Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2002 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Şimdi Siyaset Zamanı
Altyapının üstyapıyı biçimlendırdığı gerçeği, za-
man zaman tersinin olmayacağı, yani siyasetin
ekonomiyi biçimlendirip etkilemeyeceği anlamını
taşımıyor.
Ekonomiden bağımsız bir siyaset yok evet, hat-
ta siyaset, üretimde öncelikli alanlann belirlenme-
si, kimi teşviklerle yatınmların öncelikli alanlara yö-
neltilmesi, gelir dağılımının düzenlenmesi yoluyla
toplumsal dengelerin oluştunjlması veya korunma-
sı gibi önemli işlevleri de bünyesinde taşır.
Sosyalist ülkelerde ise ekonomi piyasa koşulla-
rına göre değil, toplumsal öncelikler ve hedeflere
göre yönetilir, daha doğrusu yönetilirdi.
Türkiye'deki siyaset ve ekonomi ilişkisi ise uzun
yıllar, çok sağlıksız bir raya oturtulduğu ve eşe
dosta, siyasi destekçiye hak edilmemiş gelir sağ-
lamak üzere, bir ayağı talanda bir ayağı avantada
olan hastalıklı bir ekonomiyi yarattığı ıçindir kı, için-
de bulunduğumuz büyük bunalımı yaşamaktayız.
Kemal Derviş'ın ekonomiden siyasilerin elini
çekme formülü bu hastalıklı yapıya bir itirazdır.
Ama kabul etmek gerekir ki kapitalist ekonomi-
lerin hepsinde (zaten artık Küba dışında alternatif
bir model de yok uygulamada), siyasetin ekono-
mi ile ilişkisi gittikçe zayıflamakta, siyasetçinin ulu-
sal yatırım öncelikleri belirlemek ya da gelir dağı-
lımını düzenlemek gibi alanlardaki hareket olana-
ğı da gittikçe sermaye lehine daralmaktadır.
Temsili demokrasilerin büyük krizi de işte bura-
dan kaynaklanıyor.
• • •
Türkiye de küreselleşmeye eklemlenme süre-
cinde, bu yolda ileriiyor.
Ama şu anda, hiçbir ülkede, siyasetin bu kadar
öne çıktığına da tanık olmuyoruz.
Şu anda Türkiye'de, bütün aksi yöndekı reform
girişimlerine karşın siyaset ekonominin önünde
yer alıyor.
Yapılan reformları beğenir veya beğenmeyebi-
lirsiniz, tutulan yolu doğru ya da yanlış bulabilirsi-
niz, ama artık girilen yoldan dörime otanağının ol-
madığını da görmek zorundasınız.
Bu yolda bunalımın aşılmasını sağlayacak eko-
nomik kıpırdanmalar olduğu da, bu ekonomik po-
litikanın savunuculan tarafından da, yansız gözlem-
cilerce de dile getirtliyor.
Ama bütün bunlar bir süredir, siyasete endeks-
lenmiş durumda.
Türkiye'de siyasal istikrar, hem yerli hem de ya-
bancı yatınmcı için öncelikli sorun. Zaten içine gir-
diğimiz dönemde yerli ve yabancı sermaye ayrımı
da kalmamıştır, istesek de istemesek de...
Koalisyon bünyesinde, bu yapının getirdiği güç-
lüklere karşın belirii bir istikrarı da yakalamış gö-
rünüyordu Türkiye.
Idam, anadilde yayın ve eğitim sorunlarının bile
aşılamaz olmadtğı görülüyor.
Ancak, Başbakan Ecevit'in, aslında sürpriz ol-
maması gereken ani rahatsızlığı, istikran derinden
zedeledi. Faizler ve döviz yükselirken borsa düş-
tü. Durum böyle sürerse üretimdeki kıpırtılar da du-
rabilir.
• • •
Bülent Bey'in sağlık durumu bundan böyle, iş-
lerin onun başbakanlığı attındayürümesi yolunu ara-
yanlann da önünün iyice tıkandığını gösteriyor.
Içinde bulunduğumuz koşulların ağırlığı, yeni bir
oylamanın sisteme rahat nefes aldıracak bir alter-
natif sunmaması da bir erken seçimin derde şifa
olmayacağını göstermekte.
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Derviş de
önceki gün bir TV kanalında yaptığı konuşmada,
"erken seçimle ilgili sözlehnin yanlış anlaşıldığını
belirtirken öyle erken seçim yanlısı olmadığını"
açıklıyordu.
Bugün Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu so-
run, Bülent Bey'in siyaset sahnesinden kısmi çe-
kilişiyle biriikte, dengeleri bozmadan koalisyonu yii-
rütecek ve hiç değilse gecikmiş erken seçime, ya-
ni 2003 sonbaharına kadar yatırımlan canlandıra-
cak bir istikran yakalama sorunudur.
Artık Bülent Bey'li çözümleri unutup, bu yeni
çözümün gerekleri üzerinde düşünüp bunu yaşama
geçirme zamanıdır.
Evet, şimdi siyaset zamanıdır.
Yargılanmasına devam edildi
Çapan: Beni bitirmek
için komplo kuruldu
tstanbul Haber Servi-
si - Esenyurt Belediye-
si'ndeki yolsuzluk iddi-
alanyla ilgili olarak Be-
lediye Başkanı Dr. Gür-
bûz Çapan'ın da arala-
nnda bulunduğu 42 ki-
şinin yargılanmasma de-
vam edildi. Duruşmaya
ilk kez tutuksuz katılan
Çapan, u
Beni bitirmek
için komplo kurdular"
dedi.
tstanbul 1 No'lu
DGM'deki duruşmaya
tutuklu sanıklar Hıdır
Güler, Ali Aksu ile tu-
tuksuz yargılanan Gür-
büz Çapan, Zeki Çapan,
Çetin Çapan, Mehmet
UzuneL Gfilay Ozşahin,
Maruf Ataol, Seyfettin
Karahan, Ahmet PehB-
van, Murteza Kalem ve
Hüsevin Taner katıldı.
Duruşmada dinlenen 14
müştekidenGürbüz Şsy-
bek, şikâyetini geri aldı.
Şaybek, 1997 yılında
muhtarhk seçimleriyle
ilgili yapılan referandum
sırasında kendisine bazı
kişilerin saldırdığını an-
lattı. Şaybek, "Bukişfle-
ri Gürbüz Çapan'ın
adamlan zannettiğim
içinşikâyetçioldum. Ça-
pan'ın adamlan değil-
miş. şikâyetini geri alıyo-
rum" dedı. Müşteki Si-
bel Yümaz da, üyesi ol-
duğu bir kooperatifin
kongre seçimlerinde,
adamlannın yönetimde
yer almalan için Ça-
pan'ın kendilerine bas-
kı yaptığını ve hakaret-
te bulunduğunu öne sür-
dü. Sanık avukatlan,
Esenkent'te 17bin472
kooperatif üyesi bulun-
duğunuifade ederek, yal-
nızca 14 kişinin şikâyet-
çi olmasının Gürbüz Ça-
pan'a komplo kuruldu-
ğunun ispatı olduğunu
vurguladılar. Çapan'ın
tçişleri Bakanlığı tara-
fından görevine iade
edildiğini anımsatan avu-
katlar, Çapan'ın duruş-
malardan vareste tutul-
masını istediler. Mahke-
me Heyeti bu istemi red-
detti.
DGM çıkışında gaze-
tecilerin sorulannı ya-
mtlayan Çapan, "Bana
komplo kurarak bitir-
meye çalıştılar. Ancak,
başanb olamayacaklar.
Bana kurulan komplo
ibret bclgesi olarak tari-
he geçecektir'* diye ko-
nuştu. Bir gazetecinin
"Bukompiovla CHPGe-
nel Başkanı Deniz Bay-
kal'uıügisivarmı" soru-
sunu ise Çapan, "Bu-
nunla ilgili açıklamayap-
mak için daha erken" ya-
nıtını verdi.
İstanbuPun iki belediye başkanı da 'resmi arttırma ve eksiltmelere hile kanştırmakla' suçlaı
Gürtuna'ya 30, Erdoğan'a 9 yı
Tayyip Erdoğan
SİBELKIZILIŞIK
AKP Genel Başkanı RecepTay-
yip Erdoğan ve tstanbul Büyük-
şehir Belediye Başkanı Ali Mü-
fit Gürtuna hakkında Büyükşe-
hir Belediyesi ve bağlı şirketlerin-
deki (BÎT) yolsuzluklarla ilgili
ılk dava açıldı. İstanbul Cumhu-
riyet savcılan, "Resmi artürma-
eksfltmeye bile kanşormak" su-
çundan Ali Müfit Gürtuna'nın
30 yıl, Recep Tayyip Erdoğan'ın
ise 9 yıla kadar hapsini istedi.
Savcılar iddianamede,tt
çete"nin
varhğını saptadıklannı ancak Da-
mştay 2. Dairesi'nin bu suçtan
yargılanmalanna izin vermediği
için Gürtuna ile Erdoğan'a bu
suçtan dava açamadıklannı vur-
guladı. Savcılar, Gürtuna ile Er-
doğan'ın BlT'lerdeb usulsüzlük-
lerle ilgili dosyalannı ise "yetki-
sizfik" karanyla Eyüp ve Üskü-
dar Cumhuriyet başsavcılıklanna
gönderdi.
istanbul Büyükşehir Belediye-
si'ndeki yolsuzluklarla ilgili yar-
gılanan 150 sanığa Recep Tay-
yip Erdoğan ile Ali Müfit Gürtu-
na da dahil oldu. Belediyedeki
yolsuzluklan soruşturmak üzere
İstanbul Cumhunyet Başsavcılı-
ğı'nca oluşturulan özel büronun
savcılan Hüsevin Yıldız. Erol Ca-
nözkan ile Rasim lşıkaltın. bir ay-
lık incelemeden sonra soruştur-
mayı tamamladı. Erdoğan ve Gür-
tuna'ya ilk davayı açan savcılar,
TCK'nin 366. maddesinde dü-
zenlenen "resmi artürma-eksilt-
meye hile kanşürnıak" suçundan
Gürtuna'run 10 kez, Erdoğan'ın
ise 3 kez cezalandınlmasını talep
ettiler. Ancak Gürtuna ve Erdo-
ğan'a sadece bu suçu yöneltme-
leri nedeniyle davayı, asliye ceza
mahkemesinde açmak zorunda
olduklannı belirten savcılar, yar-
gılamanın ağır ceza mahkeme-
sinde yapılması gerektiğini vur-
gulayarak davanın İstanbul 4. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki Albay-
raklar dosyası ile birleşfirilmesi-
ni istediler. Savcılar, usulsüzlük
tespit edılen ihalelerde, belediye
encümenin imza attığı ihaleleri
ıddianameye taşıdılar.
Savcılar, Gürtuna ile Erdoğan'ın
BÎT'lerdeki yolsuzluklarla ilgili
dosyalannı ise "yetkisizlik kara-
nyla'' büyükşehir belediyesi ile il-
gili soruşturma yürüten diğer ad-
liyelere gönderdi. Gürtuna ile Er-
doğan'ın, Halk Ekmek, ÎGDAŞ,
ağaç dikimi ihalelerinde yapılan
yolsuzluklarla ilgili dosyalan
Eyüp Cumhuriyet Savcılığı'na,
AKBİL bilet sistemindeki usul-
süzlüklerle ilgili dosyalan ise Üs-
küdar Cumhuriyet Savcılığı'na
yollandı. Ali Müfit Gürtu
OHAL'in kaldınlmasıyla olağanüstü oluşumlar da yeniden şekillenecek
Devlet, Doğu'da yeniden yapdanacak
tLHANTAŞCI
ANKARA-Miüi Güvenlik Kuru-
lu'nun (MGK), AB ile bütünleşme
hedefi doğrultusunda olağanüstü
hal (OHAL) uygulamasma son ve-
rihîiesi karanyla, uygulamanın ya-
rattığı kurumlar da yeniden biçim-
lendirilecek. Olağan yaşama dönüş
için başta OHAL Valiİiği olmak üze-
re gözaltı süreleri, güvenlik önlem-
leri, bölgede görev yapan devlet me-
murlanna yapılan ödemelere kadar
birçok alanda yeni düzenleme gere-
kiyor.
MGK'nin önceki gün aldığı tav-
siye kararı doğrultusunda OHAL
uygulaması 2002 sonundatamamen
sona eriyor. Sıkıyönetim dönemin-
de dünyaya gelen ve OHAL'li yıllar-
la çocukluklanm süren ve bugün 24
yaşında olan gençler de ilk kez "ola-
ğan yaşamla" tanışacaklar.
24Aralık 1978tarihınde 100'üaş-
kın yurttaşın ölümüyle sonuçlanan
Kahramanmaraş katliamının ardın-
dan ilan edilen sıkıyönetim. 19 Tem-
muz 1987 tarihinde yaşama geçiri-
len OHAL uygulamasıyla sona erdi.
Bu tarihlerde Diyarbakır, Bıngöl,
Hakkâri, Mardin ve Siirt'te OHAL
Valiİiği kuruldu. KHK ile Bingöl,
Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mar-
din, Siirt, Tunceli ve Van'da olağa-
nüstühal uygulamasına geçüdi. Baş-
bakanlık onayıyla da Adıyaman, Bit-
lis ve Muş mücavir il olarak belirlen-
di.
19 Mart 1994 tarihinden itibaren
Biths Olağanüstü Hal kapsamına alı-
nırken OHAL kapsamındaki Elazığ
da mücavir ile dönüştürüldü. Aynı
tarihte Mardin de mücavir il olarak
değerlendirildi. Batman, Bingöl ve
Bıtlis'te 6 Ekim 1997 tarihinden iti-
baren OHAL kaldınldı ve mücavir
il kapsamına alındı.
30 Kasım 1999 tarihinde Siirt, 30
Temmuz 2000 tarihinde de Van'da
OHAL kaldınlarak mücavir ıl statü-
sünde değerlendirildi.
Olağanüstü Hal Bölge Valiİiği so-
rumluluksahasuıdabulunan 11 ilden
Diyarbakır. Hakkâri, Şırnak ve Tun-
celi OHAL; Batman, Bingöl, Bitlis,
Mardin, Muş, Siirt ve Van ise müca-
vir il kapsamında bulunuyor.
OHAL kurumlan yeniden
şekillenecek
OHAL"in kaldınlmasıyla buna bağ-
h olarak yaşama geçirilen kurumlar
da yeniden yapılandınlacak. OHAL
Valiİiği 'nden yargıdaki uygulamala-
ra kadar birçok alanda yaşam yeni-
den şekillenecek. Yeni gehşmelerle de-
ğişmesi gündeme gelecek olan ve
OHAL Yasası'nda düzenlenen *^a-
saklardan" bazılan şöyle:
'Sokağa çıkmaNi snnriamakveyaya-
saklamak. Belü yerlerde \vya saatkr-
de kişilerin dolaşmalannı ve toplan-
malannL araçlann seyiıierini yasak-
lamak. OHAL ilan edilen böİge sa-
kinleri ile bu bölgeye hariçten girecek
kişiler için kimfik beürleyici belge ta-
şuna mecburiyeti koymak. Gazete,
dergu broşür, kitap, el ve duvar Uanh
ve benzerlerinin basılnıasınu çoğaltd-
masnu,>avımlanmasını ve dağıtilma-
snu, bunlârdan OR\L bölgesi dışın-
da basılmış veya çoğalûlmış olanknn
bölgeye sokulmasını ve dağmhnasmı
yasaklamak veya izne bağlamak
SHP'de
görev
dağılımı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
SHP'de görev dağılımı yapıldı.
Partinin genel başkan
yardımcılıklanna Uğur Cilasun,
Tûnur Erkman. Mehmet
Gükegün ve Mustafa Kul getirildi.
SHP'nin Merkez Yürütme Kurulu,
Genel Başkan Murat Karavalçın,
Genel Sekreter Fikri Sağlar ile
Ühan Göğüş, Nihat Matkap,
Mehmet Gülcegün, Şule Bucak,
Uğur Cilasun, Ozgül Kıvanç, Fffat
Aykut, Sabri Temel, Timur
Erkman, Cafer Yüksel, Yaşar
Seyman, Hanl Paydaş, Süha Umar,
Mustafa Kul ve Be>
f
Özkahraman dan oluştu.
Partideki görev dağılırmnda Şule
Bucak. Nihat Matkap, Halil
Paydaş, Yaşar Seyman, Sabri
Temel ve Cafer Yüksel genel
sekreter yardımcılıklanna
getirildiler. Ilhan Göğüş genel
sayman; Uğur Cilasun, Timur
Erkman, Mehmet Gülcegün ve
Mustafa Kul genel başkan
yardımcısı oldular. Fırat Aykut,
yerel yönetimler, kentleşme,
konut, çevre bölge projelerinin
izlenmesi; Özgül Beyazıt Kıvanç,
devlet reformu projesi; Bey
Özkahraman, yoksulluğu yenme
projesi ile görevli olacak. Suha
Umar da parti sözcülüğünü
yürütecek.
DHKP-C örgütünej-ardım.yatakhkveörgütüyefiğiyapmaktan >-argdaııan26ünHer^eöğrencisininikinddunışmasında
olayçıktLArkadaşlannadestekveren öğrencfleremüdahaleedienpoli$,10kişi>idöverekgözaltınaaldL (GÜLSÛLÜN)
Oğrencîlerîn da\ asmda olay
tstanbul Haber Servisi - "DHKP-
C örgütüneyardım,\atakhk yapok-
lanve örgütüvçsiokluklan*' iddiasıy-
la 26 üniversite ögrencısı hakkında
açılan davanın ikinci duruşmasında
olaylarçıktı. Dövülerek yerlerde sü-
rüklenen öğrencilerden 10'u gözal-
hna ahndı. Bu su^ada çok sayıda ba-
sm mensubu da tartaklanarak ring
araçlanna götürüldüler. Çıkan olay-
lar sırasmda bir televizyon kanalının
kamerası da krnldı.
İstanbul 6 No'lu DGM'de görülen
davanın ikinci duruşmasına 26 sanık
katıldı. Duruşmaya çıkanlan öğren-
cilerin 14'ünün Tekırdağ F Tipi Ce-
zaevi'nde, 7'sininBakırköy Kadınve
Çocuk Tutukevi'nde ve 1 kız öğren-
cinin de Kartal Özel Tip Cezaevi'nde
tutukluolduğu açıklandı. Duruşma-
da söz alan sanıklar suçsuz olduk-
lannı belirterek tahliye talebinde bu-
lundular. Mahkeme heyeti dosyada-
ki eksikliklenn gidenlmesi için du-
ruşmayı erteledi. SanıklarDGM'den
çıkanlırken slogan atarak marşlar
söylediler.
Arkadaşlanna destek için gelen
lYÖ-DER'li öğrencüer duruşma ön-
cesinde yaptıklan açıklamada. 12
Ekim 2001 tarihinde gözalnna alı-
nan 26 kişiden 22'sinin üniversite-
lerde antidemokratik uygulamalara
karşı çıktıklan için tutuklandıklan-
nı beürterek arkadaşlanmn bir an
önce serbest buakılmalannı istedi-
ler. Arkadaşlanmn 8 aydır F tipi ce-
zaevlerinde tecrit edihnesine tepki
gösteren öğrencüer, son iki yılda 12
bin üniversite öğrencisi hakkında
soruşturma açıldığını \iirguladilar.
tstanbul Yüksek Öğrenim Genç-
liği Yardımlaşma Derneği (tYO-
DER) üyesi öğrenciler, yargılanan ar-
kadaşlanndanbazılannın dergi bas-
kınnıda, bazılannın da okul çıkışla-
nnda ve sokakta yürürken gözalh-
na alındıklanna dikkat çektiler. ITÜ
Mimarlık Bölümü öğrencisi Mel-
tem Alagöz, arkadaşlanmn, Ülke-
mizde Gençlik dergisi bürosunun
basılarak gözalnna alındığını ifade
ederek 8 aydır yalnızca bir kere du-
ruşmaya çıkanldıklanm kaydetti.
Öğrencilerin ceza almamalannakar-
şın cezaevlerinde tutulduğunu anla-
tan Alagöz, dergi baskınında tutuk-
lanan öğrenciler arasında dergideki
arkadaşlannı ziyarete gelenlerin de
olduğunu söyledi.
Akbil soruşturma
Erdoğan 'ın
danışmanın
gözaltı
• Üsküdar Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca yürütüle
Akbil soruşturması yenid
açıldı. Soruşturma
kapsamrnda 12 kişi
gözaltına alında.
tstanbul Haber Servisi - Üskı
Cumhuriyet Başsavcılığı'nci
yürütülen Akbil soruşturma;
kapsamında, eski BELBÎM
Genel Müdürü Ahmet
Kazokoğlu ve AKP Genei
Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın danışmanı Haru
Karaca'nın da aralannda
bulunduğu 12 kişi gözaltına
alındı. Bu kişilerden 4'ü
ifadeleri ahndıktan sonra po
tarafından salıverilirken,
Karaca ise sevk edildiği
mahkemece tutuksuz
yargılanmak üzere serbest
bırakıldı. Üsküdar Cumhı
Başsavcılığı'nca yürütüle:
Akbil soruşturması yenidt
açıldı. Cumhuriyet Savcu
talimatı üzerine İstanbul
Mali Şube Müdürlüğü ek
Tayyip Erdoğan'ın danışn
Harun Karaca ve 11 kişiy
gözaltına aldı. Polis, bu
kişilerden 4'ünü ifadelerini
aldıktan sonra serbest
bırakırken, Harun Karaca
Üsküdar Cumhuriyet
Başsavcılığı'na sevk edildi.
Cumhuriyet Savcıhğı tarafıı
tutuklanması istemiyle
mahkemeye gönderilen Kaı
Nöbetçi 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nce tutuksuz
yargılanmak üzere serbest
bırakıldı. Mali Şube'de tutu
eski BELBİM Genel Müdü
Ahmet Kazokoğlu ve 5 kişi
ise işlemleri sürüyor.
Aynı soruşturma kapsamım
Mali Şube tarafından gözal
alınarak Üsküdar Adliyesi'
gönderilen, belediyeye bağ
birimlerde yazılun uzmam
olarak görev yapan Metin
Ertanbay ram ve Mustafa (
ile özel bir şirkette çahşan
tbrahim Uğur. 21 Mayıs 2ı
tarihinde tutuklanmışlardı.
istanbul Büyükşehir Beled
Genel Sekreteri Mustafa
Açıkalın da aynı soruşrurrr
kapsamında tutuksuz
yargılamyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yah<
ölüm oruçlarına uzun süreden be-
ri devam eden 8 grup, 28 Mayıs tari-
hinde bu eylemlerine son verdiklerini
açıkladılar. DHKP-C davası sanık ve
hükümlülerinden bazı gruplar ise di-
renişi düne kadar sürdürüyorlardı.
Avukatlan bu eylemin şimdilik sürdü-
ğünü belirttiler.
Ölüm orucu sırasında birçok ey-
lemci, ölümlerin dışında ciddi hasta-
lıklara da yakalandılar. Artık kamu-
oyunun öğrendıği bir hastalık olan
VVemicke Korsakoff'ayakalananlann
bir kesimi Adli Tıp Kurumu'nca veri-
len "kendisine bakamaz, tahliye olma-
sı gerekir" raporları doğrultusunda
mahkemelerce serbest bırakıldılar. Bir
dönem süren bu tahliyeler, daha son-
ra aynı doğrultudaki raporlara rağ-
men mahkemelerce durduruldu. Son
dönemde bir kısım ölümün bundan ile-
ri geldiği ailelerce belirtildi.
• • •
Benim dikkatimi iki gün önce Milli-
yet gazetesinde Tolga Şardan imza-
lı bir haber çekti. Olüm orucundan
tahliye olanlann "kaçtıklan, kaçmaya
Ölüm Oruçları ve Erteleme Yasası
ça//şt/Wan" anlamında bir haberdi bu.
Üstelik bu haber, Isa Armağan gibi
bir katliam hükümlüsünün cezaevin-
den çıktığı günlere rastlıyordu.
ölüm orucunu sürdüren, ölüm oru-
cunu bitiren veya sürekli sakatlık ve
hastalık nedeniyle Adli Tıp raporlany-
la tahliye olan sanık ve hükümlülerin
yargılandıklan, mahkûm olduklan mad-
delerin hiçbirisi erteleme ya da af kap-
samına alınmadı. Bu maddeler "dev-
lete karşı suçlar" içinde yer aldıklan
için böyle bir yola başvuruldu. Daha
da ötesi. Meclis'teki siyasi partilerin
eğilimi solcuları değil sağcıları tahliye-
ye yatkın olduğu için bu adaletsiztab-
lo ortaya çıktı.
Bu maddelerden yargılananların ço-
ğunun yaşları 18-25 arası. Önemli bir
çoğunluğu üniversite ya da lise öğren-
cisi. Yargılandıklan eylemlerin yüzde
doksanı da şiddet eylemi değil. Ekse-
risi afiş yapıştırmak, duvarlara yazı
yazmak, birgösteriye katılmak; gaze-
te, dergi veya bildiri dağıtmak gibi ey-
lemlerden yargılanıyoriar. Türkiye'de-
ki "ierör" anlayışı çok geniş bir şekil-
de yorumlandığı için bu gençler "fe-
rörist" kapsamına alındılar.
Böyle yargılanınca, onları F tipi ce-
zaevlerine koyuyorlar. Aldıklan ceza-
ları diğer mahkûmlardan farklı olarak
daha fazla yatmak zorunda kalıyorlar.
İşte bu gençler, yaşadıkları kötü ko-
şulları protesto için ölüm orucu yap-
tılar. 19 Aralık operasyonunda 30'un
üzerinde tutuklu ve hükümlü yaşamı-
nı yitirdi. Süren ölüm orucundadayü-
ze yakın kişi öldü.
Bu arada bir kısmı da sakat kaldı.
İşte bu sakatların tahliye edilenleri
"kaçıyortarmış." Millıyet gazetesinın ha-
beri böyle. Tahliye edilenlere ilişkin
haberter zaman zaman gazetelerde yer
alıyor. Çok ağır şekilde bir hafıza kay-
bı yaşadıkları zaten doktor raporuyla
kanıtlanmış olan bu insanların en
önemli sorunlarından birisi tedavi.
Ailelerin maddi güçleri çocuklarının
tedavisini karşılayacak durumda de-
ğil. Türkiye Insan Haklan Vakfı (TİHV)
butedavileri üstlendi. Ancak TlHV'nin
olanakları da bu tedavıye yetmediği
için destekleme kampanyalan açıldı.
Tam bu tartışmalar sürerken Isa Arrna-
ğan'lar çıkanlan erteleme yasasından
yararlanıp tahliye olurken "onlar ka-
çıyor" diye bir haber gazetelerin kö-
şesineyerleşiverdı.
Neden acaba? Bundan ne elde edil-
mek isteniyor? Hep birlikte polis bu
sakat insanların peşine mi düşsün? Bu
ne bitmez tükenmez öfkedir.
•••
Ölüm orucunu, bir direniş biçimi
olarak hiçbir zaman onaylamadım.
Bunu içeridekiler bu eyleme başla-
madan onlara da defalarca söyledim.
Fakat, F tipi cezaevlerinin kuruluş
mantığını, mimari yapısını \
19 Aralık operasyonunu ins
rına aykırı bulduğumu, on
nanlara karşı olduğumu de
de çokça dile getirdim.
Şimdi bu ölüm orucunu yî
ların birisi dışında diğerleı
orucunu bıraktığı bugün, t
hâlâ devletin, Adalet Bal
yapması gereken şeyler ok
cındayım. Adalet Bakanı H
mi Türk, F tipinin gelece
daha kapsamlı toplantılar c
bileceğinı defalarcatekrar<
böyle bir tartışma ve toplan
başlangıç olabılir.
Bir başka önemli nokta is
lete karşı suçlar" anlayışın
dan, anayasadan temizler
halifleri sindirmeyi amaçl;
edeni "terörist" sayan man
tirilmesi. Milliyet'teki habeı
konuları yeniden dile get
doğurdu. Türkiye belleks
Olanları yarın unutup gide
lar" diye bağırmaya devan