Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Z 2 MAYIS 2002 ÇARŞAMBA
+CUMHURİYET SAYFA
17
&XX)
Bayk*, Dervişl
istiyonıtuş...
OtaM; Oerm kriz
yönetimini seifyor!
Befctrortik posta: den«somecumhuriy»tcofli.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Ecevit, her geçen gün
iyileşiyormuş...
"Dansı. Türkive'nin başına!"
Amaç
Avcılar Endüstri
Meslek
Lisesi'nde uzun
yıllardır görev yapan bir
öğretmen, geçen yıl
kasım ayında okulun
müdür yardımcısı ile
öğretmenler odasında
tartışıyor... Aradan
birkaç gün geçtikten
sonra bu kez okul
müdürü ile arasında bir
tartışma yaşamyor...
Derken 10 Kasım
geliyor... Okuldaki
Atatürk'ü anma
töreninde "sevdiği
şarkılar" adı altında
Âtatürk darbuka ve
orgla anılıyor... Okul
yöneticileri ile tartışan
öğretmen bir grup
öğretmen arkadaşıyla
biriikte "Bu müziğin
Atatürk'le ne ilgisi var"
dryerek salonu terk
ediyor... Olaydan beş
gün sonra... 15 Kasım
tarihini taşıyan bir
tutanakla, müdür ve
müdür yardımcısıyla
tartışan öğretmen
tıakkında 10 Kastm
törenlerini tek başına
protesto etmiş gibi
soruşturma başlatılıyor.
10 Kasım törenlerine
mazeretsiz katılmayan
öğretmenleri
görmezden gelen
yönetim acaba ne
yapmak istiyor?
stanbul'da bir ılkoğretım okulunda müzık oğ-
retmeni olan Hüseyin Başkadem, doğduğu
kent Afyon'da geçen yıl caz festivali duzen-
lemeye başlıyor... Kültür Bakanlığı'nın maddi
katkısını sağlayan; Afyon Valiliği. Afyon Belediyesı ve
Afyon Eğitim Vakfı'nın da desteğini alan genç öğret-
men bu yıl ıkinci kez düzenledıği "Afyonkarahisar
Jazz FestivalP'ni konser salonu ile sınırlı tutmuyor...
Mayıs ayında beş gün boyunca koylerdeki ilkokul-
lara kadar giderek edebıyat ve müzik dünyasından
sanatçıların da katılımı ile caz üzerine söyleşiler, per-
formanslar. atölye çalışmaları gerçekleştiriyor...
Afyon'da 120 okula ulaşıyor...
Koylerdeki çocuklara ve gençlere, fotoğraf sergı-
lerı ile projeksıyon gösterileri ile belgesellerle yenı
ufuklar açıyor...
Fakat aynı zamandaTürk-islam sentezcileri rahat-
sız ediyor...
Çünkü köylere gıriyor...
Caz
Afyon'da bir konser salonunun içinde kalsa lyı de
köylerde ınsanları evrensel müzikle tanıştınyor...
Yerel gazete ve televizyonlarda hem öğretmenin
hem de festivalin aleyhine kampanya başlatılıyor.
Yerel gazetelerde "Haçlı seferi ile yakamadılar, din
oyunu ile bölemediler, şimdi de müzikle deniyorlar:
Avrupa'nın çirkın oyunu mu" gibisinden kışkırtıcı baş-
lıklar atılıyor.
"Jazz mı cuz mu" diye demeçler veriliyor...
Afypn'daki Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Şan Özalp de caz festivaline mısilleme olarak aynı
tarihlerde Türk sanat müziği konseri düzenletiyor...
Yerel gazetelerde makaleler kaleme alınıyor; soru-
lar soruluyor:
"Dilinden, soyundan, mimari ve musikisinden ve
hatta dinınden bir neslin kıme ne faydası olacaktır?
Türk ruhunda hıçbir anlam ve önem arz etmeyen jazz
müziği ile cumhuriyet nesillerine cebren ve hile ıletu-
zak mı kuruluyor?"
Öğretmen Hüseyin Başkadem'in vatan haini ilan
edilmediği kalıyor, hakkında Milli Eğitim Bakanlığı'na
ihbarlar yağdırılıyor!
Ama Hüseyin Başkadem'i yüreğinden vuran baş-
ka bir olay oluyor...
Caz festivali aleyhine kampanya başlatan yere) ga-
zetecilerden ve Afyon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Ahmet Sarlık, Atatürkçü Düşünce [>erneği Afyon
Şubesi tarafından bir plaket verilerek ödüllendirili-
yor...
"Gerçek odur ki TünVün duygu ve düşüncelerini ve
yüreğindeki aşkı sadece kanun, tambur, kopuz, ney,
tef ve saz ifade edebilir" görüşü Atatürkçü Düşünce
Derneği'nce de onaylanmış oluyor...
Insanın canı sıkılıyor!
SESStZ SEDASIZ (!) ,
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku(5.yahoo.com
Dünya Bankası ve IMF'den bu kez kredi yerine
ödünç BAŞBAKAN isteyelim.
Kapanan lxir
f
in ömür boyu aboneleri
"Superonline"nın Kurumsal lletişim
Müdürü Elif Duru, devraldıklan "ixir"
aboneleriyle ilgilı olarak Adnan Atil-
la'nın şikâyetine yanıt veriyor:
"Elimizde bulunan sözleşme örnek-
lerınde yaptığımız inceleme sonucun-
da, lxir'in abonelenne 'ömür boyu e-
posta' taahhüdu ile karşılaşmadık. Fa-
kat bunun yanı sıra bir ticari kuruluş
olarak, lxir ilgıli sözleşmede bulunan
'abonelik ücret, ürün, ıçerik gıbı şart-
lan istediği zaman tek taraflı oiarak de-
ğiştirebilır' maddesi uyarınca bazı de-
ğişiklikleri yapmak hakkını da saklı tut-
maktadır.
Sabit ücret uygulamasına geçilece-
ği ve bu uygulamaya geçiş nedenlerı
28 Şubat 2002 tarihli e-posta ile tara-
fınıza gönderılmiş olup, arzu etmediği-
\
niz takdirde hiçbir ücret ödemeden sa-
dece mesajımıza cevap vererek abo-
neliğinizi sonlandırma hakkınız tarafı-
nıza bildirilmiştir."
Söz, "superonline"dan açılmışken...
Doç. Dr. Tunçalp Demir:
"Kredi kartı ekstremde superonli-
ne'dan gelen bir ödemeye rastladım.
Daha önce parasız olan abonelik be-
nım haberim olmadan aylık paralı ha-
le getirilmiş ve benim kredi kartımdan
onayım olmadan 2 milyon 400 bin lira
çekilmişti. Kendilerinı aradığımdayak-
laşık 200 bin ixır abonesine bu işi yap-
tıklarını söylediler. Isteğım üzerine abo-
neliğimi kapattırdım ve bir daha para
alınmayacağını bildırdiler. Kredi kartı
ekstrelerini kontrol etmeyenlerden ise
bunu almaya devam edecekler..."
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
19 Mayıs'ın kenti...
Geçen pazar günü Mustafa
Kemal'ın 1919'da Anadolu'yla
buluşmasını andık... Bu tanhsel
kucaİdaşmaya "evsahipüğT ya-
pan Samsun, haklı olarak yıne
bu bayramı her yıl çok daha de-
rin bir coşku ve gururla kutlu-
yor.
Örneğın, "1968'B devrimcüe-
rin" gerçekleştirdikleri o efsa-
nevi
a
bağunsızhkyürüyüşü''ar-
tık yenıden yapıhyor... Bu ülke-
nin doğa ve kültür değerlerinı
yağmacıhğa karşı korumak ıste-
yen "çevrecfler'' de son yıllarda
"Türkiye'vi talandan koruma"
amaçlı bulusmalannı Samsun'da
yapıyorlar... Oradan Anadolu'ya
doğru yeni "Kuvayı MflBye yü-
rüyüşleri'' düzenliyorlar...
Benzer şekilde bugünlerde
Tekfceköy kıyılaruıa göz koyan
"mobfl-santral" saldınsına kar-
şı da Samsun'da oluşturulan "Si-
vü Tophım Örgütteri Buükteti-
Ve yıne yıllardır o "bayranı
yaptiğunız" büyük ayak basma-
nın "ük adım" arutındakı tören-
ler, yani Karadeniz'in en gunır-
lu tanhsel günü bile denizinı
çoktan yıtırmiş Samsun'da "ka-
rada" kutlanıyor...
Valılığin "ashna uygun" yap-
tırdığı Bandırma Vapuru'nu
ziyaret edenler de "aslı olma-
yan" bir nhtımdan gemiye çıkı-
yorlar..
Amisos 'altta
1
kaldi-.
Samsun'un, tÖ 7. yüzyılda bir
Mıletos kolonısı olarak kurul-
muş antik yerleşme merkezi
Amisos da "bina yığınlannın a}-
tmda" kalmış durumda...
19. yüzyılda Samsun'u; "Ken-
tin göriinüşü pek hoş; eski bir Ce-
neviz KaJesi. birçok güzel >apılı
Türk konağu birkaç taş cami ve
hanlar_" dıye yazan Moltke'nın
bu gözlemlerindeki peyzaj çok-
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(n turk.net
, o falı Jotnımaz, e-fme?., ?<*p£rn/n
Samsun elbette böyle kalamazdı» Ama, Atatürk'ün Anadolu'ya
ayak basüğı şu tarihsel "iskele" kıyılan da mı yok olmalrydı?..
ği", bu yaşam düşraanı projeyle
yine "19 Mayıs ruhujia" müca-
dele ediyor..
'Uhısal gözbebeğimiz'
Dünyada bu gıbı çok özel ve
önemli tarihsel olaylara evsahip-
lıği yapmış diğer kentlerin ço-
ğundaki ortak özellik şudur:
"Kendine a>n bir Idmlik katan
o büyük olaym anuanm da taşı-
yan mekânlarla biıükte korunan
bir tarihsel doku ve sürdürülen
bir kültürd pevyaj_"
Günümüzün Samsun'una
baktığımızda ise "uhısal gözbe-
beğimizinT
' hiç de öyle olmadı-
ğını, sanki herhangi bir kentmiş
gıbi davranarak tarihi kimliğini
imar rantının betonlaşmasına
kurban ettiğinı görüyoruz...
Geçmişe karşı bu duyarsızlık
Samsun'da daha 1960'lardaniti-
baren ve öylesıne "vefasızca"
egemen olmuş ki, düşünün bir
kere, "Mustafa Kemal'in ayak
basöğı'' kı>ı bile artık "Ş'ok!-"
Önceki yıllarda bir 19 Mayıs
zıyaretımızden sonra da yazmış-
tım... 1963'te lünan dolgusu
üzennde kurulan "19 Mayıs Fu-
an" ile birlikte, ilerleyen yıllar-
da deniz dolgusu yüzlerce dö-
nüme çıkanlınca, kentın artık ne
kıyısı kaldı, ne de "1919'da ka-
raya çıkılan Lskele alanu."
tan tarihe terk edildi... 1980'le-
nn doruğa çıkan imar tahribatıy-
la planlanan "100. Yıl BurvarT
ve çe\Tesindeki rant yapılaşma-
sı sonucunda, bu bölgedeki gü-
zelim eski Samsun konaklann-
dan ise galiba "bir avuç" ya kal-
dı, yakalmadı...
Kentın özgün meydanlarından
"Saatbane" ve çevresmdekı ba-
zı tarihi yapılann hıç değılse ko-
runması ve yeniden kültürel ya-
şama kazandınlması yönündekı
kımi yeni çabalar da olmasa
Samsun. 21. yüzyılı tümüyle ar-
tık "beDeksiz" yaşayacak...
Böylece bir yandan 19 Ma-
yıs 'lan elbette yine kutlarken
öbür yandan "anılan algılana-
mayan" bir kent olarak yenı ku-
şaklara "tarihsizugin'' duygu-
suzluğunu aşılayacak...
Samsun'un işte bu hazin "so-
nunu" da artık görmesi ve bugün
coşkuyla kutladığı Ku\ ayı Mil-
liye ruhunu artık kent kimlığiy-
le de beslemeye karar vermesi
gerekmiyor mu?
Unutulmasın kı Samsun sade-
ce bu kenti yönetenlenn ve on-
lan seçenlerin değıl, hepimizin-
dır...
Çünkü, "19Ma\TSunızm" ken-
tidir...
Oekincif" cumhuriyet.com.tr.
Ç İ Z G İ L t K KÂMİL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY semihporoyio yahoo.com
KEDİ LEVO e-posta: aptulika/ı go.com.
9
TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 22 Mayıs
N£N£ HATUNÜN ÖLÜMÜ..
195S'TE 8USÜN, £NÜNLÜ
M/2MN N£M£ HA7VU,98
ÖLDÜ- 18r*'D£*:i TÜKK-SUS S/IMAŞtNC>A, E6ZU-
RUM'DAKJ /ızizive meyAS/ GUSOV? TAJMF/N-
DAN /?&AL EDıLMiŞ, DUgUMU HAŞE8 ALAN
S'll/İL HALK, &AS/'r SitWL4eL4 0ÜŞMA\ LJSJİi
ME YÜ8UMÛÇ7Û. 2O YA$LARtNPAKİ NENE HA-
TUN DA 0NLA£O4*/ 8/fŞİyDf. COK. KAHU 6'ft
SAVAÇ SONUMPA, A2İZ/YE TKBYASI OJSlAei.
DAN GEKİ AL/AIA4/Ş, KAHGAÂAAA/CA DÖVÜŞ£U
MENE HATVN OA YABAL4AJM/Şr7.' 8U OLAYCA
ULUSAL S/e KAH8AA>t4AJ OLAN NEUE MA~T1M,
8İIYÜK SAYGI VE SEVSİ eÖJBUÖÇ, YILLAS SOM
RA, İ3SS'7E,ÖLÛMÜN/>EN BİRKAÇ SÜH ÖNCE
"YILIN ANNESİ * İLAN EDİLM/ŞTİ. (SA6PA ")
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Antönio de Oliveira
Salazar
On dört yıl önce Portekiz'e ilk kez gittiğimde, Türki-
ye ile kıyaslandığında "bir el kadar küçük" olan bu şi-
rin ülkede dikkatimi ilk çeken şey "sessizlik" olmuş-
tu... Başkent üzbon'un sokaklanna, kuzeydeki balık-
çı köylerine ya da güneyde bir kum, deniz, güneş cen-
neti olan AJgarve kıyılanna başka hiçbir Avrupa ülke-
sinde benzerine rastlanmayan bir "sessizlik" egemen-
di. Insanlar bu benzersız sessizhklerini yalnızca üç yer-
de bozuyorfardı... (F)utbol izlerken, Azize (F)atima için
gözyaşı dökerken, bir de denize açılıp bir daha geri
dönmeyen denizciler için yakılmış acı dolu (f)ado tür-
küleri söylerken... Bu gözlemlerimi aktardığım Porte-
kizli dostlanm, "WaM/s/n... "demişlerdi, "S/z/ergözte-
rimizi sessizliğe açtık, sessizlikte büyüdük, o sözünü
ettiğin (f)'lehn dışmda başka biryerde ağzımızı aça-
madık... Dilekolay, tamkırkikıyılyaşadıkbusessizli-
ği..."
ınsanı hüzünlendiren bir tarihi vardı Portekiz'in... Bir
zamanlar dünya denizciliğine öncülük etmiş, zengin bir
sömürge devleti olan Portekiz Krallığı 1755 yılında ül-
keyi yerie bir eden, 90 bin insanın canına ve 9 bin ya-
pının yıkımına neden olan korkunç depremden sonra
kendisini topariayamamış, Avrupa'nın diğer sömürge
devletlerinde uç vermeye başlayan sanayileşme atı-
lımlannın gerisınde kalmış, 20. yüzyıla yoksul bir tanm
ve balıkçı ülkesı olarak girmişti. Asya veAfrika'daki sö-
mürgelerini elinde tutmakta direnmesi ise halkının çek-
tiği yoksulluğu derinleştirmekten öte bir yaran olma-
yan acıklı bir "paradoks"tu. Ülkedeki sessizliğin yırtıl-
ması da Afrika'daki sömürge ofdusunda görev yapan
genç subaylann 25 Nisan 1974 günü "Karanfil Devri-
mi" adı verilen bir darbeyle ülke yönetimine el koyma-
lan sonucu gerçekleşmişti. Marcelo Caetano hükü-
meti azledilmiş, yerine Albay Vasco Gonzçalvez'in
başkanlığında devrimci bir yönetim geçmiştı. Boylece
kırk ıkı yıldır süren Salazar rejimi noktalanmışt. Kimdi
bu SaJazar?
Portekiz'in kırk iki yılına damgasını vuran 1899 do-
ğumlu Antönio de Oliveira Salazar bir konak yöne-
ticisinin oğluydu. önce bir ruhban okulunda sonra da
köklu bir akademik kurum olan Coimbra Üniversite-
si'nde okumuştu. Ürkek, çekingen, suskun bir yapıya
sahipti. 1914 yılında hukuk fakültesini bitirdikten son-
ra üniversitede ekonomi dersleri vermeye başlamıştı.
Mayıs 1926 Darbesi'nden sonra kendisine önerilen
maliye bakanlığı görevini önce kabul etmemiş, fakat
iki yıl sonra Devlet Başkanı Carmona'nın "tûm harca-
malar üzennde tam yetki" sözü vermesi üzerine hü-
kümete girmişti. Dört yıl gıbi kısa bir sürede yüzyıldır
açık veren devlet bütçesini derleyıp toparlamış, bütçe
fazlasıyla bir dizi kalkınma projesi başlatmıştı. Bu ba-
şanlan üzerine 5 Temmuz 1932 günü Carmona tara-
fından başbakanlığa getirilmışti. Salazar bu görevi
1968 yılına kadar, hiç ara vermeden, tam 36 yıl sürdü-
recekti...
SaJazar, Portekiz'in en güçlü adamı oldu. Italyan fa-
şizminden esınlenerek "YenıDevlet" adını verdiği otc-
riter bir "tekparti" yönetimi kurdu. Anayasayı kendi kof-
tuğunu her koşulda sağlam tutacak bir biçimde değiş-
tirdi. Toplumu siyasetten uzaklaştırarak dikkatieri eko-
nomik kalkınma üzennde yoğunlaştırdı. Tek sınır kom-
şusu olan Ispanya'daki iç savaş (1936-1939) ve II.
Dünya Savaşı (1939-1945) boyunca dışişleri bakanlı-
ğı görevini de üstlenerek karariı bir tarafsızlık politika-
sı izledi, bizim milli şefimiz Ismet Inönü gibi o da ül-
kesini savaşın dışmda tuttu. Bu dönemde demiryolla-
nnı, karayollannı ve deniz tıcaret filosunu yeniledi, ulu-
sal havayolunu kurdu. Ülkenin her yanına elektrik ve
okul götüruldü. Her diktatör gibi "iyi şeyter" de yap-
mıştı Salazar...
Mussolini, Hrber ya da Franco ile karşılaştınldığın-
da "yumuşak eldivenlı bir diktatör" denilebilirdi onun
için... Hiç Portekiz'in dışına çıkmamış, hiç evlenmme-
miş, dört odalı evinde kedileriyle birlikte yalın bir ya-
şam sürmüştü. En iyi, en vatansever Portekizlinin ken-
disi olduğuna, eğer başında olmazsa ülkesinin çöke-
ceğine ınanıyordu. Vazgeçilmezlik duygusu onda has-
talık derecesinde bir saplantıydı... Emrindeki istihba-
rat örgütü PIDE ile Portekiz toplumunu 36 yıl boyun-
ca denetim altında tutmuştu. Toplumun bir yansı öbür
yarısını PIDE adına izler hale gelmiş, insanlar suskun-
laşmış, ülke derin bir sessizliğe gömülmüştü. 1968 yı-
lında felç geçirip görevini sürdüremez duruma gelin-
ce, yerine onun sadık bir takipçisi olan Marcelo Ca-
etano getirildi. Ama bu değişikliği Salazar'dan sakla-
dılar. O, iki yıl sonra, 27 Temmuz 1970 günü öldüğün-
de kendisini hâlâ başbakan, hâlâ "en vazgeçilmez
adam" sanıyordu... Ne tuhaf şeyter yaşanıyor bu dün-
yada, değil mi?
dkavukcuoglua superonline.com
Faks:0212-723 84 97
BULMACA SEDAT YAŞAYAS
1 2 3 4SOLDANSAĞA:
1/ Çiçekleri
halk hekimli-
ğinde kullanı-
lan, çalı görü- 3
nüşünde bir
bitla. 2/Elekt-
rik donaümın-
da kullamlan
ve bağlantıla-
nn yerleştiril-
mesine yara- 8
yan yuva... g
"Vlzon" adıy-
la da tanınan kürk
hayvanı. 3/ Yapağı-
dan elde edilerek ec-
zacılıkta ve parfume- 3
ride kullamlan,
nmtırak renkte yağ.
4/ Lahza... Yumurta
verimi yüksek bir ta-
vuk ırkı. 5/ Bir burç
adı. 6/ Nefret edilen
kimseler için kullam-
lan bir söz... Dingil. 7/ Denizh-Afyon sınınnda bir
göl... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazıh-
şı. 8/Toprağı kazıp siper yapmak. 9/Erzurum'unbir
ilçesi... Üzüntülü düşünce durumu.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/Özellikle lüfer avında kullanılan geniş gözlü balık
ağı. 2/Çin'ın para birimi... " — büke belimizi / Söy-
letmeye dilimizi,' Hasta iken halimizi / Soranlara se-
lam olsun" (Yunus Emre). 3/Bir ilimiz... Ağzımız-
daki dişlerin bir bölümüne verilen ad. 4/ Halka biçi-
minde mercan adası... Ruslann ünlü bir destanı. 5/
Okutman. 6/ Spor karşılaşmalannda seyircileri coş-
turan kimse... Letonya'nın para birimi. 7/Asur kral-
lığının başkenti... Fas'ın plaika işareti. 8/îki tarla ara-
sındaki sınır.. Sarkaç. 9/"Suna—": Kemancımız...
Güzel ötüşlü bir kuş.