02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2002 PAZAR HABERLER DUN1ADA BUGUN ALt SİRMEN Bir Mucizedir Bahar Sevgili. Kamil Masaracı, son zamanlarda bir türiü gelmediğini düşündüğü bahara takmış. dün de baharözlemini çiziyordu. Bu konuda yalnız değil, çok kişi birtürlü dinmeyen yağışlardan yakınıyor, bahann gecikmesinden şikâyet ediyor. Güneş beklerken, yağmurla karşılaşmanın düş kınklığını düşünürken aklıma hep, yavnjkurt kılığıyia 23 Nisan törenlerine katılmayı düşlediği sabah erkenden uyandığında, yağmurla karşılaşan küçük çocuğun hüznü gelir. 0 yıllar boyu 23 Nisan'larda yağmur yağdığını sansa da gerçek bu değildir. Bir, bilemedin iki yıl öyle olmuştur. Ama o yaşlarda zaman sonsuz gibidir ve çocuk dünyasının abartısı her şeyi kolayca milyonla çarpabilir. ÇocuMuk ve ilk gençlik yıllanmda, ısıtmayan, çoğu zaman da ısıncı bir soguk ile eJe ele dolaşan mart güneşi buluftan şöyle bir sıynlıverince, keyifie haykjnrdım. - Yaşasın.. bahar geldi! Çok neşeli ve hoşsofibet bir insan olan anneannem, hiç kendinden beklenmeyecek şekilde, bu tek çiçekle yaz hevesimi kursagımda bırakır, - Yook, derdi, daha çok var, kocakan soğuklan geçecek, aprilin beşini yaşayacağız... • • * • Aradan yıllar geçti. Bir güneşli mart gününde Dğlum Devrim haykırdı: - Yaşasın baba bahar geldi! Farkında olmadan itiraz ettim: - Yooo daha çok var, kocakan soğuklan geçecek, aprilin beşini yaşacağız. Birden içim cız etti. Eski bahar oyunundaki roller değişmişti, Devrim benim rolümdeydi, ben ise anneanminkindeydim artık. Yaşlanıyordum. Yaşlılık hüznünü bir gün de Galatasaray üsesi Tevfik Fikret Konferans Salonu'nda yaşadım. Sahnede konuşuyordum, ne oldugunu hatırlamıyorum ama, bazı anılar anlattığımı biliyorum. Salondaki çocuklar ilgiyle dinliyorlardı. Birden onlann arasında, yıllar önce dinleyici sırasından, sahnede anılannı anlatan adamı ağzı açık dinleyen, bu kadar zengin anı ve tecrübeyi kıskanan yeni yetmeyi görür gibi oldum. - Çocuklar, şimdi bu anlattıklanm size ilginç geliyordur. Boşverin.. günü gelecek, sizin de anılannız, zengin tecrübeterinizolacak, ama şu anda onlardan da daha değerli bir şeye sahipsiniz.. gençsiniz. Anı çok değerlidir, ama bedeli de ağırdır, dedim. Bu hüznü duyduğum iki olayın üzerinden hemen hemen çeyrek yüzyıl geçmiş; şimdi düşünüyorum ve - Meğero zaman ne kadar gençmişim, diyorum kendi kendime. • • • Kamil Masaracı'nın bahan dolu dolu kucaklamayı özlemle beklemesi gençliğinin göstergesi. Sabırsızlanmakta, daha fazlasını istemekte haklı. Bir mucizedir bahar, güneş olur içini ısıtır, ruhundan bir kelebek havalandınp çiçeğin üstüne kondurur. Papaz eriği olur, damağını şenlendirir; erguvan olur, gözünü renklendirir; leylak olur, rahiyası benliğine dolar; hafifçe pus olur, havaya bir sihir katar.. bürümcük gibi vücudunu sarar. Bir mucizedir bahar, siler zamanı, unuttuğunu sandığın hevesleri uyandınr içinde. Aklını başından alır, Taksim-Tünel arasında mekik dokuyan kırmızı tramvay hızla giderken arka basamaktan kendini şöyle geriye doğru btrakıp, atlamak geçer kafandan ve de yaparsın, herkesin "Moruk delirdi mi ne!.." diye şaşkın bakışlan arasında. Sonra içinden ıslık çalarsın, bahar yelleri sannca başını, inersin Boğaz kıyıs/na, yürürsiin Arnavutköy'den Bebek'e doğru gamsız, tasasız bir bahar yürüyüşüyle... Birden aklına baharda yitirdiklerin, Cenin'de ölen Filistinli çocuklar düşer... Yürürsün Arnavutköy'den Bebek'e doğru içinde, yaşanmış ve yaşanmakta olan baharlann sevinci ve yaşanamayan nice baharlann acısıyla.. ve hiç düşünmezsin, önünde sana aımağan edilecek kaç mucize daha kaldı diye... Evet Sevgili bir mucizedir bahar... KADINLARA DAİR ORAL ÇALIŞLAR Oral Çalışlar "bir erkek olarak, kadın konusunun en çok erkekleri ilgilendirdiğini" döşünerek kaleme aldığı kadın üzerine yazıları için "Bu yazılar benim kadınlara dair düşürtcelerımf ve gündelik olaylar karşısındakı tepkilerımı ifade ediyor." Çıtalçejme Sot. No: 19 Cagalotyı/lst Tel: (0 212) 512 94 67 Fu: (0 212) S20 B212 AİHM'nin Türk yargıcı Rıza Türmen Avrupa Birliği ülkelerinin bir konsensüs sağladığını belirtti İdamdaAB'yekarşıçıkılamazHaber Merkezi- Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin Türk yar- gıcı Rıza Türmen, idam konu- sunda Avrupa Birliği ülkelerinin bir konsensüs sağladığını belir- terek Türkiye'nin bu konsensü- se karşı uzun süre karşı çıkması- nın mümkün olmadığını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin ku- ruluşunun 40. yılı etkinJikleri çer- çevesinde Antalya Falez Otel'de düzenlenen sempozyumda 2001 yılında yapılan anayasa değişik- liklerinin temel hak ve özgürlük- lerine yansıması tartışılırken NTVMSCNBC'nin sorularını yanıtlayan AÎHM yargıcı Tür- • Antalyada düzenlenen bir sempozyuma katılan AİHM yargıcı Türmen. idam konusunda Türkiye'de yaşanan tartışmalara değinerek "Uzun süre devam etmesi pek olanaklı göriinmüyor" dedi. men, idam konusunda Türkiyede yaşanan lartışmalara değinerek "Uzunsöredevam etmesipekoto- nakh görünmüyorr> dedi. Rıza Türmen, "2001 yılında anayasada yapılan değişiknkler uyumu saglamak için yeterh" mi" şeklınde yöneltılen soruya şöy- le yanıt verdi: "Son değişikükleri bu açıdan gönnek lazım. Bu, uyumu sağ- lamak için aülan bir adım. Tabi bu uvum başanyla saglandı nu, sağJanmadı nu görecegiz. Uygu- lamayla ortaya çıkacak. Bunu uygulayacak olan yargıçlanmı- zın AİHM kriterlerini göz Önün- de bulundurarak uygulamalan olumlu sonuçlar verecektir." Türmen, "Türkiye AB'ye gi- riş sürecinde en çok idam ceza- sının kaldınlnıasını tartışıyor. Bu konuda Avrupa'nın da bir beklentisi var. Sizce nasıl bir çö- zünı üretJhneM" şeklindeki bir so- ruya karşılık ise şöyle konuştu: "Avrupa'da bir konsensüs var. Avrupa'da böyle bir tartışma yok. Bu konsensüsün dışında Türkiye'nin kalması çok zor di- ye düşünüyorum. Bu kadar bü- yük konsensüsün olduğu bir ko- nuda, Türkiye'nin 6. protokolü imzaJamayan tek devlet ofanası- nm yarattığı güçlükler var. Her- halde geçki diye düşünüyorum. HerhaJde bunun üstesinden ge- linecek. Uzun süre devam etme- sini pek olanakh görm iiyorum." Schröder'den kurbanlar için çiçek Almanya'nın Thiiringen eyaletiıiin başkenti Erfurt'taki Ğutenberg Lisesi'nde önceki gün vaşanan katiiamda ölenlerin sayısının 17 olduğu bildjrilirken dün Başbakan Gerhani Schröder. katliamın meydana geldiği okulu /iyaret ederek bina kapısının önüne çiçek bırakü. Dışişleri Bakanı Joschka Fi&cher de bir başsağiığı mesajı yavımlayarak olayı dehşetle karşüadiğnu vurguladı. Kathamda ölenler için 3 Mayıs Cuma günü Ernirt'ta, Cumhurbaşkanı Johannes Rau Ue Başbakan Schröder'in de katılacağı bir ayin yapılacak. (REUTERS) Devlet Bakanı Derviş, 'Enflasyonu yenmezsek yeniden kriz olur' diye konuştu Sanayi devlele dayanmamah ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, "Enflasyo- nu yenmezsek yeniden kriz olur" açıklamasını yaparken yüzde 35'lik iddialı enflasyon hedefinin ger- çekleşebilir olduğunu bildirdi. Bakan Derviş ve Hazine Müs- teşan Faik Oztrak, dün Ankara Sanayi Odası 'na (ASO) bağlı sa- nayı işletmelerini gezdi. Işletme ziyaretlerinin ardından düzenle- nen basın toplantısında konuşan Derviş, Türkiye'nin bu yıl mut- laka büyümesi gerektiğinı belirt- ti. "2002 yılında büyümeye geçi- şiyaşayacağız ve yaşamamız da la- zrnı" diyen Derviş, yüzde 35'lik enflasyon hedefinin de tutacağı- nı söyledi. Derviş ."Enflasyonu venmezsek, mudaka veniden kriz Devlet Bakanı KemaJ Derviş ve Ha- zine Müsteşan Faik Oztrak, dün Ankara Sanayi Odası'na bağfa sanayi işletme- lerini gezerek yetkililerden bilgi aldtGezinin ardından düzenlenen basın toplantısında Derviş, Türkiye'nin yüzde 7'Kk büyüme- yi gerçekleştirebile- cek durumda okJu- ğunu vurguladı. (Fotoğraf: KEREM GEZER) olur. Bu vüzden 2002'de enflasyon hedefini yüzde 35 olarak belirle- dik" dedi. Türkiye'nin yüzde 7'lik büyümeyi gerçekleştirebilecek durumda oldugunu vurgulayan Derviş, "Ancak ülkeyi 1-2 yülık büyüme sonrasmda tekrar kriz- lerle karşı karşıya bırakan süreç- ten kurtarmanyiz" dedi. Enerji fiyatlan yüksek Sanayicilerin yakındığı gibi enerji fîyatlannın yüksek oldu- gunu kabul eden Derviş, "Tür- kiye'de enerji çok pahah. Ancak bu sorunu sübvanse yoluyla gi- dermek yerine enerji sektörünü uzun vadede ucuz enerji sağla- yacak bir yapıda yeniden yapı- landırmamız iazun" dedi. Teşvik belge sayısı düşecek Faik Oztrak da teşvik almak için gerekli olan belge sayısının 15'ten 4'e indirileceğini söyle- di.Oztrak. işadamlanna Halk- bank'tan sağlanacak kredi kolay- Iıklanru sıralarken "Halk Ban- kası 1 Mayıs'tan itibaren \S kat- rilyon Brahk veni kredi açabflecek. Halk Bankası'nda 200 mihar B- ranm alündald krediler için geti- rilen ödeme kolayhğı için başuru süresi de 1 av daha uzanldı'" dedi. Arınc'tan kaset savunmasi: Ozamanlar hayli gençmişim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Grup Başkanı Büient Annç, önceki gün ortaya çıkan kasetiyle ilgili olarak çelişkili bir savunma içine girdi. Kasetin çekildiği belirtiJen 1994 yıiında 46 yaşında olmasına karşın "Hayli gençmişim, gençüğime bakıp ağlıyorunı şimdiki haÛme" dıyen Annç; "46 yaş, çok genç bir yaş nudır" sorusuna "Ne bileyim, görüntüler sanki 1980 öncesine aft" karşılığını verdi. Star Haber'de önceki gün AKP Grup Başkanı Bülent Annç'ın 1994 yılında Konya'da yaptığı belirtilen bir konuşma kaseti yayınlandı. Bu kasette Annç, "Dışa dönük, laik olmaya mecbursun ama içinde tslamı yaşatmaya mecbursun. Ddyüziü ounaya mecbursun" benzeri ifadeler kullanıyor ve Islamcı terör örgütü Hamas'ı övüyor. Annç: Şimdiki halime ağhyorum Annç, dün Cumhuriyet'in bu kasetle ilgili sorulannı yanıtlarken "Ne düşüneyim? Bir hayli gençmişim o çağlarda. G*nçliğime bakıp ağbyorum şimdiki halime" dedi. Annç'a 1948 doğumlu oldugunu, bu durumda 1994 yılında 46 yaşında olması gerektiği ammsatıldığında ise "Ne bileyim, görüntüler sanki 1980 öncesine ait 1994 oktuğu da çok belli değiL Birisi 1994 diyor, öbürii 1992 dryor. Kasetin kendisini görünce anlayacağız" diye konuştu. Annç kasetteki "ildyüzlü olmama" çağnsı ve benzeri ifadeleriyle ilgili olarak da "Doğru değfl" dedi. Kutan: Mesde Idşisel SP Genel Başkanı Recai Kutan, Yazarlar Birliği'ne yaptığı ziyarette kasetlere ilişkin sorulan yanıtladı. Ortaya çıkan kasetlerle RP dönemi yöneticileri arasında bağlanh olmadığını belirten Kutan, "Meselenin, tamamen kişisei meseie olarak değerlendirflmesi uygun olur. Adaletü olan da budur" dedi. Bakan Türk acıkladı Günde 56 kişiye hakaret davası ANKARA (ANKA) - Hakaret, sövme gibi eylemJer nedeniyle her yıl 20 bini aşkın kişi sanık sandalyesine oturuyor. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, günde ortalama 56 kişi hakkında bu nedenle dava açıldığıru ve bu dav'alann yaklaşık yüzde 29'unun mahkûmiyetle sonuçlandığını bildirdi. Adalet Bakanı Türk, konuyla ilgili olarak AKP Erzincan Mületvekili Tevhit Karakava'nın soru önergesiniyanıtladı. Türk, TCY'nin480-483. maddelerinin hakaret suçunu düzenlediğini anımsatarak 2001 verilerinin henüz kesinleşmediğini bildirdi. Bu suçu işledikleri gerekçesiyle 1999'da 20 bin 565 sanık hakkında 13 bin 486 dava açıldığuu belirten Türk, 2000 yılında ise sanık sayısının 20 bin 761 'e, dava sayısının da 13 bin 793'e yükseldiğini bildirdi. 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezaa Açılan bu davalar nedeniyle sanıklan, suçun türü ve işleniş şekline göre 3 aydan 3 yıla kadar değişen hapis cezası istemiyle yargılayan ceza mahkemeleri 1999'da 5 bin 651 sanığı mahkûm etti. 2000 yılında ise mahkûm olan sanık sayısı biraz artarak 5 bin 999'a çıktı. Beraat edenlerin sayısı ise 1999'da 2 bin 813,2000'de ise 3 bin 79 olarak gerçekleşri. Geriye kalan sanıklar hakkında ise davanın düşmesi, ertelenmesi veya ortadan kaldınlması gibi kararlar alındı. Türk'ün verdiği bilgiye göre, adli, siyasi, mülki, askeri, siyasi kişüer ile siyasi partilere sövme gibi suçlardan ise söz konusu 2 yıl icerisinde toplam 358 kişi sanık olarak hâkım karşısına çıktı. Bunlann 93'ü ise mahkûm edildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Tayyip Erdoğan'ın konuşma ka- setlerinin arada bir TV'lere sunulma- sının kasıtlı oldugunu ve bunun, onun siyasi yaşamını bitirmeyi amaçladığı- nı anlıyoruz. Siyaset dışı güçlerin si- yasi yaşama yön vermeyi hödef alan bu girişimleri, içinde yaşadığımız bir gerçeğe işaret ediyor. Bu gerçek; Tür- kiye'de siyaset alanının giderek daral- masıdır. Demokratik bir ülkede olma- yacak bir manzarayla karşı karşıyayız. Bu durumun anormal oldugunu he- men herkes kabul ediyor. Siyaset dı- şı aktörferin siyasetin kaderini belirle- yecek müdahalelerde bulunmasını ka- bul edenlerin bir kesimi bunun asıl "sorumlusunun" siyasiler oldugunu söylüyorlar. Bu gerekçeyle anormal durumu, normal kabul ediyorlar. Ola- bilir, bu demokrasıyle bağdaşmaz du- rumdan büyük ölçüde siyasiler so- rumlu olabilirier. Yine de bizim bu du- rumu kabul etmemiz gerekmez. Çün- kü, siyaset ve demokrasi dışı etken- lerin siyasetin kaderini belirlemeye Laiklerin Endişeleri Yersiz mi? başladıklan yerde hiçbirşeyin normal gıtmesi mümkün değildir. • • • Siyaset dışı müdarıatelerde bulu- nanlar her zaman bir umacıdan ve bu umacının anormalliklerinden yararlan- dılar. Komünizm umacısı ve bölücü umacısına dayanarak müdahalelerini meşrulaştırmaya çalışanlar, biraz da hedef alınan akımlann zaaflarını orta- ya koyarak ilerlemişler, etkili olmuşlar- dı. Şimdi de siyasi Islam için aynı şe- yi söyleyebilınz. Siyasi Islam, komü- nizm " ve "bölücülük" diye tarif edılen akımlardan daha muhafazakâr ve bir yönüyle daha düzen içi özelliklere sa- hip. Bu nedenle uzun yıllar siyasi Islam, sağ siyasi ekolün doğal bir parçası olarak varlığını sürdurdü. Milliyetçi Cephe (1975-1977) döneminde, Er- bakan ve arkadaşlan sistemin içinde kabul ediliyorlardı. Solu ezmek için bütün sağ guçler arasında bir ittifak oluşmuştu. 1974 yılında Ecevit hükü- meti döneminde de siyasi Islam dü- zen içi sayılmıştı. Düzen ıçi sayılma- sına rağmen, yine de diğersağ akım- lardan farklıydı. Daha kapalı kitlelerin sözcüsü gibi davran/yordu. • • • Siyasi Islamcı akımlann oy oranla- rının yüzde 20'lerin üzerine çıkması laik kesim için tehlike olarak kabul edildi. Bugüne kadar onlarla ittifak eden, hükümet kuran, onlan "so/"a karşı bir panzehir olarak gören devlet güçleri. bir andatutum değiştirdiler. Ar- tık "şeriat" en temel iki tehlikeden bi- risi olarak kabul edildi. Bu andan iti- baren de siyasi Islamcı hareketin "fal- so"lan birer birer ortaya döküldu. Rize mılletvekıli Şevki Yılmaz'ı he- pimiz anımsıyoruz. Korkutucu bir alt kültürün sesi olarak her gün karşımı- za çıkıyor, sabnmızı zorluyordu. Ha- san Mezara başka birâlemdı. Recep Tayyip Erdoğan'ın Istanbul Beledıye Başkanı olurolmaz "içkiyasağı" koy- ması, ardından kendı yaşam anlayışı- nı Istanbullulara dayatmaya çalışma- sı, laik kesimdeki endişelerin pek de yabana atılmayacak bir durum oldu- gunu gözler önüne serdi. • • • Tayyip Erdoğan kasetleri ortaya çık- tıkça, Islamcı kesim, bunun bir "tez- gâh" oldugunu vurguluyor. Bir siyaset mühendisliği yapıldığından yakınıyor. Doğru, böyle bir durum var. Hepimiz bunu görüyoruz. Ancak, o kasetlerde ortaya çıkan üslup ve bakış açısı da insanlan haklı olarak endışelendiriyor. Nazlı llıcak, Kanal 7'de Ahmet Ha- kan'ın "Iskele-Sancak" programında bu turden eleştiri ve endişelere AKP'nin programından örnekleraktararak ce- vap vermeye çalıştı. Ancak ortaya çı- kan tablo yazılı olanla açıklanacak ka- dar basit değil. Ayrıca hâlâ belediye kontrolündeki yerlerde içki yasağı de- vam ediyor. Laik kesimin siyasi Islam- la ilgili endişeleri yabana atılacak cıns- ten değil. Ortada bir sorun olduğu muhakkak. • • • Eğerdemokrasi dışı müdahaleteri is- temiyorsak ve bir demokrasi anlayışı etrafında birleşeceksek, Islamcı hare- ketlerin de, laik çevrelerın endişeleri- ni dikkate almaları gerekır. Çünkü, "korkular"tamamen hayali birdurum- dan yaratılmıyor. Yaşanan olaylar var, halen süren yasaklar var. Yann daha güçlü bir şekilde iktidara gelirlerse "Acaba daha neler yaparfar" korku- su var. Taraflar demokrasi konusunda sa- mimi bir zemine kolay gelemeyecek- ler. Zamana, daha güven verici bir değışime ihtiyaç olduğu kesin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle