14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•2NİSAN2002SALI CUMHURİYET SAYFA JliJVİ_f11 \_I1VJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 31.9 (II. Saraçoğlu Hükümeti) r- 9.7 (X. Inönü Hükümeti) Türkiye'nin kronik küçülme tablosu GSMH değişimi (%) 9.2 (II. Erim-Meten Hükümeti) 9.8 (I. Özal Hükümeti) r— 6.3 (Ecevit Hükümeti) 12.8 (I. Menderes Hükümeti) -6.1 (III. Yılmaz Hükümeti) (I. Çiller Hükümeti) -3.0 (III. Menderes Hükümeti) -2.8 (VI. Demirel Hükümeti) -9.4 (Ecevit Hükümeti) 2001 -15.3 (II. Saraçoğlu Hükümeti) Ulusal gelirde beklenenden daha büyük olan küçülme, yeni stand-by'm hedeflerini de ortadan kaldırdı Toparlanmaya 3 yıl bile yetmez• Kronik enflasyonıuı kronik küçülmeye yol açtığı Türkiye'de geçen yıl yaşanan rekor küçülme umutlan da kararttı. Bu küçülme üzerine hükümetin hedefleri bir bir yerine gelse bile 1999 yıhndaki 2 bin 914 dolarhk kişi başına gelirin gerisinde kalınmış olacak:. BANTSALMA.N ANKARA - Kronik enflasyonu indir- me hedefiyle IMF'yie yola çıkan Tür- kiye, bu sorunu çözemediği gibi kronik küçülmeye doğru ilerliyor. Ekonomi- nin 2001 yılında yüzde 9.4 küçülmesi. "2000 yıh ulusal getiri düzeyini ancak 2004'te yakalama" hedefini bile ger- çekleşebilir olmaktan çıkardı. 18. stand-by anlaşmasında öngörülen tüm hedeflergerçekleştirilse bile, ulusal ge- lirimiz 2004'te 201.3 milyar dolara ula- şamayarak 195.4 milyar dolarda kala- cak. Türkiye'nin yıllar itibanyla büyüme rakamlanjıa balaldığında, ortalamada büyüyen ve yaşanan küçülmelerin ar- duıdan ertesi yı] büyüyen birgörüntü çi- ziyor Örneğin 1994 krizınde yaşanan yüzde 6.1 'lik rekor daralmanın ardın- dan 1995'te Türkiye yüzde 8, 1996'da yüzde 7.1 büyüdü. Geçen yıl yüzde 9.4'e ulaşan tarihi küçülmenin ardından 2002 "de ıse hü- kümet hedefi olarak bile vüzde 3"lük büyüme öngörüiebiliyor. Bunun ger- çekleşebilir olup olmadığı üzerinde tar- üşmalar sürerken hükümetin 2003 ve 2004"e ilişkın yüzde 5'lik büyüme he- defleri de gerçekçi olmaktan çıkıyor. Yüzdesel olarak büyüme hedefi de dahil tüm beklentılergerçekleştirilse bi- le, ulusal gelirde 2002 'de öngörülen dü- zeye ulaşılamayacak. Yoksullaşan Tür- kiye'nin 1 yılda yitirdıkleri 3-4 yılda geri alınamayacak. Bu yıl, tüm hedefler gerçekleştirilir- se ulusal gelir programdaki gibi 283.2 ROF. DR. ERtNÇ YELDAN: Buprogramla Türkiye ilerleyemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bılkent Oniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erinç Yeldan, yüzde 9.4"lük küçülme rakamını, "Artık dalgalanma falan yok, yapısal niteiikte çöküntü var" diye değerlendirdi. Yeldan, bu kü- çülmenin yalnızca krizin değil uygulanan poli- tikalann sonucu olduğunu vurgularken "Arjan- tin gibi ülkeierin deneyimleri bize bu tür poüti- kalann enflasyonu düşürebildiğini, fakat büyü- meyi sağlayamadığını açık olarak gösteriyor" uyansında bulundu. Yeldan, "Ekonominin bu derece kronik bir küçülme içinde olduğu nokta- da bu tür daralOcı maliye ve para poütikalany- la ekonominin daha da gerilemesine mahkûm ol- maktayız" dedi. Prof. Yeldan, ekonomide artık konjonktürel, devresel dalgalanmalann sona erdığini belirtir- ken "Yapay büyüme-kriz-istikrar üçlemesini bıraktL Daralma yapısal niteüğe büründü" di- ye konuştu. Yel- dan, 2002 için yüzde 69 faiz, yüz- de 30 enflasyon öngörüldüğüne dikkat çekerek "Bu koşullarda hangi sanayici ya- ünnı yapacak? " dedi. Yeldan, 2002'nın ilk çeyregine ilişkin verilerden de olum- lu işaret gelmediği- ni belirtti. Yeldan, uygulanan programla gelece- ğe dönük olarak şu değerlendirmeyi yaptı: "IMF yönlendiriciliğinde hazuianan bu tip programİarkanıu harcamalannın daralülmasj- nı öngörerek faiz dışı fazla hedefine inanç düze- yinde sapianmakta. Ekonomide daraltıcı harca- ma, maliyeve para politikası öngörerek' ıstikrar' amaçlamaktadır.Ancaksöz konusu istikrarla. fi- nansal kesüne yüksekfinansalgetiri ve devalü- asyonriskindenarındınlmış bir kur politikası anıaçlanmakta. 1996 hariç 1990'lar boyunca fa- iz dışı fazla veren Arjantin'in, enflasyonu yüzde 1'ler düzeyine düşürebildiğini, ancak büyümeyi bir türiü gerçekleştiremediğini görüyoruz. Bu- nun sonuçlaruun ne olduğunu 2001 sonundaAr- jantin'in yaşadıklanyla göriiyoruz,*' SATIN ALMA GÜCÜ Türkiye, 2001'de OECD sonuncusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekono- mik tşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) satın alma gücü paritesine göre yap- tığ! sıralamada Türkiye, 2001 yılında sonun- cu oldu. Kişi başma düşen gayri safi yurtiçi haçılaya (GSYTH) göre oluşturulan tabloda, OECD ortalaması 100 kabul edilirken Türki- ye nin göstergesi 2001 yılmda 24'e düştü. Kişi başına düşen GSYÎH göstergesi AB ornlamasında 103'ken Türkiye 1997'den bu yana sürekli geriliyor. Türkiye'nin gösterge- si .997"deki3riikdüzeyinden 1998'de29'a, 19W'da 26'ya, 2000'de 27'ye, 2001 "de ıse 24 e düştü. OECD'nin kişi başına düşen GSYÎH gös- tene rakamlan şöyle: "Lüksemburg 199, ABD 148, Norveç-İsviç- re-Jrlanda 127, Danimarka 124, tzlanda 122, Kaıada-Hollanda 117, Avusturya 113, Belçi- ka 110, AN-ustnüya-Abnanya 108, Japonya 107, İtaya 106,FjnJandiya-İsveç 105, İngiltere 103, Früısa 102, İspanya 85, Yeni Zelanda 83, Por- teMz 76, Yunanistan 73, Kore 63, Çek Cumhu- rîyti 61, Macaristan 54, Slovakya 50, Polonya 4O.Meksika 38, Türkiye 24." İlçede, ekonomik krizle birükte 3 mihondan fazla tavukteJefoldu. Hükümet-banka-reel sektör üçgeninde bir yörenin yok oluşu Mudıırnulunun isyanı OZLEMYUZAK • Mudurnu Tavukçuluk'a fason üretim yapan Ferik Tavukçuluk'un sahibi Şemsettin Orhon, 2 yıl önce 295 bin dolar para harcayarak modernleştirdiği tesisini bugün 115 bin dolara bile satamıyor. karşısına yüzde 375'lik temer- rüt faizi çıktığı için Orhon, bankalardan korktuğu kadar artık hiçbir şeyden korkmadı- ğını belirtiyor. Evi zaten aylar- dan beri ipotekli. Günde 10 ke- re Mudurnu Tavukçuluk'un yetkilileri ile konuşuyor, gele- bilecek en küçük iyimser işa- reti bile değerlendiriyor. Sü- rekli interaet sitelerine, ilgili meslek odalanna, milletvekil- lerineyazılargönderiyor. Şem- 3 bin üretici, 2 bin 80 işçi, 200nakliyeci, 150tedarikçive aileleri ile birlikte 25 bini aş- kın kişi, Mudurnu Tavukçu- luk'un iflası ile birlikte son umutlanru da tüketmek üzere. Bugüne kadar 3 milyondan fazla tavuk telef olmuş, çoğu üretim tesisinin kapısına çok- tan kilit vurulu. Kimileri yaşa- maya çabalıyor. Bu arada mo- dern lcümeslerin ısıtılmasında kullanılan LPG fiyatlannın yüksekliği nedeniyle odun kullanmaya başlayan üretici ormanlara saldırarak kaçak ke- sim yapıyor. Yaklaşık 13 ay- dan beri gözlerini hamileri Mudurnu Tavukçuluk'tan ge- lecek haberlere çeviren üretici, "Denize düşen yüana sanhr'' misali Mudurnu'nun ABD'li bir şirkete satılacağı haberini bile sevinçle karşılamıştı. An- cak dün iflas haberi yöreye bomba gibi düşerken son umutlar da tükenme noktasına geldi. Mudurnu'ya fason üretim yapan Ferik Tavukçuluk'un sa- hibi Şemsettin Orhan. hükü- met-banka-reel sektör üçgeni içinde Türkiye gerçeklerinin belki de en somut ömeği. Or- han, 2 yıl önce 295 bin dolar para harcayarak modernleştir- diği tesisini bugün 115 bin do- lara bile satamıyor. 10 aydan beri üretimini durdurmuş vazi- yette. Bankadan yalnızca 18 milyar lira kredi aldığını, bu- nun faizi ile birlikte 28 milyar liraya çıktığııu ve ancak dost- lannın sayesinde aylık ödeme- lerini sürdürebildiğini anlatı- yor. En ufak bir gecikmede settin Orhon umut ile tüken- mişliğin gel-gitleri arasında debelenirken, Beyaz Et Üreti- cileri Derneği Başkanı Kemal Akman yalnız Mudurnu'da de- ğil, Türkiye genelinde sektö- rün büyük bir krizde olduğunu vurguluyor. Sektör şimdiden yüzde 30 küçülmüş. yıllık üre- tim 800 bin tondan 600 bin to- na düşmüş durumda. Akman, 6'sı büyük olmak üzere 50'ye yakın firmamn kapandığını beürtiyor. Bugün tavuk üretici- si maliyetlerini sürekli düşüre- rek ayakta kabna savaşı veri- yor. Daha ne kadarküçülebile- ceğini ise bilemiyor. Mudurnu iflas etti Kurtarma girişimleri sonuçsuz kaldı Ekonomi Servisi - Dalgalı kur uygulamasına geçihnesi- nin ardından mali sıkıntıya dü- şen ve satışı için görüşmeler yapılan Mudurnu Tavukçuluk iflas etti. Mudurnu Tavukçu- luk AŞ'den borsaya gönderi- len açıklamada, şirket aleyhi- ne Istanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan 20011017 esas sayılı davanın yargılaması sonucu, 26 Mart 2002 tanhınde şirketin iflasına karar verildiği duyuruldu. Açıklamada, iflas tasfiye iş- lemlerinin Istanbul 1. iflas Da- iresi'nin 2002'6 sayılı dosya- sıyla başlatıldığı kaydedildi. TevfikTüresinve Türesin aile- sine ait şirket, Global lç ve Dış Yaftnm Proje Uygulama Tica- ret AŞ ile ön protokol yaprruş- tı. Türesin, şirketin toplam 35 milyon dolarlık bir borç tablo- su ile karşı karşıya kaldığını ve ürerimi durdurduğunu be- lirtti. IMKB Gözaltı Paza- n'ndaki işlem sırası kapalı olan Mudurnu Tavukçuluk ya- tınmcılannın yılbaşı itibanyla Takasbank nezdinde 6 bin 949 hesap sayısı bulunuyor. katrilyon lira yerine 275.2 katrihyon li- ra (160.9 milyar dolar) olabilecek. Ni- yet mektubunda yer alan dolar bazında- ki ulusal gelir hedefi dikkate alındığın- da, dolar kurunun ortalama 1 milyon 710 bin lira olacağı görülüyor. Kişi başma gelirde telafi gûç Hükümetin 2002 yılı programındaki 67 milyon 273 bin kışilik yıl ortası nü- fusu esas alındığında, hedeflerin tuttu- rulması durumunda bile kişi başına dü- şen ulusal gelirin bu yıl ancak 2 bin 392 dolar olabileceği görülüyor. 2001 yılı küçülmesinin üzerine hü- kümetin 2003 ve 2004 yılı hedefleri yansıtılmaya devam edilirse, gelecek yıl ulusal gelirin 360.8 katrilyon lira (177.6 milyar dolar), 2004'te de 428.4 katrilyon lira (195.4 milyar dolar) ola- bileceği görülüyor. Nüfus tahmınleri- nin binde 18.3 arttınldığı dikkate alı- nırsa, 2003 'te kişi başına düşen gelir 2 bin 592 dolar, 2004'te de 2 bin 801 dolar olacak. Kişi başına gelirde 2004'te ulaşılacak bu rakam bile, Tür- kiye'nin 2000 yıhndaki 3 bin 95 do- lar olan düzeye dönmesine yetmeye- cek. Yani 2004 yılında enflasyonla mücadele programının başlatıldığı 1999 yılındakı 2 bin 914 dolarlık ki- şi başma gelirin bile gerisinde kalın- mış olacak. Hiçbir hedef tutmadı ANKAR4(Cuiîihurfyet Bürosu)- De- ğiştirilen hedeflenn bile 2001 'de ger- çekleştirilememesi 2002'ye daha baş- langıçta gölge düşürdü. Güçlü Ekonomiye Geçiş Progra- mı'nda yüzde 5 olan 2002 büyüme he- defi, önce 2002 yılı bütçesiyle yüzde 4'e, ardından IMF'yle yapılan 18. stand- by anlaşmasıyla yüzde 3 'e indırildi. Ge- linen noktada ise halen büyümeye yöne- lik işaretlerin alınamaması, beklentile- rin yüzde 1-2 düzeyine kadar çekilme- sine neden oluyor. Hükümetin 2002 yı- lı programının temelini oluşturan 2001 yılına ilişkin enflasyon ve büyüme tah- minleri gerçekleşmedi. Hükümetin sü- rekli değiştirmesine karşın tutturamadı- ğı hedefler şöyle: 2001 MaB Yıh Bütçesi: Yüzde 4.5 bü- yüme. Yıl sonu için yüzde 10 TEFE, yüzde 12 TÜFE. Şubat krizinin ardından 15 Mayıs 2001 'de açıklanan Güçlü EkûnomheĞe- çiş Programı: Yüzde 3 küçülme. Yıl so- nu için yüzde 57.6 TEFE, yüzde 52.5 TÜFE. 28 Ekün 2001'deyaynnlanan 2002 Yü- lık Programı: Yüzde 8.5 küçülme. Yıl sonu için yüzde 80 TEFE, yüzde 65 TÜ- FE. 2001 Yıl Sonu: Yüzde 9.4 küçülme. TEFE yüzde 88.6, TÜFE yüzde 68.5. İhracat sevindirdi Bir de iyi haber! Ekonomi Servisi - Türkiye'nin mart ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18.3 arttı. Türkiye Ihracat- çılar Meclisi'nin (TTM) verilerine göre, geçen ay 2 milyar 861 milyon 64 bin do- larlık ihracat kayıt altına alındı. 2001 yılı Mart ayında 2 milyar 418 milyon 515 bin dolarlık ihracat gerçekleşmişti. Sanayi ürünleri ihracatı yüzde 20.8 arttı. Madencilik ihracatındaki artış yüzde 32.7 olurken tanm ürünleri ih- racatuıdaki artış yüzde 1.9'da kaldı. Fiyatlar düşûk TlM Başkanı Oğuz Saücı. ihracatta görülen artışm en önemli nedeninin ekonomik krizin devam etmesi nede- niyle daralan iç pazann büyümeye ge- çememesi yüzünden üretimin dış pa- zarlara yönelmesi olduğunu bildirdi. Endekslere göre 1994 yılında 100 bi- rim fiyata satılabılen bir ürünün 2001 'de 85.5 birim fiyata satıîabilme- sinin de unutulmaması gerektığinı kay- detti. ŞÜKRAN SONER Dünya Seyrediyop Evet, dünya bir kez daha seyrediyor. Orada bura- da yapılan protesto eylemlennin, hükumetlerın kar- şı çıkış açıklamalannın, caydırıcı olamadıkları süre- ce pek de bir anlamları yok. Olsa olsa kendi kamu- oylarına yönelik, vıcdan aklamaya, daha doğrusu günah çıkarmaya yarar. Arafat'ın israıl askerlerı tarafından kuşatılmış, mum ışığı ile aydınlatılan odadan dünyaya yaptığı "Israil'i durdurun" çağrısının bir geçerliliği yok bel- ki. Ama bilinçlere kazınan, vicdanlan sızlatan boyu- tu var. Uygarlık adına utanç belgeseli niteliğinde. Bi- limsel, teknolojik devrimler çağında, kaynakların zengin kuzeyde, tekellerelındetoplanmasının, çıkar- lar adına, insanhaklannaaykm, pervasızkullanılma- sının belgeseli. Israil-Filistin arasındaki kuralsız savaşta çok kan döküJüyor, iki taraftan da çok canlar yanıyor, en çok en günahsızlar ölüyor, acı çekiyor ama, eşitsizlığin çarpıcı boyutları da her an gözler önünde. Israil'in arkasında dünyanın jandarması, 11 Eylül sonrası, daha rahat, apaçık "fekgüç, teksahip beniml oy- nayan ABD var. Kurallannı, sınırlannı kendi çizdiği, Israil ile Filistin arasında yaptırdığı barış anlaşması koşullarından çark etmiş. Israil'i zaman zaman uyarıyor görünse de israil'e, "11 Eylül sonrası koşullardeğişti. Sonu- na kadar gıdebllirsin " diyor. Israil cephesi bu konudaki kararlılığını zaten, ba- rış anlaşmasını imzalamış kendi başbakanına yapı- lan suikastla, banşiçinen büyuktehdit oluşturan şa- hinler kadrosunu iktidar yapmakla kanıtlamış. Tero- re yanrt gerekçesi ile Filistin toprakları üzerinde iş- gal gerçekleştıriliyor. En modern, en pahalı tekno- loji ile donanımlı sılahlı gücün terörü karşısında. Fi- listin kaynaklı terör örgütlerinın can yakan yanıtlan ancak intihar, kendilerıni de bomba yerine koyanla- nn eylemlen ile olabiliyor. Bağımsız Filistin Devleti'nın simgesi liderArafat'ın üzerine çarpı çizilmiş. Ya sürgüne gidecek ya koşul- suz teslim olacak ya da gerekirse ölecek. ABD ta- rafından onaylanmış. Israil'in bu karan karşısında, kaybedecek bir şeyi kalmamış lider direnerek oyu- nu bozmaya çalışıyor. Başarabılır mı? Başaramasa bile düzenin çarpıklığının, acımasızlığının belgese- lıni yaratıyor. Her şey ortada, her şey gözler önünde. Clinton iktıdarında bir strateji ya da o günun koşulları gerek- tirdiği için mı tam bilınemez ama uygun görulmüş barış koşullarını zorlayan nedenler ortadan kalkmış bulunuyor. Israil anlaşma gereği Filistin'e bırakılma- sı gereklı ancak Yahudılerın yerleştiği, çok daha önemlisi su kaynakları anlamında çok önemli top- rakları vermeme niyetınde. Kozlar elinde. 11 Eylül'ün akşamı CNN'de gördüğümüz Filistin halkına aitmiş gibi gösterılen, sonra sahte olduğu anlaşılan görüntüleri anımsayın. Dünya, belki de en çok ABD ve Israil kamuoyunu oluşturmak üzere ya- pılmış oyunu. Bir başka nedenle çekılmiş Filistinli- ierin sevınç gösterilerinin, ABD ikiz kulelerinin bom- bardımanına sevinç gösterisi gibi gösterilmesini. Uzun amaçlı bir planın çok medyatık, çok ınce bir oyunu değil miydi? Zaten Israil-Filistin barış anlaşmasının gerçeklik kazanması için yapılmış olanlann "çok az ve çok geç" olduğunu, anlaşmanın çok taze ımzalanmış olduğu umut saçtıöı tarihlerde bile Israil'i banşsever- ler söylüyorlardı. îsraıl ile ABD'nin oluşturdukları, Arafat ve örgütünü yıkmak üzere kurdurduklan ra- dıkal Islamı akımlar Filistinlıler arasında çok etkin örgütlenmiş. güçlenmişlerdi. Arafat'ın egemen ola- madığı bu guçler Fılıstinlilerın yoksul ve yoksun ya- şam ortamında terörü tırmandınyor, Israil'in barış koşullarından çark etmesinde gerekli fırsatı yaratı- yoıiardı. Bu arada Arafat'ın ne kadar haklı ya da masum olduğunun pek de bir anlamı yok. Senaryo çok da- ha büyük ölçeklerde yazılmış bulunuyor. Arapların bir birlık oluşturamadan, nükleer gücü olan Israil karşısında, paramparça, kimileri ABD'nin uydusu konumunda. gönülleriyle, en azından ırksal dinsel bağlarla Filistin halkının yanında olmaları, karşı du- ruşu oluşturamadıklarına göre en küçük bir anlam, değer taşımıyor. Ulkeler içinde siyaseti harekete geçirebilecek, zor- layabilecek ıç dinamiklere gelince... Amerikalılar 11 Eylül'ün şokunda, "büyükAmerika rüyasının"sona ermemesi üzerine, insanlığa. uygarlığa ait her tür değeri, ilkeyi reddetme umuduna, ünlü medyalan- nın da katkısı ile gırmiş konumdalar. Avrupalıların da ünlü uygarlık, ınsan hakları değerierınden sapma eğilimlerinin göstergesi hıç de parlak değil. ABD'li- ler kadar sayılmasa da "zengin kuzey"\n yoksul gü- neye bakış açısı içine girmişler. Dünyayı, insan hak- larını bu açıdan değerlendiriyor. göruyorlar. Dünya ölçeğinde olup bıtenlere karşı, banştan ya- na, haktan yana aykırı sesler çok cılız çıkıyor. Elbet- te Türkiye için de aynı şeyler geçerli. Sağdan-sol- dan, iktidardan, muhalefetten, bir yanları ile ABD- AB çıkarlarınaodaklanmışörgütlenmeler, düşünce- ler, gözler önünde olanlara vermeleri gereken tep- kiyi veremiyorlar... soner@cumhuriyet.com.tr Wafl Street JouraaL' Küçülme fazla NEW YORK (AA) - Amerikan finans çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal (WSJ), "Türk ekonomisinde görülen daralmanın, öngörülenden daha fazla olduğunu" yazdı. Türkiye'nin GSMH'sinin 2001 yılında yüzde 9.4 oranında azaldığına dikkat çeken gazete, "küçülmenin, IMF ile yapılan 16 milyar dolarlık kurtarma planında belirtilenin ötesinde olduğunu" vurguladı. Haberde. "Türk ekonomisini 2001 Şubat'ında etkisine alan krizin bankacılık sistemini felce uğrattığı ve TL'nin değerini yanya indirdiği" de kaydedildi. "Bu gelişme üzerine Ankara hükümetinin IMF desteğiyle büyük iç borç yükünü hafifletmek üzere bir reform programı hazırladığını" vTorgulayan gazete, "amacm. büyümenin yeniden başlatılması olduğuna"' değındi. Zam şampîyonu, hastane yatağı • Ekonomi Servisi - tstanbul Ticaret Odasf nın Istanbul Ücretliler Geçinme Endeksi'ne göre, kentte mart ayının ve son bir yılın zam şampiyonu hastane yatak ücreti oldu. ÎTO'dan yapılan açıklamaya göre, geçen ay yüzde 191.7 artan hastane yatak ücretinde son bir yıldaki artış da yüzde 307'ye ulaştı. Bu yılın ilk üç aylık dönemi itibanyla en çok fiyat artışı ise yüzde 250.9'la mahkeme ve avukatlık ücretlerinde gerçekleşti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle