Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-•34AYIS 2002 PAZARTESİ-*-*** CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Tek kutuplu
bştarafı 1. Sayfada
dinin amacını kaybetmesinden
lcayaklandığını söylerken Çizıli yazar
" W a ç Meng de ABD'de 11 Eylül olay-
lanrîan sonra. halkın "çocuksu" diye
niterdiğı Devlet Başkanı George W.
fitust liderliğinde kör vatanseverliğin
yüksldiğine dıkkat çekti
Nkleer bombalar. büyük barajlar,
lcöktn dincilik, küreselleşme ve ABD'nin
.Afgnistan'a operasyonuna dair uzun,
g ü ç k siyasi denemelenyle "Hindis-
t a n ' n Pablo Neruda'sı" da denilen 41
yaşudaki Hıntli yazarın Yeni Delhi'deki
evinte Kyodo News'e verdiğı demecin-
d e , jünümüz dünyasına bakışı özetle
şöyle
"Stmanlıktaki iğneyi bulmak için
samaılığı yaknıak gibi, ABD bu ülke-
yi mıhvetti ve aradığı Usame bın La-
din'i * da Molla Ömer'i, Taleban lider-
lerinn hiçbirini bulamadı, El-Kaide
ö r g ü ü dünyanın her yerinde... ABD
Başkânı Bush'un yaptığı. insanlarda-
ki öfle bir yana, kendisinin kızgınlığı-
DI, öfcesini de arttırdı. İnsanlar ölümü
umutsatnayacak. kendi bedenlerini
bomla olarak kullanmayı dert etme-
yecel duruma itildiler.
Düıya liderlerinin şimdi farkJı bir
yerdiolduğumuzuanlamalan gereki-
yor. Şmdi giderek çok daha fazla ki-
Î
iyi ölielendiriyorsunuz çünkü Irak,
ran ja da Somali olsun. konuyu anla-
maya bu oyunları ovnayamayacağını-
zı anbmaya çaba göstermiyorsunuz.
tnsadann öfkesine cevap vermiyor,
bunu kendi haline bırakıyor, şu ya da
bu şelilde patlayacağinı anlamıyorsu-
nuz, çünkü, sosyal adalete inanmıyor,
üstün.üğe, güce inanıyorsunuz.
Afgınistan operasyonuyla Tale-
ban'abu ülkede zarar verilmiş olabi-
lir, ancak Taleban'ı Beyaz Saray ve
Hindistan'a taşıdılar. Talebanlaşma
kültürünün tamamı canlı ve iyi du-
rumdı. ABD'de 11 Eylül'de olanlar
çizgiyi çok kesin hatlanyla çekti, şim-
diye kadar ilk kez Amerikan dış poli-
tika tarihi ortaya konulup tartışıldı.
İnsanlar neler olup-bittiğini anlama-
ya başüyor."
Modern balenin devi, çok ödüllü ko-
reograf Maurice Bejart da yüreğinde
sevgi yaklaşımıyla, insanlan ırk ve etnik
engellerin ötesinde birleştirmeyi hedef-
üyor. lslamı, sufizmi benimseyen Be-
jart, dünyanın fiili sorununun dinin
amacını kaybetmesinden kaynaklandı-
ğını söyledi.
Bejart'ın günümüz dünyasına dair gö-
rüşleri özetle şöyle:
"ABD'de 11 Eylül olayları uzun sü-
re önce başlayan savaşın bir parçası,
bu 2. Dünya Savaşrnın devamı gibi, o
dönemin savaşının bir parçası ve diin-
vayı değiştirmedi. Fakat, bu aynı za-
manda birçok ülkenin Amerika'ya is-
yanı, çünkü,ABD dünyanın yargıcı ol-
mayı isteyen bir devlet, 'bu beyaz, bu
siyah' diyorlar ve bizim Amerikablar
gibi yaşamamız gerektiğini söylüyor-
lar. ABD'nin bu tutumu yanlış. "
Çin'ın edebiyat ustalarından Wang
Meng de ABD'de 11 Eylül olaylanndan
sonra, halkın "çocuksu" diye mtelediği
Devlet Başkanı George W. Bush liderli-
ğinde kör vatanseverliğin yükseldiğinı,
ABD'nin tek kutuplu dünya hâkimiye-
tınden endişe duyduğunu dile getirdi.
Yann çok geç olacak• Baştarafı 1. Sayfada
Stockholm Konvansiyonu, büyük
bir çoğunluğunu "klorlu bileşik-
lerden oluşan tarımsal ilaçla-
rın" oluşturduğu organik kirleti-
cileri yasaklıyor. Anlaşma, kulla-
nılan ticari ürünlerde 'zehir-teh-
like' ibaresini zorunlu kılmasmın
yanı sıra üretim tekniklerinde bü-
yük bir değişimi öngörüyor.
Stockholm Konvansiyonu'na gö-
re, "çoğunluğunu klorlu pesti-
sitlerin (tarım ilacı) oluşturdu-
ğu kanserojen etkisi ispatlan-
mış", kimyasallan kullanan ülke-
ler cezalandınlabilecek. Hormon
ve ilaç kalıntısı tartışmalarıyla ih-
racatı ciddi biçimde etkilenen Tür-
kiye'nin, bu anlaşmanın yürürlü-
ğe girmesinin ardından sebze
meyve ihracatı yapması mümkün
olamayacak. Çünkü anlaşmayı
meclisinden geçiren ülkeler, ön-
celikle bu kimyasalların kullanıl-
dığı ürünleri sınırlanndan sokma-
yacak.
BM Çevre Programf nca (UN-
EP) hazırlanan anlaşmanın imza-
lanması için geçenyıl, zararh atık-
lanyla ünlü Izeydaş'ta hatırlara
kazınan bir "baca eylemi" ger-
çekleştiren Greenpeace'inToksik
Maddeler Kampanyası Sorumlu-
su Banu Dökmecibaşı, Türki-
ye'nin bir an önce bir eylem planı
hazırlayarak "klorlu bileşikler-
den, pesrisitlerden kurtulması"
gerektiğini söyledi. Aksi halde ge-
ri dönüşünün çok maliyetli olaca-
ğını belirten Dökmecibaşı, Türki-
ye'nin kon\
r
ansiyonda alınan ka-
rarlan bir an önce Meclis'ten ge-
çirmesi gerektiğini bildirdi. Dök-
mecibaşı. "Anlaşma hükümleri-
nin yürürlüğe girmesi çok uzun
sürmez. Türkiye'nln önlem al-
ması bir günde mümkün olma-
dığına göre bir an önce başlan-
malı. Türkiye böyle bir sorun
yokmuş gibi davranamaz" dedi.
Uzun yıllar ABD. Avustralya, Ka-
nada, Japonya ve Yeni Zellan-
da'nın görüşmelerini engellemeye
çalıştığı, ancak çevre örgütlerinin
ve bilim insanlannın baskısı ve
kanserojen etkinin ispatlanmasıy-
la 97 ülkenin imzaladığı Stock-
holm Konvansiyonu kimi ülkeler-
de onaylandı ya da onaylanacağı
resmenaçüdandı. Bu anlaşmanın
yürürlüğe girmesi sonucu kalıcı
organik kirleticilere kaynakta son
verilmesi gerekecek. Örneğin atık
yakma tesisleri ve PVC üretimi,
12 kimyasalın başında bulunan
"dioksin ve furan'Mann ana kay-
nağını oluşturuyor. Dolayısıyla bu
üretim ve bertaraf biçimlerine son
verilmesi gerekecek. Hazırlıklar
tamamlandıktan sonra konvansi-
yonun ağır yaptınmlan olması
bekleniyor. Hedef alınan organik
kirleticilerin kullanıldığı tesisle-
rin kapatılması başta ohnak üzere
üretim tekniklerinde de değişimi
beraberinde getirecek anlaşmaya
göre, kirleticilerin kullanıldığı ti-
cari ürünler mutlaka "zehir-tehli-
ke" ibarelerini taşıyacak.
Chomsky,
ABD
arabuluculu-
ğunun barış
için çözüm
olarak
sunulduğunu
ancak
durumun
farklı
olduğunu
Ueri sürüyor.
(REUTERS)
Işgalin biçimi değiştiI Baştarafı 1. Sayfada
mıştı: "Oslo anlaşmaları neo-
sömürgeci bir temel üzerine,
bir tarafın sonsuza kadar di-
ğer tarafa bağımlı kalması
üzerine kunılmuştur." Ben-A-
mi, 2OOO'de Camp David'de
ABD-Israil önerilerinin mimar-
lanndan biri oldu. O dönemde
Batı Şeria'daki Filistinliler, dağı-
nık haldeki 200 bölgede yaşa-
mak zorundaydılar. Bill Clinton
ve Israil Başbakanı Barak, bir
iyileşme önerdi: Israil kontro-
lünde, birbirlerinden ve dördün-
cü bir bölge olarak Doğu Ku-
düs'ün küçük bir bölümünden
tamamen ayn üç kanton. Gazze
de 5. kanton olacaktı. Bu hanta-
lann ABD'de çok fazla ortaya
çıkmaması normaldir.
ABD'nin belirleyicı rol oyna-
maya devam edeceği kuşku gö-
türmez. Bu rolün ne olduğunu ve
içerde nasıl algılandığını görmek
önemli. Filistin terörü sona erdi-
ğınde Israilhler de "Arap Birli-
ği'nin, tsrail'in daha ciddi ola-
rak çekilmesi karşılığında tam
barışa dayalı tarihi önerisini
ele almak konusunda" teşvik
olacaklar. Ama önce Filistin ön-
derlığının "kendilerinin meşnı
diplomatik ortaklar" olduğunu
kanıtlaması gerekiyor.
Filistinliler çok uzun zaman-
dır işkence ve teröre maruz ka-
lıyor, mülkleri yıkılıyor, yerle-
rinden edilıyorlar ve su gibi en
temel kaynaklar ellerinden alı-
nıyor. Bu politikalar, belirleyici
nitelikteki ABD desteğine ve
Avrupa'nın sessizce kabulleni-
şine dayanıyor. îsrail basını ge-
çış döneminde şöyle yazıyordu:
"Barak hükümeti Şaron hü-
kümetine şaşırtıcı bir miras
bırakjyor. Ariel Şaron'un
1992'de, Oslo anlaşmaların-
dan önce inşaat ve yerleşimler-
den sorumlu bakan olduğu dö-
nemden beri (işgal) toprakla-
rında en fazla sayıda inşaat
başhyor." Şu ıddıa sık sık tekrar-
lanmaktadır: Bütün banş öneri-
leri, Araplann tsrail'in varlığını
kabul etmeyi reddetmeleri ve
Arafat gıbı "güvenimizi" boşa
çıkaran terönstler yüzünden bal-
talanmıştır. Bu güvenin yeniden
nasıl kazanılabileceğini de Clin-
ton'ın Ortadoğu danışmanların-
dan Edward VValker açıklıyor:
Arafat "geleceğimizi ve ka-
derimizi ABD'nin ellerine tes-
Bm ettiğinıizi" bıldirmelıdır. Fi-
listinlilerin haklannı 30 yıldır hi-
çe sayan kampanyanın öncüsü-
ne... Öyleyse sorunun temelı dö-
nüp dolaşıp Washington'ın, kap-
samlı bir uluslararası konsensüs
çerçevesinde vanlacak siyasi bir
çözümü reddeden Israil'e verdi-
ği desteğe dayanıyor.
ABD, Cenevre Konvansiyo-
nu'nun işgal topraklan içm ge-
çerlilıği olduğu, bu yüzden
ABD ve Israil'ın pek çok eyle-
minin konvansiyonun "ihlali",
dolayısıyla savaş suçu anlamına
geldiği sonucuna bir kez daha
varan uluslararası bir konferan-
sı boykot etmiştı. Bu konulann
ABD'de açık açık tartışılmaya
başlanmasına izin verilene ka-
dar "ABD'nin barış sürecine
dahil olması" çağnsı yapmak
anlamlı değildır.
Türkiye şanssız
• Baştarafı 1. Sayfada
il ve Filistin arasında sürmekte olan şidde-
tinse, Türkiye'deki güvenlik endişelerini
arttırdığı kaydedildi.
Gazeteye göre, bu olaylar en çok, tatille-
rinin çoğunu Türkiye'de geçiren ABD'li ve
Japon turistleri etkiledi. 2002'nin ilk iki
ayında, ABD'li turist sayısı yüzde 29, Japon
turist sayısıysa yüzde 44 oranında azaldı.
Turistlerin, Türkiye"ye yönelik endişeleri-
nin giderek azaldığı ve temkinli bir iyimser-
liğin yükseldiği belirtilen yazıda, yine de ül-
keye döviz kazandıracak turistlerin çekim-
ser kaldıklan kaydedildi.
Söğütten aspirin
ANKARA (AA) - Ankara Üniversitesi
Fen Fakültesi BotanikAna Bilim Dah Öğ-
retim Üyesi Doç. Dr. Ergin Duygu, Tür-
kiye'de zararh hormonlara alternatif ola-
rak bitki artıklanndan elde edilen doğal
hormonlann kullanılmasını önerdi.
Hormonlann bitkilerde doğal olarak bu-
lunan ve çok küçük mıktarlan ile yaşam-
lannı denetleyen maddeler olduğunu ifa-
de eden Doç. Dr. Duygu, gelişmiş ülkele-
rin hormonlann doğal dengelerini etkile-
yen, bitkilerin büyüme ve gelişmelerini
düzenleyebilen birçok kimyasal madde
ürettiğini, söz konusu maddelenn doğal
hormonlardan ayırt edici olarak büyüme
düzenleyicileri olarak adlandınldığını vur-
guladı.
Doç. Dr. Duygu, şunlan kaydetti:
"Özellikle Hindistan, Çin ve Avustral-
ya'da tarım ve ormancılıkta bitki bü-
yümesini düzenlemek ve verimliliği
arttırmak için kullanılan maddeler ise
doğal bitki hormonlarıdır. Doğal hor-
monları kullanarak zararlı hormon-
lardan kurtulabiliriz. Bu maddelerden
en iyi bilinen ve tanınanı adını söğütün
bilimsel adı olan Salis'ten alan ve Uk
olarak söğüt kabuklarından elde edil-
miş olan salisilik asittir. Aspirin ve
hammaddesi olan salisilik asit, bitkile-
rin büyümesi, hastalıklara ve kurak,
don gibi etkilere dayanıklıhğı arttırdı-
ğı bilimsel olarak kanıtlanmış olduğu
gibi halk arasında da birçok etkisi için
kullanılmaktadır. "
KUITUK • SANAT
www.perareklam.com.tr • www.sinemafilm.com • (0212) 293 89 78
TiyatroStûdyosu H U G H V V H I T E M O R E [BREAKING THE CODE)
SONSUZ DÖNGÜ
ÇEVIREN VE YONETEN AHMET LEVENDOĞLU
OYNAYANLAR MEHMET ALİ KAPTANLAR • ÖZGÜR ERKEKLİ
ZEYNEP EFSER ERKEKLİ • SERDA KONDELER AKTUNA
MURAT KILIC • EMRAH ELÇİBOĞA
1 3 , 2 0 M A Y I S P A Z A R T E S İ 1 9 : 3 0
İS S A N A T K Ü L T U R M E R K E Z İ 1 0 2 1 2 ] 3 1 6 10 83
NAZIM HIKMET
'BİR ÇİFTSÖZÜMÜZ VAR AŞKA DAİR"
Yöneten: Mahmut Gökgöz
OynayarcMÜMTAZSEVİNÇ
Uyariayan: Banu H.
14MayısSalı
Saat:20.30
dıköyHalkEğitimMerkezi
BILETIER AKM. KÛÇÜKStHNE ve OULCIHEA GİŞELERİNOE SATKMAKT/kOtR
GENİŞ BH.Oİ: (0212) 291 51 96
CABARET
CÎNE cabareicine@yahoo.ccni
SESİMİZ SAZIMIZ SEVDA ÜSTÜNE
Şıırter-Şarkılar
15MayisÇafşamba
2230(i)Stsalon)
EMİNİGÜS
Oenetael Ezgiler 223O(üsJsalor)
KAPTANINSEYİRDEFTERİ
İrem Oerlen - Cengız Erınç
FatihAhıskalı-MutluÖdemiş
Hakan Ora! - Ahmet Ctebılen
HerCuma-Ctea
23.00 (üstsalon)
LAT1N GECESI
RhuntıChaChaChıSalsa
Merengue Tango, Rock'n Roll
HerSalı
22 00 (üstsalon)
AYŞEN ERTE
Ozgun Baskj Resım Sergısı
Mayıs-Hazıran
(aitsalon)
Pazar<ePaz3rtesiha-ıçhefgûrsaat1630-a330
VeşılptnaıSokakNo 2Amavı*cy30820lst2rtıulTei (212,2577438
w w w . b i t e t i x . c o m
CAĞRI MERKEZİ
[02161454 15 55
Buyükparmakkapı Sokak sonu
Tel Sokak No 9/11 Beyojlu
Tel 0212 252 93 14-15
e-maıl jaızstGPöıazzslcp com
İSVİÇRE HASTANESİ
onurakm
Gülcan Altan
İlanlanntz İçin
j&İSVİÇRE HASTANESİ "GerçâSümtuıhmda'
Yeni albüm, yeni şarkılar
Vedat Sakman
_ ^ |
JazzStop
www.jazzstop.com
/ İSVİÇRE HASTANESİ Gerçeksanatmymmda
(0212)293 89 78
perareklam@perareklam.com tr
perareklam@superonline com
www.perareklam.com rr
TÜM MÜZİK
•*"A/
MARKETLERDE fe?
MÇ 6 3» No «13
Uo ISTUBa
*t IÜ212 55941 2i
'İSVİÇRE HASTANESİ
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
rip atardı:
"Gündemimde böyle birşeyyok!"
Son birkaç gündür bu tür sorulara verdiği ya-
nıtların özeti şu:
"Konu gündemimde varama, şu aşamada ola-
naksız. Şartlar olgunlaştığında çekilebilirim."
Ecevit önceki ay verdiği Dir röportajda, seçim
sürecinde çekilebileceğini ima etmiştı. Şimdi ise
seçimden önce farklı bir düzenleme yapabilece-
ğinin ipuçlarını veriyor.
Ne yapabilir?
Bu soruya net bir yanıt vermek için Ecevit'in bü-
tün siyasi yaşamını süzmek gerekiyor. Çok geri-
ye gitmeyelim, son iki seçime bakarak bir öngö-
rü oluşturmaya çalışalım. Ecevit, 1995'te seçim-
lere, ısrarla ve ısrarla Mümtaz Soysal'ı yanına
alarak girmek istedi. Soysal, Ecevitler'i çok iyi ta-
nıdığı için öneriye hemen evet yanıtını vermedi.
Günlerce tarttı. Ecevit de aynı ağırlıkta bastırdı.
Sonunda Soysal "Evet" dedi.
Ecevit, Soysal'ın kişiliğinden milim odün verme-
yen bir siyasetçi olduğunu, DSP tipi partide bu
durumun zaman zaman olumsuzluklara neden
olabileceğini bilmiyor muydu?
Elbette biliyordu. Ancak şu hesabı yaptı:
"Ben Soysal'la oylarımı en az 2 puan arttınnm.
CHP'nin de önüne geçerim. Bu da bana yeter.
Varsın daha sonra partiden aynlsın..."
Ecevit'in bu hesabı tuttu...
Kamuoyunu şaşırtırlar mı?
Ecevit, İ999 seçimlerinde de Soysal'la karşı-
laştırılmaz ama, Rıdvan Budak'la ilgili bir hesap
yaptı.
Aynı şekilde Budak'ın da yeri geldiğinde gözü-
nü budaktan, sözünü dudaktan sakınmayacağı-
nı biliyordu. O günün koşuüannda 28 Şubat sü-
recinin sivil hareketlerinde yer almış bir kişinin
partiye oy getireceğini hesapladı. CHP'ye gide-
cek kimı oyların kendisine dönebileceğini düşün-
dü.
Bu hesap da tuttu...
Rıdvan Budak bir süre DSP'yle birlikte oy ver-
di, sonra koyverdi!
Bugüne gelirsek... önümüzdeki yıl seçim görü-
nüyor. Çok az konuda aynı düşünen koalisyon
ortaklan, seçimin zamanında yapılacağı görüşün-
de birieşiyor. Üçübirden, "zaman/r)da"diyorama,
sanki kulaklannın arkasında şöyle bir plan var:
2002 sonuna doğru ekonomide iyiye gidiş işa-
retleri olur. Halkımız biraz rahatlayınca geçmişi
unutur. Biz de 2003 baharında seçim karan alırız!
Bu şablon sanınz Ecevit'in de kafasında var.
Ecevitler, önümüzdeki seçim için kafalarınaönem
sırasına göre şunu koymuştur:
1- CHP'yi geçmeliyiz.
2- Barajın üzerinde kalmalıyız.
3- Iktidarda kalmanın yolunu bulmalıyız.
Ecevitler, son iki seçimde olduğu gibi bu kez de
nelerle-kimlerle donanmaları gerektiğini tartma-
ya başlamışlardır. Ancak bu kez, sağlık durumu-
nu da dikkate alarak biraz daha ileri bir değerlen-
dirme yapmak durumunda kalabilirler.
Bu değeriendirme ne olur?
Akla ilk şu geliyor:
CHP ile yanşı da dikkate alarak yeni bir vitrin
yapmak...
Ecevit'in değişik yönetim biçimlerine meraklı
olduğunu, değişik modeller oluşturmayı sevdiği-
ni biliyoruz!
Ecevit'in siyasi tarihine baktığımızda en çok şu-
nu yaptığını görürüz:
Kamuoyunu şaşırtan kararlar almak!
ankcum@ttnet.net.tr
K o l e j l l g i s o n a e r d l
Meltem Lisesi, Mehmel Şam'a gol vağdırdL (NEVZAT DİNDAR)
Meltem Lisesi
şompiyon
Ozel Meltem: 12 - Mehmet Şam: 3
ÖZEL MELTEM LİSESf: Mehmet Ali (10), Abdullah (10)
(Yıldırav 10), Gökhan (10), Ömer (10) (Mesut 10), Göksel (10),
Alper (10) (Muhammet 10), Fırat (10)
MEHMET ŞAM LİSESİ: Burak Candan (7), Gökhan (7) (Bu-
rakMorkoç 7), Burak Yüksel (9), Sercan (9). Sabri (7), Saim (7),
Faruk (7)
GOLLER: Gökhan (3), Göksel, Alper, Muhammet, Fırat (6)
(Meltem Lisesi). Burak Candan, Burak Yüksel, Sercan
Galatasaray: 2 - Sahakyan: 1
GALATARASARAY LİSESİ: Onur (9), Can (9) (Kadir 9),
Çağn (9), Osman (9), Havrettın (9), Kürşat (9) (Uğw9) (Ut-
ku 9), Gökdeniz (9)
SAHAKYAN NUNYAN ERMENİ LİSESİ: Arşenk (9),
Can 17), Arzurunı (7), Arman (7), Alen (7) (Aren 7), Alber
(7),Ans (7) (Artür 7)
GOLLER: Osman, Gökdeniz (Galatasaray), Arşenk
BETÜL BERİŞE - NEVZAT DİNDAR
îstanbul Liselerarası Ko-
lej Ligi'nde zafer, Özel
Meltem Lisesi'nin...
21 haftası geride kalan
lig maratonunda. bitime bir
hafta kala Mehmet Şam Li-
sesi'ni farklı bir skorla 12-
3 yenen Özel Meltem Lise-
si, şampiyonluğa ulaşma-
nın mutluluğunu yaşadı.
Maç sonrası şampiyon-
luk sevincıni antrenörleriy-
le paylaşan Özel Meltem
Lisesfnin oyunculan, en
güçlü rakıplerinden biri
olan Mehmet Şam Lise-
si'ni farklı yenmeninguru-
runu da yaşadılar.