Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30MAv
IS2OO2 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomicü cumhuriyet.com.tr 13
DEFTERDARLIK
Emlak
vergisini
zamlı
ödemeyin
Ekonomi Servisi - Üs-
küdar, Güngören ve
Zeytinburnu belediyele-
nnin, emlak vergisini
2001 yenne 2002 rayiç
bedelleri üzerinden al-
mak istemeleri yurttaş-
lann şıkâyetlerine konu
olurken yetkililer, Def-
terdarlığa şikâyette bu-
lunulabılecegini belirtti.
Yüzde 300'ü aşan
oranda zamlı hesapla-
nan vergiyi ödemek iste-
meyen mükelleflerden
Zeki Yarayb, Üsküdar
Belediyesi yetkililerin-
den "Bize böyle tafimat
veriMi, itiraz edemezsi-
niz" yanıtıru aldığını be-
lirtti. Varaylı, belediye-
nin 2001 rayiç bedelleri
üzerinden vergiyi yüzde
306 oramnda arttırarak
tahsil etmek istediğini
ifade ettı. Bunun üzeri-
ne başvurulan îstanbul
Defterdarlığı yetkilileri,
yurttaşlara şikâyette bu-
lunmalannı önerdi.
Yetkililer, "MükeUef
sonradan ceza ödeme-
mek için yüzde 532 yeni-
den değerieme oranryia
vergisini hesaplayıp ya-
nsını (1. taksit) bankaya
ya da posta çekryle bele-
diye hesabma yatırabihr.
O arada Defterdarhğa
başvuruda bulunabilir.
Bunun sonucunda bele-
diyenin işlemi incelenir"
bilgisıni verdi. Son öde-
me tarihinin 31 Mayıs
olduğunu anımsatan
yetkililer, "Ödemeden
de itiraz edilebihr, ancak
şikâyetin incelenmesi ve
yerine getirflmesi 1-2
günde mümkün olmaya-
bihyor. Bu nedenle, ön-
lem abp 1. taksidi 2001
rayiç bedeli üzerinden
yatirsmlar" uyansında
bulundu. Belediyelerin
sadece tahsilatı konu-
sunda yetkili olduğunu
bildiren yetkililer. "Bil-
diklerini okuyamazlar.
Yerginin uygulanması
Maüye BakanhğYna ait"
dediler.
DÜNYABANKASI
Kendisini
test ediyor
ANKARA(ANKA) -
Dünya Bankası, Türki-
ye'deki performansının
Türkler tarafından nasıl
değerlendirildiğini ölç-
mek üzere bir anket dü-
zenledi. Ankette Dünya
Bankası'nuı 1999 dep-
remler ve şubat knzi er-
tesinde Türkiye'ye sağ-
ladığı destekten Türki-
ye'deki eğitim ve sağlık
hizmetlerinin gehştiril-
mesi için gösterdıgi ça-
balar ve Türk muhatap-
lanna yönelik tutumuna
kadar çok sayıda alanda-
lci performansına not ve-
rilmesi istendi. ProCon
GfK-IBS Research adlı
suruluş tarafından yürü-
:ülen anket, yanıtlanma-
>ı istemiyle kamu ve
3zel sektörler temsilci-
leri, hükümet dışı kuru-
luşlar ve medya dahil ol-
mak üzere. çeşitlı alan-
larda faaliyet gösteren
toplam 35(5 kişiye gön-
derildi. Dünya Bankası
Temsilcisi Ajay Chbib-
ber. anketi yanıtlamala-
n istenen kişilere gön-
derdiği mektupta Dünya
Bankası Türkiye ülke
ekibinin, 'IJlke Destek
Stratejisi' (CAS) hazır-
lamak üzere Türk hukü-
metiyle birlikte çalışma
yaparken Türkiye'deki
çalışmalarmın nasıl de-
gerlendirildigini çok iyi
anlamalannın tajidığı
büyük öneme ikkat
çekti.
DİE'nin tanm alanlan sayımı, "tarım arazilerinin yok oluşunu" ortaya koydu:
Arazilerbetonoldu• lOyılda 1 milyon 178
bin dekar tanm arazisi
yapılaşmaya ve turizme
açıldı.
• Kimyasal gübre
hayvan gübresinden daha
çok kullanılıyor.
%/ Nüfiısu 25 binden az
olan yerlerde toplam hane
halkıîıın yüzde 66.3 'ü
tanmla uğraşıyor.
ANKARA (Cumhuiyet Büro-
su) - Devlet Istatistik Enstitü-
sü'nün(DtE) "tanmarazilerisa-
yım sonuçlan", Türkiye'nin son
10 yılda hızla "betonlaşnğmT
ortaya koydu. DlE venlenne gö-
re, son 10 yılda toplam 4 milyon
dekarlık tanm arazisınin, 1 mil-
yon 178 bin dekan yapılaşma ve
turizm yapılaşma nedeniyle yok
oldu. Tanma elverişlı olmasma
karşın, 1 milyon 212 bin dekar-
lık arazi de "kullanılamaz arazj"
konumuna getirildi.
DtE'nin dün açıkladığı 28 Ma-
yıs-30 Eylül 2001 dönemini kap-
sayan genel tanm sayımı geçici
sonuçlan, köylerin ve küçük il-
çelerin ekonomik durumunu da
ortaya koydu. Nüfiısu 2 binin al-
Onda olan yerleşim yerlerinde ta-
nm işletmeleri dışında en çok
bakkal ve kahvehane bulunuyor.
Tanm sayımıyla ilgilı sonuçlar
şöyle:
- Türkiye'de toplam 668 mil-
yon 781 bin dekar arazinin yüz-
de 33.13'üişleniyor.
- Tüm köyler ve nüfusu 25 bin-
den az olan il ve ilçe merkezle-
rinde bulunan toplam hane hal-
kının yüzde 66.3'ü (4 milyon 106
Son 10 ydda 4 milyon dekar tanm arazisi olmaktan çıkanhrken yalnızca 1 milyon dekar kazamldL
bin hane) tanmsal faaliyetle uğ-
raşıyor.
- Son 10 yılda toplam arazinin
yüzde 0.9'Ia 6 milyon 19 bin de-
karlık bölümünün kullanım ama-
cı değişti. Bunun yüzde 64"ü ta-
nm, yüzde 7'si de koruluk ve or-
man arazisinden oluştu. Değişik-
liğe uğrayan tanm arazisinin
yüzde 29'u ile değişikliğe uğra-
yan koruluk ve orman arazisinin
yüzde 16'sı yapılaşma alanı ve
turizm alanı haline geldi. Yanı. 1
milyon 117 bin dekar tanm ara-
zisi ile 67.4 bin dekar koruluk ve
orman arazisi betonlaştı.
- Son 10 yılda tanma elverişli
olup kullanılmayan alanlardan
yalnızca 247 bin dekar arazi ta-
nma kazandınldı.
- 37 bin 472 yerleşim yerinde,
kimyasal gübre kullanımı, çift-
lik gübresi kullanımından daha
yaygın. Toplam yerleşim yerinın
yüzde 80.59'u çiftlik gübresi
kullanırken, yüzde 93.56'sı kim-
yasal gübre kullanıyor. Güney-
doğu Bölgesi'nde yerleşim yer-
lerinin yüzde 46.19'u çiftlik güb-
resi kullanırken, yüzde 80.29'u
kimyasal gübre kullanmakta.
-10 yıl da toplam 4 milyon de-
kar tanm arazisi olmaktan çıka-
nlırken, yalnızca 1 milyon dekar
arazi tanm arazisi haline geldi
- Toplam yerleşim yerinin yüz-
de 76.6'sı zirai mücadele yapar-
ken, bu oran Kuzeydoğu bölge-
sınde yüzde 34.53 ile en düşük,
yüzde 93.26'yla da Ortagüney
Bölgesi'nde en yüksek seviye-
dedir.
Trakya'da
verim
araştırması
Trakya'da çiftçinin
daha fazla verim ala-
bilmesi için Tanm Ba-
kanlığı 'na bağlı teşki-
latlar yeni yeni araş-
hrma modellerini yü-
rürlüğe koyarak dene-
me ürün ekimlerini
sürdürüyor. Çorlu Ilçe
Tanm Müdürlüğü ile
Trakya Tanmsal
Araştırma Enstitüsü
(Edirne) buğday ve
arpa türleri denemesi
üzerinde duruyor.
Dört adet aday buğ-
day çeşidinin deneme
ekimi gerçekleştirildi.
Ekilen türler arasmda-
ki verimin hangi türde
yüksek olduğunun he-
saplaması yapılacak.
Tanm
politikasızlık
kurbanı
Ekonomi Servisi - Gelişmiş ülkeler
sübvansiyonlan arttınrken Türkiye
hâlâ nüfusunun ortalama 3 'te 1 'ini ba-
nndıran tanm sektöründe günübirlik
politikalarla destekleri kaldınyor.
Dünyada korumacı önicmlerin art-
tığı tanm sektöründe, Türkiye"nin iz-
lediği tersine politika alarm zilleri çal-
dınyor.
Son olarak, dünyada en liberal ekono-
mi olarak bilinen ABD, tanm sübvansi-
yonlannı yüzde 70 oramnda arttırdı, Av-
rupa Birliği de bütçesinin neredeyse
yüzde 40'ını bu alana ayırmayı sürdü-
rüyor. Türkiye ise tütünden fmdığa,
buğdaydan pamuğa kadar başta strate-
jikürünlerolmak üzere hemen heralan-
da üreticiye destekleri kaldmyor. Des-
tekleme ahmlanna son veren, üreticiye
tohum, gübre gibi temel girdilerde des-
teği neredeyse sıfirlayan Türkiye'de dı-
şa bağımlılık giderek artıyor.
Yıllardır politikasızhğa kurban edi-
len Türk tanmı, bu kez de IMF ve Dün-
ya Bankası'nın önerisi ve desteğiyle
"aşamalı bir yok etme planıykT karşı
karşıya. Dünya Bankası 'nin mali deste-
ğiyle uygulanan doğrudan gelir desteği
sistemiyle tanmsal üretim arttınlmıyor,
"sahipohınan toprakmiktanna göre pa-
ra dağıhmr yapılıyor. Ancak Türki-
ye'de uygulanabilirliği olmadığı. daha
da önemlisi Türkiye'nin ihtiyacı olan
tanmsal üretimi arttırmayacağı uzman-
larca her firsatta yinelenen söz konusu
sistem, kimi zaman
-
hiç üretim yapma-
yan kişilere" destek verilmesiyle günde-
me geldi.
Sistem yaygınlaştıkça desteklerin
kaldınlmasıyla tütün üretimi azalhlı-
yor, findık ağaçlan sökülmeye çalışılı-
yor ve şeker ithal edilmesine karşın pan-
car üretim kotası giderek düşürülü-
yor.üretici buğday ekmek yerine tar-
lasını boş bırakıyor.
Eski ELSİAD Başkanı Özata: Elekriği pahalı tüketen Türkiye kararlı olmak zorunda
Ejıerji politikaları sil baştan olmamah
• Eski ELSİAD Başkanı Özata,
şirketlerin uluslararası tahkime gittiği
enerji piyasasmda devletin olası mali
kaybı yanı sıra Türkiye'nin güven
yitirdiğini sa\omdu. Ozata, Türkiye'nin
kararlı da\Tanması gerektiğini belirtti.
Ekonomi Servisi -
Enerji politikalannın
"günübirük" belirlen-
mesinin Türkiye'ye ma-
liyetinin çok yüksek ol-
duğu belirtildi. Çok de-
ğil, bundan 10 yıl önce
uygulanmasuıda ısrar
edilen yap-işlet-devret
modeli ile alım garanti-
sinden vazgeçmek isten-
mesi üzerine firmalann
uluslararası tahkime
başvurmaya başladıkla-
rını ammsatan eski
Elektrik Sanayicileri ve
Işadamlan Demeği (EL-
SİAD) Başkanı Mehmet
Özata, olası mali kaybın
yanı sıra Türkiye'nin
ciddi anlamda güven yi-
tirdiğini belirtti.
Özata, "Türkhe ka-
rarlı davranmak dunı-
munda. Elektrik pahah.
Flyatın düşmesi içinyao-
nmlann olabildigince
düşük maliyeüe hızlı, re-
kabet ortamında ve şef-
faf yapüması gerekir''
dedi"
Enerji Bakanlığı'mn
alun garantisi ve yap-iş-
let-devret modelinden
vazgeçmek istemesi
üzerine Ilısu Barajı'nı
üstlenen ABD'li enerji
şirketleri tahkim davası
açtı. Bunu diğer firmala-
nn da takip etmesi bek-
lenirken bu süreci yo-
rumlayan Özata, Türki-
ye'de enerji sektörünün
"bhmekbiimeyen tarüş-
malar" nedeniyle tıkan-
dığını vurguladı. Özata
şunlan söyledi:
"Niye böyle oldu, bu-
nun sonımlusu kim?
Özelleştirme denildl
anayasa değistirildi.
uhıslararası tahkim ka-
bui edildL Bu kez de
Hazine'nin garanti tar-
üşmalan başladı. Yaü-
nmcılar ihakyi kazan-
mışlar, sözleşme imza-
lamışlar, Danıştay
onaylanuş. Bunlardan
sonra Hazine sorunu.
Türkiye'deki şirketle-
rin çoğunhığu yabancı
partnerlerini kaybetti.
Erkut Yücaoğlu'nun
şirketi 3 tane yabancı
partner değiştirdi. En
sonuncu da gitti."
Yüksek maliyet
Türkiye'de santralla-
nn yüksek maliyetle kar-
şı karşıya olduğunu be-
lirten Özata, "Avrupa'da
130 dolar olan feoloil
Türkrye'de 220 dolar.
Yüksek vergi nedeni\le
yüksek maliyetle ürete-
biUyor. Bu kadaryüksek
verghie rekabet edeme-
yiz" dedi. Devletin para
kazanan yatınmcı sayı-
sında artış olması hahn-
de daha fazla vergi top-
layabileceğini ifade
eden Özata "Manükde-
dedi.
Özelieştirme u\ gulanıalanvla sürekli gündemde kalan encrjide abarnb talep tahminleri yapüdığı ileri sürüldü.
EMO BAŞKANI GÖLTAŞ:
Üretimfazlası oluştu
ANKARA (Cumhuri-
\"et Bürosu) - Elektrik
Mühendisleri Odası
Başkanı Cengiz Göltaş,
yıllardır süren özelleştir-
me siyasetinin de etki-
siyle, enerji alanının bir
bilinmeze sürüklendiği-
ni söyledi. Göltaş, yıllar-
dır yapüan abarülı talep
tahminleri sonucunda
elektrik eneriisinde bü-
yük bir üretim fazlasının
oluştuğunu kaydetti.
Abartüı talep tahmin-
lerinin, Rusya ve îran'la
yapılan, "al ya da öde"
esasuıa dayanan anlaş-
malann Türkiye'deki
santrallann, kapasıtele-
rinin altında üretmeleri-
ne neden olduğuna dik-
kat çeken Göltaş,
2001 'de elektrik enerjisi
üretiminde doğalgazm
payının yüzde 40 düze-
yinde olduğunu belirt-
ti.Göltaş, yeni doğalgaz
santrallannın de\Teye
girmesinden sonra yüz-
de 60'a ulaşmasının
beklendiğini söyledi.
Doğalgaz kaynaklan-
na sahip ülkelerde bile
elektrik enerjisi üreti-
minde doğalgaz kulla-
nım payının yüzde 15'i
geçmediğini anımsatan
Göltaş, Türkiye'nin it-
hal bir kaynağa bu ka-
dar bağımlı olmasınnı
yanlışlığına işaret etti.
AKARYAKITÇILARA 1 SENT
Pompa eyktniertelendi
ANKARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - Akaryakıt
dağınm şirketleri ve ba-
yilerin, ocak ayında çı-
kanlan kararnamenin
geçerli talınarak, kâr
paylannın benzinde 9
sent yerine 10 sent olma-
sının sağlanması talebi
yerine getiriliyor. Akar-
yakıt bayii ve dağıtım
şirketlerini temsil eden
örgütler dün Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin
Ozkan'la yaptıklan gö-
rüşmede, kararnamenin
imzaya açıldığını öğren-
meleri üzerine, 1 Hazi-
ran'da yapılacak eylem
karanndaîı vazgeçtikle-
rini açıkladılar.
Petrol Ürunleri Işve-
renleri Sendikası (PÜİS)
Genel Başkanı lsmail
Aytemiz ile TABGİS
Başkanı Anf Ketenci,
Ocak 2001 tarihli karar-
namenin yeniden geçer-
li olacağını ifade ettiler.
Buna göre benzinde ba-
yi ve dağıtım şirketleri-
nin 9 sente düşürülen kâr
paylan 10 sente çıkan-
lacak. Ketenci, bu 1
sentlik artıştan bayilere
yalnızca 0.55 sentin yan-
sıyacağım belirtirken,
bunun parasal karşılığı-
mn da 7-8 bin lira olaca-
ğını söyledi.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
27 Mayıs-12 Eylül
Demokrasi tarihimizden söz ederken 10 yılda bir
gelen askeri müdahalelerden, üç darbeden söz ede-
riz. Bir de 28 Şubatımız var tabii. Askeri müdahale as-
keri müdahaledirtabii, ama üçünü bir kefeye koymak,
1960'ın demokratik açılımını, 12 Eylül'ün demokra-
siyi katledişini atlamak da oluyor.
Türkiye'de sivil iktidarlar, parlamento, 27 Mayıs' ın
getirip 12 Eylül'ün götürdüklerinin yaralarını sarama-
dığı için bugün demokrasimiz kanıyor. 12 Eylül 1980,
27 Mayıs 196O'ı reddederek işe başlamıştı. Askeri
darbeyi yapanların, 20 yıl önceki kendi arkadaşları-
nın yapmış oldukları darbeyi reddetmelerinin neden-
lerinin 12 Eylül sürecinde tartışılması elbette söz ko-
nusu olamazdı.
Aslında ilk bakışta kendi geçmışlerini ret gibi gö-
rünen olayın nedenleri çok açıktı. Türkiye'de çok par-
tilı rejime açılış, seçimlerle gelemeyen demokrasi, ne
yazık kı 27 Mayıs 1960 darbesinin ürünü idi. 1961
Anayasası, 1963 yasaları ile gelen gerçek demokra-
tik açılım, sendikal haklar, bir süre sonra bu ülkenin
insanına çok görüldü.
Ylne ne yazık ki sivil siyaset, hele de sermaye, bü-
tün sivil örgütleri ile birlikte, dış destekli de olarak, bu
ülkenin insanına gerçek demokratik hakları, açılımı
çok görmüşler, içlerıne sindırememişlerdi.
Demokratik haklarla sendikaların, sivil toplum ör-
gütlerinin, 24 Ocak kararlarının, (bugünkü IMF-Dün-
ya Bankası-Derviş simgeli) reçetelerin o dönemde-
ki modelinin uygulanmasında engel oluşturmalan
gerçeği, darbeyi tetiklemişti. 1961 demokratik açılım-
lannın, demokratikleşmenin Türkiye için lüks olduğu
ilan edilmış, "bol elbisenin" daraltılması yoluna gidil-
mişti. 12 Mart darbesi, demokrasinın budanması ye-
terli görülmemişti.
TİSK, TÜSlAD'ın o tarihlerden gelenek olan çarşaf
çarşaf ilanları. gelişen sendikal hakları, demokratik
açılımları hedef alıyordu. Zaten 12 Eylul Anayasası,
yasaları ile hele de sendikal haklara gelen yasakla-
maların tümü, noktası virgülü ile daha önce sermaye
örgütlerinin istemlerinin bütününü içermekteydi. 24
Ocak kararları. 12 Eylül sayesinde eksiksiz gerçek-
leştirilmişti.
Özalizm He sermayenin, Batı'nın, IMF, Dünya Ban-
kası'nın istedikleri eksiksiz yerine getirilirken Batı dün-
yası 12 Eylül yönetimıne teşekkürünü, Türkiye'ye
Cumhuriyetten 1980'e kadar yapılmış dış yardımla-
rın 7.5 katının sadece ABD vızesine bağlı Alman-
ya'dan verılmesi ile gerçekleştirmışti. Karşılığı elbet-
te Özalizm simgesinde özetlenen ekonomik açılım,
demokratik kapalımdı.
12 Eylül sürecinde anayasa ve yasalarda, iğne oya-
sı gibi işlenen yasaklarta, Türkiye'de biçimsel demok-
rasi yerinde duruyor, başta siyasi partiler, sendikalar,
demokratik kitle örgütlerinin örgütlü gücünün yok
edilmesi için gereken her şey yapılıyordu. Elbette so-
lun üzeri silindir gibi ezilirken (cezaevlerinden on bin-
lerin geçırılmesi, işkenceler. toplumda yaratılan kor-
ku ve dehşetle) rejim için tehdit olarak görülmeyen
hertürsağ, milliyetçi ve Islamı ayaklan ile besleniyor-
du.
Türkiye kendısine biçilen arka bahçe rolüne uygun
yapılaşıyor, özal biryandan ekranlardan kalemini gö-
zümüze soka soka "Şili, Arjantin, Güney Kore mu-
cizelerini" anlatırken yabancı sermayeye "Ucuz işçi
bizde" sloganları ile çağrı yapıyordu. Beklenen rant
ekonomisi, sıcak para bir süre etkili olmuş, ama bek-
lenen mucize gelmemişti. Zaten dünyada da bu mo-
delle sürekli gelişen, kalkınan ülke örneği de olama-
dı. Mucizeler bir bir yıkıldı.
Türkiye birçok krizi, aslında modeli hiçbir dönem
tam uygulayamadığı için göreceli ucuz atlattı.
Şimdilerde gündemde AB üyeliği olunca, sanki vit-
rinde, oynanan rollerde kimi değişiklikler var. Sanki
sermaye, kimi örgütleri ile 12 Eylül, sonrası gelişme-
lerden ders almış, gerçi sosyal devlet anlamında ger-
çek demokratikleşme, sendikal haklarda hiçbir aşa-
ma kaydetmeden AB normlarını savunuyor. Askerler
12 Eylül sonrasının olumsuz gelişmelerınde birinci
derecede sorumluluk üstlenmiş ve cıddi ders almış
olarak, siyasilerden bile daha ciddi askeri darbelere
karşı gözüküyorlar. Yeni darbelerin gündemde olma-
ması, sivil toplum örgütlenmelerinin, siyasetin dıre-
niş gücünün, çözüm üretmelerinin değil, askerlerin 12
Eylül'den ders almış olmalarının bir göstergesi gibi.
Ama Türkiye henüz 12 Eylül sürecinden kurtulmuş
değil. Siyaset çözüm üretemiyor. 12 Eylül'ün başta
siyasi partiler, sendikalar, demokratik örgütler üzerin-
deki yıkımı bütün sonuçları ile ortada. Türkiye'nin as-
lında, öncelikle 12 Eylül sürecinin bütün olumsuz so-
nuçlan ile savaşması gerekiyor.
Şüphesız 1961 Anayasası'nı, yasaları, demokratik
açılımlarını bugün taklit etmek gerekmiyor. Yine de
gerçek demokratik açılımı hedef almış 12 Eylül Ana-
yasası. yasalan, en önemlisi de kafalardaki, örgütlen-
melerdeki yasakları ile anlamlı bir savaşım için geç
bile kaldık.
soner@cumhuriyetcom.tr
DTM Müsteşarı Tüzmenden veda
Bürokrasi de
şehit verir
AXKAR4(Cumhu-
riyet Bürosu) - Dış Ti-
caret Müsteşarlı-
ğı'ndan alınan Kürşad
Tüzmen, görevinden
alınmasını, "Bizinı
bovnumuz yiğit bovnu-
dur, bükerse ancak sev-
da büker" sözleriyle
değerlendirdi. Tokyo
Büyükelçiliği'ne tica-
ret ataşesi olarak yapı-
lan atamayı kabul et-
meyerek emekli olmak
için dilekçe veren Tüz-
men, özel sektöre ya da
siyasete girme konu-
sunda teklifleri değer-
lendireceğini bildirdi.
Bakan düzeyinde
komşu ülkelerden gö-
revden alınmasıyla il-
gili tepkiler geldiğini
de açıİdayan Tüzmen,
"Hiç şehit venneden
toprak alındığım gör-
dünüz mü? Bürokrasi
de şehitier verir" dedi.
Tüzmen, dün 9 Eylül
1999'da başladığı Dış
Ticaret Müsteşarlığı
görevini bıraktı. Tüz-
men, "Temiz, çok dü-
rüst ve iş dünyasının
temsilcisi bir teşkflat bı-
rakıyonım" diye ko-
nuştu. Gazetecilerin
görevden neden alındı-
ğına ilişkin ısrarlı so-
rularma karşın Devlet
Bakanı Tunca Tos-
kay'a yönelik tepkisini
ortaya koymayan Tüz-
men, "Niye sorusunun
halen ce>abını bulabil-
miş değüinı. Bu sorula-
n tasarruftı yapana so-
racaksınız. Belki fazla
çahştun, fazla düzgün
okJum" dedi.