Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28NİSAN2002PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Dördüncü leyleğimiz de geldi... 135Dünyada Daniımarkalılar kadar, sabahtan
akşama kadar harvadan bahseden bir başka
millet daha yoktmır. Ingilizce öğrendiğim
yıllarda okuduğıam bir kitapçıkta,
"Tanımadığuuz -bir İngiliz ile sohbet
başlatmak isterseniz Bugün hava ne kadar
güzel değil mi' cüyebüirsiııiz" diye bir nasihat
okumuştum. 14yıl öncegeldiğim
Kopenhag'da aymı taktiği Danimarkalılar
üzerinde denedirn. Işe yaradı, ancak çok
geçmeden böyle bir soru sorarak girişilen
sohbetlerin hava hakkında yanm saat kadar
sürebileceğini faı*k ettim. Gerçekten
Danimarkalılar g^ünlük ilişkilerinde laf olsun
diye havadan bahsetmiyorlar, havadan
konuşmak için hava ile lafa giriyorlar. Çıplak
gözle herkesin gördüğü havanın durumunu
birbirlerine onaylatıp duruyorlar. sorarsanız
"Neyapıyorsunuz" diye, "Konuşuyoruz"
cevabıru ahyorsunuz. Aslında Danimarkalılar
masum. Zira bu ülkede TV haberlerinin
ardından 15 dakika kadar süren hava dıırumu
programlan yayımlanıyor. Hani gören de
BBC ya da CNN'de yerkürenin hava durumu
veriliyor sanacak. Topu topu toprakları
Ankara ve Konya vilayetleri kadar
yüzölçümüne sahip Danimarka'da herkes
ertesi günün havasını merak ediyor doğal
olarak. Hatta bu
hava durumunu
sunan kişilere bile
"hava
pe>gamberleri" adı
veriliyor TV
istasyonlan
tarafuıdan. Ancak
bu peygamberlikte
biraz sorun var, zira "Yann hava yağmurhı
olacak" dediklen zaman kehanetlennin
doğru çıkma ihtımali yüzde 80. Bu konuya
dikkatimi oğlum çekmişti. "Baba nasdsa
yann yağmur yağacak, bu adam ne diye
KOPENHAC
SADÎ
TEKELİOĞLU
konuşuyor orada" diye sormuştu. Işte hava
ile bu kadar içli dışlı Danimarka halkı için
son yıllarda bahar gelince en heyecanla
beklenen şeylerden biri, leyleklerin gelip
gelmeyeceği. Her yıl nisan, mayıs aylan geldi
mi gazetelerin ön sayfalannda -geldilerse
eğer- resimaltı kısa bir haberle leyleklerin
geldiği halka duyurulur. TV haberleri ilk
gelen leyleğin teşrifi görünrüleri ile son bulur
(Şimdi aslında bu son paragrafta
anlatılanlann Danimarka medyasının yurt
haberleri sıkıntısı çekmesiyle de çok
yakından bir ilişkisi daha var. ama o başka
bir yazı konusu). Bundan iki yıl önce Jutland
Berlin'in sanşın,
esmer, kumral biralan
"Prost". 23 Nisan Alman Bira Günü,
Berlın'de de bol bol bira içilerek
kutlandı. Charlottenburg semtinde,
Luısen-Brau'dayız. Biralanmız
geliyor. Sanşın, kumral, esmer,
birbirinden farklı biralar bize doğru
yaklaşıyor. Luisen-Brau hem 250
kişilik bir restoran-bar hem de bir
bira üretimevi. Eski yöntemlerle
üretilen bıra süzülmüyor, doğal
posası içinde kaldıgından, vitamin
kaybına uğramıyor. 1987'den beri üç
çeşit biranın üretildiği Luisen'in
ûretimevı, randevu alınarak gruplar
halinde gezilebilir. Bakır bira
borulannın dışında, içerinin aşın
kahverengi dekoru benim kışuı
buraya takıhnamı engelliyor, ama
baharda her yeri çiçek açan Berlin'in
kafe ve barlan kaldınmlara taşınca
durum değişiyor tabii. Ostelik
manzara da fena sayılmaz.
Karşımızda Charlottenburg Sarayı.
Her yeri saran parlak çimler, öbek
öbek lale, menekşe ve
gelincikleriyle, temiz, bakımlı ve
güzel. Güneş, Prenses Charlotte'nin
yatak odasının çatısında batarken
masamız kalabalıldaşıyor ve ıkinci
biralar, bireysel takılmayı seven
Almanlann, nadiren edindikleri grup
bilincine yol açıyor. "1 metre" birası
ısmarlıyoruz.
Termometreyi andıran 1
metrelik tahta tepside on
iki bardak bira geliyor.
11 biraalana, 12. bira
barmenden
bedava.Birahanelerin
"100'ün özerinde bira
çeşidi"
1
sloganlan sizi _ _ _ _ _ _
şaşırtmasın. Bu bir
alışhrma. Almanya'da 5 binin
ûzerinde farklı bira var. Gözlerinizin
önüne, Bayvera folklor kostümlü,
tüylü şapkalı, elinde kulplu bira
bardağı olan sanşın, göbekli bir
Hans resmı geldi mi? Almanya'da
bir bardak bira, iş görüşmeleri dahil,
sıradan bir öğle yemeğinin bile bir
parçası. Üstelik, 2 bin yıldan fazla
bir geçmişi var. Almanlar için
İsa'dan daha yaşlı olan bira,
Keltlerden öğrenilmiş bir miras. En
son duraklan trlanda olan Keltler,
Anadolu'da da yaşamış bir göçer
toplumdu. Paralı askerliğin belki de
öncüleri olan Keltler, ilk olarak
Bızans Imparatorluğu için para
karşıhğı savaşhlar. Yoksa Ingiltere
Krallığı'na karşı maddi nedenlerden
dolayı mı bağımsızlrk istediler? Ve
amaçlanna ulaşamadıklanndan mı
bu kadar çok bira içiyorlar? Olabilir,
Avrupa'nın en çok bira tüketen
halkı, yılda kişi başına 126 lt. ile
Irlandalılar. Onlan Çekler ve
ariından Almanlar takip ediyor.
A\Tupa, Amerika ve tüm dünyaya
yayılan birayı, Almanlar Keltlerden
öğrendi. Peki ya Keltler? ilk birayı
kinler yudumlamıştı? Sümerler.
Mezopotamya... Bu Avrupalılar da
ne kadar çok şey çalmışlar Yunan,
BERLİN
Anadolu ve Mezopotamya
uygarlıklanndan. Sümerler birayı
bulduklannda, Musa bile dünyaya
gelmemişti. MÖ 3500-3000 yıllan
arasuıda bulduklan tahmin ediliyor.
Keltlerse, MÖ 300 yıllannda bira
yapımına başlıyorlar. Herhalde
Anadolu da, Bizans için savaşıp
yorulduklannda, bir Mezopotamya
banna gidip biraz stres atmışlardır.
AvTupalılar için Isa'nın abisi
sayılacak bira, nasıl bu kadar cazip
hale geldi? Günümüzün Molla
Ömer'lerini, Avrupa ortaçağda
yaşamıştı. Ne de olsa, Hıristiyanlık
ve Müslümanlık arasında, 600 yıl
var. Ortaçağda kıymete binen bira,
bir besin maddesi kıvamnıdaydı.
Koleranın vücut gezdiği,
mikroplann neredeyse mikroskopsuz
da görülebilecek hal aldığı
dönemlerde, Avrupa sadece
engizisyon mahkemeleri tarafindan
kınlmıyordu. Kaynatılmış suyla
üretilen bira içmek sağhklıydı.
Kocakan ilaçlan dediğimiz şifalı
otlarla yapılmış ilk biralar. Bin yıl
öncesine kadar ormanlarda yaşayan
Germanlar, şifalı otlara ve
yeşilliklere her zaman önem
vermişler, ama uyuşturucu etkisi
olan otlarla yapılmış birayı içip
ertesi gün uyanamaz
olunca durum değişmiş.
Tüm kitaplı dinlerin
peygamberlerinin erkek
olmasının, ataerkil
düzende bir tesadüf
sayılamayacağı kesin.
Nedense dinlerin
— — — — yaşadığı karanlık
dönemler de kaduılann
başına patlıyor hep. Kadınlar, cadı
diye yakıldıktan sonra, bira yapımmı
Hıristiyan Mönçleri devralmış.
Ahnanya'da 23 Nisan 1516'da
çıkanlan RafineriJer Vasası, biranın
sadece arpa, maya, şerbetçi otu, malt
ve sudan üretilmesini şart koşan,
dünyanın ilk yiyecek-içecek yasası.
Ithal biralar. kimyasal madde katkılı
olduklanndan, piyasada yüzde 3'lük
bir oranı kapsayabiliyor. AB sınırları
içindeki 1600'ünüzerindeki bira
üretimevinin 1300'ü Almanya'da.
Araştırmacılar, Alman
gençliğinin, vücutlannı formda
tutnıak için kilo yapan biradan
uzaklaştığını saptamışlar. Enerji
içecekleri. rejim ve spor yapanlar
için biraya rest çektirtiyor. Peki bira
kilo yapıyor mu? Yanm lirre sütte
304 kalori var, aynı orandaki bira
210 kalori içeriyor. Sorun şu: Hazmı
kolaylaştıran bira, birkaç bardak
içildiğinde acıktınyor. Biramn
yanında cips, çerez, patlamış mısır
gibi yiyeceklerin tüketimi kilo
yapıyor. bira değil. Almanlarsa
biranın yannıda sosis yiyor. Bahann
gelmesiyle canlanan bira bahçeleri,
ızgara sosis kokulan ve sifonlardan
aralıksız akan biralarla Berlüı'de
bahar başkadır. Prost.
BANU
BtKTEK
SARIYERSULHHÜKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo:20O2 183
Mahkememızin 12.04.2002 tarih. 2002'183 esas, 2002'398 karar sayılı ilamı ile
Şışli. Mecidıyeköy, cilt 22, hane 231'de nüfusa kayıtlı Anf ile Kamile Muzaffer'den
olma 1941 d.lu Erdem Erbakan'a eşi Fatma Erbakan'ın vası atandığı hususu ilan olu-
nur. Basm: 25055
M4ZGİKT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2001^65
Davacılar Bako Annak. AIi Hambayat ve arkadaşlan vekili Av. Hasan Özcan
larafından davalılar Hazine ve Akyünlü köy muhtarlığı aleyhine açılan senetsiz-
jen tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca;
Davacılar, Mazgirt ilçesi, Akyünlü köyü Arpabük mevkiinde bulunan doğusu
16 nolu Bako Annak parseli. 15 nolu Hasan Hambayat ve müşterekleri parseli. 9
ıolu Mehmet Ali Annak parseli, 7 nolu Bako Annak parseli. 8 nolu Hasan Annak
Darseli, 5 nolu Hüseyin Annak parseli, 10 nolu Hasan Hambayat ve müşterekleri
jarseli, 2 nolu Hasan Hambayat ve müşterekleri parseli, 20 nolu Hasan Hambayat
/e müştereklen parseli. 19 nolu Ali Hıdır Hambayat parseli. 18 nolu Hasan Ham-
bayat ve müşterekleri parseli, 17 nolu Hüseyin Annak parseli, 23 nolu Hasan
-lambayat ve müşterekleri parseli, 22 nolu Hasan Annak parseli, 21 nolu Mehmet
\li Annak parseli \e 1 nolu Ali Hıdır Hambayat parseli, batısı, kuzeyi ve güneyi
vlunzurçayı ile çevrili 13121.52 m2'lik taşınmazın tescilini istemişler olup. sınır-
an belirtilen taşınmaz hakkında hak iddiasında bulunanlann ilan tarihinden itiba-
-en 3 ay içinde tüm delil ve belgeleri ile birlikte mahkememızin 2001/65 Esas sa-
.ılı dosyasına müracaat etmeleri ilan olunur. 11.04.2002 Basın: 24054
Gazetedözgüriüğünekavuştu Filipinler'in güneyinde3 av önce Müshıman mifitaniar-
ca kaçırdan televizyon muliabiri serbest bıraküdı. Net 25
televizvonu için çalışan 32 yaşındaki AriVn de la Cnız,Is-
lamcı Ebu Seyyaf militanlarryla söyteşi yapmaya giderken Moro Uhısal Kurtuluş Cephesi'nden a>nlan bir grup militan tara-
findan kaçınbnıştu SenatörLoren Legarda'nıngirişimJerinin ardından serbest bırakılan Cnıziçinfidyeödendiği bildirüdL (AP)
yarımadasuıda bulunan, Avrupa'nın en eski
ve en güzel şehri Ribe'de dolaşırken şehir
meydarunda sessız bir kalabalık dikkatimi
çekmişri. Herkes kilisenin yanındaki adliye
binasının çatısındaki bacaya bakıyordu
taşlaşmış olarak. Birine yaklaşıp "Neye
baJayorsıınaz" diye sorduğumda, hayatımda
gördüğüm en hiddetli yüz ifadelennden biri
ile karşılaşmıştım. "Leyieklere bakryonız
tabii, gönnfiyor musun" demişti yaşlı adam.
Adamın ses tonundan ve yüz ifadesinden
ulusal onurlannı zedelemek üzere olduğumu
anladun. Leyleklere bakmaya başladım ben
de. Sorup soruşturduğumda, yaz aylannı
geçirmek için Danimarka'yı tercih
eden leylek sayısunn son yıllarda bir
elin parmaklan ile sayılabilecek
kadar azaldığını, hatta bundan iki yıl
önce hiç gelmediklerini öğrendim.
Öğrendiklenm arasında,
Danimarka'ya yazlamaya gelen
leyleklerin rahatı için çahşıp onlann
tekrar gelmelenni sağlayacak bir
dernek bile kurulduğu vardı.
Çocukluğumun Antalya sında leylek
takırtılan ile sabah uyanıp üniversite
yıllanmda da yaptığım sayısız
Antalya-Ankara otobüs
yolculuklannda, özellikle Ankara'ya
yaklaşırken yol kenanndaki ağaçlara
rünemiş yüzlerce leyleği otobüs
camından izlemiş olmamı
harırlayınca, bunun ne büyük bir
nimet olduğunu düşünüp
Danimarkahlara acıdım. Kolay
değil; bahar, yaz ve köy, kasaba
sıcaklığının en güzel sembollerinden
biri, bu ülkeye gebniyordu artık.
Yazımızın başhğım da bu yüzden
Danimarka devlet televizyonu
TV2'nin 135. teletekst sayfasında
yer alan habenn başlığından seçtim.
Bu yıl Danimarkalılann yüzü
gülüyor, zira siz bu yazıyı
okuduğunuz zamana kadar yeni
gelenler ohnazsa, halihazırda dört
leylek Danimarka'ya gelmiş
durumda. Bu da bu yıl da
Danimarka'da yaz mevsimi
yaşanacağını gösteriyor. Ancak
Leylek Derneği yönetici ve üyeleri
ile ornitologlan üzen bir nokta var ki
o üzüntüye de katılmamak elde
değil; gelen leylekler bu yıl eşlerini
yanlannda getirmemişler, bunun
Dancası ise Danimarkahlar bu yıl
yavru leylek göremeyecekler.
Balıklarla yanşmanın tadıDaha çok kitaplarda okuduğumuz
balta girmemiş ormanlar ve uçsuz
bucaksız çöllerle kaplı Afrika
topraklan zamanla çok değişmiş. Bir
an hayal kınklığına bile uğruyorsunuz
"Aa Afrika bu mu?" diye Eski
efendileri bol bol teknoloji getirmiş
aslında ve tabii kendi yaşam tarzlan.
dilleri ve büyük ölçüde kültürlerini de
ekleyerek. Özellikle Senegal'de
Avrupa ya da Amerikan tarzı yaşam
biçimiyle karşılaşmak şaşuiıyor
insanı. Başkent Dakar'da kent
yaşamının tüm özellıklerini görmek
mümkün. Avrupalılar kendi
ülkelerindeymişçesine rahat ve her
türlü toplumsal etldnliklerini devam
ettirebiliyorlar. Üniversiteler. spor
salonlan, sinema, tiyatro. sanat
galerileri, eğitim merkezleri gibi
kentli olmanın gereklerini yerine
getirebilecek imkânlar sunuluyor ama
bunlardan faydalanabilmek için beyaz
ya da zengin olmak şart. Dakar dışına,
doğuya doğru gittikçe kentler de
köyleşmeye başlıyor. Ama güneydeki
Mbour kenri tamamen turisrik bir
kent. Saly ise ülkedeki hemen hemen
tüm tatil köylerinin bulunduğu bölge.
Enfes kıyılarda çok sayıda turistik
tesis kurulu ve bunlardan birinin
sahibi bir Türk. Saly'den sonra doğuya
doğru gittikçe, sadece ülkemizde
değil, neredeyse tüm ülkelerin doğu
bölgelerinin kaderi Afrika'da da
çıkıyor karşımıza ve Afrika
gerçekleriyle yüz yüze gelmeye
başlıyorsunuz. Düzenli yapılar yerini.
saz kulübelerden oluşan köylere
bırakıyor. Kentten uzaklaştükça yabani
hayvanlarla karşılaşma olasılığınız da
artıyor. Sömürge döneminde
Afrika'ya özgü hayvanlar da nasibini
almış beyaz adamdan. Filler gemilerle
Avrupa ya da Amerika'ya götürülmüş.
Bu yüzden Senegal'de tek bir fil yok.
Genişçe bir ormana
topladıklan geyik,
ceylan, yabandomuzu,
timsah, maymun,
gergedan ve çeşitli kuş WL .,% HtL^A
türlennı sonradan § B ~ ^ " *
A r u
'
V j A
- ^
oluşturduklan bu doğal ANTUNES
parkta korumaya
çalışıyorlar. Biraz daha _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
doğuda Kaolack kenti
DAKAR
var. Yağmurlardan bozulmuş yollan,
çarpık yapılaşması yanında bir işsizler
ordusu kenti Kaolack. Ama, safari
meraklılan ve beyaz turistler için
yapılmış rahat edebileceğiniz u
bir
adet" yüzme havuzlu otel
bulabilirsiniz. Suada Tambacounda
kenti var. Artık iyice Afrika'nnı
içlerine doğru uzandığımız ve gerçek
Afrika'yı hıssetmeye başladığımız bir
nokta Tambacounda. Aslında tüm
kentler birbirine benziyor ama kültürel
açıdan derin farklılıklar söz konusu.
Afrika içlerine kendi kültürlerini hiç
yerleştirememiş Batıhlar. Sadece bir
tane geniş cadde ve birkaç eski bina,
tozlu ve bozuk yollar her yerde
karşımıza çıkan Afrika kenti
tanımlamalan. Yol boyunca
rastladığımız sayısız köyde de yaşam
hep aynı. Tek odalı sazdan evler,
işsızlikten kapı önlerinde oturup
yoldan geçenleri seyreden köylüler,
kucağrndaki çıplak, ağlayan bebeğini
susturmaya çalışan çoğu
zaman üstsüz anneler ve
beyazlardan sürekli bir
şeyler ahnak isteyen
çocuklar. Bu manzara
eşliginde kuzeydeki Saint
Louis kentine ulaşıyonız.
Fransızlann ilk sömürge
başkenti burası. Denizin
yol açtığı dehlizler,
kocaman umaklar ve bataklıklara
Fransızlar yaptıklan köprüler ve güzel
binalarla biraz daha farİdı bir
görünüm vermişler. Senegallilerin de
medan ıftihan Saint Louis kenti.
Dakar'dan sonra bir kente benzeyen
tek yerleşım bölgesi. Burada yılın
belli zamanlannda müzik fesrivalleri
bile düzenleniyor ve dünyanın birçok
yerinden turistler Saint Louis'deki
tarihi eserleri görmek için geliyorlar.
Senegal'deki iki üniversiteden biri de
Saint Louis'de. Her türlü kültür-sanat
etkinliğinin rahatça yerine getirildiği
kent. modern yapılaşmaya da imkân
veren ve aynı zamanda doğa harikası
bir yerleşim bölgesi. Senegal turisrik
adalar açısından da şanslı. Ama Dakar
yakınlannda çok sayıdaki küçük
adacıktan biri olan ile Des Madeleines
Adası henüz tam anlamıyla
keşfedilmemiş. Denizyoluyla kente 3
kilometre mesafedekı bu ada, doğal
bir akvaryum. Adaya ulaşım küçük
botlarla yapılıyor. Mesafe kısa
ohnasuıa rağmen botlaruı kraterin
içine girebibnesi için dalgalarla
boğuşmak gerekiyor. Adanın ıssızlığı
karşısında şaşınyorsunuz, çünkü
turistik açılıma pek izin vermeyen bir
yapısı var adanın. Eski bir yanardağın
kraterinin içine dolan deniz suyu
burayı eşsiz bir gölete çevirmiş.
tçilebilecek temizlikteki bu deniz
suyunda v-üzmek ve dahnak serbest
ama balıklara dokunmak yasak. Balık
dolu bu deniz gölü koruma altuıda.
Adada bazı düşüncelere kapılıyor
insan; sözgelimi, yıllar önce
Fransızlar Ingilizlerle birlikte buraya
gelip esir ticareti ile zenginliklerine
zenginlik kahp bu işten vazgeçtikten
sonra (ya da tükettikten), şimdi turist
olarak ziyaret ediyor, kendi ülkelerine
kar yağarken bu eşsiz sularda yüzüp
balıklarla yanşıyorlar.
MALTEPE BELEDhT BAŞKANXIĞI'NDAN
İLANE1V TEBLİGAT
Muhatabı: Çetın Çatalyürek
Adresi: Bılınmıyor.
Imarın 12 pafta. 5267 parseli üzerınde ruhsatsız yapılan yapı ıçın düzenlenen
06.11.2001 tarıb, 4843 sayılı tespit zaptına ıstınaden belediye encümenının
21.11.2001 tanh 1001 sayılı karan ile hüküm altma alınmış olup bahse konu karar
teblığ edılmek üzere adresınıze göndenlmiş ise de mevcut adresınızde buîunamama-
nız ve teblıgata elverişlı başka adresinızın de tespit edılememesi nedenıyle anılan ka-
rann tarafınıza teblıgı mümkün olamamıştır.
Bu durumda belediye encümenince ıtıhazolunan 21.11.2001 tarih 1001 sayılı karar
7201 sayılı Teblıgat Yasasfnın ilgıli maddelen geregınce tebliğ yerine kaim olmak
üzere tarafınıza ilanen teblıö olunur. Basm: 22280
ZEYTÎNBURNUSULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2002 101 Karar No: 2002 310
Hâkim: Kemal Güzel. 20998 Kâtip: Zanf Nalbantoğlu
Hüküm Özetı: Mahkememıze a» 2002 101 esas. 2002 310 karar sayılı 27.03. 2002
tanhlı ılam ile Ahmet Turgut ve Vahıde'den olma 1958 d.lu Turgay Özdoğu yesayet
alnna alınarak kendısme Vahıde ve Ahmet Turgut"tan olma 1956 d.lu Sema Özdogu
vası tayın edilmiştir. 27.03.2002 Basın: 25246
R4MUKOVA ASLİYE HUKUK ttÂKİMLrĞİ'NDEN
2001,143
Davacı Pamukova ilçesinden Hatice Harmancı vekılı Av. Mehmet Camogiu tarafin-
dan daialı Pamukova ilçesi Yenıce Mahallesi nüfusuna kayıtlı bulunan Hüseyin oğlu
Nazmıye'den olma 1949 d.lu Hüseyin Harmancı aleyhıne açtığı boşanma davasının
yapılan açık duruşmasında alman ara karan geregınce;
Davalı Hüseyin Harmancrnm açık adresi yapılan savcılık arastırmalan. zabıta araş-
tırmalanna rağmen tespit edılmedığinden davalı adına gazete ılanına karar venlmiş ol-
duğundan duruşma günü olan 21/5/2002 günü saat 10.00'da bızzat mahkememızde
hazır bulunması veya kendısını vekıl ile temsıl ettıımesı gelmediğı veya kendısını ve-
kıl ile temsıl ettırmedığı takdirde duruşmaya gıyabında devam olunacağına karar ven-
leceği hususu teblıgata kaım olmak üzere ilan olunur. Basın: 289
GEBZE 1. İCRA İFLAS
MÜDÜRLÜĞÜ'NDENDÜZELTME İLAN1
DosyaNo: 2001/1383 Tal.
Gebze 1. fcra Müdürlüğü'nün 2001/1383 Tal. sayılı dosyasından vapılan 17 Nisan
2002 tarihli Cumhunyet gazetesınde ilan edilen gaynmenkul satış ılanında 1. satış gü-
nü 31.05.2002 Cuma günü olması gerekırken gazete ilanında 31.06.2002 olarak ilan
edildiğınden gaynmenkulün binncı satış gününün 31.05.2002 olarak düzeltılerek tas-
hihen ilan olunur. 26.04.2002 Basın: 25313
BAKIRKÖY 6. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 2001'639
Davacılar Necla Güçlü. Deniz Güçlü ve Berrin Güçlü tarafindan mahkememızde
açılan gaıplik davasında, Güngören ilçesi, A. Nafiz Gürman Mahallesi, Cılt No:
001 07. Aile Sıra No: 785"te nüfusa kayıtlı Ahmet ile Fatma'dan olma Bogaz
09.09.1939 doğumlu ve Güngören. Merter, Sırpsındığı Sokak, Asil Sitesı B Blok
No:15 18 adresınde mukım Mehmet Güçlü'nün gaıpligı talep edildiğınden, Adı geçe-
ni bilen ve görenlerin hayat ve mematından bılgilerı olanların mahkememızin
2001639 esas sayılı dava dosyasına ilan tarihinden ıtıbaren 6 ay içinde bıldırmeleri,
aksi takdirde adı geçenın MK'nın 35. maddesi geregınce gaıplığıne karar venleceği
hususu ilan olunur. 24.04.2002 Basın: 25224