Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2002 SALI
DIZI
Idamın
savunulacaktamfiyok
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Milli
GüvenlikKonseyi onayıyla idamlargerçekleştirildL
Danışma Meclisi de 25 Ekim 1981 den 14 Ekim
1983 'e dek 41 ölüm cezasını onayladı.
SALI
yasayla
selen clüm
Törey KÖSE " 4 -
12 Eylul 1980 asken darbesmden
sonra Mıllı Guvenlık Konse>ı
onayıyla ıdamlar gerçekleştınldı
Danışma Meclısı de 25 Ekım
1981'den 14 Ekım 1983'e dek 41
ölüm cezasını onayladı Kemal
özdemir \e Mehmet Ali Ağca fırar
ettıklennden. Hasan Karaköse de
cezaevınde olduğünden 3 olum
cezası ınfaz edılemedı Danışma
Meclısı'nde ıdam dosyalanyla ılgılı
göruşmeler çok kısa süruyor, Adalet
Komısyonu raporu okunduktan
sonra hemen o>lamaya geçılıyordu
Bır ınsanın yaşamıyla ılgılı kararlar
çoğu kez 5-10 dakıka ıçınde
venlıyor ve bu dosyalarla ılgılı son
sozu de Mıllı Güvenlik Konseyi
söylüyordu..
Takvımler 3 Mart 1982 tanhını
gosterırken Danışma Meclısı'nın
önüne ılk ıdam dosyası geldı
Mehmet Ali Ağca Hakkındakı Ölüm
Cezasının Yerıne Getınlmesıne Daır
Kanun Tasansı görüşmelen sırasında
ınfaza onay venlmesı yönunde
görüşîer dıle getınldı Danışma
Meclısı üyelennden Tevfîk Fikret
Alpasian, ölum cezası yanhsı bazı
düşünürlerden ahntılar yaparken
konuşmasını şoyle bağlıyordu"
"İdeolojik nedenlerie çoğu kez hiç
tanımadığı kişileri hunharca öldüren
anarşistler hakkmda devletin, kendi
ideolojileri için yıkdmasuu
amaçlayan ve bu nedenle her
yöneümi mubah gören teröristkr
hakkmda kanunlardaki müeyyideieri
n\gıılamamak devletin varhğı ve
bekastyla bağdaşönlamaz. Mevcut
kanunlann uygulanmamasL,
kanunsuzluktan daha kötü bir sonuç
doğurur ve de\letin aczi anlamına
gelir. Bunu da acı acı anladık."
Haül Gelendost, "Doğuştan suçlu
tipli bu cani, Türldye'ye iade edildiği
ve cezasının uygulanmasına Yüce
Meclis \e konseyce karar verildiği
takdirde cezası üıfaz edflecektir"
dıyordu Ihsan Göksel bır çekımser
oy gerekçesındekı ıfadelere "Benim
bildiğime göre, hukukun vahşi
hayvanlara tatbik edilip
edilmeyeceğini bilmiyordum. yeni
öğrendim" dıye tepkı gostenyordu
Bu konuşmalar sonunda oylama
yapıldı ve 131 üyenın kabul oyuna
karşılık sadece Kamer Genç, olum
cezasının ınfaz edılmesıne "hayır"
dedı Serda Kurtoğlu, Nermin Öztnş,
Lütfullah Tosyalı, Türe Tunçbay ve
Şerafettin Yarkın ıse çekımser kaldı
Kamer Genç o gunlen şöyle
anlatıyor
"Terör atmosferi vanh. O günlerde
generaller çıktu çok ağır laflar
sövledi. Ben aslında tereddüt
içindeydim. Mehmet Ali Ağca malum
kişi, faşist bir adam. Biz sosyal
demokrat insanlanz. Ancak tehdit
havasında konuşmalar olunca, ilkeler
adına ben de çıktım, ret oyu verdim.
Danışma Meclisi'nde çıkıp tek
Kamer Genç:
Kanm, 'O
akılsız kim'
dedi.
başuna ret oyu kuDanınca millet bana
selam vermedi. Oy lamanın olduğu
gün, akşam iizeri banımla bir
kokteyle gidecektik. Hanımla oyum
hakkmda konuşmamışüm. Radyo
19.00 haberierini verdi, bir üye karşı
oy kullandı, diye. Hanım, 'O akılsız
kım' dedi. O da çok huzursuzdu.
tdam cezasına karşıyım. Bu ceza
kaldınlmalıdır. 12 Eylül sonrasında
çok zor günler yaşandı, gencecik
çocuklan, Erdal Eren'i yaşı tutmadığı
halde asülar."
Aynı oylamada, kabul oyu
kullananlardan Turhan Güven,
bugun TBMM'de Kamer Genç üe
aynı sıralarda oturuyor DYP Grup
• Danışma Meclisi'nde idam dosyalanyla ilgili
göruşmeler çok kısa sürüyor, Adalet Komisyonu raporu
okunduktan sonra hemen oylamaya geçiliyordu. Bir
insanın yaşamıyla ilgili kararlar çoğu kez 5-10 dakika
içinde veriliyor ve bu dosyalarla ilgili son sözü de Milli
Güvenlik Konseyi söylüyordu...
söylendiğüü" anımsatıyor Ve
eklıyor "1980 sonrasıda aynı şekilde
oldu. Savunulacak tarafi yok."
tmren Aykut da, Danışma Meclısı
uyesı olarak bazı ölum cezalanna
onay vermış ANAP'ta bakanlık
dahıl çeşıtlı gorevlerde bulunan
Aykut'un bugun partısıyle bır ılışkısı
kalmamış Aykut, olum cezalan ve
bu konuda verdığı oylar konusundakı
sorularımıza şu yarutı verdı
K
Turhan Güven:
Yargı kararını
Meclıs niye
tartışıyor?
Başkanvekılı Turhan Guven. ölüm
cezalan konusunda bugun ne
duşunduğunu sorduğumuzda şunlan
soyledı
"Tabii bu aslında gayri insani bir
dûzenleme gibi görünüyor. Bir
insanın catıını veren kişi canını
almahdır denir inanç varsa. Bir
başkasınuı canını alması keyfıyeti
olmamalı. 4ma işe bir de sanık
bakımından bakmak lazım. 7 kişiyi
öldürmuş kişiye ne ceza verilecek?
Suçla ceza arasında bir denge
kurmak la/ım. O zaman ölüm cezası
geçerli olur. Türkiye için henüz ölüm
cezasını kaldırma zamanı gelmedi.
Siyasi suçlarda kaldırmayı düşünmek
lazrni belki ama adi suçlarda hiç
düşünmemek lazım. Ölüm cezası
konusu butun meclislerde gündeme
geiir. Niye MecBs'e bu görev veriör
onu taröşmak lazım. Bir yargı
karannı TBMM neden tarnşıyor. Bir
tek kişiye, belki cumhurbaşkanına bu
yetki verilebüir."
Güven "Ocalan'ı asalım, sonra ölüm
cezası kalksın" görüşunu dıle
getırenlere de tepkı gösterıyor
"Kişilere göre kanun çıkarnlmaz.
Takıyye derler buna. Dosya Mecüs'e
gelsin, Meclis bugüne kadar yapüğı
işlemi devam ettirir. Hemen infaz
edilsin, falan demiyoruz, yok bövle
bir şey. AtHM'ye konu intikal etmiş.
Apo Türkive'ye iade edildiği zaman,
paket teslimi yapddığı zaman ne
anlaşma yapılmış bunu bilmek lazım.
Herhalde teslim edenler idam
edilmemesi koşuluyla teslim etmiştir"
dıyor
Evliva Parlak
Idam dönüşü
olmayan bîr
şey.
„
Danışma Meclısı üyesı olarak bazı
olüm cezalannın ınfazı yönünde oy
kullanan EvBya Parlak bugün DSP
Hakkân mılletvekılı olarak
parlamento çatısı altında gorev
yapıyor Parlak, o jjünlen üzüntü
ıçınde anlatıyor
"O zamanld koşuDar içinde
değetiendinnek lazun. Ben şahsen
ölümün ceza olduğu kanısında
değilim. tdam, dönüşü olmayan bir
şey. thtilalden sonra kurulan bir
MecuVte takdir edersiniz ki
bazısında vermiş olabiöriz. 12 Eylül
ortamında çoktartişılmadan geçti,
üzerinde pek müzakere edilmiyordu.
O tür oturumlarda Mecüs'e bir
kâbus havası çökerdi. Bir sessizlik
çökerdi. Tartışılsa\ dı oy vermezdik.
Tartışümadığı için geçti. Adı
üzerinde; Damşnıa Meclis. Siz
reddetseniz böe, son karan Milli
Güvenlik Konseyi \eriyordu. O
şartlar içinde seçitip gebnişiz.
Mekânda da asker ağırhğı vardı.
İnsan tabü zaman içinde 'Ne hata
yapmışım' diye düşünüyor.
Konuşulabilseydi, tarüşdabflsejdi
birçok arkadaşuı tavn farkiı olurdu.
Bugün tam tersini düşünüyorunı.
tdam kaJdınlmaİL Toplumun
büyük lasmı kaldınlmasuıdan 3*oa.
Apo olmasaydı Idmse idamı
savunamazdı. Kişiye göre dûzenleme
olmaz, Apo'yu asalım, sonra
kaldıralım. olmaz."
Parlak, "Adnan Menderes ve
bakanlannın itibannın iade
edildiğini, Denız Gezmış ve
arkadaşlannın haksız yere asldığmın
İmren Avkut:
Şartlara göre
değerlendirmek
lazım...
"Ben o zaman aynı zamanda
başkanbk dhanmdaydım. Varandaşla
çok voğun temaslanm \ardı. Bir
grup kadın geüyor, feryat figan
içinde, çocuklannuz asümasm, diyor.
Bunlar terörisÖerin anneleri. Bunlan
dinliyorum, yüreğim paramparça,
asılmamalı, diyorum. Bir hafta sonra
öbür anneler geüyor, benim
çocuklarun öldâriiJdü, işkence ettiler,
bize bunu mu reva görüyorsunuz,
diyorlar. Bunlann acıanı daha fazla »-
görüyorsunuz. Bu sefer bu annelerin
fery adına da kulak veriyorsun,
neyse çeksinkr, diyorsun. Böyle
çehşkiler yaşadık o zaman.
Asümasm, diyemedik. Ben idama: «
prensip olarak karşıyım. ama teröMe
karşı değilim. Kader kurbanlan. \ar,
öfkeleniyor, basit bir insan, basit bir
sebeple oldurüyor. Bu gibi suçlarda
idamı anlamh bulmuyormn. Çünkü
burada gerçek anlamda bünçli
olarak bir insanın yaşama hakkını
elinden alma diye bir şey y # - Ama
terörde bövle değü. Batı'nm şartlan
farkiı. Bu konulan şartlara göre
değerlendirmek lazım.''
Danışma Meclısı üyelennden Bekir
Sami Daçe, daha sonra DYP A
sıralannda oturdu, grup yönetımınde
gorev aldı, bakanlık yaptı Danışma
Meclısı üyesı olduğu dönemde olum
cezalannın ınfazı yonûnde oy
kullanan Daçe, bugün ölum
cezasının kaldınlması gerektığını
düşünüyor Daçe o gunlen ve bugün
geldığı noktayı şöyle anlatıyor.
Bekir Sami
Daçe:
Idam
kaldınlmalı.
"O gün Türkiye iç savaş şartlan
içerisindeydi. O şartlarda istenmese
dahi, insanlann vicdanlannı rahatsız
etse bile, o sonuç oldu. Bugün bana
sorarsanız, idam olmamalıdır.
Ömrüm boyunca idama karşı oldum.
De\1etin insan canı ahnava hakkı
olmadıgun düşünü\orum. tdam
konusu artık tarüşümamah,
kaldırümahdır. Sadece AB için değU,
insani değerler açısından, en yüce
varlık olan insanın insana saygısı
açısından. Öcalan asılsın, sonra
kalksuı fikrini de çok yanhş
buluyorum. tdam olmamah dKorsak
hiç Idmse asümamah. Türkiye'nin
şartlannda iç dünyasında. toplumsal
dünvasında bir yumuşamaya ihtiyaa
var. Birtakım stres konularun,
husumet konularmı gündemde
tutmaya mahal yok. Iç banşa ihtiyaç
var. Devlet adamları çok daha cesur
haraket ermek mecburiyetindedir.
Şehitlerimizin, gazilerimizin
aflelerinin büyük acılan vardn*. Ama
Anadolu'da bir söz vardır. Kanı
kanla yumazlar. Türkiye bir
yumuşama sürecine girmek
zorundadır.*'
Yarın: Kenan Evren ne dlyor?
Meclis'ten
sadece 2 hayır
Mehmet Ali Ağca'nın ıdamının oylanmasında sadece
bır tek "hayır" oyu çıkarken Danışma Meclısı'ne gelen
dığer ıdam tasanlannda "hayu"" oyu 2'ye yukselıyor
Kamer Genç'le bırlıkte Ertuğrul Alath da ıdamlara
karşı o> kullanıvor Adalet Komısyonu uyesı Serda
Kurtoğlu ıse çekımser kalıyor Kurtoğlu, ulkucu Fîkri
Ankan ıle Kemal Özdemir hakkındakı olum cezalan
konusundakı komısyon raporuna yazdığı çekımserlık
oy gerekçesınde şu goruşlen dıle getınyordu "Suç
sebebi ne olursa olsun, işlenen suç toplum için ne derece
zararlı olursa olsun ölüm cezasının yerine getiribnesinde
suçluya ıslah amacı yoktur. Ölüm cezasının yerine
getirilmesi suçlu için gerçekte ceza infaa anlammı
taşunaz. Zira infaz ile suçlunun vıicudu ortadan
kalkmaktadır. Suçlu gerçekte cezasız bırakümaktadır.
Ölüm cezasunn infaz edilmemesi suçlunun cezasuun affi
anlammı taşunaz. O, daima
ölüm cezası mahkûmudur.
Hayatuu cezae\inde bitirmek
zorundadır Bu, işlediği suçun
ağıriıgına denk bir cezadır.
Ölüm cezası mahkûmunu
hay atının sonuna kadar
cemiyetten tecrit etmek,
cezadan beklenen içtimai
faydayı sağlar. Ölüm cezası
yerine getirilirse, insan eüyle
insan hayatına, suçun
işlenmesinden çok sonra son
verilmesi nedeniy le, mahşeri
vicdanda bir huzursuzluk
doğar ve infazdan itibaren
geçen zaman süresince bu
vicdan huzursuzluğu gelişir,
nıerhamete, acmıaya döşünür.
Bu yönden de ölüm cezasını
yerine getinnekte yarar
yoktur."
Kurtoğlu, "Danışma Meclisi ve
Milli Güvenlik KonseyTni
oyiannda vkdanlanyla baş
başa bırakabflmek için
çekimser oy kullanmakta fay da
mülahaza ettiğuıi" sozlenne
eklıyordu Şerafettın Yarkın
da, çekımserhk gerekçesınde
ılke olarak Öl&n cezalanna
karşı olduğunu \ıorguluyordu
Üyeler zaman zaman da çehşkılı tavırlar sergılıyordu
Danışma Meclısı uvelennden Beşir HamitoğuOan bazı
ölum cezalanna kabul oyu verırken bazı oylamalara
katılmıyordu Hamıtoğullan, 16 Aralık 1982 tanhınde
Ahmet Kerse hakkındakı rapora yazdığı karşı oy
gerçekçesınde şu goruşlen dıle getınyordu "Insancı ve
uygar toplumlarda cezanın ikî temel işlevi
bohınmaktadır: Suç işleyen Idşinin ıslahı, suç işlemeye
yafkın kişileri bu fliUerden caydırmak. Ölüm cezasınuı
yerine getirUmesi, düşünceme göre bu iki işle\i de yerine
getirmemektedir. Olüm mahkûmlaruun yaşadıklan
sürece hiçbir aftan yararlandırmadan cezalannı
çekmelerinin daha etkin olduğuna kaniyim. Türkiye'de
milli \icdanin idamı onaylamadığı kamsmdayun. Aynca
manevi inançlanm, Allah'ın verdiği canın sadece ve
yalnızca ADah taranndan ahnabileceği yönündedir. Can
veremeyenlerin can almaya haklan olamayacağı
inancındayım. tnsanın idamı yerine daha etkin yöntem
ve infaz biçimleri olduğu kanısındayım."
• Mehmet Ali
Ağca'nın
idamının
oylanmasında
sadece bir tek
"hayır" oyu
çıkarken Danışma
Meclisi'ne gelen
diğer idam
tasanlannda
"hayır" oyu 2'ye
yükseliyor.
Kamer Genç'le
birlikte Ertuğrul
Alatlı da idamlara
karşı oy
kullanıyor. Adalet
Komisyonu üyesi
Serda Kurtoğlu
ise çekimser
kalıyor.
ORHAN BURSALI
Bilgi Saklamak
Etik Değil
Yenıden Sayın Başbakan'ın hastalığı uzenne
yazmak hoş değıl Ancak ortada, Başbakan'ın
hastalığı konusundakı gelışmelerde rahatsız edı-
a, etık olmayan bır durum var.
Dıkkat edın, Başbakan'ın diyorum Ulke yone-
tımının başında olan Başbakan ıle kışı ve bırey ola-
rak Sayın Ecevrt ı bırbınnden ayırmak gerek.
Bu ayrımın onemı nedır^1
Başbakan kamusal konumu nedenıyle 7 den 70'e
butun Turkıye yurttaşlannı ılgılendınyor, ancak kı-
şı olarak Ecevrt daha ozel ve ozgur bır konumda-
dır
Birey olarak hastalık ıle başbakan olarak has-
talığın bırbınnden çok farkiı olduğunu kabul etme-
lıyız
Sıyasal ve kulturel olarak toplum yaşamında
edındığı yer açısından da Sayın Ecevrt'ın hastalı-
ğı çoğu kımseyı şuphesız uzecektır
Bır kışının kendı hastalık veya hastalıklannı uçun-
cu kışılere açıklayıp açıklamaması, eğeryasal bır
zorunluluk yoksa, kışısel bır tercıhtır Doktoru da,
hastasının ısteğıne uymayı tıp etığı sayar
• • •
Ancak konu Başbakan'ın hastalığı ıse, kışılenn
varlığından bağımsız başka sureçler gundeme gı-
recektır En sonunda ulke devlet hukumet yone-
tım, gelecek gıbı, subjektıf varlığımızın otesınde,
objektıf toplumsal oluşumlar gundemdedır
Ve tabıı butun bu oluşumlara ılışkın alınacak
kararlar, bu oluşumlann yonlendırılmesı sonucu
etkılenen yurttaşlar kurumlar vb
Burada toplum butunun yararı açısından, a) en
sağlıklı kararların alınmasını, b) butunun çok lyı ız-
lenmesını, c) belki hızlı davranılmasını, d) gerektı-
ğınde tepkının zamanında verılmesını beklenme-
dık, olağanustu durumların dışındakı yonetım su-
recının kesıntısız olmasını vb ısteyecektır
Ancak, Sayın Başbakan orneğınde, bunlann
hepsı tartışmalıdır Bu tartışmalarda ne kadar sub-
jektıf goruşler ılen surulse bıle, netıcede ortada
objektıf bır olgu vardır Başbakan'ın çok yonlu
hastalığı
• • •
Başbakan'ın doktoru tarafından resmen açıkla-
nan Miyasteni'sı bılınıyor Sınırlerle kaslar arasın-
da bılgı-ven alışvenşınde sorunlar vardır Bu so-
runlar hareket yeteneğını sınıriıyor
Bır uzman dostum, ortaya çıkan kaburga kınl-
masının, buyuk olasılıkla, kas denetımınde kont-
rolu arttırmak amacıyla uygulanan kortızon teda-
vısinin bır sonucu olduğunu belırtıyor Kortızon, ozel-
lıkle de bu yaşlarda osteoporoz olarak adlandırı-
lan kemık zayıflığını ve kemık kırılmalarını hızla
gundeme getınyor Hatta çarpma bıle olmadan ke-
mik kırılmaları olabılmektedır
Hele kaburga kırığı çarpma olmadan gerçek-
leşmışse, Başbakan ın çok daha dıkkatlı yaşama-
sı zorunluluğu ortaya çıkıyor
Başbakan ın butunsel davranışlarında, mıyaste-
nının dışında. Parkinson şuphesı çok yoğundur
Hemen her uzman, parkınson şuphesını hemen dı-
le getırıyor Bu konuda toplumda dolaşan soylen-
tılere resmen bır açıklama veya yalanlama getınl-
medı
Ayaktakı damarıltıhaplanmasının kaynağı/nede-
nı de bılınmıyor Gerçeğın açıklanıp açıklanmaya-
cağı da bellı değıl
Başbakan'ın sağlığı konusunda yoğun bır bilgi
saklama olayının tanıklan durumundayız Mıyas-
tenı teşhısınde de bılgı saklandı, kortızonla Baş-
bakan'ın bıraz toparlanması bıle Tanrı'nın elıne
bağlandı Anımsayın Sonunda mızrakkılıfasığma-
yınca mıyastenı dendı
Başbakan'la ılgılı toplumdan bılgı saklanmasın
Buna kımsenın hakkı yok
Bılgı saklanması ahlakı değıl Bu netıpahlakına
ne de toplumsal ahlaka gırer
Parkınson mu Başbakan'' Hemen açıklanmalı
Kaburga kırılmasının nedenı ve boyutları açıklan-
malı Ayaktakı ıltıhaplanmanın nedenı bılınmelı vb
Bılgı saklanmasının, demokratık toplumun karar
sureçlerını etkıleyeceğı açıktır Bılgı saklanmasının
etık olmayan bır başka yonu de saklanan bılgıden
yararlanmalardır
Başbakan, her şeyı ulkesı ıçın, ulke ekonomısı
ıçın yaptığını soyluyor Buna yurekten ınanıyoruz
Ancak bız Turk halkının da her turtu felakete
hazırlıklı olduğumuz unutulmasın
obursali@cumhuriyet.com.tr.
ACI KAYBIMIZ
1955 1959 yıllannda Istanbul Unıversıtesı
Hukuk Fakultesı"ndekı oğrencılığımız
sırasında, buyuk heyecanla dersler veren,
meslek yaşamımızda kendılennın
arkadaşlığını dostluğunu. gü\ enını
kazandıgımız, bırlıkte olmaktan mutluluk
ve onur duyduğumuz değerlı bılım adamı
sevgılı can hocamız
Prof. Dr.
EDİP ÇELIK'in
yaşama gozlennı yumuşunu denn bır uzuntu
ıle oğrendık Aılesıne, > akınlanna,
bııılen aşan oğrencılenne.
meslektaşlarına başsağlığı dılenz
Aydınlıklar ıçınde vat azız hocamız
Av. Ferhunde İnal - A\. Turgut tnal
B\LIKESÎR
SULTANBEYLİ ASLİ\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Ebai\o 2001 786
Davacı ^vsel ^ ıldınm \ekılı -\\ Mehmet Erol ta-
rafından açılan gaıplık davasımn yapılan duruşma-
sında \enlen ara karan gereğınce
Gumuşhane ılı Merkez Kazantaş kövu Cılt 6ı
Hane 36'da nufusa kavıtlı Se\tı \e Hıdayeden ol-
ma 01 02 1956 d lu Tahır \ ıldınm 11 09 1994 tan-
hınden bugune kadar kavbolmuş ve bır daha kendı-
sınden haber alınamadıgı talep edıldığınden ılanın
japıldığı tarıhten itibaren Medenı Kanun'un 33 Son
maddesı gereğınce tanıyan bılen ve bulunduğu ven
bılenlenn 6 a> ıçınde mahkememıze başvurmalan
baş\Tirulmadığı takdirde vapılacak >argılama so-
nunda delıllere aore karar verıleceğı hususu ılan
olunur 10 05 2002 Basm 29^74