18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MAYIS 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 O 6 Mayıs sabahı, üzerimizdeki ölü toprağmı silkip atma iradesi ipe çekildi er geceninbir sabahıvarW Ş E EMEL MESCt Gtoün ilk ışıklanyla tepeler kimliksizliği ya- yaş yavaş sırtlanndan atıyor: gökle yeri, deniz- ie kirayı hatlan sılikleşmiş bir bütünlük için- de kıynaştıran gecenin örtüsü yırtıhyor; ışıyan hava, çizgileri belırgüıleştiriyor. Doğu yönün- den jeşitli tonlaıda harelenerek ilerkyen cam göbegi mavisi, siyahı, laciverdi, moru da ko- valıyor sanki, dalgalann şıpırtısı içıne gömü- yor. 3ök"le Yer'ın bir gece boyu süren kutsal evlil ğinı bıçak gibi bölüp ayınyor ışıyan Ha- va. Sümer temelli Mezopotamya yaratılış des- tanlanndan, Hint, Mısır ve antik Yunan'a dek evrenin. dünyanın ve insanın yaratılış öyküsü hep İk Çift'in, Gök'le Yer'in birbirinden (ge- nellüle Hava Tannsı'mn manfetıyle) aynlma- sıyla başlar. Bu 6 Mayıs sabahı, bir iskeleden Ege'nin sulanna bırakılan dılek kâğıdı topak- lan küçük dalgalann kanatlannda kıyıdan uzak_aşırken gece ile gündüz arasındaki bu so- nu gelmez kavganın o yaratılış mıtolojilerinde bir payı olup olmadığını düşünüyorum. Hıdrellez 6 Mayıs2002... Hıdrellez... Hıdrellez, Hızır- Ilyas isimlerinin birleştirilmesi yoluyla türe- tilmiş bir sözcük. Rivayete göre, Hmrve llyas peygamberler her 6 Mayıs sabahı buluşurmuş. Halk arasında, 5 Mayıs gecesi bir gül fıdanına adak bağlanıp 6 Mayıs sabahı günün ilk ışık- lan belirmiş, ama güneş henüz doğmamışken o adakJar bir akarsuya veya denize atıhrsa di- leklerin gerçekleşeceğine inanılır. Biryıllık ye- ni döngünün, yenilenmiş zamanın belirlenme- sine ilişkin görünen bu inancın kesin kökleri- ni, mitsel ve ritüel arka planım bilmiyorum, a- ma tüm yakındoğu ve Akdeniz kültürel mıra- sında belirleyici önem taşıyan, tarım ekonomi- siyle bağlantılı, çember biçimlı zaman ve koz- mik döngü anlayışlanyla ihşkıli olduğuna kuş- kuyok. Musevilikten başlayarak tektannh dinler, kozmık döngü eksenh dini inanç ve anlayışla- rı kendi "kutsal tarih"lerinin kilometre taşla- nnı oluşturan olaylarla birleştirdikleri için, bu halk inançlan ve makrokozmos/mikrokozmos arasında denklıkler kurma yaklaşımı-farkh bi- çimlere bürünerek de olsa günümüze dek sü- 'enız ın, Yusuf un, Hüseyin'in, Mahir'in, Ulaş'ın Sinan'ın, Taylan'ın ve daha nicelerinin şahsında, kamunun çıkannı kendi canından bile değerli sayabilen çocuksu temizliği sunaklarda yaşlı ve kendileriyle birlikte toplumu, doğayı, evTeni de yaşlandırmış tannlara kurban ettik biz aslmda... regelmiş, bu arada kültürel ve edebı bınkimle- rin içinde de önemli anlatı izleklerinden biri olarak varhğını hep korumuştur. Bizim halk edebiyatımızda da çok çeşitli bi- çimlerde yinelenen, "Her gecenin bir sabahı var" ifadesi; bir yanıyla bu kozmikritimanla- yışının ve toplumsal özlemleri kozmik yenilen- menin kesinliğiyle özdeşleştirme gereksimi- nin bir yansıması değil midir? Kozmik döngü ve gençleşme Sözünü ettiğim mitolojik yaklaşımın, farklı kültürlerde sergilendiği tüm çeşitliliğe karşın değişmeyen bir ana fikri var: Evren, doğa ve toplum -tıpkı bitkiler gibi- doğar, büyür, yaş- lanır ve ölür. Daha sonra yeniden doğuş, genç- leşme dönemi içinritüelleryapılır ve döngü ye- niden başlar. Gerek kozmik, gerekse toplum- sal düzlemlerde, gençleşme yaşamsal bir zo- runluluktur. Yaratılış bile, yaşlı kuşak tannla- n alt eden genç tanrılann eseridir. 6 Mayıs 2002... Dilek kâğıtlan önlerinde uzanan mavinin enginliğine hiç aldırmadan, futursuzca açıhyorlar sahilden, Ege'ye, Akde- niz'e doğru... Romalılar Akdeniz'e "Mare Nostrum", Bizim Denizimiz derierdi. Bu de- yim Can Yücel'in ölümsüz dizeleriyle, Türk- çede yazılmış en güzel şiirlerden birinin baş- lığı olarak girdi edebiyatımıza. Otuz yıl önce 5 Mayıs gecesi cezaevindeydim. Insanuı sa- bah hiç olmasın diye her şeyini verebileceği ge- celerden biriydi... Önlenemeyecek olanı bek- lemenin çaresizliği sinmiş sanki o gece kara- ladığım satırlara... Otuz yılhk bir uzaklıktan bugün geriye dö- nüp bakarken o 6 Mayıs sabahı Deniz'le, Yu- suf la, Hüseyin'le birlikte, bu toplumun 1923'te başlayıp 1960'ta yenilenen Gençleşme, Yeni- den Doğma isteğinin, üzerimizdeki yüzlerce yıllık ölü toprağmı silkip atma iradesinin ipe çekildiğini düşünüyorum. Deniz'in, Yusuf un, Hüseyin'in, Mahir'in, Ulaş'ın Sinan'ın, Taylan'ın ve daha nicelerinin şahsında, kamunun çıkannı kendi canından bi- le değerli sayabilen Çocuksu Temizliği sunak- larda yaş.lı ve kendileriyle birlikte toplumu, do- ğayı, evreni de yaşlandırmış tannlara kurban ettik biz aslında... Bu sistem kendini yenileme gizil gücünü taşıyan tekkaynağı kurutabilmek için vannı yoğunu harcadı. 30-35 yıldır ve bu- gün "Neler oluyorbize" diye dönüp duruyoruz tersinden ışletilmiş bir mitolojik kâbusun dört duvan içinde... Polonyalı tiyatro adamı Tadeuzs Kantor'un "•Ölü Sınıf" adlı oyununda yaşlanmış kişilik- ler sırtlanna bağlanmış bebeklerle dönüp du- rurlar sahnede. Biz de onlara benziyoruz. 1971 'den beri öldürdüğümüz Çocuklanmızı ve Içimizdeki Ölü Çocuklan sırtlanmıza bağla- mış, dönüp duruyoruz ve soruyoruz utanma- dan. Bu toplum niye kirlendi, neler oluyor bı- ze? 6 Mayıs 2002... Dilek kâğıtlan engine açılı- yor, avutmaya çahşıyorum kendimi. Gece uzun siirebilir, yine de her gecenin bir sabahı var... Sayın Ceyhan Mumcu ya açıkmektup Grammy ödüllü sanatçı Türkiye'deki ilk resitalini 16 Mayıs'ta tş Sanat'ta verecek. June Anderson îstanbul'da Kültür Servisi - Klasik müzik dünyasınm "ân-a^ June Anderson, Türkiye'deki ilk resitalini 16 Mayıs Perşembe günü saat 19.30'da tş Sanat'ta verecek. Opera dünyasında son yılların en önemli lirik koloratur sopranolanndan biri olan, Grammy ödüllü Anderson, konserde Jeff Cohen (piyano) ile birlikte Liszt'ten ÇaykovskTye, Rodrigo'dan Kurt WeiD'ın eserlerine uzanan zengin bir repertuvar sunacak. Yale Üniversitesi mezunu sanatçı, 1978'deNewYorkCity Operası'nda 'SihirH Flût'te'Queenofthe Night' ve Metropolitan Operası'nda Pavarottiüe birlikte yer aldığı 'Rigoletto'da 'Güda' rolüyle başladığı kariyeri boyunca Leonard Bemstein. James Levine, Riccardo Muti gibi önemli isimlerin yönetiminde, opera repertuvannın belli başlı tüm yapıtlannda yer aldı. Opera dünyasında mükemmelliyetçiliğiyle tanınan Anderson, son olarak, Rkhard Strauss operalan arasında en zoru olarak bilinen 'Capprido'da rol aldı. Paris Ulusal Konservatuvan 'nda melodi ve lied dersleri veren JefF Cohen, June Anderson'ın yanı sıra CeciBa BartoK, Barbara Hendricks ve Ute Lemper gibi opera dünyasının yıldızlanyla yaptığı çahşmalarla tanınıyor. (02123161576) ERHANGÖKGÜCÜ* Sayın Ceyhan Mumcu 19. 03.2002 günlü Cumhuriyet ga- zetesindeki "Yüdız yargüana- maz nu?" başlıklı yazısında de- ğerli tiyatro yazan Dr. Orhan Asena'yı yitirişimizin 1. yıldö- nümünden yola çıkarak Devlet Tiyatrolan'nın Orhan Asena'nın "Yüdız Yargüaması" adlı oyu- nunu engellediğini iddia ediyor ve kurumumuzu kınıyor. Bu ara- da başrejisör olarak benim de "2001 yın Eytül ayında bu oyu- nun Sayın Uğur Mumcu"nun ve SayuıOrhanAsena'nın ölümyü- dönümkrinin arasında birtarih- te sergfleneceğr sözünü verdigi- mi açıklamış. Öncelikle şunu belirteyim ki bu konuda aramtzda temmuz ayındabir telefon konuşması ol- muştur. Kendisine Orhan Ase- na'nın Bursa Devlet Tiyatro- su'ndaki "Yüdız Yargüanması"1 oyununun kaldınlış nedenlenni anlattım. Şimdi kamuoyuna da aynı nedeni sunuyorum: Oyun 9 Ocak-4 Şubat arası Bursa Dev- let Tiyatrosu'nda kesintisiz oy- namıştır. Bu süre içinde Anka- ra'ya turne yaparak Şinasi Sah- nesi'nde bir hafta oynamak üze- re programa alınmıştı. Anka- ra'daki prömiyer-gala temsilini bütün davetli sanat adamlan ve eleştirmenler gibi ben de şaşkın- lık ve üzüntü içinde izledim. Oyun sonrası sanat çevrelerin- den o denli olumsuz tepkiler yükseldi ki ertesi gün Genel Mü- dürlük'te bir toplantı yaptık. Tepkilerimiz kesinkes oyunun içeriğine değil, ancaksahneleniş ve oynanış biçimineydi. Oyun saygı duyduğumuz Orhan Ase- na adına da, Devlet Tiyatrola- n'nın sanatsal düzeyine de ya- kışmıyordu. Aceleye getirilmiş- ti ve kalabahk kadrosunun ço- ğunluğu kurum dışından sağlan- mıştı. Turne tamamlandı ve Bur- sa'da ilan edilmiş program süre- since oynatıldıktan sonra kaldı- nlması kararlaştınldı. Esasen se- yircisi de çok azdı. Busırada ara- dan bir zaman geçtikten sonra da 'YDLDIZ YARGILANMASI' - CKTITI, saygı duyduğumuz Or- han Asena adına da Devlet Tiyatrolan'nın sanatsal düzeyine de yalaşnııyordu. Aceleye getirilmişti ve kalabahk kadrosunun ço- ğunluğu kurum dışmdan sağlanmışû. iyı bir kastla başka bir tiyatro- muzda oynanabilirliği konuşul- du. Sayın Ceyhan Mumcu'ya yap- tığım açıklamalarda hiçbir za- man kesin bir tarih söz konusu olmadı. Çünkü 2001-2002 tiyat- ro sezonunun repertuvan hazi- randa açıklanmıştı ve o tarihteki gazetelere göz atanlar "Yüdız Yargüanması''nın adını görme- diklerini anımsayacaklardır. Ay- nca Devlet Tiyatrolan bu sezon 2 Orhan Asena oyunu sahnele- miştir. Bir yanlış bilgi de şudur: Ede- bi Kurul Saym Ceyhan Mum- cu'nun iddia ettiği gibi oyun sa- tın almaz. Gönderilen oyunlan türün teknikgerekirleri yönünde değerlendirir. Sayın Mumcu yazısında oyu- nun geçmişte îzmir Devlet Ti- yatrolan'nda prömiyer yaptığını ve 1 temsil oynadıktânsonrakal- dmldığını iddia ediyor. Gazete- nize bu oyunun Izmir Devlet Ti- yatrosu'nda 45 kere oynandığı- nı kanıtlayan belgelerin örnekle- rini gönderiyorum. Sayuı Ceyhan Mumcu Devlet Tiyatrolan üzenne bir fırftna ko- partmaya çahşıyor sanınm. Or- han Asena'nın oyununu hangi yetki ile sahiplenmiştir? Üstelik sahiplendiği oyunun adını bile yanlış yazmasına ne demeli? Oyunun adı "Yüdız Yargüama- sı" değil, Sayın Asena'nın yazı- mı ile "Yüdız Yargüanması"dır. Kendi daktilosundan çıkan met- nin birinci sayfasını kanıt olarak gönderiyorum. Yoksa Sayın Ceyhan Mumcu'nun amacı Devlet Tiyatrolan'nın Orhan Asena ve Uğur Mumcu isimle- rini önemsemedikleri izlenimi- ni yaratmak mıdır? Eğer boyle ise belleğini şöyle bir yoklama- sını öneririm. Şubat 2002'de Devlet Tiyatrolan Ankara'da id- dia ettiği gibi sadece bir anma toplantısı düzenlememiş; Orhan Asena Deneme Sahnesi inşa ederek açılışını yapmış; anısına birkitap çıkarmış; anmagününü bir açıkoturum ve bir Orhan Asena oyunu ile kapamıştır. He- pimizin sevgiyle, saygıyla andı- gı Uğur Mumcu adına gelinec; her yıl düzenlenen Uğur Mum- cu'yu anma törenlerindeki sa- natsaletkinliklerde DevletTiyat- rolan oyunculan içtenlikle gö- rev üstlenmiyorlar mı? Bu satır- lann yazan da dahil, kaç DT oyuncusunda um:ag'uı teşekkür plaketi vardu-? Fakat kopartıhnak istenen fir- tınanın en trajik yönü Sayın Ceyhan Mumcu'nun aşağıda kamuoyunun dikkatine sundu- ğum şu sözleridir: "Devlet Ti- yatrolan Genel Müdürü Sa>ın Lemi Bilgin'i knuyor ve yasak- çı anla>ışa karşı Kültür Bakanı- nıız Sayın îstemihan Talay'ın ve Başbakanımız Bülent Ecevit'in duyarh müdahalelerini bekhyo- rum." Sayın Ecevit ve Sayın Ta- lay gerçekten duyarh davrana- rakbugüne kadar sanatın özgür- lüğüne müdahale etmemişlerdir. Ama demokrasi şehitlerimiz arasuıda önde gelenlerden biri olan Sevgili Uğur Mumcu, kar- deşinin bu talebini okusaydı acaba ne derdi? *Devlet Ttyatrolan Başrejisörü BÛ'de Adalet Ağaoğlu sempozyumu • Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen Adalet Ağaoğlu sempozyumu, 15 Mayıs Çarşamba günü saat 10.00'da Rektörlük Konferans Salonu'nda yapılacak. Boğaziçi Üniversitesi Vakffnın desteğiyle gerçekleşecek sempozyumda, Ağaoğlu'nun roman, hikâye ve oyunlannın değişik bakış açılanyla ele aîınması hedefleniyor. Sabah ve öğleden sonra iki oturum halinde düzenlenen sempozyumun oturum başkanhğını Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Nükhet Esen ve Nur Gürani yapacak. Sempozyuma, Dr. Nur Gürani Arslan Adalet Ağaoğlu'nun Oyunlannda: Kozalanndan Çıkamayanlar', Tamer Kütükçü 'Evcilik Oyunu"nun Kurgusu Üzerine Bir Inceleme', Dr. Haluk Sunat 'Babalar ve Kızlan ya da Kızlann Yalnızlıklan', Erol Köroğlu 'Üç Beş Kişi Romanı ve Kimlikler Arasında Kalmışlık', Kabil Demirkıran 'Adalet Ağaoğlu'nun Hikâyelerinin Yapı-Sökücülük Bağlammda Çözümlenmesi', Dr. Christoph Neumann "Romantik'te Tarih', Dr. Sibel Irzık 'Ölmeye Yatmak'ta Anlatı ve Otorite', Fatih Altuğ 'Göç Temizliği'nde Yazann Kendi Hayatını Kurgulayışı' ile katılacaklar. (0 212 263 15 00) ficasso Konuşmalarr ve Telit Hakları/Haksohkları' • Kültür Servisi - Serkan Özkaya'nın düzenlediği 'Picasso Konuşmalan' adlı iki panelin ilki, bugün Malmö SAS Radısson Oteli'nin konferans salonunda yapılacak. Alt başlığı 'Telif Haklan/T-Iaksızhklan' olan panele, Özkaya'nın yaru sıra Danimarkalı küratör ve eleştirmen Lene Crone, SAS Radisson otelinin müdürü Anders Johannesson ve tsveçli hukuk öğretim üyesi Pia Valentin Rechcrona katılacak. iki hafta sonra ise Malmö SAS Radisson Oteli'nde küratör Vasıf Kortun, ekonomist Zhyiuan Cui ve Rooseum Cağdaş Sanat Merkezi'nin müdürü Charles Esche'in katılacağı 'Sanat ve Kapital' konulu tartışma yer alacak. (0212 281 51 50) Istanbul Mimarlık Konleransları başlıyon • Kültür Servisi - Mimari alanındaki kültürel mirasımızı gelecekte de sürdürebilmek için tartışma zemini oluşturmayı amaçlayan Istanbul konferanslan, Frank Gehry'nin katıhmıyla yeniden başhyor. Bugün saat 18.00'de ilki yapılacak konferans, İTÜ, E.La Tasanm ve ENKA'nın katkılanyla İTÜ Maçka Mustafa Kemal Amfisi'nde gerçekleştirilecek. Dünyaca ünlü mimarlann katılımıyla tekrarlanacak konferanslarla, mimari alandaki farklı felsefi yaklaşımlar ve çahşmalar izleyicilere aktanlacak. İlki 1992 yılında yapılan konferanslar dizisinin bu yılki ilk konuşmacısı Frank Gehry, mimari alanuıda dünyanın en önemli isimlerinden biri. Ispanya'nın Bilbao kentinde 1995 yılında yapımı tamamlanan Guggeriheim Müzesi ve projesini yaptığı New York Guggheim Müzesi, günümüzün en çok ilgi çeken mimari eserleri arasında yer alıyor. (0212 285 3030) 18. GBUÇÜK GÛNU9th«E BUGÜN • HARBtYE MUHStN ERTUĞRUL SAHNESt'nde ll.OO'de 'Gölgenm Kanatları' ve '40 m2 Almanya' adlı fılmler, 13.30'da 'Nâzım Hikmet Şarküan' adh belgesel, 15.00*te söyleşi: "Nâznn Hikmet Ran 'Pime'ye Mektuplar" ve 19.30'da YTU Sanat ve Tas. AtL Dans Tîyatrosu Laboratuvan performansı. (212 240 17 20) • KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ"nde 11 OO'de 'Kuyu' ve 'Bütün Kapüar Kapahydı' adlı filmler, 13.30da 'Nâznn Belgeseli', 15.00'te 'Ayla Yüce TuncerTe Seramik Atöhesi' ve 19.30'da tzmit Halk Eğhhn Merkezi Deneme Sahnesi'de 'Macbeth'. (216349 04 63) • FATtHREŞATNURİ SAHNESt'nde 19.30'da YTU Ovıınculan'ndan 'Bu Bir Sandalye' adh oyun. (212 526 53 80) • CSKÜDARM CELAL SAHNESt'nde 19.30'da Bursa Kültür SanatVakfindan 'Sovtanlar'adlı oyun. (215 333 03 97) • ÜMRANtYE SAHNESt'nde 19.30'da Hayal Kahvesi nden 'Hangisi Kansı' adlı oyun. (216 461 85 22) • GAZİOSMANPAŞA SAHNESt'nde 19.30'da tTÜ Mezunlar Trjatrosu'ndan 'Açüt Aüe' adh oyun. (212 578 60 67)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle