğrenim Genç- liği Yardımlaşma Derneği (tYO- DER) üyesi öğrenciler, yargılanan ar- kadaşlanndanbazılannın dergi bas- kınnıda, bazılannın da okul çıkışla- nnda ve sokakta yürürken gözalh- na alındıklanna dikkat çektiler. ITÜ Mimarlık Bölümü öğrencisi Mel- tem Alagöz, arkadaşlanmn, Ülke- mizde Gençlik dergisi bürosunun basılarak gözalnna alındığını ifade ederek 8 aydır yalnızca bir kere du- ruşmaya çıkanldıklanm kaydetti. Öğrencilerin ceza almamalannakar- şın cezaevlerinde tutulduğunu anla- tan Alagöz, dergi baskınında tutuk- lanan öğrenciler arasında dergideki arkadaşlannı ziyarete gelenlerin de olduğunu söyledi. Akbil soruşturma Erdoğan 'ın danışmanın gözaltı • Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütüle Akbil soruşturması yenid açıldı. Soruşturma kapsamrnda 12 kişi gözaltına alında. tstanbul Haber Servisi - Üskı Cumhuriyet Başsavcılığı'nci yürütülen Akbil soruşturma; kapsamında, eski BELBÎM Genel Müdürü Ahmet Kazokoğlu ve AKP Genei Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Haru Karaca'nın da aralannda bulunduğu 12 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 4'ü ifadeleri ahndıktan sonra po tarafından salıverilirken, Karaca ise sevk edildiği mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Üsküdar Cumhı Başsavcılığı'nca yürütüle: Akbil soruşturması yenidt açıldı. Cumhuriyet Savcu talimatı üzerine İstanbul Mali Şube Müdürlüğü ek Tayyip Erdoğan'ın danışn Harun Karaca ve 11 kişiy gözaltına aldı. Polis, bu kişilerden 4'ünü ifadelerini aldıktan sonra serbest bırakırken, Harun Karaca Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edildi. Cumhuriyet Savcıhğı tarafıı tutuklanması istemiyle mahkemeye gönderilen Kaı Nöbetçi 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Mali Şube'de tutu eski BELBİM Genel Müdü Ahmet Kazokoğlu ve 5 kişi ise işlemleri sürüyor. Aynı soruşturma kapsamım Mali Şube tarafından gözal alınarak Üsküdar Adliyesi' gönderilen, belediyeye bağ birimlerde yazılun uzmam olarak görev yapan Metin Ertanbay ram ve Mustafa ( ile özel bir şirkette çahşan tbrahim Uğur. 21 Mayıs 2ı tarihinde tutuklanmışlardı. istanbul Büyükşehir Beled Genel Sekreteri Mustafa Açıkalın da aynı soruşrurrr kapsamında tutuksuz yargılamyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yah< ölüm oruçlarına uzun süreden be- ri devam eden 8 grup, 28 Mayıs tari- hinde bu eylemlerine son verdiklerini açıkladılar. DHKP-C davası sanık ve hükümlülerinden bazı gruplar ise di- renişi düne kadar sürdürüyorlardı. Avukatlan bu eylemin şimdilik sürdü- ğünü belirttiler. Ölüm orucu sırasında birçok ey- lemci, ölümlerin dışında ciddi hasta- lıklara da yakalandılar. Artık kamu- oyunun öğrendıği bir hastalık olan VVemicke Korsakoff'ayakalananlann bir kesimi Adli Tıp Kurumu'nca veri- len "kendisine bakamaz, tahliye olma- sı gerekir" raporları doğrultusunda mahkemelerce serbest bırakıldılar. Bir dönem süren bu tahliyeler, daha son- ra aynı doğrultudaki raporlara rağ- men mahkemelerce durduruldu. Son dönemde bir kısım ölümün bundan ile- ri geldiği ailelerce belirtildi. • • • Benim dikkatimi iki gün önce Milli- yet gazetesinde Tolga Şardan imza- lı bir haber çekti. Olüm orucundan tahliye olanlann "kaçtıklan, kaçmaya Ölüm Oruçları ve Erteleme Yasası ça//şt/Wan" anlamında bir haberdi bu. Üstelik bu haber, Isa Armağan gibi bir katliam hükümlüsünün cezaevin- den çıktığı günlere rastlıyordu. ölüm orucunu sürdüren, ölüm oru- cunu bitiren veya sürekli sakatlık ve hastalık nedeniyle Adli Tıp raporlany- la tahliye olan sanık ve hükümlülerin yargılandıklan, mahkûm olduklan mad- delerin hiçbirisi erteleme ya da af kap- samına alınmadı. Bu maddeler "dev- lete karşı suçlar" içinde yer aldıklan için böyle bir yola başvuruldu. Daha da ötesi. Meclis'teki siyasi partilerin eğilimi solcuları değil sağcıları tahliye- ye yatkın olduğu için bu adaletsiztab- lo ortaya çıktı. Bu maddelerden yargılananların ço- ğunun yaşları 18-25 arası. Önemli bir çoğunluğu üniversite ya da lise öğren- cisi. Yargılandıklan eylemlerin yüzde doksanı da şiddet eylemi değil. Ekse- risi afiş yapıştırmak, duvarlara yazı yazmak, birgösteriye katılmak; gaze- te, dergi veya bildiri dağıtmak gibi ey- lemlerden yargılanıyoriar. Türkiye'de- ki "ierör" anlayışı çok geniş bir şekil- de yorumlandığı için bu gençler "fe- rörist" kapsamına alındılar. Böyle yargılanınca, onları F tipi ce- zaevlerine koyuyorlar. Aldıklan ceza- ları diğer mahkûmlardan farklı olarak daha fazla yatmak zorunda kalıyorlar. İşte bu gençler, yaşadıkları kötü ko- şulları protesto için ölüm orucu yap- tılar. 19 Aralık operasyonunda 30'un üzerinde tutuklu ve hükümlü yaşamı- nı yitirdi. Süren ölüm orucundadayü- ze yakın kişi öldü. Bu arada bir kısmı da sakat kaldı. İşte bu sakatların tahliye edilenleri "kaçıyortarmış." Millıyet gazetesinın ha- beri böyle. Tahliye edilenlere ilişkin haberter zaman zaman gazetelerde yer alıyor. Çok ağır şekilde bir hafıza kay- bı yaşadıkları zaten doktor raporuyla kanıtlanmış olan bu insanların en önemli sorunlarından birisi tedavi. Ailelerin maddi güçleri çocuklarının tedavisini karşılayacak durumda de- ğil. Türkiye Insan Haklan Vakfı (TİHV) butedavileri üstlendi. Ancak TlHV'nin olanakları da bu tedavıye yetmediği için destekleme kampanyalan açıldı. Tam bu tartışmalar sürerken Isa Arrna- ğan'lar çıkanlan erteleme yasasından yararlanıp tahliye olurken "onlar ka- çıyor" diye bir haber gazetelerin kö- şesineyerleşiverdı. Neden acaba? Bundan ne elde edil- mek isteniyor? Hep birlikte polis bu sakat insanların peşine mi düşsün? Bu ne bitmez tükenmez öfkedir. ••• Ölüm orucunu, bir direniş biçimi olarak hiçbir zaman onaylamadım. Bunu içeridekiler bu eyleme başla- madan onlara da defalarca söyledim. Fakat, F tipi cezaevlerinin kuruluş mantığını, mimari yapısını \ 19 Aralık operasyonunu ins rına aykırı bulduğumu, on nanlara karşı olduğumu de de çokça dile getirdim. Şimdi bu ölüm orucunu yî ların birisi dışında diğerleı orucunu bıraktığı bugün, t hâlâ devletin, Adalet Bal yapması gereken şeyler ok cındayım. Adalet Bakanı H mi Türk, F tipinin gelece daha kapsamlı toplantılar c bileceğinı defalarcatekrar< böyle bir tartışma ve toplan başlangıç olabılir. Bir başka önemli nokta is lete karşı suçlar" anlayışın dan, anayasadan temizler halifleri sindirmeyi amaçl; edeni "terörist" sayan man tirilmesi. Milliyet'teki habeı konuları yeniden dile get doğurdu. Türkiye belleks Olanları yarın unutup gide lar" diye bağırmaya devan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle