25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 2002 PERŞEMBE HABERLER DIJIVYADA BUGUN ALİ StRMEN Türk Çitte Standardı Garip bir ülke olduk. Biryandan, kimileri sürek- li olarak "Biz adam olmayız abi" derken çoğu- muz da her anlaşmazlıkta sürekli kendimizi hak- lı görerek garip bir ulusalcılığın peşine takılmış gi- diyoruz. Maşallah popülist medyamız da yangına kö- rükle gidiyor. Böylelıkle kendi kendimize, sürekli haksızlığa uğrayan, hep yabancılann önyargıları ve çifte standart uygulamalanyla karşı karşıya kalan maz- lurn bir toplum olarak bakıyoruz. Üstelik de yakınmak ve yabancılara kızmaktan başka somut hiçbir şey yapamıyoruz. Duygusal tepkiler veren, acizin öfkesinden öte- ye geçemeyen bir toplum görüntüsü sergiliyoruz. Işte size Karen Fogg olayı. Bu hanım Türkiye'de bir diplomat olduğunu unutmuş veya buna her zaman olduğu gibi aldır- mamış, ölçüyü kaçınp zırvalamış. Bunu da her- kesin önünde, açık birtoplantıdayapmış. Yani or- tada, yasadışı elde edilmiş bilgi falan da yok. Ka- muoyunun da, resmi makamlann da kızmak hak- lan. Ama kızacaklar da ne olacak? Kimseçıkıp Bayan Fogg'u istenmeyen kişi ilan edebiliyor mu? Ankara daha ne bekliyor, olaya uygun tepkisi- ni usulünce dile getirip bu kadının geri çekilme- sini istemek için? • • • Dikkat buyrunuz! KKTC'yi Türkiye'nin kolonisi olarak niteleyen ve KKTC halkını Türkiye'ye karşı ayaklanmaya ça- ğıran kişi, herhangi biri değil, bir diplomattır. Diplomatlann, normal kişileri bağlamayan, ama kendilerinin mutlaka uymalan gereken kurallara dikkat ederek konuşmalan gerekir. Peki, bu kadın bu konuşmalannı neye güvene- rek yapıyor? Nasıl olsa kimse bana dokunamaz düşünce- sine. Sanki Tanzimat döneminin astığı astık, kestiği kestik, buyurduğu emir olan ünlü Ingiliz Sefiri Statfort Cunning, ki Sadrazam Mustafa Reşit Paşa'nın azil karannı iki saat içınde gerı aldırmış- tı, zaman tünelinden süzülüp gelerek yeniden ül- kemizin başbuyurganı olmuştur. Evet, bu kadını istenmeyen kişi ilan etmek için ne bekliyorsunuz, şevketlu ve devletlulanmız? • • • Bu arada başkalannın çifte standardından ya- kınıyoruz haklı olarak, ama kendi davranışlan- mızdaki çifte standarda acaba yeterince eğilebi- liyor muyuz? DHKP-C'nin bürosuna Brüksel'de bayrak çe- kilmesine tepki gösterdik. Aslında bir ülkenin te- rorist katilleri koruyup kollamasına tepki göster- mekte haklıydık. Ama aynı anda bizim parlamentomuzdan da yerii terörist katillerin affını sağlayan birözel af ya- sası geçiyordu, iki olay arasındaki paralelliği gör- memek çifte standart değil mi? Kimi terör öfgütlerinin Avrupa'da hoşgörüyle kar- şılandığından yakınırken biz de kimi terör örgüt- lerine, hiç degilse Çeçenler adına hareket ettik- lerini ileri sürenlere hoşgörü göstermedik mi? Iş o raddeye vardı ki, geçen gün The Marma- ra Oteli'ni silahla basıp insanları rehin alırken Çe- çen davası adına hareket ettiğini söyleyen Mus- tafa Yıldınm olayını duyan bir arkadaşım güle- rek sordu: - Eee, bari duruma hâkim olup rehineleri tutuk- lamışlar mı? Işte edinilen izlenim bu. Gerçi daha sonra Va- li Erol Çakır, adamın Karamanlı bir köktenci ol- duğunu söyledi, ama görüntü değişmiyor. Tam bu sırada, Yargrtay 5. Ceza Dairesi'nin, Emin Tokcan ve adamlannın Svvissotel baskını ile ilgi- li eylemini terör sınıfına sokmayan karan yayım- landı. Kuşkusuz hukukçulann enine boyuna tartış- malan gereken bir konu ile karşı karşıyayız. Ama acaba Tokcan'ın tüm bağlantıları göz önünde bulunduruldu mu, bu karar verilirken? Bir terör örgütünün şubesi kendisinden ayn ni- telenebilir mi? Yalnız dış ülkelerde değil, Türkiye'de de, Çe- çen eyiemcilere fazla hoşgörülü davranıldığı ve Türk işi bir çifte standart olayı ile karşı karşıya ol- duğumuz izlenimi doğuyor. Bizden söylemesi. Albayraklar davası İtirafçı Mahmut Kuş bilgi vermedi Gelirlerinin büyük bir kısmını Hazine yardımı oluşturuyor. Üye aidatlan ise gittikçe azalıyor Partiler devletten besleniyorBARIŞDOSTER • Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya'nm arastırmasına eöre, "Sistemin kartelleşmesini -Ülkemizdepartilerinveadaylann Türkiye'de siyasi partilerin büyük bölümünün mali olarak Hazine yar- dımına yaslandıklan, gelirlerinin bü- yük kısmınm Hazine yardımından oluştuğu vurgulanarak sağhklı bir parti yapısının temel taşı olan üye ai- datlannın ise parti gelirleri arasında 5'inci sırada geldiği belirtildi. Siyasi partiler, siyasetin fmansma- nı ve siyasi etik konulanndaki çalış- malanyla bilinen Bilkent Üniversi- tesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Fa- rukGençkaya'nın, "Devletieşen Par- uTer-Türİdye'de Siyasi Partilerin Baş- bca GeBr Kaynaklan 1983-1998" baş- lıklı çalışması. Anadolu Stratejik Araş- tırmalar Vakfı'nca yayımlandı. Ça- Meclis üyeliği seçimi Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya'nm araştırmasına göre, "Sistemin kartelleş teşvik eden Hazine yardımma bağımlıhk, parti sisteminde statükoyu koruyor ve mali yönden güçlü parti genel merkezlerinin merkeziyetçi eğilimlerini arttınyor." hşma, seçimlerde aluıan oy oranı ve TBMM'deki temsile göre belirlenen Hazine yardımının. özellikle büyük partiler için "cankurtaran simidT ol- duğunu ortaya koyarken, 1983-98 arasında partilerin Hazine'den 11.1 trilyon lira aldıklannı saptadı. Çalış- mada, son değişikliklerle, genel se- çimlerde yüzde 7'den fazla oy alan, ancak TBMM'de temsil edilemeyen partiler, TBMM'de 10 ya da daha faz- la temsilcisi olup, seçime girecek bı- çimde örgütlenen partiler ve örgütlen- me koşulunu yerine getirmiş, TBMM'de 10'dan az, ancak en az 3 ya da daha fazla temsilcisi olan par- tilerin. Hazine yardımından yararla- nabildiklerine dikkat çekildi. Günü- müzde partilerin başlıca gelir kay- naklannı, üyelik ödentüeri, özel kişi ve kuruluşlardan aluıan bağışlar, ka- musal mali destek. mevduat, kira vb. gelirler, parti yayınlan, rozet ve fla- ma satışlan, konser, yemek, balo gi- bi etkinliklerden sağlanan gelirler, rüşvet ve komisyonlar ile uluslarara- sı kuruluşlann sağladığı eğitim amaç- lı destekler olarak sıralayan çalışma- da, başlıca şu saptamalar yapıldı: - Hazine yardımı, özellikle sistem- deki büyük partilerin gelirlerinin bü- yük bir bölümünü oluşturmaktadır. 1983-98 arası dönemde parti gelirle- rinin yansına yakını (yüzde 45) Ha- zine yardımından sağlanmıştır. - Siyaset yönetimin etkinleştiril- mesi temelinde rekabetçi bu- meslek haline gelmekte, kapital yoğun bir süreç olmaktadır. - Partilerin devlet yardımına ba- ğunhhğı artmakta, partiler devleün bir parçası hahne gelmektedir. Siyasilerin gözii Armuthı'da OZANYAYMAN İZMİR- 12 Mayıs'ta beledıye meclis üyeliği seçimlerinin yapılacağı Izmir Kemalpaşa'nın Ar- mutlu beldesi hareketli günler yaşıyor. 18 Nisan seçimlerinden bu yana ilk kez sandık başına gidile- cek beldeye siyasi parti- lerin ilgisi büyük. 7 bin nüfuslu beldenin 4 bin 621 seçmeni, genel başkan dü- zeyindeki politikacılan beldelerinde ağırhyor. Be- lediye başkanının dışın- da 8 meclis üyesinin be- lirleneceği seçimde 11 parti yanşacak. 18 Nisan seçimlerinde CHP adayı ZekayiÖzden- giz'in belediye başkanlı- ğını kazanması ve ardın- dan oluşan belediye mec- lisindeki yapı, 3 yıl son- ra Armutlu'da yaşayanla- n yeniden sandık başına götürüyor. 3 yıl önceki se- çimin ardından belediye başkanıyla birlikte CHP'nin 5, ANAP'ın 3, DYP'nin 1 ve DSP'nin 1 meclis üyesi çıkardığı bel- dede, meclis 1.5 yıl önce düştü. Meclis üyelerinin belediye bütçesini onay- lamaması üzerine Armut- lu Belediye Başkanı Öz- dengiz, konuyu Kemal- paşa Kaymakamlığı'na iletti. Kaymakamlık da, tçişlen Bakanlığı'na bil- dirdi. Danıştay'a ulaşan Armutlu dosyasının ar- dından, Armutlu Beldesi Belediye Meclisi görev- den alındı. Danıştay'ın ka- rannın uzaması sonucu beldedeki seçimlerin tari- hi 12 Mayıs olarak belir- lendi. IĞNELtFIRÇA ZAFERTEMOÇİN seçim harcamalan yasal olarak düzen- lenmemiştir, denetlenmemektedir. Si- yasetin finansmanuıda başlıca kaçak alanı oluşturan seçim kampanyalan- nın finansmanıyla ilgili somut değer- lendirme yapmak olanağı yoktur. - 1983-98 arasında tek parti ya da hükümet ortağı olarak ülkemizi yö- neten partilerin gelirleri arasuıda, ba- ğış gelirlerinin oranı şöyledir: ANAP yüzde 20, CHP Yüzde 14, DSP yüz- de 23, DYP yüzde 22, HP- SHP yüz- de 23, RP yüzde 44. Bu değerler, "ik- tidar partilerine daha fazla bağış ve- riBr" savını doğrulamamıştır. Ancak, iktidara gelmeden önce bağış topla- yabilen partilerin, iktidara gelince, kontrol ettikleri kaynakla- n bağış sahiplerine yön- lendirip yönlendirmediği sorusu akla gelmektedir. Bir başka deyişle, partiler iktidara geldikten sonra, para akışının yönü değiş- mekte midir? Özellikle, ihale ve teşvik süreçlerin- de sürekh gündemde olan "rüşvet" söylentileriyle birlikte, bu varsayımın sı- nanması gerekir. - Üye aidatlan hemen hemen tüm partilerde cü- celeşerek faiz ve repo ge- lirlerinin ardından 5'inci sırada gehnektedir. - Özellikle merkez sağ ve sol partilerin büyük bö- lümünde, birikimler ban- ka mevduatında faiz ve repo olarak değerlendiril- mektedir. - Parti tabanı kavramı hızla yok olmakta, parti önderleri, kendileriyle uyumlu ohnayan yerel ör- gütleri kolayhkla görev- den alabilmektedir. - Hazine yardunuıa ba- ğımlılık, parti sisteminde statükoyu korumakta, ma- li yönden güçlü parti ge- nel merkezleri merkezi- yetçi eğilimlerini arttır- maktadır. Başbakan Bülent Ecevit'in ilk ziyaretçisi Cumhurbaşkanı Sezer oldu Olağan görüşme evde yapıldı• Sezer, Başbakan'a birkaç gün evinde çalışmasını önerdiğini söyledi. Filistin lideri Yaser Arafat da Ecevit'i telefonla arayarak geçmiş olsun dileğinde bulundu. ANKARA(CumhuriyetBürosu) Sezer, Ecevit'in sağlık durumu - Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer, geçirdiği bağırsak enfeksi- yonu nedeniyle evinde dinlenen Başbakan Bülent Ecevit'i ziyaret etti. Geçmiş olsun dileklerini ile- ten Sezer, haflalık olağan görüşme- lerini de yaphklannı bildirdi. Ece- vit, Filistin lideri Yaser Arafat ile de telefon görüşmesi yaptı. Rahatsızlığı nedeniyle Başba- kanlık'a gelemeyen Ecevit, dinlen- diği evinde geçmiş olsun telefon- lan ve ziyaretçilerini kabul etti. Ecevit'i evinde ziyaret eden ilk isim Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer oldu. Cumhurbaşkanı hakkında bilgi alırken geçmiş ol- sun dileğinde bulundu. Sezer'i Ecevit'in evine gelişinde ve çıkı- şında Başbakanhk Basın Müşa- viri Cem Ava karşıladı ve uğur- ladı. Ziyaretin ardından açıklama ya- pan Cumhurbaşkanı Sezer, geçmiş olsun dileklerini ilettiğini ve Ece- vit'i çok iyi gördüğünü söyledi. Se- zer, "Ben de birkaç gün daha evin- de çahşmasını, Başbakanhk'a git- memesini önerdün. Herhalde öy- le yapacak. Sağhğı yerinde, istira- hat ediyor" diye konuştu. Sezer, perşembe günlen haftalık olağan görüşmenin de bu ziyaretle yapıl- dığinı belırterek "Bu görüşme>i bu- güne alarak başbakanın yorulma- ması için ziyaretinde o görüşmeyi deyapnuşolduk^ dedi. Sezer, Ece- vit'in rahatsızlığı nedeniyle gün- deme gelen senaryolann anımsa- tılması üzerine, "Onlan konuş- madık. Tüm sryasiler böyle senar- yolann olduğunu yalanladı" diye konuştu. Ecevit'in gününü nasıl geçirdi- ğine ilişkin bir soru üzerine Sezer, "Kendisi dinleniyor. Sayuı Ara- fat'la görüştüğünü betirtti" dedi. Sezer, bir gazetecinin "Sayın baş- bakan uzamyor mu" sorusuna, "Kimi zaman ıpamynr, kimi zaman oturuyor'' diye karşılık verdi. Öğleden önce de Fihstin lideri Yaser Arafat Başbakan Ecevit'i te- lefonla arayarak geçmiş olsun di- leğinde bulundu. tki lider telefon görüşmesinde Füistin-îsrail an- laşmazlığma da değindi. Arafat bölgedeki son durumla ilgili Ece- vit'e bilgi verirken şiddetin yatış- ması için Türkiye'nin yapılacak konferansa mutlaka katılmasını istedi. Başbakan Ecevit de yapı- lacak toplantının Türkiye'de ger- çekleştirihnesi gerektiğini öteden beri istediğini dile getirdi. Arafat ise bundan memnunluk duyacağı- nı kaydetri. Arafat, Gazze şeridi- nin de tehdit altında olduğunu Ece- vit'e iletti. Bu arada Ecevit'in rahatsızlığı- nın Amerikan yönetimi tarafın- dan da "yakından iztendiğT ve gelen iyi haberler üzerine Was- hington'ın rahatladığı öğrenildi. tstanbul Haber Servi- si-Belediye Üctisadi Te- şekkülleri'ne yönehk so- ruşturma kapsamında tstanbul Büyükşehir Be- lediyesi' nden Albayrak- lar AŞ'ye verilen usul- süz ihalelerle ilgili 70 sanığın yargılandıği da- vaya devam edildi. So- ruşturma sırasında ken- di isteğiyle Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren'e itiraflarda bulu- nan eski Büyükşehir Be- lediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahmut Kuş bilgi vermedi, sade- ce hakkındaki suçlama- lan reddetti. Istanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün gö- rülen duruşmaya Mah- mut Kuş ile eski Büyük- şehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öz- türk'ün de aralannda bulunduğu 19 sanık ka- tüdı. Davaaçümadan ön- ce pohse, soruşturmayı yürüten Mülkiye Baş- müfettişi Candan Eren'e gjderek, televizyon prog- ramlanna katılarak iti- raflarda bulunan Mah- mut Kuş, duruşmadabil- gi vermedi. "thaleye fe- satkanştırmak'' suçun- dan 5 kez cezalandınl- ması istenen Kuş, "İha- lelere ne şekilde fesat ka- nştırdığımmsomut deü- leri yok. Görev yapnğım süreceidareamiri sfaüy- la bazı şartnameleri onavladım" dedi. Duruşma, belediye- nin ağaç alımlannda ya- pılan usulsüzlükleri an- latan tanık Ali Kara- koç'un ve diğer sanıkla- nn dinlenmesi amacıy- laertelendi. Kuş duruş- ma çıkışında, "\eden bügi vermediniz'' diye soran basuı mensuplan- na saldırdı. ÇİLLER, SEÇİM HÜKÜMETt İSTEDİ: Ecevit istifa ettneli ANKARA (Cumhu- riyEtBürosu)-DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çfl- ler, hükümerin yoluna devam etme yeteneği- nin kahnadığuıı belir- terek Başbakan Bülent Ecevit'in zaman geçır- meden başbakanlığı bı- rakması gerektiğini söyledi. DYP lideri Çiller, dünpartisi- nin grup toplantısında, hükümet ortaklannın barajuı alhna düş- me korkusuyla birbirine zamk gibi yapıştıklannı, ancak doğa- ya kafa tutarak siyaset yapmanın mümkün ohnadığını behrtti. Tür- kiye'nin iyi yönetilmediğini kay- deden Çiller, hükümerin elinde bulunan inisiyatifin çok kısa bir zaman içinde yok olabileceğini söyledi. "Nebekleniyor?Bakmn amna dönüşeceği gün mü bekle- niyor?" dıyen Çiller, hükümetın yoluna devam etme yeteneğinin kalmadığmı vurguladı. Çiller, "Herkesin bu gerçeği kabuDenme günü gelmiştir. Bu saatten sonra ileri sürülebilecek hiçbir mazeret hak- h olamaz. Siyasetin kendini yenilemesi ve ülkenin yolunu açması zamanı gel- miştir. Şimdi yapn lırsa buna imkân vardn-. Endişe edi- wruz ki yarma bıra- kıhrsa siyaset bir molozVTgını gibi Türkiye'nin yo- lunu ükayacakar. Vakit geçirme- den Sayın Ecevit, başbakanlığı bırakmahdır" dedi. Zaman yitirihneden bir seçim hükümeti kurulması çağnsını yi- neleyen Çiller, seçim hükümeti- ni kuracak, destekleyecek bütün formülasyonlann yanmda ola- cağmı söyledi. Çiller, "Bu nok- tadan sonra ülkevi kendi korku- larmm esiri haline getirenler, ken- dilerine bile rvitik yapnuş olmaz- lar" diye konuştu. Türkiyenin krizlere bedel öde- me gücünün kalmamasına karşuı yeni bedellerin yolda olduğunu anlatan Çiller, yeni bir faturanın her geçen gün daha da ağırlaştı- ğını da ilan sürdü. YILMAZ'DAN MHP'YE AB UYARISI: Ülkenin önü tıkandı ANKAR\(Cumhu- riyet Bürosu) - ANAP lideri ve Başbakan Yar- dmıcısı Mesut Yıhnaz. 'ülkenin önünün ükan- dığmı" söylerken "Ma- alesef AB uyum çahş- malaru rafa kaldırma girişimlerrvie karşı kar- şıyadm Türldyevtni bir kuharda koşmalıdır. bu kuhar AB'dir" dedi. Yılmaz, milletve- killerine "Gücümüzü birleştire- Km" çağnsında bulunurken "ge- reksiz ayrmnlar, kaprisler, zaaf- larvegurur tuzağma düşühneme- si" gereğı üzerinde durdu. ANAP lideri Yıhnaz, partisi- nin grup toplantısındaki konuş- masına Başbakan Bülent Ece- vit'e "şahsı ve grubu adına geç- miş olsun dileklerini" ileterek başladı. Türkiye'nin dünyadaki değişime ayak uydurması zorun- luluğu üzerinde duran Yılmaz, de- ğişime direnilemeyeceğini vur- guladı. Yümaz. Türkiye'nin "Or- tadoğu batağmdan kurtulması'* gerektiğini kaydederken "2000'B yıllara ürkek ve karamsar bir başlangıç vapddığı- m" söyledi. Yıhnaz, "Halk sadece gün- lük şarüardan şikâ- yetçi değil, yannla- rma da güvensiz. Ül- kenin önü bkanmış- ör. Sıkuınlar sade- ce ekonomiyle ilgili değil. Siyaset güç- süzkşmişrir. shil toplum kunı- luşlan sindirilnıiştir, bürokrasi son 20 yıldn* en durgun dönemi- niyaşıyw.Devletinelatngı her alan kurumuştur" dedi. AB'ye uyum çalışmalannın rafa kaldınlma girişimleriyle kar- şı karşıya olduğunu bildiren Yıl- maz sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye dış Sişkflerinde yalnız- hğave karanhğa itilnıe tehlikesiy- le karşı karşıya. Bardağın dolu yansı da var elbette, ama boş ta- rafi daha çok dikkatimizi gerek- tiren noktadır. Eğer sorunlara da- ha luzh çözüm üretmezsek, kor- karun ki bu sorunlardaha da bü- yüyecek. Devletle kav gah aşm uç- lar bundan kârtı çıkacak. Türki- ye buna müstahak değfldn-." Kutlama ziyareti Merkez sağın TOBByanşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) yeni yönetimini kutlamak için adeta birbiriyle yarışö. Ziyaretler sonrasmda Yıhnaz, bu ay içinde Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplama karan aldıklannı açıklarken Çiller, Türldye'yi ikinci bir kriz dalgasının beklediğini savundu. Hafta sonu gerçekleşen genel kurulda yeni yönetimini belirleyen TOBB'yi dün ilk olarak DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ziyaret etti. Çiller, yeni yönetimi kutlamak için gerçekleştirdikleri ziyaretin ardından yaptığı açıklamada şunlan kaydetti: "Türkiye'nin önüne ikinci bir dalga genyor ve bu dalganın nedeni uygulanan kur potitikasL Bu dalga geldiğindc vunnan KOBİler, ihracat ve üretim olacak. İkinci olarak aktanhğınuz konu da bu coğrafyada ciddi bir operasyon olasıhğmın olması. Türkiye'nin bu ortamda risklerden kurtulabilmesi için Sryasi Partiler ve Seçim Yasası'nda değişiklik yapıbnası gerekiyor.'' Türkiye'de merkez sağ ve merkez solun bütünleşmesi için iki turlu seçim sistemine geçihnesi gerektiğini vurgulayan Çiller, "Bu konuda anayasa değişUdiğiııe de gerek yok" dedi. Çiller'in ziyaretinin ardmdan ani bir kararla TOBB'yi ziyaret eden ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıhnaz da yeni yönetimi kutlamak için geldiğini behrtti. ESK'yi bu ay içinde toplama karan aldıklannı açıklayan Yılmaz, "Bu ayki gündemimiz ekonomi olacak. Ben bu konuda geç kaldığunızı da düşünüyorum. Ayın 16'sında Yüksek Planlama Kuruhı'nu toplayacağız. ESK'ıün bu ay içinde toplanması konusunda da uziaşmaya ulaşok" diye konuştu. Görev dağıbmı yapıldı TOBB'nin Yönetim Kurulu toplantısında, Rifat Hisarcıkhoğlu'nun tekrar başkanlığa getirihnesi benimsenirken başkan vekilliklerine de şu isimlerin getirihnesi kararlaşnrüdı: Ticaret ve Sanayi Odalan Konseyi adına Mehmet Bakfuk,, Sanayi Odalan Konseyi adına Zafer Çağlayan, Ticaret Borsalan Konseyi adına Faik Yavuz ve Deniz Ticaret Odalan Konseyi adına HaBm Mete.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle