Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 2002 PERŞEMBE
HABERLER
DIJIVYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Türk Çitte Standardı
Garip bir ülke olduk. Biryandan, kimileri sürek-
li olarak "Biz adam olmayız abi" derken çoğu-
muz da her anlaşmazlıkta sürekli kendimizi hak-
lı görerek garip bir ulusalcılığın peşine takılmış gi-
diyoruz.
Maşallah popülist medyamız da yangına kö-
rükle gidiyor.
Böylelıkle kendi kendimize, sürekli haksızlığa
uğrayan, hep yabancılann önyargıları ve çifte
standart uygulamalanyla karşı karşıya kalan maz-
lurn bir toplum olarak bakıyoruz.
Üstelik de yakınmak ve yabancılara kızmaktan
başka somut hiçbir şey yapamıyoruz.
Duygusal tepkiler veren, acizin öfkesinden öte-
ye geçemeyen bir toplum görüntüsü sergiliyoruz.
Işte size Karen Fogg olayı.
Bu hanım Türkiye'de bir diplomat olduğunu
unutmuş veya buna her zaman olduğu gibi aldır-
mamış, ölçüyü kaçınp zırvalamış. Bunu da her-
kesin önünde, açık birtoplantıdayapmış. Yani or-
tada, yasadışı elde edilmiş bilgi falan da yok. Ka-
muoyunun da, resmi makamlann da kızmak hak-
lan.
Ama kızacaklar da ne olacak?
Kimseçıkıp Bayan Fogg'u istenmeyen kişi ilan
edebiliyor mu?
Ankara daha ne bekliyor, olaya uygun tepkisi-
ni usulünce dile getirip bu kadının geri çekilme-
sini istemek için?
• • •
Dikkat buyrunuz!
KKTC'yi Türkiye'nin kolonisi olarak niteleyen ve
KKTC halkını Türkiye'ye karşı ayaklanmaya ça-
ğıran kişi, herhangi biri değil, bir diplomattır.
Diplomatlann, normal kişileri bağlamayan, ama
kendilerinin mutlaka uymalan gereken kurallara
dikkat ederek konuşmalan gerekir.
Peki, bu kadın bu konuşmalannı neye güvene-
rek yapıyor?
Nasıl olsa kimse bana dokunamaz düşünce-
sine.
Sanki Tanzimat döneminin astığı astık, kestiği
kestik, buyurduğu emir olan ünlü Ingiliz Sefiri
Statfort Cunning, ki Sadrazam Mustafa Reşit
Paşa'nın azil karannı iki saat içınde gerı aldırmış-
tı, zaman tünelinden süzülüp gelerek yeniden ül-
kemizin başbuyurganı olmuştur.
Evet, bu kadını istenmeyen kişi ilan etmek için
ne bekliyorsunuz, şevketlu ve devletlulanmız?
• • •
Bu arada başkalannın çifte standardından ya-
kınıyoruz haklı olarak, ama kendi davranışlan-
mızdaki çifte standarda acaba yeterince eğilebi-
liyor muyuz?
DHKP-C'nin bürosuna Brüksel'de bayrak çe-
kilmesine tepki gösterdik. Aslında bir ülkenin te-
rorist katilleri koruyup kollamasına tepki göster-
mekte haklıydık.
Ama aynı anda bizim parlamentomuzdan da
yerii terörist katillerin affını sağlayan birözel af ya-
sası geçiyordu, iki olay arasındaki paralelliği gör-
memek çifte standart değil mi?
Kimi terör öfgütlerinin Avrupa'da hoşgörüyle kar-
şılandığından yakınırken biz de kimi terör örgüt-
lerine, hiç degilse Çeçenler adına hareket ettik-
lerini ileri sürenlere hoşgörü göstermedik mi?
Iş o raddeye vardı ki, geçen gün The Marma-
ra Oteli'ni silahla basıp insanları rehin alırken Çe-
çen davası adına hareket ettiğini söyleyen Mus-
tafa Yıldınm olayını duyan bir arkadaşım güle-
rek sordu:
- Eee, bari duruma hâkim olup rehineleri tutuk-
lamışlar mı?
Işte edinilen izlenim bu. Gerçi daha sonra Va-
li Erol Çakır, adamın Karamanlı bir köktenci ol-
duğunu söyledi, ama görüntü değişmiyor.
Tam bu sırada, Yargrtay 5. Ceza Dairesi'nin, Emin
Tokcan ve adamlannın Svvissotel baskını ile ilgi-
li eylemini terör sınıfına sokmayan karan yayım-
landı.
Kuşkusuz hukukçulann enine boyuna tartış-
malan gereken bir konu ile karşı karşıyayız. Ama
acaba Tokcan'ın tüm bağlantıları göz önünde
bulunduruldu mu, bu karar verilirken?
Bir terör örgütünün şubesi kendisinden ayn ni-
telenebilir mi?
Yalnız dış ülkelerde değil, Türkiye'de de, Çe-
çen eyiemcilere fazla hoşgörülü davranıldığı ve
Türk işi bir çifte standart olayı ile karşı karşıya ol-
duğumuz izlenimi doğuyor.
Bizden söylemesi.
Albayraklar davası
İtirafçı Mahmut Kuş
bilgi vermedi
Gelirlerinin büyük bir kısmını Hazine yardımı oluşturuyor. Üye aidatlan ise gittikçe azalıyor
Partiler devletten besleniyorBARIŞDOSTER • Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya'nm arastırmasına eöre, "Sistemin kartelleşmesini -Ülkemizdepartilerinveadaylann
Türkiye'de siyasi partilerin büyük
bölümünün mali olarak Hazine yar-
dımına yaslandıklan, gelirlerinin bü-
yük kısmınm Hazine yardımından
oluştuğu vurgulanarak sağhklı bir
parti yapısının temel taşı olan üye ai-
datlannın ise parti gelirleri arasında
5'inci sırada geldiği belirtildi.
Siyasi partiler, siyasetin fmansma-
nı ve siyasi etik konulanndaki çalış-
malanyla bilinen Bilkent Üniversi-
tesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Fa-
rukGençkaya'nın, "Devletieşen Par-
uTer-Türİdye'de Siyasi Partilerin Baş-
bca GeBr Kaynaklan 1983-1998" baş-
lıklı çalışması. Anadolu Stratejik Araş-
tırmalar Vakfı'nca yayımlandı. Ça-
Meclis üyeliği seçimi
Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya'nm araştırmasına göre, "Sistemin kartelleş
teşvik eden Hazine yardımma bağımlıhk, parti sisteminde statükoyu koruyor ve mali
yönden güçlü parti genel merkezlerinin merkeziyetçi eğilimlerini arttınyor."
hşma, seçimlerde aluıan oy oranı ve
TBMM'deki temsile göre belirlenen
Hazine yardımının. özellikle büyük
partiler için "cankurtaran simidT ol-
duğunu ortaya koyarken, 1983-98
arasında partilerin Hazine'den 11.1
trilyon lira aldıklannı saptadı. Çalış-
mada, son değişikliklerle, genel se-
çimlerde yüzde 7'den fazla oy alan,
ancak TBMM'de temsil edilemeyen
partiler, TBMM'de 10 ya da daha faz-
la temsilcisi olup, seçime girecek bı-
çimde örgütlenen partiler ve örgütlen-
me koşulunu yerine getirmiş,
TBMM'de 10'dan az, ancak en az 3
ya da daha fazla temsilcisi olan par-
tilerin. Hazine yardımından yararla-
nabildiklerine dikkat çekildi. Günü-
müzde partilerin başlıca gelir kay-
naklannı, üyelik ödentüeri, özel kişi
ve kuruluşlardan aluıan bağışlar, ka-
musal mali destek. mevduat, kira vb.
gelirler, parti yayınlan, rozet ve fla-
ma satışlan, konser, yemek, balo gi-
bi etkinliklerden sağlanan gelirler,
rüşvet ve komisyonlar ile uluslarara-
sı kuruluşlann sağladığı eğitim amaç-
lı destekler olarak sıralayan çalışma-
da, başlıca şu saptamalar yapıldı:
- Hazine yardımı, özellikle sistem-
deki büyük partilerin gelirlerinin bü-
yük bir bölümünü oluşturmaktadır.
1983-98 arası dönemde parti gelirle-
rinin yansına yakını (yüzde 45) Ha-
zine yardımından sağlanmıştır.
- Siyaset yönetimin etkinleştiril-
mesi temelinde rekabetçi bu- meslek
haline gelmekte, kapital yoğun bir
süreç olmaktadır.
- Partilerin devlet yardımına ba-
ğunhhğı artmakta, partiler devleün bir
parçası hahne gelmektedir.
Siyasilerin gözii
Armuthı'da
OZANYAYMAN
İZMİR- 12 Mayıs'ta
beledıye meclis üyeliği
seçimlerinin yapılacağı
Izmir Kemalpaşa'nın Ar-
mutlu beldesi hareketli
günler yaşıyor. 18 Nisan
seçimlerinden bu yana ilk
kez sandık başına gidile-
cek beldeye siyasi parti-
lerin ilgisi büyük. 7 bin
nüfuslu beldenin 4 bin 621
seçmeni, genel başkan dü-
zeyindeki politikacılan
beldelerinde ağırhyor. Be-
lediye başkanının dışın-
da 8 meclis üyesinin be-
lirleneceği seçimde 11
parti yanşacak.
18 Nisan seçimlerinde
CHP adayı ZekayiÖzden-
giz'in belediye başkanlı-
ğını kazanması ve ardın-
dan oluşan belediye mec-
lisindeki yapı, 3 yıl son-
ra Armutlu'da yaşayanla-
n yeniden sandık başına
götürüyor. 3 yıl önceki se-
çimin ardından belediye
başkanıyla birlikte
CHP'nin 5, ANAP'ın 3,
DYP'nin 1 ve DSP'nin 1
meclis üyesi çıkardığı bel-
dede, meclis 1.5 yıl önce
düştü. Meclis üyelerinin
belediye bütçesini onay-
lamaması üzerine Armut-
lu Belediye Başkanı Öz-
dengiz, konuyu Kemal-
paşa Kaymakamlığı'na
iletti. Kaymakamlık da,
tçişlen Bakanlığı'na bil-
dirdi. Danıştay'a ulaşan
Armutlu dosyasının ar-
dından, Armutlu Beldesi
Belediye Meclisi görev-
den alındı. Danıştay'ın ka-
rannın uzaması sonucu
beldedeki seçimlerin tari-
hi 12 Mayıs olarak belir-
lendi.
IĞNELtFIRÇA ZAFERTEMOÇİN
seçim harcamalan yasal olarak düzen-
lenmemiştir, denetlenmemektedir. Si-
yasetin finansmanuıda başlıca kaçak
alanı oluşturan seçim kampanyalan-
nın finansmanıyla ilgili somut değer-
lendirme yapmak olanağı yoktur.
- 1983-98 arasında tek parti ya da
hükümet ortağı olarak ülkemizi yö-
neten partilerin gelirleri arasuıda, ba-
ğış gelirlerinin oranı şöyledir: ANAP
yüzde 20, CHP Yüzde 14, DSP yüz-
de 23, DYP yüzde 22, HP- SHP yüz-
de 23, RP yüzde 44. Bu değerler, "ik-
tidar partilerine daha fazla bağış ve-
riBr" savını doğrulamamıştır. Ancak,
iktidara gelmeden önce bağış topla-
yabilen partilerin, iktidara gelince,
kontrol ettikleri kaynakla-
n bağış sahiplerine yön-
lendirip yönlendirmediği
sorusu akla gelmektedir.
Bir başka deyişle, partiler
iktidara geldikten sonra,
para akışının yönü değiş-
mekte midir? Özellikle,
ihale ve teşvik süreçlerin-
de sürekh gündemde olan
"rüşvet" söylentileriyle
birlikte, bu varsayımın sı-
nanması gerekir.
- Üye aidatlan hemen
hemen tüm partilerde cü-
celeşerek faiz ve repo ge-
lirlerinin ardından 5'inci
sırada gehnektedir.
- Özellikle merkez sağ
ve sol partilerin büyük bö-
lümünde, birikimler ban-
ka mevduatında faiz ve
repo olarak değerlendiril-
mektedir.
- Parti tabanı kavramı
hızla yok olmakta, parti
önderleri, kendileriyle
uyumlu ohnayan yerel ör-
gütleri kolayhkla görev-
den alabilmektedir.
- Hazine yardunuıa ba-
ğımlılık, parti sisteminde
statükoyu korumakta, ma-
li yönden güçlü parti ge-
nel merkezleri merkezi-
yetçi eğilimlerini arttır-
maktadır.
Başbakan Bülent Ecevit'in ilk ziyaretçisi Cumhurbaşkanı Sezer oldu
Olağan görüşme evde yapıldı• Sezer, Başbakan'a birkaç gün evinde çalışmasını
önerdiğini söyledi. Filistin lideri Yaser Arafat da Ecevit'i
telefonla arayarak geçmiş olsun dileğinde bulundu.
ANKARA(CumhuriyetBürosu) Sezer, Ecevit'in sağlık durumu
- Cumhurbaşkam Ahmet Necdet
Sezer, geçirdiği bağırsak enfeksi-
yonu nedeniyle evinde dinlenen
Başbakan Bülent Ecevit'i ziyaret
etti. Geçmiş olsun dileklerini ile-
ten Sezer, haflalık olağan görüşme-
lerini de yaphklannı bildirdi. Ece-
vit, Filistin lideri Yaser Arafat ile
de telefon görüşmesi yaptı.
Rahatsızlığı nedeniyle Başba-
kanlık'a gelemeyen Ecevit, dinlen-
diği evinde geçmiş olsun telefon-
lan ve ziyaretçilerini kabul etti.
Ecevit'i evinde ziyaret eden ilk
isim Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer oldu. Cumhurbaşkanı
hakkında bilgi alırken geçmiş ol-
sun dileğinde bulundu. Sezer'i
Ecevit'in evine gelişinde ve çıkı-
şında Başbakanhk Basın Müşa-
viri Cem Ava karşıladı ve uğur-
ladı.
Ziyaretin ardından açıklama ya-
pan Cumhurbaşkanı Sezer, geçmiş
olsun dileklerini ilettiğini ve Ece-
vit'i çok iyi gördüğünü söyledi. Se-
zer, "Ben de birkaç gün daha evin-
de çahşmasını, Başbakanhk'a git-
memesini önerdün. Herhalde öy-
le yapacak. Sağhğı yerinde, istira-
hat ediyor" diye konuştu. Sezer,
perşembe günlen haftalık olağan
görüşmenin de bu ziyaretle yapıl-
dığinı belırterek "Bu görüşme>i bu-
güne alarak başbakanın yorulma-
ması için ziyaretinde o görüşmeyi
deyapnuşolduk^ dedi. Sezer, Ece-
vit'in rahatsızlığı nedeniyle gün-
deme gelen senaryolann anımsa-
tılması üzerine, "Onlan konuş-
madık. Tüm sryasiler böyle senar-
yolann olduğunu yalanladı" diye
konuştu.
Ecevit'in gününü nasıl geçirdi-
ğine ilişkin bir soru üzerine Sezer,
"Kendisi dinleniyor. Sayuı Ara-
fat'la görüştüğünü betirtti" dedi.
Sezer, bir gazetecinin "Sayın baş-
bakan uzamyor mu" sorusuna,
"Kimi zaman ıpamynr, kimi zaman
oturuyor'' diye karşılık verdi.
Öğleden önce de Fihstin lideri
Yaser Arafat Başbakan Ecevit'i te-
lefonla arayarak geçmiş olsun di-
leğinde bulundu. tki lider telefon
görüşmesinde Füistin-îsrail an-
laşmazlığma da değindi. Arafat
bölgedeki son durumla ilgili Ece-
vit'e bilgi verirken şiddetin yatış-
ması için Türkiye'nin yapılacak
konferansa mutlaka katılmasını
istedi. Başbakan Ecevit de yapı-
lacak toplantının Türkiye'de ger-
çekleştirihnesi gerektiğini öteden
beri istediğini dile getirdi. Arafat
ise bundan memnunluk duyacağı-
nı kaydetri. Arafat, Gazze şeridi-
nin de tehdit altında olduğunu Ece-
vit'e iletti.
Bu arada Ecevit'in rahatsızlığı-
nın Amerikan yönetimi tarafın-
dan da "yakından iztendiğT ve
gelen iyi haberler üzerine Was-
hington'ın rahatladığı öğrenildi.
tstanbul Haber Servi-
si-Belediye Üctisadi Te-
şekkülleri'ne yönehk so-
ruşturma kapsamında
tstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi' nden Albayrak-
lar AŞ'ye verilen usul-
süz ihalelerle ilgili 70
sanığın yargılandıği da-
vaya devam edildi. So-
ruşturma sırasında ken-
di isteğiyle Mülkiye
Başmüfettişi Candan
Eren'e itiraflarda bulu-
nan eski Büyükşehir Be-
lediyesi Genel Sekreter
Yardımcısı Mahmut
Kuş bilgi vermedi, sade-
ce hakkındaki suçlama-
lan reddetti.
Istanbul 4. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dün gö-
rülen duruşmaya Mah-
mut Kuş ile eski Büyük-
şehir Belediyesi Çevre
Koruma Daire Başkanı
Prof. Dr. Mustafa Öz-
türk'ün de aralannda
bulunduğu 19 sanık ka-
tüdı. Davaaçümadan ön-
ce pohse, soruşturmayı
yürüten Mülkiye Baş-
müfettişi Candan Eren'e
gjderek, televizyon prog-
ramlanna katılarak iti-
raflarda bulunan Mah-
mut Kuş, duruşmadabil-
gi vermedi. "thaleye fe-
satkanştırmak'' suçun-
dan 5 kez cezalandınl-
ması istenen Kuş, "İha-
lelere ne şekilde fesat ka-
nştırdığımmsomut deü-
leri yok. Görev yapnğım
süreceidareamiri sfaüy-
la bazı şartnameleri
onavladım" dedi.
Duruşma, belediye-
nin ağaç alımlannda ya-
pılan usulsüzlükleri an-
latan tanık Ali Kara-
koç'un ve diğer sanıkla-
nn dinlenmesi amacıy-
laertelendi. Kuş duruş-
ma çıkışında, "\eden
bügi vermediniz'' diye
soran basuı mensuplan-
na saldırdı.
ÇİLLER, SEÇİM HÜKÜMETt İSTEDİ:
Ecevit istifa ettneli
ANKARA (Cumhu-
riyEtBürosu)-DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çfl-
ler, hükümerin yoluna
devam etme yeteneği-
nin kahnadığuıı belir-
terek Başbakan Bülent
Ecevit'in zaman geçır-
meden başbakanlığı bı-
rakması gerektiğini
söyledi.
DYP lideri Çiller, dünpartisi-
nin grup toplantısında, hükümet
ortaklannın barajuı alhna düş-
me korkusuyla birbirine zamk
gibi yapıştıklannı, ancak doğa-
ya kafa tutarak siyaset yapmanın
mümkün ohnadığını behrtti. Tür-
kiye'nin iyi yönetilmediğini kay-
deden Çiller, hükümerin elinde
bulunan inisiyatifin çok kısa bir
zaman içinde yok olabileceğini
söyledi. "Nebekleniyor?Bakmn
amna dönüşeceği gün mü bekle-
niyor?" dıyen Çiller, hükümetın
yoluna devam etme yeteneğinin
kalmadığmı vurguladı.
Çiller, "Herkesin bu gerçeği
kabuDenme günü gelmiştir. Bu
saatten sonra ileri sürülebilecek
hiçbir mazeret hak-
h olamaz. Siyasetin
kendini yenilemesi
ve ülkenin yolunu
açması zamanı gel-
miştir. Şimdi yapn
lırsa buna imkân
vardn-. Endişe edi-
wruz ki yarma bıra-
kıhrsa siyaset bir
molozVTgını gibi Türkiye'nin yo-
lunu ükayacakar. Vakit geçirme-
den Sayın Ecevit, başbakanlığı
bırakmahdır" dedi.
Zaman yitirihneden bir seçim
hükümeti kurulması çağnsını yi-
neleyen Çiller, seçim hükümeti-
ni kuracak, destekleyecek bütün
formülasyonlann yanmda ola-
cağmı söyledi. Çiller, "Bu nok-
tadan sonra ülkevi kendi korku-
larmm esiri haline getirenler, ken-
dilerine bile rvitik yapnuş olmaz-
lar" diye konuştu.
Türkiyenin krizlere bedel öde-
me gücünün kalmamasına karşuı
yeni bedellerin yolda olduğunu
anlatan Çiller, yeni bir faturanın
her geçen gün daha da ağırlaştı-
ğını da ilan sürdü.
YILMAZ'DAN MHP'YE AB UYARISI:
Ülkenin önü tıkandı
ANKAR\(Cumhu-
riyet Bürosu) - ANAP
lideri ve Başbakan Yar-
dmıcısı Mesut Yıhnaz.
'ülkenin önünün ükan-
dığmı" söylerken "Ma-
alesef AB uyum çahş-
malaru rafa kaldırma
girişimlerrvie karşı kar-
şıyadm Türldyevtni bir
kuharda koşmalıdır. bu kuhar
AB'dir" dedi. Yılmaz, milletve-
killerine "Gücümüzü birleştire-
Km" çağnsında bulunurken "ge-
reksiz ayrmnlar, kaprisler, zaaf-
larvegurur tuzağma düşühneme-
si" gereğı üzerinde durdu.
ANAP lideri Yıhnaz, partisi-
nin grup toplantısındaki konuş-
masına Başbakan Bülent Ece-
vit'e "şahsı ve grubu adına geç-
miş olsun dileklerini" ileterek
başladı. Türkiye'nin dünyadaki
değişime ayak uydurması zorun-
luluğu üzerinde duran Yılmaz, de-
ğişime direnilemeyeceğini vur-
guladı. Yümaz. Türkiye'nin "Or-
tadoğu batağmdan kurtulması'*
gerektiğini kaydederken "2000'B
yıllara ürkek ve karamsar bir
başlangıç vapddığı-
m" söyledi. Yıhnaz,
"Halk sadece gün-
lük şarüardan şikâ-
yetçi değil, yannla-
rma da güvensiz. Ül-
kenin önü bkanmış-
ör. Sıkuınlar sade-
ce ekonomiyle ilgili
değil. Siyaset güç-
süzkşmişrir. shil toplum kunı-
luşlan sindirilnıiştir, bürokrasi
son 20 yıldn* en durgun dönemi-
niyaşıyw.Devletinelatngı her alan
kurumuştur" dedi.
AB'ye uyum çalışmalannın
rafa kaldınlma girişimleriyle kar-
şı karşıya olduğunu bildiren Yıl-
maz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye dış Sişkflerinde yalnız-
hğave karanhğa itilnıe tehlikesiy-
le karşı karşıya. Bardağın dolu
yansı da var elbette, ama boş ta-
rafi daha çok dikkatimizi gerek-
tiren noktadır. Eğer sorunlara da-
ha luzh çözüm üretmezsek, kor-
karun ki bu sorunlardaha da bü-
yüyecek. Devletle kav gah aşm uç-
lar bundan kârtı çıkacak. Türki-
ye buna müstahak değfldn-."
Kutlama ziyareti
Merkez sağın
TOBByanşı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz ve DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği'nin (TOBB) yeni
yönetimini kutlamak için adeta birbiriyle
yarışö. Ziyaretler sonrasmda Yıhnaz, bu
ay içinde Ekonomik ve Sosyal Konseyi
toplama karan aldıklannı açıklarken
Çiller, Türldye'yi ikinci bir kriz dalgasının
beklediğini savundu. Hafta sonu
gerçekleşen genel kurulda yeni yönetimini
belirleyen TOBB'yi dün ilk olarak DYP
Genel Başkanı Tansu Çiller ziyaret etti.
Çiller, yeni yönetimi kutlamak için
gerçekleştirdikleri ziyaretin ardından
yaptığı açıklamada şunlan kaydetti:
"Türkiye'nin önüne ikinci bir dalga genyor
ve bu dalganın nedeni uygulanan kur
potitikasL Bu dalga geldiğindc vunnan
KOBİler, ihracat ve üretim olacak. İkinci
olarak aktanhğınuz konu da bu
coğrafyada ciddi bir operasyon olasıhğmın
olması. Türkiye'nin bu ortamda risklerden
kurtulabilmesi için Sryasi Partiler ve Seçim
Yasası'nda değişiklik yapıbnası gerekiyor.''
Türkiye'de merkez sağ ve merkez solun
bütünleşmesi için iki turlu seçim
sistemine geçihnesi gerektiğini
vurgulayan Çiller, "Bu konuda anayasa
değişUdiğiııe de gerek yok" dedi.
Çiller'in ziyaretinin ardmdan ani bir
kararla TOBB'yi ziyaret eden ANAP
Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Mesut Yıhnaz da yeni yönetimi kutlamak
için geldiğini behrtti. ESK'yi bu ay içinde
toplama karan aldıklannı açıklayan
Yılmaz, "Bu ayki gündemimiz ekonomi
olacak. Ben bu konuda geç kaldığunızı da
düşünüyorum. Ayın 16'sında Yüksek
Planlama Kuruhı'nu toplayacağız.
ESK'ıün bu ay içinde toplanması
konusunda da uziaşmaya ulaşok" diye
konuştu.
Görev dağıbmı yapıldı
TOBB'nin Yönetim Kurulu toplantısında,
Rifat Hisarcıkhoğlu'nun tekrar başkanlığa
getirihnesi benimsenirken başkan
vekilliklerine de şu isimlerin getirihnesi
kararlaşnrüdı: Ticaret ve Sanayi Odalan
Konseyi adına Mehmet Bakfuk,, Sanayi
Odalan Konseyi adına Zafer Çağlayan,
Ticaret Borsalan Konseyi adına Faik
Yavuz ve Deniz Ticaret Odalan Konseyi
adına HaBm Mete.