22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4- CUMHURİYET 22 MAYIS 2002 ÇARŞAMBA DİZİ A 9 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bugün ölüm cezası / \ T ^ / ^ ^\/l T konusundanedüşünüyorveogünlerenasılbakıyor? -*• AA-/V^ y W- Evren sorularımızıyanıtladı: arük asamayız,geç kaldık selen flünı Türey KÖSE "5" J 12 Eylül 1980'den 6 Kasım 1983 seçimlerine dek 23'ü siyasi, 24'ü adli suçlu, l'i de Ermeni ASALA militanı olmak üzere toplam 48 kişi asılarak idam edildi. Seçimlerden sonra da İlyas Has ve Hıdır Aslan idam edıldı. 12 Eylül dönemmde idam konusunda son sözü Milli Güvenlik Konseyi söyledi. Danışma Meclisi kurulduktan sonra bu meclisten geçen idam da Milli Güvenlik Konseyi onayladı. 12 Eylül askeri darbesinin lideri, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bugün ölüm cezası konusunda ne düşünüyor ve o günlere nasıl bakıyor? Evren'e sorulanmız ve yanıtlan şöyle: - Ölüm cezalannın infazı yönünde oy kullanan milktvekillerinden ba/ılan bugün farkh görüşler dile getiriyorlar. Siz, o günlere baküğuıızda ne düşünüyorsunuz? - Şimdi efendim kanunlar uygulanmak için yapıhr. Kanunlar hem olacak, hem de uygulanmayacak, ben buna oldum olasıya karşı çıkmışımdır. Tabii suçu hâkimler üzerine atıyoruz, hâkim bu karan venyor. ama Meclis'e geldiği zaman tasdik edilmıyor. Ben vaktiyle de yaptığım bir açıklamada demiştim ki, o halde kaldırahm onu. Kanunda var ama şımdıye kadar Meclis tarafından onaylanmıyor, öyleyse bunun kaldınlması gerekir. Benim söylediğim buydu. Diğer kanunlarda da böyle aksi şeyler var. Var, ama tatbik edilmiyor. Asker yönetime el koymaya mecbur olmuş - Ölüm cezalannuı infazı askeri dönemlerde arüyoıu. - Tamam, onu da şöyle söyleyeyim: Askeri dönemler niçin gelmiştir? Ülkede muhakkak bir kargaşa, olumsuz bir hal var ki mecbur kalmış asker yönetime el koymaya. Ve öylelikle bir askeri dönem geliyor. Şimdi, tekrar eski haline getirebilmek için, tabii mevcut kanunlar o zaman sıkı bir şekilde tatbik ediliyor. Bürün mesele burada, yanı yeni bir kanun çıkanlmıyor. Bizim askeri dönemde de, yani 12 Eylül döneminde de biz yeniden idamlan çogaltıcı bir kanun çıkarmadık. Ama o zamana İcadar TCK'de hangi suçlar ölümle cezalandmhyorsa, mahkemeler o cezayı verdi. Sonra Meclis'e geldi, o zamanki Danışma Meclisi'ne veyahut ondan evvel konseye geldi onaylandı. Bir de şunu söylemek isterim, olaylan kendi döneminde değerlendirmemiz lazım. Burada hata yapıyoruz. Mesela Atatürk döneminde de Istiklal Mahkemeleri kuruldu. Şimdi bunlan tenkit edenler oldu. Bu kadar insan idam edilir mi falan diye. Şimdi o dönemi yaşamak lazun. Acaba onlar da isteyerek mi yaptı, yoksa mecburiyetten mi yaptılar. Türkiye öyle bir işgal altında, kurtuluş savaşı yapıyor, askerler kaçıyor. O dönemi yaşamadan bu zamanın şartlanyla bunu değerlendirirsek hata yapanz. Her olay kendi koşullannda değerlendirilmeli. Romalılar devrindeki olaylan bugünkü felsefeyle değerlendiremeyiz. - Ölüm cezalannuı Meclis'e gelip gebnemesi tartişma konusu. Baa mületvekilleıi "Baskı koşullannda idamlara onay vermek zorunda kaldık" diye pişmanlıklaruıı dile getiriyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Bu da bir fikır. Biz bunu çok tartıştık, anayasa yapılırken Meclis'e gelsin mi gelmesin mi diye. Çünkü mahkeme karar veriyor, ondan sonra da Yargıtay'a gidiyor, orası da onayhyor. Bütün hukuki prosedürler tamamlanmış oluyor, ama niye tekrar Meclis'e gelmesini kabul ettik. Çünkü ola ki bir hata yapılmış olabılir. Yani Meclis'te hukukçu milletvekilleri var, komisyonlar var. Bu komisyonlarda iyice enine boyuna tetkik edilır, bir hata varsa ortaya çıkar. Ölüm cezası bu, kolay değil, bir insanın hayatına son venyoruz, Meclis'e gelsin dedik. tyi de yaptık zannediyorum. Ama olmayabilir de. 'Erdal Eren'ln yaşı tutuyordu' - Bu konuda son sözün cumhurbaşkanuida obnası da önerilhor^. - Cumhurbaşkanı da olabilir. Ama cumhurbaşkanına bu yükü yüldemek doğru değil dedim o zaman. Onu da teklif ettiler bana. Cumhurbaşkanının da müşavirleri var, uzmanlan var ama Meclis gibı değil. Bir kişiye, bir makama yüklüyoruz bütün bu sorumluluğu. Halbuki Meclis olması daha doğrudur, dedik ve öyle kabul ettik. - Meclis'te hiçbir yanlışlık saptandı mı? Erdal Eren'in idamı hâlâ tartişma konusu. Yaşjı tutmamasına karşuı idam edilmedi mi?_. - Onu yanlış söylüyorlar. Onu hep örnek olarak verirler. Öyle bir durum yok. O çocuk 18 yaşını bitırmiş ve mahkeme katiyen böyle bir şey yapmaz. Yani nürusu yeniden düzelttirecek de ondan sonra idam karan verecekler. Açsınlar baksınlar dosyaya, öyle bir şey var mıdır yok mudur baksınlar. Ben inanmıyorum böyle bir şey olduğuna. Çünkü o hâkimler de vicdan 12 Eylül döneminde 50 kişi asıldı 12 Eylül 1980'den, son idamın gerçekleştirildiği 6 Kasım 1983 seçimlerine dek toplam 48 kişi asılarak idam edildi. Seçimlerden sonra da 2 kişi idam edildi. 12 Eylül idamlarının dökümü şöyle: • Milli Güvenlik Konseyi dönemi (12 Eylül 1980-25 Eldm 1981): Mustafa Pehlivanoğlu, Necdet Adalı, Serdar Soyergin, Erdal Eren, Cevdet Karakaş, Veysel Güney, Ahmet Saner, Kadir Tandoğan, Mustafa Özenç, îsmet Şahin. (Ölüm cezalan onaylanan Kemal Ergin ve Isa Armağan firar ettiğinden, Recep Sanaslan da çatışmada öldürüldüğünden cezalan infazedilemedi.) • Danışma Meclisi dönemi (25 Ekim 1981- 14 Eldm 1983) Bu dönemde 41 ölüm cezası onaylandı. Kemal Ozdemir ve Mehmet Ali Ağca firar ettiğinden, Hasan Karaköse de cezaevinde öldüğünden bu cezalar infaz edilemedi. • Adli hükümlüler: Sabri Altay. Şehabettın Ovah, Ednan Kavaklı, Veli Acar, Eşref Özcan, Kazım Ergun, Muzaffer Öner, Fevzi Uygunfürk, Adem Özkan, Osman Demiroğlu, Hüseyin Çaylı, Mehmet Uluğbay, Duran Bircan, Rıdvan Karaköse, Cavit Karaköse, Süleyman Karaköse, Fatih Laçinligil, Fayik Görünmez, Mustafa Başaran, Hüseyin Üye, Şener Yiğit, Cafer Aksu, Abdülaziz Kılıç. • Siyasi hükümlüler: Seyit Konuk, Ethem Coşkun, Necati Vardar, Fikri Ankan, Cengiz Baktemur, Ali Bülent Orkan, Ali Aktaş, Omer Yazgan, Memet Kambur, Ramazan Yukangöz, Erdoğan Yazgan, Ahmet Kerse, Levon Ekmekçiyan, Selçuk Duracık, Halil Esendağ. • TBMM dönemi (6 Kasım 1983 sonrası): Ilyas Has, Hıdır Aslan. sahibi. - İnfazlann bir sağdan bir soldan >apümasınj istediğiıüzi söyledûuz. Hukuk bunun neresinde? - Hukuk neresinde değil. Mahkeme cezayı, idam karannı veriyor. Ondan sonra hemen uygulanması gerekir diye de bir kanun yok. Biz dedik ki evvela sağdan idam yaparsak, bakın solu tutuyor derler, soldan idam yaparsak sağı tutuyor derler. Onun için bizim dönemimizde. ne sağda ne soldayız. biz dosdoğru orta yoldayız dedim. Onun için bir sağdan bir soldan ikisi beraber yapalım, dosyalan ikişer ikışer getırin dedim. Ki kiinsenin böyle bir tenkidine maruz kalmayalım. Onun için yaptık. Adedini bilmiyorum, vallahı bilmiyorum. Yani onun hesabını tutmuş değilım - "Asmayıp da besleyelim mi" dediniz._ Bu sözlerinizi bugün nasıl değerlendiriyorsunuz? - Şimdi efendim, normal seçimler yapılıp Meclis hayata geçınldikten sonra gene idam geliyordu, sıkıyönetün mahkemeleri devam ediyordu, çünkü daha kapanmamıştı, ama yine de onaylamıyordu. Muş'ta yaptığım bir konuşmada dedim ki, idam etmeyip de ne yapacağız, mahkeme cezasını vermiş, Yargıtay onaylamış, işlediği suçlar da hakikaten idamı gerektiren suçlar. Kanunlarda bu ceza var, o halde ne yapacağız bunu, sonuna kadar besleyecek miyiz? Apo'yu muhafaza etmeye mecburuz' Mısal vereyim, şimdi Abduilah Ocalan ıdama mahkûm oldu, aradan 2-3 >ene geçti. Özel şartlar altında televizyonu, her jeyi, imkânlan olan bir \ erde muhafaza ediyoruz. Ama şimdi mecburuz onu muhafaza etmeye. Eğer mahkeme bu karan verdikten sonra hemen infaz edilseydi kımse bir şey diyemezdi. Ama aradan bu kadar sene geçmiş, ondan sonra dosya AlHM'ye gitmiş. Onu beklemek zorunda. AÎHM'nin de bunu doğru olmuş, onayladım demesi mümkün değil. Çünkü hiçbir ölüm cezasmı onaylamıyor. Onun için artık bu gecikmiş şeyi bugün infaz etmemiz mümkün değil. O geçti artık. Mahkemenin karan verilir verilmez infaz edilseydi olurdu, ama artık bu kadar zaman geçtikten sonra olmaz. Bir şey daha söyleyeyim. dünyada bütün ülkelerde idam kalkmış değil ki. Amerika'da çatır çatır yapıyorlar. Niye kimse ona bir şey söylemiyor. Avrupa ülîcelerine seslenmek istiyorum, Amerika'ya bir şey söyleseler ya. Kuvvetli oldunuz mu kimse bir şey söylemez. zayıfsanız tepenize binerler. 'İdam kalksın, AB'ye glrellm' - Bugün ölüm cezası konusunda ne düşünüyorsunuz? - tdamın kalkmasından yanayım. Çünkü AB'ye girmek taraftanyım. Türkiye'nin hedefi odur. Atatürk de öyle söylemiştir. Binaenaleyh, oraya gireceğimıze göre onlann şartlannı da kabul etmemiz şarttır. Yani, onlar diyor ki ancak bunlan yerine getirirseniz üye olarak kabul edenz. Madem öyle, kabul edeceğiz, ne yapalım? Yani bu da olmayıversin. YARIN: TBMM'de onaylanan son fdamlarda damgası olan ANAP'ın bugünkü lideri Mesut Yılmaz neler söylüyor? AVRUPA'DAN GüRAY OZ ABD - Almanya George W. Bush Almanya'da. Almanya'daki ABD yetkililennın artık gızlemeden, saklamadan be- lirttıkleri gibı, gezının ana hedefi irak'a yonelecek saldında Alman desteğini, şu "sınırsız" Alman des- teğini alabilmektir. Çantada keklik ingıltere'nin des- teğı artık yetmemektedir ve Almanya'nın polıtik desteği çok önemlidır. Önemlıdir, çunkü 11 Eylul'den sonrakı o bütün ulusları birhastalık gibi sarmış olan ABD'ye bıat etme hısterisi geçmıştır. Şimdi artık bu "nankör" mılletler mınn kırın etmekte, orda bur- da ABD aleyhıne gösterılere katılanlann sayısı hız- la artmaktadır. Ama seçım havasına girmış olan Al- manya'da da ışler kanşıktır. Polıtik hata yapmama- ya gayret etmek, muhalefetin eline koz verme- mek, maceradan uzak durmak ve ABD'nın Alman halkına eskisi kadar sempatık görünmediğine de dikkat etmek gerekmektedır. Daha Bush gelme- den sivil toplum örgütleri ABD karşıtı gösterilere başlamışlar, küreselleşme karşıtlan Beriın'i goste- rilerı ıle şenlendıreceklerini ilan etmışlerdir. • • • Peki Alman halkı ABD hakkında neler düşünü- yor şimdi. Nisansonu mayıs başı arasında DerSpı- egel için yapılmış kamuoyu yoklamalan pek iyi so- nuçlar vermedi. Almanların yüzde 50'sinin Bush'la ilgili düşüncesi negatıf. Yalnızca yüzde 19'u W. Bush'u beğenıyor. Araştırma, Almanların yüzde 65'inın kriz bölgelerine müdahale eden ABD'nın bu- nu yalnızca kendi çıkarları için yaptığına ınandık- larını da ortaya koydu. Almanların yüzde 50'sı ABD'yı dünya barışı için bir garantör olarak gor- müyor. Amerikan halkı konusunda da ilgınç goruş- lere sahıptir Almanlar: Yüzde 90 Amenkalılan mil- iiyetçı olarak, yüzde 47 ıse saldırgan olarak niteli- yor. Yine ilgınç bir sonuç, Alman halkının yuzde 73'ünün ikı ülkearasındaki ılişkılerdeABD'nın ba- şat rol oynadığı kanısında olduklannı gösteriyor. Av- rupa'nın lideri havasındakı bir ülkenin poiitikacıla- n için düşündürücü bir sonuç. ABD'nın dünya ba- nşı için, özgürlük için savaştığı, müdahale ettiği, çabaladığı yolundaki iddıalara da Almanların pek inanmadığı anlaşılıyor. Almanların yuzde 76'sı, ABD'nın öteki ülkelerin ıç işlerine yalnızca kendi çıkarlan için karıştığını düşunmektedır. • • • Amerika Birleşik Devletleri'nın dunya üzerinde- ki egemenlığınin gıderek artması, sosyalist ulke- lenn bırer bırerteslim olması. Varşova Paktı'nın da- ğıtılması kımilerine göre yenı bir dengenin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Gerçekte söz konusu olan ise yeni bir dengeden çok, tek taraflı hegemonya- dır. Bu tabloda ABD, hegemonyanın başat gücü olarak göriınmekte. gücunu yıtırmiş NATO mütte- fiklen de tabi güçler olarak değerlendırilmektedir. Hiç kuşku yok bu tabı guçler açısından pek hoş bir durum değildir. Bu nedenle henüz sertleşme- miş de olsa, başat güç ıle tabi guçler arasında bir çatışma yaşanıyor. Tatlı serttir bu çatışma. Artık bir Amerikan hayranı olan ve bunu sık sık dile getıren Alman Dışışlerı Bakanı Fischer'ın dılinde, ABD'ye biat ve geleceğe ılişkin umut şöyle seslendirilmek- tedir: "ABD'nin ekonomik egemenliği 1914 tari- hinden başlar. BirinciDünya Savaşı'nda maliser- maye alanında birinci sırada olan Birleşik Krallık birinci kredi veren ülke konumunu yıtırmekle kal- madı, ABD'ye borçlu kaldı. Avrupa'nın yıldızı da böylelikle söndü. ABD şimdi tek güçtür." Bu haf- ta Der Spiegel'de yayımlanan söyleşide. "Dünya- nın geri kalanı bu durumu kabul etmek zorunda mı" sorusuna Fischer'den gelen cevap şöyledir: "Bu, Avrupa'nın elinde, Avrupa'nın zayıflığı Avru- pa 'nın entegrasyonu ıle, politik, demokratik Av- rupa'yı gerçekleştırmekle sona erebilir." Almanya ya da Avrupa, görülduğü gibi umudu- nu henüz yitirmemıştır. Şimdılik durumu idare ede- cek, ABD hegemonyasındakı dunyada "sınırsız destek" sözü, ve sınırlı katkıyla yennı korumaya ça- lışacaktır. Çünkü Fischer'in aynı söyleşide belirt- tiği gibi, "Atlantık ötesi ılişkiler banş ve stabilite- nin 21 'incı yüzyılda da köşe taşıdır". Ve tabıı ba- nş ve stabilite için daha çok silah satmak gerek- mektedır, dünyanın çeşitlı köşelerıne. Ünlü Leopard tanklarıyla ılgilı satış planında Fin- landiya, Polonya ve Yunanıstan bulunmaktadır. Aslında Türkiye de alıcıdır, ama ona satılmaya- caktır. Çünkü hükümet ortağı Yeşiller insan hak- lanna uymayan ülkelere tank satışına izin verme- mektedir. Bu arada yapılan anlaşma gereğınce Mısır'a beş adet hızlı roket gemisi gönderilecek- tir. Banş ve stabilıtenin korunmasına daha başka nasıl hizmet edilebilır kı? VEFAT MEHMED KENLAL KURŞUNLU'nun sevgili eşi, ÖNCE ve AYŞE'nin çok sevgili anneleri, Cemil'in sevgili arkadaşı NEMÎKA KURŞU1NLU Hanımefendi vefat ermiştir. Cenazesi 22 Mayıs 2002 Çarşamba günü öğle namazmda Levent Camıi'nden kaldınlıp Zincırliku>oı Mezarlıgı'na defhedilecektir. Xot: Çelenk gönderılmemesı, isteyenlerin Türk Eğitım Yakfı 'na bağışta bıılunmalan nca olunur. BAŞSAĞLIĞI Lnhersıtemız Tıp Fakultesi Dekanı Prof. Dr SİNAN ARSAN'in babası MEHMET ALİ ARSAN'ın vefatmı derin iizüntü ıle oğrenmrş bulunuşoruz. Merhuma Tann'dan rahmet. kederli ailesine \e vakjnfanna haşsağîıjı dıleriz. T.C. MALTEPE İ NİVERStTESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle